ATİLLA KİMDİR?
- -Fiziken Görünümü
- -Hayatından Kısa Bir Özet
- -Başarıları
FİZİKEN GÖRÜNÜMÜ
395-453 seneleri arasında yaşamıştır. Attilanın Hükümdarlık yaptığı yıllardaki fiziksel yapısının, kısa boylu, geniş göğüslü, küçük gözlü, yassı burunlu ve ince gri sakallı ve bronz tenli olduğu anlatılmaktadır.
HAYATINDAN KISA BİR ÖZET
Attilanın babası, Boncuk Handır. Attila, Babası Boncuk Hanın ölümünden sonra, bozkırda tek başına yaşam mücadelesi verirken, amcası Rua tarafından bulunmuş ve koruma altına alınmıştır. Attila, Vizigotlar karşısında Roma İmparatorluğu ile müttefik olmuştur. Bu ittifakla birlikte, Flavius Aetiusun davetlisi olarak, bir süreliğine Romada kalmıştır. Amcası Ruanın hayata veda etmesinin ardından, Attila ve kardeşi Bleda, Hun İmparatorluğuna ortak şekilde hükümdar olmuşlardır.
Attilanın kardeşi Bleda, 445 yılında ölmüş, böylece Attila yalnız kalarak tek başına Hun Hükümdarı olmuştur. Hükümdar olduktan sonra, Nakara isimli esir bir kıza tutulan Attila, Nakara ile evlenmiştir. Bu evlilikten bir oğlu olan Attilanın eşi, doğum sırasında ölmüştür.
Atillanın hükümdarlığı döneminde, orduları tarafından Batı sürekli rahatsız edilmiştir. Acımasızlığı ile tanınan Attila, bu bölgeleri fırsat buldukça istila etmiştir. Acımasızlığı, sert oluşu, merhamet göstermemesi gibi sebeplerden ötürü de, tüm Avrupada Tanrının Kırbacı ismiyle anılmıştır. Attila, her ne kadar zalim bir görüntü çizse de, Almanların kökenine dayanan Germen efsanelerinde oldukça ulu ve iyiliksever bir hükümdar şeklinde anlatılmaktadır.
ATİLLA HAN'IN BAŞARILARI
434 yılında kardeşi Bledu ile birlikte İmparatorluğun başına geçti. Bir süre sonra kardeşinin öldürülmesiyle Tuna kıyılarından Çin Seddi'ne kadar uzayan imparatorluğun tek hâkimi oldu.
Attila, Gençliğini barış için rehin olarak Roma'da geçirmiş, bu yüzden Roma kültürünün yanı sıra zaaflarını ve karakterlerini incelemişti. Latince'yi de ana dili gibi öğrenmişti. Hükümdar olduktan sonra Romalılar hakkındaki bütün bu bilgilerini en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı.
Attilanın başa geçişinden sonra gelen Bizans elçilerine yeni hükümdar sınırda bir karşılama düzenledi ve barış anlaşmasının ilkelerini onlara dikte ettirdi. Buna göre Bizans artık Hunlara bağlı kavimlerle kesinlikle ilişki kuramayacaktı. Ayrıca Bizans, kendine sığınan Hunları geri verecekti. Bizansın vergisi her yıl iki misli alınacak ve ticaret ancak sınır kasabalarında yapılabilecekti. Hunlara hemen geri verilen kaçakları Attila daha sınır kapısında astırdı.
Bu olay, Attilanın adının bütün Avrupada dehşetle anılmasına neden oldu. Bundan sonra Attila aylar süren uzun bir sefere çıkarak İmparatorluğun tüm sınırlarını dolaştı ve ayaklanan kavimlerin üzerine yürüdü. Batı kanadının merkezi Tuna kıyısında, Doğu kanadının merkezi de Dinyeper havzasında kurulmuştu. 750 bin kişilik ordusuyla Galya şehirlerini alt üst etti. Orleans'ı kuşattı. Kuzey İtalya'yı silindir gibi ezip geçti. Avrupa'yı titreten bir cihangir oldu.
440'dan itibaren Attila Bizans'a karşı baskıyı artırdı. Balkanlardan Mora'ya, oradan İstanbul kapılarına kadar olan bölgeyi ele geçirdi. Bizanslılar vergiyi iki misline çıkartarak İstanbul'u kurtardılar.
Artık Avrupalılar Attilayı yaptıkları yanlış ve günahlardan dolayı Tanrının onları cezalandırmaya gönderdiğini düşünmeye başladılar ve böylece bugün bile bütün Avrupanın bildiği, "Tanrının Kırbacı adı Attila ile anılır oldu.
İtalya seferinden sonra, dolunaylı bir gecede, sarayında büyük bir toy-düğün yapan Attila, düğün gecesi sabahı 453 yılında Hakka yürüdü
Bu konuyu şu sözlerle bitirmek istiyorum;
'Ben asil bir milletin evladıyım!' işte benim cevabımda size budur!" Atilla Han..