"Indirect (Reported) Speech" konusunda öğretilen bir
kural vardır: "Asıl" tümcede "ago" sözcüğü geçmişse, üçüncü kişiye
aktarırken bunu "before" sözcüğüne değiştirmemiz gerekiyor:
"I saw him two days ago."
She told me that she had seen him two days before.
(= two days previously)
"I saw him a week ago."
She told me that she had seen him the week before.
(= one week previously, the previous week)
Acaba neden?
Çünkü "ago" sözcüğü, içinde bulunduğumuz andan geriye
doğru yapılan bir hesaplamadır:
I met him two weeks ago. = bugün itibariyle iki hafta
önce
How long ago did you last see him? = bugün itibariyle
en son nezaman?
How long ago did you receive your last raise? = Son
ücret zammınızı bugün itibariyle en son nezaman aldınız?
"Before" sözcüğü ise, ezelden ebede akan zaman
çizgisindeki herhangi bir noktanın öncesine gönderimde bulunur:
I had met him two weeks before. = (sözünü ettiğimiz
geçmişteki o olayın) İki hafta öncesinde kendisini görmüştüm
How long before had you last seen him? = (sözünü
ettiğimiz olaydan) Nekadar zaman önce kendisini görmüştünüz?
How long before had you booked your ticket before (you
actually undertook your trip)? = (Yolculuğa çıkmadan) Nekadar zaman
önce biletinizi ayırtmıştınız?
Aşağıdaki ikili durumları kendi içlerinde
karşılaştıralım:
(1) Two years ago, I visited my home town, (2) which I
had left two years before (=previously). Açıklaması: ziyaret 2 yıl
önceydi; kişinin kentten ayrılışı ise ziyaretin de 2 yıl öncesinde
gerçekleşmişti (bugün itibarıyla 4 yıl önce).
(1) Ahmet: "I ran into her in the metro the other day."
Mehmet: "How long ago was that?" Ahmet: "Kendisine geçen gün metroda
rastladım." Mehmet: "Nekadar süre önceydi bu?" (= bugün itibarıyla)
(2) Ahmet: "Our previous house was completely destroyed
in a fire." Mehmet: "How long before had you moved in?" Ahmet: "Bir
önceki evimiz bir yangında tamamen tahrip oldu/olmuştu." Mehmet: "(O eve)
Nekadar süre önce taşınmıştınız?"
Dikkat ederseniz, "şu andan geriye" kavramı AGO
kullanımını; "o andan geriye" kavramı ise past perfect tense ile BEFORE
kullanımını gerektirdi. Ama bu durum yalnızca past boyutunu bağlamıyor; future
boyutu için de geçerlidir:
Today is Monday. I can only bring you the plans on
Thusday, though I will have finished them long before. = Planları size
ancak Perşembe günü getirebilirim -- gerçi çok öncesinde bitirmiş olacağım
ama.
How long before do/will I have to book my ticket? =
(Yolculuğa çıkmadan) nekadar zaman önce biletimi ayırtmak
zorundayım/zorunda kalacağım?
kural vardır: "Asıl" tümcede "ago" sözcüğü geçmişse, üçüncü kişiye
aktarırken bunu "before" sözcüğüne değiştirmemiz gerekiyor:
"I saw him two days ago."
She told me that she had seen him two days before.
(= two days previously)
"I saw him a week ago."
She told me that she had seen him the week before.
(= one week previously, the previous week)
Acaba neden?
Çünkü "ago" sözcüğü, içinde bulunduğumuz andan geriye
doğru yapılan bir hesaplamadır:
I met him two weeks ago. = bugün itibariyle iki hafta
önce
How long ago did you last see him? = bugün itibariyle
en son nezaman?
How long ago did you receive your last raise? = Son
ücret zammınızı bugün itibariyle en son nezaman aldınız?
"Before" sözcüğü ise, ezelden ebede akan zaman
çizgisindeki herhangi bir noktanın öncesine gönderimde bulunur:
I had met him two weeks before. = (sözünü ettiğimiz
geçmişteki o olayın) İki hafta öncesinde kendisini görmüştüm
How long before had you last seen him? = (sözünü
ettiğimiz olaydan) Nekadar zaman önce kendisini görmüştünüz?
How long before had you booked your ticket before (you
actually undertook your trip)? = (Yolculuğa çıkmadan) Nekadar zaman
önce biletinizi ayırtmıştınız?
Aşağıdaki ikili durumları kendi içlerinde
karşılaştıralım:
(1) Two years ago, I visited my home town, (2) which I
had left two years before (=previously). Açıklaması: ziyaret 2 yıl
önceydi; kişinin kentten ayrılışı ise ziyaretin de 2 yıl öncesinde
gerçekleşmişti (bugün itibarıyla 4 yıl önce).
(1) Ahmet: "I ran into her in the metro the other day."
Mehmet: "How long ago was that?" Ahmet: "Kendisine geçen gün metroda
rastladım." Mehmet: "Nekadar süre önceydi bu?" (= bugün itibarıyla)
(2) Ahmet: "Our previous house was completely destroyed
in a fire." Mehmet: "How long before had you moved in?" Ahmet: "Bir
önceki evimiz bir yangında tamamen tahrip oldu/olmuştu." Mehmet: "(O eve)
Nekadar süre önce taşınmıştınız?"
Dikkat ederseniz, "şu andan geriye" kavramı AGO
kullanımını; "o andan geriye" kavramı ise past perfect tense ile BEFORE
kullanımını gerektirdi. Ama bu durum yalnızca past boyutunu bağlamıyor; future
boyutu için de geçerlidir:
Today is Monday. I can only bring you the plans on
Thusday, though I will have finished them long before. = Planları size
ancak Perşembe günü getirebilirim -- gerçi çok öncesinde bitirmiş olacağım
ama.
How long before do/will I have to book my ticket? =
(Yolculuğa çıkmadan) nekadar zaman önce biletimi ayırtmak
zorundayım/zorunda kalacağım?