"Türk, Öğün, Çalış, Güven" Ne Demek?
Atatürk'ün bu sözleri ilk olarak 1935 yılında Ankara'nın Kızılay semtinde üstüne kurşun latin alfabe ile işlenmiş bir anıt da yer alır. Bu anıtın mimarı Prof.CI.Holzmeister, heykeltraşçıları ise Prof. Anton Hanak ve Prof. Josef Thorak'tır.
Atatürk'ün bu sözleri ve kelimelerin sıralanış biçiminde sıradanlıktan öte derin bir mana bütünlüğü ve felsefi bir anlayış hakimdir. Buna göre; bir insanın ilk yapması gereken çalışmaktır. Çalışan insanın kendine güveni gelir. Cümlede kullanılan "öğün" kelimesi ise övünmek anlamında kullanılmamıştır. Orhun yazıtlarında Bilge Kağan'ın Türklere hitaben söylediği "Türk, bodun, ertin, ökün" sözünde ki "ökün" kelimesinden alıntıdır ve "düşün, ders al" anlamında kullanılmaktadır.
Atatürk neden "Öğün" kelimesini başa alarak kullanmıştır?
Bunu anlamak için 1826 yılı sonrası şartlarına dönüp o döneme yakından bakmak gerekir. O dönemlerde Türk halkı toplu iğne bile üretemeyen bir ekonomiye sahipti. Sanayicilik yoktu ve halk geçimini sadece çiftçilikten ve hayvancılıktan sağlayabiliyordu. O dönemin dış güç odakları Türklerin sadece çiftçilik ve hayvancılıktan anladıklarını, bunun dışında hiçbir üretimi becerebilecek bir kabiliyet ve zekaya sahip olmadıklarını, sanayi alanında ki üretimin yalnızca bu dış güçler tarafından yapılabileceği, Türklerin ise üreten değil, satın alıp bu eşyaları kullanan bir halk statüsünde yer alabileceği kanısı hakimdi. Bu dikte edilen sosyolojik baskı ve felsefi görüş sayesinde Türk halkı beceriksiz, üretemeyen, sürekli dış güçlerin ürettiklerine muhtaç bırakılan bir toplum haline getirilmek isteniyordu. İşin kötü tarafı ise bu sosyolojik baskı son Osmanlı padişahları üstünde de netice yaratıyordu.
İşte bu nedenle Atatürk bu meşhur cümlesinde "Öğün" kelimesini en başa alarak "düşün, ders al" manasında kullanıp cümleye sosyolojik ve felsefi bir açılım katmıştır.
Son düzenleme: