Yazarlarımız

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MELİH CEVDET ANDAY[/SIZE]
1915'te İstanbul’da doğdu. Ankara Gazi Lisesi'nden 1936'da mezun oldu. Oktay Rifat ve Orhan Veli okul arkadaşlarıydı. 1938'de sosyoloji öğrenimi için Belçika’ya gitti. İki yıl sonra II. Dünya Savaşı çıkınca zorunlu olarak yurda döndü. 1942’den başlayarak Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde danışmanlık, Ankara Kitaplığı’nda memurluk, gazetecilik yaptı. Daha sonra İstanbul'a yerleşti. "Akşam", "Büyük Gazete", "Tanin" ve "Cumhuriyet" gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yaptı, denemeler yazdı. 1954’te başladığı İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü fonetik-diksiyon öğretmenliğinden 1977'de emekli oldu. 1964-1969 arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 1979’da UNESCO Genel Merkezi Kültür Müşaviri olarak Paris’e gitti. "Ukde" adlı ilk şiiri 1936'da Varlık dergisinde çıktı. İlk şiirlerinde hececilerin biçim ve tema özelliklerini benimsedi. Gizemci denebilecek bir duyarlılıkla nesneleri sıralayan, çevresine çocuksu bir şaşkınlıkla bakan bu şiirlerin ayırıcı yanı, uyaklı yazılmalarına rağmen uyağa bağlı olmamaları. Orhan Veli ve Oktay Rifat'la ortak eserleri "Garip"teki (1941) şiirlerinde çocuksu şaşkınlığın bilince dönüştüğü, uyakların aşıldığı ve ölçünün kırıldığı görülür. Bu ilk dönem şiirlerinde yer yer Dadaizm'den etkiler hissedilir ama belirleyici değildir. Başlangıçta çocukluktan beri arkadaş olduğu Orhan Veli ve Oktay Rifat'la aynı şiir çizgisinde yürüdü. Ama Veli ve Rifat'tan "duygu" bakımından ayrıldı. Şiirlerinde duygu, düşünceyle gelişir, hatta düşünceyi hazırlar. Düşünce ögesi duygularını hep ayrıntıdan kotarır. "Telgrafhane" ve "Yan Yana" kitaplarındaki şiirlerle bu kez, toplum ve insan değerlerini savunan, kavgacı bir şiire yöneldiği dikkat çekti. Duyguya toplumu da eklediği bu dönem kitaplarından "Yan Yana" sakıncalı bulunup toplatıldı ama beraat etti. Lirizme karşı çıkmasına rağmen, toplumsal güçlüklerin içe akışı olarak gördüğü bu unsuru şiirlerinde kullanmaktan geri durmadı. 1960 sonrası şiirinde bu kez mitolojik unsurlar görülmeye başlandı. "Kolları Bağlı Odysseus" (1963) ile başlayan bu süreçte, Anadolu'daki eski Yunan kültürü ile yaşadığımız tarihsel ve güncel koşullar arasında bir ****for kurmayı istedi. 1975 sonrası eserlerinde yeni sorularla yeni arayışlara yönelmek isteyen bir şairin aynı zamanda bir filozofun ve halk ermişinin sesi duyulur. Mitologya serüvenine Doğu kültürleri unsurlarını da katmaya başlar. Şiirindeki bu gelişme denemeleri ve romanlarında da hissedilir.

ESERLERİ

ŞİİR:
Garip (Orhan Veli ve Oktay Rifat’la birlikte, 1941)
Rahatı Kaçan Ağaç (1946)
Telgrafhane (1952)
Yan Yana (1956)
Kolları Bağlı Odysseus (1963)
Göçebe Denizin Üstünde (1970)
Teknenin Ölümü (1975)
Sözcükler (eski kitaplardan derlenenler ve yeni şiirlerle, 1978)
Ölümsüzlük Ardında Gılgamış (1981)
Tanıdık Dünya (1984)
Güneşte (1989)
Yağmurun Altında (1995)

ROMAN:
Aylaklar 1965
Gizli Emir 1970
İsa’nın Güncesi 1974
Raziye 1975
Yağmurlu Sokak 1991
Meryem Gibi 1991

DENEME:
Doğu-Batı (1961)
Konuşarak (1964)
Yeni Tanrılar (1974)
Sosyalist Bir Dünya (1975)
Dilimiz Üstüne Konuşmalar (1975)
Maddecilik ve Ülkücülük (1977)
Paris Yazıları (1982)

TİYATRO:
İçerdekiler 1965
Mikado’nun Çöpleri 1967
Dört Oyun 1972

GEZİ:
Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan (1965)

ÖDÜLLERİ:
1967-68 İlhan İskender Armağanı Mikado’nun Çöpleri adlı oyunuyla
1970 TRT Sanat Ödülleri Roman Armağanı Gizli Emir adlı romanıyla
1973 TDK Çeviri Ödülü Tarjel Vesaas’dan çevirdiği Buz Sarayı romanıyla
1976 Yeditepe Şiir Armağanı Teknenin Ölümü şiir kitabıyla
1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Sözcükler şiir kitabıyla
1981 İş Bankası Büyük Ödülü Ölümsüzlük Ardında Gılgamış şiir kitabıyla
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MEMDUH ŞEVKET ESENDAL[/SIZE]
29 Mart 1883’te Çorlu’da doğdu. 16 Mayıs 1952’de Ankara’da yaşamını yitirdi. Türk öykücülüğünün önemli yazarlarından. Çocukluğu savaş yıllarına rastladığı için ve maddi sıkıntılar nedeniyle düzenli bir eğitim göremedi. Kendi kendisini yetiştirdi, Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi. Babasının ölümünden sonra çalışarak ailesine baktı. 1900'de gümrük memuru oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. Parti müfettişi olarak Anadolu'yu dolaştı. Anadolu ve Rumeli halkını yakından tanıma şansı buldu. İttihat ve Terakki içinde, ticaret sermayesine karşı küçük esnaf ve küçük girişimcilerin çıkarlarının savunulmasını isteyen "Kara Kemal" kanadından yana tavır aldı. 1921'de ortaelçi olarak Azerbaycan Bakü'ye gönderildi. 1925'de İstanbul'a dönüşünde İttihat Terakki'den eski arkadaşları Kara Kemal, Nail Bey, Muhittin Birgen, Sadık Vicdani ile "Meslek" adlı haftalık siyasi gazeteyi çıkardı. Mekteb-i Sultani ile Kabataş Lisesi'nde tarih ve coğrafya öğretmenliği yaptı. 1925’te Tahran ortaelçiliğine atandı. 1930-1932 arasında Elazığ milletvekili oldu. 1932-1938 arasında Kabil ve Moskova elçilikleri yaptı. Yurda dönüşünde Bilecik milletvekili oldu, 1941'de CHP Genel Sekreterliği'ne getirildi. 1945'ten sonra bu görevi de bırakıp sadece edebiyatla ilgilendi. İlk öyküleri Meslek gazetesinde yayınlandı. "Miras" adlı romanı da bu gazetede tefrika edildi. Siyasetçi ve edebiyatçı kimliklerini ayrı tutmak için yazılarında "M.Ş.E, Mustafa Memduh, Mustafa Yalınkat, M. Oğulcuk, İstemenoğlu" gibi takma isimler kullandı. "Ayaşlı ve Kiracıları" adlı romanıyla 1942 CHP roman yarışmasında dereceye girdi. 1946-1952 arasında Sanat ve Edebiyat, Seçilmiş Hikayeler, Ulus, Ülkü, Hisar, Pazar Postası, Türk Dili gibi gazete ve dergilerde yayınlanan öyküleriyle ünlendi. Öykü ve romanlarında ele aldığı konular, kişiler çeşitlilik gösterir. Sıradan insanların gündelik yaşamları üzerinde durdu. Ev içi yaşam, aile ilişkileri, kahve mahalle ortamı ile köylülük gibi temaları işledi. Katı sınıf ilişkileriyle belirlenmemiş bir toplum özlemini dile getirdi. Olayları ve kişileri önyargısız, sevecen ve gerçekçi bir yaklaşımla ele aldı. Uzun boylu çözümlemelere girmekten kaçındı. Dilde yalınlığı, duruluğu benimsedi, konuşma dilini esas alan bir yazı dilinin öncülüğünü üstlendi.

