Güneydoğu ve Yaşadıklarım...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
Kandil - Bölüm-2

Başımla tuzaklama yaptığımız yerin tam karşı tarafına dolaşmasını işaret etmemle gözden kaybolması bir oldu Sinan'ın.

Yavaşça dizlerimin üstünde doğruldum, yavaşça yaklaşan karaltıları saymaya çalışıyordum, 10-15 kişi civarındaydı sayıları. ASker olamazlardı, çünkü çok rahat davranıyor, farkedilebilecekleri sesler çıkarmaktan endişe etmiyorlardı. Bu hem iyi hem de kötüydü. İyiydi, çünkü askerlerle karşılaşmak istemiyordum. Kötüydü, çünkü terörist grupsa eğer bu, birini bile kaçırmamız bizim için felâket olabilirdi, kimseye gözükmeden girmeliydik Kandil'e...

Karaltılar azaldı, neredeyse yarısı yok olmuştu sanki, sanırım bir kısmı geride emniyet olarak kalmış, diğerleri de mağarayı kontrol etmek , ya da başka herhangi bir sebepten dolayı bulunduğum yere doğru yaklaşıyorlardı. Nasıl olsa farkedeceklerdi, ilk hareketi yapan kazanırdı bu durumda, içimden o an Sinan'ın d benim gibi düşünmesi için dualar ederek fırladım ortaya...


İrkilmişlerdi, bir an hepsi olduğu yerde kalakaldı, sonra içlerinden önder kılığına girmiş biri öne çıkarak Kürtçe bir şeyler söylemeye başladı, ama anlamıyordum ki. Ulan dedim içimden, sövüyorsan da, sövmüyorsan da bunu ödeyeceksin...

Konuşmaya çalışır gibi yapıp sağır-dilsiz numarası yapmaya çalıştım, o an gülüştüler. Biri yanıma yanaştı, kokudan hemen geri adım attı,ondan bile pis kokuyordum artık, günlerdir su görmemiştik ki...

İçimden bildiğim tüm duaları okuyarak kendimi daha önceden yerini tespit ettiğim minik tepecikten aşağı attım, henüz ben havadayken patırtı koptu,bağırışmalar, sesler... Bir kaç dakika içinde ses kalmamıştı. Adım atmaya dahi fırsat bulamadıkalrına eminim. Atlarken, daha önce hazırladığımzı ; tek pimden oluşan pararlel bağlı 6 el bombasının pimini çekip, olduğum yere bırakarak kendimi boşluğa bırakmıştım.

Ağaçtan kurtukmaya çalışırken az öncekinden daha büyük bir patlama oldu ve Sinan'ın çığlıklarını duydum,hemen tepeyi tırmanarak bulunduğu yere doğru koşmaya başladım. Sinan'ı gördüğümde yine yüzünde o bildik gülüş vardı,

- " Abi bunları hiç eğitmiyorlar mı, sapanla bile avlarım ben bunları " ...

dediğinde kahkahalarımız birbirine karıştı. Sinan gider gitmez taşıdığı mayınlarn üçüyle el bombasını da kullanarak geçiş yoluna değil de, tam aksi yöne, yani patika bile sayılamayacak yere tuzaklamayı yapmış. Her yaptığıyla bu çocuğa hayranlığım bir kat daha artıyordu, cesur olduğu kadar akıllı ve çevikti, afferim Sinan, afferim oğlum dedim ve sarıldım.

- " Abi bileğin " ...

O an kırık olan bileğimin çıktığını farkettim, şimdi yandık dedim içimden,bu dağ başında ona yapabileceğim herhangi bir şey yoktu.

- " Sinan, şu elimi bi tutsana, bir de şu ağaca sıkı sıkıya tutun. " ...

Anlamamıştı ama yaptı dediklerimi, o en bileğimi öyle bir ittim ki, ikimiz de düştük yere.

- " Abi sen kaç kilosun ya ...? "

İkimiz de yeniden bastık kahkahaları, patavatsız değildi,sadece samimiydi Sinan,onu sevmemin sebeplerinden biri de buydu.

- " Hemen uzaklaşmamız lazım buradan, çıkardığımız patırtıya asker ya da terörist, birileri muhakkak gelir kısa zamanda,tabanlara kuvvet Sinan "...

