KARDEŞ KATLİ ve FATİH KANÛNNÂMESİNDEKİ YERİ

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
Fatih kanunnamesinde Nizâm-ı Âlem için kardeş katli meselesi ile ilgili maddede;
‘‘ Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola*karındaşların Nizâm-ı Âlem için katl etmek münasiptir.Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir.Anınla amil olalar.’’
Bu maddeyle padişahın emirlerine yapılan her türlü itaatsizlik umumi rahatı ve Nizâm-ı Âlemi etkileyecek her türlü hareketi ve bağy (isyan) ve buna sebep olanları da cezalandırmayı amaçlamıştır.Kardeşlerin katli Nizâm-ı Âlem için uygun * isyan eden kardeşlere karşı tutumu da tamamen şer’i dır.Ancak beşikteki bir bebeğin boğdurulması şer’i değildir.
Abdülkadir Özcan’ın görüşüyse ; ‘‘ Osmanlı Devletini tehdit eden en büyük tehlike*yabancılara sığınan şehzade veya diğer hanedan mensuplarının tahtın mirasçısı olduklarını iddia etmeleri ve başta Bizans ve İran olmak üzere düşman ülkelerin de bu fırsattan yararlanmak arzusunda olmalarıdır.Osmanlı sultanları ve bilhassa Hz. Muhammed’in senasına mazhar olan Fatih Sultan Mehmed *ülkenin parçalanıp bunun kimlere yarayacağının ve İ’lây-ı Kelimetullâh hizmetinin nasıl sekteye uğrayacağının çok iyi farkında idiler.İşte onlar böyle bir duruma fırsat vermemek için Şeyhülislâm’dan aldıkları fetvalarla kardeşlerini bile feda etmişlerdir.Bazen şer’i esasın tatbikinde*araya giren jurnalcilerin ve fesatçıların tesiriyle hata etmiş olabilirler.Ancak kendilerine İslâm dinini dünyanın her tarafına yaymayı gaye edinen İ’lây-ı Kelimetullâh’ın en büyük temsilcisi kabul edilmişlerdir. ’’
Fatih’in ‘‘ Bu hanedanın maksad-ı a’lâsı * İ’lây-ı Kelimetullahdır.’’ sözü her şeyi anlatmaktadır.
‘‘ Netice olarak Kardeş Katli meselesini keyfi iradeyi hakim kılmak şeklinde değil * Nizâm-ı Âlemi devam ettirmek için şer’i hükümlerin tatbiki tarzında değerlendirmek icap eder.Vatana ihanet suçunun her hukuk nizâmında idamla cezalandırıldığını da unutmamak gerekir. ’’
Ali Himmet Berki’nin kardeş katlini kötüye yorumlayanlara karşı bu meseleyi tamamen ortadan kaldırarak şekilde o da kanunnameyi ortadan kaldırmıştır.Yani böyle bir kanunun tamamının uydurma olduğu görüşüdür.Netice olarak eldeki belgeler Fatih Kanûnnâmesi’nin varolduğunu göstermektedir.Osmanlı Devleti teşkilatı temellerinde siyaset-i şer’iye kitaplarının izi vardır.
‘‘ Eski Türk kavimlerinde ve Selçuklularda *ağır bir suç işleyen hanedan üyelerinin katli caiz görülmüştür.Fakat bunu kanunlaştıran ve koyan* II.Mehmed Fatih’dır.O da bunun bir âdet-i kadime olduğunu söylemektedir.’’Bunu açıklayan iki unsur vardır bunlardan biri*XV.y.y.’da Osmanlıyı korkutan bir şey yoktur iç huzur için nizâm-ı âlem için çalışılmalıdır*ikincisi ise zarar-ı âmdan zarar-ı hâss yeğdir.Yani şahsa verilen zarar topluma verilen zarardan iyidir.İşte bu düşünceyle bu âdet konmuştur. ‘‘ Kardeş katline dair madde*bu bakımdan incelenmeğe değer .Daha I.Bayezid Kosova Halk Meydanı’nda (1389) kardeşi Ya’kub’u idam ettiği zaman *bir iç harbi önlemek için vezirlerin reyiyle bunu yaptı.Sonra onun oğulları arasındaki iç savaş Murad’ı veliaht yaptığı zaman iki küçük oğlunu ölümden kurtarmak için tedbirler almıştı II.Murad kendisine karşı ayaklanan ve Bizans ve Karamanoğlu ile birleşen kardeşi Mustafa’yı yakalayıp idam etti.Dukas bu münasebetle Osmanlılarda kardeş katlinin bir adet olduğunu işaret eder.Fatih tahta çıkar çıkmaz kendisinden önce tahta çıkmış atalarının yaptığı gibi*küçük kardeşi Ahmed’i ortadan kaldırdı.O bu eski teamülü kanunnamesinde ‘ Karındaşların nizâm-ı âlem için katl etmek münasiptir ekser ulema dahi tecviz etmiştir.’ Formülüyle ifade eder.’’ ‘‘ İslam cemaatini anarşiden kurtarma kaygısıyla ulemanın caiz gördüğünü belirtmesi önemlidir.Yoksa bunu mutlak bir kural olarak koymadı.’’
Fatih katletme kanûnunu koyarken âlemin nizâmı ve devletin kutsiyeti gayesini düşünmüş ve Osmanlılara ait bir zarureti veya örfü kanunlaştırmıştır.Kanûnun başında ‘Bu kanunname atam ve dedem kanunudur ve benim dahi kanunumdur .Evlâd-ı kiramın neslen ba’de neslin bununla âmil olalar.’ derken bir şey söylemediğini bu hükümlerin olduğunu belirtmiştir.Çelebi Sultan Mehmed’in sözünde ‘ Osmanlı padişahları başlangıçtan beri tecrübeyi kendilerine rehber etmişlerdir.Düşmanlar fırsat beklemektedir .Nitekim malûmu alileridir ki pederinizin vak’asında ( yani Timur’un Anadolu’yu istilası) kafirler fırsat buldu.Selanik ve başka yerler Müslümanlardan çıktı.’çoğu şey anlatılmaktadır.
Busbecq’nun şu sözü düşmanların fırsat beklediğini açık bir şekilde anlatmaktadır ; ‘‘ Müslümanlar Osmanlı hanedanı sayesinde ayakta duruyorlar.Bu sebeple hanedan yıkılırsa din ve devlet de mahvolur.’’
‘‘ II. Mehmed bu kanunu koyarken de hakimiyetin bölünmezliğinin teminini ve devleti ileride düzme tehlikelerden kurtarmayı düşünüyordu.yorumu da yapılmaktadır.Fatih’le yazılı hukuk kuralı haline gelen bu usul Osmanlı devletini zaruretler gereğince bunu benimsemişler ve bu zaruretler ortadan kalkınca terk etmekte sakınca görmemişlerdir.Bu yüzden meseleyi kana susama iktidar hırsı gibi subjektif ölçülerle değil daha objektif yollarla incelemek gerekmektedir bilgisini veren Hammer’e kendi yorumu ile bunun bir saltanat meselesi olduğunu * ‘ Ne İslam ne de Türk geleneğinde olmadığı halde * hanedan üyelerinin katlleri Osmanlı devletinde neden yerleşmiştir?Meseleyi egemenlik anlayışı*saltanatın intikali usulü yönünden incelemek gerekir. ’ ifadesi Milli hakimiyetin kurulması yolunda çekilen çileleri ortaya koymaktadır.
Ahmet Mumcu’nun Osmanlı Devletinde Siyâseten Katl adlı eserinde ‘ Burada söz konusu edilen hanedan üyelerinin hükümdar olmak için veya hükümdar olduktan sonra uyguladıkları siyaseten katl dır.Tebaaya uyguladıkları zaten bu siyâset anlayışının bir sonucudur ki.konumuzun dışındadır*insanın yaşama hakkı vardır.Bu doğuştan gelen haktır.Hükümdar verdiği ölüm cezasının hukuka uygunluğunu araştırmış mıdır?hanedan üyelerinin hakimiyet ve saltanat için hükümdar tarafından katledilmesi dışında hükümdar olmadan hakimiyet ve saltanat için birbirini katletmesi de siyaset anlayışı içine sokulmuştur.’’ demektedir
‘‘Osmanlı İmparatorluğu’nda boyun eğilmesi gereken hukuk dört yönlüydü: Şeriat – Kanunlar ya da sultanın yazılı fermanları – Adet yani yerleşik töre – Örf yani hükmeden sultanın iradesi.Şeriat*sultanın üzerinde olan bir güçtü ve sultan tarafından değiştirilemezdi.Şeriat*Osmanlı ulusunun benimsediği İslâm hukukunun tümünü içeren oluşumdu.’’
Kardeş katli kanununun devletin daim kalabilmesi ve bir cihan devleti haline gelmesinde rolü vardır.Bu kanun bazı durumlarda belki yanlış uygulanmış olabilir ama nizâm-ı âlem için yapılmıştır ve şahsa verilen zarar topluma verilen zarardan yeğdir düşüncesiyle uygulanmıştır.