ESERLERİ

ROMAN:
Ayaşlı ve Kiracıları (1934-1957)
Vassaf Bey (1983, ölümünden sonra)

ÖYKÜ:
Hikayeler 1. Kitap (1946, Otlakçı adıyla 1958)
Hikayeler 2. Kitap (1946 Mendil Altında adıyla 1958)
Temiz Sevgiler (iki cilt, ölümünden sonra 1983)
Veysel Çavuş (1984, ölümünden sonra)
Bir Küçük Çiçek (1984, ölümünden sonra)
İhtiyar Çilingir (1984, ölümünden sonra)

Bütün eserleri 9 cilt olarak 1983-1984'te yayınlandı
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]METİN ALTIOK[/SIZE]
1940'ta İzmir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. Memurluk ve öğretmenlik yaptı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Oteli’nde yakılan aydınlarımızdan. Bir şiir serüveninin kahramanı olarak şiirsevenlerin kalbinde yaşıyor. İlk şiirleri 1970'lerde yayınlandı. İlk şiir kitabı Gezgin'de Servet-i Fünun'dan, Ahmet Haşim'den, Ahmet Muhip Dıranas'tan İkinci Yeni ve 1960'ların şiirlerine kadar izler var. Kendi kuşağının en duygulu, en romantik şairleri arasında. Yalın bir dil kullanmasına karşılık, benzetme yapmayı, anlaşılması kolay imgeler oluşturmayı denedi. Halk şiiri biçimlerinden de yararlandı. Olgunluk dönemi sayılabilecek "Kendinin Avcısı" kitabındaki şiirlerde, daha kendine özgü bir sese, romantik, acılı ve yalın bir söyleyişe ulaştığı görülür. Simgeler, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlanır, şiirimizdeki lirik geleneğe bağlanır.

ESERLERİ

ŞİİR:
Gezgin (1976)
Yerleşik Yabancı (1978)
Kendinin Avcısı (1979)
Küçük Tragedyalar (1982)
İpek ve Kılabtan (1987)
Gerçeğin Öte Yakası (1980)
Dörtlükler ve Desenler (1990) Süveyda (1991)
Alaturka Şiirler (1992)
Yel ve Gül (1993)
Hesapişi Şiirler (1993)
Şiirin İlk Atlası (Şair ve Şiir üzerine denemeler, 1992)
Bir Acıya Kiracı (Bütün şiirleri, 1998)

ÖDÜLLERİ

1980 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (Kendinin Avcısı kitabıyla Ahmet Telli ile paylaştı)
1991 Cemal Süreya Şiir Ödülü Gerçeğin Öte Yakası ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]METİN ELOĞLU[/SIZE]
11 Mart 1927’de İstanbul'da doğdu. 1985’te yine İstanbul’da yaşamını yitirdi. Üsküdar Sultantepe Ortaokulu'nu bitirdi. 1945'te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi. Seyfi Toroy, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Zeki Kocamemi'nin atölyelerinde çalıştı. 1946'da siyasal suçlamayla bir süre tutuklu kaldı. Akademiden kaydı silindi. 1947'te gittiği askerliği, aldığı cezalar nedeniyle 5 yılda tamamlayabildi. Dönüşte bir süre İstanbul Belediyesi'nin Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne bağlı bir dairesinde çalıştı. Bu işi bıraktı, yaşamını resimlerini satarak ve süsleme yaparak kazandı. "Sabah Şarkısı" ismindeki ilk şiiri "Mehmet Metin" imzasıyla İzmir'de "Kovan" dergisinde 1943'te yayınlandı. "Garip" akımı doğrultusundaki şiirlerinde kendisine özgü bir mizahla dikkat çekti. Daha sonra Varlık, Yaprak, Yenilik, Şiirler Yaprağı, Türk Dili Dergisi'ndeki şiirleriyle genç şairlerin önde gelen temsilcilerinden biri oldu. Şiirinde, toplumsal yaşamı, yeni ve yapay olmayan bir İstanbul argosuyla somutlaştıran bir dil örgüsü kullandı. Üçüncü şiir kitabı "Odun"dan sonra İkinci Yeni'ye yaklaştığı görüldü. Şiirlerinde imgeyi iyice ön plana çıkardı, sözcükleri düşüncenin egemenliğinden uzaklaştırmaya çalıştı. 1960'lardan sonra İkinci Yeni etkinliğini yitirirken yeni bir arayışa yöneldi. Kapalılığa ve soyuta çok yaklaşan aşırı deneylere girişti. Öyküler, denemeler de yazdı. Yazı ve şiirlerinde "Ali Haziranlı", "Etem Olgunil", "Nil Meteoğlu" gibi takma isimler kullandı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Düdüklü Tencere (1951, 1962)
Sultan Palamut (1957)
Odun (1959)
Horozdan Korkan Oğlan (1960)
Türkiye’nin Adresi (1965)
Ayşemayşe (1968)
Dizin (1971)
Yumuşak G (1975)
Bektaşi Dedikleri (Oğuz Tansel ile birlikte, 1977)
Rüzgar Ekmek (1978)
Hep (1982)
Ay Parçası (1983)
Önce Kadınlar (1984)
Yine ve Şiirce (İlk 9 kitaptaki şiirlerle, 1982)

ÖDÜLLERİ

1972 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü, Dizin kitabıyla
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MİTHAT CEMAL KUNTAY[/SIZE]
1885'te İstanbul’da doğdu. 1956'da İstanbul'da yaşamını yitirdi. Tek romanı "Üç İstanbul"la büyük başarı kazandı. Vefa İdadisi’ni ve Mektebi Hukuku bitirdi. Doktora sınavını verdikten sonra Hukuk Mektebi'nde idare hukuku asistanlığı yaptı. Adliye Nezareti Özel Kalemi’ne girerek müdürlüğe kadar yükseldi. Birinci Hukuk Mahkemesi üyeliğinden sonra Beyoğlu Dördüncü Noteri oldu. 1956'da İstanbul’da ölümüne kadar bu görevi sürdürdü. Yazmaya şiirle başladı. İlk şiiri "Elhamra" Resimli Kitap'ta yayınlandı. 2'nci Meşrutiyet'e kadar çeşitli dergilerde yayınlanan ve aruzun ustaca kullanıldığı, ulusal duyguların ön plana çıkarıldığı şiirleriyle tanındı. Milli Edebiyat Akımı'nın değerlerini benimsedi. "Üç İstanbul" romanında da canlandırdığı Mehmet Akif'le tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili oldu. Çınaraltı dergisinde 1943-1944'te yayınlanan son dönem şiirlerinde Yahya Kemal Beyatlı'dan da etkilendiği görüldü. Yalın bir dil kullandığı "Kemal", "Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel" gibi oyunlarında yurt sevgisi konusunu işledi. Tek romanı ve en önemli eseri "Üç İstanbul"da, 2'nci Abdülhamit, 2'nci Meşrutiyet ve Mütareke yıllarının İstanbul'unu anlattı. Gerçekçi kişiler, ayrıntılı tahliller ve bu üç dönemin yaşantısından sunduğu canlı kesitlerle dikkat çeken bu roman televizyon dizisi olarak da yayınlandı ve büyük ilgi topladı. Edebiyat araştırmaları yapan Kuntay, inceleme ve araştırmalarını 1913'te yayınlanan "Hitabet ve Münazara Dersleri", 1914'te yayınlanan "Hitabet Dersleri" kitaplarında topladı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Türk’ün Şehnamesinden (1945)

ANTOLOJİ:
Nefaisi Edebiye (1913)

OYUN:
Kemal (1912)
Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel (1918)

ROMAN:
Üç İstanbul (1938)

