Oynadığı birçok karaktere rağmen sinema severlere kendisini Oburiks karakteriyle çok sevdiren Fransız aktör Gerard Depardieu, 27 Aralık 1948'de Chateauroux, Indre'de dünyaya geldi. Alkol ve sigarayla çok erken yaşta tanışan sanatçı, henüz 12 yaşındayken evden kaçıp Michelle ve Irène adlı iki ******yle yaşamaya başladı. Ufak tefek suçlar da bu alışkanlıklara eklenince bir süre hapiste yatmak zorunda kalan Depardieu, 16 yaşında hapisten çıkıp Paris'e döndü.
Bu dönemde Thétre Nationale Populaire'in oyunculuk seçmelerine katılan ve başarılı olan Depardieu'un yaşamında yeni bir sayfa açıldı. Bu yıllarda Marguerite Duras, Peter Hanke, Israel Horowitz ve Moliere yazarların yarattığı karakterleri sahneye taşıyan sanatçı, on beşten fazla oyunda rol aldı; ancak adını 1973 yılında rol aldığı Bertrand Blier'nin "Les Valseuses" filmi ile duyurdu. Bu film Fransız sinemasında yeni bir tür kahraman yarattı ve oyuncunun popülaritesini inanılmaz artırdı.
Şöhretini ülke dışına taşımayı başaran aktörlerden olan Depardieu, İngiltere, Almanya, İtalya ve ABD yapımı birçok filmde rol aldı. İri yarı cüssesi ve muazzam oyunculuk yeteneği ile 1970 ve 80'lerin en üretken Avrupalı başrol oyuncusu olan Depardieu'nun birlikte çalıştığı yönetmenler arasında Marguerite Duras, Francis Weber, Claude Sautet, François Truffaut, Calude Miller, Alain Resnais, Maurice Pialat, Claude Berri, Bertrand Bilier gibi önde gelen Fransız yönetmenlerin yanı sıra, Ridley Scott, Randall Wallace gibi büyük gişe filmleriyle tanınan yönetmenler ve Peter Weir, Kenneth Branagh gibi sanat sinemasıyla ticari sinema arasında yer alan isimler de yeralıyor.
1990 yılında Jean-Paul Rappeneau'nun yapıtından uyarlanan "Cyrano de Bergerac"taki performansıyla, Cannes Film Festivali'nde "En İyi Aktör Ödülü" ve "César Ödülü" kazandı. Ayrıca bu rolle Oskar ve BAFTA'ya da aday gösterildi. Sanatçı daha önce de 1980 yapımı "Son Metro" filmindeki performansıyla Cesar Ödülü almıştı. Cyrano ile yakaladığı başarının ardından aynı yıl, Peter Weir'ın yönettiği "Yeşil Kart"ta Andie McDowell'la birlikte rol alan Depardieu, kendine farklı bir izleyici kitlesi yaratmış oldu. Bu deneyimin ardında, "1492 - Cennetin Keşfi", "Kahraman Babam", "Hayal Arkadaşım" ve "Hamlet"te rol alan sanatçı "Demir Maskeli Adam" filminde de John Malkovich ile kamera karşısına geçti. Bu birliktelik daha sonra "Les Misérables-Sefiller"in televizyon uyarlamasına da taşındı.
Kamera arkasında da deneyimli olan sanatçı, 1984 yapımı "Le Tartuffe"ün yönetmenliğini, 1988 yapımı "A Strange Place to Meet"in ve Satyajit Ray'in yönettiği "Shakha Proshaka/Branches of the Tree"nin de ortak yapımcılığını da üstlendi.
Bu denli yoğun çalışmasına rağmen bazı zevklerinden de vazgeçmeyen sanatçının bu tutumu zaman zaman sağlığına da yansıdı. 1990'da alkollü araç kullanmaktan 6 ay süreyle ehliyetine el kondu ve 2 ay hapis yattı. 1996 yılında bindiği uçak havaalanında başka bir uçakla çarpıştı ama Depardieu yara almadan bu kazadan kurtuldu. 1998'de ciddi bir motosiklet kazası geçiren ve bir süre komada kaldıktan sonra sağlığına yeniden kavuşan sanatçı, 2000 yılında da by-pass ameliyatı oldu.
1996'da Fransa'nın en yüksek onuru olan "Chevalier du Legion d'Honneur"a layık görülen sanatçının birçok filmde birlikte rol aldığı ilk eşi Elisabeth (Guignot) Depardieu'den Guillaume ve Julie adında iki ****** var. Bu arada Guillaume da babası gibi aktörlük yapıyor. Elisabeth ile ilişkisi bittikten sonra 1990'ların ortasında Carole Bouquet ile adı anılan aktörün son hayat arkadaşı ise 11 Haziran 2001 evlendiği Marie Lemieux.
