Arkadaşlar Buraya Bi Bakin

1DaRkStoRm1

Yeni üye
27 Haz 2007
1
0
Bunu mutlaka okuyun, ve alıntı olarak tüm hacker forumlarımıza koyun!

TÜRKİYE SINIR ÖTESİ OPERASYON YAPAMAZ !

NİL DEMİRKAZIK

Düşmansız yaşayamayan, barışın savunulduğu her alanda adeta nefesi daralan savaş rantçıları “devlet ve bayrak” histerisiyle yanıp tutuşmaya başladılar.

“Kürt Sorunu”nun sadece Türkiye’nin sorunu değil, bir dünya sorunu olarak gündeme yerleşmesi,Türkiye’de ki Kürt halkının haklı talepleri ve Mesut Barzani Başkanlığında kurulan Kürdistan’ın Türkiye çıkarları açısından ortaya çıkardığı hoşnutsuzluğu ve olası riskleri gidermek için, yıllardır korkulan “Kürdistan” paranoyasıyla PKK ve Kandil gerekçe gösterilerek TSK sınıra 240 bin asker yığmış durumda...

Ülkesini seven sağ duyu sahibi bütün demokrat insanların, son 30 yılın kirli savaşının yaralarını sarmak için bunca çaba gösterdikleri bir dönemde, Türkiye’yi, etnik bir ayrımcılık yaparak, olası bir savaşa sürükleme çabası içindeki bu zincirlerinden boşanmış kudurganlık hasreti acaba neyin nesi ?

Türkiye, son günlerde, çok hatalı adımlar atmaya, yanlış stratejiler izlemeye başladı.

Bu tür tehlikeli oyunlarsa sadece Türkiye’nin kaybetmesine katkıda bulunur.

Bu durumda akla şu soru geliyor: Türkiye yönetiminde bulunan birileri niyetlerini açıklamadan, çevre ülkelerde huzur istemiyor mu ? Komşularında ne kadar huzursuzluk ve karmaşa varsa, Türkiye’nin de o denli huzurunun olamayacağı apaçık ortada.

Acaba, Güneydeki Kürtlerinin huzuru, rahatı ve özgürlükleri kurumlaştıkça Türkiye bunun, kendi Kürtleri için de örnek olabileceğini düşünüp engellemeye mi çalışıyor?

Kürt sorunun ordu tarafından çözülemez. Çözülseydi yirmi yıldır çözülür, akan kan dururdu. Bu sorun öldürmekle çözülemez. Sorunun çözümü “askeri” değil “siyasi” dir.

Kürt Sorunu öldürmekle çözülemez. Gerçek dışı ve çağ dışı dayatmalarda daha fazla ısrar etmek son derece anlamsız ve Türkiye'nin çıkarlarına aykırıdır. Dolayısıyla gerçek dışı çözüm önerilerinden, yok sayıcı politikalardan vazgeçerek, bölge halklarının gerçekliğine uygun politikalarına yönelmek, sorunu barış içinde çözmek isteyen her güç için vazgeçilmez bir gerçekliktir.

Yapılan yanlışlarda israr halinde, devlet, şiddet uygulayarak, toplumu bastırarak, susturarak, cezalandırarak, savaşarak, şiddet uygulayarak özgürlük dinamiklerini ve gerillayı imha ederek barış için uzatılan eli görmezden gelip, top yekün savaş ve çatışma sürecini derinleştirirse Türkiye kaybeder. Siyaset, militarizmden ve ordunun güdümünden arındırılmadıkça, Türkiye'de demokratik bir toplum gerçekleştirilemez, özgürlüklerden söz edilemez. Türkiye şu ya da bu gücün baskı ve tehditlerinden kurtulamaz

Anadolu coğrafyasında asırlarca yaşamış olan Osmanlı İmparatorluğunun devamı olduğunu kabul eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihte yaşananlar konusunda Türkiye vatandaşlarına vermesi gereken bir hesabı vardı. Büyük Devlet olmanın şartı da geçmişte yapılan hataları kabul etmek ve gerçeklerle yüzleşebilmektir.Tarihiyle hiçbir düzeyde yüzleşmemiş, mağdurlarına da hesap vermemiş bir devletin halklarıyla barışması mümkün değildir.

Türkiye'nin bugün geldiği süreçte, sorunun çözümsüzlüğünün ana nedeni, otuz milyonluk Kürt halkını inkar ve ret etmesi, sopa zoruyla denetim altına alması ve hatta 'Türkiye de yaşayan herkes Türk tür ' anlayışını kabul ettirmeye çalışılmasıdır. 1925 ‘ten beri süregelen inkar politikaları Türkiye’yi bugünkü açmaza sürüklemiştir.

