Avrupaya yıkanmayı, türkler öğretti

22 Kas 2009
168
0
Ankara
Aşağıdaki satırlar 1552 yılında Türklere esir düşüp, üç yıl boyunca Kaptan-ı Derya Sinan Paşanın yanında kölelikten en bilgili ve gözde hekimleri arasına yükselen İspanyol Pedro'nun kaleme aldığı, "Kânunî Devrinde İstanbul" isimli kitaptan alınmadır..…

"… Türklerin bize haklı olarak yönelttikleri tenkitlerin başlıcası, kirli oluşumuzdur. İspanya'da ömrü boyunca iki kere yıkanmış hiçbir kadın ve erkek yoktur. Türk hamamlarında çok su harcanır. Dünyada İstanbul kadar çeşmesi olan hiç bir şehir yoktur, her sokakta muhakkak bir çeşmeye rastlanır."

Bu garip durum İspanya'ya has bir şey de değil üstelik, o dönem Avrupa'sında yaşanan sıradan bir vaka.

Sebebi ise o dönemki doktor ve din adamlarının Avrupa toplumu üzerinde bıraktığı etki, daha doğrusu baskıların bir sonucu.

Zira o dönem doktorlar banyoyu tavsiye etmedikçe yıkanmanın sağlık açısından tehlikeli olduğu inancı yaygındı.

"Günlük Sağlık Bakımı" isimli kitabın yazarı olan doktor John; "Kulaklara kaçırmamak şartıyla başınızı yıkayabilirsiniz." diyordu.

Fakat Jean de Renoe adlı başka bir doktor ise aynı fikirde değildi. "Ellerinizi yıkayabilirsiniz. Ayaklarınızı da yıkamanızda bir mahzur yoktur. Fakat başa su sürmek, son derece tehlikelidir. Unutmamalıdır ki başa sürülen su, her türlü derdin kaynağıdır." görüşünü savunuyordu.

Bu gibi konularla yakından ilgili bir yazar olan Theophrashe Renaudot da bir kitabında aynı konuya temas etmişti:
"Doktorlar tavsiye etmedikçe banyo yapmak sadece lüzumsuz bir hareket değil, tehlikelidir de… En büyük zararı da müstakbel annelerin karınlarındaki hayat meyvelerini yok etmesidir."

XVI. yüzyılda Aziz Benedik, dindarlara ve özellikle gençlere; "Banyo, ancak bazı durumlarda izne tâbidir." diye seslenirken,
Aziz Francis ise; "Yıkanmamış vücut dindarlığın işaretidir." şeklinde sözler ediyordu. İspanya Kraliçesi İzabel, hayat boyu sadece 2 defa, biri doğumunda ve diğeri gerdeğe girerken banyo yapmış olmakla övünüyordu.

İşte su dan bu denli korkulduğu dönemde Avrupa toplumunda pislik almış başını gidiyordu. Öyle ki uzun süredir yıkanmayan, hatta silinip temizlenmeyen insanlar, üzerlerindeki pis kokuyu örtmek için ağır parfümler kullanıyorlardı.

Haçlı Seferleri sırasında TÜRKLERİN hamamlarını tanıyan avrupalılar , ülkelerine döndüklerinde bu fikri Avrupa'da canlandırmaya çalıştılar.

Nihayet bu karanlık dönem Pasteur'un sağlık kurallarına verdiği önemden sonra düzelmeye başladı. 19. yüzyıla gelindiğinde temizlikle ilgili önemli adımlar atıldı Avrupa'da. 1860'ta, Londra'da sayısı 10 olan halka açık yıkanma evlerinin sayısı artırıldı. Bu hareket Amerika'ya da yayıldı.

Avrupa'da bütün bunlar olurken, TÜRKLER'de şehrin her mahallesinde sıcak ve soğuk banyoları, çeşmeleri, kubbeli mermer odalarıyla, haftanın belirli günlerinde de sadece kadınlara açık olan bir hamam mutlaka bulunurdu.

Evliyâ Çelebi'nin aktardığına göre, 17. yüzyılda İstanbul'da 4536 özel hamam ve 300 adet halka açık hamam bulunuyordu. Bu durum yabancı seyyahların da dikkatini çekmiş olacak ki; yazdıkları seyahatnâmelerde bu konuya sık sık değindiler.

M. de Thevenot 1665 yılında Paris'te yayınladığı " Relation d'un voyage fait an Levant" isimli eserinde, "Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiçbirini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri de sık sık hamama gitmeleri ve yiyip içmedeki itidalleridir. Çünkü az yemek yerler, avrupalılar gibi karma karışık şeyler yemezler ve daima idman yaparlar." der.

Uzun yıllar ülkemizde kalan bir başka seyyah Edmondo de Amicis, 1883 yılında Paris'te yayınladığı "Constantinople" isimli eserinde temizlikle ilgili olarak Türkler hakkında şunları yazar:

"… Yüzler, eller, ayaklar tertemiz, yamalı kıyafet pek az ve hele kirlisi hemen hiç yok…"

Hülasa ; bütün İnsanlığa yıkanmayı öğreten toplum , en üstün ırk olan "TÜRK IRKI " olmuştur.
 
22 Kas 2009
168
0
Ankara
Ey Şanlı ecdad!!
Senin kametin ne yüksekmiş vaktiyle.
Senin hükmün ne kaviymiş akdiyle... Senin manevi huzurunda kemali sadakat ile eğiliyorum ey ecdad....
 

B0Z0

Uzman üye
20 Kas 2009
1,567
0
ELAZIĞ
bizler örettik doğru :) ama şimdi nedense bizim kadınlarımız fransanın yok bilmem nerenin parfülümün şuyunu buyunu kullanıo
 

kaaim

Katılımcı Üye
30 Nis 2007
303
2
ANKARA
endülüs emevi imparatorluğu 756 da ispanyada kuruldu 1492 ye kadar ispanya müslümanların denetimi altında idi bu zamanlarda seyyah hırıstiyanların kayıtlarında yazan bir söz -bir mağriplinin(afrikalı müslüman) 3 altını varsa 2 tanesini hamam için harcar-
demek istediğim o zamanki müslümanlarda hamama dikkat ederlermiş merak ettiğim bu avrupalılar mağriplilerdendemi hamam konusunda bir şey öğrenememiş
bu arada o dönmelerde avrupada yaygın bir görüş''bir erkeğin banyo yaptığı yerde bir kadın daha sonra banyo yaparsa kadın hamile kalırmış'' amin maaloof -arapların gözü ile haçlı seferleri- isimli kitaptan
 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.