Küçük Bir Haikayem

10 Tem 2007
58
0
32
Bursa
Daha önce küçük hikayecikler yazıyordum ama sonra yırtıp çöpe atırordum.1 saat önce yazma başldım bunu ve bitirdiğim gibi paylaşmak istedim.Nereye konu açacağımı bilemedim burası en uygun gibime geldi.Merak edip okursanız ve olumlu yada olumuz,güzle yada çirkin bi yorumda bulunursanız sevinirim.


Gökkuşağı'm

Yine güzle bir gökyüzü beni karşılıyor.Hayatımda vazgeçemeyeceğim nadir manzaralardan biriydi bu ev.Yağmur yağdığında üstünde oluşan gökkuşağına binip kaymak istediğimi söyleyince annem nasılda gülmüştü bana.Şimdi anlıyorum da herhalde aklının bir köşesinde de ne salak bir oğlum var gibi bir düşünce yatıyordu.Aslında eminim çünkü bunu daha önce çok kere söylemişti.Aslında annem de biraz salaktı.
Babamla severek evlenmişlerdi.Hem hiç kimsenin baskısı altında olmadan kendi kararlarıyla bu güzel evde hayatlarını sürdürmeye karar vermişlerdi.Annemin hep arzuladığı uçurumun kenarında deniz manzaralı yalnız bir evde oturmak ve yanında en sevdiği insan olan babamı görmekti.Tabi ki ben bu mutlu aile çerçevesinde fazlaydım her zaman.Annem bana hiç iyi davranmamıştı.Bazı şeylerin farkına varmaya başlayınca annemin beni sevmediğini anladım.Ben bir fazlalıktım.Ve annem yüzünden öyle olmaya devam ediyorum.
Annem yinede bana sanırım biyolojik olarak bir bağımız olduğu için ayrılmak da istemiyor ve bana pek şefkatli olmasa da bakıyordu.Ancak babamın gidişinden sonra her şey çok değişti.
Babam zengin biriydi.Annem mutlu ve huzurlu bir hayatım olur diye düşünmekten babama olan aşkını anlayamamıştı.Bunu içinde babamdan gizli kendine bir hesap açıp babamı ve beni terk edip yaşayacağı güzel günler için para biriktiriyordu.Hem de hayatını sonuna kadar lüks bir yaşam sürecek kadar yüklü bir miktar biriktirmişti bile.Tek sorun bendim.Bunları öğrendiğimde daha 11 yaşındaydım ve annem beni nasıl bırakacağını düşünüyordu.Beni sevmese de ben onun ******ydum ve annem gerçekten duygusal ama gözünü para hırsı bürümüş bir insandı.Bu yüzdün benden ayrılması zor hatta imkansız oldu.Beni de yanında ***ürmek istediğini anlatınca ben babama bunu yapmak istememiştim.
Annemi kusursuz planının ana şekli bu şekildeydi ama tek sorun her zaman ki gibi bendim.Ben anneme karşı çıkmıştım.Nedeni ise çok basitti.O annesiz geçen saatlerim boyunca benimle ilgilene tek kişi babam olmuştu.Ancak babamın sık sık neresi olduğunu bilmediğim yerlere gidip birkaç gün sonra kafayı çekmiş arabasını sağa-sola vurarak eve geldiği günler de vardı.işte o zamanlar hayatımda en memnun olduğum kararları uyguluyor ve ailemden gizli aldığım kitaplarımı okuyordum.Zaten hiç kimsenin umurunda olmadığım için yokluğum fark edilmiyor bazen bütün gün kitap okuyordum.
