[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Apo'nun "Hizmete hazırım" demesi her ne kadar medyada ve kamuoyunda "caninin dönekliği"ne delalet sayılıp "Hizmetkârınızım" şeklinde tercüme edildiyse de PKK'yı ve onun liderini biraz yakından inceleyenler, bu cümlenin altında yatan anlamı çizebiliyor.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"Eğer bir hizmet imkânı olursa yaparım." [/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Abdullah Öcalan'ın yakalandıktan sonra uçaktaki ilk ifadesinde söylediği cümle tamı tamına budur.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Apo bu cümleyi ve Türkler'e olan sevgisi"ni, zannedildiği gibi yakalanmış olmanın paniği içinde ve ilk kez söylüyor değil... Şöyle bir arşivlere göz attığımızda bile buna yeterli kanıt bulabiliyoruz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Sabah'ta 19 - 21 Nisan 1991'de yayımlanan Güneri Civaoğlu ve Ramazan Öztürk'le yaptığı söyleşide, okuldayken Türk öğretmenlerini -hele de Harbokulu'ndan gelen bir edebiyat hocasını- nasıl sevdiğini anlatmıştı uzun uzun...[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bundan iki hafta sonra Rafet Ballı'ya "Türkler'le işimiz var" demişti, "Türkler bizi bırakmak istese, biz Türkler'i bırakmayacağız."[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Ve işte "hizmet" cümlesi:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"Özal biraz değişebilse, benim gelişmeye nasıl hizmet ettiğimi daha iyi görürsünüz." (Rafet Ballı / "Kürt Dosyası" / Cem Yayınevi / Ocak 92 s. 262)[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Aynı yıl Bekaa'da görüştüğü dört gazeteciye ise Güneydoğu için şunları söylüyor Öcalan:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"- ... bugün harabe halinde... taş üstünde taş kalmamış. Biz bu gücü rahatlıkla buranın imarına dönüştürebiliriz. Buraları Türkiye'nin sırtında bir kambur değil, gerçekten halkın çalışma gücünü doğru yönlendirebilirsek bir cennete çeviririz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]- Yani ben bu işte görev almaya hazırım diyorsunuz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]- Gayet tabii... Ben sırf terör tanrısı değilim. Ben insanları mutluluk içinde, kalkınmış bir ülke görmek istiyorum. Kanla ne kurulur? Cesetlerden örülü bir dünyadan bahsedebilir miyiz yani?.. Ben karameti, çirkinliği, yaşamayacak bir yaşamı köyümde gördüm. Bu duruma geldim. Bizi kapalı görmeyin. Öyle terör yanlısı, Türk'ün düşmanı, yabancı ellerin maşası değiliz. Taş beyinlerle bu iş yürümüyor. Biz onları (taş beyinlileri) biraz yumuşatacağız. Bu da bizim Türkiye halkına yapabileceğimiz en büyük hizmetimiz olacaktır." (Tavlaş - İdiz - Utkan - Emiroğlu / Verso / "Apo'yla Yüzyüze" Ocak 92 s. 73)[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Samimiyetine ister inanın ister inanmayın, ancak bunlar Apo'nun yıllardır sıkça telaffuz ettiği sözlerdir ve "hizmet’ten neyi kastettiğini ortaya koyduğu kadar, savunmasını neyin üzerine kuracağının da işaretini vermektedir.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bu "hizmet tanımı" içinde dağdakilere yönelik bir silah bırakma çağrısı da yer alabilir, dünyanın dikkatini Güneydoğu'ya ve Kürt sorununa çekmek için mahkemeyi bir kürsü olarak kullanma niyeti de...[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]O yüzden, uyuşturulmuş bir adamın gözbebeklerine bakıp Freudyen tahliller yapmak yerine, yargılamanın olası sonuçları üzerinde durmak daha doğru olur.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Türkiye Apo'yu, Kenya'dan dönüş yolculuğu sırasında pekâlâ yukarıdan Akdeniz'in mavi sularına bırakabilirdi.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bunu yapmayarak bir aşiret devleti olmadığını gösterdi ve yargılamayı seçti.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]O halde şimdi bunun gerekleri yapılacak. Ve Türkiye açısından asıl zorlu sınav o zaman başlayacak:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Apo her sanığa tanınan haklardan yararlanacak. Mahkûm olana kadar "masum" kabul edilecek. Kimse dava üzerine yorum yapamayacak. Savunma hakkına saygı gösterilecek. Avukatları kollayıcı açıklamalar yapacak. Mahkemede aleniyet ilkesi uygulanacak. Yabancı heyetler, gözlemciler gelip gidecek. Apo'nun savunması "hizmet" adı altında bir propagandaya ve Kürt sorunu tahliline dönüşecek. Mahkemeyi bir askeri hakim yönetirse, karar muhtemelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden dönecek. Türkiye tazminat ödemeye mahkûm edilecek. Bu arada dağdakilerin bir kısmı çağrıya uyup şehre inecek, silah bırakıp salıverilecek. 15 yıllık savaşın acıları içinde kavrulan bir toplumdan bütün bunları sabırla sineye çekmesi beklenecek. Çok sancılı bir süreç bekliyor Türkiye’yi...O yüzden öfkeleri bilmeyen değil, toplumsal başarı besleyen yaklaşımlara ihtiyacımız var.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]...Belki de her zamankinden daha fazla...
CaN DüNDaR[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"Eğer bir hizmet imkânı olursa yaparım." [/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Abdullah Öcalan'ın yakalandıktan sonra uçaktaki ilk ifadesinde söylediği cümle tamı tamına budur.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Apo bu cümleyi ve Türkler'e olan sevgisi"ni, zannedildiği gibi yakalanmış olmanın paniği içinde ve ilk kez söylüyor değil... Şöyle bir arşivlere göz attığımızda bile buna yeterli kanıt bulabiliyoruz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Sabah'ta 19 - 21 Nisan 1991'de yayımlanan Güneri Civaoğlu ve Ramazan Öztürk'le yaptığı söyleşide, okuldayken Türk öğretmenlerini -hele de Harbokulu'ndan gelen bir edebiyat hocasını- nasıl sevdiğini anlatmıştı uzun uzun...[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bundan iki hafta sonra Rafet Ballı'ya "Türkler'le işimiz var" demişti, "Türkler bizi bırakmak istese, biz Türkler'i bırakmayacağız."[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Ve işte "hizmet" cümlesi:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"Özal biraz değişebilse, benim gelişmeye nasıl hizmet ettiğimi daha iyi görürsünüz." (Rafet Ballı / "Kürt Dosyası" / Cem Yayınevi / Ocak 92 s. 262)[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Aynı yıl Bekaa'da görüştüğü dört gazeteciye ise Güneydoğu için şunları söylüyor Öcalan:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]"- ... bugün harabe halinde... taş üstünde taş kalmamış. Biz bu gücü rahatlıkla buranın imarına dönüştürebiliriz. Buraları Türkiye'nin sırtında bir kambur değil, gerçekten halkın çalışma gücünü doğru yönlendirebilirsek bir cennete çeviririz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]- Yani ben bu işte görev almaya hazırım diyorsunuz.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]- Gayet tabii... Ben sırf terör tanrısı değilim. Ben insanları mutluluk içinde, kalkınmış bir ülke görmek istiyorum. Kanla ne kurulur? Cesetlerden örülü bir dünyadan bahsedebilir miyiz yani?.. Ben karameti, çirkinliği, yaşamayacak bir yaşamı köyümde gördüm. Bu duruma geldim. Bizi kapalı görmeyin. Öyle terör yanlısı, Türk'ün düşmanı, yabancı ellerin maşası değiliz. Taş beyinlerle bu iş yürümüyor. Biz onları (taş beyinlileri) biraz yumuşatacağız. Bu da bizim Türkiye halkına yapabileceğimiz en büyük hizmetimiz olacaktır." (Tavlaş - İdiz - Utkan - Emiroğlu / Verso / "Apo'yla Yüzyüze" Ocak 92 s. 73)[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]* * *[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Samimiyetine ister inanın ister inanmayın, ancak bunlar Apo'nun yıllardır sıkça telaffuz ettiği sözlerdir ve "hizmet’ten neyi kastettiğini ortaya koyduğu kadar, savunmasını neyin üzerine kuracağının da işaretini vermektedir.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bu "hizmet tanımı" içinde dağdakilere yönelik bir silah bırakma çağrısı da yer alabilir, dünyanın dikkatini Güneydoğu'ya ve Kürt sorununa çekmek için mahkemeyi bir kürsü olarak kullanma niyeti de...[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]O yüzden, uyuşturulmuş bir adamın gözbebeklerine bakıp Freudyen tahliller yapmak yerine, yargılamanın olası sonuçları üzerinde durmak daha doğru olur.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Türkiye Apo'yu, Kenya'dan dönüş yolculuğu sırasında pekâlâ yukarıdan Akdeniz'in mavi sularına bırakabilirdi.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Bunu yapmayarak bir aşiret devleti olmadığını gösterdi ve yargılamayı seçti.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]O halde şimdi bunun gerekleri yapılacak. Ve Türkiye açısından asıl zorlu sınav o zaman başlayacak:[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]Apo her sanığa tanınan haklardan yararlanacak. Mahkûm olana kadar "masum" kabul edilecek. Kimse dava üzerine yorum yapamayacak. Savunma hakkına saygı gösterilecek. Avukatları kollayıcı açıklamalar yapacak. Mahkemede aleniyet ilkesi uygulanacak. Yabancı heyetler, gözlemciler gelip gidecek. Apo'nun savunması "hizmet" adı altında bir propagandaya ve Kürt sorunu tahliline dönüşecek. Mahkemeyi bir askeri hakim yönetirse, karar muhtemelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden dönecek. Türkiye tazminat ödemeye mahkûm edilecek. Bu arada dağdakilerin bir kısmı çağrıya uyup şehre inecek, silah bırakıp salıverilecek. 15 yıllık savaşın acıları içinde kavrulan bir toplumdan bütün bunları sabırla sineye çekmesi beklenecek. Çok sancılı bir süreç bekliyor Türkiye’yi...O yüzden öfkeleri bilmeyen değil, toplumsal başarı besleyen yaklaşımlara ihtiyacımız var.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Verdana, Sans Serif]...Belki de her zamankinden daha fazla...
CaN DüNDaR[/FONT]