Uydu Teknolojileri - Uydu Teknolojileri Nedir?
İletişim, telekomünikasyon, meteoroloji, inceleme ve araştırma...Bugün bütün bu fonksiyonlar büyük ölçüde uydular sayesinde gerçekleşiyor...Öte yandan uydu teknolojisi öylesine büyük gelişmeler gösteriyor ki, insanoğlu onlar aracılığı ile uzayın en derin noktalarında maceralara hazırlanıyor
Uyduların bugün insanoğlu tarafından üretilen en karmaşık nesneler olduğu kabul ediliyor. Çünkü, bir uydu üretmek, olağanüstü gelişmiş bir teknik düzey, çok kesin hatlarla belirlenmiş bir montaj aşaması, çok katı denetim ve test koşulları gerektiriyor. Bütün bu inceliklerin ve kesin testlerin nedeni ise, uydunun çalışacağı atmosferin olumsuz koşulları... Uydular boşlukta, korkunç soğuk bir atmosferde ve Güneşten sürekli gelen radyasyon ışınlarının etkisindeki bir bölgede dolaşıyorlar. Bu koşullarda insanoğlunun en gelişmiş ürünleri olan bilgisayarlar bile fazla büyük kullanım alanına sahip değiller... Çünkü, yörüngesinde sakin sakin seyreden bir uydu, aniden ortaya çıkan bir Güneş fırtınasıyla bir anda yok olabiliyor.
Bütün bu özellikleri nedeniyle uydu parçalarının tümü, fabrikasyon yöntemiyle değil, tek tek, parça parça üretiliyorlar. Bir uydu, yaklaşık 1000 tane temel modülden oluşuyor. Bu temel modüllere ekipman adı veriliyor. Her modül ise yaklaşık 12 alt parçacıktan oluşuyor. Öte yandan, tüm bu ekipmanlar ve alt parçaları da işlevsellik açısından 3 ana başlık altında toplanıyorlar: Elektrik besleme üniteleri, radyasyon emisyon blokları ve alıcı üniteleri.
Ancak, uzman kuruluşlar tarafından ekipmanların ve alt parçalarının titiz bir biçimde üretilmesi ve bunların bir araya getirilmesiyle iş bitmiyor. Bütün bu elemanların birbiriyle uyumlu olup olmadıklarının test edilmesi ve gerekiyorsa değişiklikler yapılması zorunluluğu var... Çünkü, tüm elektrikle işleyen aygıtlarda olduğu gibi, uydularda da elektromanyetik alanlar oluşabiliyor ve bir ekipmanda ortaya çıkan böyle bir elektromanyetik alan bir başka ekipmanın çalışmasına zarar verebiliyor. Böyle bir interferans (karşılıklı etkileşim) durumunda ise uydunun kendisi çalışamaz hale gelebiliy
Uzayda, satış sonrası servis olmadığı için her şeyin dört dörtlük olması gerekiyor... İşte bütün bu üretici firmalar parçaların etkilerini test etmek zorunda kalıyorlar. Bu test sonuçları büyük bir titizlikle dosyalanıyor ve binlerce belge tutuluyor. Bu gelişimin doğal sonucu olarak, uydu teknolojisinde diğer sanayi kuruluşlarında görülen gizlilik ilkesi işlemiyor. Diğer sektörlerde üretici firmalar bazı ürünlerinin patentini gizlerken, uydu sektöründe tam bir saydamlık var... En küçük bir vidadan, basit bir kabloya, video kameraların çok gelişmiş ışığa duyarlı fotosentez alıcılarına kadar her türlü parça, her an denetlemeye ve teste açık tutuluyor.İşte, bu test zorunluluğu nedeniyle uydu sektöründe üretim yapan her kuruluş, ürettiği parça ile birlikte onun özelliklerini en ince ayrıntılarına kadar açıklayan bir belge vermek zorunda... Bunun sonucu, binlerce alt ekipman parçası için çok sayıda belge birikiyor. Yapılan bir araştırmaya göre, uydu teknolojisinde ve sanayinde 1 kilo materyal için tam 10 kiloluk dokümantasyon hazırlanıyor.
Yerin ilk yapay uydusu olan Sputnik 1 4 Ekim 1957de Ruslar tarafından fırlatıldı. Onu 1958 yılında ABDnin fırlattığı Explorer 1 izledi. İnsan ya da hayvan taşıyan uyduların ilki ise 1 Kasım 1957de Ruslar tarafından fırlatıldı. Bu uydu Layka adında bir köpeği taşıyan Sputnik 2 idi. 12 nisan 1961de Rus astronot Yuri Gagarin Yer çevresinde bir tur attı.