Şimdi yavaşça bahçeden içeri yürürken o kitaplara ne olduğunu hatırlamak bile istemiyorum.Evet annemin planlarını bozmuştum.Ona karşı gelmiştim ve oda bensiz gitmeye karar vermişti.Başta niyetlerini babam anlamasa da artık her şeyi açık açık yaptığı için babamda her şeyi anlamamıştı.Ama annem için bu pek sorun değildi.Planın son basamağı da tamamlanmış,uçak bileti alınmıştı bile.Ama annemin tahmin edemediği şey ise babamın ona ihanet edebileceğiydi.Babam daha o uçak biletlerini görmeden,annemle son bir kez bile görüşmeden çekti ve gitti.Sadece bana bir mektup bırakmıştı.Ancak o ana kadar zaten kötü giden talihim sayesinde mektubu önce annem bulup şöminede yakmıştı.Küllerin arasından çıkarabildiğim tek cümle “Beni bekle Yavuz,geri döneceğim….” oldu
O günden sonra tam 15 yıl geçti.Tam bu gün.15 yıl önce bugün babam şimdi içeriye girdiğim kapıdan çıkıp bir daha geri dönmemişti.
Annem babamın gidişinden sonra evdeki hiç uğramadığı içki mahzeninden çıkmaz olmuştu.Annem bir doktordu ve alkolün zararlarını çok iyi bildiğine eminim ama o günler içinde buna aldırdığına emin değilim.Babamı sevmiyordu aslında bu kadar üzülmesine anlam verememiştim.Zaten annem benimle hiç konuşmuyordu.Bende yine sorun benim galiba diyerek üstüne gitmedim.2 sene sonra annem ancak eski haline gelmişti ama sanki 20 yıl yaşlanmış gibi duruyordu.Hala babamı seviyor muydu yada sevmiş miydi hala emin değilim.ama ben babamı seviyorum ve beklemeye devam edeceğim.
Bahçeden içeri doğru yürürken hatırlıyorum da burada çok güzel çiçeklerim vardı ama annem öldükten sonra hiç çiçek yetiştiremedim.Bu bahçeyle onun arsında bir bağıntı mı vardı bilmiyorum ama sanki annemin mezarı kilometrelerce ötede değil de burada bu bahçenin altında.
Annem bir trafik kazasında ölmüştü.Annemin beni bırakıp gitmelerine alışmıştım.Ama son yaptığı beni gerçekten üzmüştü.Bu kaçış planı da onun beni son üzüşü olmuştu.İtiraf edeyim cenazesinde hiç ağlamadım.Bir damla göz yaşı bile süzülmedi gözümden.O an sadece bana kalan mirası nerde harcayabilirim diye düşünüyordum.Zaten annemim cesedini de kazanın olduğu yere yakın bir yere gömdürmüştüm.
Ne hüzünlü bir son.Annemin hayatını mahvetmiştim ama annem aslında en güçlü olacakken en zayıf şeylere yenilmişti.Acaba benden intikam almak ister miydi.”Seni lanet olasıca köpek!Bütün hayatımı mahvettin.Sen nasıl bir hatanın sonucusun anlamıyorum….” Gibi zırvalıkları olur muydu acaba?Her ne kadar babamda benimle fazla ilgilenmemişse de,o bana değer veriyordu.Hiç kimseye bir şey söylemeden giderken bana mektup bırakıyordu.Onun için buradayım zaten.Onu bekliyorum.Ama artık sevgi beslemiyorum babama.Tek istediğim cevaplar sonrada o lanet olasıca bunağı bu eve kilitleyip evi de onunla birlikte yakacağım.Sadece gelmesini bekliyorum.Hala bir paranoyak olarak yetiştirilmiş bir ******n bunları yapmasından fayda var siye düşünüyorum.Nede olsa hayat karşılıklıdır.Malı alır ve parayı ödersiniz.Bazen mutluluğun ve özgürlüğün karşılığı da paradır.
Bütün bunları düşünürken bahçenin ortasında,annemin kitaplarımı yaktığı yerin tam üstünde dikilmiş duruyorum.Ve eminim birazdan bir gökkuşağı çıkacak.Üstümdeki çok pahalıya yaptırdığım montum daha fazla ıslanmasa iyi olur.Bunu yaptırdığım adamın karnına üç makas darbesi indirmiştim.Zavallı adam bağıracak hali bile yoktu.Ama parasını ödemişti.Hem de çok fazla.Ama ben montumun kusursuz olmasını istiyorum.Her şeyimin.O yüzden öldürdüm o adamı.Daha iyisini yaparsa ve ben alamazsam…..