FATİH SULTAN MEHMED (1451-1481)
KARDEŞLERİ : Ahmed * Ahmed (küçük) * Hasan * Alaeddin Ali * Orhan * Fatma dır.
ANNESİ : Hüma Hatun
ÇOCUKLARI : Mustafa * Korkud * Bayezid * Cem Sultan * Gevher Han dır.

Sultan Murad Edirne’de M.1451’de vefat etti.Vezirler *sultanın öldüğünü askerlerden gizleyip Manisa sancakbeyi olan Şehzade II.Mehmed’e acele gelmesi için haber gönderdiler.Ancak*iki hafta sonra Edirne’ye gelebilen II.Mehmed cülûs ettikten sonra babasının cenazesini Bursa’ya gönderdi.II.Mehmed’in altı kardeşi vardı bunlardan biri kızdı diğer erkeklerden en büyüğü olan Ahmed ile Alaaddin Amasya’da * Hasan ve Orhan da Edirne’de vefat etmişlerdir. Sultan II.Mehmed tahta oturur oturmaz*kardeşi Ahmed ‘in idamı ile sultanlık hakkını*güven altına almayı düşündü.Sultan Murad*Sinop hakimi İsfendiyar Beyi’nin evlenişinden henüz memede bulunan bir erkek yavru bırakmış idi.Yeni padişah sonraları bu şehzadenin davasına kalkışabileceği ihtimalini düşünerek –bir vehimle beslenmiş ihtiyat tedbiri olmak üzere-Evrenoszâde Ali’yi Şehzade Ahmed’i boğmakla görevlendirdi.Bu irade acımadan yerine getirildi.Küçük şehzade harem dairesindeki hamamım içinde boğuldu.Padişah bu merhametsizliğin Osmanlıların sevgisini eritebileceğini de hesaba katarak Ali’yi olayın ertesi günü idam ettirdi. İstikbalde saltanat davasına kalkışması muhtemel diye küçük Ahmed de ortadan kalktığına göre II.Mehmed saltanat mücadelesi vermeksizin devletin başına geçmiş demektir.Ancak İstanbul’da mülteci olarak bulunan Orhan adındaki bir Osmanlı şehzadesi için imparatora senede 300*000 akçe vermeyi taahhüd ederek Bizans’la uzlaşma yoluna gitmiştir.Daha önce II.Mehmed’in birinci hükümdarlığı sırasında (M.1444)Bizans imparatorunun saltanat iddiasına kalkışması için salıverdiği bu Orhan’ı*II.Mehmed’in mutemat adamlarından Şehabettin paşa İstanbul’a geri kaçmak zorunda bırakmıştı.Osmanlı tarihlerinde kendisini hanedana mensup olduğunu iddia eden basit bir kişi gibi gösteren bu şehzade İstanbul’un fethi sırasında yakalanarak öldürülmüştür.
Mehmet babası tarafından itinayla yetişmiş ve diğer kardeşlerinden büyük olması nedeniyle babası tarafından tahta geçirilmiştir.II.Mehmed 1443 sensinde bir Osmanlı an’anesi olan yetişip tecrübe kazanması için mühim şehzade sancaklarından biri olan Manisa’ya gönderilmiştir.Yine aynı yıl sonlarında ağabeyi Amasya valisi şehzade Alaaddin Ali Çelebi’nin vefatı üzerine tahtın tek varisi konumuna gelmiştir.II.Murat’ın tahtı oğlu şehzade II.Mehmed’e vermesi ve II.Murad’ın yeniden saltanatı devralıp Mehmed’i yeniden Manisa2ya göndermesiyle Sultan Mehmet bir nevi Anadolu hükümdarı haline gelmiştir. II.Mehmed babası öldükten üç gün sonra 6 şubat 1451’de Çandarlı Halil Paşa’nın gizlice gönderdiği mektup Edirne’den Manisa’ya ulaştı II.Mehmed atına bindi ve ‘Beni seven arkamdan gelsin’ diyerek Edirne’ye girdi.Vezirler*beylerbeyi*sancakbeyleri*ordunun hepsi bekliyordu.Lehinde büyük tezahürat yapıldı.Daha evvel padişah olduğu için sıkıntı çekmeden tahtına oturdu. II. Mehmed tahta rakibinin olmaması ve babasının desteği ile rahatça oturmuştur kanûnnâmesinde kardeş katli hakkındaki örfü kanunlaştırmış ve bunu daha sütte olan küçük kardeşi Ahmed’de uygulamıştır.
 

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
II.BAYEZİD (1481-1512)


