Bilgisayar'da Donanım

ogulcankacar

Yeni üye
29 Ağu 2022
42
42


Bilgisayar'da Donanım

Donanım Parçaları
myLogo.png

Oğulcan KAÇAR



Giriş​

Bilgisayarlar, donanım (hardware) ve yazılım (software) adı verilen iki bölümden meydana gelir. Bir bilgisayar sistemini işletebilmek için, bu iki temel unsura ihtiyaç vardır. Gelin şimdi bunları detaylıca ele alalım.

Donanım

Bilgisayarın fiziksel ve elektronik yapısını oluşturan bileşenlere donanım adı verilir. Bir bilgisayarı fiziksel yapısına göre değerlendirdiğimizde, bilgisayarın birçok donanım bileşeninden oluşan bir sistem olduğunu görmekteyiz. Bu sistemi oluşturan parçaların her birinin farklı bir görevi bulunmaktadır. İşletilebilir bir bilgisayara sahip olmak için, bu parçalar belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmelidir. Modern bilgisayarları oluşturan beş temel donanım bileşeni vardır. Bunlar;
Merkezi İşlem Birimi (CPU - Central Processing Unit)
Ana Bellek (Main Memory (RAM))
İkincil Depolama Aygıtları (Secondary Storage Devices)
Girdi Aygıtları (Input Devices)
Çıktı Aygıtları (Output Devices)

Şimdi bunları açıklayalım.

CPU (Merkezi İşlem Birimi)

Dostlar şimdi merkezi işlem birimi yani CPU, bilgisayarda programların çalışmasını ve işlemlerin yapılmasını sağlayan temel bileşen merkezi işlem birimidir. Bilgisayarın beyni olarak da kabul edilen merkezi işlem birimi, bilgisayarın en önemli ve karmaşık parçasıdır diyebiliriz. Bilgisayarda gerçekleşen her işlem ister müzik dinlemek ister oyun oynamak işlemci tarafından işlenir. CPU bir işlemi parçalara bölerek işlem yapmaktadır ve bu parçalara bölme işlemine de döngü denilmektedir. İşlemcinin hızını da işte bu her bir döngünün 1 saniyede işlenebilen sayısı belirler. Örneğin 3 Ghz hızında çalışan bir işlemcinin hızı saniyede 3 milyar döngü işleyebilmesidir. Modern bilgisayarlarda, merkezi işlem birimi olarak mikroişlemciler görev yapmaktadır. Bu işlemcilerin görevi, işlenecek veriyi ve kullanılacak programı belleğe yüklemek, verinin işlenmesini sağlamaktır.

İşlemci Mimarisi
Günümüz bilgisayarlarında merkezi işlem biriminin tüm fonksiyonları, yarı iletken bir tümleşik devrede toplanmıştır. Program komutlarını çalıştırmak ve verileri işlemek için gerekli olan tüm elektronik devreler, programlanabilir bir elektronik bileşen olan bu tümleşik devrenin içinde bulunur. Merkezi işlem birimi olarak görev yapan bu devre, kısaca “işlemci” olarak adlandırılır. Modern teknoloji sayesinde işlemcilerin boyutları oldukça küçülmüştür. Günümüz bilgisayarlarındaki merkezi işlem birimleri, fiziksel boyut olarak bir posta pulu ebadına indirgenmiştir. Ulaşılan minyatür boyutlardan dolayı, işlemciler günümüzde mikroişlemci olarak anılmaktadır. Bilgisayar sistemlerinde veri işleme, merkezi işlem birimi tarafından gerçekleştirilir. Mikroişlemciler, bellekten komut alır, komut çözer, aritmetik ve mantık işlemlerini gerçekleştirir, girdi/çıktı aygıtları ile iletişim kurar.

Merkezi İşlem Birimin Yapısı
Merkezi işlem birimi, işlenecek veriyi ve kullanılacak programı belleğe yükleyerek verinin işlenmesini sağlar. Şimdi hani dedik ya işlemler 7 temel birim tarafından yapılır diye işte bunlara biraz değinelim. Arkadaşlar bu 7 işlem şu şekildedir;​
  1. Control Unit (CU): işlemciye gelen ve işlenerek çıkan işlemleri yönetir. Yani iş var mı yok mu alayım mı almayayım mı gibi organizatörlük yapar.​
  2. Prefect Unit: İşlemciye komut göndermektedir. Yani işlemcinin işini verir.​
  3. Decode Unit: Bir komutu parçalara bölen yapıdır.​
  4. Execution Unit: ALU ve FPU olmak üzere ikiye ayrılır.
    1. - Aritmetic Logic Unit (ALU): İşlemcideki matematiksel ve mantıksal işlemleri yapan birimdir.​
    2. - Floating Point Unit (FPU): ileri düzey matematiksel işlemleri yapan birimdir.​
  5. Register: Control Unit ve Exuecution Unit için geçici bellektir.​
  6. 6) Cache: Layer 1, Layer 2 ve Layer 3 olmak üzere 3’e bölünür. Bunlara detaylı değinmeye gerek yok arkadaşlar kısaca burası işlemcinin not defteridir. Yani hesap yaparken çok kullanılan bilgiler burada tutulur.
  7. 7) Bus Interface Unit: İşlemcinin giriş ve çıkış kapısıdır. Yani veri yoludur.

Yani arkadaşlar bir işlem işlemciye girdiği zaman bunca aşamadan geçtikten sonra bir sonuca bağlanmaktadır.

