değerlendirilirken; zamanla zararlı kodların ortaya çıkması ve bilişim sistemlerine bağımlı hale gelen kritik altyapıları yıllar içinde artan bir oranda tehdit etmesi
(Şekil.1), tehlikenin seviyesinde şekil değişikliğine sebep
olmuştur
- Dünyada ortaya çıkan bu yeni durum ekonomik, siyasal ve sosyal olarak uluslararası alanda yeni bir yapı yani
küreselleşmeyi meydana getirmiştir. Küreselleşme; sosyal, kültürel ve siyasal değerlerin, düşüncelerin,
birikimlerin ulusal sınırları aşarak dünya geneline yayılması ve uluslararası alanda diğer unsurları etkilemesidir. Bu bağlamda; bilgi teknolojileri her ne
kadar küreselleşmeye yön veren aktörler için söz sahibi olma yönünde etkili bir araç olsa da; diğer ülkeler için
kaçınılmaz olarak benimsettirilen ve rekabet için takip edilmesi gereken önemli bir yeniliktir
- Daha önceki dönemlerde yeni doğal kaynakların, yeni kıtaların, yeni ticaret yollarının keşfedilmesi sonucu
ortaya çıkan ekonomik gelişmelerden farklı olarak şimdi, bilgisayar teknolojisi ile yaratılan görünmeyen bir kıta
(internet dünyası) keşfedilmiştir. Bu buluş, sadece üretim ve tüketimde değil mekân anlayışında köklü bir değişiklik
getirmiş, insanların sosyal ilişkilerinde mekânın zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır. Bu yüzden bilgi
toplumu ile küreselleşmenin iç içe ve birbirlerinin tamamlayıcı parçaları olduklarını belirtebiliriz. Böylece
bilgi teknolojileri ve iletişim sistemleri ile küreselleşme hız kazanmış, ülke sınırları küçülmüş, rekabet ortamı
şiddetlenmiş, bölgesel gruplaşmalar başlamış ve bugün için ülkelerin fiziksel alan dâhil tüm etki alanları siber
alandaki yetkinliklerine göre sınırlanmıştır
BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ VE TÜRKİYE
(TRANSITION TO INFORMATION SOCIETY)
Ulusal bilgi altyapılarını oluşturan ülkeler, bu doğal süreç içerisinde ülkenin ekonomik açıdan büyümesi ve(TRANSITION TO INFORMATION SOCIETY)
verimliliğinin artması, yeni iş sahası olanakları, haberleşme ve yazılım teknolojileri avantajları,
uluslararası alanda kritik teknolojilerde liderlik sağlanması gibi nedenlerden ötürü bilgi teknolojilerine
yatırım yapmaya devam etmektedirler. Bu yüzden rekabet gücünü kaybetmemek adına Türkiye de bilgi ve iletişim
teknolojisine ve altyapısına, bu sistemlerin güvenliğine yönelik yatırımlar yapmakta ve çeşitli ulusal boyutta çalışmalar yürütmektedir
Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş için e-sistemlerin kullanımına başlaması, 1960’lı yıllara dayanmaktadır.
Buna örnek olarak; Dünya’daki 12 sistemden birisi olan ilk bilgisayar Karayolları Genel Müdürlüğü’nde
bulunması verilebilir (30 Ekim 1960). Ayrıca 1963’te DSİ ve İş Bankası’nın bilgisayar sahibi olduğu; İTÜ ve
ODTÜ’nün 1964 ve 1965 yıllarında ilk kursları tertip ettiği; 1970’li yılların başında İçişleri Bakanlığı Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Merkezi Nüfus İstatistikleri Projesini (MERNİS) başlattığı, 1980’lerin
ortasında bilgisayarlar ortaya çıkışında patlama yaşandığı, 1993 yılında ilk defa Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve
ABD arasında kiralık bir hat üzerinden internet bağlantısı sağlandığı ve 1995’te internetin kullanılmaya başlandığı çeşitli kaynaklardan anlaşılmaktadır
Buna örnek olarak; Dünya’daki 12 sistemden birisi olan ilk bilgisayar Karayolları Genel Müdürlüğü’nde
bulunması verilebilir (30 Ekim 1960). Ayrıca 1963’te DSİ ve İş Bankası’nın bilgisayar sahibi olduğu; İTÜ ve
ODTÜ’nün 1964 ve 1965 yıllarında ilk kursları tertip ettiği; 1970’li yılların başında İçişleri Bakanlığı Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Merkezi Nüfus İstatistikleri Projesini (MERNİS) başlattığı, 1980’lerin
ortasında bilgisayarlar ortaya çıkışında patlama yaşandığı, 1993 yılında ilk defa Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve
ABD arasında kiralık bir hat üzerinden internet bağlantısı sağlandığı ve 1995’te internetin kullanılmaya başlandığı çeşitli kaynaklardan anlaşılmaktadır