KARDEŞLERİ : Mustafa * Korkud * Cem Sultan * Gevher Han Sultan dır.
ANNESİ : Gülbahar Hatun
ÇOCUKLARI : Abdullah * Gevhermülük *Ahmed * Selçuk * Alemşah * Hatice * Selim * Aynişah * Mahmud * Hüma * Şehinşah * Mehmed * Mahmud dur.
Bayezid Fatih’in büyük oğludur .II.Bayezid şehzadeliğinde iyi bir tahsil ve terbiye almıştır.II.Bayezid babası Fatih zamanında Amasya sancakbeyliği yapmıştır*tahta çıkışının ilk yıllarında kardeşi Cem’in son yıllarında da oğlu Selim’in saltanat iddialarında bulunmasıyla karşı karşıya kalmıştır.1512’de tahtı oğlu Selim’e terk etmiştir ve Dimetoka’da vefat etmiştir. II.Bayezid’in kardeşlerinden Gevher Han kız kardeşidir (Uzun Hasan-zade Uğurlu Mehmed Paşa’nın zevcesidir.)kardeşlerinden Mustafa ise Bayezid tahta çıkmadan önce vefat etmiştir(1474).Taht kavgası Bayezid ve Cem Sultan arasında gerçekleşmiştir.Fatih Sultan Mehmed öldüğü zaman büyüğü Bayezid ve küçüğü Cem olmak üzere iki oğlu kalmıştır.Bayezid merkezi Amasya olarak Rum eyaleti ve Cem de merkezi Konya olmak üzere Karaman eyaleti valisi idiler.Fatih vefat ettiği zaman Bayezid otuz dört * Cem ise yirmi üç yaşındaydı.Her iki şehzade de iyi tahsil görmüş iyi yetişmişti.Sultan Fatih tedvin ettirdiği kanunnamede kendisinden sonra evlatlarından hangisinin hükümdar olacağını göstermeyerek eski an’aneyi kabul etmiş ve evlatlarından her kime saltanat nasip olursa nizam-ı alem için kardeşlerini öldürmesi hakkında kanuna açık bir madde koydurtmuştur.Şu halde hükümdar olmak her iki tarafın faaliyetine ve devlet erkanının ittifakına ve bazı defa da kapıkulu yaya askerinin yani hükümdar muhafızı yeniçerilerin isteklerine bağlı kalıyordu.Fatih oğullarından Cem’i daha çok seviyordu vezir-i azam Karamani Mehmed Paşa da Cem’i seviyor ve saltanata onun geçmesini istiyordu.hatta padişaha Kanûnnâme-i Âl-i Osman’da şehzadelere yazılacak elkab numunesini gösterirken Cem’in isminin geçmesi ve buna padişahın ses çıkarmaması dikkat çekmektedir.Bununla beraber Fatih hükümdarlık işini kadere bırakmıştır .Eski vezir Gedik Ahmed Paşa *Cem taraftarı oldukları gibi yeniçeriler de Bayezid taraftarı idiler.
Bayezid’in Fatih ölür ölmez vezir-i âzam Mehmed Paşa ekseriyete uyarak bir taraftan büyük şehzade Bayezid’i da-
Tahta çıkışı vet için Amasya’ya haber yollarken diğer taraftan da kendi adamlarından birini Cem’e gönderip yolu uzak olan Bayezid gelmeden evvel Cem’i İstanbul’a çağırmak istiyordu.Fakat Cem’e bu gizli mektubu götüren kişiyi Bayezid’in damadı yakalayarak öldürdü.Bu olayları Bayezid’i bekleyen yeniçeriler duyunca ayaklandılar. Bununla beraber vezir-i azamın ve ümeranın tedbirsizliği de nazardan uzak tutulmamalıdır.Bunun neticesidir ki asker ayaklanmış*payitahta akın etmiş Karamani Mehmed Paşa şehit edilip konağı yağmalanmış bazı zengin Yahudi’lerin de haneleri talan edilmiştir. Bu anarşinin önünü almak için Bayezid’in oğlu Korkud’u vekaleten tahta oturttular ama Bayezid gelene kadar asayiş yerine gelmedi.Babasının ölümüyle İshâk Paşadan davet mektubu alan Bayezid ilk başta tereddütlüydü fakat son mektubu da alınca aceleyle Üsküdar’a gitti ve oradan da saraya geçerek hükümdar ilan olundu.Anarşi dindi İshâk Paşa yeni vezir-i azam oldu. Cem Sultan babasının vefat ve Karamani Mehmed Paşanın öldürüldüğü haberini alınca hemen kararını verdi kendisine sadık olanlara dayanarak saltanat davasına kalktı Cem tahta kendisini layık görüyor ve bu yüzden mücadeleyi bir görev sayıyordu.Fatih’in Cem’e ‘Varis-i mülk-i Süleymani * Nur-ı hadekâ-i sultani’tabirlerini kullanması ve Karaman gibi önemli bir bölgeye tayin edilmesi Cem’e için için tahtta kendisinin olması gerektiğini düşündürüyordu.Etrafındakiler ise kendisini desteklemekte yanında bulunan Rum ve İtalyan alimleri de kendisini isyana teşvik etmekte idiler.Cem kararını verdikten sonra Konya’dan Bursa üzerine yürüdü.Ağabeyinin gönderdiği kuvvetleri bursa halkının da yardımıyla dağıttıktan sonra padişahlığını ilan etti.Adına hutbe okutup para bastırdı ne var ki Cem in padişahlığı on sekiz gün sürdü. Cem halası Selçuk Sultan başkanlığında bir heyeti Bayezid’a göndererek Osmanlının ikiye taksimini Cem’in Anadolu’yu*Bayezid’in Rumeli’yi alması teklifi yapıldı.Fakat devlet bütünlüğünü parçalayan bu teklif kabul edilmedi. II.Bayezid hazırlığını yaparak Bursa üzerine yürüdü*Cem burada mağlup oldu Cem Eskişehir’e ve oradan da Konya’ya kaçtı beş gün sonra Konya’ya vardı ama tutunamayacağını anlayınca validesi Çiçek Hatun ile ailesi ve Murad adındaki oğlunu alıp üç gün sonra Suriye’ye iltica ile Kahire’ye Memluk sultanının yanına gitti.Cem Kahire’de hükümdarlara mahsus teşrifatla karşılandı Osmanlılarla arası iyi olmayan Sultan Kaytbay Cem Sultan’ı elinde siyasi bir koz olarak kullanmak istedi Cem sultan Mısır’dan biraderi Bayezid’a yazdığı mektupta sıkıntısından bahsediyordu.Bayezid saltanat iddiasından vazgeçerse affedileceğini ve senede bir milyon akçelik bir tahsilatın verileceği bildirildi ise de saltanat hırsı ağır bastı Cem o sene ailesiyle hacca gitti ve daha sonra tekrar Kahire’ye geri döndü. Cem Memluk sultanı tarafından imparatorlar gibi davranılıyor*Kaytbay Cem şerefine sık sık ziyafetler düzenliyor*hatırını sormak için sohbetler tertip ediyordu*ramazanda iftarlar düzenliyordu.Cem Kahire’de Katip-ül memâlik İbn Cel’ud’un konağında misafir ediliyordu.Bu arada Bayezid Memluk Sultanına bir mektup yazarak Cem’in kendisine teslim edilmesini istedi.Fakat Kaytbay ; Cem benim misafirimdir*ben de Türküm.Binaenaleyh Türkler misafirine ihanet etmezler.diyerek bu teklifi reddetti.Sultan Cem’in mısır sultanına ilticası Bayezid’i pek müteessir ediyordu.Bu arada iki kardeş arasındaki taht kavgasından yararlanmak isteyen ve eski topraklarına yeniden kavuşma arzusunda olan Karamanoğlu Kasım Bey ortalığa çıkmıştı.Bayezid ve Cem arasındaki üst üste yapılan müracaat ve mektuplaşmalardan da bir netice çıkmadı.Daha sonra Bayezid*Cem’ yazdığı mektupta nasihatlarda bulunmuş ve bilhassa yanında yanında bulunan müfsitleri (bozguncu) kovmasını ve Mekke’de oturmasını tavsiye etmişti.Cem ağabeyinin mektubuna karşılık yazdığı cevapta ‘‘ Rızk vermek Allah’a mahsustur.Şimdi biz Allah’ın verdiği rızka razıyız.Her durumda tevekkülümüz Allah’a dır.’’diyerek Bayezid’ın tekliflerini bir kez daha reddetmiştir.
Saltanat mücadelesi ve Osmanlılar Karaman illerini tamamen aldıktan sonra Pir Ahmed Bey ölmüş ve biraderi Kasım
Karamanoğlunun istifade Bey de Akkoyunlu’lara iltica eylemişti;bu sırada Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey’in
