Sabır Ediyoruz mu?/İslam Ve Edebiyat Kulübü

Raex1v Mikfroo

Katılımcı Üye
14 Mar 2017
529
0
GAZİANTEP
[url=https://hizliresim.com/yqEZRN][/URL]
Peygamber Efendimiz'in(sav) Sıkıntılar Karşısındaki Sabrı


Sabır kelimesi sözlükte ‘’dayanma ve dayanıklılık’’ anlamına gelir. Ahlâkî bir terim olarak sabır ‘’başa gelen musibetlerden dolayı şikâyetçi olmamak, yakınmamak, sızlanmamak, nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen işler karşısında sükûnet ve dayanma gücü’’ demektir.

Resûlullah(sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatı boyunca türlü işkencelere, bela ve sıkıntılara mâruz kalmıştır. Ancak her birinde ****netini korumuş, yaşadığı üzücü ve ağır imtihanlara karşı sabır ve tahammül göstermiştir. Yaşadığı her zorlukta yüce Allah’tan kolaylık yolunu dilemiş ancak sebepler dairesinde elinden geleni yapmıştır. Olayların sonucunu ise Cenâb-ı Hakk’a havale ederek tevekkül etmiştir. Musibet anlarında kendini tutmuş, en şiddetli savaş meydanlarının ortasında kaldığında bile en ufak bir şikâyet ve serzenişte bulunmamıştır.
Efendimiz’in(sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatı çile ile başlayıp çile ile devam etti ve çile ile bitti. Hayatta, bir kişinin yaşayabileceği birçok acıyı yaşarken sabrın selâmetli zirvelerine çıktı.

Zira daha doğmadan babası vefat etmiş, yetim olarak doğmuştu. Altı yaşında annesinin de vefatıyla öksüz kalmıştı. Sekiz yaşında kendisine bakan dedesi de vefat etmiş, amcasıyla yaşamak zorunda kalmıştı. Hayattayken Hz. Fâtıma(radıyallahu anhâ) hariç tüm evlatlarının vefatını görmüştü. ‘’Hüzün yılı’’ diye bilinen yılda, hem de sadık eşi Hatice annemizi aynı sene kaybetmişti.
Elli iki yıl hayat sürdüğü Mekke’den ilerlemiş yaşına rağmen çıkarılmış, 500 kilometreye yakın çöl ve taşlık yolu geçerek Medine’ye hicret etmişti. Medine’den Kâbe’yi ziyaret için geldiğinde Mekke’ye kabul edilmemiş, Kâbe’ye yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta olan Hudeybiye’den geri döndürülmüştü. Vefat ederken dahi tahammül edilemeyecek derecede yüksek ateşle vefat etmişti. ‘’Allah bir kavmi severse onları imtihan eder.’’(Tirmizî, Zühd, 56) hadisinin de beraberinde Allah Teâlâ en ağır imtihanları peygamberlerine, onların içinde de kendine en yakın olan habibine vermiştir. Resûlullah(sallallâhu aleyhi ve sellem) iste tüm bunlara sabr-ı cemil göstermiş ve ashabına da, ‘’Hoşlanmadığın şeye sabırda büyük hayır vardır’’(Ahmed b. Hanbel, eş-Müsned, 1-307) diyerek sabrı tavsiye etmişti.


Sahabilerden Ebû Talha(radıyallahu anh) Efendimiz’in sabır âhlakını şöyle anlatmıştır: ‘’Resûlullah’a(sallallâhu aleyhi ve sellem) açlıktan şikâyet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resûlullah da(sallallâhu aleyhi ve sellem) karnını açtı, onda iki taş vardı.’’(Tirmizî, Zühd,39)

Sahâbe-i kiramın beyanlarına göre Resûlullah’ın evinde bazı aylar hiç ateş yakılmazdı, yiyip içtikleri sadece hurma ve su olurdu. Allah’ın resulü ve ailesi buğday ekmeğini üst üste üç gün doyuncaya kadar yememişti. İmtihanın her türlüsünü yaşayan Efendimiz imtihanların en ağırı olan açlıkla ömür boyu sınanmıştı. Efendimiz hiçbir zaman mükellef bir sofrada oturmamış, tam tok olarak hiçbir sofradan kalkmamıştı. Bir günde iki sefer yediyse biri mutlaka hurmaydı.