BİYOGRAFİ:
Mehmet Akif (1939, İstiklal Şairi Mehmet Akif adıyla 1944)
Namık Kemal (2 cilt, 1956)
Sarıklı İhtilalci Ali Süavi (1946)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MUALLİM NACİ[/SIZE]
1850’de İstanbul’da doğdu. 13 Nisan 1893’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Dilin yalınlaştırılmasını savunan Tanzimat Dönemi'nin önemli şair ve yazarı. Asıl adı Ömer. 7 yaşındayken babasını kaybetti. Varna’ya dayısının yanına gönderildi. Orada medrese öğrenimi gördü. Bir yandan da Arapça, Farsça, Fransızca ve hat öğrendi. "Hulusî" mahlasıyla yazılar yazdı. Bir süre Varna Rüştiyesi’nde öğretmenlik yaptı. Sait Paşa’nın özel katibi olarak Rumeli ve Anadolu’nun birçok kentini dolaştı. İlk şiirlerini "Nacî" mahlasıyla 1867’den başlayarak yazdı. İstanbul’a geldi. Memuriyetten ayrıldı. 1883’te Ahmed Mithad Efendi'nin önerisiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmeye başladı. "Mesud-ı Harabî" takma adıyla yayınladığı aruzla yazılmış gazelleriyle ün yaptı. 1994'te Ahmed Mithad'ın kızıyla evlendi. Kayınpederi tarafından Tercüman-ı Hakikat’i eski edebiyat yanlılarının sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti. Yazılarını, Saadet, Tarik, Mürüvvet, Mirsad, İmdadü’l Midad gazeteleriyle, kendi çıkardığı Mecmua-i Muallim dergisinde sürdürdü. Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat dersleri verdi. Aruzla ve divan edebiyatının hemen her türünde yazdığı şiirler yüzünden eski edebiyatın temsilcisi sayıldı. Ama yeni edebiyata karşı çıkan, eskiyi savunan bir yazar olmadı, divan şiiri kurallarını da tam olarak uygulamadı. Eleştirilerini dilbilgisi ve aruz kurallarına bağlı kalınması noktasında yoğunlaştırdı. Recaizade Mahmut Ekrem ve çevresindeki genç şairlerle giriştiği tartışmalar, döneminde Türk edebiyatına yeni bir soluk getirdi. Servet-i Fünun yazarlarını önemli ölçüde etkiledi. Eedebiyat tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti. Victor Hugo, S. Prudhomme, Alphonse de Musset ve Emile Zola’dan Türkçe’ye çeviriler yaptı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Terkib-i Bend-i Muallim Naci
Ateşpare (1883)
Şerâre (1884)
Fürûzan (1885)
Sümbüle (1889)
Yadigâr-ı Naci

ELEŞTİRİ:
Muallim (1886)
Demdeme (1886)

ANI:
Medrese Hatıraları (1885)
Ömer’in Çocukluğu (1890-1969)

SÖZLÜK:
Lügat-ı Naci (1891-1978)

ARAŞTIRMA:
Osmanlı Şairleri (1890-1986)
İstilahât-ı Edebiyye (1890-1984)
Esâmi (1890)

MEKTUP:
Muhaberat ve Muhaverat (1884)
Şöyle Böyle (1884)
Mektuplarım (1886)

OYUN:
Heder (ölümünden sonra, 1908)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MURAT BELGE[/SIZE]
16 Mart 1943’te Ankara’da doğdu. Gazeteci ve Demorat Parti Muğla milletvekili Burhan Belge'nin oğlu. 1966’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Akademik eğitime yöneldi. Aynı fakülteye asistan olarak girdi. İngiltere'de Sus*** Üniversitesi'nde bir yıl çalıştı. 1966'da doktorasını verdi. Halkın Dostları (1970) ve Birikim dergisinin (1975) kurucuları arasında yer aldı. 1972'de siyasi eylemleri gerekçe gösterilerek tutuklandı. 1974'te af yasasıyla özgürlüğüne kavuştu. Üniversitedeki görevine döndü ve 1980’de doçent oldu. 1982’de YÖK’ün oluşturulmasından sonra üniversiteden istifa etti. Yeni Gündem dergisinin ve İletişim Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlendi. Helsinki Yurttaşlar Derneği´nin uluslararası başkanlığını yaptı. Bilgi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü öğretim üyesi. Yazılarına 1964’te Yeni Dergi’de çeviriler ve eleştiri yazılarıyla başladı. Demokrat ve Cumhuriyet gazetelerinde yazdı. Faulkner, Joyce gibi yazarlardan yaptığı çevirilerle tanındı. 1980 sonrasında politika dışındaki çeşitli konularda denemeler yazdı.

ESERLERİ

12 Yıl Önce 12 Eylül
Edebiyat Üstüne Yazılar
Marksist Estetik
Sosyalizm, Türkiye ve Gelecek
Tarih Boyunca Yemek Kültürü
Tarihten Güncelliğe
Türkiye Dünyanın Neresinde?
Türkler ve Kürtler: Nereden Nereye?
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MURATHAN MUNGAN[/SIZE]
21 Nisan 1955'te İstanbul’da doğdu. Ortaöğrenimini Mardin’de yaptı. Mardin Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Bir süre tiyatro oyunlarında rol aldı. İstanbul'da Devlet Tiyatroları'nda ve Şehir Tiyatrosu’nda dramaturg olarak çalıştı. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri, öyküleri ve tiyatro üzerine yazıları yayınlandı. İstanbul’da yaşıyor. Oyunları, öyküleri ve şiirlerini yazmayı sürdürüyor. Başlangıçta Hilmi Yavuz, Attilâ İlhan etkilenimlerinin belirgin olduğu, oldukça ağdalı ve ve özentili şiirler yazdı. "Kum Saati"nde yer alan sonraki şiirlerinde söyleyiş değişmemekle birlikte dilinin sözcükler düzeyinde yalınlaşmaya başladığı dikat çekti. Oldukça dağınık düzyazılardan oluşan şiirlerden, içten ve yalın ürünlere doğru ilerleyişini sürdürdü. Olgunluk dönemi şiirlerinde ise kendine özgü bir biçim ve söyleyişe ulaştı. Özellikle "****l"deki şiirleriyle 1980 kuşağının en çok okunan, tanınan şairleri arasında ilk sıralarda yer aldı. Oyunlar, öyküleri ve diğer düzyazılarıyla hem üretken, hem etkili bir yazar olduğunu ortaya koydu. Başarılı senaryolar de yazdı.

ESERLERİ

OYUNLAR:
Mahmud ile Yezida (1980)
Taziye (1982)
Geyikler Lanetler (1997)
Bir Garip Orhan Veli (1997)

ÖYKÜ:
Son İstanbul (1995)
Cenk Hikayeleri (1986)
Kırk Oda (1987)
Lal Masallar (1989)
Kaf Dağının Önü (1994)
Ressamın Sözleşmesi (resim konulu öyküler seçkisi) 1997
Üç Aynalı Kırk Oda 1999

ROMAN:
Yüksek Topuklar 2002

ŞİİR:
Osmanlıya Dair Hikayat (1981)
Kum Saati (1984)
Sahtiyan (1985)
Yaz Sinemaları (1989)
Eski 45’likler (1989)
Mırıldandıklarım (1990)
Yaz Geçer (1992)
Oda, Poster ve Şeylerin Kaderin (1993)
Omayra (1993)
****l (1994)
Murathan’95 (Seçmeler) 1995
Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar (1997)
Mürekkep Balığı (1997)
Başkalarının Gecesi (1997)
Erkekler İçin Divan 2001

DÜZYAZI:
Li Rojhilate Dile Min 1996
Paranın Cinleri 1997
Metinler Kitabı (1998)
Doğduğum Yüzyıla Veda 2000
Meskalin 60 Draje 2000
13+1 Fazladan Bir Kitap 2000
Soğuk Büfe 2001

SENARYO:
Dört Kişilik Bahçe 1995
Dağınık Yatak 1997
Başkasının Hayatı 1997

ÖDÜLLERİ

1978 Türkiye İş Bankası Tiyatro Oyunu ikinciliği Mahmud ile Yezida oyunu ile
1980 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü Turgay Fişekçi ve Ozan Telli’yle paylaştı (Osmanlıya Dair Hikayat adlı kitabıyla)
1981 Gösteri Dergisi Şiir Birincilik Ödülü Sahtiyan kitabıyla
1984’te sergilenen Taziye oyunu ile Sanat Kurumu tarafından en iyi tiyatro yazarı seçildi
1987 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü Nedim Gürsel’le paylaştı (Hedda Gabler Adlı Bir Kadın hikayesiyle)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MUZAFFER İZGÜ[/SIZE]
1933’de Adana’da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren bulaşıkçılık, garsonluk, pamuk işçiliği. seyyar satıcılık gibi çeşitli işlerde çalıştı. Diyarbakır İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. 1979’da emekliye ayrılarak sadece yazılarıyla ilgilendi. İlk mizah yazıları Akbaba dergisinde yayınlandı. Özel tiyatrolarda oynanan, radyolarda yayınlanan oyun ve skeçleriyle ün yaptı. Ulusal ve uluslararası düzeyde pekçok ödül kazandı. Eserlerinde güldürmekten çok düşündürmeyi amaçlar. Toplumsal çarpıklıklara sınıfsal açıdan bakarak Anadolu insanının sorunlarını kara mizah yöntemiyle yansıtır.