Arkamıza bakmadan henüz toparlayamadığımız gücümüzün son kırıntılarını da kullanarak koşmaya başladık. Aradan ne kadar geçtiğini bilmiyorum, ama sabah olmak üzereydi,gün ışığında devam edemezdik.

Tüm bunlar aklımdan geçerken sesleri o an farkettim,yine mi diye ağzımdan kelimeler dökülmeden Sinan atıldı,

- " Abi,burası da istiklâl caddesini geçti, rahat rahat dolaşamayacak mıyız " ...

hahahah....

Kahkahaalrımızı bastırmaya çalışırken Sinan'ın arkasından bir karaltı yaklaştı ve silahını yere bırakmasını söyledi yavaşça, sözlerini bitirmemişti ki,bu kez de ben ikimizi birden bırakalım o halde diyip gülerek araya girdim.

- " İnanmıyorum " dedi birden...

Celil , bunu sen olmadığını söyle, kamera şakası mı bu ?

Sinan ve Celil'in ekibinin şaşkın başkışları arasında Celil ile öyle sarılmıştık ki birbirimize, kemik seslerimiz duyulacaktı neredeyse...
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Celil ile mesleğe neredeyse aynı günlerde başlamıştık. Beş vakit namazındaydı, bu güne kadar da aksattığını hiç duymadım. Hani askeriyede namaz yasak,oradakilere ibadet izni verilmez diye,halt etmiş bunu söyleyenler. Kurallar çerçevesinde izin verilirdi,mescitimiz de vardı camiimiz de.Ama Celil bir başkaydı, eğitimlerde bile fırsat bulup 5 dk gözden kaybolur,namazını niyaz edip dönerdi. Bilinirdi ne yaptığı, ama kimse ona ses çıkarmaz,görmezden gelirdi,ona saygı duymayan neredeyse yoktu. Henüz Tğm.ken kendi kullandığı araç çapraz ateş saldırısına uğramış,toplam 7 saldırganı öldürmüş, ama eşi ve henü doğmamış ço cuğunu da orada kaybetmişti Celil. O gün bu gündür aldığı leşlerin sayısını kendi dahil hiç kimse bilmez, aldığı ödülleri koyacak yer bulamıyor artık.
----------------------------------------------------------------------------------------------------

Kandil'e çok az bir yolumuz kalmıştı,ve ancak o an düşünebildik birbirimizin orada ne aradığını.

- " Yahu sen hiç akıllanmayacak mısın,2 kişi ne işiniz var burada.Bu bölgede yaklaşık 10 kişilik bir intihar timi ihbarı aldık, günlerdir onları arıyoruz ..." ...

sözlerini bitirmemişti ki, yüzümdeki ifadeden her şeyi anlamıştı.Demek bizim karşılaştığımız grup Celil'in aradığıydı. Anlattım ona Kandil'e gidiş sebebimizi,kayalıkalrın dibinde konuşurken ikimiz de uyumuşuz.Sinan'ın sesine uyandık ;

- " Abi çay hazır "...

- " Demek bu ço cuğu bu kadar çok seviyorsun,sana abi diyebildiğine göre "...

Celil bunları söylerken çaylarımız içiyorduk. Hemen ardından da plânlarımızı karşılıklı yeniden gözden geçirdik.Celil'in artık görevi bittiğine göre ortak hareket edecektik. Önümüzde dinlenebilmemiz için neredeyse 24 saatimiz daha vardı,

ve de özlem giderecek...

-------------------------
DEVAM EDECEK
-------------------------
 

furkan3842

Üye
30 Eyl 2008
83
0
Zemahşerim, ülkücüyüm bilin!

Vücudumu dilim dilim dilin !

Adımı, soyadımı da silin !

Kanı kanın yıkadığı an olsun !

Çal sur düdüğünü durma İsrafil...

KAHROL amerika KAHROL israil...!!!
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
Kandil - Bölüm-3

Yola çıkalı henüz 4 saat bile olmamıştı ki Sinan koşarak yanıma geldi ve telsizden duyduğu mors alfabesi ile gelen s.o.s çağrılarını söyledi. Hemen Celil'in yanına gittim. Durum belliydi, konuşacak kadar bataryası kalmayan biri yardım istiyordu ve mandallamalarını duyuyorsak eğer ki duyuyorduk ; bize yakınlardı. Bulunduğumuz bölgeye izinsiz operasyon yasağı bulunduğundan, yardım isteyen birliğin ya özel eğitimli komandolar ya da özel harekât olduğu kanısına vardık.

