Sosyal Medya ve Özel Hayat_ Mahremiyet Kavramının Dijital Çağdaki Yeri

S.A.B.E.R!/

Basın&Medya Ekibi Deneyimli
14 Mar 2017
4,173
566
26
Sakarya

Sosyal Medya ve Özel Hayat: Mahremiyet Kavramının Dijital Çağdaki Yeri

Sosyal medya platformları, kullanıcıların metin, ses, video ya da görseller aracılığıyla fikirlerini paylaştıkları, farklı fikirlerle etkileşime geçtikleri ve sosyal paylaşım ağları içinde profil oluşturabildikleri bir alandır. Bu dijital alan içinde kişiler kendilerine dair bazı bilgileri de paylaşır. Yaşamları hakkındaki önemli ayrıntılardan kimlik bilgilerine kadar birçok nokta sosyal medya platformları içinde yer alabilir. Bu durumun günden güne artması ve yeni kuşağın tamamiyle varoluşunu sosyal medya ağlarında inşa etmesi üzerine sosyal medya, mahremiyet ve özel hayat hakkında bazı görüşler ve endişeler de oluşmaya başlar. Özellikle mahremiyet kavramının dijital çağda nasıl bir yer edindiği, bu çağa göre mahremiyetin nasıl tanımlanabileceği tartışılır. Bu kapsamda ele alınabilecek başlıklar sosyal medya, özel hayat ve mahremiyet üçlüsü etrafında şekillenir. Medya araçlarının mahremiyeti yeniden şekillendirmesi ve kültürel alanda radikal değişimler yaratması ise akışkan bir kültür oluşumunun ayak sesleridir. Tüm bunlar olurken sosyal medya kullanıcıları açısından gizlilik konusunda kaygılar artar. Kişisel bilgilerin ne amaçlarla toplandığı ve işlendiği bir bilinmezlik oluşturur. Psikolojik, sosyolojik ve hukuki açıdan sosyal medya ile etkileşen mahremiyet ve özel hayat farklı etkileşimleri ve tartışmaları açığa çıkarır.



Sosyal Medya
Sosyal medyayı anlamak ve kavramsallaştırmak için ilk olarak geleneksel medyanın ne olduğu ele alınabilir. Bu kapsamda geleneksel medyada bireyin konumunun yalnızca gözetleyen/gözlem yapan olduğu görülür. Sosyal paylaşım ağları içinde ise birey hem gözetleyen hem de gözetlenendir. Denetleyenin silikleşip bireyin böyle bir konuma taşınması, sosyal medya ve birey etkileşiminin tam olarak nasıl gerçekleştiği ile ilgili temel atmak için faydalı bir noktadır. Bireyi birçok açıdan aktifleştiren sosyal medya platformları, tanım olarak çok fazla bileşeni içine dahil edebilir. Sosyal medya için şu ifade edilebilir: Kullanıcıların çeşitli platformlara üye olarak kendi bağlantılarını oluşturabilecekleri, bilgilerini paylaşabilecekleri, profil oluşturabilecekleri ve farklı uygulamalar üzerinden diğerleriyle iletişime geçebilecekleri web tabanlı platformları içeren bir ağdır. Bu ağ içinde fiziksel alanda yapılmayacak olan etkinlikler gerçekleştirilir.

1.1 Sosyal Medya Platformları

Sosyal medya platformları, kişilerin profil oluşturup paylaşım yapabildiği ve diğer profillerle etkileşim içinde olabildiği ağlardır. Bu ağların başında 2004 yılında kurulmuş olan Facebook gelir. Daha öncesinde ise internet ortamında forum siteleri yaygındır. Kişiler forumlar üzerinden fikirlerini paylaşıp diğerleriyle etkileşimde bulunabilir. Facebook gibi sosyal medya platformları ise daha kapsamlı etkileşim fırsatı sunabilen mecralardır. Günümüzde Facebook’un yanı sıra YouTube, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarından söz edilebilir.
Sosyal medya platformlarının birey üzerindeki etkisini daha iyi irdeleyebilmek için bu platformların toplum içinde yaygın olanlarını yakından tanımakta fayda vardır:

