Yazarlarımız

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL[/SIZE]
Haziran 1907'de İstanbul’da doğdu. 1968'te İstanbul’da yaşamını yitirdi. İstanbul Darülfünun'u (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi'nde başladığı eğitimini Fransa’da Dijon ve Lyon üniversitelerinde felsefe bölümünde tamamladı. 1932'de Türkiye'ye dönüşünde Gazi Terbiye Enstitüsü'nde felsefe dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 1933'te Genel Psikoloji-Pedagoji doçenti, 1942'de profesör oldu. Öğretim üyeliği görevini yaşamının sonuna dek sürdürdü. İlk şiirleri 1927'de "Güneş" ve "Hayat" dergilerinde yayınlandı. 1928'de altı şair arkadaşıyla birlikte "Yedi Meşaleciler" topluluğunu kurdu ve "Meşale" adlı dergiyi çıkardı. Bu dergi kapandıktan sonra şiirleri "Muhit" ve "Varlık" dergilerinde yayınlandı. Dışavurumcu bir ressam tutumuyla yeni ve canlı şiirler yazdı. Ulus, Yeni Sabah, Haber gazelerinde köşe yazarlığı yaptı. Fransız şairlerin şiirlerini Türkçe’ye çevirdi. Edmond Rostand’ın ünlü oyunu "Cyrano de Bergerac"ın Türkçe çevirisiyle büyük ün yaptı. Psikoloji, eğitim, folklor ve edebiyatla ilgili yazıları birçok dergi ve gazetede yer aldı. Ayrıca Sait Faik Abasıyanık’tan öyküleri Fransızca’ya çevirdi. Bu öyküler "Un Point Sur la Carte" (Haritada Bir Nokta) adıyla Hollanda’da yayınlandı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Odalar ve Sofalar (1933)

İNCELEME:
İstanbul’da Karagöz ve Karagöz’de İstanbul (1938)
Psikoloji ve Terbiye Bahisleri (1940)
Karagöz (1941-1961)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SAİT FAİK ABASIYANIK[/SIZE]
23 Kasım 1906’da Adapazarı’nda dünyaya geldi. İstanbul'da 11 Mayıs 1954’te sirozdan yaşamını yitirdi. İlköğrenimini Adapazarı Rehber-i Terakki Mektebi'nde yaptı. İki yıl Adapazarı İdadisi'nde öğrenim gördü. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ailesi İstanbul'a yerleşince İstanbul Sultanisi'ne girdi. Onuncu sınıfta bir öğretmene yapılan şaka yüzünden sınıfı dağıtılınca Bursa Erkek Lisesi’ne geçti, 1928'de buradan mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bir süre eğitim gördü. Ekonomi öğrenimi için İsviçre Lozan'a gitti. Kısa süre kaldı ve Fransa’ya geçti. 3 yıl Fransa’da Grenoble'da yaşadı. Eğitimini yarım bırakarak 1933'te İstanbul'a döndü. Kısa bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi’nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği yaptı. Babasının desteğiyle girdiği ticarette de başarılı olamadı. Daha sonra hiçbir işle uğraşmadı. Geçimini babasından kalan mirasla sürdürdü. Yaşamını Şişli’de Bulgar Çarşısı’ndaki apartman ve Burgaz Ada’daki köşklerinde annesiyle geçirdi.

Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi'ndeki öğrencilik günlerinde başladı. Öyküye Bursa'daki öğrencilik zamanında geçti. İlk öyküsü "Uçurtmalar" 9 Aralık 1929'da Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayınlandı. 1934-1940 arasında Varlık, Ağaç, Servet-i Fünun Uyanış, Ses, Yeni Ses, Yaprak, Yenilik gibi dergilerde yayınlanan öykülerinle tanınmaya başladı. Sait Faik ilk ürünlerini ortaya koyarken, Türk öykücülüğünde durum şöyleydi: Bir yanda Ömer Seyfettin'in "milli hikayecilik" etkisi sürüyordu. Refik Halit Karay'dan F. Celalettin'e uzanan gülmece ağırlıklı "fıkra-öyküler yönelimi" vardı. Sabri Ertem ve Sabahattin Ali ile yerine oturan "gerçekçi yönelim" ve Memduh Şevket Esendal'ın içten ve yalım anlatımı. Sait Faik bu ortamda ilk öyküleriyle gözlemci bir yazar olarak belirdi. Ama kısa sürede öyküyü olaydan sıyırmaya yöneldi. Bu yönelişinde onun gerçeği ya da durumu bir anlatıcıdan, kendi "ben"inden geçirme eğiliminin de büyük payı vardı. Bu, öykülerinde doğal bir öznelleşme süreci hazırladı. O "ben" evrensel bir insanlık duygusunun odağı olduğu için, insanlığın tüm çelişkilerini, bunalımlarını öyküsünün temeline yerleştirdi. Ona göre her şey insanı sevmekle başlar. İlk dönem ürünü öykü kitaplarında Adapazarı ile İstanbul'daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlattı.

Sonraki yapıtları giderek bir şiirsellikle doldu. "Lüzumsuz Adam", "Mahalle Kahvesi", "Havada Bulut" gibi eserlerinde esnaf, işsizler gibi dertli insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yöneldi. "Kumpanya" ile öykülerine giren karakterler arttı. Gezgin tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları, emekli miralay, Galata, Samatya, Yedikule'deki deri işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar, garsonlar. "Son Kuşlar"da bir tür düş kırıklığı hissedilir. Sait Faik, toplumsal düzenin çirkinlikleri, sahtelikler, adaletsizlikler karşısında direnen insanın yalnızlığını keşfeder. Sonraki kitaplarında bu karamsarlık artar. "Alemdağda Var Bir Yılan"la gerçeküstücülüğe yöneldi. Hikayedeki konu ve olay akışını iyice ortadan kaldırdı. Öykülemeyi ruhsal değişiklikler yoluyla yaptı. Gerçeküstücü öğelerle kişinin yalnızlığı ve bunun yarattığı acıları irdeledi. Öykü, roman ve şiirlerini yaşamın hakkını vermek için yazdı. Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevinci oldu. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıdır. O bu insanlarda evrensel insanı yakaladı. Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür. Doğa güzellikleri karşısında başı döner. Toplumsal sorunlar onu bireysel planda bir hayıflanmaya sürükler. Böyle anlarda karamsar bir tablo çizer. Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, yenilgi ve kaçış olur.

Ölümünden sonra Burgaz Ada’daki evi müze haline getirildi. Annesi "Sait Faik Hikaye Ödülü" oluşturdu. Çağdaş edebiyata katkılarından dolayı Amerika’daki Uluslararası Mark Twain Derneği’nin onur üyeliğine seçildi.

ESERLERİ

ÖYKÜ:
Semaver (1936)
Sarnıç (1939)
Şahmerdan (1940)
Lüzumsuz Adam (1948)
Mahalle Kahvesi (1950)
Havada Bulut (1951)
Kumpanya (1951)
Havuz Başı (1952)
Son Kuşlar (1952)
Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)
Az Şekerli (ölümünden sonra, 1954)
Tüneldeki Çocuk (1955)
Mahkeme Kapısı (Adliye röportajları) (1956)
Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977, derleyen Muzaffer Uyguner)
Açık Hava Oteli (1980, Konuşmalar-mektuplar derleyen Muzaffer Uyguner)
Müthiş Bir Tren (1981, deleyen Muzaffer Uyguner)

ŞİİR:
Şimdi Sevişme Vakti (1953)

ROMAN:
Medar-ı Maişet Motoru (1944, ikinci baskı 1952'de "Birtakım İnsanlar" adıyla)
Kayıp Aranıyor (1953)
Yaşamak Hırsı
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SALÂH BİRSEL[/SIZE]
1919'da Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. 1999 yılında İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ortaöğrenimini İzmir'de Saint Joseph Fransız Okulu ve İzmir Erkek Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 2 yıl sonra aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne geçti, 1948'de mezun oldu. 1943-1949 arasında İstanbul Nişantaşı Ortaokulu'nda Fransızca öğretmenliği, 1953-1956 arasında iş müfettişliği, 1956-1960 arasında Edebiyat Fakültesi Kütüphane Müdürlüğü, 1960-1973 arasında Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı yaptı. İlk şiirleri 1937'de "Gündüz" dergisinde yayınlandı. 1940-1950 arasında "İnkılapçı Gençlik", "Sokak", "İnsan", "Seçilmiş Hikayeler" gibi dergiler şiirlerine yer verdi. "Yenilik", "İnsan", "Sokak" ve "Nokta" dergilerinin yayını çalışmalarına katıldı. Şiirleri öncelikle zekaya, ince alaya dayanan yergi ağırlıklı şiirler. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak uzaktan izledi. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yerde bulundu. Asıl ününü 1970'lerde peş peşe yayınlanan "denemelerle" kazandı. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yarattı. "Salâh Bey Tarihi"ni oluşturan "Kahveler Kitabı", "Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu", "Boğaziçi Şıngır Mıngır", "Sergüzeşt-i Nono Bey", "Elmas Boğaziçi" ve "İstanbul-Paris" kitaplarında, geçmişin İstanbul kahvelerini, Beyoğlu ve Boğaziçi'nin sanat çevrelerini anlattı. 1990'larda büyük bir coşkuyla tekrar şiire döndü. İroni ve humor özellikleri taşıyan şiirleriyle modern şiirimizi tema ve dil bakımından demokratlaştırdı, geliştirdi.

ESERLERİ

ŞİİR:
Dünya İşleri (1947)
Hacivat’ın karısı (1955)
Ases (1960)
Kikirikname (1961)
Haydar Haydar (1972)
Köçekçeler (1981)
Bütün Şiirleri (1986)
Varduman (1993)
Yalelli (1994)
İnce Donanma (1995)
Rumba da Rumba (1995)
Yaşama Sevinci (1995)
Çarleston (1995)
Baş ve Ayak (1997)
Sevdim Seni Ey İnsan (1997)

DENEME, ELEŞTİRİ, GÜNLÜK:
Şiirin İlkeleri (1952)
Günlük (1955)
Sev Beni Sev (1957)
Kendimle Konuşmalar (1969)
Şiir ve Cinayet (1975)
Kahveler Kitabı (1975)
A Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976)
Kuşları Örtünmek (1976)
Kurutulmuş Felsefe Bahçesi (1979)
Boğaziçi Şıngır Mıngır (1980)
Halley Kimi Kurtarır (1981)
Paf ve Puf (1981)
Hacivat Günlüğü (1982)
Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi (1982)
Amerikalı Tolstoy (1983)
İstanbul-Paris (1983)
Bir Zavallı Sarı At (1985)
Yapıştırma Bıyık (1985)
Şişedeki Zenci (1986)
Asansör (1987)
Kediler (1988)
Aynalar Günlüğü (1988)
Seyirci Sahneye Çıkıyor (1989)
Bay Sessizlik (1990)
Nezleli Karga (1991)
Yaşlılık Günlüğü (1992)
Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde (1993)
Gece Mavisi (1994)
Papağanname (1995)
Yanlış Parmak (1996)

ROMAN:
Dört Köşeli İnsan (1961)

İNCELEME:
Fransız Resminde İzlenimcilik (1967)
Goethe (1972)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SAMİM KOCAGÖZ[/SIZE]
13 Şubat 1916'da Aydın'ın Söke ilçesinde doğdu. 5 Eylül 1993'te İzmir'de yaşamını yitirdi. 1942'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 1942-1945 arasında Lozan Ünivesitesi'nde sanat tarihi eğitimi aldı. Türkiye'ye döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret Okulu'nda edebiyat, Devlet Konservatuvarı'nda sanat tarihi dersleri verdi. Söke'de çiftçilikle uğraştı. 1950'den sonra İzmir'e yerleşti. İlk romanı İkinci Dünya 1938'de yayınlandı. Servet-i Fünun Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler, Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir gazetesinde yayınlanan öyküleriyle ünlendi. 1950'de Yeni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribune gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikaye Yarışması'nda "Sam Amca" öyküsüyle birincilik kazandı. Güçlü gözlemlerine dayanarak köy ve kasaba insanlarının sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını yalın bir dil ve gerçekçi tutumla yansıttı. Ölümünden sonra adına bir öykü ödülü kondu.

ESERLERİ

ROMAN:
İkinci Dünya (1938)
Bir Şehri İki Kapısı (1948)
Yılan Hikayesi (1954)
Onbinlerin Dönüşü (1957)
Kalpaklılar (1962)
Doludizgin (1963)
Bir Karış Toprak (1964)
Bir Çift Öküz (1970)
İzmir'in İçinde (1973)
Tartışma (1974)
Eski Toprak (1988)

ÖYKÜ:
Telli Kavak (1941)
Sığınak (1946)
Cihan Şoförü (1954)
Ahmet'in Kuzuları (1958)
Yolun Üstündeki Kaya (1964)
Yağmurdaki Kız (1967)
Alandaki Delikanlı (1978)

DENEME:
Roman ve Yazarlık Onuru (1983)

ÖDÜLLERİ:

1968 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü Yağmurdaki Kız ile
1978 Lions Hikaye Ödülü Alandaki Delikanlı ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SAMİPAŞAZADE SEZAİ[/SIZE]
1860’ta İstanbul’da doğdu. 26 Nisan 1936’da İstanbul’da yaşamını yitirdi. "Sergüzeşt" romanının yazarı. Babası Abdurrahman Sami Paşa'nın konağında özel öğrenim gördü. 1880’de ağabeyi Suphi Paşa'nın başında olduğu Evkaf Nezareti Mektub-i Kalemi'ne memur olarak girdi. Ertesi yıl Londra elçiliği ikinci katipliğine atandı. İngiltere’de kaldığı 4 yıl boyunca İngiliz ve Fransız edebiyatlarını inceledi. Elçilikteki görevinden İstifa edip İstanbul’a döndü. İstişare Odasına memur oldu. İlk romanı "Sergüzeşt" yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek 1901'de Paris’e gitti Jön Türkler'e katıldı. Meşrutiyet’in ilanına kadar Paris'te kaldı. İttihat ve Terakki'nin Paris merkezinde görev yaptı. Örgütün yayın organı olan "Şura-yı Ümmet" gazetesinde 2'nci Abdülhamit'in baskıcı rejimini eleştiren yazılar yazdı. 1908’de 2'nci Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul’a döndü. 1909'da Madrid Büyükelçiliği'ne atandı. Birinci Dünya Savaşı başlayınca Madrit’ten İsviçre’ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı. 1921’de emekliye ayrıldı ve İstanbul’a döndü. Yaşamının son yıllarında kendisine, Büyük Millet Meclisi kararıyla "Hidamat-ı vataniyye tertibinden" maaş bağlandı. Divan edebiyatına karşı çıkan Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarların etkisiyle Batı edebiyatına yöneldi. Alphonse Daudet'den esinlenerek yazdığı kısa öykülerle Batılı anlamda ilk gerçekçi ürünleri verdi. 1874'te "Kamer" gazetesinde yayınlanan söylev türündeki ilk yazılarıyla adını duyurdu. İlk kitabı 3 perdelik tiyatro oyunu "Şir" 1879'da basıldı. İlk romanı olan ve kendisine büyük ün sağlayan "Sergüzeşt" Türk edebiyatında romantizmden gerçekçiliğe geçişin başarılı örneklerinden biri sayılır. Bu romanda bir paşazade ile bir cariyenin aşk öyküsü anlatılıır.

ESERLERİ

ROMAN:
Sergüzeşt (1889)

ÖYKÜ:
Küçük Şeyler (1892)

OYUN:
Şir (arslan, 1879)

SOHBET-ELEŞTİRİ-ANI:
Rumuzu’l- Edeb (1900)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SELİM İLERİ[/SIZE]
30 Nisan 1949'da İstanbul'da doğdu. 1968'de Atatürk Lisesi'ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Öğrenimini yarıda bırakarak kendini tümüyle yazmaya verdi. İlk yazısı 1967'de Yeni Ufuklar dergisinde yayınlandı. Papirüs, Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Türk Dili, Türkiye Defteri, Milliyet Sanat, Gösteri gibi dergilerde yayınlanan yazılarıyla ünlendi. 1979'da Dünya gazetesinin sanat sayfasını yönetti. 1968'de yayınlanan ilk öykü kitabı "Cumartesi Yalnızlığı"nda sınırlı ilişkiler içinde sıkışan insaların yaşamlarını anlattı. "Pastırma Yazı" ve "Bir Denizin Eteklerinde" öykü kitaplarında uyarlı gençlerin tutkularını, sıkıntılı ilişkilerini, orta tabakadan insanların acılarını, yalnızlıklarını, kurtuluş arayışlarını anlattı. 1973'ten sonra romana yöneldi. "Her Gece Bodrum" romanıyla büyük başarı kazandı. İç konuşma tekniğini kullandığı bu romanda, toplumsal kargaşa içinde bunalıma düşen aydınların arayışlarını ve çıkmazlarını ele aldı. Roman ve öykülerinin yanısıra senaryolar, denemeler ve edebiyatla ilgili incelemeler de yazdı.

ESERLERİ

ÖYKÜ:
Cumartesi Yalnızlığı (1968)
Pastırma Yazı (1971)
Dostlukların Son Günü (1975)
Bir Denizin Eteklerinde (1980)
Eski Defterde Solmuş Çiçekler (1982)
Son Yaz Akşamı (1983)

ROMAN:
Destan Gönüller (1973)
Her Gece Bodrum (1976)
Ölüm İlişkileri (1979)
Cehennem Kraliçesi (1980)
Bir Akşam Alacası (1980)
Yaşarken ve Ölürken (1981)
Ölünceye Kadar Seninim (1983)
Yalancı Şafak (1984)
Saz Caz Düğün Varyete (1985)
Hayal ve Istırap (1986)

DENEME-İNCELEME:
Çağdaşlık Sorunu (1978)
Aşk-ı Memnu ya da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri (1981)
Düşünce ve Duyarlık (1982)
Kamelyasız Kadınlar (1983)

ANI:
Annem İçin (1983)
Hatırlıyorum (1984)
Seni Çok Özledim (1986)

ŞİİR:
Ay Işığı (1986)

SENARYO:
Kırık Bir Aşk Hikayesi (1982)

ÖDÜLLERİ:

1976 Sait Faik Hikaye Armağanı Dostlukların Son Günü ile
1977 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü Her Gece Bodrum ile
1982 SİYAD En İyi Senaryo Ödülü Kırık Bir Aşk Hikayesi ile