Bu anlayışın kabul edilebilmesi mümkün değildir. Çünkü, Türkiye'deki tüm aydınların, tüm demokratların, demokrasiye inanan herkesin çok iyi bildiği gibi, Kürt sorunu çözülmeden resmi devlet mantığında bir değişim olmaz. Bu değişim olmadan da, Türkiye çetelerden kurtulamaz ve demokrasiye de gerçek anlamda bir geçiş yapamaz.

Türkiye, Kuzey Irak'a, 1983-1999 yılları arasında tam 24 operasyon yaptı. Türkiye Irak'a ilk operasyonu 1983'te yaptı. Operasyon Ankara ile Bağdat arasında "Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması" imzalandıktan sonra gerçekleştirildi. Anlaşma, Türkiye'ye "sıcak takip" hakkı veriyordu. Böylece Türkiye 7000 kadar askerle sınırı 5 km kadar geçti.

Aralıklarla komando birlikleri ve hava saldırıları şeklinde süren operasyonlar sonucunda 1991 yılında, Kürt grupların da desteğinin sağlanmasıyla, Dohuk, Erbil, Zaho, Selahaddin şehirlerine, Türk İstihbarat birimleri kalıcı olarak yerleştirildi.

Genelde 5-15 bin arası askerle yapılan 24 operasyonun en kapsamlısı 1997 yılında yapılan Balyoz Operasyonuydu. Bu operasyona hava desteği altında 35 bin asker katıldı. Operasyon sürerken 10 bin asker desteği daha verildi.

Ancak tüm bu büyük operasyonlara rağmen PKK bir türlü bitirilemedi. Dev büyüklükteki Balyoz Operasyonu'ndan iki yıl sonra, yani 1997'de, bu kez 20 bin askerle Çekiç Operasyonu yapıldı..

Bu operasyon da beklenen sonucu vermedi. Bu kez bir yıl sonra, 1998 de, 15 bin askerle Murat Operasyonu yapıldı. Bir yıl sonra, 1999 da, tekrar hava ağırlıklı Sandviç Operasyonu gerçekleştirildi.

TSK'nin en üst düzey operasyonu ise, çok sayıda generalin katıldığı, 1995'teki Zeli Kampı'nın hedef alındığı 35 bin askerle gerçekleşen ve 60 km kadar Irak sınırına ilerlenen Çelik Operasyonuydu. Bu operasyon da istenen sonucu vermemişti.

Oysa operasyonların hepsine etkileyici isimler verilmiş ve; "kökü kazınacak", "tepelerine balyoz gibi inildi", "bu sefer işleri bitecek", "4000 terörist kuşatıldı ve imha edilecek" gibi vaatlerle operasyonlara başlanmıştı.

Ama bu 24 operasyonunun hiçbirinde, ABD ve İngiltere Irak'ın içinde değillerdi ve Türkiye’nin komşusu sıfatı taşımıyorlardı.

Operasyonların tamamında finans çevrelerinin desteği alınmıştı. IMF'nin desteği tüm operasyonlarda konu başlığı olmuştu.

Eskiden Türkiye'nin karşısında Saddam vardı. Şimdi ise bölgedeki güç, ABD ve İngiltere.

Türkiye, sınır ötesi operasyon için Talabani ve Barzani’nin dolaylı da olsa desteğini almak durumunda. Oysa Mesut Barzani, çok kısa bir süre önce, “Artık Kürdü Kürde kırdırma dönemi sona erdi” diyerek kararlığını ortaya koydu.

Türkiye AB ilişkileri artık çok farklı bir boyutta. Diğer sınır ötesi operasyonlarda Gümrük Birliği'nin riske edilmesi konuşuluyordu. Şimdi risk çok daha büyük. AB’ye tam üyelik söz konusu iken bu tür bir operasyon Türkiye’ye çok pahalıya patlayabilir..

Olası bir sınır ötesi operasyon söz konusu olursa Türkiye’de ortak aklın bunu engellemesi gerekiyor. Çünkü, Türkiye artık bu tür maceralara paye ve prim verecek bir ülke değil. Böyle bir operasyon Türkiye’ye, ekonomik ve siyasi yönden çok zarar verir.

Bugüne kadar PKK’ya karşı düzenlenen en büyük harekât olan Çelik-1 Harekatı’nın yöneten ve başarısız olan emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu: “Türk Ordusu Irak’a girerse karşısında sadece PKK’yı değil, 7 milyon Kürdü bulacak. Kuzey Irak’a girmek çılgınlıktan başka bir şey değildir” diyor.

Bu tür hatalı stratejilerle varılmak istenen sonuç ise ülkedeki genel batı düşmanlığını körüklemeyi amaçlıyor. Yoksa Türkiye’nin Kürdistan’a girmesi söz konusu dahi edilemez.

Meselenin özüne inersek, Türkiye bu meseleye daha hala orada kurulacak olan Kürdistan devleti tehlikesi olarak bakıyor. Böyle bakıldığında belirlenen strateji korkuyla üretilen bir politika haline geliyor. Halbuki bugün Türkiyeli işadamları Kürdistan’da iş yapıyorlar, petrol arıyorlar ve toplam iş hacimleri 1 milyar dolar civarında. Erbil ile İstanbul arasında uçak seferi var. Yani burada bir tarafta yaşamın gerçekleri, ekonomi dünyasının yaklaşımı var; diğer taraftan ise Türk Devleti 19. Yüzyıldan kalma siyasi bakış açısını hala sürdürüyor.

Halbuki Türkiye, Kürt Devleti ile iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri kursa, Sayın Barzani ve Sayın Talabani ile diyalog kurup, beraber masaya otursa Bölgede çok farklı bir konuma gelebilir. Bölgede söz sahibi olmanın yolu yapıcı politikalardan geçiyor. Yoksa bugünkü gibi hatalı ve tehlikeli stratejiler üreterek değil.

Olası bir sınır ötesi operasyon söz konusu olursa Türkiye’de ortak aklın bunu engellemesi gerekiyor. Çünkü, Türkiye artık bu tür maceralara paye ve prim verecek bir ülke değil. Böyle bir operasyon Türkiye’ye, ekonomik ve siyasi yönden çok zarar verir.

Devlet Başkanı Sayın Mesut Barzani ise, bölgedeki bütün ülkelerin Irak'ın içişlerine karıştığını ve Irak'ın güçlü ülkeler arasında anlaşmazlık alanına dönüştüğünü ve bu ülkelerin Irak'ta karışıklığa neden olduğunu söylüyor. Olası bir sınır ötesi operasyonu ile ilgili kararlılığını ise şu cümlelerle açıklıyor : “ Biz Türkiye ile dost olmak istiyoruz. Fakat bu ülkenin bize saldırmaya yeltenmesi durumunda onlara cevap vereceğiz”.

Kürt Devleti yetkilileri ise : "Biz Türkiye'yle karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki istiyoruz. . Ama biz Türkiye'nin başka bir gruba karşı mücadele yürütecek askerleri de değiliz. Eğer Türkiye'nin bizim sınırlarımıza gelip düşmanlarıyla savaşması isteniyorsa biz buna karşıyız. Bunu ne Irak ne de Kürdistan kabul edebilir. Eğer Türkiye sınırı geçmeye kalkarsa, Irak'ın tamamı kendilerine karşı olacaktır" cümleleriyle Irak Devletinin Türkiye’nin olası sınır ötesi operasyonuna yönelik stratejisini ortaya koyuyorlar.

Hiçbir kesimin veya siyasi partinin Türkiye’yi bir savaşa sürüklemeye, Ortadoğu batağına çekmeye hakkı yok. Eğer bu kaos ortamı yaratılırsa ve Türkiye başka bir devlete savaş açarsa, bu durumun sorumluları gelecekte Türkiye halklarına hesap vermek durumunda kalacaklardır.

Bugün, ülkenin geri kalanı için özgürlük modeli oluşturan bir liberal demokrasi kurmak üzere, aralarında uzun yıllardır sürdürdükleri anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak birleşen Sayın Barzani ve Sayın Talabani’yle, yine AB süreci eşiğinde, demokratik bir hukuk devleti olma mücadelesi veren ve bölgeye örnek teşkil edecek bir Türkiye’nin dostluk kurmasından daha doğal bir şey olamaz.

Asırlarca aynı topraklar üzerinde dost ve kardeşçe yaşamış, birbirleriyle akrabalık ilişkileri kurmuş, yeri geldiğinde düşmanlarına karşı birbirlerine destek olarak stratejilerini birlikte belirlemiş Türk ve Kürt halklarının, yeni dünya düzeninin değişimi ve biçimlenmesiyle, birbirleriyle barışçıl ilişkiler kurmaları kendi çıkarları açısından bir zorunluluktur.

Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarda başarı kazanması ve kendini haklı çıkarması artık söz konusu değildir.

Türkiye bu savaşı kazanamaz. Öyleyse bu tehlikeli süreçte, Türkiye’nin tek çözüm yolu “Kürtlerin kalbine oynamasıdır”.

Türkiye, barışı sevmeye çaba göstermelidir. Türk Devleti, Kürt halkına karşı duyduğu korkularından, kin, şiddet ve düşmanlık duygularından arınarak, “Barışı muktedir kılma” mantığını keşfetmek zorundadır.

Türkiye ; laik, Arap olmayan, Batı ve demokrasi yanlısı bağımsız bir Kürt Devleti’nin, Türkiye'nin yararına olacağı gerçeğini anlamalıdır.

Türkiye; Sayın Talabani ve Sayın Barzani’nin “kabile reisleri” değil de, saygın devlet liderleri olduğu gerçeğini kabul etmelidir.

Türkiye, barışı sevmeye çaba göstermelidir. Türk Devleti, Kürt halkına karşı duyduğu korkularından, kin, şiddet ve düşmanlık duygularından arınarak, “Barışı muktedir kılma” mantığını keşfetmeye çalışmalıdır.

Çünkü, 30 milyon Kürt nüfusa sahip olan Türkiye ; laik, Arap olmayan, Batı ve demokrasi yanlısı bağımsız bir Kürdistan’ın, Türkiye'nin yararına olacağı gerçeğini görmeye mecburdur.

NİL DEMİRKAZIK
ÇOCUK- DER GENEL BAŞKANI.

BUNU YAZAN WWW.KURDISTAN.NU ADLI SÖZDE KÜRT DEVLETİNİN BİR YAYIN ORGAN SİTESİNDEKİ YAZAR! BU HABER 26 HAZİRAN SALI GÜNÜ YAYINLANDI! BUYRUN HABERİN LINK'I http://www.kurdistan.nu/dk-yazilar/n...inir_otesi.htm ARKADAŞLAR ACİL BİR TAKIM KURALIM VE www.kurdistan.nu sitesini yok edelim! Bir haritada biz çizelim! Konuyu lütfen alıntı olarak tüm forumlara yollayın arkadaşlar! BİZ TÜRKÜZ SÖZDE BU ŞEREFSİZLERE NERDE VE NASIL OLURSA OLSUN BİR ŞEKİLDE KARŞI GELMELİYİZ.!
(alıntı)
 
19 May 2007
54
0
peki bide şu açıdan bakalım.
TSK KUZEYE IRAKA GİRİCEK ELİNDE SİLAH OLAN KİM OLURSA OLSUN TEMİZLEYECEK.MUSUL VE KABİLİ SINIRLARI İÇERSİNE ALICAK(HAKLI OLARAKTAN) BAK O ZAMAN NASIL OLUYO GÖRECEZ BUNU Bİ STRATEJİ OLARAK ALGILAMAYIN GELECEK YAKINDIR O ZAMAN BU TOPRAKLARDA ASIRLARDIR KARDEŞ OLARAK YAŞAMIŞ KÜRT VE TÜRK KARDEŞLİĞİNİ BİR AVUÇ ŞEREFSİZ İŞ BİRLİKÇİLERİNİN BOZMASINA İZİN VERMEMELİYİZ.ADI TÜRKTÜR BU VATANIN VE EBEDİYEN TÜRK OLARAK KALICAK.ZAMANI GELİNCE TÜRK ORDUSU GEREĞİNİ YAPACAGINDAN HİÇ KUŞKUM YOK
 

SNIP3R

Yeni üye
30 Haz 2007
50
0
ya bide şöyle bak kürtler türklere dırtını çevirdimi ve kalleşlik yaptığı zaman önceden yaptığımız şeyi yani tecriti yaparız bencede yapılmalı çünki kürtlerin çoğunluğu pkkya destekte bulunuyorlar belkide yarın isyanda bulunup silahlanacaklar milliyetçi bir insanım ama kimsenin vatanından atılmasını istemem ama durum onu zorluyor benim düşüncelerim bu kuzey ırakta iş bitmiyor içeriyide düzeltmek lazım
 

salih2304

Üye
23 Haz 2007
131
1
Eskişehir
kardeşlerim bu topraklar üzerinde tatarı,manavı,cerkezi,muacırı...daha varda var...ama kalleş olan belli besbelli.Bu vatanı beraber kurtardık diyenlerin ağızlarına illere göre şehitlerimizin listelerini tıkacaksın kim kurtarmış kim vatanı satmış görecekler.Doğu illerindeki rakamlara birbakın komik ya...15,30,50 ya bu ne demek sen nasıl dersin beraber kurtardık diye...Adamlar bas bas bağırıyor "TC kimliği istemiyoruz" Bunu bile bile gözardı edenler utansın ne diyeyim.Elbet buda çözülecek
 

sarperhan

Yeni üye
27 May 2007
17
0
Aslında çözüm kolay.Terörün yoğun olduğu bölgelerde her leş için 50 ytl verecem diyeceksin.Şerefsizim 1 ay içinde oralarda adam kalmaz.Orduya da kimseyede gerek kalmaz.
 

ilkeff

Katılımcı Üye
25 Haz 2007
482
2
.::İZMİR::.
Şu anda bizim k.ırak a sınırötesş operasyon yapmamız büyük kayıplar almamıza neden olabilir zaten teröristler içerde bakın dtp yine milletvekili seçildi doğudaki iller genelde dtp yi seçiyo
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.