Her yıla ortalama üç film sığdıran Depardieu, başarıyla canlandırdığı onlarca farklı karakterin yanısıra özel yaşamıyla da hep gündemde kalmayı başarıyor. Oyunculuğun yanısıra iyi bir şarap üreticisi olan sanatçının Loire'da üzüm bağları, Romanyada da tekstil firması var.
Bu dönemde Thétre Nationale Populaire'in oyunculuk seçmelerine katılan ve başarılı olan Depardieu'un yaşamında yeni bir sayfa açıldı. Bu yıllarda Marguerite Duras, Peter Hanke, Israel Horowitz ve Moliere yazarların yarattığı karakterleri sahneye taşıyan sanatçı, on beşten fazla oyunda rol aldı; ancak adını 1973 yılında rol aldığı Bertrand Blier'nin "Les Valseuses" filmi ile duyurdu. Bu film Fransız sinemasında yeni bir tür kahraman yarattı ve oyuncunun popülaritesini inanılmaz artırdı.
Şöhretini ülke dışına taşımayı başaran aktörlerden olan Depardieu, İngiltere, Almanya, İtalya ve ABD yapımı birçok filmde rol aldı. İri yarı cüssesi ve muazzam oyunculuk yeteneği ile 1970 ve 80'lerin en üretken Avrupalı başrol oyuncusu olan Depardieu'nun birlikte çalıştığı yönetmenler arasında Marguerite Duras, Francis Weber, Claude Sautet, François Truffaut, Calude Miller, Alain Resnais, Maurice Pialat, Claude Berri, Bertrand Bilier gibi önde gelen Fransız yönetmenlerin yanı sıra, Ridley Scott, Randall Wallace gibi büyük gişe filmleriyle tanınan yönetmenler ve Peter Weir, Kenneth Branagh gibi sanat sinemasıyla ticari sinema arasında yer alan isimler de yeralıyor.
1990 yılında Jean-Paul Rappeneau'nun yapıtından uyarlanan "Cyrano de Bergerac"taki performansıyla, Cannes Film Festivali'nde "En İyi Aktör Ödülü" ve "César Ödülü" kazandı. Ayrıca bu rolle Oskar ve BAFTA'ya da aday gösterildi. Sanatçı daha önce de 1980 yapımı "Son Metro" filmindeki performansıyla Cesar Ödülü almıştı. Cyrano ile yakaladığı başarının ardından aynı yıl, Peter Weir'ın yönettiği "Yeşil Kart"ta Andie McDowell'la birlikte rol alan Depardieu, kendine farklı bir izleyici kitlesi yaratmış oldu. Bu deneyimin ardında, "1492 - Cennetin Keşfi", "Kahraman Babam", "Hayal Arkadaşım" ve "Hamlet"te rol alan sanatçı "Demir Maskeli Adam" filminde de John Malkovich ile kamera karşısına geçti. Bu birliktelik daha sonra "Les Misérables-Sefiller"in televizyon uyarlamasına da taşındı.
Kamera arkasında da deneyimli olan sanatçı, 1984 yapımı "Le Tartuffe"ün yönetmenliğini, 1988 yapımı "A Strange Place to Meet"in ve Satyajit Ray'in yönettiği "Shakha Proshaka/Branches of the Tree"nin de ortak yapımcılığını da üstlendi.
Bu denli yoğun çalışmasına rağmen bazı zevklerinden de vazgeçmeyen sanatçının bu tutumu zaman zaman sağlığına da yansıdı. 1990'da alkollü araç kullanmaktan 6 ay süreyle ehliyetine el kondu ve 2 ay hapis yattı. 1996 yılında bindiği uçak havaalanında başka bir uçakla çarpıştı ama Depardieu yara almadan bu kazadan kurtuldu. 1998'de ciddi bir motosiklet kazası geçiren ve bir süre komada kaldıktan sonra sağlığına yeniden kavuşan sanatçı, 2000 yılında da by-pass ameliyatı oldu.
1996'da Fransa'nın en yüksek onuru olan "Chevalier du Legion d'Honneur"a layık görülen sanatçının birçok filmde birlikte rol aldığı ilk eşi Elisabeth (Guignot) Depardieu'den Guillaume ve Julie adında iki ****** var. Bu arada Guillaume da babası gibi aktörlük yapıyor. Elisabeth ile ilişkisi bittikten sonra 1990'ların ortasında Carole Bouquet ile adı anılan aktörün son hayat arkadaşı ise 11 Haziran 2001 evlendiği Marie Lemieux.
Her yıla ortalama üç film sığdıran Depardieu, başarıyla canlandırdığı onlarca farklı karakterin yanısıra özel yaşamıyla da hep gündemde kalmayı başarıyor. Oyunculuğun yanısıra iyi bir şarap üreticisi olan sanatçının Loire'da üzüm bağları, Romanyada da tekstil firması var.