Efendimiz’in(sallallâhu aleyhi ve sellem) en zor yılları Mekke yıllarıydı. Amcası Ebû Tâlib ölünceye kadar, Kureyşliler Hz. Peygamber’e(sallallâhu aleyhi ve sellem) dokunamamışlardı. Ancak onun ölümünden sonra Efendimiz’e hakaret ve işkence etmeye başladılar. Resûlullah(sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisine gösterilen eziyet, şiddet ve hakaretlere sabır gösterirken çektiği sıkıntıyı şöyle dile getirmişti:
- Ey amcam! Senin ayrılığın ne süratli bir şekilde bana kendisini hissettirdi. (Ebû Nuaym, Hilyeü’l-Evliyâ, 8/308)


Hz. Peygamber’in büyük bir soğukkanlılık ve tahammül gösterdiği en ağır imtihanlarından biri de Uhud Savaşı’dır. İslâm ordusu 1000 kişidir. Müşrikler ise tam üç katıdır. Bunu gören ordunun içindeki münafıklar daha savaşın başında Müslümanları terkeder. Sayıları 300’e ulaşır. Peygamber ordusu artık 700 kişi kadardır. 3000 kişilik teçhizatlı orduyla savaşmak durumunda kalırlar. Hz. Peygamber’in amcası Hz. Hamza da bu savaşta hunharca şehid edilir. Yüzüne müsle(Savaşlarda düşmanın burnunu, kulak ve dudaklarını kesme âdeti) yapılır. Ciğeri sökülür. Savaş öyle şiddetlidir ki bir ara Efendimiz’in etrafında sadece on beş kişi kalır. Efendimiz’e küfrün elinde sayısız ok gönderilir. Sahabiler kendilerini feda ederler ancak iki tanesi onları da aşarak âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Efendimiz’in yüzünü koruyan miğfere gelir. Miğferin iki demir halkası okların şiddetinden Hz. Peygamber’in mübarek dişlerine saplanır. Âlemlerin kendi hürmetine yaratıldığı Resûlullah’ın kanı akmaya başlar. O an Peygamberimiz kadar, onu ne pahasına olursa olsun koruyacaklarına söz vermiş sahabenin de canı yanmıştır.(Gazâlî, Fıkhü’s-Sîre, s.294)


Resûlullah bazen de müminler tarafından sıkıntıya uğrardı. Huneyn Gazvesi ganimetlerini taksim ederken Resûl-i Ekrem(sallallâhu aleyhi ve sellem) hikmete binaen bazı kişilere diğerlerinden fazla hisse vermiştir. Bazıları;
‘’Vallahi bu taksimde hakkaniyet yoktur, Allah rızası da gözetilmemiştir!’’ derler. Bu söz Resûlullah’ın kulağına gidince, haksızlık ve zulümle itham edilen Efendimiz’in kızgınlığından yüzü kıpkırmızı kesilip şöyle cevap verir:
‘’Allah ve Resûlü de adalet etmezse hiç kimse adalet etmez. Allah, Musa’ya rahmet etsin. O bundan daha ağır bir ithama mâruz kalmıştı da sabretmişti.
(Buhârî, Edep, 53)


‘’Müminin durumu gıpta ve hayranlığa şayandır. Zira her işi hayırdır. Böylesi bir özellik, yalnız müminde vardır. Sevindirici bir işle karşılaşırsa şükreder, o iş kendisi hakkında hayırlı olur. Başına bir bela gelecek olsa sabreder, bu da kendisi için hayırlı olur.’’
Hz. Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem)

(Müslim, Zühd, 84)

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

(Tirmizî )


Kardeşlerim,abilerim;paylaşalım,öğretelim,öğrenelim.
Alemlerin böyle Peygamberi (sallallâhu aleyhi ve sellem) var.Öğrenmezsek durum vahim!


Anamız babamız ona feda olsun yerde ve gökte Peygamberimizdir o (sallallâhu aleyhi ve sellem).
[url=https://hizliresim.com/nlR02B][/URL]​


Saygı ve sevgilerimle...
İslam Ve Türk Edebiyatı Kulübü


[ame="https://www.youtube.com/watch?v=KHt7bHvqVyU"]https://www.youtube.com/watch?v=KHt7bHvqVyU[/ame]
 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.