- 14 Kas 2006
- 1,174
- 27
Sultan Genç Osman* ordunun başında Hotin Seferine çıkıyordu... Bizzat padişahın katılması* orduya büyük bir moral kaynağı olmuştu. Fakat genç padişahın hiç savaş tecrübesi yoktu. Budin Beylerbeyi Karakaş Mehmet Paşa’nın çok cesur ve tecrübeli bir kumandan olduğu* bu savaşta onun tecrübelerinden istifade edilmesi gerektiği padişaha arz edildi. Bunun üzerine Mehmet Paşa hemen Hotin’e çağrıldı. Zaten o da böyle bir davet bekliyordu. Hemen emrindeki kuvvetlerle birlikte yola koyuldu. Sultanın huzuruna çıkınca:
“Uğrunuza canımız feda!”
-Padişahım* uğrunuza canımızı fedadan çekinmeyiz. Eğer gayrette en ufak bir kusurumuz olursa* cezamız verile!.. dedi. Sonra sesini biraz daha yükselterek:
-Yarın düşman ordugahına bir hançer gibi saplanacak* kaleye de bir bayrak gibi çıkacağım!
-Bayrak gibi mi dedin?
-Evet padişahım* bir bayrak gibi* bir sancak gibi!
Sultan Osman ayağa kalktı* belindeki murassa kılıcını çıkardı
-Yaklaş Mehmet* yaklaş kahraman vezirim* diyerek kılıcını onun beline taktı. Mehmet Paşa* sevincinden ağlıyordu...
Ertesi gün büyük bir hücuma başlandı. Karakaş Mehmet Paşa* merkezde ve askerin en önündeydi. Padişahın hediye ettiği kılıcı ileriye doğru savurarak atılıyor* attığı naralar Hotin Kalesi surlarına çarparak yankılanıyordu. Böyle kahraman bir veziri başlarında gören asker de coşmuştu.
Savaş çok kanlı oluyordu. Mehmet Paşa’nın göğsü bağrı açılmış* saldırıyor* vuruyor* vuruyordu...
Tek kurşunla şehid düştü!
Nihayet düşmanın müstahkem mevkiine kadar girmeyi başardı. Hemen kethüdasının elindeki bayrağı kaptı ve hızla kale burçlarından birine dikmeyi başardı. Fakat o kadar ileri mevzilere gitmişti ki* bir anda yanında birkaç kişiden başka kimsenin kalmadığını fark etti. Bu bir avuç kahraman erimeye mahkumdu. Kethüdası;
- Paşa hazretleri* fırsat varken geriye dönelim* dedi. Fakat Mehmet Paşa;
- Hayır* cevabını verdi. Hayır* biz şehid olmadan bu bayrak indirilemez. O bayrak bizim canımızdan ileridir.
Karakaş Mehmet Paşa sözünde durdu. Geri dönmedi* sonuna kadar* her türlü takdirin üstünde bir celadetle dövüştü ve alnına isabet eden bir kurşunla şehid düştü.
“Uğrunuza canımız feda!”
-Padişahım* uğrunuza canımızı fedadan çekinmeyiz. Eğer gayrette en ufak bir kusurumuz olursa* cezamız verile!.. dedi. Sonra sesini biraz daha yükselterek:
-Yarın düşman ordugahına bir hançer gibi saplanacak* kaleye de bir bayrak gibi çıkacağım!
-Bayrak gibi mi dedin?
-Evet padişahım* bir bayrak gibi* bir sancak gibi!
Sultan Osman ayağa kalktı* belindeki murassa kılıcını çıkardı
-Yaklaş Mehmet* yaklaş kahraman vezirim* diyerek kılıcını onun beline taktı. Mehmet Paşa* sevincinden ağlıyordu...
Ertesi gün büyük bir hücuma başlandı. Karakaş Mehmet Paşa* merkezde ve askerin en önündeydi. Padişahın hediye ettiği kılıcı ileriye doğru savurarak atılıyor* attığı naralar Hotin Kalesi surlarına çarparak yankılanıyordu. Böyle kahraman bir veziri başlarında gören asker de coşmuştu.
Savaş çok kanlı oluyordu. Mehmet Paşa’nın göğsü bağrı açılmış* saldırıyor* vuruyor* vuruyordu...
Tek kurşunla şehid düştü!
Nihayet düşmanın müstahkem mevkiine kadar girmeyi başardı. Hemen kethüdasının elindeki bayrağı kaptı ve hızla kale burçlarından birine dikmeyi başardı. Fakat o kadar ileri mevzilere gitmişti ki* bir anda yanında birkaç kişiden başka kimsenin kalmadığını fark etti. Bu bir avuç kahraman erimeye mahkumdu. Kethüdası;
- Paşa hazretleri* fırsat varken geriye dönelim* dedi. Fakat Mehmet Paşa;
- Hayır* cevabını verdi. Hayır* biz şehid olmadan bu bayrak indirilemez. O bayrak bizim canımızdan ileridir.
Karakaş Mehmet Paşa sözünde durdu. Geri dönmedi* sonuna kadar* her türlü takdirin üstünde bir celadetle dövüştü ve alnına isabet eden bir kurşunla şehid düştü.