Celil ile göz göze geldiğimizde tutmakta zorlandığımız gözyaşlarını ta içimizde görebildik. Bu çağrının ne anlama geldiğini her ikimiz de çok iyi biliyorduk. Böylesine eğitimli bir birliğin bu çağrıyı yapmasını gerektirecek durumu düşündükçe ateş basıyordu ikimizi de...

Kandil görevini ertelediğimizi sözlerle ifade etmeye gerek duymadık, herkes bilincine varmıştı bunun. Peki ama hangi yöne gidecektik,...?

Celil ile durum değerlendirmesi yaparken Sinan geldi yanımıza ve konuşmak için izin istedi.

Sinan'ın konuşması bittiğinde Celil birden ayağa kalkarak Sinan'ın üzerine yürüdü, hemen arkamı döndüm, severdim Sinan'ı , ancak Celil'in yapacağı hareket ne olursa olsun ona engel olmazdım, bilirdi bunu. Sinan'ı öyle bir kucakladı ki, sonunda yardım istemek zorunda kaldı zavallı (!) çocuk...

Sinan'ın yön tayini neredeyse mükemmel ve uygulanabilecek yegâne fikirdi. Geldiğimiz istikamette kimse olamazdı, tek iz bile bulmamıştık gelirken. Celil'in geldiği istikamet de temizdi. Kandil yolunda olmaları da imkânsızdı. Tek yön kalmıştı ; o da ......' nin Kuzey Doğusu.

" Şu an dinlenmek size saçma gelebilir, ancak koşar adım gideceğiz ve mesafe belli değil, herkes otursun, aç olan yemeğini yesin. Yolda her ihtiyacınızı koşarken gidereceksiniz... "

Sözlerimi bitirdiğimde gözlerdeki endişe yüreğimi burktu. Ancak yolda yorulabilirdik ( ki zaten ayakta duracak halimiz yoktu neredeyse ) ve bu da mandallama yapan ya da yapanlara yetişmemizi olanaksız kılardı...


Aniden bastıran yağmur artık derimizi acıtmaya başlamıştı, sanki su damlası değil de minik taşlardı yüzümüze gelenler. Nefes almakta zorlanır olmuştuk, kimi zaman düşene yardım ediyor, kimi zaman da “ umarım bize yetişir “ diyerek avr gücümüzle koşmaya devam ediyorduk…


Çatışma seslerini duyduğumuzda kulaklarımıza inanamadık, yorgun bedenimizi yönlendirmeye çalışan beynimiz bize oyun mu oynuyordu…? Hayır, ne bir oyun, ne de bir hayaldi bu… Çatışma öylesine kuvvetliydi ki yerine geceye bırakmaya yüz tutmuş gün içinde havada uçuşan izli mermiler karanlığın hakim olmasına fırsat bile vermiyordu.



“ çök “ işaretini verdikten sonra usulca Celil’in yanına gittim.İşimiz çok zordu, kim nerede belli değildi, hangi istikamete ateş açacağımızı, kime destek vereceğimizi billmiyoruk ki bu, çatışmada yaşanabilecek en dayanılmaz durumlardan biriydi. Celil’e işaret fişeği olup olmadığını sordum, şükürler olsun vardı. Bunu sorduğumda tüm gözler bana çevrildi, delirdiğimi düşünüyorlardı. Ancak Celil anlamıştı beni. Aşağıda devam eden çatışmadaki taraflar birbirlerinin yerlerini nasıl olsa biliyorlardı, bilerek yaptıkları atışlar ve saatlerdir süren çatışma bunu açıkça ifade ediyordu.

Herkesi yerini aldıktan sonra işaret fişekleri ateşlenecek ve gördüğümüz hedeflere bir grup aynı anda yaylım ateşine başlayacak, diğer grup ise yardım isteyenlerin (!) ( ki halâ kim olduklarını bilmiyorduk ) yanına gitmeye çalışacaklardı, ateş güçlerine destek vermemiz, onları bulundukları yerden çıkarmamız gerekiyordu.


