NOT: Konu Sorular Doğrultusunda Bilgilendirme Amaçlı Olup, Saçma Mesajlarla Saptırılmaması Rica Olunur. Eğer Konu Uygunsuz Görülürse Moderatör Arkadaşlar Tarafından Kilitlenebilir veya Tamamen Silinebilir.
Oruu İken İstimna Mastürbasyon)
Efendim bir kaç yerde okuduğum kadarıyla ve diyanetin söylediğine göre; "istimna orucu bozar fakat keffaret gerektirmez" diye öğrendim. Kaza gerektirirmiş. Mübarek ramazanımızı istimna ile batıl etmiş olur muyuz? Bilerek ve isteyerek yapılan bu durum nasıl keffaret gerektirmez? Diyanetin söylediğine uyarak istimna yapan birisine keffaret gerekir mi?
~
İstimna orucu bozar ve sadece kaza gerektirir, doğru. Bilerek de olsa bu böyledir. Ancak unutmamak gerekir ki, oruç zaten sabrı öğrenmek içindir. Bunu başaramadıktan sonra insanın tuttuğu oruç mükemmel bir oruç olmaz, sevabı gider, hatta günah kazanır.~
İkinci olarak, istimna keffareti gerektirmese de oruca saygısızlık olduğu açıktır ve oruçlu iken yapılması büyük bir günahtır. Ayrıca Efendimizin bir hadisi şeriflerinde buyurduğu gibi; "Sebepsiz yere tutulmayan bir Ramazan günü orucunun sevabı, bütün bir ömür oruçlu geçirilse de artık elde edilemez".
Kefaret, oruca bile bile saygısızlıktan dolayı gerekirse, istimnadan dolayı niçin gerekmiyor? Sorusu anlamlıdır. Bunun cevabı galiba şudur: Oruç bir ibadettir ve ibadetlerde asıl olan söylendiği gibi yapılmalarıdır. Biz onların illetlerini (nedenlerini) anlamayabiliriz. İstimnadan ötürü keffaret gerektiği söylenmemiştir. Muhtemelen bunun sebebi şu olabilir: Bilindiği gibi oruç, yeme içme ve cinsel ilişkiyle bozulur. Bir şey ki, şeklen de manen de yeme içme ya da cinsel ilişkidir, onun bilerek yapılması hem kazayı hem de kefareti gerektirir. Su içme gibi. Bir şey ki, sadece şeklen, ya da sadece manen bunlardan birisidir, onunla oruç bozulur ama kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Buna göre istimna şeklen bir cinsel ilişki değildir. Birleşen iki cins yoktur. Ama manen, yani sonuç itibariyle cinsel ilişkidir, çünkü boşalma vardır. Bu sebeple bundan sadece kaza gerekir. Bir insana serumla ilaç ya da su verilmesi de böyledir. Şeklen yeme içme değildir, ama manen bir insanın susuzluğu bununla giderilebilir. Öyleyse orucu bozar ama sadece kaza gerektirir.
______________________________
Çıplaklık, Oral İlikşki ve Resim
Öncelikle affınıza sığınıyorum. Sorumu cevaplarsanız pek çok kişi bu konuda bilgilenmiş olacaktır. 1. Karı kocanın birbirlerini çıplak görmesinde mahzur var mıdır? 2. Karı koca arasında oral **** günah mıdır? 3. Namaz kılınan yerde resim ya da maskeler varsa, ama bunlar kıble yönünde değilse bunun bir mahzuru var mıdır? 4. Ders aldığım dini sohbetlerde o kadar çok cennetten bahsediliyor ki, kim gitmişte görmüş orayı da bu kadar anlatılıyor diyoruz. Mesela \"bu dünyada hiç gamsız kasavetsiz, dertsiz 1000 yıl yaşasanız bile, cennetteki 1 saat ondan daha iyidir, hayırlıdır, 1 saat 1000 yıla bedeldir\" deniyor .Ne olur açıklama bekliyoruz. Saygılar..
