- 1 Ağu 2007
- 5,470
- 41
Zafer Gürler, Irak sınırında terörle mücadele esnasında mayına basarak 'gazilik' mertebesine ulaşan kahramanlardan biri. Şırnak'ta, 1996 yılında yaşananları anlatıyor.
"Vatan için ayak verdim, gerekirse canımı da seve seve veririm" diyor. Bazı DTP'li belediye başkanları ile yöneticilerinin açıklamalarına tepkisini de "Onlar vatan haini. Hem bu vatanın ekmeğini yiyorlar, maaşını alıyorlar, hem de terör örgütüne destek veriyorlar" diyerek ortaya koyuyor. Atatürk'ün Samsun'a çıktığı günün yıldönümünde; 19 Mayıs 1975'te dünyaya gelmiş Zafer Gürler. Gazilik rütbesini de yine bir mayıs gününde mayına basmasıyla almış.
Nişanlısıyla, askerlik dönüşü evlilik planlarını yapmışlar. Para biriktirmek için de, vatani görevine iki gün kalana kadar çalışmış. Zafer Gürler'e, Kayseri Dağ Komando Okulu'ndaki eğitimin ardından Güneydoğu'da görev verilmiş. Gezici birlik oldukları için bahar ayları gelince Şırnak'a gönderildiklerini anlatan Gürler, Irak sınırında operasyonlara katıldıklarını belirtiyor. Gürler, gazilik anını şöyle anlatıyor:
"Vatan için ayak verdim, gerekirse canımı da seve seve veririm" diyor. Bazı DTP'li belediye başkanları ile yöneticilerinin açıklamalarına tepkisini de "Onlar vatan haini. Hem bu vatanın ekmeğini yiyorlar, maaşını alıyorlar, hem de terör örgütüne destek veriyorlar" diyerek ortaya koyuyor. Atatürk'ün Samsun'a çıktığı günün yıldönümünde; 19 Mayıs 1975'te dünyaya gelmiş Zafer Gürler. Gazilik rütbesini de yine bir mayıs gününde mayına basmasıyla almış.
Nişanlısıyla, askerlik dönüşü evlilik planlarını yapmışlar. Para biriktirmek için de, vatani görevine iki gün kalana kadar çalışmış. Zafer Gürler'e, Kayseri Dağ Komando Okulu'ndaki eğitimin ardından Güneydoğu'da görev verilmiş. Gezici birlik oldukları için bahar ayları gelince Şırnak'a gönderildiklerini anlatan Gürler, Irak sınırında operasyonlara katıldıklarını belirtiyor. Gürler, gazilik anını şöyle anlatıyor:
"1996 Mayıs ayında Irak sınırında teröristlerle çatışmaya girildi. 3 şehidimizin olduğu bu çatışmanın hemen ardından da takip başlatıldı. Irak sınırının geçilmesi ve arama-tarama çalışması yapılması kararlaştırıldı. 30 Mayıs'ı, 31 Mayıs'a bağlayan gece saat 22.00'ye doğru önce bir patlama sesi... Teğmenin yanında olduğum için telsize yakındım. Telsizden bir astsubayın mayına bastığı söyleniyor ve yardım isteniyordu. Astsubayın bulunduğu yerin birkaç tim arkasındaydık. Barut kokusu bize kadar gelmişti. 5 dakika geçmemişti ki, bu kez ben mayına bastım."
Mayına bastığını ilk anda hissetmediğini, patlama anında saniyelik bir şuur kaybı olduğunu söyleyen Gürler, "Hâlâ ayakta zannediyordum kendimi. O an farkında değilim yere düştüğümün. Hemen arkadaşlar geldi. Ayağım bilekten kopmuş vaziyetteydi. Üstüme baktım, ellerim de kanıyordu. Arkadaşlar ve sağlıkçı doktor kanamayı durdurmak için gerekli müdahaleyi yaptı" diyerek sıcak anları anlattı.
