Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fügen Berkay onun kitap sevgisi hakkında şöyle diyor:
Atatürk, okumayı öylesine severdi ki bu alışkanlığını cephede de sürdürdü. Ortalama insan ömrüne göre kısa bir yaşamı oldu. 57 yıllık yaşamı boyunca toplam 3 bin 397 kitap okudu. Bizzat kendi notları ve işaretlerinin bulunduğu harita ve belgeler bu sayıya dahil değil. Bu sayı, kendi alanında uzman bir aydının ortalama okuması gereken bir kitap sayısıdır.
**
Ömrü cephelerde geçmiş olmasına rağmen ömrüne bu kadar kitap sığdırabilen Atatürkün her konuda kendini geliştirmeye çalıştığını okuduğu kitaplardan anlıyoruz.
1 Aralık 1921 günü Mecliste yaptığı konuşmada Jean-Jacques Rousseaudan bahseder. Onun eserlerini analiz ettiğini belirtir, ondan örnekler vererek tam 3 bin kelimelik bir konuşma yapar.(1)
Her görüşten Osmanlı aydınlarının oluşturduğu Millet Meclisini idare etmek için sık sık okuduğu kitaplara başvurur. Oldukça sıkıntılı süreçleri bilgece atlatmasını bilir.
Saltanatın kaldırılmasından sonra gelenekçi vekillerin itirazları ve taşkınlıkları sonucunda ortalığı yine Mustafa Kemal yatıştırır. Turgut Özakmanın Diriliş isimli kitabında da okuduğum üzere, Atatürk hem İslam tarihinden hem de okuduğu kitaplardan kaynak ve alıntılar yapar, devrimlerin gerekliliğine işaret eder.
Atatürk, askeri okul döneminden itibaren Türklük ve milletçilik kavramlarına büyük önem vermiştir. Atatürkün üzerinde derin bir etki bırakan ilk kitaplardan biri Necip Asımın Türk Tarihi isimli eseridir. Meşrutiyet yıllarında Türk Yurdu dergisinden birçok makale okumuştur.(2)
Ayrıca milliyetçilik konusunda eğilimlerinin oluştuğu bu dönemde, Altay Dilleri ve Gruplamalar (1885), Hititler Veya Unutulmuş Bir Topluluğun Hikâyesi (1888),Ulusun Göçü (1911), Türk Dillerinin Hint-Avrupa Dilleriyle Olan Eski Bağıntıları (1912), Sümer-Türk Kelimesinin Karşılaştırılması (1915) gibi kitaplardan etkilenmiştir. (3)
Türk dili ve tarihi ile ilgili çalışmaları için birikimlerini bu kitaplardan edindiğini rahatlıkla görüyoruz.
Atatürkün bir diğer ilgi alanı ise sözlüklerdi. Atatürk sözlüklere çok önem verirdi. Bunlar arasında V.V. Radloffun 4 ciltlik Türk Lehçeleri Sözlüğü (1888-1911) ile E. Pekarskiynin yine 4 ciltlik Yakut Sözlüğü ne sık sık bakar ve baktırır, bu lehçedeki kelimeleri eskiliklerinden dolayı esas sayardı.(4)
Okuduğu edebi eserler ile ilgili bilgilere ise ilk olarak Ruşen Eşrefin 1918 yılındaki Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemalle Mülakat isimli röportajında rastlıyoruz.(5)
Ruşen Eşref, röportaj esnasında Atatürkün odasında gördüklerini şöyle anlatır:
Yazıhanesi üzerinde Balzacın Colonel Charbeti, Maupassantın Boule de suifi, Lavedanın Serviri duruyordu. Şüphe yok ki Paşa, sükûnetli dakikalarının boşluğunu edebiyatla dolduruyor
Paşanın edebi eserlere olan ilgisinin bir diğer tanığı da Siirt vekili Mahmut Beydir. Mahmut Bey günlüğünde şöyle yazar (6):
21 Ağustos 1922, Akşehir Düşmanda bir hassasiyet var. Bizim tarafta fevkalâde bir hareket, birşey olduğunu hissetmiş gibi Temenni edelim ki asıl hedefi keşfetmemiş olsun. İki gündür Paşa, Çalıkuşunu okuyor. Öyle beğendi ve sevdi ki Büyük hareketlerin arifesinde böyle bir şey okumak da çok dinlendirici.
Son olarak Atatürkün şiire olan ilgisinden bahsetmek istiyorum. Önderin Faruk Nafize olan hayranlığını Afet İnandan dinleyelim(7):
Atatürkün yeşile hayranlığı, Faruk Nafizin şu şiir parçasını tekrarladığı zamanlarda ne kadar belli olurdu:
Yeşil hem de
Ben bu rengi taşırdım can köşemde.
Yeşilde ne arar da bulmaz insan oğlu?
Yeşil bu Varlık dolu, gök dolu, umman dolu.
Bir ucu gözlerimde, bir ucu engindedir.
Bir çini rengindedir bahar, deniz, kır, orman.
Bana Tanrımı gözükür yeşil dediğim zaman.
Mustafa Kemal bu şiiri okuduğu zamanlarda pür sıhhat bir varlıktı, fakat kendisi yeşile hasret çektiği zaman ise, fâni varlığının erimekte olduğunu hissediyordu.
Böylece o, bu son arzusu ile çam ağaçları ve yeşillikler arasında olmak istemiştir.
**
Atatürkün bu kadar büyük işler yapabilmesinin ve ileri görüşlü olmasının en büyük sebebi birikimiydi. Bu birikimi de okuduğu kitaplardan edinmişti.
Hayatı cephelerle, yoklukla, mücadele ile geçmiş, hiçbir zaman dinlenememiş bir insanın böyle bir birikime sahip olması onun neden hala kalplerde olduğu sorusunun en güzel yanıtıdır.
Atatürk, bizlere büyük bir örnektir. Kıymetini bilelim
Sevgilerimle.
ORHAN EFE ÖZDEMİR
İlk Kurşun
1- Atatürkün Söylev ve Demeçleri I, s. 182-214.
2- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 45.
3- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 45.
4- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 42.
5- Ruşen Eşref Onaydın, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemalle Mülakat, Varlık Yayınları, 3. baskı, s. 17.
6- Hayat Tarih Mecmuası, sayı 7/1966, s. 14.
ALINTIDIR. VERİLDİYSE KUSURA BAKMAYIN.