TERÖR VE İSLÂM
DİNLER SAVAŞI!
ZORLAMACI DİN ANLAYIŞI DIŞINDA KALAN MÜSLÜMAN KİTLE
HER TÜRLÜ TERÖRİST EYLEME KARŞIDIR
HER TÜRLÜ TERÖRİST EYLEME KARŞIDIR
Bugün, gerek USA ve gerekse tüm Dünya üzerindeki vicdan sahibi insanlar New York’ta katledilen 20 bin üzerindeki insanın acı ve üzüntüsünü çekiyorlar.
Ancak bu katliamın, “müslüman”lar tarafından “DİN” adına yapıldığı tespiti ise, maalesef çok büyük bir yanlışı getirmektedir olayın sonrasında.
İslâm Dünyasında çok çok büyük bir topluluk bu zâlim anlayışı kesinlikle paylaşmamaktadır.
Suudi Vahhabî zihniyetinin gerçek İslâm anlayışıyla asla bağdaşmayan “zorlamacı müslümanlık” kabulünün hâkim olduğu Afganistan ile İran’ın zorlamacı “din” anlayışı dışında kalan 1 milyara yakın Müslüman kitle, İslâm Dinini, kesinlikle zorlamacı bir din olarak görmemekte, her türlü terörist eyleme karşı düşünceyle yaşamaktadır.
İslâm Dini’ni anlamış ve benimsemiş olan çok çok büyük çoğunluk, Dünya’nın hangi köşesinde ve kime karşı yapılırsa yapılsın her türlü terörist harekete karşıdır.
Gerçekçi değerlendirme yapalım...
Teröre karşı olan, Dünya üzerindeki bir milyara yakın İslâm Dini’ni benimsemiş insan, bu katliamdan dolayı terörist safında görülerek bir savaş başlatılırsa bunun faturası kimsenin hayal edemeyeceği kadar ağır olacaktır!...
Bu, NY’deki suçsuz insanları katletmekten çok daha büyük suçtur!.
Akıllı strateji, 3-5 bin kişi için bir milyarlık kitleyi karşıya almak değildir.
Belki, kendi bireysel çıkarlarını düşünen bazı ufak toplulukların işine bu strateji yarayabilir...
Ne var ki, bu strateji, kesinlikle akıl ve mantıkla olayları değerlendiren bir devletin yöneticilerinin bakış açısı olamaz ve olmamalıdır.!.
Şu an için, en öncelikli konu, bu ayırımın çok iyi yapılarak buna göre bir strateji ile terörün üstüne gidilmesidir.
Aksi takdirde bu değerlendirme ve strateji yanlışı hiçbir aklın hayâl edemeyeceği kadar önemli sonuçlara yol açacak; çıkacak “DİNLER SAVAŞI” hiç kimseye yaramayacaktır.