Atatürk ve Türkiye–Ukrayna İlişkileri (1918-1938) *Berna Türkdoğan*

C0M!S3R-eX

Uzman üye
14 Kas 2006
1,174
27
Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye–Ukrayna İlişkileri (1918-1938)




Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk şüphesiz ikinci milenyumun büyük şahsiyetlerinden biridir. Türkiye'nin uluslar arası prestijinin temelinden yükselmesi Onun devlet adamı, siyasetçi ve muzaffer kumandan sıfatına borçludur ve ulusal egemenliği emniyetli bir şekilde korunmaktadır. M.K. Atatürk yürürlükteki yeni 1982 Türk Anayasası ile "ölümsüz lider ve tartışılmaz ulusal kahraman" olarak adlandırılmıştır.

Bağımsızlık Savaşı'nın başarılı sonucundan sonra (1918-1922) Türkiye için, yenilenen bir gelişine ve barış ortamı kurmak adına gerçek bir bakış açısı açılmıştır. Mustafa Kemal'in 1920-301arda yürüttüğü geniş açılı ilerleme reformlarından bazı başlıklar; Saltanatın ve Halifeliğin ilgası, başkenti Ankara olmak üzere Türk Cumhuriyeti'nin ilânı, dinî vecibeler ve devletin laiklik ya da sekülerizm temelinde ayrımı, kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi, Türk dilinde Arap alfabesinin Latin alfabesi ile değiştirilmesi, uluslar arası takvimin ve saatlerin kullanılması. Diğer temel yenilikler ekonomi, dış politika, ve gündelik hayatın her alanına- örneğin soyadı kanunun kabulü gibi girmeye başlamıştır.

Yukarıda bahsedilen reformlardaki kanunlar yeni Cumhuriyet Parlamentosu tarafından -Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)-uygulanmaya konulmuştur. 24 Kasım 1934'te TBMM Mustafa Kemal'i "Atatürk" olarak ki bunun anlamı "Türklerin Babası"dır, Devletin Başkanı olarak resmen ilân etti."

Ankara siyasî ve günlük dergisi "Newspot", "radikal, sosyal, siyasî ve ekonomik reformlar Atatürk tarafından başlatılmış ve üçüncü dünya ülkelerine önemli bir örnek ve model olmuştur." Diye ifade etmiştir. Bu reformlar Türk milletini "çağdaş uygarlık seviyesine (1923-1938)" yükseltmiştir. Türk Bağımsızlık Savaşındaki zaferden sonra cumhuriyet sisteminin temellerini özenle hazırlayarak, Mustafa Kemal yeni Türkiye'nin dış politikasına özel bir ilgi göstermiştir. En başından beri bu politikanın temel ilkesi "yurtta barış, dünyada barış"tır.5 Yeni Türkiye'nin kurucusu kendi ülke sınırları içinde özellikle Türkiye'nin egemenliğini kesin olarak koruyan yeni bir Türk millî fikri kavramı yerleştirmeyi düşünmüştür. 1919'da Mustafa Kemal "vatanın millî sınırları bölünmez bir bütündür" diye duyurmuştur. Bu açık sonuç göstermektedir ki; Türk tarihinde ilk defa Osmanlı İmparatorluğunun dış politikası böyle yüksek bir seviyede eleştirilmiştir. Ankara'nın, Türk Ulusal Direniş Hareketine sempati duyan Müslüman ve Gayrimüslim birçok insan için gerçek Mekke haline gelmesi doğaldır.8 Geleneksel olarak, kuzey yönünde, özellikle Ukrayna ile olan ilişkiler, Türk uluslar arası anlaşmalarında önceliklerden biridir. Millî tarihe olan ilgisiyle (12 Nisan 1931'de Türk Tarih Kurumu'nu kurmuştur9 Atatürk (XV-XVII. yy) Türk-Ukrayna ilişkilerindeki olumsuz sayfalan gerçekten biliyordu.) Ancak, o zamanda üst yönetimin sık sık ele aldığı bu ilişkilerde barışçıl bir eğilim göstermiştir. Ve Atatürk derinden ikna olmuştur; ancak, Türkiye ve Ukrayna'nın coğrafi konumu, iki ülke arasındaki dostluk ve iyi-komşuluk ilişkilerinin gelişmesinin lehinde olmuştur. "Ukrayna ve Türkiye'nin iki komşu ülke olduğunu söylemek mümkündür. Kuzeye dikkatli bakın. Orada deniz var. Fakat, eğer biran denizin olmadığını düşünürseniz Türkiye ve Ukrayna'nın birbirine daha yakın ülkeler olduğunu görürsünüz..." diye ifade etmiştir.