Komut Kümesi Mimarisi
Bir bilgisayar sisteminin beyni olarak tanımlanan merkezi işlem birimi, bilgisayarın en önemli parçasıdır. Merkezi işlem birimi, yalnızca makine dilinde yazılmış komutları algılayabilir. Merkezi işlem biriminin gerçekleştirdiği işlemlere bakıldığında, bu cihazın veri üzerinde basit işlemler yaptığı görülür. Bir beyin olarak tanımlanmasına rağmen, merkezi işlem birimi kendi başına ne yapması gerektiğini bilemez. Aslında yapılması gereken işlemler, programlarda bir komut listesi hâlinde yer alır ve program tarafından merkezi işlem birimine bildirilir. Bir programda yer alan her komut, merkezi işlem birimi tarafından yapılacak bir işleme denk gelir. Merkezi işlem biriminin yapabileceği işlemlerin makine dilinde karşılığı bulunur ve bu işlemlerin tümünü içeren kümeye “komut kümesi (instruction set)“ adı verilir. Komut kümesi mimarisi, bilgisayar sistemlerinde donanım ve yazılım arasında ayırma katmanı olarak yer alır. Gelin bir de buna bakalım.​
  • Komut kümesi: mikroişlemcinin tasarlanma ve üretim aşamalarında tanımlanan, mikroişlemci tarafından algılanabilen komutlar kümesidir. Günümüzde Intel, AMD, Samsung ve IBM gibi işlemci üreten birçok firma vardır. Her firmanın kendine ait bir komut kümesi bulunur. Dolayısıyla, farklı firmaların mikroişlemcileri aynı komutları algılayamayabilir. Merkezi işlem birimi, kendi başına çalışamaz. Yalnızca makine dilindeki komutları algılayabilen bu cihaz, komut listesi içeren programlar tarafından yönlendirilir. Bir işlemcinin gerçekleştirebileceği işlemler ile işlemcinin komut kümesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. İşlemcinin tasarım aşamasında, komut kümesinde yer alacak komutlar ve komut kümesi mimarisi belirlenmelidir. Komut kümesinin belirlenmesini sağlayan iki yaklaşım bulunur:​
  • RISC (Reduced Instruction Set Computer): Dilimize “Azaltılmış Komut Kümeli Bilgisayar” olarak geçen bu yaklaşımda, komut kümesinin olabilecek en yalın seviyeye indirgenmesi hedeflenir. Bu yaklaşıma göre, bir işlemcinin komut kümesinde temel komutların olması yeterlidir ve temel komutların çeşitli organizasyonuyla, her türlü karmaşık işlem yapılabilir. Bu yaklaşımın çıkış noktası, hızlı, verimli ve ucuz bilgisayarlar üretmektir. RISC modelini kullanan işlemci üretici firmalar, Power PC ve Sun Sparc olarak örneklendirilebilir.​
  • CISC (Complex Instruction Set Computer): Dilimize “Karmaşık Komut Kümeli Bilgisayar” olarak geçen bu yaklaşımda, işlemcilerin çok sayıda farklı komutu çalıştırabilecek kapasitede olması hedeflenir. Komut çeşitliliği sayesinde, gelişen ve karmaşıklaşan yazılımlar ile daha rahat başa çıkılabilir. Bu yaklaşım doğrultusunda tasarlanan işlemcilerin komut kümesinde, temel komutların yanı sıra, teknik olarak çok fazla ihtiyaç duyulmayan komutlar da bulunur. CISC modelini kullanan işlemci üretici firmalar, Intel ve AMD olarak örneklendirilebilir.​
Komut kümesi mimarisinin şekillenmesini sağlayan RISC ve CISC yaklaşımları, uzun yıllar boyunca önemli bir tercih konusu olmuş ve işlemci firmaları arasında büyük bir çekişme ve rekabet yaratmıştır. Zaman içerisinde gerçekleşen teknolojik gelişmeler doğrultusunda, CISC işlemcilerin üretim maliyetleri önemli ölçüde düşmüştür. Üretim maliyetlerindeki azalma, bu yaklaşım ile tasarlanmış işlemcileri kişisel ve dizüstü bilgisayarlarda birinci tercih yapmıştır. Modern bilgisayarların büyük kısmında CISC yaklaşımını kullanan, Intel ve AMD işlemcileri tercih edilir. RISC yaklaşımı ile tasarlanmış işlemciler, genellikle daha az elektrik tüketirler. Elektrik ihtiyacı konusundaki bu önemli avantaj, bu yaklaşım ile tasarlanmış işlemcilerin cep telefonlarında, akıllı telefonlarda, dijital televizyonlarda ve navigasyon sistemlerinde kullanılmasını sağlar.

Evet CPU bu şekildedir. Umarım anlamışsınızdır. Şimdi diğer donanımlardan devam edelim.

RAM (Ana Bellek)

Ana bellek, bilgisayarın çalışma esnasında kullandığı alandır. Bilgisayarda bir program yürütülürken, programın kendisi ve programla ilgili veri ana bellekte yani RAM’de tutulur. Ana bellek, çoğunlukla rastgele erişimli bellek yani genel bilinen adıyla arkadaşlar RAM yani Random Access Memorydir. Bu tür belleklerde veriye erişim hızlı bir şekilde gerçekleşir. Günümüzde kullanılan kişisel bilgisayarların ana bellek kapasiteleri GB (Gigabyte) cinsinden belirtilir. Ana bellekte yapılan işlemler kalıcı değildir. Bilgisayar kapatıldığında veya elektrik bağlantısı kesildiğinde, ana bellekteki içerik silinir. Ayrıca Arkadaşlar bellekler yani Ram’ler en az işlemci kadar bilgisayarın performansını belirleyen donanımlardır. Çünkü arkadaşlar RAM’ler işlemcinin hesapları için kullandığı hızlı veri depolarıdır. Yani Merkezi işlem birimi tarafından doğruca erişilebilen hafızlardır. Çünkü Normal disklere oranla daha hızlı oldukları için işlemcide bunlar kullanılır. Komutlar, merkezi işlem birimi tarafından sürekli dinlenir ve gerekli durumlarda çalıştırılır. 7 Çeşit tipi vardır ama genel de bilinenleri DDR2, DDR3 ve DDR4 tür. DDR2;6.4 GB/S hızında aktarım yapabilmektedir. DDR3 ise 12.8 GB/s hızında veri aktarabilirler. DDR4’ler ise, aslında DDR4’ler devrim niteliğindedir. %40 daha fazla performans ve %50 daha az güç tüketimi sağlarlar. 3200 Mhz hıza ulaşabilirler.

İkincil Depolama Aygıtları (Secondary Storage Devices)

Arkadaşlar dijital verilerin depolanması, bilgisayar sistemleri için temel bir ihtiyaçtır. Dijital verilerin geçici veya kalıcı olarak saklanmasını sağlayan cihazlara depolama aygıtları denir. Yardımcı bellek olarak da tanımlanan ikincil bellek, verinin uzun süre saklanmasına imkân sağlayan bellek türüdür. Bilgisayar kapatıldığında veya elektrik bağlantısı olmadığında, ikincil bellekteki bilgilerde herhangi bir kayıp yaşanmaz. Merkezi işlem birimi, ikincil depolama aygıtlarına doğrudan erişemez. Bilgisayar sistemlerinde ikincil depolama aygıtlarına erişim, girdi/çıktı kanalları üzerinden yapılır. İkincil depolama alanında bulunan veri, bu kanallar aracılığıyla birincil depolama alanına aktarılır ve işlemci tarafından kullanılır. İkincil depolama aygıtlarında veri transfer hızı, birincil depolama aygıtlarına göre düşüktür. Fakat ikincil depolama aygıtları fiyat olarak daha ucuzdur ve hafıza alanı açısından daha yüksek kapasiteye sahiptir. Bilgisayarda programlar ve önemli veriler, ikincil depolama aygıtlarında saklanır. Bu programlar veya veriler ihtiyaç duyulması hâlinde, ikincil bellekten ana belleğe taşınarak kullanılır. İkincil depolama aygıtlarının en sık kullanılan çeşidi sabit disklerdir. Genellikle tüm bilgisayarlarda gömülü bir sabit disk bulunmaktadır. Günümüzde sabit disklerin kapasitesi TB (Terabyte) seviyesine kadar çıkmıştır. Bazılarına bakalım;

Floppy Drive

1971 yılında IBM tarafından geliştirilmişlerdir ve 1.44 MB veri depolayabilmektedirler. Veriler Manyetik alanlardan etkilenerek veri kaybedebilirler.