ESERLERİ

ÖYKÜ-MİZAH:
Bando Takımı (1975)
Donumdaki Para (1977)
Deliye Her Gün Bayram (1980)
Sen Kim Hovardalık Kim (1980)
Her Eve Bir Karakol (1980)
Devlet Babanın Tonton Çocuğu (1981)
Lüplüp Makinesi (1982)
Kasabanın Yarısı (1982)
Demokrasimiz Kaç Para Eder (1988)

ROMAN:
Gecekondu (1970)
İlyas Efendi (1971)
Halo Dayı (1973)

OYUN:
Karadüzen (1971)
İnsaniyettin (1972)
Reçetesi Peçete (1974)
Utanmıyorum Üşüyorum (1975)

ÇOCUK KİTAPLARI:
Bülbül Düdük (Çocuk romanı, 1980)
Ekmek Parası (1979)
Çizmeli Osman (1980)
Pazar Kuşları (1980)
Uctu Uçtu Ali Uçtu (1980)

ÖDÜLLERİ

1977 Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması’nda üçüncülük, "Hıdır Baba" öyküsüyle
1977 Milliyet Sanat Dergisi Gülmece Öyküsü Yarışması’nde ikincilik, "Anayasa Hangi Anayasa" öyküsüyle
1978 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü, Donumdaki Para ile
1980 Bulgaristan Altın Kirpi Gülmece Ödülü, Bülbül Düdük ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MÜKERREM KÂMİL SU[/SIZE]
1906'da Bursa'da doğdu. 1922'de İstanbul Darülfünunu'nu (Çapa Kız Öğretmen Okulu) bitirdi. Popüler aşk romanlarıyla tanınan kadın yazar. Çeşitli yerlerde ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. 1936'da Ankara'da Gazi Terbiye Enstitüsü'nde açılan sınavı kazarak ortaokul Türkçe öğretmeni oldu. Balıkesir'de uzun yıllar lise edebiyat öğretmenliği yaptı. Ankara Radyosu "Çocuk Saati" Programı'nın şef redaktörlüğünü üstlendi. Tasvir gazetesinde günlük köşe yazıları yazdı. Romanlarında daha çok aşk, tutku ve serüven gibi konuları ele aldı. Bunları olay örgüsünün geri planda kaldığı bir anlatımla yansıttı. Bu romanların çoğu gazetelerde tefrika edildikten sonra roman olarak basıldı. "Sevgi ve Istırabım" romanı 1940'tan 1956'ya kadar 10 baskı yaptı.

ESERLERİ

ROMAN:
Sevgi ve Istırabım (1940)
Sus Uyanmasın (1940)
Çırpınan Sular (1941)
Bir Avuç Kül (1944)
Uyanan Hatıralar (1944)
İhtiras (1949)
Gençliğimizin Rüzgarı (1955)
Özlediğim Kadın (1959)
Aynadaki Kız (1962)
Ayrı Dünyalar (1964)
Ben ve O (1970)
Karakış (1977)
Ata'nın Romanı (1977)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]MÜŞTAK ERENUS[/SIZE]
1915'te Afyonkarahisar’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1940'ta İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık mesleğini seçti. 1940’lı yıllarda "Yücel" dergisi çevresinde toplanan genç şairler arasında yer aldı. İlk şiirleri "Yücel"in yanısıra Yenitürk, Kaynak, Şadırvan dergilerinde de yayınlandı. Asıl kişiliği 60’lı ve 70’li yıllardaki şiirleriyle yeni bir aşamaya ulaşarak belirginlik kazandı. "Duyuru" kitabında yer alan "Gelincik Bayrakların Türküsü" adlı uzun şiiri, gerek estetik değeri, gerekse toplumsal tanıklığıyla son yıllardaki toplumcu gerçekçi şiirin önemli örneklerinden biri. Biçimde özlülük ve izlenimci öğeler kullandı, konu ve tema alanında ise insan sevgisi, yaşama sevinci ve toplumsal eleştirilere yer verdi. Lirik ve epik öğeleri ustaca sentezleyen, toplumsal sorunlara tanıklığa önem veren şiirlerinde hece ölçüsü kalıplarını da kullandı.

ESERLERİ

Şiirler (1965)
Ölmeye Vakit Yok (1976)
Duyuru (1979)
Çağırın Gidenleri (1986)
Sermaye Destanı (1987)
Kalk Geleceğe Oturdun (1991)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NAHİT ULVİ AKGÜN[/SIZE]
1918 yılında Muğla’nın Milas ilçesinde doğdu. 12 Kasım 1996’da yaşamını yitirdi. 1948'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fekültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Ödemiş ve İzmir’de çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. İlk şiiri 1936'da İzmir’de yayınlanan Akın gazetesinde çıktı. Daha sonra Servet-i Fünun-Uyanış, Yücel, Değirmen, Kovan, Varlık, Fikirler, Kaynak, Yeditepe, Türk Dili dergilerinde bir çok şiiri yer aldı. 1953’te İzmir’de bir ilki gerçekleştirdi, sesli şiir sergisi açtı. İlk şiir kitabı denemelerini izmir’de Üç Gönül (1937), Leyla (1937), Irgat (1942) adlarında üç küçük broşürle gerçekleştirdi. Orhan Veli, Behçet Necatigil, Necati Cumalı etkileri yansıtan ilk şiirlerinde tatlı bir romantizm içinde aşk temasını işledi. Sonraki yıllarde Edip Cansever, Cemal Süreya etkisine kadı. Şiiri bu süreçte yenileşirken, ulaştığı söylem, biçim anlayışını korudu. Toplumsal çevre içinde bireyin türlü hallerini, üstüne düşülmemiş izlenimini veren, kendiliğinden bir biçimsel titizlikle yansıttı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Sebep (1945)
Birisi (1955, 1962)
Karanlıkta Bir Ağaç (1960)
Gerçek Düş (1965)
Evren Türküsü (1966 - 1968)
Ağaçlar Uyanınca (1971)
Eksilen Gökyüzü (1980)
Yolunuzun Üstünde Bir Adam (1991)
Birisi (Bütün şiirleri toplu basım)

ÖDÜLLERİ

1967 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Evren Türküsü ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NAMIK KEMAL[/SIZE]
21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğdu, 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda öldü. Asıl adı Mehmed Kemal. Namık adını ona şair Eşref Paşa verdi. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa’nın yanında, Rumeli ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşında İstanbul’a babasının yanına döndü. 1863’te Babıali Tercüme Odası’na kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865’te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın nedeniyle 1867’de kapatıldı.

Sürgünler dönemi

Namık Kemal, İstanbul’dan uzak olması için Erzurum’a vali muavini olarak atandı. Bu göreve gitmeyi erteledi ve Mustafa Fazıl Paşa’nın çağrısı üzerine Ziya Paşa’yla birlikte Paris’e kaçtı. Bir süre sonra Londra’ya geçerek Mustafa Fazıl Paşa’nın parasal desteğiyle Ali Suavi’nin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı "Muhbir" gazetesinde yazmaya başladı. Ama Ali Suavi’yle anlaşamadı, Muhbir’den ayrıldı. 1868’de gene Fazıl Paşa’nın desteğiyle "Hürriyet" gazetesini çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklar yüzünden, Avrupa’da desteksiz kalınca, 1870’te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa’nın çağrısıyla İstanbul’a döndü. Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872’de "İbret" gazetesini kiraladı. Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete 4 ay kapatıldı. İstanbul’dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı "Vatan Yahut Silistre" oyunu, 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelendi. Oyunu izleyenler galeyana gelip olay çıkardı. Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosa’ya sürgüne gönderildi.

Türk Edebiyatı'nda İlkleri

1876’da I. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasi’yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca Meclis-i Mebusan kapatıldı, Namık Kemal tutuklandı. Midilli Adası’na sürüldü. 1879’da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884’te Rodos, 1887’de Sakız Adası’na gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve Gelibolu’da Bolayır’da gömüldü. Şiirlerini küçük yaşlardan itibaren yazdı. Şinasi’yle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilendi. En önemli özelliklerinden biri, Türk şiirini Divan şiirinin etkisinden kurtarmaya çalışması. "Vatan Şairi" diye de isimlendirildi. Tiyatroya özel bir önem verdi, altı oyun yazdı. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistre, Avrupa’da da ilgi uyandırdı ve beş dile çevrildi. İlk romanı "İntibah" 1876’da yayınladı. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılır. Romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye’ye ilk getiren kişilerden biri oldu. En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takip. Gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yeri var. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazıları yayınlandı. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makalelerin sayısı 500 kadar.