Ukrayna'daki en iyi bilinen olaylar 1917-1918 yılları arasında gerçekleşmiştir. Merkezi Konsey'in kurulması (Tsentralna Rada) ve Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin" ilânı Avrupa siyasî haritasında bağımsız Ukrayna'ya önem kazandırmıştır.

Türkiye'nin Ukrayna'nın egemenliğini resmen tanıdığını ilân eden dünyadaki ilk devletlerden biri olduğunun vurgulanması gerekir. Ahmet Muhtar Bey, Türkiye büyükelçisi olarak Ukrayna'ya, ve Ahmet Ferid Bey de Konsolos olarak Kyiv'e gönderilmişlerdir.

M. Sukovkin, Kyiv Toprak İdaresi Organizasyonu eski Başkanı Ukrayna'nın İlk Olağanüstü Büyükelçisi ve Türkiye'ye tam yetkili Bakanı olmuştur. Daha sonra Ukraynalı ünlü devlet ve bilim adamı Olaxander Lotockyi (1870-1939) ile yer değiştirmiştir. Son Türk sultanı Mehmet VI Vahdettin'in sarayında Büyükelçi olarak Nisan 1919'un sonundan Mart 1920'nin sonuna kadar İstanbul'da kalmıştır. Bu tarihte İstanbul'un merkezinde -25 Taksim caddesinde Ukrayna Elçiliğinin bulunması ilginçtir. Olexander Lotockyi Osmanlı İmparatorluğunun umutsuz arayışlarını tam olarak fark etmiştir ve Türk Millî Devletinin Mustafa Kemal'in kişisel kurtarıcılığında gerçekleşebileceğini kesin olarak kavramıştır. Lotockyi anılarında "General Mustafa Kemal Paşa -askerî, siyasî, sosyal ve kültürel olarak değişik alanlarda büyük ve nadir yetenekler göstermiştir. Çağdaşları arasında en popüleriydi. Türk tarihinin dönüm noktasında kesin bir rol oynamıştır" diye bahsetmiştir.

Lotockyi'nin anıları böyle önemli bir gerçekten oluşmaktadır. General Mustafa Kemal Paşa (Sultan Mehmet V Reşat'ın ölümünde birkaç gün önce İstanbul'a çağrılmıştır), Yeni Sultan Mehmet VI. Vahideddin'e Ukrayna elçiliği personelince yapılan, Ukrayna Elçiliği görevinin O. Lotockyi ile M. Sukovkin arasında değişimi töreninde bulunmuştur. M. Kemal Elçilik personeli arasında bulunan Rus askeri kıyafeti içindeki askeri memurları fark etmiştir. Cevap çok basittir. "Türkiye'ye varmadan önce Ukrayna'nın kıyafetlerini sipariş etmek için vaktimiz olmadı".

M.K. Atatürk'ün Ukrayna Elçiliği ile ilk tanışması olayı Onun üzerinde unutulmaz ve hoş bir etki yaratması oldukça mümkündür. Bu etki, şüphesiz, Ukrayna Elçiliğinin ilerideki kaderini etkilemiştir. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca cumhuriyet iktidarının Ukrayna diplomatik temsilcilerine karşı tutumu oldukça hoşgörülüdür.

Ukraynalılar arasındaki ideolojik farklılıklara rağmen, Türkiye-Ukrayna arasındaki gelenek ve dostluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulanan strateji karşılıklı çıkarların yararına sürekli ve bağlıydı. Yeni Türkiye'nin liderinin girişiminde ve 2 Ocak 1922'de Ankara'da Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Anlaşmasına kişisel olarak katılmış ve iki komşu ülkenin de devlet temsilcileri arasında yapıcı sonuçlara ulaşan bir anlaşma imzalanmıştır.

Anlaşmanın özsözünde iki devlet arasında "ulusların kardeşliği prensibi çerçevesinde Karadeniz'de yakın komşuluk ilişkilerini geliştirmek ve sayısız ortak çıkarlar adına birbirine bağlı dostluk ve karşılıklı ilişkileri tüm samimiyetiyle sonsuza dek güçlendirmek amacıyla Dostluk ve Kardeşlik Anlaşmasını imzalamaya anlaşarak" ifadesinin altı çizilmiştir. Anlaşmanın ikinci maddesi özel bir önem kazanmıştır. Ukrayna'nın Ankara temsilcilerince "eski Rus İmparatorluğu üzerinde kurulmuş bağımsız ve egemen devlet olarak" tanındığının altını çizmektedir. Dördüncü madde de çok önemlidir. "Boğazların bilcümle akvamın münakalâtı ticariyesine küşadını ve bu hususta serbestii müruru teminen tarafeyni âkideyn (Bağıtlı Taraflar) Karadeniz ve Boğazlar hakkında beynelmilel bir nizamnamenin ihzarı kafisini düveli sahiliye murahhaslarından mürekkep olarak bilâhara teşekkül edecek bir konferansa tevdie muvafakat ederler.." Böyle bir konferansta alınan karar Türkiye'nin hâkimiyetini ihlâl edemez.

5. madde bir önceki ile oldukça yakındır. Özellikle "Tarafeyni âkideyn Karadenizin sahildar devletleri olmak itibarile iştiraki fiilileri olmaksızın mezkûr denize munsap olan beynelmilel nehirlere mütaallik hiç bir usulün ne idame ve de vazedilemiyeceğini kayıt ve tesbit hususunda müttehittirler."

2 Ocak 1922 tarihli iki komşu Karadeniz devleti arasında siyasî ittifak yaratmanın önemini vurgulayan Anlaşmanın önemini abartmamak zordur. Ukrayna hükümet delegesi üyelerine ithafen Mustafa Kemal "düşmanlar bizi tamamen yenilmiş görürken ve tüm dünyayı da buna ikna etmek isterken hükümet merkezimize gelme kararınızdan çok müteşekkiriz. Bu Ukrayna'nın bize saygı dolu dostluk duygularının bir başka ispatıdır." Bu Anlaşmaya istinaden Türk-Ukrayna ticarî, ekonomik ve kültürel işbirliğinin temel gelişimi için gerçek bir bakış açısı yaratılmıştır.

16 Mart 1922'de yukarıda adı geçen Anlaşma T.B.M.M.'nce ve 23 Mart 1922'de Tüm Ukraynalı Merkezi Yürütme Komitesinin (VUTSIK) özel bir toplantısında onaylandı.

11 Haziran 1922'de Türkiye Fevkalade Elcilisi Harkov'a (Ukrayna'nın o zamanki başkenti) geldi ve 23 Haziran'da büyükelçi Halk Sağlığı ve Sosyal Yardımlaşma Bakanı Dr. Rıza Nur Bey ve L. Velichko23 Ukrayna Halkı Komiserliği Dış İlişkiler Genel Sekreteri onaylanmış metinleri değiştirdi. 24 O günden itibaren Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması uygulanmaya konuldu.