HDD

  • Veriler manyetik bir alanda saklanır. Bu alan toz geçirmez metal bir kutu içindedir. Bunların üzerinde hareket eden okuma-yazma kafaları ve plakalar ile kafaları kontrol eden elektronik kartları vardır. Maksimum hızları 150 MB/s’dir. Plakanın dakikada yaptığı hıza da RPM denilmektedir. Bu plakalar dakikada 5.400, 7.200, 10.000 ve 15.000 RPM hızına çıkabilirler. Hızlı veri okuyup yazabilmek için RPM’i yüksek HDD’ler seçilmelidir. Kasa içinde yani ana kartta SATA portlarına takılırlar. SATA portu saniyede 150 MB, SATA2, saniyede 300 MB ve SATA3 portu da saniyede 3Gbit veri iletebilir. Zaten hızlı olanlar ayrı bir renkte gösterilir.

SDD

  • SDD’ler ısı, ses ve mekanikliğin ortadan kaldırıldığı teknolojilerdir. Mekanik olarak değil artık dijital olarak çalışmaktadırlar. Maksimum hızları 550 MB/s’dir. Hızlıdırlar ama hücrelerde silerek yazma yaptığı için uzun ömürlü olmazlar. Yani bozulma oranları yüksektir. Sabit disklerde verilerin saklanması, bir eksen etrafında dönebilen manyetik disk sayesinde gerçekleşir. Üst üste dizilen disk plakalarının her iki yüzü de bilgi depolamak için kullanılabilir. Her bir disk plakasına, plaka üzerinde gezinme kabiliyetine sabit manyetik kafalar yerleştirilmiştir. Bu kafalar sayesinde istenen adresten veriler okunur ve istenen adrese veriler yazılır. Bilgisayar sistemlerinde bir yazılımın yürütülebilmesi için, yazılımla ilgili komut ve verilerin sabit diskten ana belleğe alınması gerekir. Yazılım için ihtiyaç duyulan alan ana bellek tarafından karşılanamadığında, bilgisayar sabit diskin bir bölümünü ana bellek gibi kullanabilir. Sabit diskler son derece hassas cihazlardır. Çalışmakta olan bir sabit disk; fiziksel darbe, sarsıntı, güç kaybı, sıvı ile temas gibi dış etkenlerden dolayı arızalanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu gibi arızalarda veri bütünlüğünde bozulmalar veya kalıcı veri kayıpları yaşanabilir.

Optik Sürücüler

Veriler manyetik değil, optik ortamda saklanır. Manyetik ortamdan etkilenmezler. Veriler lazer ışını ile okunup yazılırlar.

Flash Bellek

Flash Bellekler, 1988 yılında Toshiba mühendisi Dr.Fujio Masuoka tarafından geliştirilmiştir. Yapısal olarak tüm bileşenleri elektroniktir, içerisinde hareket eden hiçbir parça bulunmaz. Bu özellik sayesinde, sabit disklerdeki fiziksel hassasiyet, Flash belleklerde ortadan kalkar ve flash belleklerin kolaylıkla taşınmasına imkân verir. Taşıma kolaylığı ve hızlı veri aktarımı özellikleri sayesinde, flash bellekler sıklıkla tercih edilir. İlerleyen teknoloji ve yaygınlaşan kullanım alanı, flash belleklerin fiyatının düşmesini de sağlamıştır. Günümüzde flash belleklerin kapasiteleri 4 GB ile 128 GB arasında değişmektedir.

CD

CD (Compact Disc), optik teknoloji ile okuma ve yazma işlemleri gerçekleştirilen depolama aygıtıdır. CD teknolojisi, bilgisayar dünyasında yoğunlukla kullanılmıştır. CD üzerindeki bilgilerin okunması, okuyucu üzerindeki lazer kafa tarafından gerçekleştirilir. Hareket kabiliyeti olan lazer kafa, tüm CD yüzeyinde hareket ederek, yarı geçirgen bir aynaya lazeri yansıtır. CD teknolojisinde yalnız okunabilir, yazılabilir ve tekrar yazılabilir CD çeşitleri bulunur. Standart bir CD’nin depolama kapasitesi 650 MB ile 700 MB olarak değişebilir.

DVD

CD teknolojisinin gördüğü yoğun ilgiden sonra, daha geniş kapasiteli optik disklerin geliştirilmesi için çalışmalara başlanmıştır ve CD’lerin üst versiyonu olarak kabul edilen, daha fazla veri depolama kapasiteli DVD (Digital Versatile Disc)’ler ortaya çıkmıştır. DVD’lerin depolama kapasitesi 4.7 GB ile 17.1 GB arasında değişmektedir. CD’lerden farklı olarak, bazı DVD’lerin her iki yüzeyine de kayıt yapılabilir ve bu olanak sayesinde depolama kapasitesi artar.

Girdi Aygıtları (Input Devices)

Kullanıcılardan veya farklı cihazlardan bilgisayara gelen her türlü veriye girdi adı verilir. Bu verilerin toplanması ve bilgisayara iletilmesi, girdi araçları tarafından gerçekleştirilir. Modern bilgisayarlarda en sık kullanılan girdi araçları klavye, fare, mikrofon, dijital kamera, tarayıcı ve barkod okuyucudur.

Çıktı Aygıtları (Output Devices)

Bilgisayarın kullanıcılar veya farklı cihazlar için oluşturduğu her türlü veriye çıktı adı verilir. Üretilen verilerin belirli bir formata çevrilmesi ve sunulması çıktı araçları ile yapılır. Modern bilgisayarlarda en sık kullanılan çıktı araçları monitör, yazıcı, hoparlör, kulaklık ve projektördür.

