Bilgisayar Sistemleri ve Tarihçesi

Synroxy

Üye
20 Haz 2023
121
70
TEGOTİÇIGOTİ

BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ VE TARİHÇESİ


Bilgisayar Nedir?
Bilgiyi hesaplamak, düzenlemek ve değiştirmek için kullanılan yazılım ve donanımların tarihsel gelişiminden bahsetmektedir. Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani bir hesap aracıdır ve veri işler.



6tni9wl.png



Abaküs

Bazı kaynaklarda basit hesap makinesi olan abaküs, ilk bilgisayar olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayarın geçmişi yaklaşık 2000 yıl öncesine dayanmaktadır. 1642 yılında Blaise Pascal tarafından yapılan hesap makinesine her ne kadar sayısal dendiyse de bugünkü anlamda sayısal kavramından çok uzaktı. Kaba tuşlarla sayı girişi yapılarak toplama ve çıkarma dışında bir işlem yapılamıyordu.

1671'de Gottfreid Wilhelm von Leibniz tarafından tasarlanan gelişmiş hesap makinesi, ancak 1694 yılında hayata geçirilebilmiş olup, özel dişliler aracılığıyla dört işlemi yapabiliyordu. Ancak Pascal ve Leibniz tarafından yapılan bu aygıtlar yaygın kullanım alanı bulamamışlardır.

Ticari anlamda kullanılabilen ilk mekanik hesap makinesi 1820 yılında Charles Xavier Thomas tarafından yapılmıştır. Charles Babbage ise, uzun araştırmalar ve birkaç denemeden sonra buharla çalışan otomatik hesap makinesini 1823 yılında yapmıştır. Bu alanda ilk büyük gelişme; 1890'da Hermann Hollerith tarafından yapılan ve delikli kart sistemiyle veri girişi yapılan bilgisayar olmuştur. Bu sistemde işlem hızının artması ve hataların azalması büyük bir ilerleme sayılmıştır.

Asıl büyük ilerlemeyi Howard Hathaway Aiken, 1937'de Mark 1 adını verdiği bilgisayarda yarı elektronik devreler kullanmakla yapmıştır. Mark 1 de delikli kart sistemiyle çalışmasına karşın; daha önceki benzerlerinden farklı olarak, logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını da hesaplayabiliyordu. Yavaş olduğu halde, tam otomatik olarak çalışması ve uzun işlemleri çözebilmesi ona büyük avantaj sağlıyordu.





Çağdaş bilgisayarların tarihi 4 döneme ayrılarak incelenir.

  • 1. Kuşak (1950-1958): Lambalı teknolojiye dayanan Eniac benzeri çok büyük aygıtlar.
  • 2. Kuşak (1958-1964): Transistör kullanan bilgisayarlar.
  • 3. Kuşak (1965-1971): Transistör yerine Tümdevre kullanan bilgisayarlar. Bu dönemde bilgisayarları kendi aralarında iletişim de kurabiliyorlar.
  • 4. Kuşak (1972-günümüz): Günümüz bilgisayarları








İlk Bilgisayar Eniac

II. Dünya Savaşı sürecinde, ordunun daha hızlı bilgisayarlara gereksinim duyması, bilgisayar tarihinde bir devrim yaratan ENIAC'ın yapılmasına yol açmıştır. ENIAC, J. Presper Eckert ve John W. Mauchly ekibiyle 1945 yılında yapıldı. En büyük özelliği; bugünkü çiplerin atası sayılabilecek elektron tüpleri ve RAM bellek kullanılması olmuştur. Tasarlanmış programları çalıştırabilme özelliğiyle ENIAC, geniş bir ev kadar (167 m2) yer kaplıyor ve saatte yaklaşık 180 kW elektrik harcıyordu. ENIAC'ın ardından kısa ömürlü olan ve DEVAC adı verilen bilgisayar ve ticari anlamda satışa sunulan ilk bilgisayar olan UNIVAC'ın yapılması 1952 yılına dek uzanmıştır.





İlk Ticari Bilgisayar Univac

1960'lı yıllardan sonra elektron tüplerinin yerini önce transistörler, daha sonra da yüzlerce transistörün birleşimi olarak tarif edilebilecek entegre devreler yer almıştır. Bugün bilgisayar teknolojisinde kullanılan mikroçipler ise, birçok entegre devrenin birleşip küçültülmüş halidir.