1920lerin ortalarında Türkiye Ukrayna'ya geleneksel ürünlerini: yün, tütün, pamuk, kuru üzüm, fındık, turunçgiller gibi, ihraç etmeye başladı. Türkiye'nin Ukrayna'dan ithalatı buğday, şeker, kereste, kömür, farklı imalat maddeleriydi. Ukrayna Doğu Ticaret Odasının (1925'de kurulmuştur) etkin yardımıyla Harkov'daki merkeziyle ve Kyiv ve Odesa'daki şubeleriyle Ukrayna'nın Türkiye ile olan dış ticaret payı o zamanda Ukrayna'nın tüm dış ticaret miktarının %45'i civarındaydı. İki ülke arasındaki özellikle dostluk ilişkilerini dikkate alarak, Türk tüccarlarının 1920'lerdeki Odesa, Kyiv, Harkov'daki Ukrayna Uluslar arası Fuarlarında ayrıcalıkları olduğunu görürüz. Türk vapurları Ukrayna Karadeniz sahilinde ve Azak Denizi limanlarında (Odesa, Mykolaiv, Khersoni Mariupol, Berdiansk) o dönemde sık sık misafir olmaktadırlar.

2 Ocak 1922 tarihli anlaşma uyarınca Türkiye ve Ukrayna arasındaki işbirliği kültür ve bilim alanlarında etkin bir biçimde XX. Yüzyılın 20-301arında gelişmiştir. Mustafa Kemal'in talimatlarıyla Ukrayna eğitiminin özelliği ve Nafi Atuf Bey başkanlığındaki Milli Eğitim Bakanlığı pedagogları, Bakan vekili Kyiv'i ve Odesa'yı 1926 yılında ziyaret etmişlerdir. Türk öğretmenler ortaöğretim okullarında, teknik liselerde, yüksek kurumlarda Tüm-Ukraynalı Bilimler Akademisinin etkinlikleri hakkında bilgi edinmişlerdir.

Ukraynalı Doğubilimcisi Bilimler Birliği 1926 yılında kurulmuştur ve Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Birliğin Siyasi ve Ekonomik Bölümü, Harkov'daki, Odesa'daki Kyiv'deki doğubilimleri derslerinde işlenen Türk dili çalışmaları ile ilgili özel bir Türkçe Bölümünden oluşmaktadır. Türkçe konuları Birliğin "Doğu Dünyası" dergisinin yayınlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

Türkiye'deki heyetin bulunma zamanını belirtmek gerekir. Ukrayna bilim adamları delegesi ve kültür uzmanları, Doğu Bilimleri Birliği üyeleri. Bu delegeler Türkiye Cumhuriyeti'ni 2 Kasım 1928-5 Ocak 1929 tarihleri arasında ziyaret etmişlerdir. O. Gladstern (tarihçi), O. Sukhov (Ekonomist) W. Summer (güzel sanatlar bilim adamı) ve P. Tychyna (şair) Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Bursa ve Eskişehir'i ziyaret ettiler. Delegasyon İstanbul Üniversitesi rektörü Prof.Omer Neşet Beyi, Türkoloji Bölümü Müdürü ve İstanbul Üniversitesi Tarih-Dil Fakültesi Dekanı Prof. Fuad Köprülüzade'yi tanınmış yazarlar Yakup Kadri ve Suat Derviş'i ziyaret ederek görüşmeler yaptılar. Ukraynalı bilim adamları bildiriler sundular ve İstanbul Edebiyat Topluluğu Ukraynalı seçkin şair Pavlo Tychyna onuruna bir resmî tören düzenlediler. Ukraynalı misafirler XVI-XVIII yüzyıllar Ukrayna tarihi ile ilgili Türk millî arşivlerinden ender malzemeler topladılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk kişisel tebriklerini Ukrayna delegasyonuna iletti.

Aynı zamanda, Türk bilim adamları da Ukrayna'yı ziyaret ettiler. Prof. Fuad Köprülüzade ve Dr. Reşit Safet Bey, "Economist d'Orient" dergisinin baş editörü Harkov'daki 1-6 Kasım 1929'da gerçekleştirilen Ukraynalı Doğubilimciler İkinci Kongresine katıldılar.


