Psikoz Neden FELAKET Bir Hastalık?

Will Graham

Katılımcı Üye
14 Eki 2022
581
489

Psikoz Neden FELAKET Bir Hastalık?

Bu yazıda portal adında ki bir youtube kanalının ürettiği videolardan biri olan, "Psikoz Neden FELAKET Bir Hastalık?" isimli videonun içeriğini yazılı olarak sizlerle paylaşacağım. Paylaştığım ilk alıntı içerik olduğu için forumda bir kaç sayfa karıştırdım ve alıntı içerik yasağının kalktığını öğrendim. Bu yazıyı herhangi bir program kullanmadan, söylenen her şeyi eksiksiz yazdım.

Giriş

Sevdiğin birini kurtarmak, oyunlar bu fikri çok seviyor. Örneğin; Mario da prensesi, Assassin's Creed Brotherhood'da sevgilisini Far Cry da arkadaşlarını kurtarmaya çalışan karakterleri yönettik. Baktığımızda sevdiğin birini kurtarma fikri oyunlara son derece yakışan bir tema, fakat ölen bir sevdiğini kurtarmak? işte bu durum pek alışkın olmadığımız bir senaryo. 2017 yılında oyun dünyası Hellblade isminde diğer oyunlara pek benzemeyen bir yapımla karşılaştı. Alışkın olmadığımız görsellere, mekaniğe ve senaryoya sahip olan bu oyun daha önceki oyunlarda neredeyse hiç üzerinde durulmamış bir konuya dikkatimizi çekti, "Akıl hastalığı". Psikoz hastası olan bir savaşçıyı anlatması bu hastalığın belirtilerini oyun mekaniklerinde yaratıcı bir şekilde işlemesiyle bu yapımın oyuncularda son derece etkileyici bir izlenim bıraktığını söyleyebiliriz. Bağımsız bir firmadan çıkan ve yalnızca 20 kişilik bir ekip tarafından geliştirilen hellblade oyunu korkutucu, rahatsız edici, yıpratıcı ve psikoz hastalığını yansıtması bakımından da bir o kadar da gerçekçi.

Oyun Hakkında

Oyun bize bir savaşçı olan senua'nın hikayesini anlatır. Senua yakın zamanda sevdiği adamın ölümüne şahit olmuştur, fakat bu ölümü kabullenemeyen karakterimiz, sevdiği adamın ruhunu kurtarmak adına hellheim denilen iskandinav mitolojisinde ölümden sonra ki yer olarak geçen bu evrene gitmek ister. Bu süreçte Senua'ya eşlik edip onunla belli yaratıkları öldürürüz, bulmacaları çözeriz ve hedefine ulaşmasını sağlarız. Hellblade oyunu her ne kadar ilk başlarda alışıla gelmiş bir oyun izlenimi verse de biraz oynadıkça son derece ilginç bir dinamikle karşılaşırız. Senua bir psikoz hastasıdır. Gizemli bir şekilde etrafından sesler duyan, halüsinasyon gören ve akıl dışı düşüncelere kendini kaptıran bu karakteri oynarken bir taraftan da bu sıkıntılı zihni tanıma olanağı yakalarız. Bizi bir nevi psikoz simülasyonuna sokan oyun bu hastalık ile ilgili çıkarımlar sunmakta. O zaman sırada ki bölümde odaklanmamız gereken iki problem var.

1. Psikoz dediğimiz hastalık tam olarak nedir?
2. Oyun bize bu hastalığı Senua aracılığıyla nasıl yansıtmaktadır?


1. Bölüm: Psikoz ve Senua

"Neden devam ediyorsun? Sana işkence eden şeyle yüzleşmek için her şeyi verdiğinde, sadece hayal edebileceğinden daha kötü olduğunu bulmak için...
Neden devam ediyorsun?"


Psikoz, birinin gerçeklikten kopma durumuna verilen bir hastalıktır. Dünya ile olan bağlantısını koparan bu kişi gerçekte olmayan sesler duyar, halüsinasyonlar görür ve gerçek dışı düşüncelere inanmaya başlar. Hellblade oyununun yapımcıları psikoz hastalığını yakından inceler. Bu alanda uzman profesörlerden ve psikoz hastalarından geri dönüşler alır ve bunun sonucunda Senua karakteri tam bir psikoz hastası olacak şekilde tasarlanır. Oyunu oynarken Senua'nın psikozuna dair gözümüze çarpan ilk belirti ise bu karakterin duyduğu gizemli sesler. Senua oyun boyunca çevresinden sesler duymakta ve bu sesler bazen anlaşılır olsa da genellikle bir kaç kişinin aynı anda konuştuğu anlaşılması oldukça zor sesler. Bu duyulan seslerin diğer bir özelliği ise direkt Senua'nın kafasından çıkıyormuş gibi değil de sanki çevresinde ki insanların ona bir şeyler fısıldıyormuş gibi algılanması.

