Postmodernizm Ve Mimari Yapi
POSTMODERNİZM VE MİMARİ YAPI “Bir aşamada yapısalcılık–sonrasıyla(post-strüktüralizm), post-endüstriyalizm ile ve bütün bir “yeni fikirler” cephaneliğiyle bağıntılı görünen postmodernizm, gittikçe artan ölçüde, bir takım yeni duygu ve düşüncelerin bir bileşimi olarak ortaya çıkmaya başladı. Sırf toplumsal eleştirinin ve politik pratiğin standartlarını tanımlayış tarzı bile, toplumsal ve pratik gelişmeleri belirleme ve yaşamsal bir etki yaratmaya aday olduğunu gösteriyordu. Son yıllarda da tartışmaların ölçütlerini belirtiyor, “söylem” tarzını tanımlıyor, kültürel, politik ve düşünsel eleştirilerin parametrelerini düzenliyor.” (Harvey, 1997:9). Öyleyse bu kadar geniş bir vizyona sahip olan postmodernizm kavramı nedir? 1970’li yıllardan beri dünyamızda yaşanan değişmeleri postmodernizm kavramı olarak tanımlamak doğru bir yaklaşım mıdır? Postmodernizm, modern olandan mı doğmuştur, yoksa modernizme, modern olana bir tepkiyi mi ifade eder? Aslında postmodernizm terimi hakkında kimse bütünüyle anlaşmaya varamıyor. David Harvey’in de belirttiği gibi; kimileri postmodernizmi, modernizmin insanları, toplumları, kültürleri homojenleştirmesine bir tepki olarak görürler. Genellikle pozitivist, teknolojik merkezli ve rasyonalist eğilimli olarak algılanan, evrensel modernizm, doğrusal gelişmeye ve mutlak doğrulara inançla, toplumsal düzenin rasyonel biçimde planlanmasıyla ve bilgi ve üretimin standartlaşmasıyla özdeşleştirilir. Buna karşıt olarak, postmodernizm, “kültürel söylemin yeniden tanımlanmasında, heterojenliği ve farklılığı özgürleştirici güçler olarak” öne çıkarır. Parçalanma, belirlenemezlik ve bütün evrensel “bütüncül” söylemlere karşı derin bir güvensizlik, postmodern düşüncenin temel özellikleridir (Harvey, 1997: 21). Bir başka tanımlanış tarzı ile postmodernizm; toplumsal teori, düşün küresi ve yaşam alanlarını bulanıklaştırır, varolan gerçeklik ve çelişkileri örtbas eder, böylece de eleştiri kanallarının başat olan kapitalizme yönelimini engelleme işlevi yükleniyor....
POSTMODERNİZM VE MİMARİ YAPI “Bir aşamada yapısalcılık–sonrasıyla(post-strüktüralizm), post-endüstriyalizm ile ve bütün bir “yeni fikirler” cephaneliğiyle bağıntılı görünen postmodernizm, gittikçe artan ölçüde, bir takım yeni duygu ve düşüncelerin bir bileşimi olarak ortaya çıkmaya başladı. Sırf toplumsal eleştirinin ve politik pratiğin standartlarını tanımlayış tarzı bile, toplumsal ve pratik gelişmeleri belirleme ve yaşamsal bir etki yaratmaya aday olduğunu gösteriyordu. Son yıllarda da tartışmaların ölçütlerini belirtiyor, “söylem” tarzını tanımlıyor, kültürel, politik ve düşünsel eleştirilerin parametrelerini düzenliyor.” (Harvey, 1997:9). Öyleyse bu kadar geniş bir vizyona sahip olan postmodernizm kavramı nedir? 1970’li yıllardan beri dünyamızda yaşanan değişmeleri postmodernizm kavramı olarak tanımlamak doğru bir yaklaşım mıdır? Postmodernizm, modern olandan mı doğmuştur, yoksa modernizme, modern olana bir tepkiyi mi ifade eder? Aslında postmodernizm terimi hakkında kimse bütünüyle anlaşmaya varamıyor. David Harvey’in de belirttiği gibi; kimileri postmodernizmi, modernizmin insanları, toplumları, kültürleri homojenleştirmesine bir tepki olarak görürler. Genellikle pozitivist, teknolojik merkezli ve rasyonalist eğilimli olarak algılanan, evrensel modernizm, doğrusal gelişmeye ve mutlak doğrulara inançla, toplumsal düzenin rasyonel biçimde planlanmasıyla ve bilgi ve üretimin standartlaşmasıyla özdeşleştirilir. Buna karşıt olarak, postmodernizm, “kültürel söylemin yeniden tanımlanmasında, heterojenliği ve farklılığı özgürleştirici güçler olarak” öne çıkarır. Parçalanma, belirlenemezlik ve bütün evrensel “bütüncül” söylemlere karşı derin bir güvensizlik, postmodern düşüncenin temel özellikleridir (Harvey, 1997: 21). Bir başka tanımlanış tarzı ile postmodernizm; toplumsal teori, düşün küresi ve yaşam alanlarını bulanıklaştırır, varolan gerçeklik ve çelişkileri örtbas eder, böylece de eleştiri kanallarının başat olan kapitalizme yönelimini engelleme işlevi yükleniyor....