1.1.1 Facebook

Facebook, Mark Zuckerberg tarafından 2004 yılında kurulmuş bir sosyal medya platformudur. Arkadaş edinme, fiziksel ortamdaki arkadaşlarla iletişim kurma ve bilgi alışverişinde bulunma gibi fırsatları sunan bir sosyal medya olarak öne çıkar. Günümüze gelindiğinde Facebook'un en çok ziyaret edilen sosyal medyalar arasında yer aldığı kaydedilir.
Facebook yalnızca bireylerin etkileşime geçtiği bir yer olmanın ötesinde dijital pazarlama için de önemlidir. Pazarlama faaliyetlerinin birçoğu için Facebook üzerinden reklamlar verilir. Kişilerin hedef kitlesi olarak ayrıştığı bu reklamlar, ilgili olanlara gösterilir. Onların ürün ya da hizmeti satın almasına yönelik teşvikler gerçekleşir. Pazarlama ve seçim zamanlarında siyasi propaganda açısından Facebook sıklıkla kullanılan bir sosyal medya platformudur.

1.1.2 YouTube

YouTube, Google'a ait olan bir video yükleme, izleme ve paylaşma platformudur. İlk olarak 2005 yılında kurulur. Kuruluş tarihinden birkaç yıl sonra Google tarafından satın alınır. Günümüzde milyonlarca kullanıcısı olan bu platform içinde kişiler videolarla etkileşime geçer. Aynı zamanda kendi profillerini oluşturup paylaşım da yapabilirler.
YouTube’da daha çok popüler olan kanallar vardır. Bir noktadan sonra sıklıkla izlenen, gündemde kalan ve merak edilen bir seviyeye ulaşırlar. Aynı zamanda YouTube bir noktadan sonra kanal sahiplerine ödeme de yapar. Bu sebeple birçok kişi YouTube’da daha fazla tıklama alabilmek adına clickbait (tık tuzağı) başlıklar oluşturur.

1.1.3 Twitter

Twitter, 2006 yılında Jack Dorsey ve arkadaşları tarafından kurulmuştur. İlk yıllarında kişiler Twitter aracılığıyla en fazla 140 karakterden oluşan metinler paylaşabilir. Bu platform, kullanıcıların kısa mesajlarını iletip diğerlerine duyurması adına etkili bir sosyal medyadır. Günümüzde siyasi ve politik açıdan yoğun bir kullanımı mevcuttur. Aynı zamanda sanatsal ve bilimsel paylaşımlar da sıklıkla Twitter üzerinden yürütülür.
Twitter, aktivizm ve siyasi açıdan da öne çıkar. Bireyler seslerini duyurmak, bir noktaya dikkat çekmek, topluluk oluşturmak ve kendi gibi bireylere ulaşmak amacıyla Twitter’ı kullanır. Şu anda Elon Musk tarafından satın alınmasıyla X olarak ifade edilen bu platform, farklı algoritma değişiklikleri ile kişileri platform içinde daha uzun süre tutmaya çalışır. Kışkırtıcı içerikleri, karşı görüşleri ve tepki vereceği paylaşımları bireylere göre çıkararak X içindeki etkinliği artırmak amaçlanır.