ESERLERİ

OYUN:
Vatan Yahut Silistre (1873, yeni harflerle 1940)
Zavallı Çocuk (1873, yeni harflerle 1940)
Akif Bey (1874, yeni harflerle 1958)
Celaleddin Harzemşah (1885, yeni harflerle 1977)
Kara Bela (1908)

ROMAN:
İntibah (1876, yeni harflerle 1944)
Cezmi (1880, yeni harflerle 1963)

ELEŞTİRİ:
Tahrib-i Harâbât (1885)
Takip (1885)
Renan Müdafaanamesi (1908, yeni harflerle 1962)
İrfan Paşa’ya Mektup (1887)
Mukaddeme-i Celal (1888)

TARİHİ KİTAPLAR:
Devr-i İstila (1871)
Barika-i Zafer (1872)
Evrak-ı Perişan (1872, yeni harflerle 1973)
Kanije (1874)
Silistre Muhasarası (1874, yeni harflerle 1946)
Osmanlı Tarihi (1889, ölümünden sonra, yeni harflerle 3 cilt, 1971-1974)
Büyük İslam Tarihi, (1975, ölümünden sonra)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NAZAN BEKİROĞLU[/SIZE]
1957'de Trabzon'da doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı kentte yaptıktan sonra Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1979). Dört yıl lise öğretmenliği yaptı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak girdi (1985). Orhan Okay yönetiminde sürdürdüğü Halide Edib Adıvar'ın Romanlarının Teknik Açıdan Tahlili konulu doktorasını tamamladı (1987). Aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Şair Nigâr Hanım konulu çalışmasıyla doçent oldu (1995). 1998'den itibaren aynı fakültede açılan Türkçe eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Nazan Bekiroğlu 4 mayıs 2001'de profesör oldu. Çeşitli dergilerde çok sayıda bilimsel makale, deneme ve öyküsü yayınlandı.

Kişisel internet sitesi: www.nazanbekiroglu.net

ESERLERİ

ÖYKÜ:
Nun Masalları (Dergâh Yayınları 1997)

ROMAN:
İsimle Ateş Arasında (Timaş Yayınları 2002)

İNCELEME-DENEME:
Şair Nigâr Hanım (İnceleme; İletişim Yayınları 1998)
Halide Edib Adıvar (İnceleme; Şule Yayınları 1999)
Mor Mürekkep (Deneme; İyiadam Yayınları 1999)
Yusuf ile Züleyha (Şark Mesnevîsi, Timaş Yayınları 2000)
Mavi Lâle (Deneme, İyiadam Yayınları 2001)
Cümle Kapısı (Deneme, Timaş Yayınları 2003)
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NÂZIM HİKMET[/SIZE]
15 Ocak 1902’de Selanik’te doğdu. 3 Haziran 1963'te Moskova'da yaşamını yitirdi. Dedesi Mevlevi tarikatından Nâzım Paşa. Midhat Paşa'nın yakın arkadaşı. Babası Hikmet Bey, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu, Kalem-i Ecnebiye'ye bağlı bir memur. Annesi Celile Hanım, dilci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı. İlkokuldan sonra arkadaşı Vâlâ Nurettin'le birlikte Mekteb-i Sultani'nin hazırlık sınıfına yazıldı. Ailesi parasal sıkıntıya düşünce ertesi yıl Nişantaşı Sultanisi'ne devam etti. Dedesi Nâzım Paşa'nın etkisiyle şiir yazmaya başladı. 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girdi. 1919'da mezun oldu, Hamidiye Kruvazörü'ne güverte subayı olarak atadı. Aynı yıl kış aylarında daha önce yakalandığı zatülcenp hastalığı tekrar etti. Sağlık kurulu raporuyla 1920'de askerlikten çıkarıldı. Bu sırada hececi şairler arasında genç bir ses olarak ünlendi. Bahriye Mektebi'nden öğretmeni olan Yahya Kemal Beyatlı'ya hayrandı. Yazdığı şiirleri gösterip eleştirilerini alıyordu. 1920'de Alemdar Gazetesi'nin düzenlediği yarışmada birincilik kazandı. Bu ödül ününü artırdı. İstanbul'un işgal altında olduğu günlerde heyecanlı direniş şiirleri yazdı. 1921'de arkadaşı Vâlâ Nurettin ile birlikte Ankara'ya gitti. İstanbul gençliğini milli mücadeleye katılmaya çağıran bir şiir yazdılar. Şiir çok beğenilince Bolu'ya öğretmen olarak atandılar. Bolu'da kalpaklı bu iki genç tepki gördü. Peşlerine gizli polis takıldı. Nâzım ile Vâlâ Nurettin Moskova'ya gitmeye karar verdiler. Batum üzerinden Moskova'ya ulaşıp "Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi"ne kaydoldular. Nâzım burada "serbest şiirle" tanıştı. İlk serbest şiirlerini yazdı. Bunlardan bazıları 1923'te Yeni Hayat, Aydınlık gibi dergilerde yayınlandı.

Üniversiteyi bitirince 1924'te sınırdan gizlice geçerek Türkiye'ye girdi. Aydınlık dergisinde çalışmaya başladı. İzlendiğini anlayınca İzmir'e geçti. 1925'te Şeyh Sait isyanı nedeniyle başlatılan soruşturmalar sırasında gıyabında 15 yıla mahkum edildi. Tekrar yurtdışına kaçtı. 1926'da çıkan aftan yararlandırılmadı. Gizli örgüt üyesi olmak suçlamasıyla 3 ay daha hapse mahkum edildi. 1928'de Bakü'de ilk şiir kitabı "Güneşi İçenlerin Türküsü" basıldı. Aynı yıl yine gizlice Türkiye'ye döndü. Yakalanıp Ankara'ya ***ürüldü. Kısa bir tutukluluğun ardından serbest kaldı. İstanbul'da Zekeriya Sertel'in yayınladığı "Resimli Ay" dergisinin yazarları arasına katıldı. 1929'da "Putları Yıkıyoruz" başlığıyla bir yazı hazırlayıp Abdülhak Hamid Tarhan, Mehmet Emin Yurdakul gibi dönemin etkili şairlerine yönettiği saldırılar büyük ilgi gördü. "1929'da "835 Satır", "Jokond ile Sİ-YA-U", ertesi yıl "Varan 3+1+1=1" kitapları yayınlandı. 1930'da "Salkımsöğüt" ile "Bahri Hazer" şiirlerini Columbia firmasının girişimiyle plağa okudu. Plak halktan büyük ilgi görünce hakkında şiir kitapları nedeniyle dava açıldı. 1932'de "Benerci Kendini Niçin Öldürdü" ile "Gece Gelen Telgraf" kitapları basıldı. 1932'de "Kafatası", 1933'te "Bir Ölü Evi" adlı oyunları İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi.

1932'de bir bildiri nedeniyle başlatılan tutuklamalar sırasında gözaltına alındı. 1933'te Bursa Cezaevi'ne gönderildi. 5 yıl hapse mahkum oldu. Kısa bir süre tutuklu kalıp salıverildi. 1935'de Piraye Altınoğlu ile evlendi. Akşam gazetesinde "Orhan Selim" takma ismiyle fıkralar yazmaya başladı. Yine farklı isimlerle romanlar, oyunlar, operetler yazdı. 1935'te "Taranta Babu'ya Mektuplar" kitabı yayınlandı. "Unutulan Adam" oyunu şehir tiyatrolarında sahneye kondu. "Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı" kitabı 1936'da yayınlandı. 1938'de Harp Okulu öğrencilerini isyana teşvik suçlamasıyla bir kez daha tutuklandı. Ankara Cezaevi'ne kondu. 15 yıl hapse mahkum edildi. İstanbul Cezaevi'ne getirildi. Askeri Mahkeme'de de ayrıca yargılanıp bir 20 yıl hapse daha mahkum oldu. 1940'ta önce Çankırı ve sonra Bursa Cezaevi'de kondu. 10 yılı aşkın cezaevlerinde kaldı. Yayınlatamamasına rağmen sürekli yazdı. Serbest bırakılması için başlatılan çabalar sonuç vermedi. 1950'de açlık grevine başladı. Sağlık durumu iyi olmadığı için İstanbul'da Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı. 1950'de yürürlüğe giren af yasasıyla tekrar özgürlüğüne kavuştu. Piraye Hanım'dan ayrılıp cezaevinde sürekli ziyaretine gelen dayısının kızı Münevver Andaç ile evlendi. Doğan oğullarına Mehmed adını verdiler. Sürekli izlendiğini anlayınca tekrar yurtdışına gitmeye karar verdi. 1951'de Karadeniz yoluyla Bulgaristan ve Romanya üzerinden Moskova'ya gitti.