etmek istemesi. Oğlu sultan Yakup’tu.Bayezid’le Cem arasındaki mücadele Kasım Bey’i ümide düşürdü ve Akkoyunlu hükümdarından müsaade alarak Taşiline girdi Karamanoğlu aşiretine bağlı beyler Varsak ve Turgutlu aşiretleri Kasım Bey’in yanına toplandılar.Bunun üzerine Karaman Beylerbeyi Hadım Ali Paşa biraz askerle Kasım beyin üstüne gittiyse de kuvveti az olduğu için çekilmek zorunda kaldı.Bu olaylar İstanbul’da öğrenildiği zaman tecrübesine güvenilen Gedik Ahmed Paşa iki bin yeniçeri ve kapıkulu süvarisiyle dört bin azap ve Anadolu eyaletinin tımar sipahilerine kumandan tayin olunup gönderildi.Ve Gedik Ahmed Paşa’nın Cem taraftarı olması ihtimaline karşı çocuğu rehin olarak alıkonuldu.Kasım Bey*Gedik Ahmed Paşa’nın Afyonkarahisar’a geldiği haberini alınca kuşatmayı kaldırarak Taşili’ne çekildi Konya’ya gelen Gedik Ahmed Paşa oradan da kuvvet alarak Taşili’ne geldiği zaman Kasım Bey ‘in Tarsus’a çekildiğini öğrendi ve o da Silifke’ye geri döndü. ‘‘ Kasım Bey*zahire tedariki yapmak için Mut’ta kalan Ali Paşa’ya baskın yapmak istediyse de vaziyeti daha evvel haber alan Hadım Ali Paşa*Gedik Paşa2dan yardım istedi ; o da bizzat gelip Kasım Bey’i sıkıştırdı.Karşı koyamayacağını anlayan Kasım Bey gece olmasından istifade ederek kaçtı ; takip edildiyse de ele geçmeyip Memluk devleti hududunu geçti.’’ Gedik Ahmed Paşa Kasım Bey’i kaçırıp kışı Karaman’da geçirdiler.Cem Sultan Hicaz’dan Kahire’ye döndükten sonra Kasım Bey ile G.Ahmed Paşanın maiyetinde olan Ankara Sancakbeyi Trabzonlu Mehmed Bey’den davet mektubu alıp ümide düştü çünkü mektupta halkın Sultan Bayezir’den yüz çevirip kendisini bekledikleri yazıyordu.Bu haber üzerine Cem Memluk Hükümdarından izin alarak Halep’e geldi G.Ahmed Paşa’dan kaçmış olan Trabzonlu Mehmed Bey ve adamları Cem’i alarak birlikte hududu geçtiler.Bu olay İstanbul’da duyulunca telaşa düşüldü ve G.Ahmed Paşa’nın şehzade Abdullah’la beraber Bursa tarafına giden padişah kuvvetlerine katılması söylendi Ahmed Paşa emre uydu.Bu arada Cem de Karamanoğlu Kasım Bey’le Adana’da anlaşma yaptı.Cem hükümdar olursa Karaman’ı Kasım Bey’e bırakacaktı.Cem ve Kasım Konya üzerine yürüdü Cem barış yapmak bahanesiyle Ahmed paşayı ve Şehzade Abdullah’ı rehin alacaktı ama olmadı.Ahmed paşa Seyitgazi’de padişah kuvvetleriyle birleşmişti.Cem Sultan’la Kasım Bey Konya’yı kuşattılarsa da Hadım Ali Paşa dayandı ve Konya halkı da Bayezid’e bağlı kaldılar ve Konya alınamadı.Bayezi’e yardım için Ankara’ya gelen Sivas Beylerbeğisi Süleyman Paşa Trabzonlu Mehmed Bey’in askerlerini dağıttı Cem Süleyman Paşayı yakalamak için Ankara’ya gitti fakat Süleyman Paşa gitmişti Ankara’yı kuşatmak istedi ama padişahın geldiğini duyunca Akşehir’e kaçtı.Cem*Kasım Bey’le Aksarayı’da kuşattı buranın halkı da Bayezid’e bağlı kaldığından alınamayarak çekilindi.Bayezid Konya Ereğli’sine geldi Cem de Taşili’ndeydi Bayezid Cem’e itimat ettiği bir adamını yollamasını ve anlaşma yapılmasını önerdi Cem de Kapıcıbaşı Sinan Bey’i yolladı.Cem devletin ikiye ayrılmasını istiyordu Bayezid böyle bir şeyin olamayacağını ve Kahire’ye gidip şehzade maaşını da almasını ve isteğinden vazgeçmesini istedi fakat Cem kati olarak hükümdar olmak istediğinden antlaşma kabil olmadı.Bunun üzerine Hersek-zâde Hasan Paşa Cem üzerine yollandı.Cem ve Kasım Bey kaçmak gerekirse ne yapacaklarını konuşuyorlardı Kasım Bey Cem’i deniz yoluyla Rumeli’ye yollamak istiyordu çünkü Bayezid onunla uğraşırken o da bir kısım Karaman ülkesine hakim olmak arzusundaydı Cem kendi adamlarından Frenk Süleyman adında birini Rodos şövalyeleri yanına yollayarak yardım istedi Frenk Süleyman’ın şövalyelerden aldığı üç gemiyle Cem Rodos’a gitti.Rodos şövalyelerinin reisi Pierre d’Aubusson*Cem’i karşıladı ve gereken ihtiramı gösterdi.şövalyelerin bir kısmı Cem’i Rodos’ta alıkoymak istedilerse de Bayezid’in kuşatmasından korkarak Cem’i Fransa’ya göndermeye karar verdiler.Şövalyeler bu işi para için yapıyorlardı.Cem Rodos’tan ayrılırken şövalyelerin reisi Cem’le hükümdar olduğu taktirde şövalyelerle daima barış halinde yaşayacağını*ticaret serbestliği olacağını *Türklerin elindeki esirlerden her sene üç yüz kişinin satın alınmasına izin verileceğini ve kendisine yapılan masrafa karşılık yüz elli bin altın verileceğini içeren bir ahidnâme vermişti.Cem Fransa’ya gönderilmiştir.Bayezid şövalyelerle anlaşıp Cem in hiçbir yere salınmaması için her sene onlara kırk beş bin altın vermeyi kabul etmişti.Cem sultan Rodos’tan hareketinden sonra Nis şehrine çıkarıldı*Nis’te veba hastalığı çıktı şövalyeler kalmak istemeyerek Savua Dükalığına oradan da Rumilly’ye gittiler.Cem Savua Dükası Prens Şarl ile görüştü*Şarl Cem’i kurtarmak istedi bunu duyan şövalyeler Cem’i hemen oradan uzaklaştırdılar.Bayezid Cem’in salıverilmemesi için Fransa kralı XI.Lui’ye mektup yazmış ve hediyeler göndermişti ama kral kabul etmemiştir.Şövalyeler Cem’in kaçırılmasından korkarak onu şatodan şatoya naklediyorlardı en son Boislamy şatosunda iki sene kaldı.Daha sonra Cem oradan alınarak Fransa’da Burganeuf’de yaptırılan şatoya götürüldü.Fransa kralı VIII.Şarl ile Papa 8.İnosan arasında siyasi ve maddi menfaat elde etmek için yapılan anlaşma üzerine şövalyelerin elinden alınarak papaya teslim edildi ve Romaya götürüldü. 14 mart 1489’da Cem papa tarafından kabul edildi*Cem maksadının buraya gelmek olmadığı Mısıra gitmek olduğunu söyledi papa Hristiyanlığı kabul ederse kendisini serbest bırakacağını söyledi fakat Cem kabul etmedi.Bayezid son durumu öğrenince papaya elçi gönderip Cem’i serbest bırakmama karşılığında yılda kırk bin altın teklif etti papa da kabul etti.Papa İnnosan 60 yaşında ölünce yerine geçen VI.Aleksandr Borçia*onu tekrar Vatikan’a getirdi.VIII.Şarl Napoli Krallığını ortadan kaldırmak istiyordu ve İtalya’ya giderek Krallığa son verdi.VIII.Şarl’ın niyeti Cem’i alarak Kudüs’e gitmekti papa bunu duyunca Cem’i iyice muhafaza etti.Şarl papayı ikna etti ve Cem’i yanına alarak Napoli Krallığının mukavemetini kırarak nice şehirleri aldıktan sonra San Germano’ya geldi.Cem’de ilk hastalık belirtileri o zaman başlamıştı.Cem iyice fenalaşmıştı ve şu vasiyeti verdi; ‘‘ Benim ölüm haberimi yayasınız.Olmaya ki kafirler benim adıma Müslümanlar üzerine saldırmasınlar.Karındaşım Bayezid’e varıp deyin ki beni reddetmesin Ne suretle olursa olsun benim tabutumu kafir memleketlerde koymasın.Bütün borçlarımı ödesin*anamı*kızımı ve bana hizmette bulunanları ihmal etmesin.’’Hastalığı artınca her gün ‘‘Ya Rab *eğer bu kafirler beni bahane edip Müslümanlar üzerine saldırmayı kastederlerse*beni o günlere eriştirmeden canımı al.’’temennisinde bulunmuştu ve 25 Şubat 1495 Salı gecesi Napoli’de vefat etmiştir. Sultan Bayezid Cem’in vefat haberini duyunca Cem için gaib cenaze namazları kıldırmış*üç gün matem ilan etmiş ve yüz bin akçe sadaka dağıtmıştır.Cem’in cesedi epey Napolide kalmış ve Bayezid’in isteği üzerine 1499 senesi başlarında Napali Kralı Frederik tarafından Türkiye’ye gönderilmiştir.Cem Bursa’da abisi Mustafa’nın yanına gömülmüştür.Cem’in ölümü hakkında çeşitli görüşler varsa da en çok kabul edileni ve garb müellifleri tarafından da yazılanı papanın Cem’i zehirledikten sonra Fransa kralına teslim etmiş olduğudur.Esaret hayatı on üç sene sürmüştür.
Cem’in çocukları : Oğuz Han * Ali * Murad * Gevher Mülûk * Ayşe Sultan dır.
Oğuz Han*büyük babasının yanında bir müddet rehin tutulmuş hayatına dokunulmamıştır sonra Gedik Ahmed Paşa’nın E4dirne’de katline müteakip Bayezid’in emriyle İskender Paşa tarafından öldürüldü.Cem’in diğer oğlu Murad Mısır’da ailesinden ayrılarak Rodos’a gelmiş ve orada kalarak Katolik olmuştur ve aile kurarak orada yaşamıştır;fakat Rodos Kanûni zamanında alınınca Murad ve oğulları öldürülüp iki kızı ( Gevher Mülûk ve Ayşe Sultan ) ve zevcesi İstanbul’a yollandı.Cem’in diğer oğlu Ali hakkında bilgi yoktur.Cem’in validesi olan Çiçek Hatûn Kâhire’de vefat etmiştir.
Cem Sultan hırsı yüzünden hem kendisini felakete sevk etmiş hem de şövalyelerin ve papanın elinde Osmanlı Devleti aleyhine bir alet olmuştur. Fetihler yapılmadığı gibi Avrupa’da kaldığı on üç yıl süresinde Osmanlı hazinesinden altı yüz bin duka altın çıkmıştır. Cem Avrupa’da bu elim maceraları geçirirken Bayezid’de babasından devraldığı kuvvetli devleti düzenlemeye uğraşıyordu.İlim müesseselerinin kurulmasına inanıyor devleti böyle sağlamlaştıracağını düşünüyordu.Dahili mücadele onun bu husustaki faaliyetlerini de aksatmış ve kösteklemişti.
 

