Facebook'un Bilinmeyen Yüzü #2

'Syera

Basın&Medya Ekibi Kıdemli
Merhaba Değerli TurkHackTeam Ailesi,
Bugün sizlerle serimizin ilk hikayesinin ikinci kısmını inceleyeceğiz.
İyi Okumalar Dilerim...


İlk Hikayeyi okumak için tıkla


Ama ulaşamadım... Neden bu canlı bağlantı için özel bildirim aldım bilmiyordum. Madame Mermaid94'ün profiline baktım. Ve rastgele belki de sırf kadın olduğu için arkadaşlığını kabul ettiğim birisi olabilirdi. Evet, kesinlikle tesadüf olmalıydı. Fakat bu kişinin profiline baktığımda kim olduğu hakkında hiç bir bilgim olmadığını gördüm. Tek bağlantım uzun süre önce katıldığım korku sayfasıydı. O kişi bu grubun sahibiydi. Belki de grubun üyesi olduğum için arama yapılmıştı. Ama yapılan bu arama oldukça tuhaftı. Gelen cızırtılı sesler ve karanlıktan da başka birşey yoktu. Garibime giden şey ise neden Jimmy'nin adını duymuş olduğumu düşünmüştüm? Bunlardan bir saat sonra ofisime geldim.

Öğleden sonra fazladan birkaç dakikam vardı. Bunu fırsat bilerek Jimmy'i Facebook'ta aradım. Hesabında gördüğüm başlığı okuduğumda neredeyse sandalyeden düşüyordum. "Jimmy Banks'ı anıyoruz". Facebook bir kullanıcının adının yanına "Anmak" kelimesini getirdiğinde bu kişinin vefat ettiği ve ölümünün kanıtının en yakın akrabası veya Yasal Irtibat tarafından sağlandığı anlamına geliyordu. Kelimeler boğazıma dolanıyordu. Midem neredeyse ağzıma gelmişti. Okuduğum her heceyi sindirebilmek için günün geri kalanının da izin almak zorunda kaldım.



Yakındaki bir Starbucks'ın otoparkında yaklaşık bir saattir arabamda oturuyordum. Telefonumu aldım karım Rachel'i aradım. "Bugün eve erken gidiyorum tatlım" dedim. Üzüldüğümü hissetmiş olacak ki bana neler olduğunu sordu. Bende Jimmy'nin vefat ettiğini söyledim. Bana şaşkınlıkla; " Ne! Nereden biliyorsun?" diye sordu. Bende Facebook hesabını aradığımı ve o zaman öğrendiğimi söyledim. Jimmy ile yaklaşık on yıldır konuşmamıştım ve onun vefatının üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilmediğimi yeni farketmiştim. "Son zamanlarda Jenny ile konuştun mu?" eşime sordum. Onunla birkaç yıldır görüşmediğini ama bir kaç gün önce Jimmy ile eski bir düğün fotoğraflarını paylaştığını söyledi. Ondan Jenny'nin numarasını istedim. Bana atacağını ama mutlaka bir gelişme olursa haber etmemi ekledi.

Kısa sürede gelen numarayı aramak için güç toplamaya çalıştım. Telefon sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi bir süre boyunca çaldı.
" Merhaba. Ben Jenny Banks. Şu anda konuşamam, ama lütfen bana bir mesaj bırakın.", telesekreterinden çalındı.



"Merhaba Jenny. Ben Tyler Lee. Bakın, bir süredir sizinle iletişim kuramadığımız için üzgünüm." dedim soğukkanlılığımı kaybetmeye başlamıştım. "Bugün Jimmy'nin Facebook sayfasına rastladım ve..." Sessizce durdum. "Şey sadece bir dakikan olduğunda seninle konuşmak isterim. Beni geri ara, tamam mı?"

Hala arka planda rastgele çalan Grateful Dead albümüm vardı, ama yeni başlayan "Cumberland Blues"u dinleyecek havamda değildim. İleri düğmesine bastım ve ortama daha uygun görünen "Kara Çamurlu Nehir" çalmaya başladı. Jerry Garcia'nın hüzünlü bir koroyu söylediği kısmı bende söyledim. " Kara Çamurlu Nehir'de yürürken yalnız başıma yürüyeceğim. Kendi şarkımı söylerken." Bu sözleri söylerken Jimmy'nin yürüdüğü yolu aklıma getirdim. Ona yardımcı olamayacağım gerçeği bir kez daha mahvetti beni.