3 senedir her ay buraya gelip babamı bekliyorum.Niye gelmedi bu lanet olasıca bunak.Niye beklemek zorundayım ki.Gelecekse şimdi gelsin.Umarım gitti yerde başka bir salak katil babamı öldürmemiştir.Babamın cenaze törenini kendim yapmak istiyorum.Anneme biraz eksikli kaldım.Trafik kazası umduğum gibi gitmemişti.Annem yeterince acı çekmemişti.O lanet olasıcılara boşuna mı para ödedim sanki?İşlerini düzgün yapamadılar.O yüzden bunu şansa bırakmayacağım.Babamı kendim uğurlayacağım.Acılı ve kırmızlı alevler içersinde.
İçeri girdiğim anda yağmur hızlanmaya başladı.Küçükken şanslı değildim.Zaten şans akıl ve paranın birlikteliğidir.Olayları iyi kavrarsanız ve gerekli yerlere yeteri miktarda para öderseniz her zaman şanınız var demektir.
Burada en çok kendi odamı özlemiyorum.Oradan nefret ediyorum.Burada rahat uyuyamıyordum.Yan oda annemle babamın yatak odasıydı.Annemin bütün geceki iniltileri ve çığlıkları beni uykumdan uyandırıyordu.Annemle babam bende çekinmiyordu.Daha ben uyumadan odalarına giriyorlar ve diğer günün geç saatlerine kadar birlikte oluyorlardı.Ne yaptıklarını bilmiyordum ama artık öldürdüğüm sevgililerimin sayısı 12yi buldu.
Mutfağa doğru ilerledikçe döşemeler gıcırdamaya başladı.Bunun daha önce farkında değildim.Birden,Ahh,!…..
“Bu lanet olasıca döşemeleri niye düzgün yapmazlar ki?!” ayağımı kırabilirdim.Hem burada niye böyle bir çukur var ki?Orada bir şey var sanırım.Bir kağıt parçası.Ama çok eski değil.Üstünde çocukken kullandığım adım yazıyor.Hem de babamın el yazısıyla.
“Yavuz,2 martta buradaydım(Yani buraya gelmemden 2 gün önce).Sen yoktun.Beklemeni söylediğim bir mektup bırakmıştım ama mektubu bulup yaktığını söyledi annen.Belki beni beklersin diye düşünmüştüm.O yüzden geldim.Aslında bunu senden beklemezdim.Sen benim tek ******mdun.Hatalarım vardı ama telafi edebilirim.Neden gittiğimi sorma…..”Gerisini okumak bile istemiyorum.Saçma!Sadece sonunda 9 martta tekrar geleceği ve bana ulaşabilirse buraya çağıracağı yazıyor.Umarım gelir.5 gün zaten uzun bir süre.Bende bu sürede yeni kitabım üzerinde çalışmaya başlayabilir.İlk geldiğimde lazım olabileceğini düşündüğüm eski daktilomu getirmiştim.Kitabın ismi şimdiden aklımda<Ölüm Oyunları>ne çarpıcı bir isim ama.Aslında hikayesi de hazır.Katil yetişen bir çocuk ve intikam almak isteği kişilerin adının yazılı olduğu sarı,eski bir kağıt parçası.Hayli uzun bir liste.Planları için sadece en değerli varlığı olan aklı ve bir bıçak.Artık hiçbir engel yok.Yolcuk başlıyor.Babam gelene kadar katilin babasını öldürdüğü bölüme kadar gelirim herhalde.Kitabımı da ilk okuyan babam olacak.Bu fikir hoşuma gitti.Öleceğini bilmek kurbana daha fazla acı çektiriyor.Denedim biliyorum.Umarım çabuk gelirsin baba.Pencereden gökkuşağını gördüm.Şimdi kaymaya gidiyorum sonra kitabıma başlarım.Umarım gelirsin baba bir kez daha şansız olduğumu bilmek senin küçük Yavuz’unu çok üzer…

BlackShark1
("Aklından Zoru Mu Var?" diye düşünenler varsa,değilim.):diablo
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.