~
İkinci sorunuz gibi, daha mahrem ortamlarda konuşulması gereken soruları aslında cevaplamıyordum, ancak bu sorunun çokça sorulmuş olması, beni böyle bir cevap yazmaya zorladı, bu sebeple öncelikle okuyucularımızdan özür diliyorum.
2. Oral ilişkinin olabileceği ya da olamayacağı konusunda Kurân-ı Kerim’de ve sünnette açık bir delil yoktur. Buradan hareketle bazı fıkıhçılar ve tefsirciler; madem ki karı kocanın her yerleri birbirlerine helaldir ve madem ki, eşyada aslolan mubah/helal olmaklıktır, çünkü her şey insan için yaratılmıştır, öyleyse karı kocanın oral ilişkileri de helal olmalıdır, diye bir sonuç çıkarmışlardır. Bunu çeşitli tefsir ve fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür. Bunun yanlış olduğunu söyleyecek değiliz, ancak bunun hem dinen hem tıbben bir takım çekincelerinini olduğunu da bilmeliyiz. Öncelikle böyle bir davranış müruete, yani onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. İkinci olarak, cinsel organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır. Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): “Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur” diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değer verdiğini herkes bilmektedir. Oysa bu yolla insan bir sürü mikrobu ağzına almış ve kendisini tehlikeye atmış olacaktır. Bir süre önce yayınlanan bir haber şöyleydi:
"Oral **** kansere yol açıyor
Oral **** zan altında. Fransız bilim adamları oral **** ile ağız kanseri arasında bağlantı buldu. Ağızdaki tümörleri inceleyen Fransızlar, oral **** sırasında bulaşan ve kansere neden olduğu bilinen bir virüsün kalıntılarına rastladı. Ancak oral seksin kanser riski, alkol ve sigara içimindeki kadar yüksek değil. Araştırma çeşitli kıtalardan 3 bin 500e yakın kişi üzerinde yapıldı. Dünyada her yıl 10 bin kişi ağız kanseri oluyor." ekolay.net | Türkiye'nin en kapsamlı portalı | Haber, spor, magazin, oyun, video izle, kadın, merak edilenler burada. 12.03.2005
3. Evlerde duvarlara asılı olarak duran resimlerin, heykelciklerin ve evlerde beslenen köpeklerin, eve meleklerin girmemesine sebep olduğunu bizzat Efendimiz (sa) söylemektedir. “İçinde köpek ve suret bulunan eve melekler girmez”. Melek girmeyen yere bereketin de girmeyeceği açıktır. Ama resmin bulunması namaza engel değildir. Eğer bunlar namaz kılanın önünde yer alıyor ve onun dikkatini çekiyorlarsa namaz mekruh olmuş olur. Namazın mekruh olması, geçerli olmakla birlikte lekeli olması ve sevabının azalması anlamına gelir.
4. Cennet, cehennem, ya da ahirette olacak şeyler için, sanki onların varlıkları kesin değilmiş gibi, “kim gitmiş te görmüş” gibi sorumsuz bir söz sarfetmek elbette küfürdür. Bundan tövbe etmeli ve Allah’tan özür ve af dilemelidir. Bilindiği gibi, dinin tamamı duymaya dayanır. Din; hiç yalan söylemediği bilinen ve iddialarını ispat için Allah’ın yardımıyla mucizeler gösteren bir elçinin haberinden ibarettir. Kurân-ı Kerim’i Allah’tan aldığını bize o haber vermektedir. Kurân-ı Kerim’e ve onu getiren elçiye inanan birisi, onların söylediklerine de inanır. Kurân-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünneti, öbür alemde olacaklarla, cennette ve cehennemde karşılaşılacak olanlarla doludur. Demek ki mümin birisi için artık, gidip gören mi var! Demeye hiç gerek yoktur. Eğer birisi görmüş ve anlatmış olsaydı, yine de kesinlikle Hz. Peygamber’in (sa) anlattıklarından daha inandırıcı olamazdı. Ayrıca bu bir iman meselesidir. İman tecrübe/deney alanında yaşanmayan, gıyaben yaşanılan bir şeydir. Öyle olmuş olsaydı, Ahirete iman etmenin bir anlamı da kalmazdı.
ALINTI.