Telefonum çaldı. Arayan kişi Jenny'di. Arayan kimliği olarak ise
"Jen-Jen" olarak gözüküyordu. Gülümsedim. Jenny aslen Japonyalıydı. Jimmy onunla doksanlarda orada bir belgesel çekerken tanışmıştı. Onları en son gördüğümde henüz bebek olan ikiz kızları Rachel ve Akira vardı. Rachel'a Jenny'nin taptığı karımın adını verdiler. Akira, bebekken annesine "Jen-Jen" derdi, bu yüzden Jimmy'de aynı şeyi yaptı ve ona da o şekilde seslenmeye devam etti.

"Alo?" diye garipseyerek cevap verdim.
"Merhaba... Tyler?" dedi diğer taraftaki sakin ses.
"Evet. Jenny, nasılsın? Mesajım aldın değil mi?"
"Evet. Ben de aramadığım için üzgünüm Tyler."


"Sorun değil. Hayat çılgınlaşıyor." dedim buzu biraz kırmaya çalışarak. "Dinle Jenny, aramamın sebebi..." Tereddüt ettim. "Peki, nasıl... yani... Jimmy nerede?" Jenny'nin diğer taraftan ağlamaya başladığını duyabiliyordum. Sanki uzun süredir ağlamayı kesmemiş gibiydi.

"Gitti Tyler. İki gün önce öldü," diye hıçkırdı.



(...)
Devam Edecek...


Sizce Jimmy nasıl öldü? Bu sabahki yapılan arama kötü bir tesadüften ibaret miydi? Yorumlarınızı bekliyorum.
Basın Medya Ekibi sundu...

2ghrfsm.png

 
Son düzenleme:

Blwe

Uzman üye
17 Şub 2021
1,585
1,645
Green/Moderasyon
Merhaba Değerli TurkHackTeam Ailesi,
Bugün sizlerle serimizin ilk hikayesinin ikinci kısmını inceleyeceğiz.
İyi Okumalar Dilerim...


İlk Hikayeyi okumak için tıkla


Ama ulaşamadım... Neden bu canlı bağlantı için özel bildirim aldım bilmiyordum. Madame Mermaid94'ün profiline baktım. Ve rastgele belki de sırf kadın olduğu için arkadaşlığını kabul ettiğim birisi olabilirdi. Evet, kesinlikle tesadüf olmalıydı. Fakat bu kişinin profiline baktığımda kim olduğu hakkında hiç bir bilgim olmadığını gördüm. Tek bağlantım uzun süre önce katıldığım korku sayfasıydı. O kişi bu grubun sahibiydi. Belki de grubun üyesi olduğum için arama yapılmıştı. Ama yapılan bu arama oldukça tuhaftı. Gelen cızırtılı sesler ve karanlıktan da başka birşey yoktu. Garibime giden şey ise neden Jimmy'nin adını duymuş olduğumu düşünmüştüm? Bunlardan bir saat sonra ofisime geldim.

Öğleden sonra fazladan birkaç dakika vardı. Bunu fırsat bilerek Jimmy'i Facebook'ta aradım. Hesabımda gördüğüm başlığı okuduğumda neredeyse sandalyeden düşüyordum. "Jimmy Banks'ı anıyoruz". Facebook bir kullanıcının adının yanına "Anmak" kelimesini getirdiğinde bu kişinin vefat ettiği ve ölümünün kanıtının en yakın akrabası veya Yasal Irtibat tarafından sağlandığı anlamına geliyordu. Kelimeler boğazıma dolanıyordu. Midem neredeyse ağzıma gelmişti. Okuduğum her heceyi sindirebilmek için günün geri kalanının da izin almak zorunda kaldım.



Yakındaki bir Starbucks'ın otoparkında yaklaşık bir saattir arabamda oturuyordum. Telefonumu aldım karım Rachel'i aradım. "Bugün eve erken gidiyorum tatlım" dedim. Üzüldüğümü hissetmiş olacak ki bana neler olduğunu sordu. Bende Jimmy'nin vefat ettiğini söyledim. Bana şaşkınlıkla; " Ne! Nereden biliyorsun?" diye sordu. Bende Facebook hesabını aradığımı ve o zaman öğrendiğimi söyledim. Jimmy ile yaklaşık on yıldır konuşmamıştım ve onun vefatının üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilmediğimi yeni farketmiştim. "Son zamanlarda Jenny ile konuştun mu?" eşime sordum. Onunla birkaç yıldır görüşmediğini ama bir kaç gün önce Jimmy ile eski bir düğün fotoğraflarını paylaştığını söyledi. Ondan Jenny'nin numarasını istedim. Bana atacağını ama mutlaka bir gelişme olursa haber etmemi ekledi.