25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. Yurtdışında birçok uluslararası kongreye katıldı. Kitapları birçok dile çevrildi. 1959'da kendisinden 30 yaş küçük olan Rus Vera Tulyakova ile evlendi. 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda toprağa verildi. İlk şiirlerini hece vezniyle yazdı. Ama içerik bakımından diğer hececi şairlerden uzaktı. Toplumsal içerikli bir şiir kurdu. Moskova'daki yıllarında özellikle geleçekçiliğin önemli isimlerinden Mayakovski'nin etkisiyle hece veznini bırakıp serbest şiire yöneldi. "835 Satır" kitabı yayınlandığında büyük şaşkınlık yarattı. Ama Ahmet Haşim, Yakub Kadri gibi şairler ondan övgüyle sözetti. Kendisini izleyen genç şairler de serbest şiire yöneldi. 1936'ya kadar yayınlanan kitaplarıyla Cumhuriyet dönemi şiirinin değerlerini kökünden sarstı. "Şeyh Bedrettin Destanı"nda ise şiirini tam anlamıyla bir ulusal bireşime ulaştırdı. Divan ve halk şiiri söyleyişlerini, çağdaş bir şiir anlayışı içinde eritti. En önemli eserlerinden "Memleketimden İnsan Manzaraları"nı 1941'de cezaevinde yazmaya başladı. 2'nci Meşruriyet'ten 2'nci Dünya Savaşı'na kadar uzanan geniş bir zaman diliminin öyküsünü bu eserinde destanlaştırdı. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı bu eser, yeni bir türün habercisi oldu. Şiir kitapları 1938'den 1965'e kadar Türkiye'de basılamadı. Ancak, ölümünden iki yıl sonra 1965'ten itibaren yayınlanabildi.

[SIZE=+2]NÂZIM HİKMET’İN BÜTÜN ESERLERİ[/SIZE]
Nâzım Hikmet’in ilk şiir kitabı Güneşi İçenlerin Türküsü, 1928’de Bakû’de yayımlandı. Bu kitaptaki şiirler daha sonra Türkiye’de basılan kitaplarında şairin yasaları gözeterek yaptığı bir iki değişiklikle yer aldı. Türkiye’de 1929-1938 arasında yayımlanan kitapları şunlar:

ŞİİR:
835 Satır (1929)
Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
Varan 3 (1930)
1+1=1 (1930)
Sesini Kaybeden Şehir (1931)
Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)
Gece Gelen Telgraf (1932)
Portreler (1935)
Taranta-Babu’ya Mektuplar (1935)
Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)

OYUN:
Kafatası (1932)
Bir Ölü Evi (1932)
Unutulan Adam (1935)

DİĞER:
Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936)
İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936)
Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936)
Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)

1949’da, Nâzım Hikmet cezaevindeyken, Ahmet Halit Kitabevi, Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla La Fontaine’den Masallar’ı yayımladı. Bu çeviri yapıt dışında, tam 29 yıl Nâzım Hikmet’in kitapları Türkiye’de basılmadı. Ölümünden iki yıl sonra, 1965’te, "Yön" dergisinin Kurtuluş Savaşı Destanı’nı yayımlaması gözü pek bir davranış olarak değerlendirildi. Arkasından, başta İzlem ile Dost Yayınevleri olmak üzere, ilerici yayınevleri, önce şairin sağlığında Türkiye’de basılmış kitaplarını, sonra dış ülkelerde Türkçe olarak yayımlanmış kitaplarını yayınlamaya başladılar. Bu yayınlar sürekli olarak kovuşturmalara uğradı. Bazıları toplatıldı, davalar açıldı.
Piraye ile Nâzım Hikmet’in üvey kardeşi Metin Yasavul'un sahibi oldukları, Memet Fuat’ın yönetimindeki De Yayınevi ise, şairin Bursa Cezaevi’ndeyken basıma hazırlayıp Piraye’ye bırakmış olduğu kitapların yayımına başladı. Bunlar içerde dışarda daha önce basılmamış kitaplardı. şair ölmeden önce yaptığı konuşmalarda bu kitaplardan bazılarının kaybolmuş olduğunu söylemişti. De Yayınevi’nde birinci basımı yapılan kitaplar şunlar:

Saat 21-22 şiirleri (1965)
Dört Hapisaneden (1966)
Rubailer (1966)
Ferhad ile Şirin (1965)
Sabahat (1965)
Memleketimden İnsan Manzaraları (5 cilt, 1966-1967)

Bütün bu kitapları basıma Memet Fuat hazırlamıştı. Saat 21-22 şiirleri ile Dört Hapisaneden için iki kez mahkemeye verildi, sonuçta beraat etti. Ferhad ile Şirin’in daha önce dışarda yapılmış olan, yarıdan sonrası kaybolduğu için yeniden yazılmış bir basımı vardı. De Yayınevi’nin bastığı şairin Bursa Cezaevi’nde yazdığı asıl metindi. Bulgaristan’da yayımlanan Memleketimden İnsan Manzaraları ise De Yayınevi basımının tekrarıydı.
Bilgi Yayınevi, 1968’de, Cevdet Kudret’in basıma hazırladığı Kuvâyi Milliye’yi yayımladı. Bu Nâzım Hikmet’in cezaevinden çıktıktan sonra İnkılap Kitabevi için hazırladığı Kurtuluş Savaşı Destanı'nın yeni bir düzenlemesiydi. Şair gerçi bu destanı Memleketimden İnsan Manzaraları’nın içine yerleştirmişti, oradan çıkarılıp ayrı olarak yayımlanmasını istemiyordu. Ama cezaevinden çıktıktan sonra gerçek bir özgürlük ortamında olmadığını gördü. Kimse onun yapıtlarını yayımlamayı göze alamıyordu. İnkılap Yayınevi’nin yaptığı öneriyi çok parasız kaldığı bir dönemde kabul ederek Kuvâyi Milliye’yi düzenledi. Ama İnkılap Yayınevi parasını peşin ödediği bu kitabı bile yayımlamaktan çekindi, on yedi yıl sonra, Cevdet Kudret aracılığıyla Bilgi Yayınevi’ne devretti.
Yine 1968’de Bilgi Yayınevi Kemal Tahir’e Mapusaneden Mektuplar’ı; De Yayınevi Cezaevi’nden Memet Fuat’a Mektuplar’ı yayımladılar. İki yıl sonra da Cem Yayınevi Bursa Cezaevi’nden Vâ-Nû’lara Mektuplar’ı yayımladı. 1975’te De Yayınları arasında Memet Fuat’ın Nâzım ile Piraye’si çıktı. Bu kitap Nâzım Hikmet’in Piraye’ye yazdığı mektuplardan bölümler seçerek şairin yaşamıyla şiirleri arasındaki iç içeliği gösteren duyarlı bir çalışmaydı. Mektupların tümü değildi, ama öyle sanıldı. (Yirmi üç yıl sonra, 1998’de, Adam Yayınevi Piraye’ye Mektuplar adıyla Nâzım Hikmet’in cezaevi yılları boyunca Piraye’ye yazdığı mektupların tümünü iki cilt olarak yayımladı.)
1975-1980 arasında Cem Yayınevi Nâzım Hikmet’in Tüm Eserleri dizisini yayımladı. Şerif Hulusi ile birlikte notlar yazarak başladıkları 9 kitaplık bu diziyi, çalışma arkadaşının ölümü üzerine Asım Bezirci yalnız tamamladı.
1980’de Kemal Sülker Yazko Yayınları’nda Nâzım Hikmet’in Bilinmeyen İki şiir Defteri’ni yayımladı.
1988-1990 arasında Adam Yayınevi Nâzım Hikmet’in bütün yapıtlarını 28 kitaplık bir dizide topladı. Dizinin editörlüğünü Memet Fuat, araştırmacılığını Asım Bezirci yaptı. Bugün satışta bulunan bu dizideki kitaplar şunlar:

ŞİİR:

835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden şehir)
Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini Niçin Öldürdü; Gece Gelen Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı; şeyh Bedreddin Destanı'na Zeyl)
Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 şiirleri; Dört Hapisaneden; Rubailer)
Yatar Bursa Kalesinde
Memleketimden İnsan Manzaraları
Yeni Şiirler
Son Şiirleri
İlk Şiirler
La Fontaine’den Masallar
(İlk Şiirler, Nâzım Hikmet’in çocukluk şiirleriyle hece şiirlerini içeriyor. Şair bunların büyük bir bölümünün toplu şiirleri arasına alınmasını herhalde istemezdi. Son kitap takma adla yayımlanan La Fontaine çevirileri.)