1,2,3…


Ortalık günden daha da aydınlık oldu bir anda ve şaşkınlığın etkisiyle çatışma birkaç dakika için bile olsa durdu aşağıda. İşte tam o anda mevzilenen askerlerimizle birlikte gördüğümüz hedeflere atışa başladık, göz gözü görmez olmuştu. Aşağıdaki ateşin bir kısmı bize yönelse de hakim konumda bulunmamızdan dolayı bize zarar vermeleri imkânsızdı. Yaklaşık yarım saat ara vermeden aynı hızda devam etti çatışma. Bir anlık bir duraksama oldu neden sonra. Celil ile birbirimize baktık ;


“ Abi dikkat et…. “


Sinan’ın sessizliği yaran sözlerinin ardından üzerimize gelen 5 ışık hüzmesini gördüğümde donakaldım, nereden çıkmıştı bunlar, ne zaman gelmişti destek bu şe refsizlere…?


Aynı anda ateşlenen 5 Rpg-11 üzerimize geliyordu…


---------------------------
DEVAM EDECEK
---------------------------
 

cansın

Özel Üye
27 Nis 2008
8,788
31
Yaşamak, bir andır uçurumları aşar, tuzakları bozar. O büyük gürültüde dahi sessizliğin olağanüstü bir niteliği vardır. Her şey anda olup biter, dağılıp giden bir duygunun anlamını yakalamak için ..

Tek bir anlam vardır saniyenin onda biri kadar sürer.

Teşekkürler.
 

dolma1

Yeni üye
27 Kas 2009
9
0
Ne mutlu bize ki böyle bir gazi ile aynı forumu paylaşıyoruz. Devamını bekliyoruz büyük gazi..
 

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
Yaaaaaaaat ...!

Hemen hemen aynı anda patladı roketler, önümüzdeki küçük tepecek artık yoktu, tamamen ortadaydık, herkes sağa sola kaçışıp mevzi arıyordu kendine. Roketlerin ardından gelen ilk ateş en ağırı olmuştu. O an iki askerimizin vurulup aşağıya düştüklerini gördüğümde insanlığımdan bir kaç parça daha yok olup gitti bize bunları yaşatanlar için...

Celil boynunu tutuyordu, seken mermilerden biri sağ köprücük kemiğine girip orada kalmıştı. Hemen yanına gittim ;

- " En fazla iki saat dayanırsın ve ben artık ne askr ne de dost kaybetmek istemiyorum, sakın ayağa kalkmaya çalışma, kay kaybın artmasın, bekle beni , döneceğim..."

dedikten sonra yanından ayrıldım ve Sinan'ın yanına sürünerek gidip ;

- " İtiraz etme, sen ve 6 kişi burada kalacaksınız, işaret verdiğimde var gücünüzle sadece şu ( göstererek ) kısma ateşe başlayacaksınız. "...

- " Abi ne işareti, onu söylemedin..." ...

sözü yarım kalmıştı Sinan'ın orada toplam 7 kişiyi bırakarak çoktan ayrılmıştık oradan. Giderken ;

- " Duyduğunda anlarsın aslanım, Allah'a emanet olun "...

......

Hepsi itiraz etti, ancak fayda etmeyeceğini gördüklerinde beni dinleyip gösterdiğim yerlere mevzilendiler ayrı ayrı. Sadece 5 dk zamanım vardı, son gücümü de kullanarak desteğe geldiğimiz birliğe ve bizimkilere yoğun ateş açan bölgenin etrafında var gücümle koşmaya başladım. Son noktaya da geldikten sonra kendimi bulduğum bir çukura attım.

Kıyamet kopmuştu sanki, koşarken bıraktığım a4 ve c4 ler arka arkaya haykırışları da içine alıp bir öoğunu cehenneme göndererek patladılar. Birden ateş kesildi bütün yönlerden , Sinan hariç... Aslanım benim, yine tereddüt etmeden ve düşünmeden aldığı emri yerine getirmiş ve yanındakilerle birlikte tüm gücüyle ateşe başlamıştı. Desteğe geldiğimiz birliğin de bir kaç dakika içinde onlara katılması ile bize gelen ateş tamamen durmuştu, işlerinin bitmesine çok az kalmıştı.

Yaklaşık 10 dk içinde olup bitmişti her şey, karanlığın içinden karaltılar üzerimize doğru gelmeye başladığında gözlerimi kısıp baktım ve nihayet desteğe geldiklerimizin kimler olduğunu işte o an görebildik.

Armalarından ..... Komando birliği olduğunu anladım, komutanları olan genç Tğm. yanıma gelip selâm vermeden boynuma sarıldı ağlayarak, dur mur, noluyor demedim, diyemezdim, onu çok iyi anlıyordum, ilk yıllarımı hatırlamıştım o halini görünce...;

Kaybolmuşlar ve buraya kadar gelmişlerdi. Kaybolan çok olur birleşik operasyonalrda, şaşılası bir durum değil bu. Kaybolduğunu farkettikten sonra yapılacak tek şey oturup beklemektir...

Koşarak Celil'in yanına çıktım, çok kan kaybetmişti, sağ tarafı kısmi felçti, gözümdeki yaşları içime akıttım görmemei için; bir dostum daha şehit olmak üzereydi... Hemen telsizi alarak bağrış çağrış içinde koordinat verdim ve acilen gere görüş kabiliyetli helikopterler istedim. Gelen cevap beni çok şaşırtmıştı ;

- " Komutanım son aramanın üzerinden 1 dk bile geçmedi daha, 9 dk lık yolumuz kaldı, hepinizi alacağız oradan, geliyoruz " ...

Başımı kaldırdığımda Sinan karnını tutmuş gülmemek için zor tutuyordu kendisini. Sinan haber vermişti onlara, dk başı da tekrar çevrime girip acele etmelerini söylemişti ; tabii benim kodum ile...

..........

Tarifeli uça alana inmişti. İnsanlar heyecanla iniyordu uçaktan, elbet hepsinin işi vardı da bizim de vardı ama, söylene söylene kalktım, itiş kakış kapıya yürüdük, merdivenden indiğimde baktım Sinan yok, hemen geri çıktım uçağa baktım koridorun sonunda hararetli hararetli hostes ile bir şeyler konuşuyor, tam neler oluyor demeden Sinan hostesi öptü ve eline bir şey tutuşturarak yanıma geldi, çıktık uçaktan...

- " Sinan neler oluyor böy.... " ....

cümlemi bitrmemiştim ki lâfa girdi ;

- " Abi şahidimiz sen olacaksın ona göre, aşık oldum "....

Sinan hostese evlenme teklif etmiş, kızın bir şey söylemesine fırsat vermeden ayrılmış yanından. Sinan her izine gittiğinde hostesi arayıp buldu, daha doğrusu önceden edindiği bilgilere istinaden hostesin Ankara'da bulunduğu zamanlarda kullandı izinlerini. Her seferinde de olumsuz cevap aldı, ta ki beni arayıp ; " abi bir gün daha kal merkezde yarın geliyoruz, evleniyoruz " diyene kadar. Ve evlendiler , 4 mutlu yılalrı oldu, ama sadece 4 yıl... Yine birlikte girdiğimiz operasyonların birinde şehit oldu Sinan , eşi bir daha evlenmedi, birikimiyle Ankara'da bir sağlık merkezi açtı ve güneydoğudan gelen askerlerin rehabilitasyonuna adadı kendini.

Ruhun şad, mekânın cennet olsun Sinan...

*************
SONA DOĞRU
YAKINDA
*************
 

cansın

Özel Üye
27 Nis 2008
8,788
31
Kısacası Vatan, millete vücut veren ne kadar zor, ne kadar engellerle dolu olursa olsun uğruna hiçbir yerde olmadan her yerde olmaktır. Onun uğruna yardan, anadan, Anadolu'dan bir ayrılıştır, kavuşmalar adına. Bir bıkmayıştır! Alıp gotürdüğü ağır değil uyuyan bir çocuk kadar tatlı. Aziz ruhu şad olsun.

Teşekkürler.
 
abıcım doruya doru mesaj yazıyorum hıkayenı okumadım ama size diyeyim ben.

me ta ll fırtına kıtabı gıbı hıkayen var bi göz gezdirdim hikayene.

sen bi kitap yaz. hem gerçekleri yansıtırsın.hemde bizlere güç,güven,azim verirsiniz. teşekürlerimi arz ederim.

not: hiçbir şekilde amacım reklam yapmak değildir. sizi kendime karşı samimi gördüğüm için kitap ismi verdim.
 

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
abıcım doruya doru mesaj yazıyorum hıkayenı okumadım ama size diyeyim ben.

me ta ll fırtına kıtabı gıbı hıkayen var bi göz gezdirdim hikayene.

sen bi kitap yaz. hem gerçekleri yansıtırsın.hemde bizlere güç,güven,azim verirsiniz. teşekürlerimi arz ederim.

not: hiçbir şekilde amacım reklam yapmak değildir. sizi kendime karşı samimi gördüğüm için kitap ismi verdim.

