Şu anda yaşamakta olduğumuz Türkiye Cumhuriyetini bizlere miras bırakan ulu önderimiz hakkında vefatından bugüne kadar çok şey söylendi* yazıldı ve çizildi ama bugün sokağa çıkıp herhangi bir insana Atatürk hakkında ne biliyorsunuz? diye sorsanız alacağınız cevaplar bu vatanı düşmanlardan kurtarmıştır* büyük bir liderdir* büyük bir komutandır şeklinde üç* dört cümleyi geçmeyecektir .
Ne yazık ki tarihimizi yeterince anlayamadığımız gibi Atatürkü de yeterince araştırıp anlayamadık onu sanki Allah tarafından Türkiyeyi kurtarmak için gönderilmiş bir insan gibi gördük ve kafalarımızın içinde de öyle bir yere oturttuk ki bugün bile Türkiyenin içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtulması için halk arasında Keşke Atatürk gibi biri tekrar gelse sözü sıkça söylenir hale geldi .
Mustafa Kemal nasıl Atatürk olmuştur? * niçin Mustafa Kemalin aynı dönemde birlikte okuduğu* arkadaşlık ettiği* birlikte savaştığı insanlar arasından kendi gibi bir insan çıkmamıştır?
Onu diğerlerinden ayıran ve sonuçta Atatürk yapan özelliği neydi? Atatürkü diğerlerinden ayırıp büyük bir lider yapan özelliği HAVA tabiatlı olmasından kaynaklanmaktadır. Sahip olduğu hava tabiatının etkisiyle en olmadık zamanlarda bile hiç kimseye danışmadan çok çabuk ve etkili kararlar vererek bu kararların harfiyen uygulanmasını sağlamıştır.
Sakarya Meydan Savaşında hattı müdafaa yoktur* sathı müdafaa vardır bu satıh bütün vatandır diyerek askerleri çok ümitsiz oldukları bir dönemde bütün imkansızlıklara rağmen zafere koşturması* Kurtuluş Savaşında 26 Ağustosta ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri! diyerek zafer için 15 gün zaman tanıması ancak büyük taarruzun bu çok kısa zaman biriminden bir gün önce 9 Eylülde sona ermesi buna örnek gösterilebilir .
Atatürk büyük bir asker olma özelliğini yine büyük bir devlet adamı olarak devam ettirmiş* imkansız gibi görülen değişimleri çok kısa bir süre içerisinde büyük bir cesaret ve kararlılıkla yapmıştır. 600 yıllık Saltanatın* 400 yıldan beri devam eden halifeliğin* 1000 yıl kullanılan Arapça harflerin bir günde kaldırılması dünya tarihinde çok ender belki de hiç görülmeyen bir durumdur . Atatürkün hava tabiatlı olması onun bir aile kurup çocuk sahibi olmasına da engel olmuştur.
Atatürk de savaş bittikten sonra veya cumhurbaşkanı olduktan sonra ben artık bir köşeye çekilip eşimle çocuğumla sıradan bir hayat geçireyim şeklinde normal insanlar gibi düşünebilirdi.
Sadece bir defa Latife Hanımla evlenerek böyle bir aile kurma girişimi olmuş ancak böyle bir hayatın kendisine göre olmadığını kısa süre içerisinde farkederek eski hayatına geri dönmüştür.
Çünkü o hava tabiatlı olduğundan asla sıradan olamazdı ve sahip olduğu karakter onun her zaman büyük işler yapmasını ve başarmasını gerektiriyordu . Daha birçok büyük işlere imza atması gereken Atatürkü çok genç bir yaşta yakalanmış olduğu siroz hastalığı nedeniyle kaybettik. Atatürk daha hayatındayken beni Türk hekimlerine emanet ediniz demişti ama doktorlarının çabaları hastalığının tedavisi konusunda yetersiz kaldı. Siroz karaciğerden kaynaklanan bir rahatsızlıktır.
Eğer doktorları Atatürkün sahip olduğu hava tabiatı nedeniyle karaciğer hastalıklarına meyilli ve sıcak tabiatlı olması nedeniyle soğuk tabiatlı bitkilerle tedavi edilmesi gerektiği konusunda yeminini etmiş oldukları Hipokratın ve 11.yüzyılda yaşamış ünlü tıp bilgini İbni Sinanın eserlerini ve tedavi yöntemlerini araştırıp uygulamış olsalardı o büyük insan belki daha fazla yaşayabilirdi .