Ana Kart (Mainboard)

Dostlar ana kart her şeyin başladığı yerdir. Ana kart ne kadar iyiyse üstüne takılan donanımlardan da o kadar iyi veri alınır. Ana kart kısaca, tüm donanımların birbirleriyle haberleşmesini ve kullanıcıya ulaşmasını sağlayan taban bir donanımdır. Ayrıca bir bilgisayarın sahip olacağı özellikleri de ana kart belirlemektedir. Dolayısıyla bilgisayar topladığınız da ilk işiniz ana karttan başlamak olsun. Yani bilgisayarın ddr4 ram mi? olması veya ddr3 mü? ve de takılacak işlemci İntel mi AMD mi olması gerektiği gibi her şeyi ana kart yapısı belirlemektedir. Ayrıca bir de arkadaşlar Ana kart üzerinde, ram yuvalarının farklı renklerde olduğunu göreceksiniz. Örneğin 2 adet ram aldığınızda bu iki RAM’ı ana kart üzerinde aynı renkte olan yuvalara takmanız gerekmektedir ki daha iyi verim alabilesiniz. Yani yan yana takmanızı önermem. Arkadaşlar Ana kart üzerindeki bios pili bulunmaktadır. Bu pilin birkaç görevi vardır. Mesela ilk görevi bilgisayar kapalı da olsa tarih/saat bilgisini hatırlamaktır. Diğer görev de donanımların yönetildiği biosun şifresini tutmaktadır. Bioslarda şifre olduğu zaman bu pil sökülürdü. Tabi bu sonra öğrenildi ve bunu çözmek için de ana kart üzerine pinler yerleştirildi. Gerçi bu pinler de kısa devre yapılarak yine atlatılıyordu. Kart üzerindeki IDE’ler de eski disk kapasiteleri için kullanılan bölümlerdir, günümüz ana kartlarında bunları görmek mümkün olmayacaktır. Diskler artık SATA yuvaları ile bağlanmaktadır. Yine disk sürücü bölümleri de günümüz ana kartlarında görülmemektedir. Kasa önündeki, mikrofon, kulaklık gibi girişler de kasa ön panel bağlantıları soketleri ile yapılmaktadır. Kuzey Köprüsü (North Bridge) dediğimiz chipset ise, işlemci, bellek, AGP slotu yani Ekran kartlarının birbirleri arasındaki haberleşmesini sağlamaktadır ve bu donanımlardan gelen verileri hızlandırarak işlemciye göndermektedir. Normalde bunlar kendileri işlemciye ulaşmaya çalıştığında hızları işlemci ile eşit olmadığı için işlemci de bir beklemeye neden olmaktadırlar. İşte bunu çözmek için de bu köprüler kullanılmaktadır. Eğer bu işlem yapılmazsa CPU tarafından kuyruklama oluşmaktadır. Buna engel olmak için de işte bu yol izlenmiştir. Tabi yine işlemciden bu donanımlara veri gelecekse bu gelen veriler de bu sefer yavaşlatılarak bu birimlere ulaştırılır. Güney köprüsü de (South Bridge), bilgisayardaki çevre birimleri yani USB, Ethernet, depolama gibi birimlerin iletişimini sağlar. Bu birimlerden gelen veriler Kuzey Köprüsüne iletilir ve Kuzey’den gelenler de bu birimlere iletilir. Arkadaşlar bir ana kartın hızını belirleyen şey tam olarak Kuzey Köprüsü ile Güney Köprüsü arasındaki hızdır. Bu hız direk olarak bilgisayarın hızına etki etmektedir. Yani bir ana kart alırken FSB’nin hızı çok önemlidir. FSB yani Front Side Bus, CPU ile Kuzey Köprüsü arasındaki hızı göstermekteydi ve bu hızın yüksekliği bilgisayar hızı için çok önemlidir. Arkadaşlar Ana kart üzerinde bir de AGP yeni ekran kartının altında bulunan PCI, ISA, PCI-E gibi genişleme yuvalarına bakalım. Bunlar ana kartın takılan donanımlarla ana kartın genişlemesini sağlayan yuvalardır. Arkadaşlar bunlardan ISA, yuvaları ekran kartı veya ses kartlarının takıldığı yuvalardı ama artık günümüzde kullanılmamaktadırlar. PCI’lar ise İntel tarafından geliştirilmişlerdir ve bunların tümü saniyede 133 MB veri aktaran yuvalardır. Bunlara da ekran kartı ve ses kartları takılabilir. Son olarak da bunlar tak ve çalıştır mantığındadır. Yani takınca sürücü tanıtmaya gerek kalmadan çalışırlar. AGP yani Advanced Graphics Port ise, bir önceki anlattığım PCI slotlarının hızlarının çok düşük olmasıyla geliştirilmiştir. Bunlarda sadece grafik verisi aktarılır. Dolayısıyla ekran kartları bu slota takılır. Ayrıca bunlar doğrudan Kuzey köprüsü ile anlaşmaktadır. PCI-E slotları da, PCI’lara göre daha hızlıdırlar ve daha az güç tüketirler. Bunlardan Kuzey köprüsü ile doğrudan haberleşir. Şimdi USB soketlerine bakalım. Arkadaşlar USB bağlantı yuvaları, USB 1.0, 2.0, 3.0, 3.1 ve 3.2 olmak üzere 5 çeşittir. USB 3.0 olanlar mavi renktedirler. USB 1.0 saniyede 1.mb veri aktarabilirler. 2.0 olanlar, saniyede 60, 3.0, olanlar saniyede 625, 3.1 olanlar saniyede 1.22 gb ve 3.2 olanlar da 2.60 gb veri aktarabilirler. Bu portlara bağlanacak kabloların uzunlukları ideal olarak 5 metreyi geçmemelidirler. 5 Metreden sonra elektrik alınır ama veri taşınamaz.

Güç Üniteleri

Power Supply / PSU

  • Arkadaşlar Power Supply yani güç kaynağı bilgisayardaki tüm donanımlara güç veren kaynaktır. Güç kaynakları Şebekeden gelen Alternatif akımı (AC), doğru akıma (DC) çevirirler. Yani 200w’u, 12w’a düşürürler. 500 watt ile 1.000 watt arasında güç üretirler. Kalitelerine göre bronz, gümüş, altın ve platinyum renkte olabilirler. Almak istediğiniz de titanyum ve platinyum almaya çalışın ama bunlar pahalı olabilir en azından gold almaya çalışın. Bilgisayar ne kadar çok çalışırsa bunların eskimesi de o kadar çok olur. Bir de arkadaşlar bunlar patladı mı sağlam patlar. Yani fazla yormayın eskidi mi de hemen değiştirin.​



KAYNAKÇA
- Eski aöf kitapçığı
- Kendi bilgim
- Bazı eski eğitimler
 

JohnWick51

Uzman üye
20 Mar 2022
1,866
770
28


Bilgisayar'da Donanım

Donanım Parçaları
myLogo.png

Oğulcan KAÇAR



Giriş​

Bilgisayarlar, donanım (hardware) ve yazılım (software) adı verilen iki bölümden meydana gelir. Bir bilgisayar sistemini işletebilmek için, bu iki temel unsura ihtiyaç vardır. Gelin şimdi bunları detaylıca ele alalım.

Donanım

Bilgisayarın fiziksel ve elektronik yapısını oluşturan bileşenlere donanım adı verilir. Bir bilgisayarı fiziksel yapısına göre değerlendirdiğimizde, bilgisayarın birçok donanım bileşeninden oluşan bir sistem olduğunu görmekteyiz. Bu sistemi oluşturan parçaların her birinin farklı bir görevi bulunmaktadır. İşletilebilir bir bilgisayara sahip olmak için, bu parçalar belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmelidir. Modern bilgisayarları oluşturan beş temel donanım bileşeni vardır. Bunlar;
Merkezi İşlem Birimi (CPU - Central Processing Unit)


Ana Bellek (Main Memory (RAM))


İkincil Depolama Aygıtları (Secondary Storage Devices)


Girdi Aygıtları (Input Devices)


Çıktı Aygıtları (Output Devices)


Şimdi bunları açıklayalım.

