Pakize İzzet Tarzi 1912 yılında Halep'de doğdu. Babası Ziraat Bankası Suriye Umum Müdürü'ydü. Çocukluğu dört kız kardeşi annesi, büyükanneleri, amcaları, dayıları ile yaşadığı büyük bir köşkte, Şam'da geçer. 1. Dünya Savaşı'nın sürdüğü o yıllarda, altı yüzyıllık Osmanlı İmparatorluğu da son dönemini yaşamaktadır. Şam düşünce aile apar topar Adana'ya gelir, Pakize 4-5 yaşlarındadır ve kalbindeki meslek doktorluktur. "Ablalarım çok akıllı olduğumu mutlaka okumam gerektiğini söylerlerdi.Doktor olmayı istiyordum, çünkü aile hekimimiz evimize geleceği zaman, gümüşler parlatılır, en güzel çay takımları çıkarılırdı. Hekimlere gösterilen bu saygı beni etkilemiş olsa gerek."
Üniversiteye kadar hiç okula gitmez, özel hocalardan aldığı derslerle ilk, orta ve liseyi bitirir. Sıra üniversiteye geldiğinde, anne babası doktor olma isteğine karşı çıkarlar: "Yıpranmamı istemedikleri için çok ağır bir meslek olan hekimliği istemediler. Babam Lozan'da tarih okumamı arzu ediyordu, ama benim kararım kesindi." Başarılı ve özverili bir öğrencilik hayatı olur. Okul yıllarında Afganistan kraliçesinin kardeşi Prens Fettah Bey ile evlenirler. Karı koca Roma'ya taşınır ancak Pakize Hanım mesleğine çok bağlıdır ve kendi ülkesinde doktorluk yapmak ister. Sonunda Fettah Bey de Roma'daki ailesini bırakıp İstanbul'a yerleşmeye razı olur.Pakize Ham’ın, Şişli'de açtığı daha sonra Nisantaşı'na taşıdığı hastanesi 1949 yılında kurar. Kurduğu hastanede hem o hem meslektaşları yüzlerce çocuk doğurtur.
Pakize Tarzi iki kız bir erkek çocuk sahibi. Büyük kızı Fatma İstanbul'da, küçük kızı Zeynep ABD'de yaşıyor. Oğul Mahmut Tarzi, hastane ve laboratuarın yönetimi ile uğraşıyor. Günlerini okuyarak geçiren Pakize Tarzi, şu sıralarda "Östrojen " adlı kitabın Fransızca'dan Türkçe çevirisiyle uğraşıyor. Kitabın kadınlar için çok yararlı olacağı inancında. (Hürriyet Pazar, 26 Temmuz 1998, Röportaj: Zeynep Güven)
Üniversiteye kadar hiç okula gitmez, özel hocalardan aldığı derslerle ilk, orta ve liseyi bitirir. Sıra üniversiteye geldiğinde, anne babası doktor olma isteğine karşı çıkarlar: "Yıpranmamı istemedikleri için çok ağır bir meslek olan hekimliği istemediler. Babam Lozan'da tarih okumamı arzu ediyordu, ama benim kararım kesindi." Başarılı ve özverili bir öğrencilik hayatı olur. Okul yıllarında Afganistan kraliçesinin kardeşi Prens Fettah Bey ile evlenirler. Karı koca Roma'ya taşınır ancak Pakize Hanım mesleğine çok bağlıdır ve kendi ülkesinde doktorluk yapmak ister. Sonunda Fettah Bey de Roma'daki ailesini bırakıp İstanbul'a yerleşmeye razı olur.Pakize Ham’ın, Şişli'de açtığı daha sonra Nisantaşı'na taşıdığı hastanesi 1949 yılında kurar. Kurduğu hastanede hem o hem meslektaşları yüzlerce çocuk doğurtur.
Pakize Tarzi iki kız bir erkek çocuk sahibi. Büyük kızı Fatma İstanbul'da, küçük kızı Zeynep ABD'de yaşıyor. Oğul Mahmut Tarzi, hastane ve laboratuarın yönetimi ile uğraşıyor. Günlerini okuyarak geçiren Pakize Tarzi, şu sıralarda "Östrojen " adlı kitabın Fransızca'dan Türkçe çevirisiyle uğraşıyor. Kitabın kadınlar için çok yararlı olacağı inancında. (Hürriyet Pazar, 26 Temmuz 1998, Röportaj: Zeynep Güven)