DOLANDIRICILIK!!! Üşenmeyin mutlaka okuyun çok çok çooook önemli!!!

CyberBlade

Katılımcı Üye
6 Tem 2006
962
15
İstanbul
DİKKAT..!!!
üşenmeyin mutlaka okuyun çok çok çooook önemli.
O gece mail kutusuna gelen bir notun tüm geleceğini etkileyeceğini
bilemezdi. Ekte gönderilen dosyayı açtığında ekranı binlerce
gül kaplamıştı. Her tıklamada yeni bir sayfa açılıyor ve her açılan sayfada
değişik
renklerde güller tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyordu. Son tıkladığında
ise ekranda şöyle yazıyordu; "Hiçbirisi senin gibi
olamaz. Seni seviyorum..."
Fulya çok şaşırmıştı.Maili gönderene baktı ama bu isim onda hiç bir çağrışım
yapmamıştı. Sonraki günlerde
benzer mesajlar gelmeye devam etmişti. Her defasında farklı çiçekler
kaplıyordu ekranını ve son sayfada yine aynı şeyler
yazıyordu."Hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum..."
Fulya bu esrarengiz kişiyi merak etmeye başlamıştı. 10. gece gelen mesajı
yanıtlamayı düşündü. İster istemez etkilenmişti. O
günlerde kendini çok yalnız hissediyordu... Kim acaba diye kendi kendine
sorarken birden parmaklarının klavyeye uzandığını
farketti. "Bu çiçekleri bana neden gönderiyorsunuz? Lütfen
kimliğiniz hakkında bana bilgi verirmisiniz?..."
Yazdıkları sadece bu kadardı. Ardından iletisini göndermek için "Gönder"
tuşuna bastığında hayatının ne hale geleceğini asla
bilemezdi... Ertesi gece heyecanla mail kutusuna baktı. Yine aynı kişiden
bir mail daha gelmişti. Yüreği dalgalı denizlere
dönmüştü.Aceleci tavırlarla maili açtı. Bu defa tek sayfalık bir ekran vardı
karşısında ve şunlar yazıyordu;
"Beni gerçekten merak ediyorsan yarın öğleden sonra saat 2'de bilgisayarının
başında ol ve msn'in açık olsun..."
Fulya o geceyi biraz heyecanlı birazda huzursuz geçirdi... Gece boyunca hep
bu konuyu düşündü. Kimdi, neyin nesiydi, neden her gün
bu mailleri ona gönderiyordu... Bu soruların cevabını bulamamıştı.
Ertesi gün saat 14.00'te ekranın başındaki yerini aldı ve msn'ide açtı. Bir
süre sonra ilk mesajı almıştı. "Merhaba çiçeğim..."
Fulya kalbinin deli gibi atmaya başladığını hissetti..."Merhaba...
Kimsiniz?"
- Sizi tesadüfen buldum. Bana gelen maillerden birinde sizin de adresiniz
vardı. gizemlicicek@... çok dikkatimi çekmişti. O yüzden
size her gece birbirinden güzel çiçekleri maillemeye başladım.
-Peki ama "hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum" ne demek oluyor?
-İkimiz de çiçekleri çok seviyoruz değil mi? O zaman birbirimizi de çok
seveceğiz desem herhalde yanlış olmaz.
Fulya ne diyeceğini bilemiyordu. Uzunca bir süre cevap yazamadı.
Sonra;
-Bakalım zaman ne gösterecek. Bu arada kendini biraz tanıtırsan memnun
olacağım.
-Hiç gerek yok...Çünkü sen beni çok iyi tanıyorsun.
Fulya iyice afallamıştı. Cevap yazmak için ekrana baktığında karşı tarafın
çıkmış olduğunu gördü. Bir süre bekledi ama geri dönüş
olmadı. Herhalde elektrikleri kesildi ya da başka bir sorun çıktı" diye
düşündü...
O gece ve sonraki geceler meçhul kişiden hiç mail gelmedi. Her gün msn'i
açıyordu ama orayada gelen giden yoktu. Fulya'nın içi
içini yiyordu. Neler oluyordu? Hiç bir sorunun cevabını bulamamak git gide
sinirlerini germeye başlamıştı. Aradan bir aydan fazla bir zaman geçmişti ve
Fulya bu esrarengiz kişiyi unutmaya başlamıştı.
Bir gün çalıştığı iş yerine sivil polisler geldiler. Fulya'yı arıyorlardı.
"Benimle ne işleri olabilir" diye düşünürken
odasına giren polislerden biri kollarına kelepçeyi takı vermişti. "Hey neler
oluyor, ben ne yaptım ki" diye avaz avaz bağırmaya
başlamıştı. Polisler bilgi vermiyordu. Sadece "Bizimle emniyete
geleceksiniz" diyorlardı. Özellikle kollarına vurulan kelepçeler
moralini çok bozmuştu. Neler olup bittiğini çözmesi olanaksızdı.