Gürler, helikopterle Şırnak'a ***ürülmüş. Ardından da GATA'da tedavileri yapılarak sağ ayağına protez takılmış. Özellikle ailesinin mayına bastığını haber almasıyla yaşadıklarının kendisine dokunduğunu kaydeden Gazi Gürler, o süreci de şöyle anlattı:
Gürler, helikopterle Şırnak'a ***ürülmüş. Ardından da GATA'da tedavileri yapılarak sağ ayağına protez takılmış. Özellikle ailesinin mayına bastığını haber almasıyla yaşadıklarının kendisine dokunduğunu kaydeden Gazi Gürler, o süreci de şöyle anlattı:
"Yaralandığımı önce Keskin'de jandarmaya haber vermişler. Bir komutanımız, Konur Hacıobası Köyü'ne gelmiş ve babamla görüşmüş. "Durumu çok iyi, bir şeyi yok. Sadece ayağında bir yarası var" demişler. Ailem bu habere karşın benim şehit düştüğümü düşünmüşler. Nedeni de şu: Askere gitmeden önce iki şehidimizi defnetmiştik köyde. Onlar için de önce "Yaralandı" demişlerdi. Daha sonra tabutları geldi. Ailem bunun için, benim de şehit olduğumu sanmış. Hemen telefon açtılar. Telefonla konuştuk önce. Sonra GATA'ya geldim, orada tedavilerim yapılırken geldiler. Annem, babam, nişanlım hepsi oradaydı. İnsan çok duygulanıyor tabii."
"Vatanıma verilmiş bir ayağım var. Bundan gurur duyuyorum, mutluyum. Bu vatan için ayak verdim, yeri geldiğinde canımı da seve seve veririm. Vatan sağ olsun. Bizi büyüklerimiz hiç yalnız bırakmıyor, ortada koymuyor" diyen Gürler, malulen emekli olduğunu, askerin kendilerine verdiği değerden büyük memnuniyet duyduğunu söylüyor. "Hiçbir zaman, "Niye böyle oldu" diye düşüncem olmuyor, hüzne de kapılmıyorum" ifadesini kullanan Gürler, tedavi sonrası evlenmiş. İşe girdikten iki ay sonra düğün yaptıklarını anlatan Gürler, "Çevrem, gazi olduktan sonra nişanlımla ayrılacağımı zannetmiş. Nişanlım akrabamdı ve İstanbul'da da yaşayan biriydi. "Ben ayrılmayacağım, evleneceğim. Başka bir insanla evlenmeye kalksam, onun başına bir şey gelmeyeceği ne malum" dedi. Büyük mutluluk duydum bundan. Böylece evlendik" dedi. Bugün iki tane kızı olan Gürler'in anne ve babası çiftçilikle uğraşıyor. Dört kardeş olduklarını söyleyen Gürler, kardeşlerinden birinin uzman çavuş, diğerinin polis olduğunu gururla söylüyor.
Son dönemde yaşanan gelişmeleri de yakından izlediklerini anlatan Gürler, özellikle DTP'li belediye başkanlarına ve kapatılan DEP'in eski milletvekillerine tepkili. "Onlar vatan haini" diyerek sert konuşan Gürler, şu ifadeleri kullanıyor:
Son dönemde yaşanan gelişmeleri de yakından izlediklerini anlatan Gürler, özellikle DTP'li belediye başkanlarına ve kapatılan DEP'in eski milletvekillerine tepkili. "Onlar vatan haini" diyerek sert konuşan Gürler, şu ifadeleri kullanıyor:
"Onlar, hem bu vatanın ekmeğini yiyorlar, bu devletin maaşını alıyorlar, hem de gidip PKK'lı teröristlere destek verip cenaze törenleri düzenliyorlar. Onlar için devlet imkânlarını seferber etmelerine izin verilmemesi lazım. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir şekilde amaçlarına ulaşamazlar, bu vatanı bölemezler."