OYUN:

Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir Rüyadır)
Ferhad ile şirin (Yolcu; Ferhad ile şirin; Sabahat; Enayi)
Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya; İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?)
Demokles’in Kılıcı (İstasyon; İnek; Demokles’in Kılıcı; Tartüf - 59)
Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her şeye Rağmen)

ROMAN-ÖYKÜ-MASAL:

Kan Konuşmaz
Yeşil Elmalar
Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim
Hikâyeler
Çeviri Hikâyeler
Masallar
(Nâzım Hikmet yalnızca Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim adlı romanıyla Sevdalı Bulut adlı masallar kitabını kendi adıyla yayımlamıştı. Ötekiler para kazanmak için acele yazılıp gazetelerde takma adlarla yayımlanmış ürünlerdir.)

YAZILAR:

Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil
Yazılar (1924-1934)
Yazılar (1935)
Yazılar (1936)
Yazılar (1937-1962)
Konuşmalar
(Nâzım Hikmet’in bu kitaplarda yer alan yazılarının büyük çoğunluğu çeşitli takma adlarla gazetelere yazdığı köşe yazılarıdır.)

MEKTUPLAR:

Nâzım ile Piraye
Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar
(1998'de Adam Yayınevi’nin Piraye’ye Mektuplar adıyla iki cilt olarak yayımladığı yapıt da bu bölüme eklenmelidir.)

Ayrıca yine Adam Yayınları arasında Memet Fuat’ın hazırladığı Nâzım Hikmet’in Seçme Şiirler kitabı da yer almaktadır.

(Fotoğraf: Ferhat ile Şirin balesi yaratıcıları (soldan) Yuri Grigoroviç, Arif Melikov, Virsaladzade, Nâzım Hikmet, şef Niyazi Tagizade.
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NAZLI ERAY[/SIZE]
28 Haziran 1945’te Ankara’da doğdu. İstanbul Arnavutköy Kız Kolejini bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nda çevirmen olarak çalıştı. Evlendikten sonra görevden ayrılıp sadece yazılarıyla ilgilendi. 1977'de Amerika’da Iowa Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak bulundu ve bir sömestr yaratıcı edebiyat dersi verdi. Yazmaya lise öğrenciliği yıllarında hikaye çalışmalarıyla başladı. İlk öyküsü "Monte Hristo" Varlık dergisinde yayınlandı. 1975'te ilk kitabı "Ah Bayım Ah" basıldı. Öyküleri İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Japonca, Çekçe, Urduca ve Hintçe’ye çevrildi. 1986'da öykülerinden bir demet Almanca olarak Almanya'da yayınlandı. Güneş ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1978'ten beri Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi. Aynı zamanda uluslararası PEN üyesi. Eserlerinde ironi ve eleştirinin ağır bastığı gerçekdışı bir evren yaratır. Düşle gerçeğin, yaşananla tasarlananın iç içe örüldüğü öykü ve romanları zengin bir düş gücünün ürünüdür.

ESERLERİ

ÖYKÜ:
Ah Bayım Ah (1976)
Geceyi Tanıdım (1979)
Kız Öpme Kuyruğu (1982)
Hazır Dünya (1984)
Eski Gece Parçaları (1986)
Yoldan Geçen Öyküler (1987)
Aşk Artık Burada Oturmuyor (1989)
Kuş Kafesindeki Tenor (1991)
Elyazması Rüyalar (1999)
Beyoğlu'nda Gezersin (2005)

ROMAN:
Pasifik Günleri (1981)
Orphee (1983)
Yıldızlar Mektup Yazar (1993)
Arzu Sapağında İnecek Var (1994)
Ay Falcısı (1994)
İmparator Çay Bahçesi
Uyku İstasyonu (1995)
Deniz Kenarında Pazartesi (1997)
Örümceğin Kitabı (1998)
Aşık Papağan Barı (1998)
Ayışığı Sofrası (2000)
Aşkı Giyinen Adam (2001)
Sis Kelebekleri (2003)

DENEME:
Düş İşleri Bülteni (1999)

ÖDÜLLERİ

1988 Haldun Taner Öykü Ödülü, Yoldan Geçen Öyküler ile
2002 Yunus Nadi Ödülü, Aşkı Giyinen Adam ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NECATİ CUMALI[/SIZE]
1921 yılında bugün Yunanistan sınırları içindeki Florina’da doğdu. 10 Ocak 2001'de İstanbul’da yaşamını yitirdi. İzmir Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. 1941'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1945-1948 arasında Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. 1950-1957 yılları arasında İzmir ve Urla’da avukatlık yaptı. 1957-1959 yılları arasında Paris Basın Ataşeliği’nde memurluk görevinde bulundu. 1959-1963 arasında İstanbul Radyosu'nda redaktörlük yaptı. 1963-1965 arasında eşinin Dışişleri’ndeki görevi nedeniyle İsrail’de ve Paris’te yaşadı. Yurda döndükten sonra İstanbul’a yerleşti. Ve yaşamını burada tamamladı. İlk şiiri 1939'da yayınlandı. Garip Akımı şairleri ve 1940 kuşağının diğer şairlerinden farklı olarak yalın, aydınlık anlatımlı, lirik şiirler yazdı. Sevgi, sevinç, özlem gibi bireyin güncel kaygılarıyla birlikte çağın toplumsal sorunlarını da ele aldı. 1955'ten sonra şiirin yanısıra öykü, roman ve tiyatro türlerine de yöneldi. Şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla kendini kolayca okutturdu. Roman ve öykülerinde çoğunlukla Ege Bölgesi'ndeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorularını işledi. "Tütün Zamanı" (1971'de Zeliş adıyla), "Yağmurlar ve Topraklar", "Acı Tütün" romanları bu ürünlerin en başarılıları arasındadır. "Ay Büyürken Uyuyamam" adlı öykü kitabında Anadolu insanının cinsel bir tablosunu çizdi. Öykü, roman ve oyunlarından bazıları sinemaya da uyarlandı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Kızılçullu Yolu (1943)
Harbe Gidenin Şarkıları (1945)
Mayıs Ayı Notları (1947)
Güzel Aydınlık (1951)
Denizin İlk Yükselişi (1954, ilk üç kitaptaki şiirler toplamı)
İmbatla Gelen (1955)
Güneş Çizgisi (1957)
Yağmurlu Deniz (1968, son iki kitap ve yeni şiirleri)
Başaklar Gebe (1970)
Ceylân Ağıdı (1974)
Aç Güneş (1980, toplu şiirler)
Bozkırda Bir Atlı (1981)
Yarasın Beyler (1982)
Tufandan Önce (Bütün şiirler 1'nci cilt, 1983)
Aşklar Yalnızlıklar (1985,toplu şiirler I)
Kısmeti Kapalı Gençlik (1986, toplu şiirler II)

ÖYKÜ:
Yalnız Kadın (1955)
Değişik Gözle (1956)
Susuz Yaz (1962)
Ay Büyürken Uyuyamam (1969)
Makedonya 1900 (1976)
Kente İnen Kaplanlar (1976)
Dilâ Hanım (1978)
Revizyonist (1978)
Yakubun Koyunları (1979)
Aylı Bıçak (1981)

ROMAN:
Tütün Zamanı (1959)
Yağmurlar ve Topraklar (1973)
Aşk da Gezer (1975)