Mustafa Kemal'in Türk-Ukrayna ilişkilerinin yüksek seviyesini takdir eden ve onaylayan tutumuyla ilgili olarak Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı dergisi “Hayat”ta Rezvan Nafiz Bey tarafından yazılan bir makale yayınlandı. Makale genç Ukraynalı şair ve ressam Taraş Shevchenko'ya ithaf edilmiştir.

Akademisyen Agatangel Krymsky (1871-1942) ünlü Ukraynalı doğubilimci, Türk kültürü, dili ve tarihi çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur. 1920lerde yayınladığı temel monografilerinde ("Türkiye Tarihi", "Türkiye Tarihi ve Yazılı Dili", "Türk Tarihinde 16. yüzyıl Avrupa Kaynakları" gibi), Osmanlı İmparatorluğunun siyasî, ekonomik, sosyal gelişim süreçlerinin güncel sorunlarını araştırmıştır.32 Agatangel Krymsky Türk literatürünün ayrıntılı analizini ve en iyi temsilcilerini: Celaleddin Rumi (1207-1273), Anadolu Klasik şiiri kurucusu, Mihri Hatun (1456-1514), ilk Türk şairler, Baki (1526-1600) XVI-XVII yüzyıl "Lale devri" döneminin Türk lirik kralı olarak tanınmış "usta" öğretmen birçok şairi, Ahmed Nedim ve Yusuf Nabi'yi vermiştir.

Orta Doğu Ülkeleri Tarih Çalışmaları Komisyonu (Ukrayna Bilimler Akademisinin yapısı içindedir) ve Türk komisyonu Başkanı olarak Agatangel Krymsky Türk konularına ithaf edilen (monograflar, makaleler, koleksiyonlar, broşürler, bilimsel raporlar) yayınların bilimsel malzemesinin hazırlanmasında özel bir ilgi göstermiştir. Örneğin, "1908 Jön Türk Devrimi", "Ukrayna Hakkında Türk ve Tatar Kaynakları", "Türk Yazarların Çalışmalarında Ukrayna", "Batı Dilbiliminde Türkiye Tarihi", "Modern Türkiye'nin Ekonomik Gelişimi", "XVII. yüzyılda Ukrayna-Türkiye İlişkileri".

Atatürk'ün silah arkadaşı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet İnönü'nün Nisan 1932 sonundaki Kiev'e gezisi özel bir ilgi görmüştür. İsmet İnönü "Ukrayna Bilimler Akademisi'nin etkinlikleriyle yakında ilgileniyoruz. Yurda döndükten sonra burada gerçekleştirilen şahane yaratıcı çalışmaları anlatacağım" demiştir.

İki komşu ülkenin bilim, kültür ve spor faaliyetleri çerçevesindeki kişisel temaslar Türk-Ukrayna ilişkilerinin gelişmesinde büyük yarar sağlamıştır. Örneğin, Tıp Profesörü Nazır Bey, ilk Türk kadın kimyacı Doçent Remzi Hanım Mayıs 1934'te Harkov'i ziyaret etmişlerdir. Nisan ve Mayıs 1934'te Albay Celal Bey başkanlığında Türk pilotları kendi uçaklarıyla Eskişehir'den Harkov'a gelmişlerdir. Pilotlar evlerine Harkov-Lugansk-Zaporija-Odesa-İstanbul rotasını takip ederek dönmüşlerdir. Ve Ağustos-Eylül 1934'te Fahrettin Paşa* başkanlığındaki Türk askeri delegesi Kyiv Askeri Bölgesindeki manevralarda bulunmuşlardır. Manevralardan sonra Kyiv "Dinamo" stadyumundan büyük bir toplantı düzenlenmiştir. Seçkin Türk misafirleri tebrik edilerek, Kyiv Şehir konseyi "dost Türk halkına ve lideri Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya en içten saygılarımızı iletmenizi rica ediyoruz" demişlerdir.