CPU (Merkezi İşlem Birimi)

Dostlar şimdi merkezi işlem birimi yani CPU, bilgisayarda programların çalışmasını ve işlemlerin yapılmasını sağlayan temel bileşen merkezi işlem birimidir. Bilgisayarın beyni olarak da kabul edilen merkezi işlem birimi, bilgisayarın en önemli ve karmaşık parçasıdır diyebiliriz. Bilgisayarda gerçekleşen her işlem ister müzik dinlemek ister oyun oynamak işlemci tarafından işlenir. CPU bir işlemi parçalara bölerek işlem yapmaktadır ve bu parçalara bölme işlemine de döngü denilmektedir. İşlemcinin hızını da işte bu her bir döngünün 1 saniyede işlenebilen sayısı belirler. Örneğin 3 Ghz hızında çalışan bir işlemcinin hızı saniyede 3 milyar döngü işleyebilmesidir. Modern bilgisayarlarda, merkezi işlem birimi olarak mikroişlemciler görev yapmaktadır. Bu işlemcilerin görevi, işlenecek veriyi ve kullanılacak programı belleğe yüklemek, verinin işlenmesini sağlamaktır.

İşlemci Mimarisi
Günümüz bilgisayarlarında merkezi işlem biriminin tüm fonksiyonları, yarı iletken bir tümleşik devrede toplanmıştır. Program komutlarını çalıştırmak ve verileri işlemek için gerekli olan tüm elektronik devreler, programlanabilir bir elektronik bileşen olan bu tümleşik devrenin içinde bulunur. Merkezi işlem birimi olarak görev yapan bu devre, kısaca “işlemci” olarak adlandırılır. Modern teknoloji sayesinde işlemcilerin boyutları oldukça küçülmüştür. Günümüz bilgisayarlarındaki merkezi işlem birimleri, fiziksel boyut olarak bir posta pulu ebadına indirgenmiştir. Ulaşılan minyatür boyutlardan dolayı, işlemciler günümüzde mikroişlemci olarak anılmaktadır. Bilgisayar sistemlerinde veri işleme, merkezi işlem birimi tarafından gerçekleştirilir. Mikroişlemciler, bellekten komut alır, komut çözer, aritmetik ve mantık işlemlerini gerçekleştirir, girdi/çıktı aygıtları ile iletişim kurar.

Merkezi İşlem Birimin Yapısı
Merkezi işlem birimi, işlenecek veriyi ve kullanılacak programı belleğe yükleyerek verinin işlenmesini sağlar. Şimdi hani dedik ya işlemler 7 temel birim tarafından yapılır diye işte bunlara biraz değinelim. Arkadaşlar bu 7 işlem şu şekildedir;​
  1. Control Unit (CU): işlemciye gelen ve işlenerek çıkan işlemleri yönetir. Yani iş var mı yok mu alayım mı almayayım mı gibi organizatörlük yapar.​
  2. Prefect Unit: İşlemciye komut göndermektedir. Yani işlemcinin işini verir.​
  3. Decode Unit: Bir komutu parçalara bölen yapıdır.​
  4. Execution Unit: ALU ve FPU olmak üzere ikiye ayrılır.​
    1. - Aritmetic Logic Unit (ALU): İşlemcideki matematiksel ve mantıksal işlemleri yapan birimdir.​
    2. - Floating Point Unit (FPU): ileri düzey matematiksel işlemleri yapan birimdir.​
  5. Register: Control Unit ve Exuecution Unit için geçici bellektir.​
  6. 6) Cache: Layer 1, Layer 2 ve Layer 3 olmak üzere 3’e bölünür. Bunlara detaylı değinmeye gerek yok arkadaşlar kısaca burası işlemcinin not defteridir. Yani hesap yaparken çok kullanılan bilgiler burada tutulur.
  7. 7) Bus Interface Unit: İşlemcinin giriş ve çıkış kapısıdır. Yani veri yoludur.

Yani arkadaşlar bir işlem işlemciye girdiği zaman bunca aşamadan geçtikten sonra bir sonuca bağlanmaktadır.

Komut Kümesi Mimarisi
Bir bilgisayar sisteminin beyni olarak tanımlanan merkezi işlem birimi, bilgisayarın en önemli parçasıdır. Merkezi işlem birimi, yalnızca makine dilinde yazılmış komutları algılayabilir. Merkezi işlem biriminin gerçekleştirdiği işlemlere bakıldığında, bu cihazın veri üzerinde basit işlemler yaptığı görülür. Bir beyin olarak tanımlanmasına rağmen, merkezi işlem birimi kendi başına ne yapması gerektiğini bilemez. Aslında yapılması gereken işlemler, programlarda bir komut listesi hâlinde yer alır ve program tarafından merkezi işlem birimine bildirilir. Bir programda yer alan her komut, merkezi işlem birimi tarafından yapılacak bir işleme denk gelir. Merkezi işlem biriminin yapabileceği işlemlerin makine dilinde karşılığı bulunur ve bu işlemlerin tümünü içeren kümeye “komut kümesi (instruction set)“ adı verilir. Komut kümesi mimarisi, bilgisayar sistemlerinde donanım ve yazılım arasında ayırma katmanı olarak yer alır. Gelin bir de buna bakalım.​
  • Komut kümesi: mikroişlemcinin tasarlanma ve üretim aşamalarında tanımlanan, mikroişlemci tarafından algılanabilen komutlar kümesidir. Günümüzde Intel, AMD, Samsung ve IBM gibi işlemci üreten birçok firma vardır. Her firmanın kendine ait bir komut kümesi bulunur. Dolayısıyla, farklı firmaların mikroişlemcileri aynı komutları algılayamayabilir. Merkezi işlem birimi, kendi başına çalışamaz. Yalnızca makine dilindeki komutları algılayabilen bu cihaz, komut listesi içeren programlar tarafından yönlendirilir. Bir işlemcinin gerçekleştirebileceği işlemler ile işlemcinin komut kümesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. İşlemcinin tasarım aşamasında, komut kümesinde yer alacak komutlar ve komut kümesi mimarisi belirlenmelidir. Komut kümesinin belirlenmesini sağlayan iki yaklaşım bulunur:​
  • RISC (Reduced Instruction Set Computer): Dilimize “Azaltılmış Komut Kümeli Bilgisayar” olarak geçen bu yaklaşımda, komut kümesinin olabilecek en yalın seviyeye indirgenmesi hedeflenir. Bu yaklaşıma göre, bir işlemcinin komut kümesinde temel komutların olması yeterlidir ve temel komutların çeşitli organizasyonuyla, her türlü karmaşık işlem yapılabilir. Bu yaklaşımın çıkış noktası, hızlı, verimli ve ucuz bilgisayarlar üretmektir. RISC modelini kullanan işlemci üretici firmalar, Power PC ve Sun Sparc olarak örneklendirilebilir.​
  • CISC (Complex Instruction Set Computer): Dilimize “Karmaşık Komut Kümeli Bilgisayar” olarak geçen bu yaklaşımda, işlemcilerin çok sayıda farklı komutu çalıştırabilecek kapasitede olması hedeflenir. Komut çeşitliliği sayesinde, gelişen ve karmaşıklaşan yazılımlar ile daha rahat başa çıkılabilir. Bu yaklaşım doğrultusunda tasarlanan işlemcilerin komut kümesinde, temel komutların yanı sıra, teknik olarak çok fazla ihtiyaç duyulmayan komutlar da bulunur. CISC modelini kullanan işlemci üretici firmalar, Intel ve AMD olarak örneklendirilebilir.​
Komut kümesi mimarisinin şekillenmesini sağlayan RISC ve CISC yaklaşımları, uzun yıllar boyunca önemli bir tercih konusu olmuş ve işlemci firmaları arasında büyük bir çekişme ve rekabet yaratmıştır. Zaman içerisinde gerçekleşen teknolojik gelişmeler doğrultusunda, CISC işlemcilerin üretim maliyetleri önemli ölçüde düşmüştür. Üretim maliyetlerindeki azalma, bu yaklaşım ile tasarlanmış işlemcileri kişisel ve dizüstü bilgisayarlarda birinci tercih yapmıştır. Modern bilgisayarların büyük kısmında CISC yaklaşımını kullanan, Intel ve AMD işlemcileri tercih edilir. RISC yaklaşımı ile tasarlanmış işlemciler, genellikle daha az elektrik tüketirler. Elektrik ihtiyacı konusundaki bu önemli avantaj, bu yaklaşım ile tasarlanmış işlemcilerin cep telefonlarında, akıllı telefonlarda, dijital televizyonlarda ve navigasyon sistemlerinde kullanılmasını sağlar.