Kısa sürede gelen numarayı aramak için güç toplamaya çalıştım. Telefon sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi bir süre boyunca çaldı.
" Merhaba. Ben Jenny Banks. Şu anda konuşamam, ama lütfen bana bir mesaj bırakın.", telesekreterinden çalındı.



"Merhaba Jenny. Ben Tyler Lee. Bakın, bir süredir sizinle iletişim kuramadığımız için üzgünüm." dedim soğukkanlılığımı kaybetmeye başlamıştım. "Bugün Jimmy'nin Facebook sayfasına rastladım ve..." Sessizce durdum. "Şey sadece bir dakikan olduğunda seninle konuşmak isterim. Beni geri ara, tamam mı?"

Hala arka planda rastgele çalan Grateful Dead albümüm vardı, ama yeni başlayan "Cumberland Blues"u dinleyecek havamda değildim. İleri düğmesine bastım ve ortama daha uygun görünen "Kara Çamurlu Nehir" çalmaya başladı. Jerry Garcia'nın hüzünlü bir koroyu söylediği kısmı bende söyledim. " Kara Çamurlu Nehir'de yürürken yalnız başıma yürüyeceğim. Kendi şarkımı söylerken." Bu sözleri söylerken Jimmy'nin yürüdüğü yolu aklıma getirdim. Ona yardımcı olamayacağım gerçeği bir kez daha mahvetti beni.

Telefonum çaldı. Arayan kişi Jenny'di. Arayan kimliği olarak ise
"Jen-Jen" olarak gözüküyordu. Gülümsedim. Jenny aslen Japonyalıydı. Jimmy onunla doksanlarda orada bir belgesel çekerken tanışmıştı. Onları en son gördüğümde henüz bebek olan ikiz kızları Rachel ve Akira vardı. Rachel'a Jenny'nin taptığı karımın adını verdiler. Akira, bebekken annesine "Jen-Jen" derdi, bu yüzden Jimmy'de aynı şeyi yaptı ve ona da o şekilde seslenmeye devam etti.

"Alo?" diye garipseyerek cevap verdim.
"Merhaba... Tyler?" dedi diğer taraftaki sakin ses.
"Evet. Jenny, nasılsın? Mesajım aldın değil mi?"
"Evet. Ben de aramadığım için üzgünüm Tyler."


"Sorun değil. Hayat çılgınlaşıyor." dedim buzu biraz kırmaya çalışarak. "Dinle Jenny, aramamın sebebi..." Tereddüt ettim. "Peki, nasıl... yani... Jimmy nerede?" Jenny'nin diğer taraftan ağlamaya başladığını duyabiliyordum. Sanki uzun süredir ağlamayı kesmemiş gibiydi.

"Gitti Tyler. İki gün önce öldü," diye hıçkırdı.



(...)
Devam Edecek...


Sizce Jimmy nasıl öldü? Bu sabahki yapılan arama kötü bir tesadüften ibaret miydi? Yorumlarınızı bekliyorum.
Basın Medya Ekibi sundu...

2ghrfsm.png

Güzel seri oluşturmuşsunuz : ) devamının gelmesi dileğiyle ellerinize sağlık
 

JohnWick51

Uzman üye
20 Mar 2022
1,866
770
28
Merhaba Değerli TurkHackTeam Ailesi,
Bugün sizlerle serimizin ilk hikayesinin ikinci kısmını inceleyeceğiz.
İyi Okumalar Dilerim...


İlk Hikayeyi okumak için tıkla


Ama ulaşamadım... Neden bu canlı bağlantı için özel bildirim aldım bilmiyordum. Madame Mermaid94'ün profiline baktım. Ve rastgele belki de sırf kadın olduğu için arkadaşlığını kabul ettiğim birisi olabilirdi. Evet, kesinlikle tesadüf olmalıydı. Fakat bu kişinin profiline baktığımda kim olduğu hakkında hiç bir bilgim olmadığını gördüm. Tek bağlantım uzun süre önce katıldığım korku sayfasıydı. O kişi bu grubun sahibiydi. Belki de grubun üyesi olduğum için arama yapılmıştı. Ama yapılan bu arama oldukça tuhaftı. Gelen cızırtılı sesler ve karanlıktan da başka birşey yoktu. Garibime giden şey ise neden Jimmy'nin adını duymuş olduğumu düşünmüştüm? Bunlardan bir saat sonra ofisime geldim.