1.1.4 Instagram

Instagram, fotoğraf paylaşma amacıyla 2010 yılında iki girişimci tarafından kurulmuştur. İlk zamanlarda kullanıcıların fotoğraf paylaşıp diğerleriyle etkileşim içinde olabileceği bir platform olarak öne çıkar. Şu anda ise video paylaşımlar Instagram'da büyük bir alan kaplar. Özellikle kişisel birçok bilginin ve görsel dosyanın yer aldığı bu platform, insanlardaki özel hayat ya da mahremiyet gibi kavramları derinden etkilemiştir. Etkilemeye de devam etmektedir.
Instagram’ın mahremiyet kavramıyla daha yakından ilişkisi vardır. Paylaşılan içerikler teşhir amacıyla olabilir. Bu kapsamda mahremiyet ve özel hayat üzerine tartışmalar ortaya çıkar. Yine Instagram içinde gözetleme de yaygındır. Görece popüler olan kişiler diğerleri tarafından gözetlenir. Burada deneyimlenen hayat daima pozitif ve güzeldir. Kişiler çoğunlukla mutlu oldukları anlarını Instagram’da paylaşır. Instagram beden algısı üzerinde de çeşitli tartışmaları ortaya çıkarır. Bedenin nasıl sergilendiği noktası ve öz değerlendirme açısından kişiler bedenleri hakkında kaygı içinde olabilir.


Özel Hayat

Özel hayat ya da mahremiyet gibi kavramlar, özellikle modern yaşama geçiş sürecinden sonra tam anlamıyla ortaya çıkar. Kişinin özel hayatı ile kamusal alandan ayrılıp kendi özgürlüğünü inşa ediş süreci bu kapsamda ele alınır. Özel hayat kavramına göre kişi, kendini ilgilendiren konular hakkında tamamiyle özgürdür. Kendi bedeni ve zihni üzerinde dilediği gibi karar alabilir. Elbette özel hayatın sınırı bir başkasını etkilediği noktaya kadar genişleyebilir. Bir başkasının hayatı üzerinde etki oluşturan bir özel hayat kavramından söz edilemez.
Dolayısıyla özel hayat ve kamusal alan arasındaki sınır da bu şekilde çekilmiş olur.

Özel hayat kavramının kamusal alandan ayrımı, net ve keskin sınırlarla değildir. Öyle ki kimi durumlarda siyasi alana taşınabilecek özel hayatlar da söz konusu olabilir. Feminist söylemdeki
“Özel olan politiktir” sözü bu kapsamda düşünülebilir. Harekete geçmek, toplumsal bir farkındalık oluşturmak ve hak mücadelesi içinde olabilmek için özel hayatın sınırları genişleyebilir. Dijital çağda bu genişlemenin izlerine her gün rastlamak mümkündür. Kişiler özel hayatlarına ilişkin birçok noktayı kamusal alana taşımak amacıyla sosyal medya platformlarını kullanma eğilimindedir. Özellikle X platformu bu konuda sıklıkla tercih edilir.

2.1 Mahremiyet

Mahremiyetin ne olduğu birçok açıdan tartışılagelmiştir. Net bir tanımının olmaması, mahremiyet kavramının çok yönlülüğünden kaynaklıdır. Özel hayat gibi sınırları kolaylıkla çizilmez. Birey ve bireyin etkileşime geçtiği kişilerle ilgili geniş bir alana yayılabilen bir tanım içindedir. Yine de mahremiyet kavramı, kişinin diğerleriyle kurduğu iletişim içinde kendini ne kadar sakladığı, kendi bilgilerini ne kadar sakındığı etrafında düşünülebilir. Aynı şekilde kişinin mahremiyet sınırları ona özgüdür. O istediği kadar kendine ilişkin bir paylaşım içinde olabilir. Bazı noktalar ise mahremiyet kapsamındadır. Dolayısıyla mahremiyet tanımının nasıl işlediği tamamen bireyle ilgilidir.