Evet CPU bu şekildedir. Umarım anlamışsınızdır. Şimdi diğer donanımlardan devam edelim.

RAM (Ana Bellek)

Ana bellek, bilgisayarın çalışma esnasında kullandığı alandır. Bilgisayarda bir program yürütülürken, programın kendisi ve programla ilgili veri ana bellekte yani RAM’de tutulur. Ana bellek, çoğunlukla rastgele erişimli bellek yani genel bilinen adıyla arkadaşlar RAM yani Random Access Memorydir. Bu tür belleklerde veriye erişim hızlı bir şekilde gerçekleşir. Günümüzde kullanılan kişisel bilgisayarların ana bellek kapasiteleri GB (Gigabyte) cinsinden belirtilir. Ana bellekte yapılan işlemler kalıcı değildir. Bilgisayar kapatıldığında veya elektrik bağlantısı kesildiğinde, ana bellekteki içerik silinir. Ayrıca Arkadaşlar bellekler yani Ram’ler en az işlemci kadar bilgisayarın performansını belirleyen donanımlardır. Çünkü arkadaşlar RAM’ler işlemcinin hesapları için kullandığı hızlı veri depolarıdır. Yani Merkezi işlem birimi tarafından doğruca erişilebilen hafızlardır. Çünkü Normal disklere oranla daha hızlı oldukları için işlemcide bunlar kullanılır. Komutlar, merkezi işlem birimi tarafından sürekli dinlenir ve gerekli durumlarda çalıştırılır. 7 Çeşit tipi vardır ama genel de bilinenleri DDR2, DDR3 ve DDR4 tür. DDR2;6.4 GB/S hızında aktarım yapabilmektedir. DDR3 ise 12.8 GB/s hızında veri aktarabilirler. DDR4’ler ise, aslında DDR4’ler devrim niteliğindedir. %40 daha fazla performans ve %50 daha az güç tüketimi sağlarlar. 3200 Mhz hıza ulaşabilirler.

İkincil Depolama Aygıtları (Secondary Storage Devices)

Arkadaşlar dijital verilerin depolanması, bilgisayar sistemleri için temel bir ihtiyaçtır. Dijital verilerin geçici veya kalıcı olarak saklanmasını sağlayan cihazlara depolama aygıtları denir. Yardımcı bellek olarak da tanımlanan ikincil bellek, verinin uzun süre saklanmasına imkân sağlayan bellek türüdür. Bilgisayar kapatıldığında veya elektrik bağlantısı olmadığında, ikincil bellekteki bilgilerde herhangi bir kayıp yaşanmaz. Merkezi işlem birimi, ikincil depolama aygıtlarına doğrudan erişemez. Bilgisayar sistemlerinde ikincil depolama aygıtlarına erişim, girdi/çıktı kanalları üzerinden yapılır. İkincil depolama alanında bulunan veri, bu kanallar aracılığıyla birincil depolama alanına aktarılır ve işlemci tarafından kullanılır. İkincil depolama aygıtlarında veri transfer hızı, birincil depolama aygıtlarına göre düşüktür. Fakat ikincil depolama aygıtları fiyat olarak daha ucuzdur ve hafıza alanı açısından daha yüksek kapasiteye sahiptir. Bilgisayarda programlar ve önemli veriler, ikincil depolama aygıtlarında saklanır. Bu programlar veya veriler ihtiyaç duyulması hâlinde, ikincil bellekten ana belleğe taşınarak kullanılır. İkincil depolama aygıtlarının en sık kullanılan çeşidi sabit disklerdir. Genellikle tüm bilgisayarlarda gömülü bir sabit disk bulunmaktadır. Günümüzde sabit disklerin kapasitesi TB (Terabyte) seviyesine kadar çıkmıştır. Bazılarına bakalım;

Floppy Drive

1971 yılında IBM tarafından geliştirilmişlerdir ve 1.44 MB veri depolayabilmektedirler. Veriler Manyetik alanlardan etkilenerek veri kaybedebilirler.

HDD

  • Veriler manyetik bir alanda saklanır. Bu alan toz geçirmez metal bir kutu içindedir. Bunların üzerinde hareket eden okuma-yazma kafaları ve plakalar ile kafaları kontrol eden elektronik kartları vardır. Maksimum hızları 150 MB/s’dir. Plakanın dakikada yaptığı hıza da RPM denilmektedir. Bu plakalar dakikada 5.400, 7.200, 10.000 ve 15.000 RPM hızına çıkabilirler. Hızlı veri okuyup yazabilmek için RPM’i yüksek HDD’ler seçilmelidir. Kasa içinde yani ana kartta SATA portlarına takılırlar. SATA portu saniyede 150 MB, SATA2, saniyede 300 MB ve SATA3 portu da saniyede 3Gbit veri iletebilir. Zaten hızlı olanlar ayrı bir renkte gösterilir.