O kitabı biliyorum, uzaktan yakından alâkam yok.
 

pisc0x

Katılımcı Üye
4 Ara 2009
720
0
mertreisyaa << arkadaşımıza katılıyorum bir kitap yazmanız gerekiyor komutanım...
 

CreMieu-X'

Kadim Üye
16 May 2010
5,532
0
Burbank
Kısacası Vatan, millete vücut veren ne kadar zor, ne kadar engellerle dolu olursa olsun uğruna hiçbir yerde olmadan her yerde olmaktır. Onun uğruna yardan, anadan, Anadolu'dan bir ayrılıştır, kavuşmalar adına. Bir bıkmayıştır! Alıp gotürdüğü ağır değil uyuyan bir çocuk kadar tatlı. Aziz ruhu şad olsun.

Teşekkürler.

Her Zamanki Gibi Epey Anlamlı ve Hoş Cümlelerle Karşımızdasın cansın ablacım :)


İdeaLİST abi sana gelince vatanımızı savunmak için yaptıkların ne kadar takdir etsekte boş forumumuzda böyle bir yiğit olması gerçekten gurur verici bir sonraki yazını bekliyorum abi.
 

pisc0x

Katılımcı Üye
4 Ara 2009
720
0
Her Zamanki Gibi Epey Anlamlı ve Hoş Cümlelerle Karşımızdasın cansın ablacım :)


İdeaLİST abi sana gelince vatanımızı savunmak için yaptıkların ne kadar takdir etsekte boş forumumuzda böyle bir yiğit olması gerçekten gurur verici bir sonraki yazını bekliyorum abi.

Forum'umuzu Boş Görme Kardeşim Elbet Dolduranlar Var ..
 

Gök-Türk

Uzman üye
17 Nis 2009
1,185
0
One Turk,Againist to World
Allah senin gibi vatan evlatlarını başımızdan eksik etmesin . Bugün evimizde rahat ve huzurlu bir şekilde yatıyor ve kalkıyorsak kahraman Mehmetçiklerimiz sayesindedir . Allah Türkü korusun ve yüceltsin.
 

goko93

Üye
15 Ocak 2009
216
0
İstanbul
İdeaLİST
Abicim okurken çok duygulandım benimde amcam 1993'te Hakkari Ve Şırnakta komando olarak askerlik yaptı.İnşallah sizi görme mertebesine ulaşmıştırda Sivas a gittiğimde sorarıım cevabını en kısa zamanda göndermek dileğiyle Hikayenizin devamını dört gözle bekliyorum saygılar.
 
20 Ara 2008
147
0
ankara
bende bir şeyler eklemek isterim güney dgouda yaranlanmıs bir gazi olarak
ramazan bayramı arifesiydi yerde inanılmaz bir kar ve soguk vardı operasyona cıkacagımız bildirildi hazırlanıp aksamda helikopterlerle cıktık yola gabar dagında kocaali mevkine geldimizde indik ve belimize kadar olan karda ilerlemeye calıstık yaklasık 12 saat yürüdük tam dinlenme icin bir tepelige cıkıyordukki patlama sesi duyduk panik olustu duydugumuz ses mayın idi en cok sevdigim topragım mayına basmıstı bayramın birinci günüydü detaylarına anlatmak üzücü oldugu icin inmiyorum topragım ayagını kaybetti o patlamada uzun yıllar gecmesine ragmen atlatamadım icimde yarası duruyor
karlar erimeye baslayınca sürekli operasyondaydık bizim tim olarak 11 leşimiz vardı bölük olarak yaptıgımz catısmalarda ise 35 leşimiz olmustu p...lere ait bir cok esyalarını bulup imha ettik

bize haftalık program verildi programda ise 1 hafta boyunca cesitlli yerlerde pusu kurmaktı 3 gün boyunca elimiz bos döndük ama 4. gece ise 10 kişilik bir grup gördük ne acı ki bize ates etmeme emri verildi ve önümüzden p.. ler gidiyor ve ates edemiyorduk o an hissettigim eşimi beni aldatırken görsem o kadar üzülmezdim yaptıgımız tek sey ise seyretmek oldu bir gün sonra yine pusu görevini icra icin giderken biz pusuya düştük cıkan catısmada ben yaralandım


yaklasık 10 ay kaldım hepsini yazmaya kalaksam 1 gün boyunca yazmam gerekir benii cok etkileyen olayları yazdım
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.