OYUN:
Mine (1959)
Nalınlar (1962)
Derya Gülü (1963)
Oyunlar I (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri) (1969)
Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar) (1969)
Oyunlar III (Nalınlar, Masalar, Kaynana Ciğeri) (1969)
Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol) (1969)
Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb’un Yumurtası) (1973)
Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte) (1977)
Yaralı Geyik (1981)

DENEME:
Niçin Aşk (1971)
Senin İçin Ey Demokrasi (1976)
Etiler Mektupları (1982)

İNCELEME:
Muzaffer Tayyip Uslu (1956)

GÜNCE:
Yeşil Bir At Sırtında (1990)

ÖDÜLLERİ

1957 Sait Faik Hikaye Armağanı Yalnız Kadın ile
1969 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Yağmurlu Deniz ile
1977 Sait Faik Hikaye Armağanı Makedonya 1900 ile
1981 Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü Dün Neredeydiniz ile
1984 Yeditepe Şiir Armağanı Tufandan Önce ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NECATİ TOSUNER[/SIZE]
1944'te Ankara'da doğdu. 1966'de İstanbul'da Pertevniyal Lisesi'nden mezun oldu. Basın İlan Kurumu'nda çalıştı. "Derinlik" yayınlarını kurdu ve yönetti. Reklam metin yazarlığı yaptı. İlk öyküleri Ankara'daki gazetelerde yayınlandı. İlk öykü kitabı "Özgürlük Masalı" 1965'te yayınlandı ve büyük ilgi topladı. İkinci öykü kitabı "Çıkmazda" 1969'da yayınlandı. Bu kitaptaki sekiz öykünün tümünde çocukluğundan gençliğine doğru bir adamın yaşam gücünü adım adım yitirmesini anlattı. Diğer öykü kitaplarında da bireysel sorunları yalın bir dil, kendine özgü üslubuyla yansıttı.

ESERLERİ

ÖYKÜ:
Özgürlük Masalı (1965)
Çıkmazda (1969)
Kambur (1972)
Sisli (1977)
Necati Tosuner Sokağı (1983)
Çılgınsı (1990)
Kambur ve Öncesi (1994, bütün öyküler birinci cilt)
Sisli ve Sonrası (1996, bütün öyküler ikinci cilt)
Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi (1997)
Güneş Giderken (1998)

ROMAN:
Sancı Sancı (1977)
Yalnızlıktan Devren Kiralık (2000)
Bana Sen Söyle (2002)

ÇOCUK KİTAPLARI:
Keleş Osman Evden Kaçıyor (1977)
Keleş Osman'ın "Tarih"le Başı Dertte (1977)
Dayım Balon Olmuş (1978)

OYUN: Fareli Sokağın Kızı (1991)

ÖDÜLLERİ:

1970 TRT Sanat Ödülleri Başarı Ödülü, "İki Gün" adlı öyküsüyle
1978 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü Sancı Sancı ile
1997 Haldun Taner Öykü Ödülü "Armağan" adlı öyküsüyle
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NECİP FAZIL KISAKÜREK[/SIZE]
26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu. 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Çocukluğu büyükbabasının Çemberlitaş'taki konağında geçti. Bahriye Mektebi’nde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü. Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 1924'te Paris’e gitti. Bu kez Sarbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almaya başladı. 1925'te öğrenimini tekrar yarıda bırakıp yurda döndü. 1926-1939 arasında İstanbul'da çeşitli bankalarda çalıştı. 1939-1943 arasında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı, İstanbul Güzel Sanatlar Akadamesi’nde dersler verdi. Yazarlık, yayıncılık yaptı. İlk şiirleri 1922'de "Yeni Mecmua"da yayınlandı. Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde yayınlanan şiirleriyle tanındı. 14 Mayıs 1929- Ağustos 1936 arasında 17 sayı Ağaç dergisini yayınladı. 1943-1971 arasında "Büyük Doğu" dergisini çıkardı. Son Posta ve Yeni İstanbul gazetelerinde yazarlık yaptı. "Sabırtaşı" (1940) oyunuyla 1947 CHP Piyes Yarışması'nda birincilik kazandı. 1928'de basılan "Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi gördü. Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak anıldı. 1930’lardan sonra özgün şiirden koptu. Mistisizmi İslami değerlere bağlayan, dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yöneldi. "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiir kitabını uzunca bir aradan sonra 1955'te yayınladı. Şiiri, üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği, yani Allah'ı arama yolunda sonsuz bir uğraş olarak gördü. Sağlam bir dil yapısına ve tirajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işledi. Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirdi, Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili oldu. Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaştı. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi. Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı.

ESERLERİ

ŞİİR:
Örümcek Ağı (1925)
Kaldırımlar (1928)
Ben ve Ötesi (1932)
Sonsuzluk Kervanı (1955)
Çile (1962)
Şiirlerim (1969)

ÖYKÜ VE ROMAN:
Ruh Burkuntularından Hikayeler (1965)
Aynadaki Yalan (1980)
Kafa Kağıdı (1984)

OYUNLAR:
Tohum (1935)
Bir Adam Yaratmak (1938)
Künye (1940)
Para (1942)
Namı Diğer Parmaksız Salih (1949)
Reis Bey (1964)
Abdülhamit Han (1969)

MONOGRAFİ-MAKALE-FIKRA-ANI:
Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil (1933)
Namık Kemal (1940)
Çerçeve (1940)
Son Devrin Din Mazlumları (1969)
Hitabe (1975)
İhtilal (1975)
Yılanlı Kuyudan (1970)
Hac (1973)
Babıali (1975)
İman ve İslam Atlası (1981

ÖDÜLLERİ:

1947 CHP Piyes Yarışması birinciliği Sabırtaşı ile
1980 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü
1981 Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı İman ve İslam Atlası ile
 

MysTicKs

Adanmış Üye
18 Tem 2007
7,063
29
[SIZE=+2]NEDİM GÜRSEL[/SIZE]
5 Nisan 1951’de Gaziantep’te doğdu. 1970’te Galatasaray Lisesi’ni, 1974’te Paris Sorbonne Üniversitesi Modern Fransız Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Aynı yerde karşılaştırmalı edebiyat doktorası yaptı. Halen Sorbonne Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı dersleri veriyor ve Fransa Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi’nde (CNRS) Türk Edebiyatı üzerine araştırma başkanı olarak çalışıyor. 1966’dan itibaren yazıları Yeni Ufuklar. Yeni Dergi, Yeni Edebiyat, Birikim, Milliyet Sanat ve Gösteri gibi dergilerde yayınlanmaya başladı. Kitapları 12 dile çevrildi. Bazı öyküleri tiyatroya uyarlandı. Bir de senaryosu var.

ESERLERİ

ROMAN:
İlk Kadın (1983)
Boğazkesen (1998)
Resimli Dünya (2000)

ÖYKÜ:
Cicipapa (1967)
Uzun Sürmüş Bir Yaz (1975)
Kadınlar Kitabı (1979)
Sevgilim İstanbul (1986, Kumandanın Tavşanları adıyla Fransızca)
Son Tramvay (1991)
Sorguda (1996)
Öğleden Sonra Aşk (2002)

BİYOGRAFİ:
Aragon (2000)
Doğumunun Yüzüncü Yılında Dünya Şairi Nâzım Hikmet (2002)
Sağ Salim Kavuşsak (otobiyografi, 2004)

GEZİ:
Balkanlara Dönüş (2002)
Pasifik Kıyılarında (2002)
Seyir Defteri (1999)
Gemiler de Gitti (2002)
Güneşte Ölüm (2003)

ŞİİR:
Kırk Kısa Şiir (1996)

ARAŞTIRMA:
Şeyh Bedrettin Destanı Üzerine (1978)
Çağdaş Yazın ve Kültür (1978)
Yerel Kültürden Evensele (1985)
Nâzım Hikmet ve Geleneksel Türk Yazını (1992)
Yaşar Kemal'i Okumak (1998)
Yaşar Kemal: Bir Geciş Dönemi Romancısı (2000)
Paris Yazıları (2 cilt, 2004)

ÖDÜLLERİ

1976 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü, Uzun Sürmüş Bir Yaz ile
1985 Fransız Pen Kulübü Jüri Özel Ödülü, Sevgilim İstanbul ile
1987 Haldun Taner Öykü Ödülü, Sevgilim İstanbul’daki bir öykü ile (Murathan Mungan ile paylaştı)
1990 Radio France Internationale Uluslararası En İyi Öykü Ödülü
1992'de Struga Plaket ödülü
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.