SDD

  • SDD’ler ısı, ses ve mekanikliğin ortadan kaldırıldığı teknolojilerdir. Mekanik olarak değil artık dijital olarak çalışmaktadırlar. Maksimum hızları 550 MB/s’dir. Hızlıdırlar ama hücrelerde silerek yazma yaptığı için uzun ömürlü olmazlar. Yani bozulma oranları yüksektir. Sabit disklerde verilerin saklanması, bir eksen etrafında dönebilen manyetik disk sayesinde gerçekleşir. Üst üste dizilen disk plakalarının her iki yüzü de bilgi depolamak için kullanılabilir. Her bir disk plakasına, plaka üzerinde gezinme kabiliyetine sabit manyetik kafalar yerleştirilmiştir. Bu kafalar sayesinde istenen adresten veriler okunur ve istenen adrese veriler yazılır. Bilgisayar sistemlerinde bir yazılımın yürütülebilmesi için, yazılımla ilgili komut ve verilerin sabit diskten ana belleğe alınması gerekir. Yazılım için ihtiyaç duyulan alan ana bellek tarafından karşılanamadığında, bilgisayar sabit diskin bir bölümünü ana bellek gibi kullanabilir. Sabit diskler son derece hassas cihazlardır. Çalışmakta olan bir sabit disk; fiziksel darbe, sarsıntı, güç kaybı, sıvı ile temas gibi dış etkenlerden dolayı arızalanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu gibi arızalarda veri bütünlüğünde bozulmalar veya kalıcı veri kayıpları yaşanabilir.

Optik Sürücüler

Veriler manyetik değil, optik ortamda saklanır. Manyetik ortamdan etkilenmezler. Veriler lazer ışını ile okunup yazılırlar.

Flash Bellek

Flash Bellekler, 1988 yılında Toshiba mühendisi Dr.Fujio Masuoka tarafından geliştirilmiştir. Yapısal olarak tüm bileşenleri elektroniktir, içerisinde hareket eden hiçbir parça bulunmaz. Bu özellik sayesinde, sabit disklerdeki fiziksel hassasiyet, Flash belleklerde ortadan kalkar ve flash belleklerin kolaylıkla taşınmasına imkân verir. Taşıma kolaylığı ve hızlı veri aktarımı özellikleri sayesinde, flash bellekler sıklıkla tercih edilir. İlerleyen teknoloji ve yaygınlaşan kullanım alanı, flash belleklerin fiyatının düşmesini de sağlamıştır. Günümüzde flash belleklerin kapasiteleri 4 GB ile 128 GB arasında değişmektedir.

CD

CD (Compact Disc), optik teknoloji ile okuma ve yazma işlemleri gerçekleştirilen depolama aygıtıdır. CD teknolojisi, bilgisayar dünyasında yoğunlukla kullanılmıştır. CD üzerindeki bilgilerin okunması, okuyucu üzerindeki lazer kafa tarafından gerçekleştirilir. Hareket kabiliyeti olan lazer kafa, tüm CD yüzeyinde hareket ederek, yarı geçirgen bir aynaya lazeri yansıtır. CD teknolojisinde yalnız okunabilir, yazılabilir ve tekrar yazılabilir CD çeşitleri bulunur. Standart bir CD’nin depolama kapasitesi 650 MB ile 700 MB olarak değişebilir.

DVD

CD teknolojisinin gördüğü yoğun ilgiden sonra, daha geniş kapasiteli optik disklerin geliştirilmesi için çalışmalara başlanmıştır ve CD’lerin üst versiyonu olarak kabul edilen, daha fazla veri depolama kapasiteli DVD (Digital Versatile Disc)’ler ortaya çıkmıştır. DVD’lerin depolama kapasitesi 4.7 GB ile 17.1 GB arasında değişmektedir. CD’lerden farklı olarak, bazı DVD’lerin her iki yüzeyine de kayıt yapılabilir ve bu olanak sayesinde depolama kapasitesi artar.

Girdi Aygıtları (Input Devices)

Kullanıcılardan veya farklı cihazlardan bilgisayara gelen her türlü veriye girdi adı verilir. Bu verilerin toplanması ve bilgisayara iletilmesi, girdi araçları tarafından gerçekleştirilir. Modern bilgisayarlarda en sık kullanılan girdi araçları klavye, fare, mikrofon, dijital kamera, tarayıcı ve barkod okuyucudur.

Çıktı Aygıtları (Output Devices)

Bilgisayarın kullanıcılar veya farklı cihazlar için oluşturduğu her türlü veriye çıktı adı verilir. Üretilen verilerin belirli bir formata çevrilmesi ve sunulması çıktı araçları ile yapılır. Modern bilgisayarlarda en sık kullanılan çıktı araçları monitör, yazıcı, hoparlör, kulaklık ve projektördür.

Ana Kart (Mainboard)

