ARKADAŞLAR OKUMADAN KAPATMAYALIM SAYFAYI ÇOK ETKİLEYİCİ BİR OLAY
Fotoğraftaki kişi Ommanın devlet hastanesinde ölen 18 yaşındaki bir gencin resmidir. Gencin cesedi gömüldükten üç saat sonra babasının talebi üzerine kabirden geri çıkarılmış. Hastanede vefat eden genç aynı gün hoca tarafından yıkanmış, cenaze kılınıp defnedilmiş.
Görgü tanıklarının, akrabaların ve doktorların ifadelerine göre genç siyah saçlı, hiç bir yerinde kırık, dövülme veya işkence yeri olmadığı şekilde defnedildiğini ifade ediyorlar. Fakat gömüldükten üç saat sonra babası doktorların oğlunun ölüme sebep olan dianozadan şüphe eder ve oğlunun kabirden çıkartılıp otopsi yapılmasına talep etmiştir.
Görgü tanıklarının, akrabaların ve doktorların ifadelerine göre genç siyah saçlı, hiç bir yerinde kırık, dövülme veya işkence yeri olmadığı şekilde defnedildiğini ifade ediyorlar. Fakat gömüldükten üç saat sonra babası doktorların oğlunun ölüme sebep olan dianozadan şüphe eder ve oğlunun kabirden çıkartılıp otopsi yapılmasına talep etmiştir.
Üç saat önce defnedilen genç çıkarıldıktan sonra, onu gören aile fertleri ve tüm akrabaları şok olmuşlar. Çünkü kabire koydukları genç idi, fakat üç saat sonra önlerinde yatan saçları bem-beyaz olan, sanki çok ihtiyar bir insanın cesedi idi. Saçları beyaz, bütün bedenine inanılmaz derecede işkence ve azab vermenin izleri bulunuyordu. Ellerin, kolların ve ayakların kemikleri kırık vaziyette. Kaburga kemikleri kırık ve bedenin içeresine inanılmaz bir şiddetle basık durumdaydı. Bütün bedeni ve yüzü yekpare bir morluk hale gelmişti.
Kurtuluşu artık ummayan ve sonsuz acıya mazhar olduğu açık gözlerinden ve kurumuş kandan gencin inanılmaz bir işkenceye tutulduğunu gösteriyor.
Ölen gencin akrabaları İslam âlimlerine yönelirler. Onlar da durumu öğrendikten sonra, hepsi dilbirliği ile Kabir azabının ibretli bir örneğin olduğunu ifade ederler.
Ki Allah (c.c) ve Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) Kabirdeki azaptan haber veriyor ve ümmeti sakındıryorlar.
Kurtuluşu artık ummayan ve sonsuz acıya mazhar olduğu açık gözlerinden ve kurumuş kandan gencin inanılmaz bir işkenceye tutulduğunu gösteriyor.
Ölen gencin akrabaları İslam âlimlerine yönelirler. Onlar da durumu öğrendikten sonra, hepsi dilbirliği ile Kabir azabının ibretli bir örneğin olduğunu ifade ederler.
Ki Allah (c.c) ve Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) Kabirdeki azaptan haber veriyor ve ümmeti sakındıryorlar.
Şok geçiren baba oğlunun şımarık hayat yaşayıp, çeşitli günahlarda bulunup namazlarını kılmadığını itiraf etti.
Allahın yolunda, yani Cihadda şehid olanlardan başka ölen her bir insan Kabir imtihanından geçecektir. Kıyamet gününden önce insanı bekleyen ilk korkunç bir sınav.
Peygamberimizden (s.a.v.) İmam Ahmedin rivayet ettiği hadis şerifte şöyle naklediliyor:
Peygamberimiz, onun üzerine selat ve selam olsun buyurdu:
- Ölümden sonra ölünün ruhu tekrar cesede döndürülür. Yanına da Munker ve Nekir isimli iki tane melek gelir ve sorguya çekerler: "Rabbin kim?"
İnsan cevap verir: "Rabbim – Allah." Sonra onlar sorar: "Senin dinin ne?" O cevap verir: "Dinim – İslamdır." Sonra onlar sorar: "Size gönderilen uyarıcı kim?" İnsan cevap verir: "O Allahın resülüdür." O zaman onlar sorar: "Sen bunları nereden biliyorsun?" O cevap verir: "Ben Allahın Kitabını okudum ve Ona iman ettim."
O zaman semadan ses gelir: "Kulum hakikatı söyledi, ona cennet döşeğini serin ve önünde cennet kapılarını açın" - , sonra o çok sevinecek, cennet ferahlığına kavuşacak ve onun kabri göz alabildiği kadar geniş olacak.
Kâfire ve günâhkârâ gelince onun hakkında Allah resülü, sallallahu aleyhi vesellem, şöyle buyurdu:
- ve ruhunu tekrar cesede döndürürler. Yanına da Munker ve Nekir isimli iki tane melek gelir ve sorguya çekerler: "Rabbin kim?"
O cevap verir: "Bilmiyorum." Sonra ondan sorulur: "Size gönderilen uyarıcı kim?" O tekrar: "Bilmiyorum" der, ve o zaman semadan gelen ses şöyle: "Bu yalancıdır, ona ateşten döşek serin ve önünde cehennem kapılarını açın!" - , o zaman onun kabrini cehennemin harareti sarar, kabri ise dar olur ve kaburgalar birbirine girinceye kadar kabir onu sıkar.
Başka hadislerde söyleniyor: Sorgu esnasında Melekler kâfir olan veya günâhları çok olan müslümanı işkence edip dövecekler, ve bu işkence dehşet vericidir.
Peygamberimizin (s.a.v.) de Allahdan Kabir azabından kendisini korumasını ve bu duayı herkese de emir ettiği rivayet ediliyor.
Kabir azabı iki çeşittir:
Birincisi, hiç bitmeyen Kabir azabı. Bunlar hakkında Allah Taala Kur’an-ı Kerimde buyuruyor:
- "...o ateştir, sabah ve akşam ona giriftâr oluyorlar."
Birincisi, hiç bitmeyen Kabir azabı. Bunlar hakkında Allah Taala Kur’an-ı Kerimde buyuruyor:
- "...o ateştir, sabah ve akşam ona giriftâr oluyorlar."
Bazı azap ise bir müddet devam edip sonradan kesilen Kabir azabı. Bu tip Kabir azabı günâhkâr muslumanlar için olur, azabın şiddeti ve ağırlığı ise işlediği günâhların ağırlığına göredir.
Bu bencin başına gelen hadise, inanan kalpler için bir ibrettir, kalbi mühür basılmış şahıslar için de tekrar bir masal, oyun gibi gelecektir. Çünkü onlar bakarlar fakat görmezler, dinlerler fakat duymazlar…
alıntıdır...
alıntıdır...