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
YAVUZ SULTAN SELİM (1512-1520)


KARDEŞLERİ : Abdullah * Şehinşah * Alemşah * Mahmud * Mehmed * Ahmed * Korkut dur.
ANNESİ : Aişe Hatun
ÇOCUKLARI : Şah * Hatice * Hafize * Fatma * Beyhan * Hanımsultan * Süleyman dır.

I.Selim’in kardeşlerinden Abdullah*Şehinşah*Alemşah*Mahmud*Mehmed babalarının sağlığında vefat ettiler.Geriye kalan Ahmed*Korkud ve Selim’den en küçükleri Selim di.Korkut Saruhan ( Manisa ) * Ahmed Amasya ve Selim’de Trabzon valiliklerindeydi.Bunlardan başka bu şehzadelerin çocuklarıyla diğer ölmüş şehzadelerden bazılarının çocukları da birer küçük sancakbeyliğine hizmet ediyorlardı.
Korkud II.Bayezid’in son zamanlarında babasına devletin durumuyla ilgili mektuplar yazıyordu ve saltanata kendisinin geçeceğini umuyordu fakat Vezir-i azam Hadım Ali Paşa’nın ve bazı kişilerin Şehzade Ahmed için çalıştıklarını öğrenmişti.Bu suretle Korkud amcası Cem gibi bir maceraya atılarak Memlûklülere sığındı.Daha sonra hata yaptığını anlayarak Hadım Ali Paşa’ya bir mektup yazarak af diledi ve İstanbul’a geri döndü.Korkud ilk başta Manisa’daydı ama biraderi Ahmed’in tesiriyle İstanbul’dan uzak olan Antalya’ya yollanmıştı.Korkut babasına vekalet de yapmıştı saltanatın kendisinin olacağını düşünüyordu ama Ahmed’in daha yakın olduğunu görünce Mısır’a gitti Memlûklüler bundan yararlanmayı düşünüyorlardı ama Korkud hatasını anlayıp geri döndü yolda Rodos şövalyeleri onu da Cem gibi ellerinde alet yapmak istemişlerdi fakat muvaffak olamadılar.Korkud daha sonra tekrar Antalya’ya geri dönmüş ve oradan da babasından izinsiz biraderi Ahmed’in olduğu Manisa sancağına gitmiştir.Biraderleri Ahmed ve Selim arasında olan taht mücadelesinde selim tarafında olmuş ve yeniçerilerin Selim’i padişah yapmak için desteklediği ayaklanmada birden bire İstanbul’a gelerek hükümdarlığını temin etmek için yeniçeri ocağına dehalet etmiştir.
Sultan*büyük oğlu Şehzade Ahmed’i seviyor*onu veliaht yapmak arzusundaydı.Şehzade Korkud pederine 17 gün naiblik etmiş bulunuyordu bununla beraber oğlu olmadığı için tercih edilemiyordu.Trabzon valisi olan Selim ise hem Müslüman efkâr-ı umumiyesini tatmin için*hem de fetihlere meraklı*kahramanlığa aşık askeri kendisine bağlamak için vilayetini genişletiyor Karadeniz sahillerinin devlete tabii olmayan Müslüman kısımlarını zaptediyordu.Şah İsmail’i ancak kendisinin durdurabileceğini gösteriyordu.Selim oğlu Süleyman’a Bolu sancakbeyliğinin verilmesini temin etmişti ancak Ahmed ‘‘Bu çocuk benim yolumun üstünde neyler.’’ diyerek karşı çıkmıştı ve Süleyman’ın Kefe Sancakbeyliği’ne tayinini sağlamıştı.Böylece II.Bayezid’in rahatsızlığı dolayısıyla şehzade çekişmeleri de kızışmıştı.daha sonra Selim babasıyla görüşmek için Edirne’ye gitmiş giderken kaynatası Kırım Hanı’ndan bir miktar süvari almıştır babasıyla çorlu deresi yakınlarındaki uğraş deresi civarında karşılaşmış ve görüşme talebini yenilemiştir.İsteği reddedilmiştir ama kendisinin yirmi senedir babasını görmediğini elini öpmek için görüşmek istediğini söylemiştir.Vezirler sultana el öpmeye bu kadar askerle mi gelinir gibi kışkırtıcı sözler söylemeleriyle çatışma başlamıştır.Bir rivayete göre Selim muharebeyi kabul etmeyerek geri çekilmiştir. Selim’in babasıyla görüşmek istemesinin nedeni Sultanın etrafındaki vezirlerin veliaht olarak Ahmed’i göstermesi ve Sultanın da sıcak bakması.Oysa Selime verilen ahitnamede hayatta oldukça saltanatta kalacağı ve yerine hiç kimsenin namzet gösterilemeyeceği yazılmış idi.Bayezid ahide sadık kalmamaktaydı*Şehzade Ahmed hükümdar gösterilmekteydi.Bu yüzden baba oğul mücadeleye girdi Selimin malubiyeti nedeniyle Ahmed’in hükümdarlığı kesinleşmiş gibi oldu.Yeniçeriler ayaklandılar Selim’den başkasını istemediklerini söylediler ve şehzadelerin hayatlarına dokunmayacaklarını söylediler.Bu vaziyetler karşısında artık hüküm ve nüfuzu kalmayan Bayezid oğlu Selim’i İstanbul’a davet etti o da geldi babasıyla at üstünde konuştular ve sultan oldu.Bayezid oğlunun sultan olmak istediğini ve askerlerin ona bağlılığını görünce tahtı ona bıraktı. 27 Kasım1512 günü Sultan I.Selim at üzerinde bir divan yaptıktan sonra askerine bir geçit resmi yaptırdı.Sonra Yeniçeri komutanlarından beş tanesi Bursa’ya giderek her biri padişahın orada tutuklu bulunan beş yeğeninden birini saraya getirmek üzere emir aldı.Bu şehzadeler Sultan Mahmud’un üç oğlu*Alemşah’ın oğlu Osman ve Şehinşah’ın oğlu Mehmed idi.Şehzadelerin yaşları 7 ile 21 arasındaydı.Şehzadeler İstanbul’a getirildikten sonra beşi bir odaya kapatılarak boğduruldu.Korkud Şehzadelerin idam haberini alınca Sultan Selim’in kendisi için de bu kararı hazırlamış olmasından korkarak Sancakbeylerini kandırmak ve Yeniçerileri kendi tarafına çekmek üzere her çareye başvurdu.Fakat Selim bu entrikaları fark etti.Bursa’ya gitmekten vazgeçip yanında 11 süvariyle av bahanesiyle Manisa önlerine vardı.Korkud ancak kaçmayı fırsat buldu.Yanına mahremlerinden birini (piyale) alarak kaçtı uzun kaçış ve mağaralarda saklanmalardan sonra Teke ilkine sığındılar.Oradan da Avrupa’ya kaçacaklardı fakat ihtiyatsızlık onları ele verdi.Daha sonra Teke valisi Kasım Bey bunları yakaladı bu sırada Selim Korkud’un yakalandığından haberi yoktu Korkud’un haremini alarak Bursa’ya giderken bu haberi aldı.Esirleri almak için Karasinoğlu’nu görevlendirdi şehre yaklaşınca Kapıcıbaşı Sinan’ı görünüşte Korkud’u selamlamak gerçekte ise onu yok etmek için yolladı.Geceleyin Sinan Piyale’yi Korkud’tan ayırdı ve Korkud’a durumu anlattı bir saatte Korkut abisine mektup yazdı ve idam edildi Korkud’un saklandığı yeri söyleyen Türkmenler mükafat istemek için geldiklerinde onların 15’i idam edildi.Piyale de Korkud’un türbesine bakmakla görevliydi.Sıra Ahmed’e gelmişti.Ahmed Uludağ’ın kenarından geçerek Bursa’ya giden yola hakim durumdaydı.Selim’in öncü kuvvetleri Ahmed’in yolunu kesmek istedilerse de yapamadılar.Dokakinoğlu Ahmed Paşa ve Kırım Hanının oğlu Saaded Giray’ın birbiri ardından getirdikleri askerler Yavuz Selim tarafını güçlendirdiler.Ve ordular Yenişehir ovasında mevkii aldılar.Savaş başlamadan önce Şehzade Ahmed Yavuz’a boşuna kan dökülmesin konuyu şahsi bir dövüşle çözelim önerisinde bulundu ama Yavuz bunu kabul etmedi.Ahmed yenildi ve Dokakinoğlunun eline esir düşmüştür ve Ahmed birçok kez padişaha teslimini istemiştir ama Selim bunu reddetmiş ve kendisine bir Osmanlı prensine layık bir sancak vereceğini de sözlerine eklemiştir.Bu imalı cevap ölüm kararı idi.Korkud’un celladı Sinan kararı yerine getirmek emrini aldı.Ahmed idam edildi cenazesi Bursa’da II.Murad türbesi yanındaki yeğenlerinin yanına defnedildi. Yavuz Sultan Selim babasıyla ve kardeşleriyle yapmış olduğu taht mücadelesinde sonunda muvaffak olmuştur.Yavuz’un kardeşleri ve yeğenleri hakkında vermiş olduğu bu karar onun devlet reisliğinin vazifesidir.Bu hareketleri isteyerek yapmadığını*büyük acı duyduğunu*buna rağmen devletin devam ve tekamülü için buna mecbur olduğunu söylemiş ve buna bütün Osmanoğulları’nın riayet ettiğini görüyoruz.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (1520-1566)