Dijital medya araçlarının yaygınlaşmasıyla mahremiyet kavramı üzerine daha fazla düşünülür. Özellikle sosyal medya platformlarında paylaşım yapan kişilerin mahremiyeti üzerine net tanımlar vermek güçleşir. Herkes tarafından bilinen bireylerin mahremiyet çizgisi nerede başlar konusu tartışmalıdır. Sosyal medyalarda hesabı
“gizlemek” gibi davranışlar bireyin mahremiyetini ne derece koruyabilir ya da hesabını gizlemeyen bireylerin mahremiyeti üzerine nasıl düşünülmelidir, gibi sorular bu kavram etrafında şekillenir. Genel olarak her bireyin bir mahremiyet algısı vardır. Bunun sınırlarını farklı şekillerde oluşturabilirler. Mahremiyetin tanımı ve bireylerin mahremiyeti hayatlarında uygulaması ise çok yönlüdür.

2.1.1 Mahremiyet Duygusu

Mahremiyet, bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabildiği gibi bir duygu olarak da hissedilebilir. Kişiler çeşitli ortamlarda mahremiyet duygularını yoğun bir şekilde deneyimleyerek bazı sınırlar belirleme girişiminde ya da ihtiyacında olabilir. Bu kapsamda mahremiyet duygusu, kişinin kendi özel alanı içinde kalmasını istediği belli başlı şeylerin olması durumudur. Duygu hâlinde kişide görülebilen bu durum, eyleme dökülerek kişinin bazı aksiyonlar almasıyla devam eder.

Mahremiyet duygusunun deneyimlenmesi için kişinin kendine ait alanlarının olması zorunlu değildir. Bir otobüste seyahat hâlindeyken yanında oturan kişi her ne kadar fiziken ona yakın olsa da kişinin ona çizdiği sınırlar kadar onunla bir olabilir. Esasen görünmez bir sınır olduğu söylenebilir. Burada kişi istemediği sürece konuşmaz ya da birbirleriyle bir paylaşım içinde olmazlar. Dolayısıyla bu durum dijital alan için de düşünülebilir. Kişinin “gizli” hesabına gelen “takip istekleri” aslında kişi izin verdiği sürece, mahremiyetini çizdiği sürece, diğerleri onun alanına dahil olabilir. Dolayısıyla böyle bir kapsamda değerlendirildiğinde mahremiyet duygusunun ve kavramının kişiyle yakından ilişkili olduğu sonucuna varmak yanlış olmayacaktır.



Sosyal Medya Platformlarında Özel Hayat

Kişilerin kendilerine ilişkin paylaşımda bulunabildikleri ve diğerleriyle etkileşime geçebildikleri dijital medya araçlarından sosyal medya platformları, özel hayat kavramıyla birlikte sıklıkla ele alınır. Özel hayatın sosyal medyada nasıl konumlandığı değerlendirilir. Kişilerin bu konumu nasıl ve neye göre belirledikleri tartışılır. Elbette bu kapsamda kültürden bireye doğru geçiş yapmak faydalı olacaktır. Tüm medya araçları dijital ağlarla kültürlere doğru yayılır. Bu kültürlerin kendine özgü değerleri ve mahremiyet algıları vardır. Yayılım sırasında medya araçlarıyla kültürlerarası etkileşim de tetiklenir, dolayısıyla artık günümüz şartlarında bir kültürün deneyimlediği sosyal medya algısı yalnızca onun kendi deneyimi içinde olmayacaktır. Farklı deneyimlerden etkilenerek gerçekleşen mahremiyet ve özel hayattan söz edilebilir.

Sosyal medya ve kültür etkileşiminin özel hayat üzerindeki etkileri çok yönlüdür. Dijital çağın yeni bir tüketim kültürü oluşturmasıyla toplumlar açısından artık medya, izleme ve izlenme yeridir. Çoğunlukla tüketici tarafı yoğundur ve metinler, videolar, fotoğraflar, oyunlar gibi daha birçok şey, kullanıcılar tarafından tüketilir. Bu tüketim yoğunluğu kişilerin yoğun olarak içgüdülerine hitap eder, her zaman daha fazlasını istemeye başlarlar. Mahremiyet algısı da bu kapsamda değişir. Sosyal medyada paylaşılan herhangi bir şey, kişi fark etmeksizin, diğerleri tarafından bir şey söylenebilir duruma gelir. Sınırlar ortadan kalkar ve kişiler çeşitli söylemler üretir. Bu durum hedeflenen şey ya da kişiyle ilgili değildir. Herhangi bir tüketim ürünü hâline dönüşen şeylerle kişiler artık mahremiyeti ya da özel hayatı yok saymaya başlar. Her şey söylenebilir, sınırlar aşılabilir ve
anonimliğin/fiziksel alanda olmamanın arkasına saklanabilir. Sosyal medyada özel hayat yeniden inşa edilir.