__________________
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SEVGİ SOYSAL[/SIZE]
30 Eylül 1936'da İstanbul'da doğdu. 22 Kasım 1976'da İstanbul'da yaşamını yitirdi. Ankara Kız Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nü bitirdi. 1957-1958'de Almanya'nın Gottingen Üniversitesi'nde arkeoloji ve tiyatro bölümlerinde öğrenim gördü. 1965-1971 arasında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nda (TRT) program uzmanı olarak çalıştı. 1972'de siyasal nedenlerle tutuklandı, bir yıl hapse mahkum edildi. Cezaevinden sonra Adana'da iki buçuk ay sürgünde kaldı. 1956'da Özdemir Nutku ile, 1965'te Başar Sabuncu ile evlendi. Üçüncü eşi Mümtaz Soysal ile cevaevinde iken tanışıp evlendi. Bazı yazıları "Nutku" ve "Sabuncu" soyadlarıyla yayınlandı. 1961’de Ankara Meydan Sahnesi’nde Haldun Dormen’in yönettiği "Zafer Madalyası" adlı oyunda tek kadın rolünü oynadı. Edebiyata öykü ile başladı. İlk öykü ve yazıları 1960-1964 arasında Dost, Yelken, Ataç, Yeditepe, Değişim dergilerinde yayınlandı. İlk dönem eserlerinde bireyin ruhsal durumlarını işledi. 1965-1969 arasında özellikle Papirüs ve Yeni Dergi'de yayınlanan öyküleriyle yeni bir tarza yöneldi. Kadın-erkek ilişkilerini, kadın sorununu, ağırlıklı olarak da 1960 sonrasında yaşanan sosyal ve siyasal olayları ele aldı. Gerçekçi toplumcu öykü ve romanlar yazdı. Öykü ve romanlarının yanısıra röportajlar, çeviriler yaptı. Yeni Ortam ve Politika gazetelerinde günlük köşe yazıları yazdı.

ESERLERİ

ROMAN:
Yürümek (1970)
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti (1973)
Şafak (1975)
Hoş Geldin Ölüm (1980, ölümünden sonra)
Bütün Eserleri (8 cilt, 1986)

ÖYKÜ:
Tutkulu Perçem (1962)
Tante Rosa (1968)
Barış Adlı Çocuk (1976)

ANI:
Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu (1976)

DENEME:
Bakmak (1977)

ÖDÜLLERİ:

1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü Yürümek ile
1974 Orhan Kemal Roman Armağanı Yenişehir'de Bir Öğle Vakti il
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SEZAİ KARAKOÇ[/SIZE]
1933'te Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. Parasız yatılı okuduğu Gaziantep Lisesi'ni 1950'de bitirdi. 1955'te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nden mezun oldu. 1956-1965 arasında Maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerinde çalıştı. Temmuz 1965'te memurluktan ayrıldı. Gazetecilik ve yayıncılık işlerine girişti. "Diriliş" dergisini aylık, haftalık bazen haftada iki kez yayınladı. 1971'den sonra kısa bir süre için Gelirler Genel Müdürlüğü'nde gelirler kontrolörlüğü yaptı. 1974 sonrası yeniden devlet memurluğu görevinden ayrılarak gazetecilik ve yayıncılığa başladı. Yeni İstiklar, Yeni İstanbul, Babıali'de Sabah, Milli Gazete'de yazılar yazdı. İlk şiiri 1951'de "Hisar" dergisinde çıktı. Üniversite yıllarında 1955'te "Şiir Sanatı" dergisini çıkardı. Mülkiye, Yenilik, XX. Asır, İstanbul, Şiir Sanatı dergilerindeki şiirleriyle tanındı. Başlangıçta Pazar Postası'nda İkinci Yeni akımı doğrultusunda şiirler yazdı. Daha sonraki yıllarda tümüyle kendi şiirine yöneldi. Yeni biçim araştırmalarına, değişik imgelerle kendine özgü, mistik ve İslami içeriğe yer veren eserleriyle kuşağının en iyi şairleri arasına girdi. Gazete yazılarında ise İslam toplumlarının çağdaş dünyadaki konumlarını ele aldı. Eski Türk uygarlıklarına ilişkin değerlerle, çağdaş bir kişilik oluşturma düşüncelerini işledi.

ESERLERİ

ŞİİR:
Körfez (1959)
Şahdamar (1962)
Hızırla Kırk Saat (1967)
Sesler (1968)
Taha’nın Kitabı (1968)
Kıyamet Aşısı (1968)
Gül Muştusu (1969)
Zamana Adanmış Sözler (1970)
Şiirler (1975)
Ayinler (1977)
Leyla ile Mecnun (1981)
Ateş Dansı (1987)
Alınyazısı Saati (1989)

DENEME-İNCELEME:
Yunus Emre (1965)
Yazılar (1967)
İslamın Dirilişi (1967)
İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü (1967)
Mehmet Akif (1968)
Mağara ve Işık (1969)
Edebiyat Yazıları 1 (1982)
Edebiyat Yazıları 2 (1986)

ÖDÜLLERİ

1968 Milli Türk Talebe Birliği Milli Hizmet Madalyası
1970 Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalya Ödülü
1982 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü
1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü
1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SUAT DERVİŞ[/SIZE]
1905'te İstanbul'da doğdu. 23 Temmuz 1972'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Saadet Baraner. Tıp profesörlerinden İsmail Derviş Bey'in kızı. Yazar Reşat Fuat Baraner'in eşi. Özel eğitim gördü. Bir süre Almanya'da Berlin Konservatuvarı ve Edebiyat Fakültesi'nde okudu. 1932'de Türkiye'ye döndükten sonra Son Posta, Vatan, Cumhuriyet, Gece Postası gibi gazetelerde röpotajları ve romanları yayınlandı. Reşat Fuat Baraner ile birlikte Türkiye'de toplumsal gerçekçi akımın ilk yayın organlarından sayılan "Yeni Edebiyat Dergisi'ni 15 Ekim 1940-15 Kasım 1941 arasında yayınladı. Bu dergide kısa öyküler, fıkra ve eleştiriler yazdı. 1944 tutuklamaları sırasında eşi Reşat Fuat Baraner'i sakladığı ve yasadışı Türkiye Komünist Partisi'ne katıldığı gerekçesiyle yargılandı, bir yıl hapse mahkum oldu. Paris'e gitti. 1953-1963 yılları arasında Fransa'da kaldı. 1963'te Türkiye'ye döndükten sonra romanlarının yazımı ve yayınıyla uğraştı, Devrimci Kadınlar Birliği'nin kuruluşunda görev aldı. Edebiyata şiirle girdi. Gerçekçi ve toplumsal edebiyatın yerleşip gelişmesine öncülük eden yazarlardan biri olarak ünlendi.