KARDEŞLERİ : Şah * Hafize * Hatice * Fatma * Beyhan * Hanım Sultan dır.
ANNESİ : Hafsa Hatun dur
ÇOCUKLARI : Orhan * Murad * Abdullah * Mustafa * Murad * Mehmed * Bayezid * Cihangir * Selim * Mihrimah * Raziye * Fatma Sultan dır.

I.Süleyman’ın 3 erkek kardeşi ve 6 kız kardeşi vardır.Erkek kardeşlerinin 3’ü de Yavuz Sultan Selim hayattayken vefat etmişlerdir yalnız Süleyman kalmıştır. Süleyman Şehzadeliğinden itibaren çok iyi bir eğitim almıştır.Amcaları arasında sancağa çıkma konusunda sorunlar yaşanmıştır.Amcası Şehzade Ahmed’le arasında Bolu ve Amasya arasında anlaşmazlık çıktı.Ve Süleyman Kefe Sancağına yollandı.Üç sene burada kaldı.Babasının taht için dedesi Yavuz’la ve kardeşleriyle yapmış olduğu mücadelede çok faydalı olmuştur.Yavuz Sultan Selim mücadelesinde muvaffak olduktan sonra Şehzade Süleyman kaymakam olarak İstanbul’da bulundu.Bu olaylar onun tahta geçeceğinin bir göstergesidir. ‘‘Babasının seferleri ve kardeşleri ile mücadeleleri sırasında İstanbul’da zaman zaman saltanat vekilliğinde bulunan Süleyman*nihayet babasının vefat haberi üzerine 30 Eylül 1520’de İstanbul’a gelmiş ve tahtın yegane varisi olarak zahmetsizce tahta cülusu vuku bulmuştu.’’ Şehzade Süleyman’ın bu olayları amcası Ahmed’i rahatsız ediyordu hatta Süleyman Şarki Karahisar’a vali tayin edildiğinde amcası Ahmed ‘‘ Bu oğlancığın yolumuz üzerinde işi nedir.’’diyerek babası II.Bayezid’e başvurdu çünkü Süleyman’ın İstanbul yolu üzerinde bulunması canını sıkıyordu.Süleyman daha sonra Kırım’da Kefe Sancakbeyliğine gönderildi*daha sonra da Manisa valiliğine alındı. Süleyman İstanbul’a gelerek 26 yaşında ve 30 Eylül 1520’de hükümdar olduğu zaman saltanatta kendisine rakip olacak kardeşleri bulunmadığından kardeş cesedi üzerine basarak tahta çıkmamıştır.Osmanlı ilk defa kardeş kanı dökmeden sultan olan bir padişahla karşılaşmıştır.Bunun en güzel sonucu saltanat mücadelesi nedeniyle devlet içinde huzursuzluğun çıkmaması olmuştur.Kanuni’nin tahta kolay şekilde çıkması saltanatının sonunda evlat katli ve şehzade mücadeleleri ile gölgelenmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın son dönemlerinde devletin ihtişamı arasında taht kavgaları meydana gelmiştir.Bu olaylar görkemli dönemin içinde önemli sorunlar çıkmasına neden olmuştur.
 

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
II.SELİM (1566-1574)

KARDEŞLERİ : Abdullah * Mustafa * Murad * Mehmed * Bayezid * Cihangir * Mahmud * Mihrimah * Raziye* Fatma Sultan dır.
ANNESİ : Hürrem Sultan dır.
ÇOCUKLARI : Mehmed * Gevher Han * Süleyman * Murad * Sultan Şah * Mustafa * Cihangir * Abdullah *İsmihan * Fatma Mihrimah dır.

