كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَه۪ينَةٌۙ ﴿٣٨﴾
اِلَّٓا اَصْحَابَ الْيَم۪ينِۜۛ ﴿٣٩﴾
ف۪ي جَنَّاتٍۜۛ يَتَسَٓاءَلُونَۙ ﴿٤٠﴾
عَنِ الْمُجْرِم۪ينَۙ ﴿٤١﴾
مَا سَلَكَكُمْ ف۪ي سَقَرَ ﴿٤٢﴾
قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤٣﴾
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْك۪ينَۙ ﴿٤٤﴾
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَٓائِض۪ينَۙ ﴿٤٥﴾
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ ﴿٤٦﴾
حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَـق۪ينُۜ ﴿٤٧﴾
فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ ﴿٤٨
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِض۪ينَۙ ﴿٤٩﴾
كَاَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌۙ ﴿٥٠﴾
فَرَّتْ مِنْ قَسْوَرَةٍۜ ﴿٥١﴾
بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفاً مُنَشَّرَةًۙ ﴿٥٢﴾
كَلَّاۜ بَلْ لَا يَخَافُونَ الْاٰخِرَةَۜ ﴿٥٣﴾
٥٤﴾
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۜ ﴿٥٥﴾
وَمَا يَذْكُرُونَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ هُوَ اَهْلُ التَّقْوٰى وَاَهْلُ الْمَغْفِرَةِ ﴿٥٦
MEAL
﴾38﴿ Her nefis, yaptıklarına karşılık tutulan bir rehindir;
﴾39﴿ Ancak hakkın ve erdemin tarafında olanlar başka:
﴾40-41﴿ Onlar cennetlerdedir; günahkârlar hakkında birbirlerine sorular sorarlar?
﴾42﴿ "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?"
﴾43﴿ Onlar şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik;
﴾44﴿ Yoksulu doyurmuyorduk;
﴾45﴿ (Günaha) dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk,
﴾46﴿ Ceza gününü de asılsız sayıyorduk,
﴾47﴿ Sonunda bize ölüm geldi çattı."
﴾48﴿ Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
﴾49-51﴿ Böyle iken onlara ne oluyor ki âdeta aslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi öğütten yüz çevirip kaçıyorlar!
﴾52﴿ (Uyarıcılardan) öğüt almak yerine onlardan her biri, kendisine, açılmış sahîfeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor.
﴾53﴿ Hayır! Aslında onlar âhiretten korkmuyorlar.
54﴿ Asla! Ama bilsinler ki bu, gerçekten bir öğüttür, uyarıdır!
﴾55﴿ Dileyen ondan öğüt alır.
﴾56﴿ Ve Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da Odur, mağfiret sahibi de Odur.
Müddessir Suresi 38-56. Ayetler
Son düzenleme: