En Azılı Seri Katiller

gordennn

Yeni üye
19 Eyl 2009
47
0
İzmir
JOHN WAYNE GACY 1942 – 1994 (Katil Palyaço)


John Wayne Gacy 17 Mart 1942’de Chicago da doğdu.11 yaşında kafasına salıncak çarptı. Gençliğinin geri kalanını sara nöbetleriyle geçirdi, üniversitede işletme eğitimi aldı. Ünlü Nunn-Bush ayakkabı şirketinde başarılı bir ayakkabı satıcısı oldu.1964’de iş arkadaşı Marilyn Mayers’a âşık oldu ve evlendi. Ama evliliği hapse girmesiyle sona erdi.1972’de Carol Hoff’la ikinci evliliğini yaptı. Bu sırada onarım mühendisliği şirketi kurdu. İşlerindeki başarısını evliliğinde gösteremedi ve ikinci kez boşandı.

1 Aralık 1978 akşam saat 19.00 suları.15 yaşındaki Robert Piest, Des Planies kasabasındaki kimyasal malzeme satan dükkândan içeri girdi. Annesinin doğum günü partisi için bütün aile bir aradaydı ve küçük Robert’ de bir an önce onlara katılmak istiyordu. Ama Robert eve dönmedi. Saat 23.00 sularında Elisabeth Piest ve kocası durumu polise bildirdi. Robert’i en son John Wayne Gacy görmüştü. Bu isim polise hiç yabancı gelmedi. Hemen Gacy’i araştırmaya başlayan polisler onun Iowa eyaletinin Waterloo kentinde bir akıl hastanesinde 10 yıl kaldığını,1971’de bir çocuğa tecavüz etmeye çalışırken yakalandığını öğrendiler.8213 West Summerdale caddesinde bulunan Gacy’in evi. Kapıdan içeri giren ilk dedektif gerilemek zorunda kaldı. Çünkü içerinin kokusu berbattı. Kokunun geldiği bodrumda 7 ceset ve başka cesetlere ait parçalar bulundu. Bahçe ve garajda yapılan kazılar sonucu 7 cesede daha ulaşıldı. Günlerce süren kazılar sonunda Gacy’in evinin tam 28 kişiye mezar olduğu anlaşıldı. Bunlar sadece evin çevresinde bulunanlardı. Gacy 5 cesedi de Des Planies nehrine atmıştı. Gacy’in kurbanı genç erkeklerin kemiklerini arayan uzmanlar, ezilmiş bir tava, parlak bir mermer, beton yığınları ve 75 cm uzunluğunda bir tel buldular. Kazıyı denetleyen polis amiri John Thomas, ‘‘Çıkanların cesetlerle ilgisi yok. Bölgedeki heyecan artık son bulmalı ve mahalle eski olağan yaşamına dönmeli’’ diye gazetecileri bilgilendirdi.

Çevresinde iyi kalpli, sevecen, alçakgönüllü bir insan olarak tanınan Gacy 1972'den itibaren 6 yıl süreyle delikanlıları kandırıp evine ***ürmüş, birlikte olduktan sonra işkence yapmış ve boğarak öldürmüştü. 33 cinayetten sorumlu tutulan Gacy, idam cezasına çarptırıldığında jüri üyelerine sadece ‘‘Disneyland'da görüşürüz’’ demişti

Sorgusu sırasında 33 erkek ******nu öldürdüğünü itiraf etti. Hepsiyle **** yapmıştı, ama ne zaman öldürdüğünü birbirine karıştırıyordu. Seksten öncemi, seksten sonramı?
Soruşturma sırasındaki itiraflarına rağmen dava sırasında kendini hiç savunmadı.12 Mart 1980’de jüri akıl hastalığı savunmasını reddetti.14 yıl boyunca, idam edildiği 10 Mayıs 1994’e kadar hapiste ölümü bekledi.14 yılını geçirdiği cezaevinde, Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerle, ünlü seri katil Jeffrey Dahmer’in resimlerini çizdi. Resimleri ABD’nin ünlü sanat galerilerinde sergilendi.

10 Mayıs 1994,Chicago Hapishanesinin idam odası. John Wayne Gacy bir şov yıldızı edasıyla infaz hücresine girdi. İdam edilirken yüzünde garip bir gülümsemeyle gardiyana döndü ve “Kıçımı Öpebilirsin“ dedi. Gacy’in ölümü 18 dakika sürdü. Normalin en az iki katı.



RANDY KRAFT 1945 – 1983 (Score-Cart Killer)

1983 yazı, devriye polisi zikzaklar çizerek giden bir arabayı durdurur. Şoför 38 yaşındaki Randy Kraft’dır ve aşırı alkollüdür. Arabadan inen Kraft’ın garip davranışlarından şüphelenen polisler arabasının bagajında Terry Gambrel’ın cesedini bulur. Arabada yapılan aramalarda, genç erkeklere ait 47 resim bulunur. Kimi ölmüş, kimi çıplak kimide baygın bir haldedir. Ayrıca arabada bir de not defteri ve 9 çeşit uyku ilacı bulurlar. Bunların içinde VALIUM (sakinleştirici hap) ve çeşitli ağrı kesicilerde vardır. Sürücü Randy Kraft tutuklanır.

Kraft’ın evinde ve garajında yapılan aramalarda kurbanlarını öldürmekte kullandığı kemer, kayış, zincir ile kurbanlarına ait iç çamaşır ve yine kurbanlarına ait giysiler bulundu. Örn, bulunan ceketlerden biri Michigan’da ki kurbanlarından birine ait.

Randy Kraft 19 Mart 1945 yılında Long Beach California’da doğdu. Ailenin 4. ve tek erkek ******ydu.1948 aile aşırı derecede muhafazakâr olan Westminster'a taşındı. Haziran 1963’de liseden mezun olan Kraft California’da ki Claremont College’ine gider.1966’da erkek arkadaşı ile Huntington Beach'e yerleşke den uzağa taşınır ve zamanın çoğunu Gay barlarda geçirmeye başlar.1969’da okulu derece ile bitirir ve hava kuvvetlerine katılır.1 sene sonra eşcinsel davranışları nedeni ile ordudan atılır.5 Ekim 1971’de polis Orange Country’nin güneyinde bir erkek cesedi bulur. Wayne Joseph Dukette 30 yaşında ve gay’dir.3 haftadan beri kayıptır, ölüm tarihinin 5 Eylül olduğu tespit edilir. Dukette’nin kişisel eşyaları ve elbiseleri bulunamaz. Bu Kraft’ın bilinen ilk cinayetidir. Kraft seri cinayet kariyerine başlamıştır.

1972 Noel’in de Edward Daniel Moore;6 hafta sonra 6 Şubat’ta 18 yaşında kimliği belirlenemeyen biri bulunur. İşkence edilerek öldürülmüş. Ve çorapları anüsüne sokulmuştur.

Cumartesi Hauntin Beach’te başka bir ceset bulunur. Ertesi yıl parçalanmış bir ceset bulunur, kafası Longbeach, gövdesi, sağ bacağı ve kolları San Pedro, sol bacağı Sunset Beach'e bırakılmıştır.

28 Temmuz 1973’de 20 yaşındaki Ron Wiebe, ölü bulunur. İşkence edilmiş karnı ve penisi parçalanmıştır. Çoraplarından biride anüsüne sokulmuştur.

1973’de ki son kurban 23 yaşındaki Vincent Cruz Mestas 29 Aralık 1973’de bulunmuştur. Elbiseleri çıkarılmamış ama ayakları çıplaktır, çoraplardan biri anüsüne sokulmuştur. Ve penisi kesilmiştir.

Katil bir süre mola verir.1974 1 Haziran’da tekrar işbaşı yapacaktır.20 yaşındaki Malcolm Eugene Salton Sea Imperial Countyde ölü bulunur. Katil cinsel organını parçalamıştır.
Sonraki kurban 3 ağustos 1974 25 yaşındaki Thomas Paxton Lee’dir.9 gün sonra 23 yaşındaki Gary Wayne Cordova ölü bulunur, yüksek seviyede alkol ve Valium almıştır.
17 Ocak 1975’de, 21 yaşındaki Craig Victor Jonaites bulunur, boğularak öldürülmüştür.
29 Mart 1975’de 19 yaşındaki Keith Daven Crotwell Long Beach’te ölü bulunur. Görgü tanıkları çevrede beyaz bir Mustang gördüklerini söylerler. Kraft açık vermeye başlamıştır.
1976 yılı Kraft için çok kötü geçmiştir. Kraft’ın kronik migreni ve şiddetli mide ağrıları vardır ve daha da kötüleşmektedir. Buna insomnia (uykusuzluk)’da eklenmiştir.
1976’da ki bilinen ilk kurbanı Larry Gene Walters’dır.

İki ay sonra Mark Hall bir parti dönüşü kaçırılır. Cesedi 3 Ocak 1976’da Cleveland National Forest’de bulunur. Çıplaktır ve işkence edilmiştir. Ayakları bıçakla kesilmiş, gözleri, yüzü, göğsü sigara ile yakılmıştı. Penisi kesilmiş ve anüsüne sokulmuştu.
1976-77’de 8 kişi daha vahşice öldürüldü.

13 yaşındaki Oliver Peter Molitor
13 Nisan’da 17 yaşındaki Kenneth Eugene Buchanan
19 Nisan’da 14 yaşındaki Larry Armendariz
Nisanda 13 yaşındaki Michael Craig McGhee
Ekimde 16 yaşındaki Randall Lawrence Moore
10 Aralıkta 19 yaşındaki Paul Fuchs

Ayrıca kimlikleri saptanamayan iki kişide Calexico yakınlarındaki çöplüğe atılmıştı.

1978’in bilinen ilk kurbanı 19 yaşındaki Scott Michael Hughes, elbiseleri kana bulanmıştı, penisi kesilmişti. Kanında yüksek oranda Valium tespit edildi.11 Haziranda 23 yaşındaki Roland Young,19 Haziranda 23 yaşındaki Richard Keith, ayak bileği sigara ile yakılmıştı. Kanında yüksek seviyede alkol ve Tylenol tespit edildi.

Bir sonraki kurban 18 Kasım 1978’de 21 yaşındaki Michael Joseph Inderbeiten’di. Göz kapakları ve vücudunun birçok yeri sigara ile yakılmıştı.
16 Haziran,1979’da Donald Harold Crisel
28 Haziran’da13 yaşındaki Thomas Lundgren ölü bulundu, boğazı ve penisi kesilmişti
5 Ağustos’ta 17 yaşındaki Marcus Grabbsın cesedi bulundu. Katil durmak bilmiyordu.
27 Ağustos’ta 15 yaşındaki Donald Hayden
9 Eylülde 17 yaşındaki David Murillo, sopa ile dövülerek öldürülmüştü. Tecavüze uğramış, gözleri ve ayak bilekleri yakılmıştı.
17 Temmuz 1980’de Michael Sean O’Fallon ölü bulundu, kanında öldürücü derecede alkol ve Valium tespit edildi.
22 Ağustos 1980’de 19 yaşındaki Wyatt Loggins
17 yaşındaki Michael Duane Cluck, Kraft'ın 1981 yılındaki bilinen ilk kurbanı. Seattle’den Francisco’ya otostop yapıyordu. Tekmelenerek öldürülmüştü.
Tesadüfe bakın ki cesedinin bulunduğu günlerde Kraft’da ayağını incittiği için hastaneye gitmişti...
29 Temmuzda 13 yaşındaki Raymond Davis, bir kaç hafta sonrada 16 yaşındaki Robert Avila'nın cesetleri bulunur.20 ağustos 1981’de,17 yaşındaki Christopher Williams
26 Kasım1982’de Brian Whitche, cinayetler 1983’de iyice arttı.
19 yaşındaki Lance Trenton Taggs
29 yaşındaki Anthony Jose Silveira
21 yaşındaki Eric Church,
24 yaşındaki Mikeal Lâine,
18 yaşındaki Geoffrey Nelson
20 yaşındaki Rodger DeVaul Jr.

Öldürülenlerin çoğu otostopçulardı. Randy Kraft’ın hedefi otostop yapan genç erkeklerdi. Kurbanlarını önce ilaçla uyuşturuyor, sonra onları ormana ***ürüp tecavüz ediyordu. Kraft amerikanın gördüğü en hasta ruhlu seri katillerden biridir. Kurbanlarını bağlayıp kemerle, zincirle dövüyor, tecavüz ediyor, ayaklarından ağaca asarak derilerini yüzüyor ve tüm bu yaptıklarını not defterine en ince ayrıntısına kadar yazıyordu. Bu yüzden 'SCORE-CARD KILLER' ismini almıştı.

Kraft çalıştığı bilgisayar firmasının işleri gereği sürekli seyahat ediyordu. Bu yüzden de yakalanmadan uzun süre cinayetlerine devam edebilmiştir. Haziran 1974–1983 Ocak arası Oregon ve Michigan arasında birçok çözülemeyen cinayet işlenmiştir. Bunları Kraft’ın işlediği sanılıyor. Temmuz 1983’de mahkeme Randy Kraft’ı 16 cinayetten idam cezasına çarptırdı. Kanıtlanabilen cinayet sayısı 16,ama polisler Kraft’ın 67 cinayetle ilgisi olduğunu düşünüyor.




8 kişinin katili “Şen Surat“ Keith Jesperson ile hapishanede yapılmış röportaj.

— Kaç yaşındasın?
KHJ: 42 yaşındayım. Nisanda 43 olacağım.

— Kaç kişiyi öldürdün?
KHJ: 5 eyalette toplam 8 kişiyi öldürdüm. Bu kadarı da yeterli. Zaten onun için buradayım.

— Nerede doğdun?
KHJ: Chiliwack British Columbia, Vancouver’ın 64 mil doğusunda.

— Hapishane hayatı hakkında ne düşünüyorsun?
KHJ: Burada olmaktan nefret ediyorum.

— Takma ismin neden 'ŞEN SURAT'? (Burada yüzünde bir gülümseme belirir.)
KHJ: Neden şen surat? Şimdiye kadar senin gazetende hep öyle yazılıp çizildi. Bundan sonra nasıl şeyler yazdığına dikkat et.

— Çocuğun var mı?
KHJ: 3 ******m var, iki kız 15–18 ve birde erkek 17

— Babalarının bir seri katil olması hakkında neler düşünüyorlar?
KHJ: Çocuklarım tüm bu olanlar yüzünden harap oldu.

— Ömür boyu mahkûmiyetimi tercih edersin yoksa idam cezasını mı?
KHJ: Ölüm cezası ile yüz yüze gelmeyi tercih ederim.

— Niçin bu insanları öldürdün?
KHJ: Her biri değişik vakaydı. Fakat çoğunlukla depresyon,ani öfke yüzünden uykusuzluk.

— Öldürmek nasıl bir şey?
KHJ: Kimsenin başına gelmesini istemeyeceğim bir şey. Panik maksimumdu. Öldürmeyi hayal et ama asla deneme. Onu gerçekleştirene kadar anlayabileceğiniz bir şey değil.

— Pişmanlık duyuyor musun?
KHJ: Pişmanlık? Her şeyi geri döndürmeyi isterdim. Ama ne yapabilirim ki? Çok üzgünüm. Kurbanların ailelerinin beni asla affetmeyeceklerini biliyorum. Her sabah vicdan azabı ile uyanıyorum. Fakat toplum anlamıyor yâda vicdan azabı çektiğime inanmıyor.
İnsanlar bizim soğukkanlı katiller olduğumuza inanıyor. Bize inansınlar biz vicdansız değiliz.

— Bu cinayetleri işleyeceğini tahmin etseydin, kendine engel olur muydun?
KHJ: Her şey öylesine çabuk oldu ki. Kendim de dâhil herhangi birinin beni durdurup durduramayacağını bilmiyorum.




WILLIAM HEIRENS



3 Haziran 1945'de 43 yaşında bir kadın yatağında ölü bulundu. Kurbanın adı Josephine Ross’du. Katil kurbanın boynunu kırmızı bir etek ve külotlu çorapla bağlamıştı. Kurbanın boynundakileri çözen polis, yüz ve boyun çevresinde çeşitli bıçak izleriyle karşılaştı. Katil kadının boğazını kesmiş ve onu ölüme terk etmişti.

4 ay sonra 19 yaşındaki Veronika Hudzinski saldırıya uğradı. Saldırgan Hudzinskiy’e ateş etmişti. Kadın omzundan yaralandı.4 gün sonra 'Çılgın Köpek' başka bir kadına saldırdı. Bu seferki kurbanı Evelyn Pekerson’du.

Saldırgan kadının kafasına ağır bir ****lle vurmuştu. Kadın olaydan yaralı kurtulmuştu.
5 Kasım günü Bayan Caldwel evinde, dışarıdan gelen bir kurşunla yaralandı. Saldırgan karşı caddedeki evin çatısından ateş etmişti.

5 gün sonra 10 Kasımda Pinecrest Otelinde bir kadın cesedi bulundu. Öldürülen kadının ismi Frances Brown’du. Boynuna bir bıçak saplanmıştı. Bıçak boğazın bir tarafından girmiş öbür taraftan çıkmıştı. Herkesi şaşırtan şey ise katilin kırmızı rujla duvara yazdığı yazıydı.

TANRI AŞKINA
DAHA FAZLA ÖLDÜRMEDEN
YAKALAYIN BENİ
KENDİMİ ARTIK KONTROL EDEMİYORUM

Ertesi ay James Degnan'ın 6 yaşındaki kızı Suzanne evinden kaçırıldı. Olay yerine gelen polis kızın odasında bir kâğıt buldu. Kâğıtta ”20.000 dolar hazırla ve haber bekle FBİ yâda polis yok. Para 5lik ve 10luk olsun. Kızın sağlığı için bu kâğıdı hemen yak” yazılıydı.6 ay boyunca yüzlerce polis Degnan olayıyla ilgilendi ama hiçbir sonuç çıkmadı. Aynı yıl 26 Haziranda bir genç bir evi soyarken yakalandı. Polis hırsızın cebinde bulduğu kimlikten, hırsızın William Heirens isminde 17 yaşında Chicago üniversitesinde okuyan bir öğrenci olduğunu tespit etti. Polis kısa sürede, yakaladığı gencin zararsız bir hırsız olmadığını anladı. Hırsızın yurttaki odasında yapılan aramalarda son iki yıldır çözülemeyen cinayetlerin ganimetleri (Heirens kurbanlarının mücevher saat gibi eşyalarını da çalıyordu) bulundu. Yakalandıktan bir gün sonra, yapılan parmak izi incelemelerinden Heirens'in sol serçe parmağının Degnanların notundaki parmak iziyle uyuştuğu tespit edildi. Yapılan aramalardan sonra bir lağım çukurunda Suzanne Degana’nın Kafası bulundu. Bunun üzerine polis çevredeki tüm kanalizasyon çukurlarını incelemeye başladı. Her delikten Suzanne’nin parçalanmış cesedinin bir parçası çıkar. Sonunda polis küçük kızın kolları hariç tüm vücudunu birleştirmeyi başarır. William Heirens’in duruşması 4 Eylül 1946 başladı. Suçlamalar 2 gün sürdü. Heirens tüm suçlamaları kabul etti. Mahkeme onu işlediği suçlardan ömür boyu hapse mahkûm etti. Yapılan testler sonunda doktorlar Heirens'in çift kişilikli olduğunu söyledi. Yakalandıktan 3 gün sonra doktorlar Heirens'e sodyum Penothal serumu şırınga etti. (Bu ilaç geçici olarak beyin hücrelerini felç ediyor ve insanın direncini kırıyordu. Böylece ilacı alan kimse, sorulan her soruyu, hiçbir şey saklamadan cevaplıyordu).10 dakika sonra ilaç etkisini gösterdi ve Heirens her soruya cevap verecek duruma geldi. Yakalandığından beri ilk defa konuşuyordu.

Doktor Grinker: Suzanne Degnan'ı sen mi öldürdün?
Heirens: Onu George kesti.
Doktor Grinker: George bunu nasıl yaptı?
Heirens: George bir adamın evini soymak istiyordu. Dışarıdaki merdiveni gördü. Onu alıp duvara dayadı ve yukarı çıktı. Pencereden içeri girdi. Yataktaki küçük kızı boğdu ve onu dışarı çıkarttı. Sonra kızı küçük parçalara ayırdı ve her parçayı farklı bir lağıma attı. Bir not yazdı ve eve geri dönüp notu içeri attı. George kötü bir çocuk. Onun kiliseye gitmesi için çok uğraştım.
Doktor Grinker: George'un soyadı ne?
Heirens: Murman
Doktor Grinker: Neye benziyor
Heirens: Benden 5 yaş büyük. Daha uzun ve daha ağır. Esmer ve briyantinli uzun saçları var.
Doktor Grinker: erede yaşıyor?
Heirens: hicago'da Bir otelde yaşıyordu. Ama Meksika'ya gitti.

Sorgulama bitince Dr Grinker polislere ilacın suçlunun direncini kıramadığını ama bilinçaltına ulaştığını söyledi. Nasıl Doktor Jekyll, MR: Hyde'a dönüşüyorsa, Heirens’de George'a dönüşüyordu.

WILLIAM HEIRENS: "Yaptıklarım için üzgünüm. Aslında ben bile yaptıklarıma şaşırıyorum


Chul



Chul Güney Kore’nin gelmiş geçmiş en büyük seri katili unvanına sahip oldu ama tabi bu onun bir pislik olmadığı anlamına gelmez. Eşi tarafından terk edilen Güney Koreli Yoo, bir yıl içinde 23 kişiyi öldürdü. Suç makinesinin hedefi nefret ettiği zenginler ve kadınlar.

Güney Kore'nin başkenti Seul, seri katil dehşetine tanıklık ediyor. Cuma günü yakalanan 19 kişinin katili Yoo Young-chul'ın (34) hikâyesi, korku filmlerine bile taş çıkartıyor. Bir yıl içinde onlarca kurbanını vahşice öldüren katil, geçen yıl eylülde hırsızlık ve tecavüz suçlamasıyla tutulduğu cezaevinden çıkmış, 13 gün sonra ilk cinayetini işlemiş.

FAKİRLİK SAPLANTISI
Cezaevinde yatarken eşi tarafından terk edilen Güney Koreli, kadınlardan nefret etmeye başlamış. Yoo, yoksul bir ailenin ****** olarak dünyaya gelmiş. 14 yaşındayken babasını sara hastalığı yüzünden kaybeden Yoo, başına gelen tüm olayların 'fakirlikten kaynaklandığı' düşüncesine kapılmış. Bu nedenle kurbanlarını nefret ettiği zenginler ve kadınlar arasından seçmiş. Kendisi de sara hastası olan Yoo, her zaman genç yaşta ölmekten korkmuş.

Sinsa-Dong bölgesinde yaşayan yaşlı bir çifti çekiçle vahşice katlettikten sonra soğukkanlılıkla 17 kişiyi daha öldüren Yoo'nun tüm kurbanları Seul’un zengin semtlerinden. Geçen cuma günü polis tarafından yakalanıp, tutuklanan Yoo Young-Chul, kurbanların büyük bölümünü 70 ila 80 yaşları arasındaki kadınlar arasından seçtiğini itiraf etti. Soğukkanlı katil, öldürdüğü kişileri taşıyıp gömmesi daha kolay olacağı için küçük parçalara ayırdığını anlattı.11 yaşında bir oğlu bulunan Yoo, ifadesinde eski karısını da öldürmeyi planladığını ancak ******nu düşündüğü için bunu yapamadığını da belirtti. Araştırmalarda 19 kişiyi öldürdüğü belirlenen Chul, sonradan yapılan araştırmalar sonucu 23 olduğunu netleşti.


Andrei Romanowitsch CHIKATILO
Rostov Kasabı
1936 – 1994

İLK İPUÇLARI

Bulunan ilk cesetten neredeyse sadece kemik kalmıştı. "Lesopolosa"da (toprak kaymasını engellemek için ağaçlandırılmış toprak şeridi), yakacak odun arayan bir adam tarafından bulundu. Genişliği sadece 45 metre olmasına ve içinden bir patika geçmesine rağmen, kimse cesedi iyice çürüyene kadar bulamamıştı. Kemiklerinin üstünde artık sertleşmiş deri ve biraz da koyu renkte saç kalmıştı. Hemen "Militsia" yani güney Rusya'daki bölge yetkililerine haber verildi. Cesedi tanımlamaya yarayacak herhangi bir giysi yoktu, sırtüstü yatırılmış ve kafası bir yana dönmüştü. Kulaklar hala küçük delikleri görülebilecek kadar düzgündü, buna ve saçın uzunluğuna bakarak onun bir kız olduğunu tahmin ediyorlardı. Ve katiliyle mücadele etmişe benziyordu. İki kaburgası kırılmıştı, belki bir bıçakla ve daha yakın incelemede vücudunda sayısız bıçak yarası bulunmuştu. Gözleri yuvalarından oyarak çıkartılmıştı. Aynı şekilde cinsel bölgesi de bıçakla oyulmuştu. Bunu yapan her kimse, çıldırmış bir canavar olmalıydı.

Yakındaki bir köy olan Novocherkassk'dan 13 yaşındaki bir kızın, Lyubov Biryuk'un kayıp olduğuna dair rapor vardı. Araştırmacılar uzun aramalar düzenleyen amcasını çağırıp cesedi teşhis etmesini istediler. İçindeki küçük bir umuda dayanarak yeğeninin saçının bu kadar koyu renk olmadığını ve kemiklere bakılırsa burada çok uzun zamandır yattığını, ama yeğeninin sadece 1 aydır kayıp olduğunu söylemişti. Birkaç saat sonra, Binbaşı Mihail Fetisow merkezden geldi, bu bölgeden sorumlu kişi oydu. Başka kayıp kişi raporlarını sordu ve askeri birliklerin etraftaki ormanlık araziyi aramalarını istedi. Kalan deriden de parmak izi alınmasını istedi. Ertesi gün, beyaz bir terlik ve içinde küçük kızın sattığı marka sigara bulunan sarı bir çanta bulundu. Parmak izi uzmanları, kızdan ve okul kitabından alınan izlere dayanarak cesedin Lyubov'a ait olduğunu buldu. Adli tıp uzmanı sıcak havanın ve yağmurun çürümeyi hızlandırdığını söyledi. Etrafın aranması sonucu ne katile dair bir iz ne de kızın elbiseleri bulunamadı. Çözümsüz bir davaya benziyordu.