ESERLERİ

ROMAN:
Kara Kitap (1921)
Ne Bir Ses Ne Bir Nefes (1923)
Hiçbiri (1923)
Ahmed Ferdi (1923)
Behire'nin Talibleri (1923)
Fatma'nın Günahı (1924)
Ben mi (1924)
Buhran Gecesi (1924)
Gönül Gibi (1928)
Emine (1931)
Hiç (1939)
Çılgın Gibi (1934)
Fosforlu Cevriye (1968)
Ankara Mahpusu (1968, ilk olarak 1957'de Paris'te Fransızca)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SUAT TAŞER[/SIZE]
1919’da İstanbul’da doğdu, 17 Kasım 1982’de İzmir’de yaşamını yitirdi. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Yüksek Devresi’ni bitirdi. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuk, Ankara Radyosu’nda spikerlik yaptı. Ege Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı, İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü yaptı. Bu görevi sırasında konser, film gösterisi, edebiyat toplantısı, açıkoturum gibi etkinliklerle Devlet Tiyatrosu'nu bir kültür ve sanat merkezi haline getirdi. İlk şiirleri 1938’de Servetifünun-Uyanış dergisinde çıktı. Adımlar, Ataç, Dost, Kaynak, Pınar, Yeditepe, Yürüyüş, Varlık gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. Yeryüzü dergisinde yayınlanan "Önce-Sonra" şiiri nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesine aykırı davranmaktan yargılandı ve aklandı. 1950'den sonra tiyatro incelemeleri ve eleştirileri de yazdı. Stanislavski'nin "Bir Aktör Hazırlanıyor" ve "Bir Karakter Yaratmak" eserlerini Türkçe'ye çevirdi. 1940 kuşağının toplumcu şairleri arasında yer aldı. İlk dönem yüksek sesli, söylevci tarzda şiirler yazdı. Zamanla toplumsal konulardan bireysel duygulara yöneldi. Humor ve sevgi öğelerinden yararlandı. Günlük dil ve kimi zaman argo kullanarak mizahi şiirler de yazdı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Bir (1942)
1943 (1943, Fethi Giray’la birlikte)
Hürriyet (1945, Ömer Faruk Toprak’la birlikte)
Merhaba (1952)
Haraç Mezat (1954)
İkinci Kurtuluş (1960)
Hayret Bey’in Serüveni (1968)
Evrende Ellerimiz (1968)

OYUN:
Aşk ve Barış (1961)
Deli Dumrul (1962)

İNCELEME:
Üç Duvarlı Dünya (1951)
Tiyatro Meseleleri (1953)
Bir Dünya ki (1956)
Konuşma Eğitimi (1978, 1987)

ÖDÜLLERİ: 1982 YAZKO Çeviri Ödülü, Stanislavski'den "Bir Karakter Yaratmak" çevirisi ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SUNAY AKIN[/SIZE]
1962’de Trabzon’da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik-Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu. İlk şiirleri 1984’te dergilerde yayınlandı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989’da Yeni Yaprak, 1990’da Olmaz adlı şiir dergilerini çıkardı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Müjdat Gezen Sanat Okulu'nda dersler veriyor. Televizyon programları hazırlıyor, gazetelerde yazılar yazıyor. Buluşlara dayanan, genellikle kısa şiirlerinde Orhan Veli'nin günümüzdeki sürdürücüsü. Yumuşak, lirik bir ses tonuyla günlük yaşamdan ilginç ayrıntılar, şaşırtıcı karşılaştırmalar veriyor. Yapılarını, günlük dildeki kullanımlarını bozmadığı sözcüklerle bir düşünce cambazı gibi oynuyor. Son yıllarda şiirden çok düzyazıya yönelmiş durumda. Yakın tarihteki bazı önemli ve özel olayların araştırılmasına yönelik araştırma, çalışma ve kitaplarıyla da ilgi çekiyor. Bu yönüyle edebiyatımızda yeni bir "Salâh Birsel" izlenimi yansıtıyor.

ESERLERİ

ŞİİR:
Makiler (1989)
Antikacılar (1991)
Kaza Süsü (1993)
62 Tavşanı (1998)

DÜZYAZI:
İstanbul'un Nazım Planı
Ayçöreği ve Denizyıldızı
İstanbul'da Bir Zürafa
Önce Çocuklar ve Kadınlar
Kız Kulesi'ndeki Kızılderili
Onlar Hep Oradaydı

ÖDÜLLERİ

1997 Halil Kocagöz Şiir Ödülü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla
1990 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü Makiler ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SUNULLAH ARISOY[/SIZE]
1925 yılında İstanbul Şile’de doğdu, 1988’de yaşamını yitirdi. Bir süre İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde öğrenim gördü. Eğitimini yarıda bıraktı. Memurluk yaptı. Ankara'da bir bankada, Bilgi Yayınevi ile Türk Tarih Kurumu Basımevi'nde çalıştı. Varlık dergisinde 1950’li yılların sonunda yayınlanan şiirleriyle adını duyurdu. Önce Garip akımı ve İkinci Yeni etkisinde şiirler yazdı. Şiirlerinde halk şiiri özelliklerinden ve temalarından da yararlandı. 1960 sonrası kısa kurgulu, karamsar içerikli toplumsal gerçekçi çizgide bir şiire yöneldi. Biçim arayışlarına girdi, divan edebiyatına özgü gazel tarzında şiirler denedi. Son döneminde Özdemir Asaf'ta olduğu gibi kısa, zekice söylenmiş, keskin sözcüklerle özlü anlatıma dayalı şiirler yazdı. Roman ve uzun anlatı türünde eserleriyle, şiir ve mizah antolojileri de var.

ESERLERİ

ŞİİR:
Garipler Treni (194)
Muhteşem Kavga (1951)
Mustafa Kemal Türküsü (1953)
Yaban Mavisi (1956)
Dışa Vuran Karanlık (1961)
Yanlış Yaşadık (1970)
Sabrın Gülü (1980)

ROMAN:
Karapürçek (1958)

ÖYKÜ:
Tedirginin Biri (1962)

ANTOLOJİ:
Yeni Türk Şiiri: Deste (1951)
Türk Hiciv ve Mizah Antolojisi (1967)
Türk Halk Şiiri Antolojisi
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]SÜREYYA BERFE[/SIZE]
1943'te İstanbul’da doğdu. Asım ismi Süreyya Kanıpak. 1960'ta Çanakkale Lisesi’ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü. İstanbul'da yayınevlerinde, reklam şirkelerinde çalıştı. Halen metin yazarlığı yapıyor. İlk şiiri Düzlem Dergisi’nde 1963 yılında yayınlandı. 1966'dan başlayarak Papirüs, Şiir Sanatı, Soyut gibi dergilerdeki şiirleriyle tanındı. Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nun açtığı yarışmada "Kasaba" adlı şiiri birincilik kazanınca ünlendi. İkinci Yeni akımı etkileriyle şiir yazarken, toplumsal olayların yoğunluk kazanması ve Nâzım Hikmet'in eserlerinin üst üste yayınlanması nedeniyle yön değiştirdi. 1960 kuşağı olarak anılan İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Egemen Berköz gibi şairler arasında yer aldı. Ama çok kökenli şiir duyarlılığıyla siyaseti ve ideolojiyi dolaysız biçimde üstlenmedi. Anadolu'yu bütün karmaşası ile tanıtma özlemiyle ve Türk şiirinin eski kaynaklarını değerlendiren birikimiyle dikkat çekti. Eserlerinde tutarlı bir çağrışım zinciri, tutarlı bir görüntü sevgisi ve her şeye bakmak isteyen bir derviş tarzı sezilir.