Eylül 1936 sonunda, Türkiye'den Cumhuriyet Halk Partisi üyesi Cevdet Kerim başkanlığında bir spor delegesi Kyiv'i ziyaret etmiştir. Delegede futbolcu, güreşçi, bisikletçi, eskrimci olmak üzere 57 sporcu bulunmaktaydı.36
Daha sonra batılı basın-yayın grupları Atatürk'ün Sovyetler Birliğine yapması muhtemel bir resmi ziyaretini rapor ettiler. Bir Fransız gazetesi "L'Ere Nouvelle" "yıllardan beri böyle bir Moskova seyahati ilk olacaktır ve Atatürk Belgrad ve Bükreş'e de misafir olabilecektir." diye bahsetti. Gazete olası ziyareti karşılıklı barış ve dostluk çıkarları adına bir göstergesi olduğunu vurguladı. Olası Moskova ziyaretinde Atatürk'ün o zamanda 1930'ların ortasında Türkiye'den Ukrayna'ya tek yolun deniz ya da trenle olacağından Odesa ve Kyiv'i de ziyaret edeceğini söyleyebiliriz. Bahsedilen Atatürk'ün seyahat dedikodularıyla ilgili olarak Anadolu Ajansının haberine göre: "yapılan araştırmaya göre Moskova'ya ve diğer ülkelerin başkentlerine böyle bir seyahatin mümkün olduğu ancak henüz kesin bir bilginin olmadığı" belirtilmiştir. Bilindiği gibi Atatürk Sovyetlere 1935'de ya da daha sonraki yıllarda gitmedi. Onu bundan alıkoyan sebepleri bilmiyoruz. Fakat gerçek şu ki böyle bir seyahat düzenlenseydi geniş uluslar arası bir yankısı çok konuşulurdu.

Atatürk Moskova'yı ve Kyiv'i ziyaret etmedi fakat onun parlak kişiliğini tasvir eden İbrahim Çallı tarafından yapılan portresi Kyiv'deki Türkiye'nin Ulusal Kurtuluş Hareketi'ne ithaf edilen Modern Türk Resimleri Sergisinde diğer 82 resimle birlikte sergilenmiştir. Sergi 5 Şubat 1936'da açıldı. İlk gün boyunca 1000 kişiden fazla sergiyi ziyaret eden oldu.

Türk-Ukrayna ilişkileri incelenirken, şunu söylemekte abartı yoktur ki, Türkiye Atatürk'ün zamanındaki gibi sağlam ve çok yönlü dostluk işbirliğini hiçbir döneminde kuramamıştır. İki ülke için gerçekten faydalı bir dönem olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk'ün meziyetleri (10 Kasım 1938'de saat 09.05'de ciddi bir hastalık sonucu vefat etmiştir)39 çok büyük ve tartışılmazdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusunun 100. yıldönümü kutlamalarında 1981 yılı ülkesinde "Atatürk Yılı" ilân edilmiştir.40 Paris'te 16-18 Aralık 1981'de UNESCO Merkezinde "Modern Devlet'in Kurucusu-Atatürk" konulu uluslar arası resmî bir konuşma düzenlendi. 21 bilim adamı -Türkiye'den uzmanlar- dünyanın 11 ülkesinden bu toplantıya katıldılar. Bu satırların yazarı bu toplantıda yer aldığı için şanslıydı.41

Umarız Mustafa Kemal Atatürk'ün -doğumunun 120. yılı" yıldönümü "Türklerin Babası", Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu ve Bağımsız Ukrayna halkının da dahil olduğu tüm milletlerle dostluk ve barış savunucusu olarak onun sonsuz hatırasını saymak için iyi bir vesile olur.



Dr. Berna Türkdoğan ,Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
 

ultrAslan

Yeni üye
20 Eyl 2006
23
0
ukrayna suanda bile turkiyenın tam bi dostu bende cok begenıyorum o ülkeyi ama hala komınızım baskısı altından tam kurtulmus degiller bence o komınızım rüzgarı ulkelerinden gittigi zaman cok daha uretici bi ulke olcak buda hem bize yakınlıgı acısından hem dostlugu acısından ulkemıze cok faydası olcaktır
sn berna hanıma bu bilgileri paylastıgı için coktesekkur ve sukranlarımı sunarım
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.