Yapımcı şirket sesleri çevresel duymamızı sağlayan bir teknoloji kullanmakta ve sesi bu şekilde kullanmalarının sebebi de psikoz hastalarından aldıkları geri dönüşler. Bir psikoz hastası da tıpkı Senua gibi çevresinden gelen ve genellikle pek anlaşılmayan sesler duymakta. Bu seslerden anlaşılır olanları ise karamsar bir tona sahip. Senua da görülen psikoz belirtilerinden bir diğeri de kendisinin gördüğü halüsinasyonlar. Senua'nın dövüştüğü yaratıklardan tutun; gördüğü örüntüler, mekanlar bunların çoğu birer halüsinasyondan ibaret. Senua'nın zihni durmadan görseller ürettiği için oyunda alacağımız kısa bir mesafe bile bu yüzden zor ve kompleks bir hale gelmekte ve bu halüsinasyonların en ilginç tarafı Senua'nın bu halüsinasyonlardan bir bulmaca yaratması. Psikoz hastaları halüsinasyon deneyimlerinde gördükleri görsellerden bir örüntü yaratmayı ve bu örüntüyü çözmeden zihinlerinin rahat etmediğini belirtir.

Baktığımızda bu durumun bir benzerini hepimiz yapıyoruz. En basitinden bir buluta bakıp, bu bulutu bir insan yüzüne veya herhangi bir şekle benzetmeye çalışırız, fakat bir psikoz hastası son derece yoğun halüsinasyonlar görmesinin de etkisiyle bu durumu apayrı bir seviyeye taşır ve bunu bir takıntı haline dönüştürür. Çevresinde ki her şeyden bir örüntü, bir anlam çıkarmaya çalışır ve bunları sonuca ulaştırmadan da bırakmaz. Senua'ya dönersek kendisi oyun boyunca belirli örüntüler görüyor ve bu örüntüleri çözmeden yoluna devam edemiyor. Tabi ki Senua'yı biz oyuncular kontrol ettiğimiz için onun çözmeye çalıştığı her bir örüntü bize bir bulmaca olarak geri dönmekte.

Senua'nın duyduğu sesler ve gördüğü halüsinasyonlar, psikoz hastalığının önemli belirtileri, fakat psikozun belirtilerinden belki de en tehlikesi, gerçek olmayan düşüncelere olan inanç; yani sanrı dediğimiz bir kavram. Baktığımızda Senua'yı harekete geçiren düşünce bile özünde bir sanrıdır. Senua'nın asıl amacı; ölmüş olan sevdiğini tekrardan hayata döndürmek. Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir düşünce, fakat Senua psikoz hastalığının da etkisiyle bu düşünceye kendini o kadar kaptırmış bir durumda ki önüne gelen bütün engelleri bunun uğruna yıkmaya hazır. İşin ilginç tarafı bu oyunun bizleri de tıpkı Senua gibi gerçek dışı düşüncelere inandırdığı bir kısım mevcut. O da oyunda ki meşhur ölüm mekaniği.

Oyunun daha başında Senua öldüğü vakit kolundan bir çürük yayıldığını görürüz. Senua karakteri ile her öldüğümüzde bu çürük giderek daha da yayılmaya başlar ve oyun bize bu çürüme Senua'nın kolundan kafasına ulaşırsa oyunda ki tüm kaydedilmiş ilerlemeyi kaybedeceğimizi ve oyuna en baştan başlayacağımızı belirtir, fakat aslında bu mekanik bir yalandan ibaret. Oyunda istediğin kadar öl. Oyuna tekrardan başlamıyorsun. Biz oyuncular da oyunu oynarken bu ölüm mekaniğinin yalan olduğunun farkında olmadan tıpkı Senua gibi kendimizi gerçekten kopuk bir düşünceye yani sanrıya inandırmış oluyoruz. Bu mekanik oyuncuları kandırması açısından bazı kesimlerden tepki alsa da son derece yaratıcı olduğunu görebiliriz. Bu mekaniğin gerçek olduğunu zannetmek tıpkı Senua gibi biz oyuncuları da bir sanrı algısına sokup zoraki bir empati yaratıyor. Ayrıca belirli ölüm hakkında sahip olduğumuzu düşünerek oynamakta oyuna dair muazzam bir gerginlik ve konsantrasyon sağlamakta. Bu kısıma kadar bir hasta olan Senua'nın gözünden baktık. Oyunda işlenen bir diğer konu ise Senua'nın çevresinin ona ve bu hastalığa olan bakış açıları.