ESERLERİ

ŞİİR:
Gün Ola (1969)
Savrulan (1971)
Hayat İle Şiir (1980)
Ufkun Dışında (toplu şiirler, 1983)
Şiir Çalışmaları (1992)
Ruhumun (1998)
Kalfa (1999)
Seçme Şiirler (2001)
Nâbiga (2001)
Seni Seviyorum (2002)

ÇOCUK KİTABI:
İlkokullar İçin Matematik (1976)
Çocukça (Çocuk kitabı) 1982
Eksik Alfabe (2003)

ÖDÜLLERİ

1966 TMTFK Kültür Yarışması Kasaba şiiri ile birincilik
1992 Cemal Süreya Şiir Ödülü Şiir Çalışmaları ile
2002 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
2002 Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]ŞAİR EŞREF[/SIZE]
1847'de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'da aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehmet Eşref. Usulizade Hafız Mustafa Efendi'nin oğlu. İlköğrenimini Gelenbe'de tamamladı. Manisa'da Hatuniye Medresesi'nde Arapça ve Farsça dersleri aldı. Özel öğretmenlerden matematik, tarih öğrendi. 1870'te Manisa Vilayeti Tahrirat Kalemi'nde memur olarak göreve başladı. Turgutlu, Akhisar ve Alaşehir'de mal müdürlüğü yaptı. Fatsa kaymakamlığına atandı. Birçok ilçede kaymakam olarak çalıştıktan sonra Gördes kaymakamlığı görevine getirildi. Burada gördüğü yolsuzlukları şiirleriyle hicvedince bir yıl hapse mahkum edildi. Cezasının ardından İzmir'de gözetimde tutuldu. 1903'te Mısır'a kaçtı. Bir süre Fransa, İsviçre ve Kıbrıs'ta yaşadı. Tekrar Mısır'a döndü, Curcuna isimli mizah dergisinde yazılar yazdı. 2. Meşrutiyet ilan edildikten sonra İstanbul'a geldi. Eşref ve Musavver Eşref isimli mizah dergilerinde başyazarlık yaptı. Adana vali yardımcılığı görevindeyken emekliye ayrılıp Kırkağaç'a yerleşti. Yaşamının kalan bölümünü burada geçirdi. Türk edebiyatının hiciv ustasıdır. Tanık olduğu yolsuzlukların üzerine çekinmeden gitti. Hicviyelerini daha çok gazel, kaside, muhammes ve özellikle kıtalar biçiminde yazdı.


ESERLERİ:

Deccal (2 cilt, 1904-1907
İstimdad (1905)
Şah ve Padişah (1906)
Hasbihal yahut Eşref ve Kemal (1908)
İran'da Yangın Var (1908)
Şair Eşref Külliyatı (Ölümünden sonra, 1928)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]ŞEMSEDDİN SAMİ[/SIZE]
1850'de bugünkü Yunanistan sınırları içinde kalan Yanya'da (İoannina) doğdu. 18 Haziran 1904'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. İlk Türk romanı olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat ile ilk Türkçe sözlük Kamus-ı Türki'nin yazarı, önemli dil bilgini. Tımar sahibi Fraşerî ailesinden Halil Bey’in oğlu. Ortaöğrenimini Yanya'daki bir Rum lisesinde tamamladı. eski Yunanca, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. Bir süre Yanya'da Mektubi Kalemi'nde çalıştı. 1871'da İstanbul'a geldi. Matbuat Kalemi'nde memur olarak göreve başladı. Memurluk yaparken bir yandan da Sirac ve Hadika gazetelerinde çalıştı. 1974'te Trablusgarp'a gitti. Vilayet gazetesini yönetti. Ardından İstanbul'a döndü. 1876'da yayınlanmaya başlanan Sabah gazetesinin başyazarı oldu. Tercüman-ı Şark gazetesinde de çalıştı. Bu gazetenin kapanmasından sonra Aile (1880) ve Hafta (1981-1982) dergilerinde yazılar yazdı. 1893'te sarayda kurulan Teftiş'i Askeri Komisyonu'nun başkatipliğine getirildi. 1896'dan sonra 2. Abdülhamid tarafından Erenköy'deki evinde ikamete mahkum edildi. Yaşamının son yıllarını araştırarak, yazarak geçirdi. Tüm yaşamını Türkçe'ye adadı. Dilin sorunlarını inceledi, Türkçe'nin yabancı sözcük ve kurallardan arındırılmasına çalıştı. En önemli çalışmalarını dil konusunda yaptı. Türkçe'ye Osmanlıca denilmesine karşı çıktı. Ona göre Türkçe konuşan kavmin adı Türk'tür. Arapça ve Farsça sözcükler yüzyıllarca kullanılmalarına rağmen Türkçe'yle kaynaşmamış, yabancı kalmışlardır. Doğu Türkçesi, söyleyiş kabalığına karşın sözcük dağarcığı bakımından Batı Türkçesi'nden zengindir. Bu nedenle Batı Türkçesi'ne tercih edilmelidir. Türkçe'yi zengileştirmenin yolu yabancı sözcükler yerine Doğu Türkçesi'ndeki sözcüklerin kullanımının artırılmasıdır. Şemseddin Sami, Osmanlıca'daki sözcüklerin yüzde 80'inin konuşma dilinde kullanılmadığını, Tanzimat edebiyatının Osmanlı ve Osmanlıca etkisinden uzaklaşmaya çalışmasına rağmen, sözcük kaynağı konusunda sıkıntı çektiğini savunur. Türkçe konusunda çalışmalarının yanında tarih ve coğrafya ile ilgili araştırmalar da yaptı.


