Bir Profesor Öğrencilerine Şu Soruyu Sorar.....
--------------------------------------------------------------------------------
Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu sorar; "Var olan herseyi Tanri mi yaratti?"
Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar: "Evet herseyi Tanri yaratti!"
Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine: "Evet efendim!" diye yanitlar. Profesor devam eder; "Eger herseyi yaratan Tanri ise ve seytan var olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve calismalarimizda uyguladigimiz 'Kesinlestirme' ilkesine gore de Tanri seytandir. Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve yerine oturur. Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan oturu oldukca mutludur. Bu arada baska bir ogrenci ayaga kalkar ve:
- Bir soru sorabilir miyim hocam? der. Profesor sorabilecegini soyler.
Ogrenci ayaga kalkar ve: "Soguk var midir?" diye sorar. Profesor; "Nasil bir soru bu boyle, tabi*** vardir!" diye yanitlar. "Sen hic
soguktan usumedin mi?" der. Ogrenci; "Aslinda, fizik yasalarina gore soguk yoktur. Yasamda, gercekte biz sogugu sicakligin yoklugu olarak dusunuruz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir sekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Ornegin, Mutlak
sogukluk ( sifir derece) (- 273 C. / - 460 F) sicakligin kesin yoklugudur (hic olmadigi seviyedir). Tum maddelerin bu seviyede tepkime verme ozellikleri bozulur ve degisir. Soguk yoktur, o yalnizca sicakligin yoklugunda duyumsadiklarimizi tarif etmek icin yarattigimiz bir sozcuktur!"der ve devam eder...
- Hocam, karanlik var midir?
- Profesor; - "Tabii ki vardir!" Ogrenci yanitlar; - "Korkarim yine yaniliyorsunuz hocam!" der, "Cunku karanlik da yoktur!" Yasamda gercekte karanlik isigin yoklugudur. Biz isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi calisamayiz inceleyemeyiz. Gercekte,
biz Newton'un prizmasini kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz. Ama karanligi olcemeyiz. Bir basit isik isini karanlik bir mekani aydinlatarak karanligi kirmis olur, yani karanligi gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin uzayin ne kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz? Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degil mi? Karanlik insanlik tarafindan , isigin olmadigi yer mekan icin kullanilan bir sozcuktur. Son olarak ogrenci profesore yine sorar;
- Hocam seytan var midir? Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte yanitlar;
- Tabi***, acikladigim gibi, biz onu her gun, her yerde onu goruruz. Seytan kotu bir kisinin baska bir kisiye her gun sergiledigi insan disiliginin ornegidir. O, dunyadaki islenmis tum suclarda, siddette yer alir. Bunlarin tumu seytanin kendisinden baska bir seyde degildir!" der.
Ogrenci devam eder;
- "Seytan yoktur efendim. Yani o kendi basina yoktur." "Seytan basit olarak Tanri'nin yoklugudur. O aynen karanlik ve sogukta oldugu gibi insanin tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir kelimeden ibarettir. Tanri seytani yaratmadi. Seytan; kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde duyumsamadigi zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sicakligin olmadigi yere gelen soguk ya da isigin olmadigi yere gelen karanlik gibidir." Profesore dünyayi dar eden, yerden yere vuran, sasirtan, afallatan bu ogrencinin adi Albert Einstein'dir.
--------------------------------------------------------------------------------
Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu sorar; "Var olan herseyi Tanri mi yaratti?"
Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar: "Evet herseyi Tanri yaratti!"
Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine: "Evet efendim!" diye yanitlar. Profesor devam eder; "Eger herseyi yaratan Tanri ise ve seytan var olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve calismalarimizda uyguladigimiz 'Kesinlestirme' ilkesine gore de Tanri seytandir. Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve yerine oturur. Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan oturu oldukca mutludur. Bu arada baska bir ogrenci ayaga kalkar ve:
- Bir soru sorabilir miyim hocam? der. Profesor sorabilecegini soyler.
Ogrenci ayaga kalkar ve: "Soguk var midir?" diye sorar. Profesor; "Nasil bir soru bu boyle, tabi*** vardir!" diye yanitlar. "Sen hic
soguktan usumedin mi?" der. Ogrenci; "Aslinda, fizik yasalarina gore soguk yoktur. Yasamda, gercekte biz sogugu sicakligin yoklugu olarak dusunuruz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir sekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Ornegin, Mutlak
sogukluk ( sifir derece) (- 273 C. / - 460 F) sicakligin kesin yoklugudur (hic olmadigi seviyedir). Tum maddelerin bu seviyede tepkime verme ozellikleri bozulur ve degisir. Soguk yoktur, o yalnizca sicakligin yoklugunda duyumsadiklarimizi tarif etmek icin yarattigimiz bir sozcuktur!"der ve devam eder...
- Hocam, karanlik var midir?
- Profesor; - "Tabii ki vardir!" Ogrenci yanitlar; - "Korkarim yine yaniliyorsunuz hocam!" der, "Cunku karanlik da yoktur!" Yasamda gercekte karanlik isigin yoklugudur. Biz isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi calisamayiz inceleyemeyiz. Gercekte,
biz Newton'un prizmasini kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz. Ama karanligi olcemeyiz. Bir basit isik isini karanlik bir mekani aydinlatarak karanligi kirmis olur, yani karanligi gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin uzayin ne kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz? Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degil mi? Karanlik insanlik tarafindan , isigin olmadigi yer mekan icin kullanilan bir sozcuktur. Son olarak ogrenci profesore yine sorar;
- Hocam seytan var midir? Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte yanitlar;
- Tabi***, acikladigim gibi, biz onu her gun, her yerde onu goruruz. Seytan kotu bir kisinin baska bir kisiye her gun sergiledigi insan disiliginin ornegidir. O, dunyadaki islenmis tum suclarda, siddette yer alir. Bunlarin tumu seytanin kendisinden baska bir seyde degildir!" der.
Ogrenci devam eder;
- "Seytan yoktur efendim. Yani o kendi basina yoktur." "Seytan basit olarak Tanri'nin yoklugudur. O aynen karanlik ve sogukta oldugu gibi insanin tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir kelimeden ibarettir. Tanri seytani yaratmadi. Seytan; kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde duyumsamadigi zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sicakligin olmadigi yere gelen soguk ya da isigin olmadigi yere gelen karanlik gibidir." Profesore dünyayi dar eden, yerden yere vuran, sasirtan, afallatan bu ogrencinin adi Albert Einstein'dir.