II.Selim Kanuni’nin Hürrem’den doğan ikinci oğludur.Şehzadeliğinden itibaren iyi bir eğitim görmüştür.On sekiz yaşında sancağa çıkmıştır.Konya*Manisa*Kütahya sancaklarında bulunmuştur.Bu tecrübesi yanında 42 yaşında tahta çıkmıştır.Sekiz senelik sultanlığı boyunca İstanbul dışına hiç çıkmamıştır. Osmanlı Devleti tarihinde en önemli şehzadeler mücadelesine sebebiyet vermiş ve daha babasının kardeşi şehzade Bayezid ile mücadele eden II.Selim*işin sonunda Osmanlı tahtına yegane namzet olmayı başarmıştır.Daha önce idam edilmiş bulunan Şehzade Mustafa ve Bayezid’ın dört oğlu da hesap edilirse II.selim tahta çıkarken iki kardeşini ve dört yeğenini bertaraf etmiştir. Bayezid ve Mustafa taht kavgası nedeniyle vefat etmişlerdir diğerleri ise önceden vefat etmişlerdi.II.Selim’in kardeşi Cihangir biraderi Mustafa’nın ölüm haberini duyunca üzüntüsünden hastalandı.Tedavisi için ne kadar uğraşıldıysa da olmadı ve vefat etti. Kanuni Süleyman’ın saltanat yıllarında Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en parlak ve güçlü dönemlerinden biri olduğu kuşkusuzdur.Bu yüzdendir ki onun dönemi daha sonra Kaybolmuş bir altın çağ olarak adlandırılmıştır.Yine onun döneminde ekonomik bozukluklar başlamış ve bir yandan da şehzadeler arasında taht kavgaları olmuştur.Zafer sarhoşluğu içinde unutulan bu sıkıntılar gittikçe artarak 1540’lı yıllardan sonra özellikle Anadolu’da genel bir hoşnutsuzluğa dönüşmüştür.Anadolu halkı önce Şehzade Mustafa ve Bayezid’in etrafında toplanarak Kanuniye ve merkezi otoriteye karşı cephe almışlardır.Bu da her iki şehzadenin taht kavgasına girişmek için nasıl uygun bir ortam bulduklarını açıkça gösterir.Ümit Burnu yolunun ve Amerika kıtasının keşfinden sonra dünya ticaret yollarında meydana gelen değişmeden sonra dengesizliğin ekonomik yapı üzerindeki etkisi hissedilmeye başlamıştır.Ekonomideki bunalım para darlığı olarak ortaya çıkmıştı devletin paraya gereksinimi artmıştı.Sonuç olarak ekonomik koşulların değişmesi yeni durumdan memnun kalmayan Tımarlı sipahilerin bir taraftan köylüler diğer taraftan da kapıkullarıyla anlaşmazlığa sürüklemiştir.Özellikle Tımarlı sipahilerin hem kapıkulu olmak istemeleri hem de kapıkullarını kıskanarak onların aleyhine cephe almaları büyük önem taşımaktadır.Çünkü iki sınıf arasındaki bu anlaşmazlık gidişten yakınan tımarların önce Şehzade Mustafa ve daha sonra Bayezid etrafında toplanmalarına neden olmuştur.Durumlarından memnun olan Kapıkulları ise merkezi yönetimi savunmada yer almış Kanuni’yi savunmuşlardır.Sadece durumdan şikayetçi olanlar bunlar değildi Anadolu halkı ve medreseler de olanlardan hoşnutsuzdu ve padişahın tahttan çekilmesini dilemeye başlamışlardı. ( Kanuni’nin sekiz oğlu vardı bunlardan ilki onun veliahtlık döneminde Gülbahar Hatun’dan olan Mustafa daha sonra Mahmud ve Murad adlı iki oğlu daha oldu.Kanuni’nin şehzadelik yıllarında Hürrem Sultan’dan beş oğlu doğmuştu.bunlar Mehmed*Selim Abdullah*Bayezid Cihangir dır.Bu evlatlarından Murad*Mahmud*Abdullah küçük yaşta ölmüştü.Mustafa şehzadelerin en büyükleri olduğu için EKBER EVLED anlayışıyla veliaht sayılıyordu.)İşte böyle bir zamanda ordu mensupları arasında padişahın artık yanlandığı için tahttan indirilmesi ve yerine Mustafa’nın geçirilmesi yönünde bir akım başlamıştı.Ardaki fesatçılardan bir kısmı da bu amaca ulaşmada biricik engel olarak görülen Sadrazam Rüstem Paşa’nın İran seferine hazırlık için Anadolu’da bulunmasını fırsat bilerek ortadan kaldırma konusunda Mustafa’nın da olurunu almışlardı.(Sadrazam Rüstem Paşa Hürrem Sultan’ın dediklerini yerine getiriyordu ve Hürrem Sultan da kendi çocuklarının sultan olmasını istiyordu.)Rüstem Paşa bu olayı hemen padişaha bildirdi ve sefere çıkan Kanuni İran Şahıyla savaşmadan önce Mustafa’yı öldürterek tehlikeyi ortadan kaldırmıştır.Şehzadenin bu beklenmedik sonunda Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan büyük rol oynamıştır.Mustafa büyük evlat olduğu için önceden babasının da şehzadeliğinde görev yaptığı Saruhan (Manisa)sancağına gönderilmişti Manisa İstanbul’a yakınlığı nedeniyle en iyi sancak sayılıyordu.Manisa sancağına atanmak kardeşler arasında da rekabet konusuydu.Padişah Hürrem’den doğan Mehmed’i Manisa’ya Sancakbeyi yapmaya karar verdiğinde Mustafa’yı da Amasya’ya göndermişti.Bu babasının gözünden düşmesiydi.Manisa’ya yerleşen Mehmed çok geçmeden ölmüştür. Mehmed’in Manisa’ya atanmasından sonra ölmesi üzerine Manisa’ya Selim geçti.Selim’den boşalan Karaman’a ise Bayezid geçti.Hürrem tahta Mehmet’in geçmesini istiyordu fakat ölmesi sonucu en çok sevdiği Bayezid’ın geçmesi için düzenler kurmaya başladı.Rüstem Paşa ise Hürrem Sultan’ın tek kızı Mihrimah Sultan’la evli idi.Onun için tahta Mustafa’dan çok öz kayınbiraderi Bayezid’in geçmesi işine geliyordu.Mustafa ‘nın babasıyla araları iyice açılmıştı Mustafa kendini affettirmek için Amasya’dan beş bin kişilik bir kuvvetle hareket etmiş babasının Aktepe’de konakladığı gün otağını padişahın otağında iki mil uzağa kurdurmuştur.Ordugaha varışının ikinci günü vezirleri ve beyleri kabul etmiştir.Mustafa babasının yanına gitmek istiyordu ama herkes tarafından gitmemesi söyleniyordu.Fakat Mustafa babasının otağına gitti ve boğduruldu.Kanuni daha önceden Mustafa’nın boğdurulması hakkında Şeyhülislam Ebûsuud Efendi’den fetva almıştı.Kanuni bu fetvayı alırken bir benzetmeyle örneklemişti bu benzetme ; ‘‘ Bir tüccarın kölesi*iş gezisine çıkan efendisinin karısını*çocuklarını ve işlerini kendisine emanet etmesine karşın*onun işlerini alt üst edip karısını baştan çıkarır*çocuklarına tuzak kurar ve sonunda efendisine karşı suikast düzenlerse şer’an hangi cezaya çarptırılmalıdır.’’ demiştir.Bu suale Ebûsuud Efendi’nin cevabı‘‘Katli vaciptir.’’olmuştur.Mustafa’nın katlinden sonra kardeşi Cihangir de vefat etti.Mustafa’nın katli Cihangir’in ölümü tahtın varislerini ikiye düşürdü.Ekber evlad anlayışına göre tahta Selim geçmeliydi.Hürrem Sultan da bunu destekliyordu. Bayezid Selim mücadelesi Lala Mustafa’nın bir fesatçılığı olarak nitelendirilir.Kanuni oğlu Bayezid’i bir asi olarak görmekteydi çünkü bazı kaleleri almış halktan da para toplamıştı.Kanuni katl için Ebusuud Efendi’den fetva almıştı bu fetvanın suali ise ; ‘‘ Adaletle davranan bir Sultanın oğullarından biri onun buyruklarından dışına bazı kaleleri ele geçirse*kimi yerde halka salma salıp zorla alsa ve asker toplasa*onların herhangi bir yolla ortadan giderilmesi olanağı bulunmadığı için de adam öldürmeye başlasalar*sınup toplulukları dağılıncaya kadar katlleri şer’an helal olur mu.’’ demiştir.Ebûsuud Efendi de ‘‘ helâldir.’’demiştir.
Bunlardan sonra*Bayezid ve Selim Konya’da sultanlık için savaştılar.Üstünlük Selim’deydi.Bayezid İran’a kaçtı Nizamüddin Şâhkulu Bayezid’ı karşıladı ama korkuyordu Osmanlı’nın İran’a saldıracağından ve Şah kulu durumu hemen Şah Tahmasb’a bildirdi.Tahmasb bu durumdan çıkar sağlamak istiyordu.Kanuni İran’a gitti Bayezid ve torunlarını istedi zaten katl için fetva almıştı.Bayezid ve oğulları Selim’e teslim edilecek ve hemen orda katl edilecektir.Bu teslimat için Tahmasb Kanuni’den 900.000 *Selim’den 300.000 altın istedi*ayrıca Kars kalesini de istiyordu.23 Ekim 1559’da Bayezid ve dört oğlu Orhan*Mehmed*Abdullah*Mahmud teslim edildi ve boğdurularak Kazvin’de öldürüldü.Cenazeleri Sivas surlarının dışına gömülmüştür.
Düzmece Mustafa Kanuni III.vezir Sokullu Mehmed Pşayı çok sayıda akerle Selanik ve Yenişehir taraflarına isyanı*olayı yolladı.Buralarda ortaya çıkan bir serseri kendisinin Şehzade Sultan Mustafa olduğunu ve cellad elinden kurtulduğunu söylüyordu.Etrafına da adamlar toplamıştı.Düzme Mustafa kendisine bir tavukçuyu vezir iki talebeyi de kazasker yapmıştı.Tavukçu vezir Niğbolu beyi’yle iş birliği yaptı ve düzme Mustafa’yı Sokullu’ya teslim etti.Sokullu düzme Mustafa’yı padişaha yolladı ve asıldı tavukçu da zeametle mükafatlandırıldı. Mustafayı tutan ve dahası onu saltanat için kışkırtan tımar erbabı yani sipahiler*Şehzade Mustafa’nın katli karşısında hemen bir harekette bulunmamakla birlikte Nahçıvan Seferinde gönülsüz savaşmışlar ve böylece tepkilerini göstermişlerdir.Kanuni Mustafa yandaşlarını memnun edebilmek için tımar sahiplerine para vermiş yeniçerileri de hoşnut etmiştir.
II.Selim’in tahta çıkışında*padişah kocasının sevgisinden yararlanarak devlet işlerine de karışmaktan geri kalmayan ve Osmanlı sarayındaki kadınlar saltanatının ilk çarpıcı örneğini veren Hürrem Sultan tahtı öz oğullarından birine verebilmek için ısrarlı bir politika izlemişti.Bundan dolayı Hürrem’in Selimin tahta çıkışında önemli payı vardı.
Şehzadelerin sancağa çıkışlarında Anadolu’da bozulan asayişi sağlamak ve bundan böyle şehzadelerin ayaklanma olanaklarını çıkmalarında değişiklik ortadan kaldırmak için bazı önlemlerin alınması gerekli kılınmıştı.Bunların başında Yeniçerilerin ülke düzeyine korucu olarak yayılmaları gerekiyordu.Bayezid olayından sonra şehzadelerin sancağa çıkarılış yöntemlerinde değişiklik olmuştur.O tarihe kadar yetişkin şehzadeler Anadolu’nun değişik sancakbeyliklerine atanmakta bununla da şehzadelerin ülke yönetiminde deneyim kazanmaları amaçlanıyordu.Şehzadelerin yanına onlara yardımcı olacak lalalar atanıyordu.Sancağa çıkartılacak şehzadelerin sayısı sınırlandırılmamış olduğundan birkaç kardeş birden sancaklarda bulunabiliyordu.Fatih’in ünlü yasasıyla ayrıntılı bir vekalet düzeni kurulamadığı için sancak yönetiminde bulunan şehzadelerden hangisi ordu veya üst düzey kişilerince tutuluyorsa ölen babanın yerine tahta çıkabiliyordu.Uygulamada genellikle en büyük erkek oğlan yeğleniyordu fakat Bayezid’de bu durum değişmişti.Selim’in tahta oturmasıyla hayattaki şehzadelerin hepsini sancağa çıkarma geleneği bitmiş yalnızca en büyük şehzadeye sancak verilmesi uygun görülmüştür.Selim’in oğlu III. Murad’ın bulunduğu Saruhan ( Manisa ) sancağı da veliaht sancağı olarak seçilmiştir. III.Murad ve onun oğlu III.Mehmed de Manisa sancağından tahta oturmuştur.Bu durumla Anadolu’daki yönetim karşıtlarının genç şehzadelerin etrafına toplanıp taht kavgalarına yol açmalarının önüne geçilmek istenmiştir.Bu sistem Tımarlı sipahilerin yeni ayaklanmalarına karşı önlem olurken padişahlık makamı kapıkulu etkisine bırakıldı. Tahta çıkacak şehzade sancakbeyliğinde iken diğer kardeşleri ise İstanbul’da saraydaydı.Osmanlı tahtının babadan oğula en büyük erkek çocuğa kalması I.Ahmed’e kadar uygulandı.