ESERLERİ:

ROMAN:
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (1872)

OYUN:
Besa yahut Ahde Vefa (1875)
Gâve (1876)

DİL KİTAPLARI:
Kamus-ı Türki (2 cilt, 1899-1900, tıpkıbasımları 1978, 1989)
Kamus-ı Fransevi (1882-1905, Fransızca'dan Türkçe'ye sözlük)
Kamus-ı Fransevi (1885, Türkçe'den, Fransızca'ya sözlük)
Küçük Kamus-ı Fransevi (1886, Fransızca'dan Türkçe'ye sözlük)
Usul-i Tenkit ve Tertib (1886)
Nev'usul Sarf-ı Türki ((1891)
Kamus'ül Âlam (6 cilt, 1889-1898, tarih ve coğrafya ansiklopedisi)

Ayrıca "Cep Kitapları" adıyla çeşitli konularda küçük öğrenci kitapları yayınladı.
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]ŞİNASİ[/SIZE]
5 Ağustos 1826’da İstanbul’da doğdu. 13 Eylül 1871’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi İbrahim Şinasi. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829’da Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehit oldu. Annesi onu yakınlarının desteğiyle büyüttü. İlköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebi’nde ve Feyziye Okulu’nda tamamladı. Müşiriyeti Mektubî Kalemi’ne katip adayı olarak girdi. Arapça ve Farsça, Fransızca öğrendi. 1849’da bilgisini artırması için devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. Doğu kültürleri araştırmacısı De Sacy ailesi ile dostluk kurdu, Ernest Renan’la tanıştı, Lamartine’in toplantılarını izledi. Yine doğu kültürleri araştırmacısı Pavet de Courteille’nin çalışmalarına yardım etti. Dilbilimci Littré ile tanıştı. 1851’de Société Asiatique’e üye seçildi. 1854’te İstanbul’a döndü. Bir süre Tophane Kalemi’nde çalıştı. Meclis-i Maarif üyeliğine atandı. Encümen-i Daniş’te (ilimler akademisi) görev yaptı. Koruyucusu sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın görevinden ayrılması üzerine sakalını kestiği için üyelikten çıkarıldı. Reşit Paşa 1857’de yeniden sadrazam olunca, eski görevine döndü.

Tercüman-ı Ahval ve Tesvir-i Efkar

1860’da Ağah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl gazetesini çıkardı. 1862'de de Tasvir-i Efkar gazetesini çıkardı. Devlet işlerini eleştirdiği ve Sultan Abdülaziz’e karşı girişilen eylemleri desteklediği gerekçesiyle 1863’teki Meclis-i Maarif’teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal’e bırakarak, 1865’te Fransa’ya gitti. Orada sözcük çalışmalarına yöneldi. Yaklaşık 5 yıl Ulusal Kitaplık'ta araştırma yaptı. Tamamlayamadığı kapsamlı bir Türkçe sözlük üzerinde çalıştı. 1867’de İstanbul’a döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Paris’e gitti. 1869’da tekrar İstanbul’a dönünce bir matbaa açtı, eserlerinin basımıyla uğraşmaya başladı. 13 Eylül 1871’de beyin tümöründen yaşamını yitirdi. Tanzimat'la başlayan Batılılaşma hareketlerine öncülük ederek, dil, edebiyat ve düşünce yaşamının gelişmesine katkıda bulundu. Fransız şairlerinden çeviriler yaptı. Eski nazım biçimleriyle yazdığı şiirlerde yeni düşünceleri dile getirdi. Öz ve biçim yönünden tümüyle yeni şiirler de yarattı. 1860'da yazdığı tek perdelik "Şair Evlenmesi" adlı komedi, Batılı anlamdaki ilk Türkçe oyundur. Anlatımdaki yeniliklerin yanısıra tema bakımından da Türk tiyatro edebiyatının öncüsüdür. Ama asıl önemli çalışmalarını gazetecilik alanında yaptı. Batılılaşmayı savunan "Tasvir-i Efkar", bir düşünce gazetesi kimliğiyle Türk basın tarihinde önemli bir aşamadır. Dildeki yalınlaşma çabasını edebiyat ve tiyatro alanlarındaki eserleriyle destekledi.

ESERLERİ

Tercüme-i Manzume
Şair Evlenmesi
Müntehabat-ı Eşhar (1862, Divan-ı Şinasi adıyla da bilinir, şiirlerinden seçmeler)
Durub-u Emsal-i Osmaniye (1863, atasözleri derlemesi)
Müntahabat-ı Tasvir-i Efkar (18623, 1885. Ebüzziya Tevfik tarafından düzenlenen seçme makaleler)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]ŞÜKÛFE NİHAL BAŞAR[/SIZE]
1896'da İstanbul'da doğdu. Eğitimine özel hocalardan ders alarak başladı. İstanbul Darülfünun'u Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Uzun süre İstanbul Kız Lisesi'nde coğrafya ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Başlangıçta Tevfik Fikret’in etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmaya başladı. Devrinin tüm şairleri gibi Edebiyat-ı Cedide, Fecri Ati ve Milli edebiyat akımı arasında sıkıştı kaldı. Güneş, Varlık, Aydabir, Çınaraltı, Şadırvan gibi dergilerde yayınlanan ve çoğu hece vezniyle yazılmış şiirlerinde lirizm ve kadınsı bir içtenlik dikkat çeker. Milli uyanış hareketi içinde de yer aldı, Fatih mitinginde etkileyici bir konuşma yaptı. Türk Kadınlar Birliği’nin kurucuları arasındadır.


ESERLERİ:

ŞİİR:
Yıldızlar ve Gölgeler (aruz'la yazılmış şiirler 1919)
Hazan Rüzgarları (1927)
Gayya (1930)
Yakut Kayalar (1931)
Su (1933)
Sıla Yolları (1935)
Sabah Kuşları (1943)
Yerden Göğe (1960)
Şükufe Nihal / Şiirler (1975, ölümünden sonra toplu şiirler)

ROMAN:
Renksiz Istırap (1928)
Yakut Kayalar (1931)
Çöl Güneşi (1933)
Yalnız Dönüyorum (1938)
Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946)
Çölde Sabah Oluyor (1951)

ÖYKÜ:
Tevekkülün Cezası (1928)

GEZİ NOTLARI:
Finlandiya (1935)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]ŞÜKRAN KURDAKUL[/SIZE]
1927 yılında İstanbul’da doğdu. İzmir Karşıyaka Lisesi’nde öğrenim görürken komünizm propagandası suçlamasıyla tutuklandı. Okuldan çıkarıldı. İzmir Belediyesi’nde memur olarak çalıştı. İstanbul’a taşındı. Banka memurluğu yaparken yine komünizm propagandası suçlamasıyla tutuklandı. Serbest kaldıktan sonra bir süre gazete ve dergilerde düzeltmenlik yaptı. Yelken dergisini yönetti. Ataç ve Eylem dergilerini çıkardı. Ataç Yayınevi’ni kurdu ve yönetti. Türkiye Yazarlar Sendikası yönetim kurulu üyeliği yaptı. İşçi Partisi’nde Balıkesir İl Başkanı olarak görev aldı. Toplumcu şiirlerinin yanısıra öykü, inceleme ve araştırmalarıyla da tanınıyor.

ESERLERİ

ŞİİR:
Tomurcuk (1943)
Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri (1944)
Giderayak (1956)
Nice Kaygılardan Sonra (1963)
İzmir’in İçinde Amerikan Neferi (1965)
Halk Orduları (1969)
Acılar Dönemi (1977)
Bir Yürekten Bir Yaşamdan (1982)
Ökselerin Yöresinde (1984)
Ölümsüzlerle (1985)
İhtiyar Yüzyıla (1997)

ÖYKÜ:
Tanığın Biri (1970)
Beyaz Yakalılar (1972)
Onların Çocukları (1975)

OYUN:
Zindandaki Şair (1991)

İNCELEME-ARAŞTIRMA:
Sosyalist Açıdan Türk-İş Yargılanıyor (1966)
Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (1971)
Çağdaş Türk Edebiyatı Meşrutiyet Dönemi (1976)
Namık Kemal (1977)
Çağdaş Türk Edebiyatı Cumhuriyet Dönemi (1987)
Şairce Düşünmek (1990)

ÖDÜLLERİ:

1982 Nevzat Üstün Şiir Ödülü, Bir Yürekten Bir Yaşamdan ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]TAHİR ALANGU[/SIZE]
1915'te İstanbul'da doğdu. 19 Haziran 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. 1938'de Kabataş Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1943'te mezun oldu. Birçok lisede, köy enstitüsünde ve yüksekokulda öğretmenlik yaptı. Galatasaray Lisesi'nde edebiyat öğretmeni oldu. Boğaziçi Üniversitesi'nde halkbilim dersleri verdi. Şiirleri, eleştirileri, edebiyat, tarih ve halkbilim üzerine yazıları öğrencilik yıllarından başlayarak Yurt, Tarihten Sesler, Yeni Türk, Değirmen, Gündüz, Yeni Yurt, Yenilik, Yeditepe, Türk Dili, Dost ve Kim gibi dergilerde yayınlandı. 1960-1969 arasında Varlık dergisinde roman ve öykü değerlendirmeleri yazdı, Varlık Yıllığı'nın hazırlanmasına katkıda bulundu. Vatan ve Cumhuriyet gazetelerinde de yazdı. Ömer Seyfettin'in bütün eserlerini baskıya hazırladı. Asıl katkısını halkbilim dalında yaptı. Masallar, gölge oyunları, destanlar, göçmen folkloru ve bunlarla ilgili kuramsal sorunlar hakkında araştırmalar yaptı. Halkbilimin geleneklerin incelenmesinde eskiye bağlı kalınması yöntemine karşı çıktı, bu bilimin eskinin temelleri üzerinde yeni bir çağdaş toplum yapısı oluşturulmasına katkı sağlayacağını savundu.

ESERLERİ

ARAŞTIRMA:
Cumhuriyet'ten Sonra Hikaye ve Roman (3 cilk 1959-1965)
Ömer Seyfettin'in Bütün Eserleri (10 Cilt, 1962-1964)
Ülkücü Bir Yazarın Romanı (1968, Ömer Seyfettin'in yaşamı, kişiliği)
Türkiye'de Folklorun El Kitabı (1983, ölümünden sonra)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]TAHSİN SARAÇ[/SIZE]
1 Ocak 1930’da Muş’ta doğdu, 29 Haziran 1989’da İzmit’te yaşamını yitirdi. 1952’de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümünü bitirdi. Hakkari'de ortaokul öğretmenliği yaptı. 1953-1954 ve 1957-1959 arasında iki kez Paris’e giderek Sorbonne’da Fransız Dili ve Edebiyatı ile sesbilim üzerine eğitim gördü. Dönüşünde bir süre Trabzon Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde önce asistan, sonra öğretim görevlisi oldu. Bir süre, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu ile Tercüme Bürosu’nda üye olarak çalıştı. Türkiye Öğretmenler Federasyonu ikinci başkanlığını yaptı. Tercüme, Türk Dili ve Çeviri dergilerinin yazı kurullarında çalıştı. 1971'de sağlık nedeniyle emekliye ayrıldı. İlk şiiri "Boğuntu" 1957'de Varlık dergisinde yayınlandı. Dost, Papirüs, Sanat Rehberi, Türk Dili, Varlık gibi dergilerdeki yazılarıyla tanındı. Önceleri ikili üçlü tamlamalarıyla kurguladığı şiirlerini, sonraları toplumsal konulardan kaynaklanan duyarlılıklarla işleyerek zenginleştirdi. Özgürlük, kardeşlik, sevgi, yaşam sevinci, kavga, öltüm, çağın acıları gibi temaları işledi. Türkçe'yi kullanmaktaki özeni, imge zenginliği ve titiz kurgusuyla şiirde sağlam bir yer edindi. Yunus Emre, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Asena, Sermet Çağan gibi Türk şiir ve oyun yazarlarının eserlerini Fransızca'ya çevirdi. Bazı Fransızca eserleri de Türçeleştirdi.

ESERLERİ

ŞİİR:
Bir Ölümsüz Yalnızlık (1964)
Güneş Kavgası (1968)
Direnmeler (1973)
Güvercin Kasapları (1978)
Bir Sevgiyi Görüntüleme (1980)
Toplu Şiirler (1989)
Çıplak Kayada Çimlenmek (1989)

SÖZLÜKLER:
Etude sur le subjonctif en Francais (1962)
Fransızca-Türkçe Argo Sözlüğü (1966)
Fransızca-Türkçe Büyük Sözlük (2 cilt, 1976)

ÖDÜLLERİ

1963 Milli Eğitim Bakanlığı Üstün Başarı Ödülü Günümüz Fransız Şiiri (1963) eseriyle
1964 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü Çağdaş Fransız Şiiri'nin genişletilmiş basımıyla
1968 Fransız Hükümeti'nden Legion d'honneur Nişanı
1970 Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Şiir Ödülü "Direnmeler" ile
1976 Macar Hükümeti'nden Endre Ady Ödülü
1986 Asya-Afrika Yazarlar Birliği Lotus Edebiyat Ödülü
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.