3.1 Mahremiyet ve Sosyal Medya

Mahremiyet kavramı her ne kadar birey etrafında şekillenen bir şey olsa da kültürle de yakından ilgilidir. Kişinin içinde bulunduğu kültür ona doğduğu andan itibaren bazı mahremiyet sınırları sunar. Bireyin bu sınırlar içinde hareket etmesi ise şu anda daha çok medya araçları tarafından değişim ve dönüşüm içindedir. Mahremiyet birey için her gün yeniden inşa edilen bir şeydir. Sosyal medyada paylaşılan kişisel bilgiler bu kapsamda daha özel ya da daha mahrem gibi sınıflandırılabilir. Ayrıca sosyal medyada etkileşime geçilen kişilerle geçirgen bir kültür de meydana gelir. Birey kendi kültürünü ve kültürünün mahremiyet sınırlarını aşarak farklı bir kültürün içinde akışkanlaşır. Mahremiyetini ve özel hayatını bağımsız olarak inşa etme yolunda aksiyon alır.

Yüz yüze temas etmek yerine çok farklı bir boyutta etkileşime geçme imkânı sunan dijital çağda, mahremiyet kavramı sosyal medya ile sürekli dönüşüm içindedir. Bugün birey için mahrem olan yarın mahrem olmayabilir. Dolayısıyla bir durağanlık yerine sürekli bir akıştan söz etmek gerekir. Sosyal medya platformları aracılığıyla bu akış içinde bireyin mahremiyetinin konumlanması kimi zaman güçtür. Neye göre ve nasıl sınırların çizildiğini algılamak her geçen gün daha da zorlaşabilir. Bir yandan kültürün kuşaklar arasındaki farkı da öne çıkar. Sosyal medyanın içine doğmamış olan kuşak için bu iki kavramın algılanması zorlaşır. Onlar için sosyal medya ve mahremiyet algısı birbirini etkileyen şeyler olmamalıdır. Sınırlar daha belirgin ve nettir. Eski kuşaklar açısından bu akışkanlık garip karşılanabilir.


Sosyal Medyanın Kültürlerarası Etkileşimde Rolü

Sosyal medya platformları aracılığıyla kültürlerarası akışkanlık artmış, yeni bir medya kültürü ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda sosyal medyanın kültürleri nasıl etkilediği, kültürlerarası nasıl bir rolü olduğu tartışılır. Özellikle mahremiyet ve özel hayat kavramlarının yeniden inşa edilmesi yönündeki rolü de bu kapsamda ele alınabilir. Elbette sosyal medya aracılığıyla bir kültürü tanımak, onun değerlerini öğrenmek ve oradaki herhangi biriyle iletişime geçmek kolaydır. Dünyanın herhangi bir yerindeki birine ulaşmak için sosyal medya ya da diğer iletişim araçları kullanılır. Yalnızca ulaşmak için değil onun kültürünü tanımak, duygu ve düşüncelerini almak ve gündelik yaşamına tanık etmek de dijital çağ ile mümkün olan şeylerdendir.