Yaklaşık 16 yıldır yapmış olduğum çalışmalarda tıp biliminin babası sayılan Hipokrat ve Müslüman tıp bilgini İbni Sinanın insan tabiatlarını Ateş* Toprak* Hava ve Su olmak üzere dörde* insan organlarını da sıcak ve soğuk olarak ikiye ayırdıklarını* insanın nasıl ki uzun veya kısa boylu* sarışın veya esmer* erkek veya kadın olacağına kendisinin karar veremeyeceği gibi insanın karakter özelliklerinin de doğuştan geldiğini ve her insanın kendi karakterine göre hareket ettiğini* bu tabiat yapılarındaki insanların değişik hastalıklara meyilli olduklarını ve hastalıkların tedavisinde insan tabiatlarına göre tedavi metotlarının izlenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Ne yazık ki tarihimizi yeterince anlayamadığımız gibi Atatürkü de yeterince araştırıp anlayamadık onu sanki Allah tarafından Türkiyeyi kurtarmak için gönderilmiş bir insan gibi gördük ve kafalarımızın içinde de öyle bir yere oturttuk ki bugün bile Türkiyenin içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtulması için halk arasında Keşke Atatürk gibi biri tekrar gelse sözü sıkça söylenir hale geldi .
Mustafa Kemal nasıl Atatürk olmuştur? * niçin Mustafa Kemalin aynı dönemde birlikte okuduğu* arkadaşlık ettiği* birlikte savaştığı insanlar arasından kendi gibi bir insan çıkmamıştır?
Onu diğerlerinden ayıran ve sonuçta Atatürk yapan özelliği neydi? Atatürkü diğerlerinden ayırıp büyük bir lider yapan özelliği HAVA tabiatlı olmasından kaynaklanmaktadır. Sahip olduğu hava tabiatının etkisiyle en olmadık zamanlarda bile hiç kimseye danışmadan çok çabuk ve etkili kararlar vererek bu kararların harfiyen uygulanmasını sağlamıştır.
Sakarya Meydan Savaşında hattı müdafaa yoktur* sathı müdafaa vardır bu satıh bütün vatandır diyerek askerleri çok ümitsiz oldukları bir dönemde bütün imkansızlıklara rağmen zafere koşturması* Kurtuluş Savaşında 26 Ağustosta ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri! diyerek zafer için 15 gün zaman tanıması ancak büyük taarruzun bu çok kısa zaman biriminden bir gün önce 9 Eylülde sona ermesi buna örnek gösterilebilir .
Atatürk büyük bir asker olma özelliğini yine büyük bir devlet adamı olarak devam ettirmiş* imkansız gibi görülen değişimleri çok kısa bir süre içerisinde büyük bir cesaret ve kararlılıkla yapmıştır. 600 yıllık Saltanatın* 400 yıldan beri devam eden halifeliğin* 1000 yıl kullanılan Arapça harflerin bir günde kaldırılması dünya tarihinde çok ender belki de hiç görülmeyen bir durumdur . Atatürkün hava tabiatlı olması onun bir aile kurup çocuk sahibi olmasına da engel olmuştur.
Atatürk de savaş bittikten sonra veya cumhurbaşkanı olduktan sonra ben artık bir köşeye çekilip eşimle çocuğumla sıradan bir hayat geçireyim şeklinde normal insanlar gibi düşünebilirdi.
Sadece bir defa Latife Hanımla evlenerek böyle bir aile kurma girişimi olmuş ancak böyle bir hayatın kendisine göre olmadığını kısa süre içerisinde farkederek eski hayatına geri dönmüştür.
Çünkü o hava tabiatlı olduğundan asla sıradan olamazdı ve sahip olduğu karakter onun her zaman büyük işler yapmasını ve başarmasını gerektiriyordu . Daha birçok büyük işlere imza atması gereken Atatürkü çok genç bir yaşta yakalanmış olduğu siroz hastalığı nedeniyle kaybettik. Atatürk daha hayatındayken beni Türk hekimlerine emanet ediniz demişti ama doktorlarının çabaları hastalığının tedavisi konusunda yetersiz kaldı. Siroz karaciğerden kaynaklanan bir rahatsızlıktır.
Eğer doktorları Atatürkün sahip olduğu hava tabiatı nedeniyle karaciğer hastalıklarına meyilli ve sıcak tabiatlı olması nedeniyle soğuk tabiatlı bitkilerle tedavi edilmesi gerektiği konusunda yeminini etmiş oldukları Hipokratın ve 11.yüzyılda yaşamış ünlü tıp bilgini İbni Sinanın eserlerini ve tedavi yöntemlerini araştırıp uygulamış olsalardı o büyük insan belki daha fazla yaşayabilirdi .
Yaklaşık 16 yıldır yapmış olduğum çalışmalarda tıp biliminin babası sayılan Hipokrat ve Müslüman tıp bilgini İbni Sinanın insan tabiatlarını Ateş* Toprak* Hava ve Su olmak üzere dörde* insan organlarını da sıcak ve soğuk olarak ikiye ayırdıklarını* insanın nasıl ki uzun veya kısa boylu* sarışın veya esmer* erkek veya kadın olacağına kendisinin karar veremeyeceği gibi insanın karakter özelliklerinin de doğuştan geldiğini ve her insanın kendi karakterine göre hareket ettiğini* bu tabiat yapılarındaki insanların değişik hastalıklara meyilli olduklarını ve hastalıkların tedavisinde insan tabiatlarına göre tedavi metotlarının izlenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Moderatör tarafında düzenlendi: