- 23 Şub 2011
- 30
- 0
İlk Kadın Milletvekillerinden Babannemiz Satı Kadın ( ÇIRPAN )
Mustafa Kemalin Cesur kadın diyerek Meclise çıkardığı Babannemiz Satı Çırpanı sizlere tanıtmak istiyorum
Kadınların ilk kez oy kullandığı T.B.M.M. 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Satı Kadın Ankaradan Miletvekili olarak seçildi. Ara seçimlerde bu sayı 18e ulaştı.Satı Kadın 1890da Kazanda doğdu. Milli savaşta malûl olmuş bir askerin eşiydi. Beş çocuğu vardı. Çiftçilikle uğraşan Satı Kadın hususi eğitim gördü. Seçildiğinde Kazan Köyü muhtarıydı. Bir dönem milletvekilliği yaptı.
Atatürkle Hatırası
Sait Arif Terzioğlunun Yazılmayan Yönleriyle Atatürk adlı eserinden alınmıştır.
Ankarada yakıcı bir yaz günü idi. Atatürk beraberinde arkadaşları ve yaverleri olduğu halde Kızılcahamama giderken kazan köyü yakınlarında durmuş ve otomobilinden inmişti. Köyün kadını, genci, yaşlısı, ihtiyarı köylerin içinden geçen, şosede duran bu yabancı konukları görünce hep koşuştular. Kimi su seyirtti, kimi ayran, bunlardan biri, güğümünden aktardığı soğuk ayranı Ataya uzattı:
Bir soğuk ayran içer misiniz, dedi.
Bu çorak iklimin kavurduğu yüzünde bronzlaşmış Türk kadının en bariz ifadelerini taşıyan, bir Türk Anası idi. Böğrüne sıkıştırdığı kundağı biraz daha bastırdıktan sonra, sağ elindeki ayran bardağını uzattı, bekledi. Ata, ayranı kana kana içmiş ve biran durakladıktan sonra ona:
Senin kocan kim?
diye sormuştuKöylü kadını,yüzü tunçlaşmış, elleri nasırlı bir Türk Anası Ankaranın kendine has şivesi ile kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış bir cengaver olduğunu söyledi. Ata bir soru daha sordu:
Ne zaman doğdun?
1919da Atatürk Samsuna çıktığı zaman doğdum.
Ata, bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu ifadesine göre 15 yaşında olması lazım gelirdi. Halbuki karşısındaki kadın 25 yaşlarında görünüyordu tekrar sordu:
Nasıl olur
Evet, nasıl olurdu. Bu Satı Kadın hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek:
Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki!
Tam 6 çocuklu bu Anadolu kadını 1890 dogumluydu. Kazan köyünün muhtarıydı. Türkiyedeki ilk kadın muhtardı.
-Babam Kara Mehmetlerden. Kazanın muhtarlık mühürü bana ondan miras kaldı. Sizi görmek fırsatını bize bahşettiğiniz için bahtiyarlık duyuyoruz Paşam.
-Peki kadınların da erkekler gibi çalışıp çalışıp çeşitli mevkilere yükselmesi konusunda ne düşünüyorsun?
-Şüphesiz doğrudur. Ve kadınlarımız Cumhuriyetin mefkuresi altında bunu başarmak azmine sahiptir. Biz kadınlar hedefe yürüyecek ve Cumhuriyet meşalesini her alanda taşıyacağız Paşam.
Mustafa Kemal bu yanıttan son derece memnun olmuştu. Bu konuşma onu bir hayli düşündürdü. Ayrılırken yaverine kadının ismini ve adresini not ettirdi.
Satı Kadın niçin milletvekili seçildiğini bilmiyordu. Ama Mustafa Kemal onu neden seçtiğini bilecekti. Çünkü kurduğu Cumhuriyetin temelinde bu ülkenin kadınların da olduğunu biliyordu. Seçmek ve seçilmek onların da haklarıydı. 1923te İzmirde yaptığı konuşmasında diyorduki: Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir.
DİP NOT : Atatürk'ün bize bırakığı mirası yani düşünce ve fikirlerini daima taşımaktan gurur duyuyoruz
Mustafa Kemalin Cesur kadın diyerek Meclise çıkardığı Babannemiz Satı Çırpanı sizlere tanıtmak istiyorum
Kadınların ilk kez oy kullandığı T.B.M.M. 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Satı Kadın Ankaradan Miletvekili olarak seçildi. Ara seçimlerde bu sayı 18e ulaştı.Satı Kadın 1890da Kazanda doğdu. Milli savaşta malûl olmuş bir askerin eşiydi. Beş çocuğu vardı. Çiftçilikle uğraşan Satı Kadın hususi eğitim gördü. Seçildiğinde Kazan Köyü muhtarıydı. Bir dönem milletvekilliği yaptı.
Atatürkle Hatırası
Sait Arif Terzioğlunun Yazılmayan Yönleriyle Atatürk adlı eserinden alınmıştır.
Ankarada yakıcı bir yaz günü idi. Atatürk beraberinde arkadaşları ve yaverleri olduğu halde Kızılcahamama giderken kazan köyü yakınlarında durmuş ve otomobilinden inmişti. Köyün kadını, genci, yaşlısı, ihtiyarı köylerin içinden geçen, şosede duran bu yabancı konukları görünce hep koşuştular. Kimi su seyirtti, kimi ayran, bunlardan biri, güğümünden aktardığı soğuk ayranı Ataya uzattı:
Bir soğuk ayran içer misiniz, dedi.
Bu çorak iklimin kavurduğu yüzünde bronzlaşmış Türk kadının en bariz ifadelerini taşıyan, bir Türk Anası idi. Böğrüne sıkıştırdığı kundağı biraz daha bastırdıktan sonra, sağ elindeki ayran bardağını uzattı, bekledi. Ata, ayranı kana kana içmiş ve biran durakladıktan sonra ona:
Senin kocan kim?
diye sormuştuKöylü kadını,yüzü tunçlaşmış, elleri nasırlı bir Türk Anası Ankaranın kendine has şivesi ile kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış bir cengaver olduğunu söyledi. Ata bir soru daha sordu:
Ne zaman doğdun?
1919da Atatürk Samsuna çıktığı zaman doğdum.
Ata, bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu ifadesine göre 15 yaşında olması lazım gelirdi. Halbuki karşısındaki kadın 25 yaşlarında görünüyordu tekrar sordu:
Nasıl olur
Evet, nasıl olurdu. Bu Satı Kadın hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek:
Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki!
Tam 6 çocuklu bu Anadolu kadını 1890 dogumluydu. Kazan köyünün muhtarıydı. Türkiyedeki ilk kadın muhtardı.
-Babam Kara Mehmetlerden. Kazanın muhtarlık mühürü bana ondan miras kaldı. Sizi görmek fırsatını bize bahşettiğiniz için bahtiyarlık duyuyoruz Paşam.
-Peki kadınların da erkekler gibi çalışıp çalışıp çeşitli mevkilere yükselmesi konusunda ne düşünüyorsun?
-Şüphesiz doğrudur. Ve kadınlarımız Cumhuriyetin mefkuresi altında bunu başarmak azmine sahiptir. Biz kadınlar hedefe yürüyecek ve Cumhuriyet meşalesini her alanda taşıyacağız Paşam.
Mustafa Kemal bu yanıttan son derece memnun olmuştu. Bu konuşma onu bir hayli düşündürdü. Ayrılırken yaverine kadının ismini ve adresini not ettirdi.
Satı Kadın niçin milletvekili seçildiğini bilmiyordu. Ama Mustafa Kemal onu neden seçtiğini bilecekti. Çünkü kurduğu Cumhuriyetin temelinde bu ülkenin kadınların da olduğunu biliyordu. Seçmek ve seçilmek onların da haklarıydı. 1923te İzmirde yaptığı konuşmasında diyorduki: Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir.
DİP NOT : Atatürk'ün bize bırakığı mirası yani düşünce ve fikirlerini daima taşımaktan gurur duyuyoruz