Sosyal medyanın bu noktada, kültürlerarasındaki akışkanlığı daha da gün yüzüne çıkararak yeni kuşaklar üzerinde farklı bir etki oluşturur. Özellikle yapılan birçok araştırma göç etmenin şu anki şartlara göre daha kolay olduğunu, kişilerin daha hızlı uyum sağlayabildiğini gösterir. Dolayısıyla denilebilir ki sosyal medya kültürlerin birbirini tanıyıp etkileşime geçme hızını artırır. Bu artış ile kültürlerarasında yeni bir bağ oluşturur. Oluşan yeni bağın özel hayat ve mahremiyet kavramları etrafında önemli bir sentez etkisi yapabilme ihtimali olduğunu gözetmekte fayda vardır.



Sosyal Medya Platformlarında Bireyin Motivasyonu

Sosyal medya kullanımının bireyler tarafından neden ve ne amaçla gerçekleştiğini anlamak, özel hayat kavramı ile ilişkisine ışık tutacak maddelerden biridir. Özellikle bireyin neden bu medyalarda olduğu, paylaşım yaparken temel motivasyonu ve diğerleriyle etkileşime girerken önceledikleri önemlidir. Bu kapsamda sosyal medya platformlarında insanların diğerlerinden farklı olduğunu kanıtlama çabası döngüsünde olduğu düşünürlerce söylenir. Farklı olmak, düşüncelerinin önemsendiğini görmek ve takip edilmek; bireyin burada var olma motivasyonunu artırır. Kendini sürekli paylaşan ve farklı bir izlenim yaratmaya çalışan birey, diğerlerinin etkileşimine adeta bağımlı hâle gelir.

Sosyal medyada var olan birey yalnızca kendini paylaşmaz, diğerlerini de gözetleme imkânı bulur. Üstelik bunu kendi adıyla yapmasına da gerek yoktur. Tamamen farklı bir ad ile bu medya araçlarında var olabilir. Rahat bir şekilde takip edip diğerlerinin alanlarına girebilir. Sosyal medya platformlarında teşhir etmek yalnızca görsel anlamda değildir, bütün duygu ve düşüncelerin de bu medya araçlarıyla teşhiri gerçekleşir. Dolayısıyla her anlamda bireyin varlığı sosyal medyaya akar. Aynı şekilde diğerlerini tüm anlamıyla görmek mümkün olacaktır. Bir diğer görüş ise medya araçlarının teşhirciliğe yol açmadığı yönündedir. Bu görüşe göre teşhircilik zaten vardır. Farkı ise artık medya araçları ile teşhir edilen şeyin kısa zamanda daha fazla kişiye yayılabilmesidir. Yani teşhircilik dijital çağ ile tetiklenmemiştir, daha hızlı yayılma imkânı bulmuştur.

5.1 Sosyal Medya Kullanımı ve Bireyin Kaygısı

Modern çağda kaygı, nedeni olmayan korkuyu ifade eden bir kavramdır. Kaygılanan birey, bir şeye dair endişe içinde olur ve bunu kimi zaman davranışlarıyla da ifade eder. Sosyal medya kullanımı da bireyler üzerinde kaygı oluşturabilir. Özellikle daha çok fiziksel alanda deneyimlenen sosyal kaygının, sosyal medya kullanımında da olabileceği gözlemlenir. Kaygının sosyal medyaya da taşınması, dijital alanda bireyin farklı davranışlar gösterebileceğine dair önemli bir ışık tutar.

Sosyal medya içinde deneyimlenen kaygı; gizlilik endişesi, paylaşılan içeriğe dair etkileşim kaygısı ve öz değerlendirme kapsamında gerçekleşir. Öz değerlendirme konusu beden ve yetersizlik hissi ile ilişkili olabilir. Burada deneyimlenen kaygının kadın bireylerde erkeklere göre daha yüksek olduğu saptanır. Dolayısıyla cinsiyetler açısından sosyal medya kullanımına ilişkin kaygı duygusunun farklılık gösterdiği kaydedilir. Kişinin kendine yönelik değerlendirmeleri sonucu sosyal medyadaki davranışları da değişebilir. Hiç paylaşım yapmama ya da sosyal medya hesaplarını diğerlerine gizleme gibi davranışlar gerçekleşebilir. Bunun yanı sıra birey sosyal medyada anonimleşerek kendini koruduğunu düşünebilir. Kaygıyı azaltmak adına birey tarafından daha birçok davranış biçimi gerçekleştirilebilir.