2. Bölüm: İnsanlarda Psikoz Algısı

Baktığımızda psikozun insanlar tarafından pekte ciddiye alınan bir hastalık olduğunu söyleyemeyiz. Psikoz halen bazı kesimler tarafından tabu olarak görülen bir hastalık. Birine gidip sesler duyuyorum veya halüsinasyonlar görüyorum derseniz size psikoz demektense deli demesi daha muhtemel. İnsanların psikoza karşı bu bilgisizliğini her ne kadar mevcut bilimsel çalışmalar olabildiğince azaltsa da Senua'nın yaşadığı dönemde bir psikoz hastası olmak bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri. O dönemde ki insanların psikoza dair en ufak bir bilgileri bile yok. Senua'nın hastalığını anlamlandıramıyorlar ve bu insanlar sahip oldukları batıl inançlarında etkisiyle Senua'yı ve onun hastalığını şeytani olarak görürler. Senua çevresinde ki bir çok insandan ve özellikle babası tarafından lanetlenmiş biri olduğu düşünülür. İşin ironik tarafı Senua'nın çevresinde ki insanlar ona olan bu ayrımcı tavırlarıyla Senua'nın psikozunu mevcut halinden daha kötü bir duruma sokmaktadır. Psikoz hastalığını tetikleyen bazı etmenler vardır, stress ve uyuşturucu gibi. Fakat bunlardan en kritiği travmatik deneyimlerdir.

Bir psikoz hastası travmalara maruz kalmışsa psikozun seviyesi daha da artacaktır ve baktığımızda Senua'nın hayatı travmalarla dolu. Çevresi tarafından dışlanması ve lanetlenmiş biri olarak görülmesi, bu travmalardan yalnızca birisi. Oysa oyunun hikayesine dikkat ettiğimizde Senua'nın hayatı boyunca travmalara maruz kaldığını görürüz. Senua'nın annesi de kendisi gibi bir psikoz hastasıdır, fakat Senua'nın aşırı bağnaz babası, Senua'nın annesini onun gözü önünde yakarak öldürmüştür. Senua daha sonra ki hayatını babasının istismarı altında geçirir. Onu bu dünyada anlayan ve kabul eden tek insan olan sevgilisini de kaybetmiştir. Senua'nın atlattığı her bir travma psikoz hastalığını daha da kötüleştirir. Duyduğu sesler artmaya başlar, halüsinasyonlar yoğunlaşır ve inandığı düşünceler gerçekten kopmaya başlar. ve oyun bize Senua'nın çıktığı bu yolda hedefine ulaşamayacağını yavaş yavaş belli etmektedir.


3. Bölüm: Kabullenmek

Her ne kadar bu oyun psikoz hastalığının kötü taraflarını başarıyla yansıtsa da bu hastalığa dair kafamızda bir soru beliriyor. Psikozun hiç mi iyi tarafı yok? Oyunun az da olsa psikozun iyi taraflarını gösterdiği kısımlar var. Mesela Senua genellikle karamsar ve korkunç halüsinasyonlar da görse bazen güzelliklerle dolu olanlarını da görmekte. Duyduğu sesler genellikle Senua'nın akıl sağlığına zarar verse de yaratıklarla dövüşürken arkadan gelecek darbelere karşı onu uyarmakta ve inandığı sanrıların onu motive ettiği anlar da oluyor.

"en zor savaşlar zihinde yapılanlardır
o Senua'ya kılıcını verdi
birden fazla şekilde savaşması için
Senua da ona sözünü verdi
asla pes etmeyeceğine dair
Senua'nın ihtayacı olan tek şey birazcık yardımdı
birazcık umut"


Psikozun ve daha genel olmak gerekirse akıl hastalıklarının az da olsa iyi taraflarının olduğunu özellikle yaratıcılık açısından kişiye belli kazanımlar sağladığı uzun yıllardan süre gelen bir tartışma. Bir çok sanatçının belli akıl hastalıklarına sahip olması ve bu hastalıkların onların sanatını beslediği fikri aslında bir çok örnekle desteklenebilir. Bu konuda Hellblade oyunun yaratıcısı ve yönetmeni Tameem Antoniades şu sözleri söyler:

"Akıl hastalıkları bu gezegende yaşadığımızdan beri bizimle, peki neden? Neden evrim bu zayıflığı bizim gen havuzumuzdan silemedi?
Çoğu kez bu soruyu düşünürdüm, ta ki sorunun kusurlu bir yanını görene dek. Bu soru farklı düşünmeyi bir zayıflık olarak görüyor. Bilgisayarlar, uzay araçları, tıp, şiir, sanat ve tabi ki video oyunlarına sahip olmamızın nedeni gördüklerimizden soyut gerçeklikler üretip onu diğerleriyle paylaşmamızdır. İlerleyebilmemiz için farklı gören, farklı düşünen insanlara ihtiyacımız var. İşte bu maneviyat beni Senua'nın hikayesini yaratmaya ve sizinle paylaşmaya motive etti."

Hellblade oyunu her ne kadar psikoz hastalığının bazı iyi taraflarını Senua'nın üzerinden göstermeye çalışsa da şu bir gerçek ki psikozun kötü tarafları iyi taraflarından çok daha fazla. Psikoz çok zor bir hastalık. Üstelik Senua gibi geçmiş zamanlarda bir psikoz hastası olmak felaket bir durum. Peki oyun böyle bir durumda Senua'ya nasıl bir çözüm sunuyor?

Oyun burada belli şeylerle savaşmaktan ziyade teslim olmayı, inatlaşmaktan vazgeçmeyi, kısacası kabullenmeyi çözüm olarak gösteriyor ve oyun Senua'ya kabullenmeyi yalnızca hastalığına karşı değil aynı zaman da sevdiği adamın ölümüne karşı da göstermesini bekliyor.

"Ölümden korkmamayı zor yoldan öğrendim Senua. Çünkü kayıpsız bir hayat, sevgisiz bir hayattır."

Oyunda bu kabullenmek daha doğrusu inatlaşmaktan vazgeçmek veya teslim olmak kavramlarına karşılık gelecek bir savaş sahnesine de bulunmakta. Oyunun sonlarına doğru Senua hellheim denilen yere ulaşır ve burada durmadan kendisine akın eden yaratıklarla savaşır. Bu savaş sahnesinin tuhaf tarafı şu ki; Senua'nın bunu kazanması mümkün değil. Yaratıklar sonu gelmez bir şekilde durmadan onun üzerine gelmekte ve hiçbir zaman tükenmiyorlar. Oyuncu istediği kadar çabalasın, bu sahneyi geçmenin tek yolu Senua'nın bu savaşı kaybetmesi. Senua burada savaşı kaybetse de bir daha ki sahnede onu tekrar görürüz. Bu sefer hem kendi kusurlu tabiatına hem de sevdiğinin ölümüne karşı kabullenmiş bir haldedir. Belki Senua'nın belli şeyler kabullenmesi ölen sevdiğini geri getirmeyecek veya psikoz hastalığının ona yaşattığı zorlukları azaltmayacaktır. Ama bu kabullenme sayesinde artık Senua eskisinden güçlü biri olmuştur.


Kapanış

2020 yılında florida üniversitesinde "Akıl Hastalıkları Tedavisinde Oyunların Rolü" kapsamında bir çalışma yapıldı ve bu çalışmayı yürüten ekip, örnek oyun olarak Hellblade'i seçti. Bu oyun yalnızca oyunculara psikoz hastalığının nasıl bir şey olduğunu göstermedi, psikoz hastalarına da sahip oldukları bu hastalığa karşı bir güç kazandırdı. Yalnızca psikoz da değil; şizofreni, travma sonrası stress bozukluğu veya bipolar hastaları da bu oyunun onlara ne kadar iyi geldiklerini belirttiler. Oyun hakkında yapılan yorumlara bakarsanız, akıl hastalığından muzdarip bir çok kişinin bu oyuna karşı duyduğu minneti görebilirsiniz. Bu yorumlardan portal'ın en çok hoşuna gideni şu şekilde:

"Senua ile gerçekten empati kurabildiğim an, babasının onu parçalara ayırdığını, ona başarısız olduğunu ve her şeyin onun suçu olduğunu söylediği sahneydi. Beni en çok etkileyendi çünkü depresyonun en derin, en karanlık anlarındayken o ses benim iç sesime benziyordu. Mantıken, akıl hastalığı sorunları yaşayan herkesin böyle anları olduğunu biliyordum, fakat yalnız olmadığımı Senua'ya kadar ancak anlayabildim, acımı ve gönül yaramı bilen başkaları da vardı."


 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.