Bu konuyla ilgili bir kitap yazan Robert Cullen'e göre Rusya'da ya çok içip veya kızıp tanıdık birini öldürürsün ya da hırsızlık amacıyla birini öldürürsün. Ama ne kızın ailesinden veya tanıdık çevresinden bir şüpheli vardı, ne de hırsızlık yapılmıştı. Cesedin yakınından geçen bir patika ve 70 metre ilerde de anayol vardı. Riskli bir bölgeydi ve aniden işlenmişe benzemiyordu. Batı kültüründe görülen cinsel suçları andırıyordu. Arkadan kafasına vurularak bayıltılmıştı, 22 kere bıçaklanmış ve farklı şekillerde harap edilmişti.

Polis şüpheli listesini genişletiyordu: Akıl hastaları, suçlu çocuklar ve cinsel sapıklar. Kızın tanıdığı herkesi araştırıyor ve katille nerde karşılaştığını bulmaya çalışıyorlardı. Şüpheli listesinde olduğunu öğrenen eski bir suçlu bunu duyup kendini asınca da araştırma tamamlanmışa benziyordu. Başka şüpheliler yoktu ve herkesin düşüncesi katilin kendi cezasını vermiş olduğuydu. Ama sonra bir başka ceset bulundu.


ÇOK CİDDİ SUÇLAR BÖLÜMÜ

Lyubov'un cesedinin bulunmasından 2 ay sonra Shakhty tren istasyonunda çalışan bir işçi yakında bir iskelet kalıntıları buldu. 6 haftadır orada kalmışa benziyordu ve orta yaşlı bir kadına aittiler. Kadın çırılçıplak, yüzüstü bacaklar açılarak yatırılmıştı. Dikkat çeken ortak noktaları, çok sayıdaki bıçak yarası ve oyulmuş gözleriydi. Bunlar katilin seyrek rastlanan tarzdan imzasıydı. Ama bu yaşta veya tanımda kimse aranmadığı için bir teşhis yapılamadı.

1 ay sonra, bu noktadan 18 km güneyde bir asker başka kalıntılara rastladı, yüzüstü yatan bir kadın daha. Dallarla üstü örtülmüştü, yakından bakınca aynı bıçak yaraları bulundu ve gözleri de oyulmuştu, aynı şekilde teşhis edilemedi. Bağlantı çok açıktı, bir seri katil en azından 3 kişi öldürmüştü. Ama kimse bunu kabul etmiyordu, özellikle de basına karşı. Resmi olarak 3 ayrı çözülmemiş cinayettiler (aslında o yıl 7 taneydi ama o zamanlar bu bilinmiyordu).

Binbaşı Fetisow 10 kişiyi bu davayı iyice araştırmaları için görevlendirdi. Bu olayın hemen çözülmesini ve bu manyağın başka kadınlar öldürülmeden hemen yakalanmasın istiyordu. Bunların arasında 37 yaşındaki kriminoloji (suç bilimi) uzmanı Yüzbaşı Victor Burakov'da vardı. Parmak izi, ayak izi ve diğer konulardaki en iyi adamları oydu. Polis bilimi ve savaş sanatları hakkında uzmandı. Çalışkanlığıyla tanındığı için Ocak 1983'te Çok Ciddi Suçlar Bölümünün başına getirilmişti.

Aynı ay 4. kurban bulundu. 6 ay önce öldürülmüşe benziyordu ve ikinci cesedin bulunduğu yere yakındı. Bıçak yaraları ve gözün oyulması yine vardı, ama yakınında elbiseleri de vardı, genç bir kızdı. Tek bildikleri manyağın sigara içmediği, gözlerle ilgili bir takıntısı olduğu ve bunu öldürdükten sonra yaptığı, yani cesetlerle vakit geçirdiğiydi. Geçmişe bakarak başka kayıp vakası olup olmadığı araştırılacaktı ve buna Novoshakhtinsk'den başlanacaktı, orda 10 yaşındaki bir kızın kaybolduğu bildirilmişti.

KARIŞIKLIK

Olga Stalmachenok 10 Aralık 1982'de piyano dersine gitmişti, ondan beri onu gören olmadı. Burakov ailesini sorguladı ve aralarında evden kaçmasını gerektirecek bir sorun olmadığını öğrendi. Ama kendine "Sadist-Black-Cat" diyen biri kart atmıştı, kızlarının ormanda olduğunu ve o yıl 10 kurban daha alacağını yazmıştı. Burakov bunun sadece sapık bir adam olduğunu düşünüyordu ama gene de kızın öldüğünden korkuyordu.

14 Nisan 1983'te kaybolmasından 4 ay sonra cesedi gittiği konservatuarın 5 km uzağında bir tarlada bulundu. Vücudu dönmüş bir traktör izinde yatıyordu. Cinayet kışın işlendiği için kar cesedi korumuştu, bıçak yaraları açıkça görülüyordu. Kafası, göğsü ve karnına onlarca kez batırılmış, iç organları, özellikle ciğeri, kalbi ve cinsel organları deşilmiş, gözleri oyulmuştu. Yine aynı gaddar cinsel dürtüleriyle hareket eden katildi şüphesiz ve cinayetler sıklaşmaya başlamıştı, ama hala delil bırakmıyordu.

Araştırılacak herhangi bir kaynak yoktu, bunu yapacak kişi çok azdı ve bu davayı sadece üst düzey polisler biliyordu. Konservatuarla buranın uzaklığına bakarak adamın bir arabası olduğuna karar verildi. Görüntüsüyle insanları korkutmadığı da açıktı, kadınları ve çocukları bile. Bu işi zorlaştırıyordu, ama insanların dikkatini çekecek bir nevi akıl hastalığı olduğunu umuyorlardı. Cinsel suç işlemiş kişiler, özellikle 11 Aralıkta nerede oldukları, serbest bırakılmış akıl hastaları ve etrafta yaşayan, arabası olan veya kullanan her erkek araştırılmaya başlandı. Bütün kentten el yazısı örnekleri alınıp kartla karşılaştırıldı. Zahmetli bir işti ve sonuç alınıp alınamayacağı belli değildi, ama bir yerden başlamak zorundaydılar.

Bilmedikleri bir cinayet daha vardı, 15 yaşındaki Lourie'de, Shakhty'ye yakın bir yerde benzer bir şekilde öldürülmüştü ve üstü karla kaplanmıştı, uzun bir süre bulunamayacaktı. Bundan sonraki aylarda dikkate değer bir şey bulunamadı, karın bazı izleri kapattığı da açıktı. Sonra bir ceset daha bulundu. Yine bir ağaçlık kenarında yağmur oluğunda kemikler bulundu. Aranan kimse yoktu, ama kemikler incelenince seri cinayetlerden biri olduğu ortaya çıktı, aynı zamanda da kızın özürlü olduğu. Bu bazı araştırmaları kolaylaştıracaktı, ama geri zekâlı savunmasız bir kıza bile bunu nasıl yapabildiği sorusu insanı ürkütüyordu. Teşhis için etraftaki özel okullara bakılabilirdi. Kendi gibi çocukların gittiği bir okula giden 13 yaşındaki bir kızdı, kimse onu aramamıştı çünkü arada sırada kaybolur geri gelirdi.

Ormanlıkta 45 yaşındaki bir kadın da öldürülmüştü, ama bu cinayetlerle bağlantısı sonra çıkacaktı. Hemen arkasından Eylülde altıncı kurbanın yakınında 8 yaşında bir erkek çocuk bulundu. Diğerlerinden bir farkı yoktu, bıçak yaraları ve gözler. 9 Ağustostan beri aranıyordu, diğer kız gibi piyano dersine gidiyordu ve toplu taşıma araçları kullanıyordu. Bu yeni gelişme herkesin kafasını karıştırdı, çünkü genelde aynı tip ve cinsiyetten kurban seçerdi ama bu sefer farklıydı, hatta birden fazla katil olabilir mi düşüncesi ortaya çıktı. Mümkün olabilirdi, ama aynı türde şiddet uygulaması pek olası değildi. Tam bu sırada katilin yakalandığı haberi geldi Burakov'a, her şey bitmişti.

İTİRAFLAR

Şüpheli 19 yaşındaki Yuri Kalenik'ti. Yıllarca geri zekâlı çocuklar için bir yurtta yaşamış ve yer döşemeciliği öğrenmişti. Buradan daha büyük çocuklarla hala görüşüyordu ve bir gün onlarla işten eve giderken trendeki görevli onları sorguya çekmiş ve gençlerden biri suçlunun Yuri olduğunu söylemişti. Böylece tam akıllı olmayan ve kendini kurtarmaya çalışan bir ******n sözlerine güvenerek onu merkeze ***ürmüşlerdi. Görevliler davaya çözüldü gözüyle bakıyorlardı. Yuri tutuklandı ve içeri atıldı. Avukat veya sessiz kalma hakkı yoktu. Başına gelenleri bile tam anlayamıyordu, kimseyi öldürmemişti. Ama araştırmacılar suçlu olduğunu ve eninde sonunda itiraf edeceğini düşünerek onu içerde tutmak istiyorlardı. Açıkça belliydi ki eğer daha fazla dayak yemek istemiyorsa itiraf etmek zorundaydı, o da suçların hepsini kabul etti. Şimdi polise tek kalan gereken delilleri bulmaktı, bu adam doğru kişi olmalıydı.

Victor Burakov hala soruşturmanın başındaydı. Yuri'de uygun bir şüpheliye benziyordu, akıl sağlığı da tam olarak yerinde değildi, hem yapmamış olsa niye bu kadar iğrenç suçu kabul etsin ki? İtiraf etme en güçlü delil sayılıyordu. Hem onları cinayet mekânlarına da ***ürmüştü. Ama gene de Burakov emin olamıyordu, çünkü tam suç yerini göstermek yerine etrafta dolanıyordu ve polislerin ondan nereye gitmesini beklediğine bakıp öyle gidiyordu. Gözü korktuğu içi bunu yaptığı açıktı. Ne yapacağına karar veremiyordu, ama o anda yeni bir ceset bulundu.

LESOPOLOSA HAREKÂTI

Başka bir ağaçlıkta, sakatlanmış bir kadın cesedi daha bulundu. Katil göğüs uçlarını büyük ihtimalle dişleriyle kopartmıştı, karnını yarmış ve tek gözünü oymuştu. Aylardır burada olmalıydı, elbiseleri de yoktu. Kimliği belirlenemeyen bu cinayetten Kalenik sorunlu olabilirdi, çünkü o zamanlar serbestti ama bir sonrakini işlemesi imkânsızdı.

20 Ekim'de bulunan kadın cesedi 3 gün önce öldürülmüştü ve Kalenik o sırada içerdeydi. Yaralar aynıydı, ama yapan vahşileşmişti ve bazı organlarını çıkarmaya başlamıştı ve bu organlar bulunamıyordu. Bu sefer gözler yerindeydi. O cinayet serisine dâhil olmayabilirdi ama trenle yolculuk ediyordu. Belki de katil yöntemlerini değiştirmiş veya işi ortada bölünmüş olabilirdi.

4 hafta sonra oranın yakınında bir iskelet daha bulundu, yaz sırasında öldürülmüşe benziyordu ve gözleri oyulmuştu. 10. ceset 1984'e girer girmez bulundu. Tren raylarının yakınında bulunmuş ve 14 yaşındaki Sergey Markov'a aitti, 27 Aralıktan beri de kayıptı. Yine kışın koruyucu etkisiyle bu gence neler yapıldığı açıkça belli oluyordu. Sırtından defalarca bıçaklanmıştı, bu sayı 70 olarak tahmin ediliyor, cinsel organlarını ve o bölgedeki her şeyi kesip atmıştı. Anal tecavüze de uğramıştı. Katil yakın bir yere de dışkısını yapmıştı.

Kalenik’in suçsuz olduğu belliydi ve bunu yapan manyak hala sokaklarda serbestti. Davayı kapatma adına polis acele etmişti. Fetisow ******n kaybolduğu gün yaptıklarının üstünden geçmeye karar verdi. Gikovo adlı şehirde başlayıp bindiği trene kadar gidildi. Aynı şehirde geri zekâlılar için özel bir okul da vardı ve eski bir öğrenci olan 23 yaşındaki Mihail Tyapin'in de aynı saatte oradan ayrıldığı belirlendi. Uzun ve konuşmasını çok iyi bilmeyen bir gençti ve bir itirafta bulunmuştu, arkadaşı Aleksandr Ponomaryev ile Markov'u ağaçlığa çekip orda öldürdüğünü söylüyordu. Oraya dışkılamışlardı da. Tyapin'in şiddet dolu bir hayal dünyası vardı ve çözülmemiş birçok cinayeti de yaptıklarını söylüyorlardı ama cesede uyguladığı vahşet konusunda bir şey anlatamıyordu. Hatta başkalarının yaptığı ispatlanmış iki cinayeti daha üstlenmişlerdi.

Polisin kafası yine karışmıştı ve Fetisow bu konuda şüpheliydi ve Burakov aradıkları kişinin bu olmadığına emindi. Bütün itiraflar uydurulmuştu. Bunları yapanın 1 kişi olduğuna ve güç anlaşılan bir tür deli olduğuna inanıyordu. İlk işe yarar delillerini bulmuşlardı. Adli tip uzmanı Markov'un anüsünde sperm artıkları bulmuştu. Tecavüz sırasında katil boşalmıştı ve iz bırakmıştı. Şüphelilere artık kan grubu muayenesi yapılabilecekti ve şimdiye kadar itiraf edenlerin hepsinin kan grubu yanlıştı.

Ama yeni bir laboratuar raporu ortalığı karıştırdı ve sonucun yanlış olduğunu ve kan grubunun Mihail Tyapin'in kine uyduğunu söylüyordu. Katil bulunmuştu. Ama yine de yeni cesetler çıkıyordu.

BAZI İŞE YARAR İPUÇLARI

1984'te birçok ceset daha ortaya çıktı, ilki daha önceki cesetlere yakın bir yerde bulundu, bir kadın cesedi. Aynı şekilde öldürülmüştü, gözleri yerindeydi ama yeni bir şey vardı: bir parmağı alınmıştı. Daha fazla ipucu da vardı, çamurda bırakılmış 13 numara bir ayak izi. Kurbanın üstü de kan ve spermle kaplanmıştı. 18 yaşında, tren istasyonunda çalışan bir çocukla çıkan bir kız olduğu ortaya çıktı, çocuk sorgulandığında o saatte başka bir yerde olduğunu ispatlayabiliyordu. 3 önemli olay vardı, cinsel bölgesinde bit vardı, karnında sindirilmemiş yemek vardı ve içinde hiç meni yoktu. Katil sadece üstüne mastürbasyon yapmıştı. Kızın fakirliğine bakılırsa onu yemek ısmarlama bahanesiyle kandırmış olma olasılığı yüksekti. Yakın çevrede özel bit ilacı satın alan olup olmadığı da araştırıldı.

Ama sonuçsuz. Tek buldukları kadının erkek arkadaşının da 1982'den beri kayıp olduğuydu. Diş kayıtlarına bakılarak ikinci cinayetin teşhisi yapıldı ve o kayıp arkadaş olduğu ortaya çıktı. Bu iki cinayet de birbirine bağlanmıştı. Bir şüpheli daha yakalanıp sorgulandı, ama Burakov'un aradığı katil tipi farklıydı.

Laboratuar da hala spermlerin aynı kişiye ait olup olmadığını bulamamıştı. Moskova’dan gelen uzman daha iyiydi ve kan grubunun AB olduğunu söyledi ve bu şekilde şüpheli listesi daraltıldı. Yakaladıkları kimse buna uymuyordu ve katil hala dışarıdaydı.

O yılın martında Novoshakhtinsk'de 3 gün sonra bıçaklanmış ve sakatlanmış olarak bulunan 10 yaşındaki Dimitri Ptashnikov kaçırıldı. Dilinin ucu ısırılarak kopartılmıştı ve penisi de yoktu. Üstündeki meniler daha önceki cinayetlere bağlıyordu bu olayı da. Yakında büyük bir ayak izi bulundu. Ama bu sefer şahitler de vardı. Çocuk uzun boylu, çökük yanaklı, dizlerini bükmeden yürüyen, büyük ayaklı ve gözlüklü biriyle uzaklaşırken görülmüştü. Ama kimse bu kişiyi tanımıyordu. Biri de beyaz bir araba görmüştü.

Sonra 17 yaşındaki Lyudmila Alekseyeva'nın 39 yerinden bıçaklanmış cesedi bulundu. İpuçları bir işe yaramıyordu. Hemen arkasından çekiçle öldürülmüş bir kız ve birçok bıçak yarasıyla öldürülmüş bir kadın bulundu, anne ve kızı aynı anda katledilmişti. 1984'ün sonuna kadar 24 kişi olmuştu. Ne zaman meni bulunsa, aynı kan grubunu yani AB gösteriyordu. Bir kurbanda gri bir saç teli, erkek saçına benziyordu ve bir cesedin yanında katilin olabilecek elbise parçaları bulunmuştu. Davranışları da değişmişti, bazen üst dudağı, bazen burnunu kesiyordu, kurbanın ağzını veya karnını da yarıyordu. Cinayet sıklığı da artmıştı, yılda 5 kurbandan iki haftada bire çıkmıştı. Ama eninde sonunda bir hata yapacakti ve tek çareleri buydu.

ŞÜPHELİLER

İç işleri bakanlığından bu davayla ilgilenmek üzere 10 yeni detektif ve 200 memur atandı. Burakov bu ekibin başıydı, bu ona büyük bir sorumluluk yüklüyordu. Yeni bir plan yaptı ve sivil kıyafetli gizli görevli memurları otobüsler, trenler ve parklara koydu. 25–30 yaş arası, iri yapılı ve AB kan grubuna sahip biri aranıyordu. Dikkatli ve en azından biraz da zeki, ikna edici konuşan bir erkek. Bir kadınla veya annesiyle yaşıyor ve seyahat ediyor olmalıydı. Eski bir akıl hastası veya kuvvetini kötüye kullanan bir kişi, anatomi ve bıçak kullanma konusunda da bilgiye sahip. Bu kriterlere uyan hemen herkese kan testi yapılıyordu.

Basının bu konuda yazması, sorular sorması veya araştırması yasaklanmıştı, kadınlar ve çocuklar da uyarılmıyordu. Bir memur Rostov otobüs durağında yaşlıca bir adamı izlemişti. Genç bir bayanla konuşmuş, o otobüsüne binince duraktaki başka bir kızın yanına oturmuştu. Bu davranışlarından şüphelenen Yüzbaşı Zanasovsky onun sorgulanması gerektiğine karar verdi. Adamın adı Andrei Chikatilo'ydu ve makine yedek parçaları satan bir şirkette müdürdü. Oraya iş gezisi için gelmiş ama Shakhty'de oturuyormuş. Kadınlarla niye konuştuğu sorulunca, eskiden öğretmen olduğunu ve gençlerle muhabbeti özlediğini söylemişti. Polis şefi gitmesine izin vermişti. Ama Chikatilo'ya yine rastlayınca onunla aynı otobüse binerek izlemeye başladı. "Hasta birine benziyordu ve sürekli kafasını bir yandan öbür yana çeviriyordu." Onun başka bir otobüse bindiğini ve orda da başka kadınlara yanaştığını gördü. En sonunda bir hayat kadınıyla anlaşıp mantosunun altından *** yaptırırken toplum içinde ahlaksız davranmaktan tutukladılar. Çantası araştırılınca içinden bir kutu vazelin, uzun bir mutfak bıçağı, bir parça ip ve kirli bir havlu çıktı. Yani hiçbirinin iş gezisiyle alakası yoktu.
Zanasovsky onun lesopolosa katili olduğuna emindi. Savcının gelmesini istedi ve onu sorgulamaya başladılar. Kanı alındı ama AB değil A çıkmıştı. Aynı zamanda Komünist partisinin iyi referansları olan bir üyesiydi. Geçmişinde dikkat çekecek hiçbir şey yoktu. Yine de onu itirafa zorlamak amacıyla bir kaç gün hapiste tuttular. Her şeyi inkâr etti ve sadece cinsel açıdan zayıf olduğunu, dürtülerine uyduğunu söylüyordu ve sonunda serbest bırakıldı. Sonra iş yerinde ufak bir hırsızlıktan tutuklanıp 3 ay hapis yattı. Ama kan grubu uymadığı için onların katili olamazdı.

Burakov Moskova'ya gidip oradaki uzman psikyatristlerle katilin profili hakkında konuşmak istedi ama Alexander Bukhanovsky dışında kimse ona pek yardımcı olamadı. Katil hakkında bulduğu her şeyi araştırdıktan sonra şöyle bir sonuca ulaştı: Cinsel açıdan geri kalmış, 25–50 yaş arası ve 1.80 boylarında. İktidarsızlık çekiyor ve kurbanların ona bakmasını engellemek için gözlerini oyuyor. Vücutlarını bir yandan kendi beceriksizliğine duyduğu siniri çıkartmak için, bir yandan da zevkini bastırmak için deşiyordu. Bir sadist ve şiddet uygulamadan rahatlayamıyor. İçinden gelen dürtülerle hareket ediyor ve ne zaman nerde ortaya çıkacağı kestirilemiyor. Cinayet işlemediği sürece de depresif davranışlar gösteriyor, hatta baş ağrıları bile olabilir. Geri zekâlı veya şizofreni değil, bir plan oluşturup onu uygulayabiliyor. Tek başına öldürüyor ve bunların hepsini de sadece o yapmış. Ama maalesef bunlar onu yakalamak için yeterli bilgi değildi.

Cinsel görevini yapamaması onları homoseksüel suçlar islemiş eski bir mahkûma Valery Ivanenko'ya ***ürdü. Bu birçok "sapıklık" yapmış ve kendini psikopat olarak tanımlayan bir kişiydi. Aynı zamanda karizmatik bir kişiliği vardı ve öğretmenlik de yapmıştı. 46 yaşındaydı ve gözlük takıyordu. Rostov'daki akıl hastanesinde yatmış ama kaçmıştı. Bütün tahminlerin üstündeydi ve mükemmel şüpheli gibiydi. Yatalak annesiyle kaldığı daireden çıkarken Burakov onu tutukladı. Ama onunda kan grubu A'ydi ve o da katil olamazdı. Burakov onu serbest bıraktı ve eşcinseller hakkında ona bilgi getirmesini istedi ve bu konuda çok başarılıydı. Kısa sürede Rostov'un yeraltı dünyası, şiddetçe sapıklıklar hakkında birçok bilgi edinmişlerdi. Bu şüpheliyle yaptıkları sorgulama sonucunda Burakov katillerinin eşcinsel olmadığına ama normal ilişkiye gelince iktidarsızlık çektiğine karar verildi. Ama daha fazla ayrıntıya ihtiyaçları vardı.

KATİL X

Baskı altında daha önceki cinayetleri çözmeye çalışıyorlardı ve sonraki 10 ay içinde sadece 1 ceset daha bulundu, genç bir kadın, ama bu sefer Moskova’nın yakınındaydı. 10 ay boyunca katil nerdeydi? Oraya mı taşınmıştı? Sadece öylesine mi gitmişti? O süre içinde acaba tutuklanmış mıydı? Hatta ölmüş bile olabilirdi. Ancak 1985'in Ağustosunda yeni bir ceset daha bulundu. Aynı şekilde işlenmişti ve bir havaalanının yakınındaydı. Rostov'daki katilinin aynısıydı. O arada yapılan bütün uçuşların kayıtları incelendi ama yine de gözlerinin önündeki ipucunu kaçırdılar. O arada Moskova'daki yetkililer bulunan 3 tane erkek çocuk cesedini de bu olaya bağladılar, üçüne de tecavüz edilmiş, birinin de kafası kesilmişti.

Rostov ekibi tekrar Shakhty'ye döndü çünkü otobüs garajının yakınında 18 yasındaki evsiz bir kızın cesedi bulunmuştu. 1 ay önce Moskova'da bulunan cesetle aynı izleri taşıyordu. Tırnaklarının altında kırmızı-mavi iplikler bulundu ve üstündeki izlerden alınan örneklerde yine AB grubu çıktı ve yine 1 tane gri saç teli bulundu. Şimdiye kadar bulduklarıyla artık olayı çözeceklerine inanıyorlardı. Tekrar birini yakalayıp 10 gün sorguladıktan sonra her şeyi itiraf ettirmişlerdi, ama adam onları ne cinayet mahalline ***ürebilmişti, ne de söyledikleri birbirini tutuyordu.

Operasyon genişletildi ve Baş Araştırmacı Issa Kostoyev, 15 savcı ve 29 detektif olaya atandı. Tren ve otobüs duraklarını izleme görevi devam ediyordu. Bayan görevliler erkeklerin onlarla konuşması için daha çok ortada dolaşıyordu. Kostoyev fazla yol kat edemediklerini ve aslında katile rastladıkları halde tanıyamadıklarına inanıyordu. Bu arada seri katiller hakkında bulduğu her şeyi de okuyordu. Yuri Kalenik hala hapiste onun hakkında yapılan araştırmanın bitirilmesini bekliyordu ve 5. yalan itirafı alınmıştı. Kostoyev onun suçlu olmadığına emindi ve sadece vakit kaybettirdiğini düşünüyordu.

Burakov tekrar Dr. Bukhanovsky'ye gidip daha ayrıntılı bir görüntü istedi ve o da araştırmalarını genişleterek adini Katil X koyduğu kişiyi 65 sayfalık raporunda anlatıyordu:
X psikotik değil, yaptıklarını kontrollü olarak yapıyor ve açıkça çok bencil. Narsist ve kendini beğenmiş, kendini üstün görüyor, ama aşırı zeki de değil. Bir plan uyguluyor ama çok yaratıcı değil. Heteroseksüel ama genç erkekler de bazen kızların yerini tutabiliyor şiddet nöbetlerinde. Nekrosadist, yani ölülere eziyet edip, cinsel tatminini sağlamak için onların ölümünü seyredebilir. Onları çaresiz hale getirmek için kafalarına vuruyor ve arkasından onlarca kez bıçaklaması onlara cinsel açıdan girmesini simgeliyor, çünkü normal yollardan yapamıyor. Yanlarına, üstlerine bacaklarını açarak oturuyor veya yanlarına çömeliyor, yani mümkün olduğunca yakın. En derin yaralar, en çok zevk aldığı zamanı gösteriyor. Kendini tatmin ediyor, ya eliyle ya da kendiliğinden oluyor. Gözlerini oymasının birçok nedeni olabilir, neden böyle davrandığını gösteren hiçbir şey yok. Onlardan korkuyor veya heyecanlanıyor olabilir. Görüntüsünün üzerlerinde kaldığına inanıyor olabilir, bu bir batıl inançtır. Kadınların cinsel organlarını kesmesi, onları üzerinde gücünü ispatlamak için, onları saklıyor veya yiyor olabilir. Erkek cinsel organlarını kesmesi de onları nötralize ederek daha çok dişileştirme amacıyla yapılıyor olabilir.
Havalardan etkilenmesi de ilginç bir durum, cinayetlerinden önce barometre düşüyor, bu onun tetikleyicisi olabilirdi. Cinayetlerin çoğu da hafta içi salı-perşembe arası yapılmış, bu da is yerinde veya evdeki stresin etkisi olabilir. Boy ve yapısı konusunda emin olmamakla birlikte, yaşı en çok cinsel sapıklıkların yoğunlaştığı 45–50 yas arası olduğu tahmin ediliyor. Zor bir çocukluk geçirmiş. Sorunlu ve kendi başına takılan bir çocuktu. Zengin bir hayal gücü ama cinselliğe yaklaşımı anormaldi. Evli olup olmadığı bilinmiyordu, ama öyleyse bile karısı ona çok karışmıyordu. Cinayetleri güdüseldi ve tehlike sezdiği anda bir süre ara verebilirdi, ama ölene veya yakalanana kadar bitmezdi.

Bu kadar ayrıntılı bir rapora karşılık adamı yakalayacak kesin bilgi yoktu ellerinde. İdam edilmek üzere olan bir mahkûma sorulduğunda, cinsel sapık ve katillerin kendine göre kuralları ve ahlak anlayışı vardır ve bunları normal cinsel doyum ve istek gözüyle bakarlar, bunları yapmaktan çekinmez ama çocukların önünde içki içmeye çekinir. Zıtlıklarla dolu bir hayatta yaşayabilir ve bunu normal karşılar. Katilin bu tanımlara uyacağına düşünülerek araştırmalar bu yöne doğru kaydırıldı. Ama tuhaf bir şekilde cinayetler birden sona erdi...

HAYAL KIRIKLIĞI

Sadece tek bir kadın cesedi 1985'te Rostov'da ortaya çıktı ve bütün kış veya ertesi bahar bir olay olmadı. Sonra 23 Temmuz'da 33 yaşındaki bir kadının cesedi ortaya çıktı, ama üzerinde sadece bıçak yaraları vardı. Onun da bu seriye dâhil olduğuna dair şüpheler vardı. Ama 18 Ağustos'ta kinde şüphe falan kalmadı, bütün ayırt edici işaretler vardı ama sadece eli dışarıda kalacak şekilde gömülmüştü. Başka cesetlerin olup olmadığı veya nerede olduğu sorusu da böylece cevap buldu...

El yazısı uzmanları Black Cat imzalı karttan bir şey bulamadılar ve ellerindeki 14 şüphelinin yazıları da tutmuyordu. Bütün ipuçları çıkmazda sonuçlanıyordu, bu davada umutları artık tamamen kaybetmişlerdi.

1986'nın sonunda Victor Burakov sonunda sinir krizi geçirdi ve 1 ay tedavi altına alındı. 4 Yıl bu kadar yoğun çalıştıktan sonra hala bir yere varamamışlardı. Ama düşünmeye fırsatı olduğundan yeni bir strateji kurabildi, katili ancak tekrar birini öldürürse yakalayabileceklerdi. Ama 1987'nin sonuna kadar yine herhangi bir şey olmadı.

6 Nisan 1988'de bir tren yolu işçisi çıplak bir kadın cesedi buldu, onlarca kez bıçaklanmış, burnunun ucu gitmiş ve kafatası içeri doğru ezilmişti. İnsanlar onu görmüştü ama yalnız olarak. Gözleri de oyulmamış ve cinsel şiddet de uygulanmamıştı. Yakınında sadece bir ayak izi vardı. Ve ağaçlıkta öldürülmemişti. Bunu diğer cinayetlere tam olarak bağlayamıyorlardı, belki de Lesopolosa katili ölmüştü.

Ama 1 ay sonra 17 Mayıs'ta 9 yaşındaki bir erkek ******nun cesedi tren yoluna yakın bir ağaçlıkta bulundu. İşkence edilmiş ve delikleri pislikle doldurulmuştu, birçok kere bıçaklanmış, kafasına vurulmuş ve penisi kesilmişti. Kadının aksine ****** teşhis etmek kolay oldu, iki gündür kayıp olan Aleksei Voronko'ydu. Bir sınıf arkadaşı onu altın dişi olan, bıyıklı ve spor çantalı, orta yaşlı bir adamla gördüğünü söyledi. Beraber ormanlığa gitmişler ve Aleksei hemen döneceğini söyleyip, dönmemişti. Bu güçlü bir ipucuydu, çünkü altın dış yaptırabilen çok kişi yoktu. Ama yılsonuna kadar yine de bir sonuca ulaşılamadı.

Üstelik sağlık bakanlığından kan harici sıvılardan kan grubu teşhislerinin %100 doğru olmayabileceğini, laboratuarların yetersiz olduğunu ve bu sebeple verilen bilgilerin yanlış olabileceği söylenmişti. Bu hem çok büyük bir hayal kırıklığı hem de çok büyük bir gelişmeydi, şimdiye kadar yakaladıkları ve kan grubundan saldıkları biri doğru kişi olabilirdi. Bunu takriben artık kan değil sperm örnekleri almaları gerekecekti ve bütün çalışmalara baştan başlayacaklardı. Ve yapabilecekleri tek araştırma toplu taşıma duraklarına daha fazla görevli dikmek olacaktı.

Ve katil Nisan 1989'a kadar yine hareketsiz kalmıştı.

SAYI ARTIYOR

Bir tren istasyonunun yakınındaki ağaçlıkta geçen yazdan beri kayıp olan 16 yaşındaki bir ******n cesedi bulundu. Onlarca bıçak yarası, bunlara ek olarak bir de ******n penis ve testisleri kesilmişti. Çok kötü çürümüştü, aylarca karın altında kalmıştı. Amcasının hediyesi olan bir saat de kayıptı. Birinin üzerinde bulunması çok yardım edebilirdi. O bölgede trene binen veya istasyonu gözetleyen hiçbir memur sıra dışı bir şey fark etmemişti. Çocuklarla veya kadınlarla ilgilenen yaşlı kimse yoktu. Ama oradaki bilet satıcısı aylar önce bir adamın oğlunu onunla ormana gitmesi için kandırmaya çalıştığını söyledi. Bu kişi bulundu, ama aradıkları katil değildi. 5 yıl boşu boşuna içerde kaldıktan sonra Yuri Kalenik de serbest bırakılmıştı ve cesedin bulunduğu yere yakın bir yerde yaşıyordu. Belki serbest bırakmak bir hata olmuştu, ama tekrar sorgulandıktan sonra yine bırakıldı.

10 Mayıs'ta 8 yaşındaki bir çocuk kayboldu, 2 ay sonra bir otobanın yakınında bıçaklanmış ve cinsel organları kesilmiş olarak bulundu. Katil ağaçlıklardan açık alana geçmişti, bu onun istasyon veya trendeki memurlardan şüphelenmesinden olabilir miydi? Bu rahatsız edici bir düşünceydi ama açık alanda öldürme de riskli bir işti. Bu umut verici bir işaret olabilirdi. En organize katilin bile dikkati dağılabilirdi.

Sonra Ağustosta Macar bir öğrenci öldürüldü. Elena Varga. Diğer bayan kurbanlarla aynı izleri taşıyan cesedi herhangi bir durağa veya istasyona yakın olmayan bir ağaçlıkta bulundu. Bir hafta sonra 10 yaşındaki Aleksei Khobotov kayboldu ve 4 ay sonra 1990'ın ilk günlerinde yine cinsel organları kesilmiş 11 yaşındaki başka bir ceset bulundu. 10 yaşında başka bir ceset daha cinsel organları ve dili kesilmiş olarak bulundu, dili sanki ısırılarak kopartılmıştı. Temmuz 1990 sonu bir kadının cesedi bulundu ve sonra da botanik bahçesinde 13 yaşındaki Victor Petrov'un öldürülmüş ve kesilip parçalanmış cesedi bulundu.

Şimdiye kadar bilinen 8 yılda 32 ceset vardı ve artık gazeteler bu olayları yazmakta serbestti ve araştırmacılara baskı yapmaya başlamıştı. İnsanlar çaresizleşmeye başlamıştı. 17 Ağustos'ta 11 yaşındaki Ivan Fobin ninesinin çiftliğine yakın bir yerde yüzmeye gitmişti. Etraftaki onlarca şahide rağmen, ağaçlar sayesinde katil onu 42 kere bıçaklayabilmişti ve cinsel organlarını da kesmişti. Bu bir rezaletti ve halk gittikçe sinirleniyordu.

Burakov yeni bir strateji kurmuştu, en yüksek ihtimalli istasyonlar dışındakilere çok fazla memur koyarak katili boş olan 2–3 tanesine doğru yönlendirecekti. Bu 2–3 istasyonda da adamları çiftlik veya tren yolu işçisi olarak bulunacaktı. Bu istasyonlara gelip giden herkes kaydedilecekti. 350 kişiyi kapsayan büyük bir operasyondu ama işe yarayabilirdi. Bunun için uygun yerlerden biri de Donleskhoz istasyonu gibi görünüyordu, iki kurban burada öldürülmüştü. Mantar toplayıcıları yazın çok olurdu burada, ama başka kimse pek olmazdı. 2 başka yer daha seçildi.

Ama daha harekete geçemeden katil Donleskhoz istasyonundan kaçırdığı 16 yaşında geri zekâlı bir ****** öldürdü, 27 kere bıçakladı ve dili kopartılmıştı, testisleri ve 1 gözü de yoktu. Kimliği ortaya çıkınca onun trenle çok yolculuk yaptığı ama kimseyle görülmediği belirlendi. Plan çok iyiydi, yeri de doğruydu, ama gene kıl payı kaçırmışlardı. Sonra 16 yaşındaki Victor Tishchenko kayboldu, en son Shakhty tren istasyonuna bilet almaya giderken görüldü. Bu genç yaklaşık 65 kiloydu ve diğer kurbanlardan daha iriydi. Cesedi 2 mil ilerde güneyde bulundu, ağaçlıkların arasında ve bilinen durumda. Anne kızın 6 yıl önce bulunduğu yerde üstelik. Etrafta boğuşma izleri de vardı. Burakov planını başlattı ama katil gene yakalanmadan genç bir kadını öldürmeyi başardı, bu 36. kurbandı. Dövülmüş ve karnı yarılmıştı, dilinin bir kısmı kopartılmıştı. Ama kimse bir şey görmemişti.
Yine de istasyona gelen kişilerin isimleri arasında bir tanesi dikkatlerini çekmişti, bu isme daha önce de rastlamışlardı. Bu kişi sadece kan grubu tutmadığı için salınmıştı, katili bulmuşlardı.

OYUNUN SONU

Andrei Romanovich Chikatilo, 6 Kasımda Donleskhoz istasyonundaydı. 1984’de sorgulanıp serbest bırakılmıştı. Kurbanın kaybolduğu yerde ormandan çıktığı görülmüş ve bir çeşmede elini yıkamıştı. Yanağında ve kulağında kırmızı bir iz kalmıştı, bir parmağı kesikti ve mantosu kırışmıştı. Tren istasyonundaki görevliler ismini almıştı. Tutuklandı, araştırılınca eskiden gerçekten de öğretmen olduğu ama öğrencilerine sarkıntılık ettiği için işinden atıldığı ortaya çıktı. Bir firmada çalışmış ama iş gezilerinden alması gereken şeyleri almayıp parayı harcadığı için kovulmuş ve hapse girmişti. Bu iş gezilerinden birinde de Moskova’da ki cinayeti işlemişti. Eskiden Komünist Partisinin üyesi olmasına rağmen hapse girdiği için buradan da atılmıştı. Ama bütün deliller ikinci eldendi, onu ya iş üstünde yakalamaları gerekiyordu ya da itiraf etmeliydi.

Onu gözaltında tuttuğu süre içinde kendi halinde sessiz bir adam izlenimi veriyordu, sinir bozucuydu. Söylendiği gibi ağzında altın dişi yoktu, evliydi ve iki ****** vardı. Hatta üniversite mezunu eğitimli bir kişiydi. Çantasında ufak bir sustalı buldular. Ama bunun dışında bir şey öğrenemediler. Onu iyi bir muhbirin olduğu bir hücreye koydular, onu itiraf ettirtmesi gerekiyordu ama başarısız oldu. Evi arandığında kurbanlarına ait bir şey bulunamadı ama 23 tane bıçak çıktı. Bu bıçakların cinayetlerde kullanıldığı fikri ispat edilemedi.
Sonunda soruşturmayı Kostoyev kendi ele almaya karar verdi, onu avukatının eşliğinde dört köşe bir odada sorgulayacaktı. 3 sandalye bir masa ve delillerin saklandığı izlenimi verilen bir kasa vardı. Uzun boylu, uzun boyunlu, düşük omuzlu, çok büyük gözlüklü ve gri saçlı bir adam içeri girdi. Çok yaşlıymış gibi ayaklarını sürerek yürüyordu ama Kostoyev bu numaraları yutmadı. Onun gerektiğinde çok güçlü olabilen hesaplı bir katil olduğunu düşünüyordu. Chikatilo kırılgan görünüyordu ve Kostoyev'in sorgulama konusunda sadece %3lük bir başarısızlık oranı vardı. Onun kafasının yapısını çözüp, onun mantığına göre onu konuşturmaya çalışacaktı. Suçlu biri er geç itiraf ederdi. Ama yine de 10 günlük süre içinde onu konuşturmayı başaramadı. Chikatilo aynı 1984’te yakalandığında yapıldığı gibi bir hata yapıldığını söylüyor, garip cinsel davranışları hariç suçlanacak bir şeyi olmadığını söylüyordu. 6 Kasımda o istasyonda olduğunu da inkâr ediyordu. Kostoyev onun yalan söylediğini biliyordu ve bunu ona da söyledi. Chikatilo en sonunda yasal mahkeme hakkını istedi.

Chikatilo 3 sayfalık bir ifade verdi, içinde cinsel sapkınlıkları olduğunu ve bazen kendini kaybettiği yazıyordu, ama kesin bir şey söylemiyordu. Tren istasyonlarının etrafında takılıp gençleri izlediğini ve orda çok evsiz dilencilere rastladığını ve onların bu gençlere zarar verebileceğini de yazmıştı. İktidarsız olduğunu da yazmıştı. İmalı bir itirafa benziyordu, ama suçları başkalarına atmaktan da geri kalmıyordu. İntiharı düşünmüş olduğunu da ifadesine eklemişti.

Kostoyev bir itirafın onun durumunu düzelteceğini, hatta akli sağlığı yerinde olmadığı savunması yapılırsa tedavi edilerek kurtulabileceğini de söylüyordu, ama eğer etmezse ellerindeki delillerle idama kadar gidebilirdi olay. Bu Kostoyev’in hareket tarzıydı ve başarılı olacağına da emindi. Chikatilo birkaç gün müsaade istedi ve sonra ifadesini değiştirebilirdi. Herkes itiraf edeceğine emindi, ama yine suçsuz olduğunda ısrarlıydı. Cinayetlerin işlendiği günlerde evde karısıyla olduğunu söylüyordu.

Ertesi gün sabıkası geldi, daha önce de suç işlemişti ama cinayet değil, 1977'de iki kız öğrencisine sarkıntılık etmişti. Çocuklarda kendini kontrol etmesi zorlaşıyordu ama sadece bu iki olay olmuştu. Yine bir ifade vermişti, 9 gün daha geçmişti ama yine kesin bir şey itiraf etmemişti. Adamın konuşması için daha başka nasıl baskı uygulayacağını şaşırmıştı.

Kan grubuna bakıldığında A olduğu görüldü, ama sperminde çok zayıf B antijeni de bulunuyordu, bu şekilde olmadığı halde sanki kanı AB grubuymuş gibi sonuç veriyordu. Bu çok seyrek rastlanan bir olaydı, ama sadece bu yetmiyordu. Hücresindeki muhbir sorgulama tekniklerinin çok sert olduğunu ve bu sayede Chikatilo'nun daha çok kabuğuna çekildiğini söylüyordu. Onun fotoğrafları çekildi ve tanıkların olduğunu ve bu tanıklara fotoğrafların gösterileceği söylendi ama yine de suskun kaldı. 9 gün geçmişti ve 10 gün sınırına yaklaşıyorlardı, onu resmi olarak suçlamaları veya serbest bırakmaları gerekiyordu, ama deliller yetersizdi.

Burakov sorgulama için Dr. Bukhanovsky'yi tavsiye etti, bu kabul edildi.

PSİKYATRİST VE KATİL

Bukhanovsky bu soruşturmayı sadece kendi mesleki gelişimi için kabul etti. Onu yalnız bir odada sorgulayacaktı. Onun aynı 1987'de tanımladığı kişi ve kişilik olduğunu gördü. Onun öfkesini ve aşağılanmasını boşaltması gerektiğini biliyordu ve önce saatlerce konuşmasına izin verdi. Ama daha sonra cinayetler hakkında konuşmaya başladı, onun hakkında bildiği her şeyi anlattı ve boşlukları doldurmasını istedi. Onun davranışlarını, hastalığını ve bütün nedenlerini ortaya dökünce Chikatilo bunca yıldır gizlediği her şeyin açığa çıktığını fark etti, titremeye başladı ve sonunda itiraf etti. Bütün o iğrençlikleri kendisi yapmıştı.

Kostoyev karşısına 36 kurbanın olduğu bir liste ile çıktı, ama bu sadece bir kısmıydı. Polisin onu araştırmaya başladığı Lyubov cinayetinden önce bir kızı daha, 9 yaşındaki Yelena Zakotnova'yı öldürmesiyle başladı. Bu korkutucuydu, çünkü bu suçtan başka bir adam yargılanmış ve idam edilmişti.

Chikatilo o yıl Shakhty’ye öğretmenlik yapmak için gelmişti. Ailesi gelmeden önce boş vaktini çocukları izleyerek ve onları çıplak olarak hayal ederek geçiriyordu. Pis düşüncelerini uygulayabilmek için karanlık bir arka sokakta bir kulübe tutmuş ve cinsel arzularının had safhaya geldiği bir gün yolda rastladığı bir kızı oraya ***ürmüştü. Erekte olamayınca kendi aleti yerine bıçağı kullanmaya başladı. Cinnet geçiriyordu ve kızı deli gibi bıçaklıyordu, sanki her bıçak darbesiyle kızın içine girdiğini hissediyordu. Gözlerini oyduktan sonra kızın cesedini de yakındaki bir nehre atmıştı. Bu cinayet için tutuklanan adamın kapısının önünde kan izleri bulunmuş ve adam baskı altında suçu kabul ederek idam edilmişti.

Neden gözlerini oyduğu sorulunca, katilin suretinin ölenin gözlerinde kaldığı gibi bir batıl düşünce sebebiyle yaptığını ama daha sonra bunun saçma olduğu düşüncesiyle vazgeçtiğini söyledi. Kurbanlarının ona bakışlarını beğenmemesi de bir sebepti. Tren istasyonlarındaki serserilerin bile ormana gidip cinsel beraberlikler yaşamasına ama kendisinin iktidarsız olduğu için kıskanması, kurbanlarını buralardan seçmesine bir sebepti.

1981'de daha da vahşileşerek kızın göğüs uçlarını dişleriyle koparmıştı. "Onu kestiğim ve bedeninin yarıldığını gördüğüm anda istemsiz olarak boşalıyordum." Kızın cinsel organlarını da keserek almış ama daha sonra ilerde bir yere atmıştı. Her 36 cinayetin ayrıntılarını hatırlıyor ve polise anlatıyordu. Bazen birilerinin peşine takılıp, bütün alışkanlıklarını öğrenip, uygun anı bekliyordu, bazen de sadece o an karşısına çıkan birini seçiyordu. Bıçaklamak onun için cinsel anlamda vücuda girmekti ve bunu kendini yaralamadan veya üstüne kan sıçratmadan yapmanın bir yolunu bulmuştu. Zaten bir denizcilik firmasında çalışıyordu ve yaralanmalar kolay açıklanabilirdi.

İktidarsızlığı onun öfkesini tetikleyen en büyük unsurdu, özellikle kadınlar bu konu hakkında yorum yaptıkları veya dalga geçtikleri zaman, cinsel arzularının şiddet olmadan geçemeyeceğini anlıyordu. "Kan görmeliydim, yaralamalıydım onları." Erkek çocuklarda olay farklıydı, ama kanları kadınlarınki kadar kolay akıyordu. Onların onun kölesi olduğunu düşünüyor ve onlara işkence ederek veya onlara girerek kendini bir tür kahraman olarak görüyordu. Neden dillerini veya cinsel organlarını kestiği konusunda bir sebep gösteremiyor, ama bu bir tür intikam duygusu olabilirdi. Kendi kullanamıyorsa, onlar da kullanmasın. Kadın cinsel organlarına kendi spermlerin koyduktan sonra onları yediği de söyleniyor, ama ne doğruluğu ne de yanlışlığı ispatlanamadı.

"Bütün bu bağırmalar, kan, acı çekişleri, beni rahatlatıyordu ve bana zevk veriyordu." Kanlarının tadını seviyordu ve kurbanlarının dudaklarını dişliyordu, kanlarını emmek için. Testisleri veya göğüs uçlarını çiğnemek ona "Hayvansal bir tatmin" veriyormuş. Yaptıklarını ispatlamak için cinayet mahallinin eskizlerini de çiziyordu. Ve listede aslında daha fazla isim olmalıydı, çok daha fazla. Bir ****** mezarlıkta öldürmüş ve kendini intihar etmeyi düşündüğü sırada açtığı mezara gömmüştü. Polisleri oraya ***ürdü ve kalanları çıkardılar.

Bir başkasını bir tarlada öldürmüştü, onu da gösterdi. Bu şekilde devam etti, genelde cesetleri öldürdüğü yerde bırakıyordu, bir tanesi hariç, onu da boş bir apartmanda öldürdüğü için cesedini kanalizasyona atmıştı. Sonunda 56 cinayeti itiraf etmişti, ama sadece 53 tanesi için suçlandı: 31 kadın ve 22 erkek. Burakov aslının daha fazla olduğunu düşünüyordu. Artık suçlayacak delilleri vardı ve onun hakkında daha çok şey öğrenmişlerdi.

SAPKINLIĞIN KÖKLERI

1936'da Ukrayna'da ufak bir köyde doğmuştu. Hidrosefali vardı, yani kafasının içinde su birikmişti ve o yüzden şekilsizdi. Kendinden 7 yaş ufak iki kardeşi vardı. Babası ikinci dünya savasında hapis düştü ve onu annesi yetiştirdi.

20. Yüzyılın ilk dönemlerinde, eski Sovyetler Birliği’nin büyük bölümü, özellikle de Ukrayna'da tarlalarda çalışan herkesi asker olarak yolladıktan sonra. 6 Milyon kişi açlıktan öldü, bazıları da çaresizlikten cesetleri yiyerek hayatta kaldı. Bazen mezarlıktan yeni gömülmüşleri çıkartıyorlardı, bazen de yoldan geçen birini kapıyorlardı. İnsan eti satılıyordu ve depolarda saklanıyordu. Çocuklar parçalanmış cesetlerle karşılaşıyor ve sıkıntı ve zorluk üzerine hikâyelerle büyütülüyordu. Chikatilo'da böyle bir dönem ve çevrede büyümüştü ve ona anlatılan hikâyede, bir abisi olduğu ama öldürüldüğü söyleniyordu.

Hapishanede "Birçok insan çıldırıp, başkalarına saldırıyordu, insan yiyordu. "10 Yaşında olan abim Stepan'i da öldürüp, yemişler" demişti. Bu yalan da olabilirdi, çünkü bu ağabey hakkında bir kayıt bulunmuyordu, ama doğru da olabilirdi. Korkunç bir düşünceydi ama en azından Chikatilo'yu fazla uzaklaşmaması ve gece didarda kalmaması için ise yarıyordu. Nazi işgalini ve bombalarını, sokakların cesetle dolmasını da görmüştü. Onu hem korkutup, hem de heyecanlandırdığını söylüyordu.

Çocukluğunun büyük kısmını yalnız başına ve hayallere dalarak geçirdi. Diğer çocuklar onu acayipliğinden ve duyarlılığından dolayı dışlıyordu. O yaşta bile içinde sinir hatta öfke gelişmeye başlamıştı. Kendisini eğlendirmek ve güçlü hissetmek için, kafasında işkence hayalleri kuruyordu ve bunlar ileride işleyeceği cinayetlerin temelini oluşturuyordu.

İlk cinsel tecrübesini gençliğinde kız kardeşinin 10 yaşındaki arkadaşıyla boğuşurken yaşadı ve boşalmıştı. Sonrada hep böyle olmaya başladı, yani sertleşme yaşamıyordu, ama boşalıyordu. Boğuşma sırasında olmasını ise işkence ile bağdaştırdı.

Askere gidip geldi, kız arkadaşı oldu, ama hala cinsellik yaşayamıyordu. Kız bunu etrafa yaydı ve onu aşağılayarak dalga geçtiler. Bu kızı öldürmek ve vücudunu parçalama hayalleri kurmaya başladı, hayatı tam bir felaket olmuştu. Öğretmen oldu ve evlendi ( kız kardeşinin ayarlamasıyla ), ama çocukları olabilmesi için dışarı boşalıp, spermlerini elleriyle kendi içeri yerleştirmişti. Aynı annesi gibi karısı da sert yapılı bir insandı ve bu onun daha da hayal âlemine dalmasını sağladı.

Annesi 1973'te öldü, o 37 yaşındayken ve bundan itibaren genç kızlar onun ilgisini çekmeye başladı ve tacizlerine başladı. Kendini güçlü hissetmesini sağlıyordu, Olaylar ortaya çıktığı zaman da tedavi edileceği yere, inkâr ediliyor veya üstü kapanıyordu, böylece sapıklıktan katilliğe geçti. Gerçek zevk için şiddet uygulaması gerekiyordu ve 1978'de ilk cinayetini isledi.

Yedek parça işinde çalıştığından çok yolculuk yapıyordu ve kimsesiz yabancıları bulmakta zorluk çekmiyordu. Onları aramasına bile gerek kalmıyordu, dediğine göre. Etrafta çok vardı ve onunla gelmeye de itiraz etmiyorlardı. Gazetede yayınlanmaya başladığı zaman okuyor ve yakalanmasının bir an meselesi olduğunu düşünüyordu. Aslında onun için hapis bir kurtuluş olacaktı.

Chikatilo bütün bu kontrol edilemeyen tecavüz ve saldırı olaylarının çektiği bir hastalıktan dolayı olduğunu düşünüyordu. Bu konuda uzmanlarla görüşmek istediğini de söylemişti. 2 aylık psikiyatrik ve nörolojik araştırmalar için Moskova Serbsky Enstitüsüne yollandı ve burada doğuştan gelen beyin hasarı olduğu ortaya çıktı. Ve bu onun idrar ve sperm akışını kontrol etmesini etkilemişti. Annesi onu bu konuda çok uyarmış ve bu konuya sert yaklaşmıştı. Sapkın fantezileri vardı. Ama bütün bunlara rağmen akli dengesi yerinde bulundu. Ne yaptığını biliyordu ve istese kontrol da edebilirdi. Bu savcılık için yeterliydi.

KAFESTEKI CANAVAR

14 Nisan 1992'de beyaza boyanmış büyük bir kafeste mahkeme salonuna getirildi. Hakkında 225 suçlama bulunuyordu. Gazeteler "Manyak" hakkında haberler yaptıkça içinde 250 koltuk bulunan mahkeme salonu meraklılarla ve ölen kişilerin aileleriyle dolup taşıyordu ve Chikatilo'ya sürekli bağırıyor veya küfür ediyorlardı. Yine de o bundan sıkılmış duruyordu ve bir sefer hariç hiç sinirlenmemişti, o sefer de kalabalığa homoseksüel olmadığını göstermek için pantolon indirip penisini göstermişti. Ve bunun üzerine salondan çıkartılmıştı.

Suçlu olduğu kesindi ama akli dengesi bozuk diye kurtulma olasılığı da vardı. Ama avukatının psikiyatrist çağırma hakkı yoktu, sadece geleni sorgulayabilirdi. Chikatilo bir ara 6 tane cinayeti işlemediğini söyledi, bir ara da 4 tane daha var dedi. Kendini eski Sovyet sisteminin kurbanı olarak gördüğünü söyledi.

Laboratuar uzmanları da nadir bulunan kan grubu fenomenini açıkladı. Hakim Chikatilo'yu kendine düşman edinmişti ve onu savunan hiçbir delili veya şahidi kabul etmiyordu. Akli dengesinin yerinde olduğu sonucu da kabul edildi. Onun arada yırtıcı hayvan gibi saldırı dönemleri olduğunu ama arada morali iyiyken de kendini kontrol edebildiğini söylediler. Savunma avukatı delillerin yetersiz olduğunu ve müvekkilinin sadece hasta olduğunu söyleyerek sözlerini bitirdi. Chikatilo'ya kendini savunması için son söz hakkı verilince de sessiz kalmayı tercih etti.

2 aylık bir düşünce sürecinden sonra davanın başlamasından 6 gün sonra karar verildi ve Chikatilo 5 kere tecavüzden ve 52 cinayetten suçlu bulundu. Japonların onun beynine 1 milyon dolar vermek istediği dedikodusu çıktı, ama aslı yoktu. Hatta çoğu uzman davranışlarını o kadar garip buluyorlardı ki, canlı incelenmesi gerektiğini düşünüyorlardı. 15 Şubat 1994'te ses geçirmez bir odaya ***ürüldü ve sağ kulağının arkasına yapılan tek bir el ateş ile idam edildi.


MIRASI

Chikatilo dünyanın en ünlü seri katillerinden biri haline geldi, kitaplara ve makalelere konu oldu. Onun sayesinde Rus uzmanlar cinayet araştırmalarının nasıl yapılacağı konusunda Amerika ile yarışır hale geldiler. Aynı şey Psikolog Bukhanovsky için de söylenebilir.

1999'da yapılan bir araştırmaya göre Rostov bölgesinde 29 tane, birden fazla cinayet islemiş katil ve tecavüzcü yakalandı. Bu da Rostov'u dünyanın seri katil başkenti yapıyor.
Ruslar Chikatilo'yu unutmadı. Hatta onu hatırlamak için bir plan bile yaptılar. 2002 de Moskova Polis Şefi Yuri Luzhkov bir heykel traş tutarak Chikatilo'nun iş başında elinde iple ve bıçakla 8 metre boyunda ****l bir heykelini yapmasını istedi, onu ışıklarla donatıp, büyük bir hükümet binasının önüne dikip bir fıskiye haline getirmeyi düşünüyor. Moskova halkının yarısı bunu kabul etti ve sadece %14 istemedi. Bunu Chikatilo'nun Rus tarihinde önemli bir kişilik haline geldiği için yapıldı. "Biz Ruslar fıskiyeleri severiz, özellikle çocuklar."SERI KATILLERDEN ALINTILAR

"******leri öldürmek bende saplantı olmuştu. Kendimi durduramıyordum.
Uyuşturucu gibiydi."
Peter Sutcliffe

"Ben sadece sokakları temizliyordum."
Peter Sutcliffe

"İnsanlar kurtçuklara benzer. Küçük, kör ve değersiz."
David Smith

"Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır."
John Christie

"Ölümlere sebep olan rüyalar üretiyordum, benim suçum buydu."
Dennis Nilsen

"İnsanların dikkatini çekecek ve dünyayı ayağa kaldıracak bir suç işlemek istiyordum."
Susan Atkins

"Ben kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürtmedim, bıçaklarıyla üzerinize gelen çocuklar, onlar sizin çocuklarınız, onlara ben öğretmedim. Siz öğrettiniz."
Charles Manson

"Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz.
Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz.
Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."
Charles Manson

"Bana kadın düşmanı olarak hitap etmeniz beni derinden yaralıyor.
Değilim, ben bir canavarım. Ben Sam’ın oğluyum. Ben küçük yaramaz bir ******m."
David Berkowitz

"Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim."
David Berkowitz

"Ben hasta bir insanım bunu biliyorum. Normal biri benim yaptıklarımı
nasıl yapabilir? Sanki içimde başka biri var gibiydi."
Albert de Salvo

"******leri öldürmek istemedim, ******leri severim."
Albert de Salvo

"Belki bir parça tuhafım."
George Joseph Smith

"Bir palyaço bile katil olabilir."
John Wayne Gacy

"Disneyland’da görüşürüz."
John Wayne Gacy

"Her insanın kendi zevkleri vardır. Benimkide cesetler."
Henry Blot

"20 kişiyi öldürdüm. Kanı severim."
Richard Ramirez

"Zamanımı gerçekten boşa harcadım."
Jeffrey Dahmer

Son sözleri (cellâdına)
"Acele et. Sen etrafta ahmakça dolaşırken, ben bir düzine adamı asardım."
Carl Panzram

"Yaşayan bedenindeki soluğu hissediyorsun. Onların gözlerine bakıyorsun. Bu pozisyondaki insan tanrıdır."
Ted Bundy

"Yaşama ve ölüme hükmetmek istiyorum."
Ted Bundy

"Bir insanın ölüm ve yaşamına karar verebilme gücünden daha büyük ne olabilir ki?""
Ted Bundy

"Ben şimdiye kadar karşılaştığınız en soğukkanlı ****im."
Ted Bundy

"Bazen kendimi vampir gibi hissediyorum."
Ted Bundy

"Biz seri katiller sizin oğlunuzuz ve sizin kocanızız biz her yerdeyiz. Ve gelecekte daha çok ******nuz ölmüş olacak."
Ted Bundy

"Sokakta yürüyen güzel bir kız gördüğünde ne düşünürsün?
Bir tarafım onunla flört etmeyi, onunla iyi vakit geçirmeyi,
diğer tarafım ise kazığa geçirilmiş kafasının nasıl duracağını düşünür."
Edmund Kemper


Katillerden Mektuplar

1978’den beri bir dizi bombalı mektup saldırısından sorumlu olan teknoloji karşıtı terörist “Unabomber”ın bir seri katil sayılıp sayılamayacağı konusunda bir anlaşmazlık vardır. Bazıları kesinlikle öyle kabul edilmesi gerektiğine inanırlar. Zira üç kişiyi öldürmüş ve yaklaşık iki düzinesini de ciddi şekilde yaralamıştır. Diğerleri ise onu inançlarını kabul ettirmek için şiddete başvuran devrimci bir savaşçı olarak görürler. Bu soru, hala bir tartışma konusudur, ancak kesin olan bir şey vardır ki adam hakikaten güzel yazı yazıyordu. 1995 Ağustosunda New York Times’a bir mektup göndererek, gazete görüşlerini yayınlamayı kabul ederse, şiddete başvurmaktan vazgeçmeyi teklif etmişti. “Sanayi Toplumu ve Onun Akıbeti” başlığını taşıyan yazısı 35.000 kelimelik bir manifestoydu ve (bazı görüşleri kaçıkça olsa da) edebi açıdan, berraklığından ve tutarlılığından ötürü tam bir modeldi.

Maalesef Unabomber, bu yazma becerisini daha az etkileyici biçimlerde de kullanmıştır. Times’a mektubunu gönderdiği zaman, kurbanlarından biri olan Yale Üniversitesi’nden Dr. David Gelernter’e de bir mektup göndermiş ve Profesör’e “Teknik İnek” diyerek hakaret etmiştir. Bu bakımdan Unabomber, seri katillerin tipik davranışlarını sergilemiştir, çünkü onların bazıları da bu türlü hakaret dolu mektuplarla iletişim kurmaktan hoşlanırdı.

“Whitechapel Dehşetleri”nin doruk noktasında, Londra polisinin başı bu meçhul katilden geldiği iddia edilen mektuplarla beladaydı. Bunların neredeyse tamamı sahteydi, ancak bir tanesi kısa süre içinde suç tarihinin en tanınmış ismi olacak meşum bir takma adla imzalanmıştı:

Sayın Yetkili,

Kulağıma sürekli polisin beni yakaladığına dair haberler çalınıyor, ama beni uzun bir süre daha yakalayamayacaklar. Çok zeki görünüp doğru iz üzerinde olduklarını söylediklerinde çok gülüyorum… Ben ******ların peşindeyim ve yakalanıncaya kadar onları deşmeye devam edeceğim. Son işim çok muhteşemdi. Bayana bağırması için fırsat bile vermedim. Beni şimdi nasıl yakalayabilirler. İşimi seviyorum ve yeniden başlamak istiyorum, yakında benim komik oyunlarımı yeniden duyacaksınız… Bıçağım sağlam ve kesin ve eğer bir şansım olursa yeniden işe başlamak istiyorum. İyi şanslar…

Tüm samimiyetimle,
Karındeşen Jack

Doksan yıl sonra, o güne dek “44 Kalibrelik Katil” olarak anılan New Yorklu bir psikopat, suç mahallinde saçma sapan bir mektup bırakınca yeni ve daimi bir laka edinmiştir. Queens’teki bir polis yüzbaşısına hitaben yazılmış olan mektup şöyle başlıyordu:

Beni kadın düşmanı diye adlandırmanıza çok üzüldüm. Değilim, ama ben bir canavarım. Ben “Sam’in oğluyum.” Küçük bir veledim.

Sam baba sarhoş olduğu zaman, acımasız oluyor. Ailesini dövüyor. Beni bazen evin arkasına bağlıyor. Diğer zamanlar da garaja kilitliyor. Sam, kan içmeyi çok seviyor.

“Git ve öldür” diye emir veriyor Sam Baba.
Bazıları evin arkasında dinleniyor. Birçoğu genç, tecavüz edilip öldürülmüş, kanları tamamen çekilmiş, şimdi yalnızca kemikten ibaretler…

Kendimi yabancı hissediyorum. Ben herkesten başka bir frekanstayım, öldürmek için programlandım.

1969 Ağustosunda tüfek kullanarak cinayet işleyen bir seri suikastçı Zodyak diye tanınan Californialı bir katil, üç gazeteye mektup gönderdi. Her mektubun bir bölümü şifreli yazılmıştı. Bu bölümler birleştirildiği zaman, ortaya insanın tüylerini ürperten bir mesaj çıkıyordu.

“İnsanları öldürmeyi seviyorum, çünkü çok eğlenceli. Ormanda hayvan avlamaktan bile daha eğlenceli, çünkü insan en tehlikeli hayvandır. İşin en güzel kısmı ben ölünce ortaya çıkacak. Cennette yeniden doğacağım ve tüm öldürdüklerim benim kölelerim olacak. Size ismimi vermeyeceğim, çünkü sonraki hayatım için köle toplamamı yavaşlatmaya veya durdurmaya çalışacaksınız.”

Ertesi ay Zodyak, San Francisco Chronicle’a bir mektup daha göndererek “Bir okul otobüsü dolusu ****** ortadan kaldıracağı” tehdidini savurdu, bu tehdidi neyse ki gerçeğe dönüştürmedi.


Yazılmış En Hasta Mektup

Şüphesiz, bir seri katil tarafından yazılan en hasta mektup, yamyam çocuk katili Albert Fish’in on iki yaşındaki kurbanı Grace Budd’ın annesine yazdığı mektuptur. Büyük şanstır ki Mrs. Budd okuma yazma bilmiyordu ve böylelikle bu rezil mektubu dehşetinden kurtulabilmişti. Bu mektubun aslı, bugün sanatçı Joe Coleman’ın koleksiyonundadır.

" Çok Sevgili Mrs. Budd,

1894’te bir arkadaşım Steamer Tacoma gemisinde denizci olarak denize açılmıştı. San Francisco’dan Hong Kong’a gitmek üzere yola çıkmışlardı. Limana varınca iki arkadaşı ile karaya çıkmışlar ve çok içip sarhoş olmuşlar. Döndükleri zaman geminin limandan ayrıldığını görmüşler. Bu sırada orada kıtlık hüküm sürmekteymiş. Etin kilosu 2-6 dolar arasındaymış. Çok fakir olanlar arasında açlık sıkıntısı o kadar büyükmüş ki diğerlerinin açlıktan ölmemeleri amacıyla 12 yaşından küçük tüm çocuklar, et olarak pazarlanmaları için kasaplara satılıyorlarmış. Herhangi bir kasaba gidip pirzola, biftek, kuşbaşı isteyebilirmişsiniz. Çıplak bir çocuk vücudunun bir kısmı önünüze getirilir ve istediğiniz parçasını kestirebilirmişsiniz. Bir kızın veya oğlanın kalça kısmı, en lezzetli bölümmüş ve daha kotlet olarak satılan en pahalı etmiş. John orada çok uzun kalmış ve insan etine karşı bir düşkünlüğü oluşmuş. New York’a dönünce biri 7 diğeri 11 yaşında iki oğlan ****** çalmış. Onları evine ***ürüp soymuş ve bir dolaba kapamış. Sonra tüm giysilerini yakmış. Önce 11 yaşındaki oğlanı öldürmüş, çünkü onun poposu daha tombul ve tabi ki daha etliymiş. Kafası, kemikleri ve bağırsaklarından başka vücudunun her bir parçasını pişirip yemiş. Fırında pişirmiş (tüm poposunu), haşlamış, kızartmış ve kuşbaşı yapmış. Küçük oğlana da aynı şeyleri yapmış.

Ben o zamanlar 409 Doğu 100. Sokak’ta oturuyordum. Bana insan etinin çok lezzetli olduğunu o kadar sık söylemişti ki ben de tatmayı aklıma koydum. 3 Haziran 1928 Pazar günü sizin 406 Batı 15. Sokak’taki evinize geldim, peynir ve çilek getirdim. Öğlen yemeğini birlikte yedik. Grace, kucağıma oturdu ve beni öptü. Onu yemeyi aklıma koydum. Onu bir partiye ***üreceğimi söyledim. Siz de evet gidebilir dediniz. Onu Westchester’da daha önce gözüme kestirdiğim boş bir eve ***ürdüm. Oraya vardığımızda ona dışarıda beklemesini söyledim. Kır çiçekleri toplamaya başladı. Yukarı çıktım ve tüm giysilerimi çıkardım. Çıkarmasaydım üzerlerine kanının bulaşacağını biliyordum. Her şey hazır olunca, pencereden onu çağırdım. O odaya girinceye kadar bir dolapta saklandım. Beni çıplak görünce ağlamaya başladı ve merdivenlerden inmeye çalıştı. Onu yakaladım ve o da beni annesine şikayet edeceğini söyledi. Önce onu tamamen soydum. Nasıl da tekmeledi, ısırdı ve tırnakladı. Boğazını sıkarak onu öldürdüm ve sonra da etlerini odama ***ürebilmek için ufak parçalara böldüm. Pişirdim ve yedim. Fırında pişen küçük poposu öylesine yumuşak ve tatlıydı ki. Tüm vücudunu yemem dokuz gün sürdü. Ona tecavüz etmedim, ama istesem bunu yapabilirdim. Bir bakire olarak öldü…"


SERİ KATİLLERİN PROFİLİ

Mitolojik anlatımla cinayet (katl), Habil ile Kabil’e dayanmaktadır. Eğer, onlar böyle bir olayın aktörleri olmasalardı, yeryüzünde hiçbir zaman cinayet işlenmeyecekti diye anlatırdı dedelerimiz. Maalesef, yeryüzünde böyle bir realite var. İnsanlar birbirlerini öldürüyorlar ve öldürmeye devam edecekler. Cinayet olayları birçok sebebe dayanmakta ve değişik yollarla işlenmektedir. Bilim adamları cinayet olaylarını biraz daha özelleştiren gruplamalar yapmakta, özellikle ABD’de seri cinayetler ayrı bir araştırma konusu olarak ele alınmaktadır.

ABD polis ve polisliğinin gelişimine baktığımızda, 1960 siyah – beyaz olaylarında polisin siyahlara çok sert ve kanun dışı davranmaları, yetkililerin polisliği bilimsel olarak ele almasına sebebiyet vermiştir. 1960’ ların sonlarında polislik alanında, üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programları açılmıştır. Bu gelişmelerle birlikte ABD’de polis ve polislik bilimsel platformda incelenmiş, gerek doğrudan polis ve adalet sisteminde görev yapan, gerekse diğer alanlardan akademisyenlerce birçok araştırma yapılmış, çeşitli eserler ortaya konmuştur.

ABD’de seri cinayetlerin sebeplerinin tespit edilmesi ve faillerin yakalanmasına yönelik, çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi olan profil çıkarma (profiling)1 yazımın esasını teşkil etmektedir. ABD’de seri cinayetler konusunda hatırı sayılır bir şahıs olan Caeti ile yapmış olduğum görüşmede, şu sözleri söylemiştir. "Profil çıkarma (Profiling) aslında bir saçmalıktır. Cinayet olaylarının çözümü ve faillerin yakalanmasında en büyük yardımcı, olay yerinde elde edilen maddi deliller ve delillerin bizlere anlattıklarının anlamlı bir bütün haline getirilmesidir. Profil çıkarma (profiling) bize sadece fail arayışında, alan daraltmaya yardımcı olur. Profil çıkarmanın (profiling)yanılma payı her zaman vardır. Olay yerinde bulunan kanıtlarda ise hata payı çok çok düşüktür ve fail alanını daha sağlıklı bir şekilde daraltmamıza yardımcı olur." Gerçektende profil çıkarma çalışmaları, daha önceki cinayet olaylarına karışan kişilerin, hayatları, davranışları, psikolojik analizleri ve anlattıkları sonucunda ulaşılan bilgileri, sistemli şekilde düzenleyip bu tecrübe bütününden yararlanarak yeni olaylarda bu bilgileri kullanmak üzerine kuruludur. Ancak bu yöntemin iyi çalıştığı olaylarda azımsanmayacak kadar çoktur.

Örneğin; Seattle’da 66 yangın çıkartan seri kundakçı Paul KESLER, profil çıkarma uzmanı (profiler) Gus GRAYLER’ın yaptığı çalışma sonucu, iyi giyimli, spor araba kullanan, muhtemelen polise yakın bir kişi olabileceği ortaya konmuştu. Polis fail arayışını bu özellikler üzerine yoğunlaştırdı. Paul yakalandığında gerçektende çıkarılan profile uyduğu görüldü.

Yine Florida’da 60 bıçak darbesiyle öldürülen bayan hava subayı ve bebeği olayında, profil çıkarma uzmanı Dayle HİMMEN profili mağdur üzerinden çıkarmıştı. Kurban, şehrin pekte iyi olmayan uyuşturucu satılan bir bölgesinde, gece vakti, bebeği ile ne arıyor olabilirdi? Arabadaki bebeğin öldürülmüş olması ise hayli ilginçti, çünkü; bebekler konuşamazdı oysa o da hunharca öldürülmüştü. Anne baba ayrıydı ve eğer eşi ve bebeği ölürse koca sigortadan yüklü bir tazminat alacaktı. İşte tüm bu kurban özelliklerinden elde edilen bilgiler fail arayışında dikkatleri baba üstünde toplamıştı. Oysa baba o gece başka bir yerde olduğunu, şahitlerle ispat ediyordu. Kısa sürmeden baba hakkında elde edilen uyuşturucu müptelası olması gibi bilgiler, ayakkabı izi ve sigara paketleri ile desteklenen şüpheler bir olayı inkara yer bırakmayacak şekilde aydınlatmıştı.

İlginçtir ki ABD’de bulunduğum sürede, profil çıkarma çalışmalarından her zaman sağlıklı bir sonuç alınamadığını da gördüm. Profiling konusunun anlatıldığı bir derste psikoloji bölümü mezunu bir öğretim görevlisi seri katiller için şu iddialı sözü söylemişti. "Seri katiller cinayetlerini ateşli silahlardan çok, kurbanla temasa geçebildikleri, onların acı, acizlik ve yalvaran bakışlarına şahit olabildikleri aletlerle işlerler. Hiçbir seri katil uzaktan dürbünlü tüfekle cinayet işlemez." Sanırım içine doğmuştu ama yanlış doğmuştu Virginia’da hepimizin bildiği SNIPER ortaya çıktı ve sanki öğretim görevlisini yalancı çıkarmak istermişcesine bir ilk gerçekleştirerek, dürbünlü tüfeğiyle ölüm saçtı. Katil kurbanlarını uzaktan ateş etmek suretiyle öldürdüğünden, olay yerinde katili ele verebilecek esaslı bir delil bulunamıyordu. Profil çıkarma uzmanları bildiklerinin aksine bir olayla karşılaştıkları için şaşkındı. Hepsi ayrı bir profil çıkarıyordu. Sonunda katil yakalandı yakalanmasına fakat alınan sıkı güvenlik tedbirleri ve şans, polis ile halkın yüzüne gülmüştü. Yoksa polisin elinde SNIPER’la ilgili kuvvetli bir delil yada net bir katil profili yoktu. Bütün bu ön bilgilerden sonra, cinayet ve seri cinayet olaylarında faydalı olacağını düşündüğüm profiling yönteminin üzerine ABD’de yayımlanmış ve orijinal adı "Profiling Violent Crime" olan kitaptan bir bölümü aşağıda bulacaksınız.

Seri cinayetlerin motivasyon unsurları, etiolojisi ve kazançları diğer cinayet olaylarından farklıdır. ABD’de her yıl 35’in üzerinde seri katilin cinayetler işlediği, seri cinayetlerin sayısı her geçen gün arttığı tahmin edilmektedir. (Holmes &De Burger,1988 ) Bu suç türlerinin 50’lerin başına göre daha fazla sayıda oluştuğu görülebilmektedir.

Bazı akademisyenlerin seri katil korkularını ifade etmeleri halkı paniğe sevk etmektedir. Bazı bilim adamlarına göre ise, bu konu ile ilgilenenler kendi canavarlarını kendileri yaratmaktadır. Herkesin kendini potansiyel seri cinayet maktulü olabileceğini düşünmesi, bir paranoyadır. Bununla birlikte tahmin edilen seri cinayet mağdurlarının sayısı çok yüksek olmasına rağmen, tahmin edilebilen seri katil sayısı oldukça azdır.

Günümüzde, ABD’de en az 100 seri katilin aktif olduğu tahmin edilmektedir. Akıldan çıkarılmamalıdır ki bir seri katil bir sene içinde genellikle birden fazla kişiyi öldürmez. Fakat çoğu cinayet olayı, cinayetler arasındaki bağların kurulmaması, polis teşkilatları arasındaki koordinasyon eksikliği sebebiyle, kayıtlara seri cinayet olarak geçmemekte, buda seri cinayet sayısını olduğundan az göstermektedir.

Cinayet olaylarının seri cinayet olarak nitelenebilmesi için, Holmes’e göre en az 3, Johnse’a göre 4 veya daha fazla, diğer araştırmacılara göre ise en az 2 cinayetin bağlantılı olarak işlenmesi gerekmektedir. Eğer adalet sistemindeki kayıtlarda bu sayı 2 olarak kabul edilirse, seri cinayet sayıları birden artacaktır.

Seri Katillerin Tipolojisi

İnsanlar benzer olaylara, farklı tepkiler verirler.(Drukteinhs 1992) Bu farklılıklar bir çok faktörden kaynaklanmaktadır. Sosyoloji ve davranış bilimiyle ilgilenen akademisyenler insanların çeşitli davranış kategorilerini açıklamak için değişik modeller formüle etmişlerdir. Aşağıda sıralanan seri katil tipolojileri ABD cezaevlerinde yatmakta olan seri katillerle yapılan mülakatlara dayanılarak hazırlanmıştır.

Seri Katillerin Coğrafi Hareketliliği

Seri katillerin arasındaki farklılıklara göre ayırım yapmadan önce kullanılabilecek kriterlerden birisi coğrafi hareketlilik dereceleridir. Bazı seri katiller bir yerde yaşarlar ve cinayetlerini yaşadıkları yer veya bu yere yakın yerlerde işlerler. Bu tip suçlulara coğrafi olarak durağan (geogrophically stable) katiller diyoruz.

Bu tipe uyan bir çok seri katil vardır. John Wayne Gucy (Chicago) Wayne Williams (Atlanta) Ed Glein (Wisconsin). Bu tip katillerin tersine coğrafi olarak hareketli (Geographically transient) olan katillerin cinayetlerinde seyahat büyük bir yer tutmaktadır. Cezaevinde yapılan mülakatlarda bu tip seri katiller kurban bulmak için değil, yakalanmamak ve polis birimlerinin kafalarını karıştırmak için bu şekilde davrandıklarını ifade etmişlerdir. Polis takibi yüzünden bu suçlular senede binlerce mil yol yapmaktadırlar.


Hayalci (Visionary) Seri Katiller

Çoğu seri katil psikotik (gerçeklerle bağlantısını kaybeden) değildir. Onlar gerçeklerin içinde ve bu içinde bulundukları gerçekliğe cevap verir konumdadırlar. Çoğu psikopat olmayan katillerde psikopat eğilimi vardır. Kendilerine hakim olamayan, otokontrol sistemi az gelişmiş kimselerdir.

Bunların tersine, hayalci seri katiller kendilerine öldürme emri veren sesler ve görüntüler gördüklerini ifade ederler. Gerçeklerden koparak, kendilerinden bir çok kişiyi öldürmelerinin istendiğini söylerler. Bu tip seri katiller çeşitli sesler canavar ve şeytan görüntüleri tarafından dışardan yönlendirilirler. Harvey Carigon adındaki seri katil Tanrı ile konuştuğunu, Tanrının ondan kadınları öldürmesini istediğini, kadınların şeytan olduğunu ve Tanrının kendisini şeytanı öldürmek için bir aracı olarak görevlendirdiğini ifade etmiştir. Hayalci seri katiller, gördükleri görüntüleri ve duydukları sesleri Tanrı veya Şeytan tarafından oluşturulmuş yada iletilmiş mesajlar olarak kabul ederler. Bu görüntüler ve sesler katillerin kurbanlarına karşı uyguladıkları şiddet için bir kurallar bütünü, bu işin kanunu sayılmaktadır. Bu tip seri katiller akıl hastası oldukları için (savunma) avukatları tarafından savunulurken zorluklar yaşanır.

Olay yerinde rol yapmak, bazı kanıtları bilerek değiştirmek, olay yeri raporunu değiştirebilecek karışılıklar çıkartmak ve bir şeyleri gizlemek, hayalci seri katillere göre değildir. (Dougles Burgess, Ressler 1992)


Görevli (Mission) Seri Katiller

Görevli seri katiller suç işlemek için makul bir seviyede, belirli bir grup insana ihtiyaç duyarlar. Bu tipler psikotik değildir. Gerçek hayatın içinde, gerçek bir yaşam sürerler. Çeşitli sesler ve hayallerle yönlendirilmezler. Diğer taraftan da dünyadan bazı insanları temizlemek için kendilerine görev çıkarırlar ki bu insanlar, ******ler, katolikler, siyah erkekler veya bunlar gibi herhangi bir grup olabilir. Bu tip katillerin hem düzenli nansosyal (organized nonsocial) hem de düzensiz asosyal (disorganized asocial) kişiler olma ihtimali kuvvetlidir.

Genellikle bu tip katiller yakalandıklarında, komşular veya onları tanıyan kişiler yaptıklarına hayret eder ve çoğunlukla "çok iyi bir delikanlıydı" şeklinde hayretlerini ifade ederler.

Dört genç kadın aynı şekilde öldürülmüşlerdi. Bir tanesi ******, diğerleri özgürce **** yapan kişilerdi. Giyinme şekilleri cinsel varlıklarını sergileyecek şekildeydi. Para için kiminle olduğu önemli olmayan cinsel ilişkilere giriyorlardı. Bu kadınların katili, toplumu ******lerden arındırmayı kendine görev edinmişti. Katil, şüpheli olarak yakalandığında, sorguya çekilmişti, sorgusunda cinayetleri reddetmek bir yana, toplum için verdiği hizmetten gurur duyduğunu ifade edmişti.


Şehvet Delisi (Hedonistic) Seri Katiller

Kişisel şiddet ve cinsel tatmin arasında ilişki kuran şehvet ve heyecan katilleri, şehvet delisi seri katillerin alt grubunu oluştururlar. **** ve şiddet arasında ilişki kurulur ve saldırgan cinsel tatmine öldürmekle kavuşur. Bu katiller yaptıkları işten dolayı zevk aldıkları için öldürürler, öldürmek onlar için erotik bir deneyimdir.

Bu tip şehvet delisi seri katillerin suçları işlem/süreç merkezli olarak tanımlanabilir ki suçu tamamlamaları, suç işleme süreçleri daha kısa ve davranış merkezli olan görevli yada hayalci katillerin tersine, genelde zaman almaktadır. Süreç merkezli cinayetler kişiyi baskı altına alma, işkence, parçalama, vücudun bir parçasını koparma veya daha değişik korkunç yöntemleri içerebilir.

Jery Brudos adındaki katil ilk kurbanın bacağını, diğer iki kurbanının ise göğüslerini koparıp almıştı. Ken Branchi ve Angelo Buano işkence yaparak öldürmek için genç kızları evlerine ***ürmüşlerdi. Genelde kurbanların başına plastik poşet geçirip kendilerinden geçmelerini sağladıktan sonra onları ayıltarak dini bir ayin yapıyormuş gibi zulümlerine devam ediyorlardı. Aciz kurbanlarıyla bu şekilde etkileşme, şehvet delisi katillere müthiş derecede zevk verir.

Diğer tip şehvet düşkünü seri katil olarak nitelendirilebilecek saldırganlar için birinci motif cinsel tatmin olmayabilir. Bu tipler (Comfort-orianted) rahat merkezcil seri katillerdir. Şahsi menfaat için cinayet işlerler.

Örneğin; profesyonel suikastçılar, yaptıkları işten kazanç sağlarlar. Bunların bir kısmı mal ve para için kendi yakınlarını, ilişkide oldukları kişileri öldürürler. Karısını, nişanlısını, işçilerini. Örneğin; genelde kadın seri katiller bu gruba girerler. Alien Whornos ve Dorothea Puente bu tip için güzel örnektir.

Eğer şehvet (lust) ve heyecan (thrill) düşkünü seri katiller devamlı yer değiştiren tipler ise, yakalanmaları oldukça zordur. Suçu işleme şekilleri soruşturmayı güçleştirir. Bununla birlikte bu tip katiller zekidir ve eğer birde devamlı yer değiştiriyorlar ise yakalanmaları yıllar sürebilir.


Hükmedici (Power/Control) Seri Katiller

Seri katiller kurbanlarının üstünde elde ettikleri kontrol ve hükmetme hissinden cinsel tatmin duyarlar. İlk mülakatında bir seri katil, "bir insanın hayat ve ölümüne karar verebilme gücünden daha büyük ne olabilir ki" demiştir.

Genç bir bayanı öldüren seri katilin, cinayet işlemesindeki saik, cinsel zevkten çok kurbanı kontrol etmek, üstünde güç uygulayarak kurbanın acizliğini hissetmektir. O, başka bir insana ne isterse yaptırabileceğine olan inancından dolayı çeşitli tatminlere ulaşır. Kurbanları üzerinde hakimiyet kurduğunu hissetmek, onlara (hedonistic) şehvet delisi seri katillerin aldıkları şehvet ve zevki verir.

Bu tip katiller psikolojik olarak gerçeklere bağlıdır. (Hedonistic) şehvet delisi katiller gibi bir hastalıktan acı çekmezler. Fakat bununla beraber bir ihtimal, hareketleri psikopatlık veya düzensizlikten kaynaklanıyor olabilir. Bu tipler sosyal kurallar ve kültürel değerlerden uzaktır. Bunları görmezden gelir. Gerçek bir psikopat gibi kendi kural ve prensiplerini yaşar. Öldürme tipleri işlem/süreç merkezlidir ve cinayetlerini öldürme eyleminden aldıkları zevk ve psikolojik tatmin yüzünden uzatabilirler. Bir çok seri katil gibi, bu tip katillerde cinayetlerini elleriyle işleme, özellikle boğarak öldürme eğilimindedirler.


Seri Katillerin Genel Özellikleri

Burada seri katillerin özellikleri ile seri cinayetlerin sebepleri arasında çok dikkatli bir ayırım yapmalıyız. Seri cinayetlerin özellikleri dediğimiz zaman belirli tipteki seri katillerin ortak yönlerini. Seri cinayetlerin sebepleri dediğimiz zaman, cinayetin işlenme nedeni ve bu davranışların kaynağını kastediyoruz

Çoğu seri katil, beyaz erkek, 25-34 yaş arası, çekici, karizmatik, polislerle içli dışlı veya polisiye olaylara meraklı olmak gibi ortak özellikleri taşırlar. Bu tanıma en güzel örneklerden biri Ken Branchi’dir. Beyaz, akıllı ve çekici genç bir erkek olan Ken, cinayetleri işlediği sırada güvenlik görevlisi olarak çalışmakta ve polis olmak için başvuru yapmış durumdaydı. Elbette buna rağmen bazı istisnalar vardır. Örneğin, Otti Toole, hiç de çekici olmayan, diğer seri katillere göre daha yaşlı ve daha az zekiydi.

Seri cinayetlerde kişilik dejenerasyonuna doğru bir eğilim görünür. Her defasında planlama daha da azalır, cinayetler arasındaki zaman azalırken cinayetlerdeki şiddet artar.

Örneğin; Jerry Brudos, ikinci cinayetini ilkinden 11 ay sonra, üçüncüsü 4 ay ve son cinayetini bir öncekinden sadece 1 ay sonra işlemiştir. Brudos, ilk kurbanının sol ayağını, ikinci kurbanının sol göğsünü, üçüncü kurbanının her iki göğsünü almıştır.



Bir Seri Katilin Perspektifi

Seri Cinayet gerçeği, bir seri katilin akıl ve duyularından kaynaklanır. Maalesef seri katiller işledikleri cinayetler hakkında cezaevlerinde yapılan mülakatlarda, çok rahat konuşup bilgi aktarmamaktadır.

Ancak; aşağıda okuyacağınız bazı bilgiler işlediği cinayetler hakkında konuşmak isteyen bir seri katil tarafından, avukat odasında gerçekleştirilmiş ve tam 8 saat sürmüştür. Mülakatı yapan kişi aslında katilin çok fazla cinayet işlediğini, fakat cinayetlerin hepsini anlattığında, daha fazla ceza alabileceğinden çekindiği için ve kanuni olarak verdiği bilgilerden ötürü aleyhine kullanılmamak gibi bir garanti altında olmadığından, diğer cinayetleri anlatmaktan kaçındığını bildirmiştir. Bu katil kendisini cinayet konusunda otorite gören ve başka kimseyi kendine rakip görmeyen birisidir.

“Benim yorumlarım, bir çok seri katil çalışmalarının bir parçasıdır. Fakat benim gibi, bir katilin olaya bakışı ve tavsiyeleri benim burada söyleyeceğim şeyler bir mülakata cesareti olan her seri katil için geçerli olmayacaktır.”

Çoğu kişi yalın ve şüphelenmeden baktığında akıllı, mantıklı tamamen normal gözükmelerine rağmen, içlerinde gizliden gizliye diğer insanların hayatlarına el koyma, isteği vardır. Amaçları kurbanlarına terör estirmek, zulmetmek ve sonrada öldürmektir




Kurban Seçimi

Seri katiller üzerinde tartışılan ve konuşulan konulardan birisi de kurban seçim süreçleridir. Geleneksel düşünürler "seri katillerin kurbanlarını belli bir takım karakter ve fiziksel özelliklerine göre seçerler." görüşünü savunmaktadır. Bu ifadeye göre şöyle bir tahmin yürütülebilir, her seri katil kendi aklında, net bir kurban belirlemek için tercihleri içerisinde ideal bir kurban belirler. Kadın-erkek, siyah-beyaz, genç-yaşlı, kısa-uzun, şişman-zayıf, atılgan-çekingen ve bunun gibi. Bu sebepleri bir kenara bırakırsak, seri katil av için bir araştırma içine girdiğinde, kendi ideal kurban tipine uyan birini bulup onu yakalayacak ve zarar verecektir.

Şahsen inanıyorum ki, her seri katil aslında ideal kurbanının temiz bir fotoğrafını kafasında oluşturmaya dikkat eder. Sınırlanmış dışsal davranış şekilleriyle beraber her seri katil düşüncelerle dolu hayatında bir sonraki kurban ve cinayetin küçük ayrıntı ve planlarını kurmakla meşgul, hiperaktif ve büyük düşünce gücü harcayan bir düşünürdür. Kötüye kullanma, tahrip etme gibi daha sonra kurban elindeyken seçim yapabileceği her bir kötülüğü ayrı ayrı gözden geçirir. Kişisel tatmini en çok hangi yöntem sağlayacaksa onun kararını vermekle meşgul olur. Bir sonraki şiddet eyleminin unsurları olarak kullanmak için kendini en çok tatmin edecek kişisel özellikler ve fiziksel detayları hayal eder. Kurbanını aramaya başlamadan evvel, ideal kurban bulma metodunu çoktan zihninde oluşturmuş olur.

Bu noktada, çok kuvvetle inanıyorum ki çoğu seri katil vakasında kurbanların fiziksel ve kişisel özellikleri, seri katillerin hayallerinde oluşturdukları ideal kurban özellikleri ile nadiren örtüşmektedir. Kendi davamda çeşitli faktörler, en sonunda kurbanımın nasıl olacağına karar vermemde yardımcı oldu. Irk,vücut ölçüsü, cinsiyet, şekil, yaş, boy, saç rengi, kıyafet kurbanımı belirleme sürecimdeki özelliklerdir.

Tercih sebebi olan bu özellikleri göz önüne almama rağmen, kurbanlarımın hiç birisi tam olarak idealimde oluşturduğum kurbana uymuyorlardı. İstediğim özelliklerin yarısından biraz daha fazlasını bulabiliyordum. Kurbanlarımdan geriye kalan hiçbir şey genel insani özelliklerinin dışında, kafamda tasarladığım şeylere uymuyordu. Benim davamda da olduğu gibi çoğu seri katilin kafasındaki kurbanla, öldürdükleri, nadiren birbirine tam olarak uyuyordur.

Bu farklılıkların oluşmasında iki temel sebep var:

1- Seri katilin kurban ararken yakalanmamak için aldığı olağanüstü güvenlik önlemleri,

2- Onu şiddete iten arzunun doğası

İlk sebebin adresine baktığımızda, seri katillerin dünyanın en dikkatli ve teyakkuzda gezen insanları arasında olduğunu söyleyebiliriz ki, bu da onların yaptıkları işi devam ettirmede en az risk almaya çalışmalarına bağlanabilir. Kabullenilmemiş duygular veya işleyeceği çok kötü fiilin doğasına uzak olmasına karşın, kafasındaki kötü niyetlerinin sağlamasını yapar. İçinde bulunduğu durumda hataya yer yoktur ve bunun için eğer üstesinden gelmeye niyetlendiği şeyde şansın ondan yana mı yoksa aleyhine mi olacağını kestiremiyorsa, birini yakalamak için yapacağı şeylerin sınırını çizemez. "Birine kolay ve güvenli bir şekilde el koyamıyorsan hiçbir şeye el koyamazsın" onun sloganı olur.

Hiç kesilmeyen teyakkuz durumu kurban seçiminde önemli bir rol oynar. Kurban seçme sürecinde, bir seri katil, ideal kurbanı için güvenli ve kolay yakalama pozisyonuna çok nadiren sahip olur. Bir çok defa idealindeki kurbanla karşılaşmış olmasına rağmen kendini sık sık frenler, bu frenleme aşırı derecede güvenli bir ortam beklentisinden kaynaklanır. Gerçekten de, tutuklanma riski taşımayan, yakalanmaya hazır kurban bulmak, hem çok zor hem de çok zaman harcamayı gerektiren bir iştir. Bu şekilde davranmak ideal kurban üzerine odaklandığında seçicilik kriterlerini daraltır. Böylece kurbanda daha az özellik aramaya başlar. Bir seri katil bekleyebilir de. Kendi güvenliği için en sonunda ideal kurbanını buluncaya kadar diğer tüm kolay kurbanları reddedebilir. Ama gerçek hayatta nadiren çok uzun süre beklemeyi tercih eder.

Neden böyle yapar? Daha önce söylediğimiz ikinci sebepten, suç işlemekteki aşırı arzusu şiddet gösterme isteğini daha fazla ertelemesine engel olur. İlk önce, ideal kurbanını yakalamayı başarmak için sinsi sinsi dolaşmasının ne kadar süreceğine hiç önem vermeden bu işi başarmak için kendi kendine karar verir. Ancak, zaman geçtikçe sonuca ulaşmamış olması, daha önceki deneyimlerinin de şişirdiği şiddet/suç işleme arzusu zihninde belirlediği kurbanına etki eden bütün öncelikleri kaldıracaktır.

Seri katillerin önceliklerinde ki bu hızlı değişim et peşinde koşan bir aslanın davranışlarına benzetilebilir. İlk açlık sinyalleri ile aslan bir ceylan aramaya başlar, özellikle ceylan çünkü diğer otlayan hayvanlardan ceylanın tadı ona daha hoş gelmektedir. Daha önce yanından zebra sürüsü geçmiştir. Ama o bu sürüye hiç dokunmadan onların geçişine izin vermiş tercihi, olan ceylanı aramaya devam etmektedir. Halbuki zaman geçmekte ceylanlar aslanın av menziline girmeden aradaki mesafeyi korumaktadır. Aslanın açlığı her geçen dakika artmaktadır. Aslan aniden herhangi bir yiyeceğin kendisi için fark etmeyeceğine karar verir uzun kulaklı yabani tavşan yada hastalıklı bir maymuna bile rahmet okur hale gelir. Sonuçta bir yemektir yediği, gerçekten istediği şey değildir.

Bir seri katil kolay kolay vahşi isteklerini erteleyemez, ama ideal kurbanları inatla onun gerçekleştirmek istediği şeyi reddederler. Gerçek bir tutsağa ve şiddete olan kaçınılmaz açlığı ve niyeti herhangi bir kurban seçimine karar vermek için onu zorlar. Ve bu şu demektir. Yükselen bir grafikle onu stresi altına alan seri katilin aşırı arzusu, daha önce kurban seçimine etki eden faktörler fiziksel ve kişisel özelliklerle ilgilenmez.



Seri Katillerin Potansiyel Mağdurlarını Algılayışları

Bir seri katil evinden dışarıya kurban aramak için adımını attığında, her zaman bir sonraki kurbanı hakkında fikri yoktur. Hatta gerçekte bununla hiç ilgilenmez bile. Karşılaşacağı insanın korkularını, ümitlerini, hoşlandıklarını, hoşlanmadıklarını geçmişteki düş kırıklıklarını ve geleceğe ait hedeflerini hiç umursamaz. Birisinin sevgilisi olabileceğini bile düşünmez. İlgilendiği kadarı ile, bu dönemde, bir sonraki kurbanı insanoğlu değildir. Yani bir sonraki kurbanı ile karşılaşmadan önce bile, çoktan insan ve insani değerlerden soyunmuş, tek taraflı olarak karşısındakinin, insan olmakla ilgili hiçbir hakkının olmadığını kabullenmiştir.

Bu, seri katilin gelecekteki kurbanlarını algılayışıdır. Her biri sıradan bir cisimden başka bir şey değildir. Daha da ileride depersonolize olduğunda, yani kişilerin duygu düşünce ve varlıklarını önemsemediğinde, her bir kurban onun için, sadece el konulacak, kullanılacak bir şey olarak varolduklarını düşünür. Bunun ötesinde, görmediği kurbanı sadece kullanılacak bir obje değil, aynı zamanda son derece değersiz, vahşi ve zalimce davranışlarda, bulunabileceği bir objedir. Bir seri katilin kafasında hiçbir şey ve hiçbir kimse avlanmak için kafasına koyduğu ismi ve yüzü belli olmayan kurbanından daha değersiz değildir.

Neden bir seri katil kendi dışındaki insanlara karşı bu kadar aşırı ve mantıksız bir tutum içerisindedir? Nasıl diğer insanlardan bu kadar nefret eder, daha hiç görmediği karşılaşmadığı birisini bu kadar değersiz görür? Bu soruların cevabı şudur; yıllardır kafasında hayalinde vahşeti için besleyip büyüttüğü aşırı arzu ve isteği, seri katili hayalindeki vahşi ve zalim karakteri oynatma zamanın gerekli olduğu bir yere getirir. Bu geldiği yer, seri katili insanların biri tarafından elde edilmeyi bekledikleri bir havuzda bulunuyormuş olduklarına inandıran bir pozisyondur. Çünkü vahşeti hak eden objelere kendi istediği cezayı verecektir.

Doğal olarak, bu dış görünüş geceleri yükselmez, bir seri katil güzel bir güne diğer insanlardan nefret etme ve insanları öldürme isteğiyle uyanmaz. Kişisel vahşi aktiviteleri onun hayalindedir ve nefretini yönlendiren duyguların varlığı genellikle azalır. İlk önce kendi beynindeki kareler tarafından hayalinde gizil planlar oluşturur. Daha sonra oluşturduğu bu hayaller ona zevk ve kişisel tatmin hissi verir, bu his kontrol güç ve başarmadan dolayı yükselir, seri katil kendini vahşet arenasında cezalandırıcı rolünde görmeye başlar.

Seri katil bu hislerin ne olduğunu, ne için olduğunu tarif edemez, tanımlayamaz fakat ona göre tüm bu faktörler kendini iyi hissettirir. Aklında vahşeti oynamaya devam eder. Bu dakikada kurbanı tamamen hayalidir ve o bu durumdan memnundur. Bu ilk merhalede, seri katil yaşayan kurbanıyla ilgili vahşetini sergileme ihtimaliyle alakalı ciddi hiçbir hareket göstermemiştir.

Hayalindeki bu imajlarla uğraşırken bir eroin bağımlısı gibi davranır. Hep daha kuvvetli kafa yapıcıları bulmaya çalışır, daha kuvvetli kafa yapıcı demek, kişisel tatmini arttırıcı şey demektir. Bu aşamada geleceğin seri katili, aklındaki şiddet ve karşı koyamadığı vahşet arzusunu transfer etmek için tam olarak kişileştirerek belirlemediği kurbanını kullanır. Beynindeki oluşturduğu karelerden sıkılmış ve sınırlı sayıdaki oluşturduğu hayallerden tatmin olmadan yaşamayadevam etmektedir. Aklında daha yeni imajlar daha sofistike kurbanlar aramaya başlar. Seri katil kitap, televizyon, dergi gibi kaynaklardan elde ettiği imajlarla şiddetini şekillendirir. Ona yeni şeyler katar ve bu şiddeti hayalinde ki kurbana uygulayarak, vahşetini kuvvetlendirir.

Bu süreçte bir sonraki adım, hayaldeki vahşetin seri katili tatmin etme düzeyini yitirmesidir. Böylece seri katil hayalinde oluşturduğu vahşeti gerçek hayatta gerçek kurbanlar üstünde uygulamaya başlar, okulda işyerinde veya yaşadığı yerde komşusuna. Bu yeni eğilimin başlamasıyla kendisini komşu kızına yada kütüphanedeki adama şiddet uygularken düşünür. Fakat halen böyle bir şeyi onlara yada başka birisine yapmayı göze alamaz. Bu zalimce hayaller onun daha sonraki hareketleri üzerinde etkili olacaktır. Komşu kıza yada kütüphaneciye şiddet uygulamak için yapacağı şeylerin kafasında oluşmasına izin verecek teknikleri oluşturur. Oynayacağı rolün tekniklerini güçlendirmeye devam eder, yeni oyunu hayalinde oluşturduğu karakterleri gerçekleriyle değiştirmektir. Ama bu yenilikte zamanla yeni olma ve tatmin olma özelliğini kaybeder.

Başkalarını kişiliksizleştirme deneyimi kazandığından, çekingenliğinden vazgeçmesi kendisi için gerekli olan etkili uyarının (teyakkuzun) dağılmasına yol açar. İlk defa başka bir canlıya şiddet uygulama düşüncesi kafasında gerçekten oluşur. Sonuçta seçim zamanı gelir ve kaçınılmaz, oluşmaya başlar. Kafasında denemelerini yaptığı vahşeti, hayal kurmasında elde ettiği duyguları durduramaz. Geleceğin seri katili artık bilir ki ancak, zalimce fantezileri uygulamaya geçirmekle, içindeki vahşet arzusunu tatmin edecektir. Geçmişte kendi rahatını gözardı etmediği gibi, şimdi de etmeyecektir. Aslında bu defa rahatını gözardı etmeyi psikolojik olarak imkansız bulacaktır ki bu şiddet arzusundan kaynaklanmaktadır.

Artık bu engelleri geçerek kurban aramaya başlayacaktır. Potansiyel kurbanlar ileride onun oyununun aktörleri olacaktır. Kurbanlarını düşünmeye devam ettikçe, onları gözünde değersizleştirecektir. Oysa ki kurbanlar, bir yerlerde dolaşmaktan başka bir suç işlememektedirler, seri katil kurbanların bu muameleyi hak ettiğine inanır. Potonsiyel kurbanlar onu farkında bile değilken, o, onları cezalandırmayı kendi hakkı gibi görmektedir. Bu ve bunun gibi kendi içinde öldürmeyi mantıklı bir hale getirmesi öldürmek istediği insanları ekinlere zararlı böcekler gibi görmesini sağlar.

Bu tür tüm vicdanı susturma, aklında bu işi mantıklı hale getirme işlemi, kendi kendini aldatmaktan başka bir şey değildir. Fakat bir seri katil için bunlar gereklidir. Seri katillerin her biri kendi içsel hayatlarında, gelecekteki kurbanlarının masum oldukları, bu vahşeti ve kötü davranışı hak etmemiş oldukları yatmaktadır. Bu kabullenim aynı zamanda niyetli oldukları vahşetin ve yanlışında kabullenimidir. İyiliğe ve iyiliğin verdiği hazza alışık olarak büyümüş birisi, böyle bir yanlışlığa tolerans göstermez. Sadece anlayış göstermemekle kalmaz, bu onun için imkansızdır.


Şiddet Sırasındaki Algılamaları

Bir seri katil canlı bir kurbana sahip olurken gösterdiği davranışlar bir otomatik pilotun davranışı gibidir. Daha önce kafasında kurduğu şeyleri şimdi oynuyordur. Bunun sebebi daha önce kişisel tatmin için kafasında kurmuş olduğu sayısız senaryolardır. Belli özelliklerde hareketler ve metodlar edinmiştir. Bu vahşet fantezileri arasından kendine en uygun olanı seçer. Kendini en çok tatmin eden yolu tercih eder. Bu seçimler katilin elindeki kurbanı elde ettikten sonra başlayan ve sonuna kadar süren bir süreci kapsar.

Bir seri katil kafasında oluşturduğu en güzel vahşet örneklerini uygularken özel vurgulara yer veriyorsa, bu, onun kurbanını küçük düşüren, onu insanlıktan aşağılaştırdığını seyrederken elde ettiği zevk ve büyük manadan kaynaklanıyordur. Bu hareketleri metodik olarak uygular. Ona göre kurbanının umutsuzluk derecesinin yükselmesini seyretmekten daha zevkli bir şey yoktur. Seri katilin yaptığı şeye bir tek sebep, karşısındakinin umutsuzluk, dehşet ve küçük düşmüşlüğünü gözlerinden hissedilebilmesi olabilir.

Şiddetin herhangi bir bölümünde kişisel tatmin ihtiyacı bir zorunluluktur. Bir kurbanı mağdur etmeye karar vermeden önce bir seri katil her zaman ani ve keskin bir psikolojik düşüş yaşar, ne hoş görüyle yaklaşılabilir ne de mantıklı bir ilişki kurar. Gün be gün kendisini gururlu özel eşsiz ve mükemmel gördüğü için kendince büyük zevkler elde eder.

Aklının aniden kötü bir şeye başlayacak olmasına, kendince cevap vermesi imkansızdır. Özellikle beyninde kendini sıkıştıran bir düşünce, içinde kontrolsüz bir öfke oluşturur. Bu kaynayan öfke alev alır ve daha önceden kafasında kurduğu kötü hayalleri şiddet arzusunu tetikler aklındaki bu fantezileri ortaya koymakla bilir ki, düşük, toleranssız ve sıkıntılı, psikolojik seviyesini yukarılara çıkaracaktır. Bu davranış her şeyi düzeltecek, kendini iyi hissettirecektir. Hiçbir gölgeye yer kalmaksızın gerçekten kendinin birisi olduğunu ispatlayacaktır.

İşte bu vahşetini sergileyen bir seri katilin motivasyonunu ve olayları algılayışını anlamamıza yardımcı olur. Seri katil sonunda eline savunmasız bir kurban geçtiğinde gösterdiği şiddet sadece şiddet olsun diye şiddet için değil, kendi hayatının anlamını yeniden kazanmak, kurbanının zalimce küçümsendiğini görmek amacını da taşır.

Hayalindeki şiddetin uzun seyahati onun gerçekten birisi olduğunu kanıtlamış, bu düşünceyi güçlendirmiştir. Gücünü başkalarına göstermeye ihtiyaç duyar. Yakaladığı her kimse, ona gücünü gösterir. Seri katilin ters yüz olmuş mantığında, kurbanının değersiz olduğunu ispatlaması kendisinin önemini ve gücünü ispatlamasıdır.

Seri katilin uygulamayı seçtiği özel metodlar ona göre iyi, doğru ve en uygun olanıdır. Çünkü hakimiyet hislerini kaybetmeme kabiliyetlerini, daha önceden akıllarında deneyerek test etmişlerdir. Uygulamaya geçtiğinde kurban değersiz bir maddeden başka bir şey değildir. Kişisel dramasını sergilemek için gerekli olan bir parça ettir.

İşte bu şekilde gördüğü için, kurbanın mücadelesi, acısı, ağlamaları, ona, acıma yönünde hiçbir ilham vermez. Kurban değersiz bir objedir. Tamamen kişiliksizleşmiş, depersonalize olmuştur, bu yüzden merhamet gibi insani bir duyguya layık değildir. Empati yapmaktan çok seri katil, kurbanının çektiği zihinsel acılardan büyük bir zevk ve mutluluk duyar işte ona göre bu, tüm şiddet sürecinde olan şeydir. Kurbanının acizliği ona her şeyden çok zevk veren ölümsüzlük iksiridir. Her şey onun planladığı gibi gittiğine inanır, bunun görünür kanıtı, mükemmel ve tüm yaratılmışlardan kendini üstün görmesidir ki hep bunu düşlemiştir.

Seri katilin kişisel tatmini, kurbanını fethetmesi, ona zulmetmesi, onu sindirip baskı altına alması ve onu tamamıyla öldürmesinde, yatmaktadır. Bu yüzden seri katilin gözünde kurbanı, kana kana su içtikten sonra plastik bardak gibi çöpe atılacak bir maddedir. Su bittiğinde susuzluk giderilmiş, bardak görevini ifa etmiştir. Sanki bardak hiç yokmuş gibi çöpe atılır gider. Kurban işe yaramayan, daha fazla ihtiyaç duyulmayan çöpe atılmış bir maddedir. Çünkü seri katil onu daha fazla kullanamayacak baskı altına alamayacaktır.




Bir Seri Katilin Ruhsal Durumunun Analizi

Tüm seri katillerin aynı şekilde düşündüklerini söylemek ne kadar yanlışsa, aralarında hiç benzerlik bulunmadığını iddia etmekte o kadar yanlış olur. Bu benzerlikler psikolojik profil çıkarmalarda büyük fayda sağlar. Şiddet sürecinin başlamasında, bazı dış etken veya etkenlerin olduğunu söylemeliyiz. Bu etkenler hayali veya gerçek hayattan kaynaklanabilir.

Şekilde de görüldüğü gibi seri katilin 1. düşünce basamağı "karışık düşünme" dir. Bu pozisyonda seri katil pozitif psikolojik durumdadır. Yaptığı bir şeylerin üzerinde kafa yorma durumunda değildir. Çünkü sonuçlarını saklamış veya iç düşünceleri ile daha meşgul veya davranışlarının dış ödülleri ile ilgilenmektedir.

Bir seri katil topluma bir çok değişik yüzüyle gözükebilir. Çoğu sosyopattır.3 Zekalarını karşısındakini savunmasız bırakmak, kendilerini de karışık düşünme halinde muhafaza etmek için kullanırlar. Hiç biri, en zeki olanı bile, sonsuza kadar karışık düşünme içinde kalamaz. Er yada geç gerçekler, pozisyonunu "düşme" durumuna getirecektir (2.aşama). Bir veya birden çok gerçek veya hayali olaylar seri katili ikinci aşama olan "düşme" aşamasına getirebilir. Mesela A,B,C, D ve E olayları var. Ve E olayı seri katili 1. aşamadan 2. aşamaya geçirdi. Diğer olayları da bu geçişte yardımcı rol oynamıştır diyebiliriz. E belki sonuçlandırıcı olay oldu fakat vahşi saldırgan için tüm olaylar önemli hale geldi. Uyarım kişiselde olabilir, olmayabilir de. Fakat reaksiyon her zaman kişiseldir. Katil olayların hepsini ruhsal durumunun (bilinçaltının) derinliklerinde saklayacaktır. Çünkü egosu çok büyüktür. Her zaman seri katilin bu aşamaya kendi vahşetiyne karşılık vererek geldiğini söyleyemeyiz. Bazen verdiği karşılık semboliktir. Mesela vahşi şiddet içeren pornografi, mastürbasyonla karşılanabilir, fakat bu sembolik karşılıklar kısa süreli ve geçicidir.

Bu arada vahşi saldırgan, fiziki rahatlamayı bir gereklilik olarak görür ve kişisel şiddet döngüsü başlar. Psikolojik düşüş başladıktan sonra geri dönüş imkanı kalmaz.

3. Aşama "negatif iç (ruhsal) cevaptır". Bir seri katil tatminsizlik hisleriyle ilgilenmek zorundadır. Başlangıçta zihnen bu negatif gerçeklik mesajlarıyla mücadele eder. Zihninde kendini yerleştirdiği yer "Ben çok önemliyim, ve buna ihtiyacım yok" gibi bir şey olabilir. Zihninde yerleştirdiği bu düşünceyi geçerli kılmak için en iyi bildiği şey olan şiddeti gerçekleştirecektir. Şimdi zihni, 4. aşama olan "negatif dış cevap" a geçmeye hazırdır. Bu seri katilin kişisel üstünlüğünü doğrulayacağı, zorlayıcı ve gerekli bir etmen olmaya başlar. Bu sırada seri katil yapacağı hareketin sonuçlarının neler olabileceği konusunda hiçbir fikre sahip değildir. Üstünlüğünü doğrulamayı geçerli kılmaya başladığında, kontrollü davranmamaktadır. Zarar verebileceği kurbanlar seçer. Çünkü negatif gerçeklik mesajlarının ötesinde bir riski göze alamaz.

Bir defa daha kurduğu zihinsel statüsüyle beşinci aşama olan "restorasyon"a geçer. Seri katil bu aşamada yaptığı işin sonuçlarının potansiyel tehlikelerini azaltmak, kurbanın cesedini kaybetmek için uygun yer ve yöntem aramaya başlar. Bu tür şeylerle (cesedin yok edilmesi, fark edilme riski vb.) 5. aşamaya gelene kadar uğraşmamıştır. Şimdi kişisel riskini en aza indirmek için birşeyler yapmalıdır. Kendi için gerekli olan şeyi yaptığında 1. aşamaya geri döner ‘karışık düşünme’ ve döngü tamamlanmış olur.



Seri Cinayet Davasının Profili

Hiçbir şiddet olayı fantezi olmadan gerçekleşemez. Fanteziye konu olan karakterler, kişiden kişiye ve seri katilden tipinden seri katil tipine değişiklik gösterir. Hayalci (visionary) seri katillerin fantezisinde Tanrıdan gelen bir ses veya cehennemden bir görüntü olabilir. Şehvet veya heyecan dürtülü, şehvet delisi (hedonistic) seri katiller yüzü olmayan bir kurbana odaklanabilirler.

Fantezinin olması ve rolü profil çıkarma sürecini yönlendirebilir. Yukarıdaki şekilde anlatılan şiddet modeli döngüsünün 1. aşaması olan karışık düşünme bölümü seri cinayet davasına bakan bir kolluk kuvveti soruşturmacısına, seri katilin uygulama safhasında olmadığı gibi bir fikir verebilir.

Eğer seri cinayet olabilecek cinayetler bir yerde kesiliyorsa, buna etki eden faktörün henüz bilinmeyen katilin hayatındaki olumlu bir gelişme olabilir. Belki evlenmiştir, bu yüzden fail evlilik kayıtları incelenerek, araştırılabilir. Katilin hayatında olan iyi şeyler onu karışık düşünme aşamasında geçici de olsa tutabilecektir. Hayatında onun algılamasını değiştirecek ona meydan okuyacak bir terslik veya bir pürüzle karşılaştığında yine "düşüş" aşamasına geçerek öldürmeye başlayabilir




Olay Yeri Değerlendirmelerinde Temel Özellikler

Olay yeri özellikleri ilk bölümde anlatılan seri katil tiplerinden düzenli nansosyal ve düzensiz asosyal seri katillerde benzerlik gösterebilir. Mesela hayalci (visionary) seri katili ele alalım. Bu tip seri katil düzensiz asosyal kişilik sergiler. Olay yeri, bu seri katilin kendi özelliklerini gösterir. Bir sürü fiziki delil, aşırı abartılı davranışların sonuçları, kurbana ait olan bir silahın olay yerinde bırakılması vb. kişilik özellikleriyle çok benzemektedir. Yalnız yaşar, muhtemelen olay yerine yakın yerde yaşar veya çalışır. Kurban fırsat kurbanıdır.

Görevli (mission) seri katil daha çok düzenli nansosyal tipe benzemektedir. Bu seri katil bir kurban tipi seçer, ona yaklaşır, kurbanın silahını kullanarak cinayeti işler ve silah olay yerinde bulunamaz.

Seri katil tipleriyle, FBI’in şiddet saldırganlarının özellikleri, özellikle suç işleme motivasyonunun birincil olarak cinsel tatmin olanlarda, benzediği görülmektedir ki bu da profil çıkarma uzmanlarına (profiler) teorik modelleri en iyi şekilde kullanma olanağı sağlamaktadır.

Örneğin; hükmedici seri katillerin birincil motivasyonları kurbanlarını tamamıyla elde etmektedir. (her şeyiyle kurbana sahip olmaktır)

Cinsel tatmin bir çok şeyden kaynaklanabilir. Hükmedici (power/control) seri katillerin tatmini ise kurbana tamamen hakim olmaktan kaynaklanır. Ted Bundy bu tip seri katillere mükemmel bir örnektir. Hükmedici (power/control) seri katiller diğer tipler gibi öldürme süreçlerinde 5 pencere bulundurur. Öldürme süreci başlarken ilk önce bir fantezi kurulmalıdır. Ceset ortadan kaldırılmadan işlenen cinayetle süreç tamamlanmış olmaz. Süreç cesedin ortadan kaldırılmasıyla son bulur.

Mesela genellikle hayalci (visionary) görevli (mission) veya rahat merkezcil (comfort orianted) seri katiller cesedi olay mahallinden kaldırmazlar. Profil çıkarma (profiling) açısından bakıldığında, cesedin ortadan kaldırılması önceden planlamayı temsil eder. Olay yerinde ki fiziksel deliller soruşturmacı tarafından değerlendirilebilir. Bu cesedin atıldığı yerde hiçbir delil bulunmayacağı anlamına gelmez fakat cesedin olay yerinden atıldığı yere taşınması kendi başına saldırganın kişiliği hakkında bize değerli bilgiler verir.

Sadece hayalci (visionary) seri katiller özel bir kurban çeşidiyle ilgilenmezler çünkü dışardan duydukları ses ve görüntülerden etkilenerek suç işlerler. Şehvet delisi (hedonistic), hükmedici (power/control) veya görevli (mission) seri katiller kurbanlarını özel olarak seçerler kurbanları psikolojik bir ihtiyaçlarını karşılar veya ölümleri katillerine maddi kazanımlar sağlar. Sadece, şehvet delisi (hedonistic) seri katillerin alt grubu olan menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) seri katiller aralarında bir yakınlık bağı olan kişileri kurban olarak seçerler, diğerleri genelde yabancıları seçer ve kurbanlarını şiddetin modası olan silahlarla öldürürler. Zehirler, haplar menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) seri katillerin cinayetlerinde kullandıkları silahlardır.

Cinayet mahalli çoğunlukla cesedin bırakıldığı yerden farklılık gösterir. Hayalci (visionary), görevli (mission) ve menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) katiller genellikle cesedi, cinayetin olduğu yerden kaldırmazlar.

Bu yüzden eğer, cinayet yeri ile cesedin yeri aynı yer ise, şüpheli kurbanı yakın yerde yaşayan, düzensiz asosyal kişilik özellikleri taşıyan birisi olabilir.

Seçilen suç aleti, suç aletinin sahibi, ölüsevicilik delili, penisle veya başka bir aletler cinsel giriş olduğuna dair deliller ve diğer açığa çıkan deliller, soruşturmacıya soruşturmanın derinleştirilmesi konusunda alan daraltmaya yardımcı olur.

Örnek; ******ler seri olarak öldürülüyor ve cinayetlerde ölüsevicilik’de oluyorsa katilin Tanrı adına bu istenmeyen yaratıklardan dünyayı temizlemeye çalıştığı düşünülebilir. Bir de olay yerinde fiziksel delillerle beraber karışıklık ve düzensizlik varsa bu ihtimal daha da kuvvetlenir. Eğer ölüsevicilik yoksa, bu seri katilin motivasyonu daha içsel bir sebepten kaynaklanıyor diyebiliriz ki bu da seri katil tipini görevli (mission) seri katile çevirir.

Bir profil çıkarma uzmanı (profiler) saldırgan tipleriyle, olay yeri veya cesedin bulunduğu yerdeki fiziksel delilleri karşılaştırarak temel bazı bilgiler elde edebilir. Bilgisayarlar şu anda bu tip karşılaştırmaları yapmada çok fazla kullanılmıyorsa da yakın bir gelecekte bilgisayar kullanımı yaygınlaşacaktır. Ancak profil çıkarma uzmanının kişisel katkıları da hiçbir zaman göz ardı edilemez.



Profil Çıkarmaya Yardımcı Öğeler

Bu bölümde, cinayet mahalli ve cesedin bulunduğu yer hakkında toplanan bilgiler, seri katillerle yapılan mülakatlardan elde edilmiştir. İlginçtir ki seri katillerin bizlere verdikleri bilgilerle bizim bilgilerimiz birbirine uymuyordu. Bu katiller psikodinamik merkezliydiler. Fakat öldürme ve kurbanlarına yaptıkları işlerde son derece uzmanlaşmışlardı.

Göz Bağlama

Çoğu olayda göz bağlama ile karşı karşıya kalmaktayız. Göz bağlama yöntemi bir çok şekilde karşımıza çıkabilir. Maske takarak, çorapla yada bir parça bezle. Bu olayın en mantıklı nedenlerinden birisi, kimliğini kurbandan saklamaktır. Bir seri katilin ifadelerine göre göz bağlama işlemini tanınmamak için değil, kurbanı sindirmek ve kafasını karıştırmak için yaptığını söylemektedir. Bu işlemin başka nedenleri de olabilir mesela kurbanını kişiliksizleştirmek (depersonalize) onun insan olduğunu gözardı edebilmek gibi…

Gözlerin bağlanması seri katilin fantezisini gerçekleştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda seri tecavüzcü olan bir seri katil şu açıklamada bulunmuştur.

"Kadını soyduktan ve onu bağladıktan sonra fantezimin ilk bölümünü gerçekleştirmeye hazırdım. (Kadının oral **** yapmasını istiyordu) kadının yüzüne doğru yaklaştığımda, kadının faltaşı gibi açılmış gözlerinden büyük rahatsızlık duydum ve sinirlendim. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum tek bildiğim şey, yapacağım işe onun gözlerini bağlamadan devam edemeyeceğimdi"

Ortak noktalara bakarak her göz bağı bulduğumuzda, kurbanla katil arasında ilk önce kişisel bir şeyler yaşanmıştır diyemeyiz. Bir seri katilin söylediği gibi "Kurbanlarımın gözünü bağlardım çünkü, yüzleri çığlık atıyordu."

Yüze Saldırı

Kurbanın yüzüne vurulan tokat kendi kendine saldırıyı kişiliksizleştirir. Will Grahan’ın Kızıl Ejder katiline söylediğini hatırlayın "utandığın bir şeyler mi var?"

Saldırganın merhametsizliğine karşın, halen bir insandır ve utancında içinde yeraldığı insani duyguların belli bir oranda etkisi altındadır. Bir kurban için tuzak kurduğunda, sonunda elde ettiği kurbanını küçük görmesinin uyduruk bir mazeretten başka bir şey olmadığını az veya çok fark eder. Sonunda bir kurban ele geçirdiğinde kurbanının masumiyetinin kabul edemeyişinin farkında olması utanç duygusunu veya buna benzer bir duyguyu arttırır. Devam etmek istediği işlemin yanlış olduğunu hatırlatır.

Elbette bu duyguları ayırtetme ve farkında olma uzmanı olmak, bencil amacını gerçekleştirmesini engellemez. Utanç faktörünü en aza indirmek için kullandığı yöntemler gözleri kapatmak, yüze maske geçirerek kendi kimliğini gizlemek ve kurbanını bir insan olarak görmekten kaçınmaktır. Ortada yüzü olan gerçek bir kişi olmayınca, utanacak bir şeyde olmaz.

Daha çıkarcı bir seviyede ele alırsak, yüze uygulanan şiddet açıkça kurbanı kontrol altına alma niyetinin sergilenmesidir. Gözlere yapılan saldırı özellikle önemlidir. Çünkü körlük gibi bir yaralanmayla sonuçlanabilir ve bu yüzden kişinin tanınması riski azalır. Gerçi bu olay seri cinayet davalarında çok rastlanılan bir olay değildir. Çünkü katil süreç merkezcil cinayetlerde kurbanını yaşatmamaya çok önceden karar vermiştir.

Yüze saldırılarda bir başka abartılı tür olarak oral seksi görebiliriz. Bu çıkış noktasından hareketle, bu saldırıların kişisel olmadığını söyleyebiliriz. Elbette oral sekste faydacı bir yan vardır. Saldırgan kurbandan cinsel arzusunu arttırmasını ister. Bu aşamada oral seksi bir saldırı olarak kabul edemeyiz, bir seri katilinin şu sözlerini belirtmek isterim "oral **** isimsiz bir kabın kabul edilebilir kullanımıdır."

Oral seksin kendi başına suçu işleyen bir yabancı veya tanıdık kişi tarafından bazı dönemlerde ortaya çıktığına bir inanış vardır. Kurbanın gözü kapatılarak yapılan oral seksin kurbanı tanımayan bir yabancı tarafından yapıldığı düşünülebilir. Buna karşın oral seksle beraber yüze zarar verildiği görülürse, bunun da bir tanıdık kişi tarafından yapıldığı düşünülebilir. Karanlıkla birleşen bir saldırıda göz bağlandığında kurban korkutulmak istendiği gibi kişiliksizleştirilmekte (depersonolize) istenmiştir.

Göz bağlama şiddette kişisel unsurları azaltırken kurbanı da cansız madde durumuna koyar. Fakat yüze saldırı yapılması suç işleyenin kişisel fantezi seviyesini yükselterek, saldırganın, kurbanı tanıyan birisi olduğuna işaret edebilir.




Cesedin Ortadan Kaldırılması

Şehvet(lust), heyecan (thrill), hükmedici (power/control) seri katiller kurbanlarının cesetlerini ortadan kaldıran seri katil tipleridir. Bu tip seri katiller düzenli ve nansosyal grubun özelliklerini taşırlar. Seri katillerin cesedi ortadan kaldırmak için bir çok sebebi olabilir. Cesedin bulunup bulunamaması meselesi ortadan kaldırma unsurlarından biri olabilir. Bir seri katil sorgulanırken "neden birçok kurbanının cesedini bulamıyoruz?" sorusuna "siz sadece benim bulmanızı istediğim cesedi bulabilirsiniz" cevabını vermiştir. Aynı zamanda cesetlerin ortadan kaldırılması kendi cinayet kariyerinin bir tür reklamı olduğunu söylemiştir.

Cesedin ortadan kaldırılması, içinde belli bir kurbanın yer aldığı cinayet sürecinin de bitişine işaret eder ve aynı zamanda seri cinayet pencereleri tamamlanmış olur. Bu bir cinayetin tekrar başlayacağını göstermez. Bu anda seri katil psikolojik olarak öfori (euphoria) aşamasındadır. Ve kişisel şiddet aşamasında döngünün karışık düşünme bölümündedir. Gerçekler onun güvenliğini tehdit etmeyeceği ana kadar bu aşamada kalacaktır.

Çoğu seri katil için cesedi ortadan kaldırmayı öğrenmek, diğer sosyal öğrenme süreçleriyle aynı formda gelişir. Bir kişinin kanuni olan veya olmayan her gün yaptığı bir şeyi öğrenmesi gibi, kurbanın cesedini ortadan kaldırmanın kendince en faydalı olan tarzını öğrenir. Cesedi ortadan kaldırırken çok dikkatli davranır çünkü bu aşama tehlikeye en açık olduğu andır. Bir seri katil, bir çok kurbanın cesedini U şeklinde bırakmıştır ki bu sayede tehlike en açık olduğu anda her yeri rahatça görmeyi amaçlamıştır.

En son olaylardan birinde bir profil çıkarma uzmanının (profiler) ortadan kaldırılmış cesedin yerini bulabilmek için bilgileri nasıl işe yarar şekilde kullanılacağına ışık tutmaktadır. Polis davaya ilk olarak bakan görevliden bir profil çıkarmasını istemişti, çünkü bir astrolog kurbanın kasabadan geçilerek şehrin diğer tarafında bulunan bir göle atıldığını söylemişti. İlk soruşturmacı bunun aksine cesetlerin cinayet mahalli, maktülün cüzdanının bulunduğu yer ve şüphelinin cinayet işlendiği gün en son görüldüğü yerlere bakılarak bulunabileceği görüşünü öne sürmüştü. Araştırma alanını gösteren bir harita üzerine, bu üçgen çizildi sonunda maktülün cesedi bu üçgen içerisinde eğlenmeye giden avcılar tarafından bulundu. İlk soruşturmacının böyle bir tahmin yürütmesindeki sebep gizem, sihir veya olağanüstü bir şey değildi sadece herkes tarafından tanınma riskini göze alarak cesedi arabasıyla taşıyıp göl gibi açık bir araziye bırakmak pek mantıklı görünmüyordu.

Silahlar

Seri katiller kullanacakları silahları çok dikkatli seçerler ve üç sebepten ötürü elleriyle kullanabilecekleri aletleri silah olarak seçerler.

1- Kurbana dokunmak

2- Temas etmek (kurbanı iyice korkuttuğu için)

3- Temas etmek (kurbanı aciz duruma düşürdüğü için)

Bu silahlar, kayış, askı, (jerry Brudos) külotlu çorap, (Ted Bundy) el, (Edmund Kemper), bıçak, (Douglas Clark ve Carol Bund) çekiç, (Harsey Carignon) tabanca, (Bearie Simmons) ve yakın teması sağlayacak diğer silahlardır. Yakmak seri katiller tarafından pek tercih edilmeyen bir yöntemdir. Öldürmek ve sindirmek için diğer silahların kullanılması seri katilleri sosyalize eder. Tabi bu bazı seri katillerin kurbanlarını sigarayla yakmayacakları, sıcak maşalar veya diğer yöntemleri kullanmayacakları anlamına gelmez. Fakat katil için fiziksel temas gerekir.

Öldürme işlemi başladığında, katil ve kurban sosyal bir ölçekte yaklaşırlar. Katil üstünlüğünü ispat etmek için kendiyle kurbanları arasında bir mesafe oluşturur. Aciz kurbanın yardım çağrıları psikolojik unsur olarak katili karışık düşünme bölümüne dönmesine neden olur.

Kesme/Parçalama

Pikörizm cinsel tatminle sonuçlanan bir ard arda batırma ve tahrip etmedir. Gerçekte kesim pikörizmin bir değişik biçimidir, bu biçimde cinsel tatmin göz ardı edilemez.

Kesme/parçalama katilin kurbanı üstünde güç ve kontrol kurmasını ispat eder ve doğrular. Böylece kurbanının hiçbir şey olmadığını ispat eder, ceset üserindeki vahşeti tamamladığında ise birkaç parça hiçbir şeyden başka, ortada bir şey yoktur. Cesede uygulanan aşırı şiddet seri katile tatmin duygusu verir, hem cinsel tatmin, hemde egosunu tatmin edecek psikolojik doygunluk...

Kesme/parçalama, tahmin edilebileceği gibi şehvet (lust), heyecan (thrill) ve hükmedici (power/control)seri katillerin özellikleridir. Hayalci (visionary) seri katiller kesme/parçalama yaptığında cinsel ögeler genellikle yoktur. Bu tür saldırılar, katilin canavarlarının isteğiyle birlikte çılgınlıkla sonuçlanır.

Düzenli nansosyal (organized nonsocial) ve düzensiz asosyal (disorganized asocial) saldırganları ayırmaya yarayan bilgiler bir suç içerisinde kesmeyle/parçalamayla karşılaşan profil çıkarma uzmanlarına (profiler) faydalı olur.

Tutsak Alma ve Taciz

Cinayeti daha organize hale getirmek için seri katil kurbanı tutsak alır ve onu taciz eder. Görevli (mission) ve hayalci (visionary) seri katillerin kurbanı kontrol altına almak için yaptığı ani saldırılar tutsak almayı pek gerektirmez. Tutsak almayı ve cinsel tacizleri ortaya çıkaran en az üç temel motivasyon olmalıdır.

a) Kurbanı işkence için tutmak,

b) Kurbanı aşağılayarak psikolojisini çökertmek,

c) Kurbanı incitmek ve yaralamak,

Tutsak alınmak bile kendi başına bir incinmedir. Cinsel tatminle vahşet arasında bağlantı kuran şehvet (lust), heyecan (thrill) ve hükmedici (power/control) seri katiller mücadele eden kurbanlarının bedeni ve zihni acı çekmesini isterler ve tutsak alma onlara istediklerini verir.

Cesedin Pozisyonu

Maktülün cesedinin nasıl durduğu da seri cinayet araştırmalarında yararlı bilgiler sağlar, fakat cesedin pozisyonunun bizlere ne anlattığını doğru bir şekilde yorumlamalıyız. Cesedin sembolize ettiği pozisyon görevli şehvet ve heyecan katilleriyle birleştirilebilecek karakteristik bir özellik olabilir. FBI’a göre eğer düzensiz asosyal saldırgan cesedin bir bölümüne zarar vermişse bu onun imzasını taşıyan özel bir sembol olabilir.

Duct Tape 4

Bu tür bandın kullanımıyla, saldırganın geçmişi hakkında bir bağlantı olabilir. Cezaevinde görüşme yapılan bir çok saldırgan cezaevindeyken bu bant türünün kurbanlarını bağlamakta ne kadar çok işe yarayabileceğini öğrendiklerini söylemişlerdir. A Few Goodmen, (Birkaç İyi Adam) filminde genç bir denizci barakasından zorla alınarak kamuflaj desenli "duct tape"le bağlıyorlardı.

Maktule bu tür bandın kullanılması fail alanı daraltmada bize yardımcı olacaktır. Fail daha önce cezaevinde, orduda özel birimlerde bulunmuş olabileceği gibi, halen orduda çalıştığı söylenebilir.

Sahneleme

Douglas "Sahneleme polis ulaşmadan önce olay yerini değiştirmedir" demektedir. Kasti olarak olay sonrasında olay yerini değiştirmek düzenli bir katile işaret etmektedir. Çünkü olay yerini değiştirmek biraz daha zeki olmayı gerektirir. Düzenli bir katil polisin olay yerine geldiğinde fiziksel delillerin yanında katilden bir iz olabilecek, katili yansıtacak özellikle de arayacağını akıl edebilir. Düzensiz bir katil ise bilerek olay yerini değiştirecek zekaya genelde sahip değildir. Buna ek olarak, araştırma ve soruşturma sürecini de tam olarak idrak edemez.

Eğer olay yerinin bilinçli olarak değiştirildiği kanaati uyanırsa şüphelileri düzensizlerden çok düzenli saldırganlar arasında aramak daha doğru olacaktır.

Hediyeler

Bir seri katil olay yerinden bir parçayı kendine hediye olarak alıyorsa bunun sebebi kendine yaptığı işi hatırlatmaktadır. Mantıklı bir kararla olay yerinde bir hediye almak seyahate çıkmış birisinin gittiği yerlerden ona oraları hatırlatacak bir parça almasıyla özdeşleştirebilir.

Bu hediye katile sadece olayı değil olay sırasında nelerin olduğunu da hatırlatacaktır. Hediye aynı zamanda cinayet sırasında katilin psikolojik kazancının da bir parçasıdır. Eğer alınan şey kurbana ait ise, seri katil olayın kişisel boyutlarını da hatırlayacak yada hatırlamak istiyordur.

Her seri katil bir hediye almaz yada seri katiller her olayda hediye almayabilirler. Katil bir karar almalıdır. Ama bu karar bir mantığa dayanmalıdır. Bazı durumlarda bilir ki bir parça ***ürmek ileride kendisini ele verebilme ihtimali olan büyük bir risktir.

Bazen seri katil aldığı parçayı koleksiyon yapmakta çok kendinin veya kurbanın kimliğinin ortaya çıkmasını engellemek için yapar. Eğer vücudun bir kısmını tanınmayacak hale getirmek için zarar vermiş veya koparıp almışsa amacına ulaşmışta olabilir. Bu durumlarda bir taşla iki kuş vurmuş olur hem kendi hem de kurbanının kimliğini gizlemiştir.

Kupalar

Profil çıkarmada ilk soruşturmacı hediye ve kupalar arasında ayrım yapar. Kupalar bir şeyin karşılığında kazanılmıştır. Tenis veya bowling turnuvasında... Seri katil davalarında, kupalar kendi temelinde değerlidir. Sadece saldırgan tarafından yapılan bir şeyi temsil etmekle kalmaz, kendince kupa olmaktan dolayı da bir değer ifade eder. Yani kupalar kişisel şeylerdir cesedin parçaları gibi (kol, bacak, göğüs) hediyeler olayı hatırlatan şeylerdir, aksine kupalar sadece olayı hatırlatan değil afrodizyak etkisi yapan görsel ödüllerdir.

SONUÇ

Seri cinayet davalarında profil çıkarmanın ilk adımı soruşturulan davanın bir seri adam öldürme olduğudur. Bu belki çok kaba bir tanımlama gibi gelebilir ama çoğu zaman olaylara görmek istediğimiz gibi tek yönlü olarak at gözlüğüyle bakmaktayız. Bir cinayetin, seri cinayetin bir parçası olduğuna karar verildiğinde soruşturmacı kamuoyu ve daha çeşitli yollarla olayın dallanıp budaklanmalarıyla karşı karşıya kalacağını bilmelidir.

Her katilin metodu, kazançları, motivasyon unsurları kendine özgüdür. Eğer soruşturmacı seri katilin psikolojisini anlayabilir, onun şiddete eğilimini çözebilir, ve eğer seri katilin hissettiği en güçlü benim her şeyi bilirim anlayışı ve bunu doğumla kazandığı bir hak olarak görüşünü anlayabilirse, psikopat seri katillerin anlayış ve algılayışlarını daha iyi kavrayabilir.

Çeşitli olay yerlerinde bulunmuş olmak, olayları çözümlemede soruşturmacıya yardımcı olacaktır. Kaotik ve sadist izlerin bulunduğu olay yerleri veya aşırı davranışların sergilendiği olaylar soruşturmacılara çok değerli bilgiler verecektir.

Bu yazıda güvenlik güçlerine yardımcı olacağını umduğumuz önemli bir konuya vurgulama yapmak istedik. Birincisi seri saldırganların eşsiz tipini tanıtmak olay için motivasyon unsurlarını, düşünme şekillerini ve kişisel şiddet modellerini tanıtmak. İkincisi soruşturmacıların göz önüne alması gereken olay yeri özelliklerinin ana hatlarını çizmek.

Tekrar belirtmekte yarar görüyorum ki, profil çıkarma kapsamlı soruşturmanın yerini tek başına tutamaz ancak, soruşturmacıya yardımcı olur. Profil çıkarma çalışmaları, nadiren "Kızıl Ejder"5 filminde olduğu gibi doğru çıkar. Bazı yazarlar profil çıkarma (profiling) konusunda olumsuz düşünmektedir. FBI’nın Davranış Bilimleri Bölümünün operasyonlarına eleştirel bir gözle bakan Jenkins (1994), FBI’ın çıkardığı profillerin büyük çoğunlukla kısır ve faydasız olduğunu söylemektedir. Bu bölümle görev yapan Paul Lindsey aynı yönde şu sözleri söylemektedir. "FBI’nın çözdüğü kaç seri cinayet davası vardır ki?" Ressler ise Jenkins’in 1976’da ki Lunde çalışmasında belirttiği seri cinayet kavramının hatalı olduğunu söylemektedir. Halen süregelen tartışmalarda bizim düşüncemiz profil çıkarmanın soruşturmalarda yardımcı bir unsur olabileceğidir

SERİ CİNAYET İŞLEYEN KATİLLER VE PARÇALAMA SAPLANTISI


Psikiyatr ve kriminoloji uzmanı olan Louise Coldren’in seri cinayetler işleyen katiller hakkında yazdığı birçok eser vardır. Son kitabı olan ‘Seri Cinayet İşleyen Katiller ve parçalama’ da, yıkma kavramına eğiliyor ve oradan da bu tür katillerdeki diğer bir temel eğilime yaklaşıyor: teşhircilik. Coldren teorisini Polaroitli Katil olayına uyguluyor.
Seri cinayet işleyen katillerin(1) yüzde 77’si kurbanın bedenini kesme veya parçalama yöntemi kullanır. ‘Minneapolis Kemikçisi’ denilen Nat Sheridan öldürdüğü ******leri parçalayıp kemiklerini çıkarıyordu. ‘Mobile Sütçüsü’ Condrad Bercovitch, kurbanlarının organlarını eski sevgililerinin evlerine bırakıyordu. Katil işi parçalamaya kadar vardırmasa da genel olarak kurbanın bedenine öfkeyle saldırır: (2) gözlerini oyar, kulak veya parmaklarını keser; cinsel organlarını doğrar v.b.
Bu özellik nasıl açıklanabilir? İlk açıklama, bu katil tipinin psikolojik olarak dayanıksız, şiddete başvuracağı önceden kestirilemeyen ve önüne geçilemeyen bir kişi olduğu şeklinde yapılır. Katilin böyle anlarda kontrolünü kaybettiği ve işi aşırılığa vardırdığı söylenir. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu açıklama gerçeğe dayanmayan kolaycı bir açıklamadır: katillerin gayet sakin, zeki ve eylemlerinde son derece bilinçli kişiler olduğu artık biliniyor. Bu teori aynı zamanda başka temel bir sorunun da gözden kaçmasına neden olur: seri cinayet işleyen katil mantığını kaybeden biriyse, neden daha korkunç şeyler yapmıyor da sadece kurbanının bedenini parçalıyor?

PARÇALAMA DOĞAL SÜRECİN İNKARIDIR
Bu yoldan giden bazı New Yorklu psikiyatrlar, seri cinayet işleyen katiller üzerine araştırmaları kararlı bir biçimde ilerletti. Seri cinayet işleyen katil meramını öldürerek anlatır. Normal bir kişinin düşünsel alanda üretimine, toplumsal ilişkilerine, sanata vs kanalize edebildiği arzularından ve yoksunluklarından, seri cinayetler işleyerek kurtulur. Bu varsayıma göre, cinayetteki ayrıntıları, katilin kendini diğer insanlara ifade etmesi olarak kabul edebiliriz. Peki bu koşullar altında parçalama ne anlama gelmektedir?

Bize göre parçalama, doğal sürecin bir inkarını oluşturmaktadır. Katil kendini, insanı yaratan büyük mimarın yerine koyar ve kendi yaptığı işi herhangi bir biçimde bozar. Yıkarak ya da daha doğrusu, yapılanı yıkarak yeni bir şey yaratmaktadır. Bu varsayım ilgililerin açıklamalarıyla da doğrulanmaktadır. Örneğin Nat Sheridan neden kurbanlarının kemiklerini çıkardığını soran yargıca şu yanıtı vermişti: ‘Bu kadınlar, Sayın Yargıç, günahkardı, göklerin krallığına asla giremezlerdi. Tozun toza dönüşeceği deyimini bilirsiniz. Onların iskeletini ufaladım, onları toza dönüştürdüm, yaptığım budur, Sayın Yargıç, yaptığım budur, onları toprağa geri verdim ve o zaman Tanrı’nın sağına oturdular’ (3) 1986’da Phoenix bölgesinde yedi eşcinselin bacaklarını kesen Matthew Russell da aynı şekilde şunu söylemişti: ‘Onlar (kurbanlar) ayakta durmayı hak etmiyordu.’ Katil yaptığı işi bozar, çünkü ya yaptığı iş onu tatmin etmemiştir ya da onu ezen Tanrı’yı küçümsemektedir. (4) Ne olursa olsun, ruhsal gerginliğin giderilmesi için yıkma dürtüsünden çok, yapılmış olanı yıkma dürtüsünden söz etmek akla daha uygun olur.

Bu eğilim, Polaroitli Katil’de çok net bir biçimde göze çarpıyor. Kurbanlarının farklı organlarını kesmesi, kendi gücünü bir biçimde kanıtlama olarak yorumlanmalıdır: Polaroitli Katil, herhangi bir organı alıp ***ürme gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Ruhsal gerginliklerine katlanamamakta, onları yönetmektedir. Otopsi sonuçları da bir organı kesme eyleminin, öldürme eyleminden önce yapıldığını göstermektedir. Katil, anestezi altındaki kurbanının bu organ olmadan birkaç dakika yaşayabileceğini elbette bilerek eyleminin tadını çıkarmaktadır.

SONRA NE OLACAK ENDİŞESİ
Teknikleri ve hareketlerinin ötesinde seri cinayet işleyen katilleri birleştiren bir patoloji varsa o da teşhirciliktir. Cinayet karanlıkta işleyen katil her şeyden önce reklam ışıklarını arar. Büyük bir çoğunluğu suçlarını ve gerekçelerini hiç zorlanmadan itiraf eder; istisnasız hepsi de eylemlerini anlatan gazete küpürlerinin koleksiyonunu yapar. ‘Davenport Kasabı’ adıyla ün yapmış olan Harry T. Gozzen, derisini yüzdüğü kızların can çekişmesini filme alıyordu. Onu evinde tutuklayan polislere bu kasetleri hiç zorluk çıkarmadan verdi.

Bu ‘sonra ne olacak’ endişesi aynı zamanda katilin sonunda neden yakalandığını da açıklar. Birkaç ayın sonunda da sadece takma bir isimle tanınıyor olmaktan sıkılacaktır; medya ona basit bir psikolojik durum ve asla doğru olmayan dürtüler yakıştırmıştır. Öyle bir an gelir ki onu boğmakta olan adsızlığı kırmak ve halka kendini anlatmak ister. Tedbiri elden bırakır, avlarını seçerken daha az titizlik gösterir veya son işlediği cinayet yerine geri gider: bilinçsiz olarak yakalanmak ister. Sanıldığının aksine seriye son veren polis değil, katilin bizzat kendisidir. Nasıl yakalanacağını da kendisi tasarlar, hatta kimileri bir basın toplantısı bile düzenler. (5)
Demir parmaklıkların arkasına geçince, röportaj vermeyi kabul eden, anılarını yazan ve savcının sorularını kaçamaksız yanıtlayan normal bir insan gibi davranır. Yaptıklarından seyrek olarak pişmanlık duyar ve durumdan hemen hemen hiç şikayet etmez. ‘Dakota Canavarı’ Robin Smight kendisini elektrikli sandalyeye mahkum eden karar okunduğunda sanki o an infaza ***ürülecekmiş gibi üzerine ne giyeceğini soruşturmuştur.

Polaroitli Katil aşırı gelişmiş teşhirciliğin tüm belirtilerini gösteriyor. O öldürmüyor, cinayetlerini sahneye koyuyor. Eski bir ralli sürücüsü olan yapboz oyuncusunun cesedini San Francisco’da parka bıraktığı arabanın direksiyonuna yerleştiriyor. Edmunson’daki kurbanını-sağ bacağını kestikten sonra- topa vurmaya hazırlanan bir futbolcunun pozisyonuna getirip öyle bırakıyor. Detroit’te, Charles Wallerstein’ın asistanının sağ kolunu kesiyor ve bir çukura atmadan önce onu yamaca tırmanan bir dağcı konumuna getiriyor. Bu oldukça ürkütücü mizansenlerin iki hedefi var: bu tür gösterileri çok seven medyanın ilgisini çekmek ve hayal gücünden yoksunluklarını simgesel olarak kınadığı öteki katillere kendini göstermek.

Polaroitli Katil’in cezasız kalma kaygısı ile keşfedilme arzusunun bir karışımı olan teşhirciliğin esas göstergesi, kurbanlarının cebine özel olarak bıraktığı fotoğraflarla eylemine imzasını atmasıdır. Her yeni kurbanda kendi resminin bir parçasının, gazetelerde çıkmasının sevincini yaşıyor. Seri cinayetler işleyen tüm katillerin düşünü gerçekleştiriyor: fotoğrafı yayınlanıyor ve o hala serbest.
Bununla birlikte katilin kimliğini saptamak için henüz çok erken: iki bacak ve bir kol robot resmini yapmak için yeterli değil ama cinayetler zincirinde Polaroitli Katil’in çevresindeki kıskaç daralıyor. Aynı zamanda hem polisi küçümsemekten memnun hem de bilinçsiz oalrak yakalanmayı arzulayan katilin durumu bundan daha iyi nasıl açıklanır?

Polaroitli Katil’i yakalama şansı var mı? Eğer planını uygulamaya devam ederse, sıra yüzüne gelene kadar birkaç fotoğraf daha gerekiyor, bu da kuşkusuz onun hemen yakalanmasına yol açacak. Bu durumda sorulacak tek bir soru kalıyor: bundan önceki eylemlerini sahneye koyduğu gibi, tutuklanmasını da sahneye koyacak mı?


----------------------------------------------------------------------------------------------

1. FBI’nin terminolojisine göre seri cinayet işleyen katil ‘Modus operandi (benzer yöntemlerle) işlenmiş en az iç cinayetten sorumlu olan kişi’dir. Bununla birlikte kriminologlar, özellikle de psikiyatrik patoloji eğitimi almış olanların üzerinde gitgide daha fazla ısrar ettikleri görüşe göre, bu katiller eylemlerine bir son vermeyi asla düşünmezler. Bu görüşü ilerletecek olursak, seri cinayet işleyen katilin esas niteliği, yakalanana kadar aynı suçu tekrarlamaktır. Bu makalede bu konuya tekrar döneceğiz.
2. Seri cinayet işleyen katillerin en çok kullandıkları silah olan bıçak ve balta, ateşli silahların çok üstündedir. ABD’de işlenen seri cinayetlerde bu silahların kullanılma oranı dörtte üçten fazladır.
3. Sheridan Davası’nda L. T. Bullow’un duruşma tutanaklarından.
4. Kriminolog John N. Popwell, 1974-1982 yılları arasında Teksas Eyaleti’nde mahkum olmuş, seri cinayet işleyen yirmi altı katilin aileleriyle görüştü. Böylece, seri cinayet işleyen katillerin psikolojik gelişmelerinde dini eğitimlerinin belirleyici etken olduğunu gözler önüne serdi. Yirmi altı denekten on beşi Pazar günleri gördükleri dini eğitimi ergenlik yaşlarından sonra da sürdürmüştü.
5. Bazen ikisini birden yapanlar da vardır. En ünlü örnek ‘Sasktatchewan Oduncusu’ Rudolph Markham’ın işlediği on dört cinayeti yerel bir radyo istasyonundan itiraf etmesidir.

--------------------------------------------------------------------------------


YAMYAMLIK (CANNIBALISM)

Taş Devri’nden beri, insanlar ya beslenme ihtiyacıyla ya da dini nedenlerden ötürü insan eti yemişlerdir. Homo Erectus olarak bilinen tarih öncesinin insanları, diğer mağara adamlarının beyinlerini yemekten büyük zevk alırlardı. Yeni Zelanda’dan Kuzey Amerika’ya kadar tüm dünyadaki yerliler, cesaretleri olanlara geçsin diye düşman savaşçılarının yüreklerini yerlerdi. Merasimlerde insan eti yenmesi, Aztek dininin temel taşlarındandı. Fijililer yalnızca tadını beğendikleri için insan eti (Buna puaka balava ya da uzun domuz derlerdi) yerlerdi.

Ancak Musevi-Hıristiyan geleneğinde insan eti yemek o kadar yoğun bir nefretle karşılanır ki insan eti yemek veya açlıktan ölmek arasında seçim yapmak zorunluluğuyla karşılaşıldığında, bazı insanlar ikinci şıkkı tercih etmişlerdir. (1972’de bir grup genç Urugaylı’nın And Dağları’nın tepelerinde uçakları düştüğü zaman yaşanan olaylara meşhur olan uçak kazası buna örnektir.) Bunun sonucu olarak, seri katillerle ilişkili tüm dehşet verici etkinliklerin arasında insan eti yemek birçokları için en korkuncudur.

Kuzuların Sessizliği’nin yazarı Thomas Haris, hayal edilebilecek en canavar seri katili yaratmak için yola koyuluğunda, sonuçta ortaya leziz yemek anlayışı, bakla ve bir şişe Chianti şarabı ile insan ciğeri yemek olan “Yamyam Hannibal” diye anılan Dr. Lecter çıkmıştır.

Ancak gerçek hayatta insan eti yiyen katillere pek sık rastlanmaz. Sadece tahminlere dayalı nedenlerden ötürü, Almanya yirminci yüzyılda insan eti yiyenlerin çok büyük yüzdesini üretmiştir. 1920’lerin toplumsal karmaşası sırasında, son derece hasta bir ruha sahip olan Fritz Haarmann, en az elli oğlan ******nu kesmiş, etlerinin bir kısmını yemiş ve sonra da kalanları karaborsada dana eti olarak satmıştır. En az onun kadar manyak olan vatandaşı Georg Grossmann, insan eti satarak gelirine katkıda bulunmuştur; ancak o tombul genç kadınları tercih edip etlerinden sosis yapmıştır. Savaş sonrası Alman yamyamlarından biri de müşterilerinden en az otuz tanesini öldürüp etlerini yemiş olan han işletmecisi Karl Danke’dir.

Almanya’da bu olayların yaşandığı yıllarda, Sado-Mazoşist bir kaçık olan Albert Fish Amerika’yı dolaşıp küçük oğlanları ve kızları avlamaktaydı. En sonunda on iki yaşında güzel bir kız ****** olan Grace Budd’ı kaçırığ öldürmekten idam edilmiştir. Grace’in vücudunun bazı parçaları ile kendine et yemeği pişirmiştir. Yakın zamanlarda “Milwaukee Canavarı” Jeffrey Dahmer, yasak olan insan eti yeme güdüsünün medenileşmiş olduğu düşünülen hayatın yüzeyinin altında hala canlı olduğunun korkunç bir hatırlatıcısıdır.

Ne kadar ürkütücü olursa olsun, Dahmer’in suçları, teyit edilmiş elli iki kurbanla modern zamanların en korkunç seri katili olma rekorunu elinde bulunduran Rus “Çılgın Canavar” Andrei Chikatilo tarafından geride bırakılmıştır. Yaptığı sayısız korkunç işin yanında, Chikatilo kurbanlarının bir kısmının cinsel organlarının yemiştir. Bu, onu yakalayanların ifadesine göre, onu elen veren tuhaf bir ağız kokusuna neden olmuş bir eylemdi.

Seri katil sineması aslında, insan eti yemek, Tobe Hooper’ın akli dengeleri bozuk bir ailenin tedbirsiz gençleri mangalda pişirdikleri kanlı klasiği The Txas Chainsaw Massacre’ında çok önemli bir unsurdur. Sapık ve Kuzuların Sessizliği gibi, Hooper’ın filmi de Edward Gein’in suçlarından esinlenerek çevrilmiştir. Görünüşte, dedektifler Gein’in korku evinde yamyamlığa dair çürütülmesi neredeyse imkânsız işaretler bulmuşlardı. Bir tavada bir insan kalbi, buzdolabında kâğıtlara sarılmış vücut parçaları. Ancak bu iddia, Gein’in suçları ortaya çıktığı zamana ortalığı saran histerik rivayetlerden sadece biriydi. Mezar hırsızı Gein her türden kelimelerle anlatılamayacak eylemlerde bulunduysa da, yamyamlık bariz bir biçimde bunlardan biri değildi. Yine de çok sevdiği fasulye yemeğini bir insan kafatasının içinden yemeye bayılıyordu.

--------------------------------------------------------------------------------


Nekrofili - (Ölü sevicilik)

Richard Von Kraft-Ebing, sapkın davranışları incelediği Psychopathia ***ualis adlı klasik eserinde nekrofiliyi tüm sapkınlıkların en canavarcası olarak niteler. Nekrofili (Yunanca’da “Ölü Sevicilik” anlamına gelir.) Cesetlerle **** yapmak anlamına geldiğinden, bu şaşırtıcı bir niteleme sayılamaz. Aynı şekilde bu en canavarca eylemin, en canavar suçlular olan seri katiller arasında çok rastlanır olması da bizi şaşırtmamalıdır.

Earle Leonard Nelson’dan, Ted Bundy’ ye kadar birçok kötü şöhretli psikopat, ara sıra yeni öldürdükleri kurbanlarının cesetlerine tecavüz etmiştir. Ancak bazı kriminal psikoloji uzmanları, bu tip bir öfke patlaması ile katilin bir kurbana tamamen hükmetmek ve onu aşağılamak şeklindeki habis arzusundan doğar. Gerçek nekrofil, yani ölüme tutku ile bağlı olan ve en büyük zevki bir cesetle **** yapmak olan kişi, arasında fark olduğunu belirtirler. Bu tür bir nekrofil, seri katiller arasında nadir görülür. Fakat bazı kayda değer vakalar da yok değildir.

Jeffrey Dahmer’in ölü nesneler ilgisi çocukken başlamıştır, o yaşlarda en büyük zevki, yollarda bulduğu ezilmiş hayvan cesetlerini toplayı kesmekti. Büyüdüğünde, bu marazi tutku kelimelere sığmaz bir sapkınlığa dönüştü. Dahmer, psikiyatrlara rutin olarak öldürdüğü kurbanların karınlarını kesip iç organları üzerinde mastürbasyon yaptığını anlatmıştır. Ayrıca kurbanlarına anal olarak tecavüz ettiğini de itiraf etmiştir. Dahmer’in Britanyalı eşdeğeri Dennis Nilsen de, Nekrofili güdülerle hareket ediyordu, fakat kurbanlarına daha nazik davranıp yatakta onlara sokularak mastürbasyon yapardı.

Amerikan nekrofilleri arasında en kötü şöhretlisi Ed Gein’dir. Tüm klasik nekrofiller gibi, Gein de kesinlikle canlı kadınlarla ilgilenmezdi. **** partnerlerini yerel mezarlıklardan bulurdu ve on iki yıldan uzun bir süre bu mezarlıklardan ceset çalmıştı. Genel olarak nekrofiller seri katillerden daha az tehlikeli görülürler, çünkü kurbanları hali hazırda ölüdür. Gein de bir istisna değildi. Yine de zararsız sayılamazdı. Yerel mezarlıklarda istediği türden kadınlar kalmayınca dişine göre bir kurban aramaya çıktı ve onu en sevdiği kadın türüne dönüştür. Yani ölü bir kadına….

“Sutyenini ve külotunu çıkarıp onunla **** yaptım. Sanırım bu benim hayatımın bir parçası oldu, yani ölülerle cinsel ilişkiye girmek.”

HENRY LEE LUCAS, bir tartışma sırasında göğsünden bıçakladığı 12 yaşındaki nikahsız karısı Becky Powell’ın ölümüne verdiği tepkiyi anlatırken.

--------------------------------------------------------------------------------


PEDOFILI

Pedofilinin klinik tanimi: Eriskin bir kimsenin ayni ya da karsi cinsiyetteki cocuklari cinsel acidan cekici bulmasi ve onlara cinsel egilim duymasidir.
Bir davranisin pedofil olarak tanimlanabilmesi icin cinsel icerikli olmasi gerekir.Pedofilik egilimler yetiskin bireyi cocuklara karsi cinsel suc islemeye yol acabilecegi gibi sadece bir ilgi olarak ta kalabilirler.

Pedofilin **** objesi cocuktur.Genelde erkekler arasinda yaygin olmakla beraber kadin pedofil vakalari da vardir.Bu egilime sahip yetiskinler birincil olarak cocuklara karsi cinsel ve duygusal egilim icindedirler. Cocuklara karsi oksama, kucaklama, koklama, dokunma veya іpme gibi davranislar gіsterirler.

PEDOFILI HASTASININ, suclu mu yoksa hasta mi oldugu konusu tartisilmaktadir.Pedofilin tedavisinde, psikoanalitik ve davranisci teknikler [orgazmik tekrar kosullama-kapali duyarlastirma) kullanilmaktadir.

Orgazmik tekrar kosullama ile pedofilin cinsel ilgisinin kendisine uygun olan objelere(yetiskin kadinlara) yіneltilmesi ve dќrtќlerinin istenildik bicimde sekilenmesine calisilir.. Bu asamada istendik yіnelimler olusturuldugunda, pedofilin davranisinin degistirilmesi asamasina yani kapali duyarlastirma sürecine gecilir.Kapali duyarlastirma da, pedofilin küçük kızlara cinsel uyarilma gosterdigi durumlarda bir itici uyaranla karsi karsiya birakilir.Zamanla bu itici uyarici pedofil egilimin gerilemesine yol acabilir..


--------------------------------------------------------------------------------


SADIZM, CINSEL SADIZM, SADO MAZOSIZM?

Cinsel Sadizim, seksoloji literatüründe, bir başkasına ya da başkalarına acı çektirerek veya kendine acı vererek cinsel tatmin eğilimlerine verilen adlardır. Krafft-Ebing'in bu deyimleri "tarihin en ünlü sadisti" Fransız Marquis de Sade'ın (1740-1814) ve "en ünlü mazoşisti" Avusturyalı Kont Leopold von Sacher Masoch'un (1836-1895) yapıtlarından esinlenerek kullanmasından bu yana, cinsel sadizm deyimi de karşılıklı acı çektirerek hazza ve doyuma ulaşılan cinsel ilişkiyi tanımlamakta kullanılmıştır. Bu tür ilişkilerin doğasından ötürü cinsellikle sadizim genellikle beraber varolabilir. Görünürde iki insanın birbirine zevk vermesiyle birbirine acı vermesi ters kavramlar gibi gelirse de tüm insan tutkularının birbiriyle ilişkili olduğu bilinmektedir. Nitekim Kinsey, cinsel zevkin doruğunda bulunan bir insanın davranışlarının şiddetli acılar içinde kıvranan bir başkasınınkinden pek farklı gözükmediğini savunur.

Kadınların ve erkeklerin yarisindan fazlasinin sevişme sırasında ısırılmaya olumlu tepki gösterdikleri; kadınların yüzde on ikisinin, erkeklerinse yüzde yirmi ikisinin sadist uyarılmalara karşılık verdikleri saptanmıştır. Bilinen bir gerçek de insan davranışlarının yaşam boyunca saldırganlık ve savunma kutupları arasında gidip gelmekte olduğudur. Kesin kaynağının ne olduğu bilinmemekle beraber, insanın doğasında saldırganlık dürtüsü vardır. Böyle bir içgüdü olmasaydı yaşama anne-babalarının çizdikleri koruyucu sınırlar içinde başlayan çocukların, zamanla bu sınırları aşarak kendi kişiliklerini ortaya koymaları, bireyselliklerini ilan etmeleri mümkün olmazdı. Bu özgür olma, bağımsızlaşma, tek başına güçlü olma arzusunun yanı başında korunmak, birlikte olmak, sevilmek arzusu da insanın yapısında doğuştan itibaren vardır ve bu iki karşıt güdünün ikilemi içinde dalgalanma, yalnızca; çocukluk çağına özgü değildir yetişkinlikte de sürer gider.

Cinsel sadizm, temelde, egemen olma-teslim olma, özgür olma-tutsak olma, mutlak iktidar-mutlak iktidarsızlık ya da çaresizlik ikilemlerini içerir. Marquis de Sade ile Kont Leopold von Sacher Masoch'un sapmaları kadar hayal güçlerinin de büyüklüğünü gösteren öykülerinin fazla etkisinde kalanların sandığı gibi, acı çekme ya da çektirme, cinsel sadizm ilişkide birinci planda değildir. Genel olarak, sapmaların çocukluktaki suçluluk ve aşağılık duygularının yetişkin çağına sarkması sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.Bu özellikle cinsel sadizm için geçerlidir, çünkü sadistçe davranışlar aşağılık duygusunu giderici etki gösterirler. Belirli bir olgunluğa erişmemiş kişiliklere cinsel edimin en korkutucu gelen yanı, cinsel zevke ulaşabilmek için egolarının denetimini yitirme zorunluluğudur. Oysa cinsel sadizmde bir taraf dürtülerinin denetimini tamamen bırakmaktan korkmaz; çünkü kendi iradesinin dışında onu denetim altında tutacak, ona egemen olacak biri vardır. Diğer taraf ise,
karşısındakini tamamen denetimi altına almakla kendi zayıflık hissinden doğan korkularını bastırır.

Sadizim, acı vermenin çok ötesine taşan bir kavramdır; sadistçe fantezilerin çoğu da zaten bağlamakla, hareketsizleştirmekle, ağız tıkamakla doludur. Sapiğin asıl arzusu da acı vermek değil, üstünlük kurarak kendini tatmin etmektir. Bu bağlamda dövmeler, bağlamalar, doğrudan doğruya acı vermek için yapılan hareketler olarak değil, üstünlük kurarak erotik doyuma olanak verecek bir durum yaratmaya yönelik sembolik davranışlar olarak yorumlanmalıdır.Esasinda, bir erkekle kadının sevişmeleri sırasında uygar yaşantılarında bastırmak zorunda kaldıkları saldırganlık dürtülerini özgürce dile getirmeleri son derece doğal ve olağandır. İçlerindeki bu tür dürtülere bir ifade yolu bulamayanlar yapay koşullar altında bu doyumsuzluklarını gidermeye çalışırlar..


Kesin olan Marquis de Sade'ın "Sodom'un 120 Günü" adlı yapıtından bu yana geçen üç, Leopold von Sacher Masoch'un "Kürkler İçindeki Venüs" adlı yapıtından ise yaklaşık iki yüzyıl sonra pornografik literatürün ve daha sonraları sinemanın en çok yararlandığı konulardan biri cinsel sadizm tabanlı ilişkiler olmuştur.

--------------------------------------------------------------------------------


PARAFILI (CINSEL DAVRANI$ SAPMALARI)

Freud’a göre, yetişkinlikte görülen cinsel davranış sapmaları, ******n Oidipal dönemde karşılaştığı sorunlarla da yakından alakalıdır. Cinsel Davranış Sapmalarının, yani Parafili’nin, birçok psikolog veya psikiyatriste göre farklı sebepleri ve kökenleri vardır. Freud’a göre erken çocukluk yıllarında cinsellikte ortaya çıkan bazı problemler, yetişkinlik döneminde kendini göstererek o yıllara doğru bir gerilemeye yol açar ve bu tarz sapmalar görülür. Kimi psikologlara göre ise, bireyselliklerine kavuşamamış ve otoriter anne imgesinden kurtulamamış kişiler, kimliklerini sürdürememe korkusunu yenmek ve kafalarındaki imgelere karşı bir zafer kazanmak için, bir ilaçmışçasına bu sapmalara yönelirler. Cinsel sapmalar arasında Sadizim ve Mazoşizm de yer alır.

Araştırmalarda, kadının mazoşizme; erkeğin ise sadizime daha yatkın olduğu ortaya çıkmıştır. Freud da, sadist davranışların kökenini aslında mazoşist eğilimlerden aldığı sonucuna ulaşmıştır. Yani bir başka kişiye acı vermekten dolayı yaşanan haz ve doyum, aslında acı çeken o kişiyle özdeşleşme ve mazoşist isteklerin o kişiye yansıtılıp onunla özdeşleşilmesi sonucu yaşanır. Psikolog Gabbard’a göre ise kurulan sadist düşlerin temelinde, çocuklukta kendilerine yönelen cinsel ve bedensel saldırıları tersine çevirme ve öç alma, kontrol kurma duygusunu tatma isteği vardır.

Mazoşizm ve Sadizimin yanında, teşhircilik, röntgencilik, fetişizm gibi davranışlar da cinsel sapmalar arasında yer alır. Aslen Parafili’ler iki ana gruba ayrılır. Bunlardan biri, cinsel davranış seçimindeki anormalliklere göre sınıflandırılmıştır:

Frotterizm: Halk arasında “fortçuluk” olarak adlandırılan “sürtünmecilik” hastalığıdır.

Koprofili: Dışkıdan cinsel haz alma.

Skatoloji: Cinsel ima taşıyan konuşma biçimleri ile cinsel haz alma durumu.

Sadizm ve Mazoşizm: Acı çekmekten veya acı vermekten cinsel haz alma.

Röntgencilik: Bir başkasını çıplak ya da cinsel ilişki sırasında izleyerek cinsel haz alma durumu.

Asiksifili: Bir başkası tarafından boğulma eylemi sırasında cinsel haz alma durumu.

Teşhircilik: Başkalarına cinsel organını onların rızası olmadan göstererek bundan cinsel haz alma durumu.

İkinci grupta ise cinsel obje seçimindeki anormallikler yer alır:

Fetişizm: Cinsel bölge olmayan, belirli bir objeden yoğun bir biçimde cinsel haz alma durumu.

Transvestizm: Kişide biseksüelite ya da homoseksüelite olmadığı halde, kadın elbiseleri giyerek cinsel haz alma durumu.

Pedofili: Bebeklere ve çocuklara cinsel yönden ilgi duyma durumu.

Zoofili: Hayvanlara karşı cinsel istek duyma durumu.

Nekrofili: Ölü insanlara karşı cinsel istek duyma durumudur.

Amerika Psikiyatri Derneği, cinsel davranış sapmalarının kıstaslarını son yıllarda oldukça sınırlamıştır çünkü cinsel tercihlerin yargılayıcısı olmaktan haklı olarak kaçınmaktadır. Bir davranışın cinsel davranış bozukluğu olarak nitelendirilebilmesi için,

- İnsan olmayan objelerin kullanılması,

- Kişinin cinsel partnerine ya da kendisine ciddi anlamda acı vermesi,

- Partnerini ya da kendisini aşağılayıcı davranışlarda bulunması,

- Cinsel davranışların; çocuklara, insan ya da canlı olmayanlara, veya rızası olmayan yetişkinlere yöneltilmesi kıstasları ele alınmaktadır.

Tüm bu Parafililer, yine Freudyen bir bakış açısıyla, Oidipal dönemdeki kimi işleyiş bozuklukları veya çocuklukta yaşanan kimi tatsız olaylarla, veya kimi psikologlar ve psikiyatrlar tarafından “yok olma tehlikesiyle karşılaşılan veya bir anne-baba modeli altında ezilen kimliği ispat etme çabasının yansıması”; ya da “şiddet duygularının cinsel şekle bürünmesi” şeklinde açıklansa da Parafili vakalarına henüz kesin açıklamalar getirilebilmiş değildir.

--------------------------------------------------------------------------------


KRIMINAL ACIDAN : TECAVUZ

Tecavüz gibi “sadizm” olarak adlandırılan bir cok suc sekli vardir. Taciz, tehdit, goz dagi verme ve teroristik girimsimler sadizm degildir. Ofke ile ortaya cıkan sucların sadizm ile ilgisi yoktur. Bu anlamda tecavuzcu cesitlerini incelemek daha faydalı olur:

Guc edinimi : suclunun saldırısını kendinin arzulanmamasına karsi duydugu guvensizlikten dolayı normal gosteren, agresif olmayan davranıs.
İstismarci: öldürme egilimi bulunmayan ve suclunun içsel guvensizliginden ve korkularından kaynaklanan, agresif olmayan davranıs.
Öfke birikimi: yuksek derecede fiziksel ve cinsel agresif duyguların birikerek cogalmasindan dogan davranıs.
Sadistik: Tecavuzun yaralamak ve acı vermek amacıyla yapıldıgı ve suclunun cinsel zevkine hizmet eden davranıs.

4. tecavuzcu turu sadistik olarak adlandırılsa da, genel olarak tecavüzcu bilimsel olarak sadist degildir. Tum kitaplar sadist bir tacavuzcunun cok nadir oldugunu kabul eder. Tecavüzün islenme nedenleri, genelde bir cok suca yol acan sebeplerle aynıdır. Kendine guvensizlik, ozellikle alkolun ve uyusturucunun etkisi ile kontrolu kaybetmedir. Buna karsilik, sadist ise daima kontrollüdür. Tecavuzculer genelde sadistlerden daha gencdirler. 12-24 yaslari arasinda islenen bir suctur. Sadistler ise genelde 30’lu yaslarda veya daha yaslı ve daha farklı bir davranıs gelisimi gosterirler. Bu nedenle, bazı tecavuzcu taypolojileri 2 cesit gosterir: Güc ve ofke.

Bircok kriminoloji uzmanı, tecavuzun mesru olarak erkekligin kanıtlanmasi ihticından dogduguna inanıyor. Erkekler, kendilerinin kadınlara karsi cinsel olarak saldırmasını toplum tarafindan mal edildigini dusunuyor ve gercekte bazı dusunurlere gore icgudusel olarak kadına sahip olma ve kontrol etme arzusu barındırdıkları one suruluyor. Ayrıca, eski zamanlardan beri bazı kulturel normlar da tecavuzcu kisinin yanlıs fikirlerini beslemektedir.

Tum bunları kavramak belkide tecavuzcuyu anlamada etkili olacaktir: Bunlar; “ceyiz” olarak bilinen orta cag kuralları fakir bir adamin kızına tecavuzu onaylar; Hristiyan. Bilimsel olarak kadını degisken sehvetli ve erotik bi obje olarak gorur; tarihe bakıldıgında, resmi olmayan ordu kuralları dusman tarafın kadınlarını yagma eder; evlilikte tecavuz nedeniyle ayrılma ve bunun genislemesi bildigimiz bir kisinin tecavuzunu mazur gorur; erkek ustunlugune dayalı gelenekler silah saldırısına zorlar; farmakolojinin gelisimi, korunmasız dısarıda yasayan insanların tecavuzunu normal kılar; ve tabiki yasın buyuk olması kanuni tecavuze olanak saglar. Tum bunları icinde bulunulan duruma ekledigimizde ve sucluyu bu sekilde giydirdigimizde tecavuzun mukkemmel bir tanımı ile karsılasıyoruz...

--------------------------------------------------------------------------------


20 kişi ve üzeri adam öldürenler;

--------------------------------------------------------------------------------

1.Pedro Alonso Lopez (300+)
2.Henry Lee Lucas & Ottis Toole (6-200+)
3.H.H. Holmes (200+)
4.Gilles de Rais (140+)
5.Luis Alfredo Gavarito (140)
6.Dr. Jack Kevorkian (130)
7.Hu Wanlin (100+)
8.Pee Wee Gaskins (100+)
9.Javed Iqbal (100)
10.Delfina & Maria de Jesus Gonzales (91+)
11.Bruno Ludke (80)
12.Michael Swango (60 +/-)
13.Andrei Chikatilo (52+)
14.Anatoly Onoprienko (52)
15.Ahmad Suradji (42)
16.Gerald Stano (41)
17.Richard "Iceman" Kuklinski (40+)
18.Erszebet Bathory (40+)
19.Moses Sithole (38+)
20.Donald Harvey (34+)
21.Fernando Hernandez Leyva (33-135)
22.John Wayne Gacy (33)
23.Vasili Komaroff (33)
24.Jane Toppan (31+)
25.Gerard John Schaefer (30+)
26.Karl Denke (30+)
27.Micajah & Wiley Harpe (30+)
28.Patrick W. Kearney (28+)
29.Wayne Williams (28)
30.Fritz Haarmann (27+)
31.Roger Andermatt (27)
32.Dean Corll (27)
33.Juan Martin Cantu (26)
34.Leonard Lake & Charles Ng (11-25)
35.Juan Corona (25)
36.Marcel Petiot (24+)
37.Bela Kiss (24)
38.Helene Jegado (23+)
39.Ted Bundy (22+)
40.Arnfinn Nesset (22+)
41.Earl Nelson (22+)
42.Norman Afzal Simons (22)
43.Carl Panzram (21)
44.Thierry Paulin & Jean-Thierry Mathurin (20+)
45.Phoolan Devi (20+)
46.Charles Sobhraj (20)
47.Lucian Staniak (20)
Henry Lee Lucas


İnsanlık tarihinin gördüğü en korkunç canilerin muhtemelen birincisi. 20 yıl önce yakalandığında Amerika'nın Atlantik kıyısından Pasifik yakasına çeşitli köy, kasaba ve kentlerde 600 kişiyi tek başına öldürmüş. Mezbahadaki celeplere taş çıkartan Henry Lee'yi sorgulayan Dallas polisleri ‘‘Böylesini ne duyduk ne de gördük. İfadesi haftalarca sürdü, kimi nerede, nasıl öldürdüğünü tek tek sıraladı. Kurbanlarının çoğunun adını hatırladı’’ diyor.

1979 yılında işlediği suçlardan 6 kez müebbed hapis, 2 kere 75 yıl, 9 defa 60 yıl mahkumiyetle cezaevine gönderilen Lucas'ın ölüm cezasına çaptırıldığı tek cinayeti ise aynı yıl Teksas'ta öldürdüğü bir kadın. Kimliği tesbit edilemediği için ‘Sarı Çoraplar’ diye kayıtlara geçen cinayet için 2 hafta önce savunma avukatları ‘‘O tarihte Henry Lee Teksas'ta değil Florida'ydı’’ diyerek 30 Haziran gecesi zehirli sıvıyla idamın durdurulmasını Af Kurulu'na kabul ettirdiler.

Adam yalnızca katil değil idam mangası ama başta anayasa olmak üzere Amerikan hukuk sistemi hak ve özgürlüklere sığınıp yasa boşluklarını zekice kullanan azılı bir caniyi 600 kişiyi öldürmüş olsa dahi kolayca darağacına gönderemiyor.

--------------------------------------------------------------------------------

Roger Andermatt

İsviçre'de, bir huzurevi çalışanının yaşlı ve hasta 27 kişiyi öldürdüğü açıklanması kanları dondurdu. İsviçre halkı şimdi Roger Andermatt adlı 'ölüm meleği'nin dehşetini konuşuyor

Luzern kentinde basın toplantısı düzenleyen yetkililer, medyada "Ölüm Meleği" olarak adlandırılan Roger Andermatt (32) adındaki erkek hemşirenin, bir huzurevindeki şüpheli ölümler üzerine Haziran sonunda tutuklandığını söylediler.

Yetkililer, Temmuz ayında Luzern'de 9 yaşlı kadını öldürdüğünü itiraf eden Andermatt'ın, polisin ölü sayısının daha fazla olabileceği endişesiyle soruşturmayı derinleştirilmesi üzerine 18 kişiyi daha öldürdüğünü kabul ettiğini belirtiler.

Yaşlılar ve bakıma muhtaç kimseleri daha fazla acı çekmemeleri için öldürdüğünü söyleyen Andermatt, ülkenin orta kesimindeki Sarnen kasabasında bir huzur evindeki 12 bakıma muhtaç kimse dahil 18 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti.En Azili Katİller-serİ Katİller - Page 3 alıntıdır. +http://www.internethaber.com/en-unlu-seri-katiller-foto-galerisi-590.htm
 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.