III. MURAD (1574-1595)

KARDEŞLERİ : Mehmed * Gevher Han * Süleyman * Murad * Sultan Şah * Mustafa * Cihangir * Abdullah *İsmihan * Fatma * Mihrimah dır.
ANNESİ : Nuru Banû
ÇOCUKLARI : Osman * Murad * Aişe * Selim * Süleyman * Fahri * Hüseyin * Cihangir * Sultan * Korkud * Mehmed * Mihrimah * Ömer * Mahmud * Rukiyye * Yakub * Bayezid * Abdurrahman * Yusuf Fatma * Mustafa * İsak * Abdullah dır.

II.Selim’in Nur-Banû sultandan doğma oğlu olup Manisa’da dünyaya gelmiştir.1562’de Manisa Sancakbeyliğine tayin edilen Murad padişah oluncaya kadar burada kalmıştır. Manisa’da on iki yıl Sancakbeyliği yaptı.II.Selim ölünce Murad’ın annesi Nur-Banû Hatûn ‘un isteği üzerine II.Selim’in cesedi saklandı.Vezir-i Azam Sokullu Mehmed Paşa saltanata davet mektubunu III.Murad’a gönderdi.III.Murad yola çıktı. III.Murad Manisa’dan yola çıkıp İstanbul’a vardığında onu karşılayan Sokullu’yu gördü ve Sultan Murad İstanbul’da kardeşleri bulunduğu halde Vezir-i Azam Sokullu’nun tahtı onlara kaptırmadığını görünce çok sevindi Sokullu’nun elini öpmek istedi Sokullu onun eteğini öptü.III.Murad Topkapı Sarayı’na geldiği gece ilk icraatı beş erkek kardeşini boğdurtmak oldu.( Kanuni’nin erkek kardeşi mevcut olmaması*II.Selim’in tahta çıkmadan önce rakip şehzade davasının halledilmiş olması Fatih Kanunnamesi’ndeki kardeş katline dair maddesi bir süre için unutulmuş gibiydi.Kanuni’nin oğlu Bayezid meselesi onun İran olayından sonra şehzadelerin sancağa çıkma usullerinde değişiklik yapılmış yalnızca en büyük şehzade Manisa Sancağına çıkarılarak diğerleri İstanbul’da alıkonulmuştur.Bu bakımdan büyük şehzadenin sancağa çıkarılmasıyla tahta geçecek namzet açıkça belli edilmişti.İstanbul’daki şehzadelerden birisi asker tarafından tutulmadıktan sonra tahta geçecek kişi sancaktakiydi.Şehzadeler sarayda ikamet ettikleri için Kanuni’nin oğlu Bayezid gibi yanlarına asker de toplayamazlardı. ) Vaziyet böyle olduğu halde yine de tedbir olarak rakiplerini öldürtmek istedi ve yaptı. III.Murad zayıf iradeli bir hükümdardı.İstanbul dışına çıkmak şöyle dursun son senelerde saraydan dahi dışarı çıkmamıştı.Vefatında 49 çocuğu bulunuyordu
 

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
III. MEHMED (1595-1603)


KARDEŞLERİ : Osman * Murad * Aişe * Selim * Süleyman * Fahri * Hüseyin * Cihangir * Sultan * Korkud * Mehmed * Mihrimah * Ömer * Mahmud * Rukiyye * Yakub * Bayezid * Abdurrahman * Yusuf Fatma * Mustafa * İsak * Abdullah dır
ANNESİ : Safiye Sultan.
ÇOCUKLARI : Cihangir * Mahmud * Selim * Ahmed * Süleyman * Mahmud * Mustafa * Aişe Sultan * Hatice Sultan dır.

III.Murad’ın Safiye Sultan’dan doğma oğlu olup babasının şehzadeliği döneminde Manisa’da doğmuştur.Devrin tanınmış alimlerinden dersler almıştır.III.Murad tarafından büyük alaka görmüştür. Safiye Sultan Venedikli bir Katolik’tir.III.Murad ölüp de yerine III.Mehmed geçince valide sultanlık makamına geldi.III.Murad 1595’de Topkapı Sarayı’nda vefat ettikten sonra Safiye Sultan bu ölümü büyük bir titizlikle gizlemiş Bostancı Başı Ferhat Ağa’ya söyleyerek III.Mehmed’e saltanat müjdeleyen bir mektupla Manisa’ya gönderdi. III.Murad’ın ölümü eskiden beri mevcut olan adete uyarak saltanatın yeni sahibi İstanbul’a gelinceye kadar saklandı.Osmanlı padişahları arasında en çok çocuk sahibi olan hükümdar III.Murad’dı.Bu hükümdarın rivayetlere göre 100 – 130 çocuğu olduğu söylenir.Kabul edilen 102 rakamıdır.Çocukların bazıları babalarının sağlığında ölmüşlerdir.III.Mehmed tahta çıktığında 19 erkek 21 kız kardeşi vardı.II.Selim’in tahta geçtiği tarihten beri yalnızca büyük şehzadeler sancağa çıktıklarından III.Mehmed tahta cülus ettiği zaman erkek kardeşlerinin hepsi sarayda bulunmaktaydı.Şehzadelerin saltanat davasına kalkmaları*asker toplayarak hükümdarın başına sorun çıkarmaları yok denecek derecede zayıf olduğu halde ‘‘ Nizâm-ı âlem’’ meselesine uyarak erkek kardeşlerinin idamını emretmiştir.19 Şehzade boğdurulmuştur. Bazıları ana kucağından alınarak idam edilen bu şehzadeler devletin bölünmez bütünlüğünün kurbanları olmuşlardır.Cenazeleri İstanbul halkının feryatları arasında babalarının ayak ucuna defnedilmiştir.III.Mehmed böylece saltanatının emniyeti için kardeş katli işini çığırından çıkarmış oldu.
Yabancı tarihçilerden Hammer bu meseleyi anlatırken; III.Murad’ın yetişkin oğullarından iki tanesinden gebe bulunan cariyelerin denize atıldığını söylemektedir.Osmanlı tarihçileri saray içinde geçen olayları yazamadığından tam bilgi edilenememektedir. Sancaktan gelip padişah olan son şehzade III.Mehmed dır.Ondan sonraki şehzadeler sancağa çıkmayıp babalarının sarayında oturdular
 

KaRa_HiL@L

Katılımcı Üye
19 Şub 2006
448
13
VaTaN BeKÇiSi
olurmu kardeş ne zahmeti.Sizleri bilgilendirmek Tarihimiz bilinmeyenlerini size bildirmek bizim görevimiz.Her zaman diyorum Öğrenmek istediğiniz Tarihi bi bilgi olursa bana burdan sorun veya Pm atın.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.