Uyduları kullanım yerlerine göre sınıflayabiliriz
Uyduların bugün insanoğlu tarafından üretilen en karmaşık nesneler olduğu kabul ediliyor. Çünkü, bir uydu üretmek, olağanüstü gelişmiş bir teknik düzey, çok kesin hatlarla belirlenmiş bir montaj aşaması, çok katı denetim ve test koşulları gerektiriyor. Bütün bu inceliklerin ve kesin testlerin nedeni ise, uydunun çalışacağı atmosferin olumsuz koşulları... Uydular boşlukta, korkunç soğuk bir atmosferde ve Güneşten sürekli gelen radyasyon ışınlarının etkisindeki bir bölgede dolaşıyorlar. Bu koşullarda insanoğlunun en gelişmiş ürünleri olan bilgisayarlar bile fazla büyük kullanım alanına sahip değiller... Çünkü, yörüngesinde sakin sakin seyreden bir uydu, aniden ortaya çıkan bir Güneş fırtınasıyla bir anda yok olabiliyor.
Bütün bu özellikleri nedeniyle uydu parçalarının tümü, fabrikasyon yöntemiyle değil, tek tek, parça parça üretiliyorlar. Bir uydu, yaklaşık 1000 tane temel modülden oluşuyor. Bu temel modüllere ekipman adı veriliyor. Her modül ise yaklaşık 12 alt parçacıktan oluşuyor. Öte yandan, tüm bu ekipmanlar ve alt parçaları da işlevsellik açısından 3 ana başlık altında toplanıyorlar: Elektrik besleme üniteleri, radyasyon emisyon blokları ve alıcı üniteleri.
Ancak, uzman kuruluşlar tarafından ekipmanların ve alt parçalarının titiz bir biçimde üretilmesi ve bunların bir araya getirilmesiyle iş bitmiyor. Bütün bu elemanların birbiriyle uyumlu olup olmadıklarının test edilmesi ve gerekiyorsa değişiklikler yapılması zorunluluğu var... Çünkü, tüm elektrikle işleyen aygıtlarda olduğu gibi, uydularda da elektromanyetik alanlar oluşabiliyor ve bir ekipmanda ortaya çıkan böyle bir elektromanyetik alan bir başka ekipmanın çalışmasına zarar verebiliyor. Böyle bir interferans (karşılıklı etkileşim) durumunda ise uydunun kendisi çalışamaz hale gelebiliy
Uzayda, satış sonrası servis olmadığı için her şeyin dört dörtlük olması gerekiyor... İşte bütün bu üretici firmalar parçaların etkilerini test etmek zorunda kalıyorlar. Bu test sonuçları büyük bir titizlikle dosyalanıyor ve binlerce belge tutuluyor. Bu gelişimin doğal sonucu olarak, uydu teknolojisinde diğer sanayi kuruluşlarında görülen gizlilik ilkesi işlemiyor. Diğer sektörlerde üretici firmalar bazı ürünlerinin patentini gizlerken, uydu sektöründe tam bir saydamlık var... En küçük bir vidadan, basit bir kabloya, video kameraların çok gelişmiş ışığa duyarlı fotosentez alıcılarına kadar her türlü parça, her an denetlemeye ve teste açık tutuluyor.İşte, bu test zorunluluğu nedeniyle uydu sektöründe üretim yapan her kuruluş, ürettiği parça ile birlikte onun özelliklerini en ince ayrıntılarına kadar açıklayan bir belge vermek zorunda... Bunun sonucu, binlerce alt ekipman parçası için çok sayıda belge birikiyor. Yapılan bir araştırmaya göre, uydu teknolojisinde ve sanayinde 1 kilo materyal için tam 10 kiloluk dokümantasyon hazırlanıyor.
Yerin ilk yapay uydusu olan Sputnik 1 4 Ekim 1957de Ruslar tarafından fırlatıldı. Onu 1958 yılında ABDnin fırlattığı Explorer 1 izledi. İnsan ya da hayvan taşıyan uyduların ilki ise 1 Kasım 1957de Ruslar tarafından fırlatıldı. Bu uydu Layka adında bir köpeği taşıyan Sputnik 2 idi. 12 nisan 1961de Rus astronot Yuri Gagarin Yer çevresinde bir tur attı.
Uyduları kullanım yerlerine göre sınıflayabiliriz