Öğleden sonra fazladan birkaç dakika vardı. Bunu fırsat bilerek Jimmy'i Facebook'ta aradım. Hesabımda gördüğüm başlığı okuduğumda neredeyse sandalyeden düşüyordum. "Jimmy Banks'ı anıyoruz". Facebook bir kullanıcının adının yanına "Anmak" kelimesini getirdiğinde bu kişinin vefat ettiği ve ölümünün kanıtının en yakın akrabası veya Yasal Irtibat tarafından sağlandığı anlamına geliyordu. Kelimeler boğazıma dolanıyordu. Midem neredeyse ağzıma gelmişti. Okuduğum her heceyi sindirebilmek için günün geri kalanının da izin almak zorunda kaldım.



Yakındaki bir Starbucks'ın otoparkında yaklaşık bir saattir arabamda oturuyordum. Telefonumu aldım karım Rachel'i aradım. "Bugün eve erken gidiyorum tatlım" dedim. Üzüldüğümü hissetmiş olacak ki bana neler olduğunu sordu. Bende Jimmy'nin vefat ettiğini söyledim. Bana şaşkınlıkla; " Ne! Nereden biliyorsun?" diye sordu. Bende Facebook hesabını aradığımı ve o zaman öğrendiğimi söyledim. Jimmy ile yaklaşık on yıldır konuşmamıştım ve onun vefatının üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilmediğimi yeni farketmiştim. "Son zamanlarda Jenny ile konuştun mu?" eşime sordum. Onunla birkaç yıldır görüşmediğini ama bir kaç gün önce Jimmy ile eski bir düğün fotoğraflarını paylaştığını söyledi. Ondan Jenny'nin numarasını istedim. Bana atacağını ama mutlaka bir gelişme olursa haber etmemi ekledi.

Kısa sürede gelen numarayı aramak için güç toplamaya çalıştım. Telefon sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi bir süre boyunca çaldı.
" Merhaba. Ben Jenny Banks. Şu anda konuşamam, ama lütfen bana bir mesaj bırakın.", telesekreterinden çalındı.



"Merhaba Jenny. Ben Tyler Lee. Bakın, bir süredir sizinle iletişim kuramadığımız için üzgünüm." dedim soğukkanlılığımı kaybetmeye başlamıştım. "Bugün Jimmy'nin Facebook sayfasına rastladım ve..." Sessizce durdum. "Şey sadece bir dakikan olduğunda seninle konuşmak isterim. Beni geri ara, tamam mı?"

Hala arka planda rastgele çalan Grateful Dead albümüm vardı, ama yeni başlayan "Cumberland Blues"u dinleyecek havamda değildim. İleri düğmesine bastım ve ortama daha uygun görünen "Kara Çamurlu Nehir" çalmaya başladı. Jerry Garcia'nın hüzünlü bir koroyu söylediği kısmı bende söyledim. " Kara Çamurlu Nehir'de yürürken yalnız başıma yürüyeceğim. Kendi şarkımı söylerken." Bu sözleri söylerken Jimmy'nin yürüdüğü yolu aklıma getirdim. Ona yardımcı olamayacağım gerçeği bir kez daha mahvetti beni.

Telefonum çaldı. Arayan kişi Jenny'di. Arayan kimliği olarak ise
"Jen-Jen" olarak gözüküyordu. Gülümsedim. Jenny aslen Japonyalıydı. Jimmy onunla doksanlarda orada bir belgesel çekerken tanışmıştı. Onları en son gördüğümde henüz bebek olan ikiz kızları Rachel ve Akira vardı. Rachel'a Jenny'nin taptığı karımın adını verdiler. Akira, bebekken annesine "Jen-Jen" derdi, bu yüzden Jimmy'de aynı şeyi yaptı ve ona da o şekilde seslenmeye devam etti.

"Alo?" diye garipseyerek cevap verdim.
"Merhaba... Tyler?" dedi diğer taraftaki sakin ses.
"Evet. Jenny, nasılsın? Mesajım aldın değil mi?"
"Evet. Ben de aramadığım için üzgünüm Tyler."


"Sorun değil. Hayat çılgınlaşıyor." dedim buzu biraz kırmaya çalışarak. "Dinle Jenny, aramamın sebebi..." Tereddüt ettim. "Peki, nasıl... yani... Jimmy nerede?" Jenny'nin diğer taraftan ağlamaya başladığını duyabiliyordum. Sanki uzun süredir ağlamayı kesmemiş gibiydi.

"Gitti Tyler. İki gün önce öldü," diye hıçkırdı.



(...)
Devam Edecek...


Sizce Jimmy nasıl öldü? Bu sabahki yapılan arama kötü bir tesadüften ibaret miydi? Yorumlarınızı bekliyorum.
Basın Medya Ekibi sundu...

2ghrfsm.png

Ellerine saglik
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.