Emniyet Müdürlüğüne gidene kadar polisler tek kelime bile etmemişlerdi.
Kapısında "Dolandırıcılık Masası" yazan bir odaya
girdiğinde hepten şaşkına dönmüştü. Masadaki görevli polis "Buyrun Fulya
hanım oturun"
diyince ilk sandalyeye kendini atıverdi.
-Söyler misiniz neler oluyor? Bu bir şakaysa çok ağır bir şaka oldu. Derhal
bu oyunu kesin ..."
Daha lafını bitirmemişti ki kendisine oturmasını rica eden polisin sert bir
ifadeyle "Hep böyledir. Yaparlar ama kabul
etmezler..." sözleri başını döndürmeye yetmişti. Birden fenalaştı ve olduğu
yere yığılıp kaldı. Gözlerini açtığında bir sedyede
olduğunu farketmişti. Boş gözlerle etrafına bakıyordu.
Biraz sonra kendisini iş yerinden alan polislerden biri yanına geldi.
-İyi misiniz Fulya hanım? Kendinize geldiyseniz artık işimize bakalım.
Güçlükle doğrulmuştu. Sonra polisinde desteğiyle tekrar o odaya girdiler.
Aynı sandalyeye oturmuştu.
-Fulya hanım, dolandırıcılıkla suçlanıyorsunuz. Banka hesabınızda son 15 gün
içinde tam 28 işlem yapılmış. Bu süre zarfında
yaklaşık 4 trilyon lira hesabınıza yatmış ve oradan da başka bir hesaba
havale edilmiş.
-Olamaz... Benim böyle şeylerden haberim yok. Bankada 350 milyon liram var.
Bunun dışında da neler olup bittiğini bilemiyorum.
-Fulya hanım,şimdi bize işbirliği içinde olduğunuz kişilerin adlarını
vermenizi istiyoruz.
-Siz neler diyorsunuz? Ne işbirliğinden bahsediyorsunuz?.
-Dolandırıcılık bayan... Genelde tek başına yapılmaz bu işler. Ayrıca bu
kadar parayı ne yaptığınızı da bize derhal açıklayın.
Fulya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Hiçbir şeye anlam veremiyordu.
Artık ifade verebilecek durumda değildi. Sinir krizleri
geçirmeye başlamıştı. Birden kendini parmaklıklı bir odada bulmuştu.
Dışardan ölü bir
ışığın içeri süzüldüğü rutubetli küçük bir odaydı. O geceyi sabaha kadar
ağlayarak geçirmişti. Sabahın ilk ışıkları küçük
pencereden içeri süzüldüğünde gün ağlıyordu gözlerinde ve üşüyordu...
Bir süre sonra kapı açıldı ve bir kadın polis kolundan tutup kendisini takip
etmesini söyledi. 2-3 dakikalık bir yürüyüş
sonrasında tekrar ilk geldiği odaya varmışlardı.
Fulya'nın yüzü solmuştu ve tir tir titriyordu. Polisler ona sıcak bir fincan
çay verdiler. Önce fincanın sıcaklığıyla ellerini
ısıttı sonrada yudum yudum içmeye başladı.
-Başınız iyice dertte bayan... 28 kişinin banka hesabından kendi hesabınıza
havaleler yapmış ve ardındanda 4 trilyonu 3 ayrı
hesaba aktarmışsınız ve bu paralar ertesi gün ilgi hesaplardan çekilmiş.
-Benim hiçbir bilgim yok, ben bir şey bilmiyorum diyebildi.. Ardından
sarsıla sarsıla ağlamaya başladı.-Bugün savcılığa
çıkaracağız sizi ve tutuklanacaksınız.İyisi mi bize yardımcı olun da şu işi
çözelim.
Fulya darmadağınık olmuştu. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Sonra
"tutuklanacaksınız" sözünü hatırlayıp daha da büyük bir korkuya
kapıldı. O andan itibaren hiç konuşmadı. Fulya'yı bir başka odaya aldılar.
Yaklaşık 2 saat kadar orda tek başına kalmıştı. Bu süre
zarfında neler olup bittiğini asla anlayamadı.
Sonra bir bayan polis geldi ve kendisini takip etmesini söyledi.
Bu defa bir arabaya binmişlerdi. 10-15 dakika sonrada savcının karşısına
çıkarılmıştı. Savcı 55-60 yaşlarında
babacan tavırlı biriydi.
-Otur kızım deyişi Fulyanın içini birazcık da olsa rahatlatmıştı.
-Anlat bakalım kızım. Nasıl başladın bu işe?
-Benim bahsettiğiniz işlerle hiç ilgim yok savcı bey dedi.
-Banka hesabınız öyle demiyor
...
Ne vardı banka hesabında. Neler olmuştu?
-Bakın ayın 13 ünde sarıgül notuyla 750 milyar, 17'sinde beyaz zambak
notuyla 2 trilyon ve 19'unda da siyah lale notuyla kalanını
havale etmişsiniz.
SARI GÜL, BEYAZ ZAMBAK, SİYAH LALE... Allahım neler oluyor diye beynini
iyice zorluyordu.
Sarıgül... Beyaz zambak... Siyah lale...
Birden irkildi. Bu olamazdı!!! Ona ilk gelen mesajda hep sarı güller vardı.
Sonraki maillerde beyaz zambaklar, siyah laleler
ekranı dolduruyordu.
Ama bu nasıl olabilirdi? Savcıya doğru döndü ve kendisine gönderilen
maillerden bahsetti. Savcı şaşkınlıkla onu dinliyordu.
Maillerin bu işle ne alakası olabilirdi? Savcı bey bir yere telefon açıp
birisinin odasına gelmesini istedi. Bir süre sonra odaya
genç bir kız geldi ve
-Fulya hanım. Siz bu hikayeyinizi baştan sona kadar hiçbir şeyi atlamadan
bana tekrar anlatırmısınız ? dedi.
-Tabi dedi ağlamaklı sesiyle... Sonra olanı biteni anlatmaya başladı. Her
gece gelen maillerden bahsetti. Sarı güllerden ,siyah
lalelerden ... bahsetti.
-Bunların dışında bir şey daha olmalı dedi kız. Fulya herşeyi en ince
ayrıntısına kadar anlattığını sanıyordu.
-Peki. Siz hiç cevap yazdınız mı?
-Evet bir kez yazdım Kim olduğunu merak ettiğimi sormuştum. O da bana bir
sonraki gün msn degörüşelim demişti.
-Yani siz onunla msn'de görüştünüz öyle mi?
-Evet diye cevap verdi Fulya...
Sonra kız savcının yanına gitti ve Fulya'nın duyamayacağı şekilde bir şeyler
anlattı. Sonrada aceleci
adımlarla odadan çıktı. Savcı yanına gelmişti.
-Bak kızım. Eğer anlattıkların doğruysa senin için bir ümit doğabilir. Yoksa
gençliğine yazık olacak...
Fulya hüngür hüngür ağlamaya başladı Savcı başını okşadı ve;
-Koyverme kendini hemen. Dur bakalım bir şeyler bulabilecek miyiz...
Sonra Fulyayı bir başka odaya aldılar. Aradan ne kadar zaman geçmişti.
Dışarda neler olup bitiyordu. Daha ne kadar burada
kalacaktı?
Kapı açıldı ve savcı beyle diğer genç kız içeriye girdiler. Yüzlerindeki
ifade Fulya'yı biraz olsun rahatlatmıştı. Gözü ağlamaktan
kan çanağına dönmüştü.
-Hadi bakalım kızım evine gidiyorsun. Fulya ne diyeceğini şaşırmıştı. Yine
ağlamaya başladı. Diğer kız
yanına yaklaştı.
-Benim adım Ayşe. Bilgisayar uzmanıyım. İfadeniz üzerine yaptığımız
araştırma sonucu asıl dolandırıcıları tesbit ettik.
-Peki ama bunun benimle ne ilgisi var?. Benim banka hesaplarımın bu işle ne
alakası var?
Ayşe gülmeye başlamıştı.
-Bakın Fulya hanım sizi msn'de konuşmaya çağırmasının tek nedeni vardı. O da
bilgisayarınızın IP numarasını öğrenmek... Sonrası
onlar için çok kolay oldu. Bilgisayarınıza girdiler ve sizinle ilgili tüm
bilgileri ele geçirdiler. Sonra da başka hesaplardan sizin hesabınıza para
aktardılar ve ardından da sahte
isimlerle açtıkları kendi hesaplarına aktarıp buradan paraları çektiler.
Fulya öylesine şaşkın öylesine çaresizdiki...
-Hadi şimdi evinize gidin ve iyice dinlenin. Yarın sabah sağlıklı bir
şekilde yeniden ifadenizi alacağız. Ayşenin de yardımıyla
dışarı çıktılar. Güneş ışınları gözünü kör etmişti sanki... Hemen bir taksi
çevirip evine gitti. Alelacele kendini banyoya attı.
Sonra bir fincan kahve hazırladı kendisine. Biraz rahatlamıştı. Sonra
yatağına uzanıp derin bir uykuya daldı. Gece boyunca
rüyalarında hep çiçekler gördü. Çiçekler ona saldırıyor, her tarafını yara
bere içinde bırakıyorlardı. Uyandığında ter içinde
kalmıştı. Hemen kalktı ve ilk
iş olarak bilgisayarın elektrik bağlantısını kopardı. Perdeyi açıp dışarı
baktığında ise hala Gün ağlıyordu
gözlerinde.Üşüyordu...
 

sLayEr

Özel Üye
2 Ara 2006
781
5
İstanbul
kızı kobay olarak kuLLanmıshlar..aLLahtan ben o Team'den ayrılmısım:)..Kimseye guven oLmaz BaNa Kobay Gözü iLe bAkıor oLabiLirlerdi;)..
 

crack

Katılımcı Üye
28 May 2007
498
4
Ne diyeceğimi bilmiyorum gercekten güzel bir konu insanlar hack nedir bilmeseler bile böyle konularda aydınlanır ve aydınlatılırsa eminim böyle kalpazanlara yer kalmaz..
Saygılar....
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.