ALLAH, KİMSEYE ZULMETMEZ //İslam ve Türk Edebiyatı Kulübü

The TATAR

Üye
12 Şub 2016
177
0
BANDIRMA
“Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda
hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar.”
(Mü’minûn, 23/62)



Yüce Allah bu dünyayı insanları sınamak için yaratmıştır. “Allah, gökleri ve yeri, hak
ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır.” (Câsiye,
45/22) İnsanlar kendi kazandıklarına göre, ahirette farklı şekillerde muamele göreceklerdir
(Hac, 22/10) Güzel mükâfatlara muhatap olabilmek için, insanın kendine
zulmetmemesi gerekir. Kişinin kendine zulmetmesi demek, Allah’ın çizdiği sınırları
aşmak demektir (Talâk, 65/1). Bu sınırları kimileri çok fazla aşarak ‘sırat-ı müstakim’
diye ifade edilen Allah’ın yapılmasını istediği ibadet ve güzel davranışları terk eder
ve kendilerine daha farklı yol ve ideolojiler edinirler. Bu şekilde sınırı aşan insanlar,
sadece ahirette değil, dünya hayatında da felaketlerle karşılaşabilirler. Yüce Allah,
Kur’an’da bazı kavimlerin maruz kaldığı akıbetlerden bahseder (Ankebût, 29/40).

b6koJ0.png

Kur’an’da Muhammed ümmetinin üç grupta olduğu, bunlardan kendilerine zulmedenlerin
bir grup, iyiliklerde öncü olanların bir grup, ikisi arasındaki insanların
ise vasat bir grup olduğu vurgulanmaktadır (Fatır, 35/32). Burada kendimize sormamız
gereken soru Kur’an’da ifade edilen bu üç gruptan bizim hangisine dâhil olduğumuz
sorusudur.



Allah’ın sınırlarını aşmak Türkçe’nin çarpıcı deyişiyle ‘haddi aşmak’, fıtrat olarak
insanın düşebileceği bir durumdur. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde ‘İnsanlar
hiç günah işlemeyecek olsa, Allah’ın, onların yerine günah işleyecek başka insanları
getireceğini’ söylemektedir (Tirmizî, “Da’avât”, 3539). Demek ki, hatalar insandan insana
değişse de, her insanın mutlaka bir hata payı vardır. Hatta zaman zaman bazı peygamberler
bile bu sınıra yaklaştıklarını düşünmüşler, Allah’tan af dilemişlerdir. Zünnûn ve
Musa peygamberlerin bu doğrultuda Allah’a yakarışları vardır. Sebe melikesi Belkıs’ın
Kur’an’daki yakarışı da buna dâhil edilebilir (Enbiyâ, 21/87; Kasas, 28/16; Neml, 27/44).


Allah sözünden dönmez (Rûm, 30/6). Allah söz verdiği gibi kendisine inanan ve
rızası için yararlı işler yapanları cennetine sokacak, inanmayan insanları ise zulüm ve haksızlıklarının sonucu olarak, cehennem azabına çarptıracaktır. Fakat ölmeden önce tövbe etme şansı herkes için vardır.

k6RdN9.jpg

Kişinin kendine zulmetmesi, çoğu zaman başkalarına da zulmetmesi sonucunu
doğurur. Allah, mazlum insanlara, ilkinde olmasa bile, ikinci defa haklarının ihlâli
durumunda yardım elini uzatacağını beyan etmektedir (Hac, 22/60). Zulmedenler, bu
hâldeyken azap onlara geldiğinde yaptıkları zulüm ve haksızlığı inkâr etmeye çalışacaklardır
(Nahl, 16/28). Fakat hesap günü sorguda her şey açığa çıkacağı için onların
yaptıkları haksızlığı gizleme ihtimalleri yoktur.


Yüce Allah, insanlara asla zulmedilmeyeceğini Kur’an’da çok çarpıcı tanımlamalarla
ifade etmiştir. Bu ayetlerde Allah’ın, insanlara ‘zerre kadar’ (Nisâ, 4/40), ‘hardal
tanesi kadar’ (Enbiyâ, 21/47), ‘kıl kadar bile’ (Nisâ, 4/49) zulmetmeyeceği ifade edilmektedir.
Hatta hesap sırasında insanların yapıp ettiği her şeyi apaçık bir kitap sayıp
dökecek ve insanların itiraz hakkı kalmayacaktır (Kehf, 18/49).



Kur’an’ın ifade ettiğine göre, bazen insanoğlunun zulmü o dereceye varır ki, bu
zulümler nedeniyle karada ve denizde bozulmalar meydana gelir (Rûm, 30/41). Bu ayet
ekosistemde bozulmaların olduğu, küresel ısınmanın arttığı, zararlı gazların atmosferde
tehlike oluşturduğu ve kutuplardaki buzulların eridiği bir zamanda hayatın tam
da orta yerine düşmektedir. Bu olaylar karşısında insanlığın kendisine zulmedişinin
ne demek olduğunu acı bir tecrübe olarak yaşama fırsatı yakalamaktayız.

PDzJX6.jpg


Bu doğal felaketlere, dünyamızda 1946’dan bu yana bölgesel ve iç savaşlarda 25
milyonun üzerinde insanın öldürüldüğünü, 45 milyon insanın yaşadığı ortamı terk
etmek zorunda kaldığını ve savaş mağduru milyonlarca insanın açlık, yoksulluk ve
salgın hastalıklarla karşı karşıya kaldığını da eklersek, insanın kendisine zulmetmesinin
ne demek olduğunu daha iyi anlarız.

Elbette bütün bu yanlışların dökümü Kur’an’da ifadesini bulan apaçık kitaba da
yansıyacaktır. Yapılanların dünyevî anlamdaki kâr ve zarar hesaplarını aşan, ilâhî
ödül ve ceza türünden karşılıkları da olacaktır. Sanılmasın ki, hiçbir günahı yokken
ölüme terk edilen kız çocuklarının yaşadıkları acı boşa gidecek, kötülüklerin karşılığı
olmayacaktır. Allah adildir. ‘Allah âlemlere zulmetmez’ (Âl-i İmrân, 3/108). Fakat
cezayı hak edenlere de cezalarını verir (Zümer, 39/37).


Allah’ın vaat ettiği nimetler ile vaat ettiği cezalar arasında tercih yapma özgürlüğü
ise insanın kendi elindedir. Allah vaadinden dönmeyeceğine göre, hazır fırsat
varken bizim, günahlarımızdan dönerek Allah’tan af ve mağfiret dilememiz gerekmektedir.
Konumuzu sevgili Peygamberimizin ağzından bir duayla bitirelim:
“Allah’ım! Fakirlikten, azlıktan, perişanlıktan sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme
uğramaktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, “Vitir”, 1544) Âmin!



KAYNAK: Kur'an'dan Oğütler (Diyanet İşleri Yayınları)


Oo05E4.png
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.