Dijital Çağda Mahremiyet Kavramının Konumu

Dijital çağda mahremiyet kavramının konumu tartışmalıdır. Teşhir ve gözetlemeciliğin öne çıktığı bu çağda, mahremiyetin ne olduğu bireyler açısından farklılık gösterir. Hâlihazırda mahremiyetin kendisi çok bireysel bir konuma sahiptir. Mahremiyetin sınırlarını, özel hayatın ne kadarının açığa çıkacağını ve kimlerle paylaşıldığı tamamen bireye özgüdür. Kitleler açısından düşünüldüğünde ise artık mahremiyet kavramının dijital çağda farklı açılardan değerlendirildiği gözlemlenebilir.

Dijital çağın etkisiyle tek bir kültür için dahi “mahrem” ya da “mahrem değil” denilen şeyler genelleyici değildir. Dolayısıyla dijital çağda mahremiyet kavramının konumu için bir akışkanlıktan söz etmek gerekir. Elbette buradaki akışkanlık izin verilen ölçüdedir. İzin verilmeden bireylerin kişisel bilgilerine ulaşılması sosyal medya açısından güvenlik ihlalleri konusudur. Bireylerin mahremiyetleri konusunda kaygılanması da bu kapsamda anlaşılırdır. Bireyin ifşa olması ya da istenilmeden hesaplarına girilmesi gibi durumlar olabilir. Bu durumlar için birey, mahremiyetini sağlamak amacıyla hukuki yollara başvurur. Sosyal medya platformunun bu kapsamda özel hayatın gizliliğine önem vermesi, kişisel bilgilerini paylaşmaması ve bireyi sosyal medya içinde koruması gerekir. Bunu gizlilik politikaları kapsamında açıklamalıdır.

6.1 Dijital Çağda Mahremiyetin Sağlanması

Medya araçlarıyla etkileşimde bulunmak ve diğerleriyle iletişim içinde olmak, belirli sınırlar içinde gerçekleşir. Bir kişi eğer hesabını gizli tutuyorsa izin vermediği ölçüde diğerleri o kişinin paylaşımlarına ve bilgilerine erişemez. Aynı şekilde bir kişi diğerini engelliyorsa yine erişim imkânı yoktur. Dijital çağda özel hayat ve mahremiyetin bu şekilde sınırları ve mahremiyeti koruma yöntemleri vardır. Yeterli bir koruma olup olmadığı ise tartışılır. Kişiler bazı zamanlar haklarının ihlal edildiği ya da kişisel bilgilerinin ele geçirildiği durumlarla karşı karşıya kalabilir.

Mahremiyet, insan haklarından biridir. Mahremiyet kapsamında bölgesel, kişi ve bilgi mahremiyeti olmak üzere üç maddeden söz edilir. Bölgesel mahremiyet fiziksel alanla ilgili iken kişi ile bilgi mahremiyeti dijital alanla da temas eder. Bir kişinin fiziksel varlığına karşı bir müdahale söz konusu ise bu mahremiyetin ihlalidir. Yine kişinin verilerinin toplanması ve işlenmesi durumu mahremiyeti, dolayısıyla gizliliği ihlal eder. Gizlilik ihlalinin önüne geçmek adına kişisel önlemler alınabilir. Şifreleri dikkatli seçmek, casus yazılımlardan korunmak için programlar kullanmak ve gizlilikle ilgili maddeleri okumak önemlidir. Özellikle bu maddeler birçok sosyal medya platformunda küçük yazılarla, okunması zor şekilde ifade edilebilir. Bu durumlar gizlilik konusunda şüphe uyandırır (Eroğlu, 2018). Dijital çağda mahremiyetin sağlanması adına medya araçları ile hukukun birlikte hareket etmesi etkili koruma yöntemleri arasında sunulur.



Özet

Dijital çağ, kültürleri dönüştüren bir etkiye sahiptir. Öyle ki bir kültür tanımından gün geçtikçe uzaklaşılır. Daha çok dijital alandaki kültürler, bir noktaya bağımlı kalmadan, benimsenir ya da fark edilmeden kullanılır. Kültürün tamamı olmasına gerek yoktur. İnşa edilmiş olan bir kültüre ilişkin söz ya da görselle ifade edilen herhangi bir temsil olabilir. Dijitalde sürekli işlenilen bu şeyler, kişilerin özel hayat ve mahremiyet algılarını da dönüştürür. Dolayısıyla net sınırları belli olan, herhangi bir kültüre özgü, bir mahremiyetten söz etmek gün geçtikçe daha da güçlenir. Bu kapsamda bireylerin neyi benimsediği ya da benimsemek istediği de belirsizlik içindedir.

Elbette dijital çağın böyle bir mahremiyet ve özel hayat dönüşümüne neden olması, özel hayatın gizliliğinin önemsiz olmaya başladığını ifade etmez. Aksine dijital ayak izlerinin ciddi sınırlar içinde olması, bireyin kendini güvence altına alabilmesi daha önemli hâle gelmiştir. İzlenmek ya da gözetlenmek, her durum için ve herkes tarafından tercih edilmez. Dolayısıyla sosyal medya platformlarının izin alarak kişinin o istediği kadar sınırını çizmesine olanaklar sunması önemlidir. Denilebilir ki mahremiyet ve özel hayat, dijital çağla birlikte dönüşür. Bu iki kavramın ihtiyacı olan şeylere yönelik sosyal medya da dönüşmek durumundadır. Ancak bu şekilde bireyler kendi özgürlüklerini ve sınırlarını sosyal medyada inşa edebilir.



Kaynakça

Aktan, E. (2018). Sosyal Medya ve Sosyal Kaygı: Sosyal Medya Kullanıcıları Üzerine Bir Araştırma. Selçuk İletişim, 11(2), 35-53. https://doi.org/10.18094/josc.397272

Eroğlu, Ş. (2018). Dijital Yaşamda Mahremiyet (Gizlilik) Kavramı ve Kişisel Veriler: Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğrencilerinin Mahremiyet ve Kişisel Veri Algılarının Analizi. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 35(2), 130-153. https://doi.org/10.32600/huefd.439007

Özkan, T. (2012). Özel Hayat Kavramının Soykütüğü. Ökçesiz, H., Uygur, G. & Üye, S. (Eds.), Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi: Vol. 24. İstanbul Barosu Yayınları (s.187-191). https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/Yayinlar/Kitaplar/doc/HFSA24.pdf#page=187

Uluç, G. & Yarcı, A. (2017). Sosyal Medya Kültürü. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 52, 88-102. https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe/issue/29388/314629#article_cite

Uyanık, F. (2013). Sosyal Medya: Kurgusallık ve Mahremiyet. Kocaeli Üniversitesi Yeni Medya Kongresi. ResearchGate. https://doi.org/10.13140/2.1.2503.5200

Yüksel, M. (2003). Modernleşme ve Mahremiyet. Kültür ve İletişim, 6(1)(11), 75-108.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/kulturveiletisim/issue/71493/1150889
 
Son düzenleme:

Gauloran

Global Moderatör
7 Tem 2013
8,134
624
dijital cagda mahremiyetin korunmasinin onemi cok buyuk. insanlar fazla takipciye ulastiginda hayatindan daha fazla sey paylasmaya yonelik oldugu icin mahremiyet kavrami iyice sarsilmaya basladi. elinize saglik guzel bir konu olmus.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.