Dostlar ana kart her şeyin başladığı yerdir. Ana kart ne kadar iyiyse üstüne takılan donanımlardan da o kadar iyi veri alınır. Ana kart kısaca, tüm donanımların birbirleriyle haberleşmesini ve kullanıcıya ulaşmasını sağlayan taban bir donanımdır. Ayrıca bir bilgisayarın sahip olacağı özellikleri de ana kart belirlemektedir. Dolayısıyla bilgisayar topladığınız da ilk işiniz ana karttan başlamak olsun. Yani bilgisayarın ddr4 ram mi? olması veya ddr3 mü? ve de takılacak işlemci İntel mi AMD mi olması gerektiği gibi her şeyi ana kart yapısı belirlemektedir. Ayrıca bir de arkadaşlar Ana kart üzerinde, ram yuvalarının farklı renklerde olduğunu göreceksiniz. Örneğin 2 adet ram aldığınızda bu iki RAM’ı ana kart üzerinde aynı renkte olan yuvalara takmanız gerekmektedir ki daha iyi verim alabilesiniz. Yani yan yana takmanızı önermem. Arkadaşlar Ana kart üzerindeki bios pili bulunmaktadır. Bu pilin birkaç görevi vardır. Mesela ilk görevi bilgisayar kapalı da olsa tarih/saat bilgisini hatırlamaktır. Diğer görev de donanımların yönetildiği biosun şifresini tutmaktadır. Bioslarda şifre olduğu zaman bu pil sökülürdü. Tabi bu sonra öğrenildi ve bunu çözmek için de ana kart üzerine pinler yerleştirildi. Gerçi bu pinler de kısa devre yapılarak yine atlatılıyordu. Kart üzerindeki IDE’ler de eski disk kapasiteleri için kullanılan bölümlerdir, günümüz ana kartlarında bunları görmek mümkün olmayacaktır. Diskler artık SATA yuvaları ile bağlanmaktadır. Yine disk sürücü bölümleri de günümüz ana kartlarında görülmemektedir. Kasa önündeki, mikrofon, kulaklık gibi girişler de kasa ön panel bağlantıları soketleri ile yapılmaktadır. Kuzey Köprüsü (North Bridge) dediğimiz chipset ise, işlemci, bellek, AGP slotu yani Ekran kartlarının birbirleri arasındaki haberleşmesini sağlamaktadır ve bu donanımlardan gelen verileri hızlandırarak işlemciye göndermektedir. Normalde bunlar kendileri işlemciye ulaşmaya çalıştığında hızları işlemci ile eşit olmadığı için işlemci de bir beklemeye neden olmaktadırlar. İşte bunu çözmek için de bu köprüler kullanılmaktadır. Eğer bu işlem yapılmazsa CPU tarafından kuyruklama oluşmaktadır. Buna engel olmak için de işte bu yol izlenmiştir. Tabi yine işlemciden bu donanımlara veri gelecekse bu gelen veriler de bu sefer yavaşlatılarak bu birimlere ulaştırılır. Güney köprüsü de (South Bridge), bilgisayardaki çevre birimleri yani USB, Ethernet, depolama gibi birimlerin iletişimini sağlar. Bu birimlerden gelen veriler Kuzey Köprüsüne iletilir ve Kuzey’den gelenler de bu birimlere iletilir. Arkadaşlar bir ana kartın hızını belirleyen şey tam olarak Kuzey Köprüsü ile Güney Köprüsü arasındaki hızdır. Bu hız direk olarak bilgisayarın hızına etki etmektedir. Yani bir ana kart alırken FSB’nin hızı çok önemlidir. FSB yani Front Side Bus, CPU ile Kuzey Köprüsü arasındaki hızı göstermekteydi ve bu hızın yüksekliği bilgisayar hızı için çok önemlidir. Arkadaşlar Ana kart üzerinde bir de AGP yeni ekran kartının altında bulunan PCI, ISA, PCI-E gibi genişleme yuvalarına bakalım. Bunlar ana kartın takılan donanımlarla ana kartın genişlemesini sağlayan yuvalardır. Arkadaşlar bunlardan ISA, yuvaları ekran kartı veya ses kartlarının takıldığı yuvalardı ama artık günümüzde kullanılmamaktadırlar. PCI’lar ise İntel tarafından geliştirilmişlerdir ve bunların tümü saniyede 133 MB veri aktaran yuvalardır. Bunlara da ekran kartı ve ses kartları takılabilir. Son olarak da bunlar tak ve çalıştır mantığındadır. Yani takınca sürücü tanıtmaya gerek kalmadan çalışırlar. AGP yani Advanced Graphics Port ise, bir önceki anlattığım PCI slotlarının hızlarının çok düşük olmasıyla geliştirilmiştir. Bunlarda sadece grafik verisi aktarılır. Dolayısıyla ekran kartları bu slota takılır. Ayrıca bunlar doğrudan Kuzey köprüsü ile anlaşmaktadır. PCI-E slotları da, PCI’lara göre daha hızlıdırlar ve daha az güç tüketirler. Bunlardan Kuzey köprüsü ile doğrudan haberleşir. Şimdi USB soketlerine bakalım. Arkadaşlar USB bağlantı yuvaları, USB 1.0, 2.0, 3.0, 3.1 ve 3.2 olmak üzere 5 çeşittir. USB 3.0 olanlar mavi renktedirler. USB 1.0 saniyede 1.mb veri aktarabilirler. 2.0 olanlar, saniyede 60, 3.0, olanlar saniyede 625, 3.1 olanlar saniyede 1.22 gb ve 3.2 olanlar da 2.60 gb veri aktarabilirler. Bu portlara bağlanacak kabloların uzunlukları ideal olarak 5 metreyi geçmemelidirler. 5 Metreden sonra elektrik alınır ama veri taşınamaz.

Güç Üniteleri

Power Supply / PSU

  • Arkadaşlar Power Supply yani güç kaynağı bilgisayardaki tüm donanımlara güç veren kaynaktır. Güç kaynakları Şebekeden gelen Alternatif akımı (AC), doğru akıma (DC) çevirirler. Yani 200w’u, 12w’a düşürürler. 500 watt ile 1.000 watt arasında güç üretirler. Kalitelerine göre bronz, gümüş, altın ve platinyum renkte olabilirler. Almak istediğiniz de titanyum ve platinyum almaya çalışın ama bunlar pahalı olabilir en azından gold almaya çalışın. Bilgisayar ne kadar çok çalışırsa bunların eskimesi de o kadar çok olur. Bir de arkadaşlar bunlar patladı mı sağlam patlar. Yani fazla yormayın eskidi mi de hemen değiştirin.​



KAYNAKÇA
- Eski aöf kitapçığı
- Kendi bilgim
- Bazı eski eğitimler
Ellerine saglik
 

'Halaskâr

Kıdemli Moderatör
4 Ara 2020
1,176
1,062
Midgard
eline, emeğine sağlık.. güzel konular çıkarıyorsun fakat:
1-) yazının %30 u intihal. yani alıntı, bundan kurtulmak için cümleleri kendi kelimelerinle yazmalısın. Alıntı bir yazının, bilimsel olarak hiç bir değeri yoktur.. Ancak anlatacağın konuyu kendi cümlelerinle yazarsan, çok değerleniyor.
2-) anlatacağın konuyu görsellerle (fotoğraf, video..vb.) desteklersen çok daha fazla okunur ve ilgi çeker.
Çalışmalarında başarılar diliyorum,
Saygı ve sevgilerimle..
 

ogulcankacar

Yeni üye
29 Ağu 2022
42
42
eline, emeğine sağlık.. güzel konular çıkarıyorsun fakat:
1-) yazının %30 u intihal. yani alıntı, bundan kurtulmak için cümleleri kendi kelimelerinle yazmalısın. Alıntı bir yazının, bilimsel olarak hiç bir değeri yoktur.. Ancak anlatacağın konuyu kendi cümlelerinle yazarsan, çok değerleniyor.
2-) anlatacağın konuyu görsellerle (fotoğraf, video..vb.) desteklersen çok daha fazla okunur ve ilgi çeker.
Çalışmalarında başarılar diliyorum,
Saygı ve sevgilerimle..
Merhaba, aslında Tarih okuyorum ve daha önce de çeşitli makaleler ele aldım. İntihal mevzularına da hakimim ve buna da dikkat etmeye çalışıyorum. Demek ki bu yazımda tam edememişim, bir dahakine daha dikkatli olurum. Halbuki okurken çeşitli yorumlarda katmaya çalışmıştım. Görselleştirme kısmı aklımda, aslında düzenlerken görsel eklemeyi denedim, fakat bir türlü eklemek istediğim görseller eklenmedi. Sanırım benden kaynaklı sorun bir dahakine dikkat ederim.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.