Kişisel Bilgisayar

Bilgisayarların çalışma prensibi; matematiksel işlem temeline dayanır. Çeşitli programlama dilleri ile hazırlanmış olan yazılımlar sayesinde birçok alanda kullanılabilmektedir. İnternetin insan hayatına girip yaygınlaşmasıyla bilgisayarın önemi daha da artmıştır. Güncel bilgisayarlar kişiselleşerek kişisel bilgisayar (PC) adını alarak, cebe sığacak kadar küçülmüş büyütülmüş ve hızları büyük aşamalar kaydetmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte bilgisayar fiyatları da giderek düşmektedir.




Bir Bilgisayar Nasıl Çalışır ?


Bilgisayarın tarihi çıktığı ilk andan beri her geçen zamanda değişmiş ve değişmektedir ancak bilgisayarın gelişmesinde 4 temel öge hep aynı kalmıştır.

Bilginin Girişi; Verilerin dış ortamlardan bilgisayarın içine girmesini sağlayan elemanlardır. (Örnek: fare, klavye, kamere vb.),

Bilginin Saklanması; Verilerin kalıcı ya da bir süreliğine saklandığı kısımdır. (Örnek: Hafıza işlemleri, Har disk vb.)

Bilginin İşlenmesi; Girişten giren verilerin merkezi işlem biriminde işlenir ve çıkış birimine aktarılır. (Örnek: Beyni kısacası CPU)

Bilgininin Çıkması; Bilgisayar çeşitlerinde işlenmiş verilerin dış ortama aktarılmasını sağlayan elemanlardır.(Örnek: Çıkış Birimleri Monitör/ekran, Printer/yazıcı)


Bilgisayar Hakkında Önemli Bilgiler :

Kuşakların hepsinde bulanan ve en önemli yazılım parçası olan işletim sistemidir.(DOS)Dosyalarınızı kopyalamak, dosyalarınızı silme ve diğer dosya işlemleri gibi ya da programlarınızı çalıştırma, bellek yönetimi, donanımlarınızı yönetme ve bunun gibi birçok önemli özellik işletim sistemlerini kapsar. Tabi ki bilgisayarınızla işletim sisteminizin uyumlu olması gerekmektedir. En çok tercih edilen işletim sistemlerine örnek verecek olursak Windows XP, Windows2003, Windows Vista, Windows 7 çeşitli Linux sürümleri, Unix ve Mac OS verilebilir.
Bilgisayar aritmetik işlemler olarak toplama, çıkarma, çarpma, bölme, atama vb. veya mantıksal işlemler olarak ve, veya, değil vb. işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Tüm veri yapılar sayısal, sözel, resim veya ses vs. barındırsa da, bilgisayarda bu veriler üzerinden işlem yaparken sayısal ve mantıksal eşdeğerine çevrilerek işlemler yapılmaktadır.




Bilgisayar temel olarak DONANIM ve YAZILIM olmak üzere 2 yapıda ele alınmaktadır.



Donanım:
(Hardware): Bilgisayarın fiziksel yapısını oluşturan parçalardır. Başka bir ifade ile donanım, bilgisayarı oluşturan mekanik ve elektronik parçaların tümüdür.

Yazılım:
(Software): Donanımsal parçaların çalışma ve işlemleri gerçekleştirme prosedürlerini belirleyen ve kullanıcı ile iletişimini sağlayan yapıdır. Bilgisayarın hem çalışma prosedürlerini belirleyen hem de kullanıcı ve diğer programların donanım ile iletişimini sağlayan işletim sistemleri yazılım yapısında ele alınmaktadır. Ayrıca bir işlemi yapmak için bilgisayara kurulan tüm programlar da yazılım olarak adlandırılmaktadır.


Bilgisayarların en temel seviyede 0 ve 1 ile çalıştığını artık herkes biliyor. Peki bu ikili sayı sistemi neden kullanılıyor?


1 ve 0’dan oluşan ikili sayı sistemi, çoğu zaman bilgisayarlarla ilişkilendiriliyor. Peki neden bilgisayarların ikili sayı sistemi kullandığını veya neden 10 tabanında işlemler yapmadığını merak ettiniz mi?

Modern bir dijital bilgisayar, geçmişin analog modellerinden farklı olarak iki durum prensibi ile çalışır; açık veya kapalı. Bu durumlar, elektrik akımının ortamda var olup olmamasına karşılık gelir. Eğer elektrik akımı varsa, anlık durum 1 değerini alır, yoksa 0 değerini alır.

Bu duruma örnek olarak Boole Cebiri prensipleri ile çalışan ve bir bilgisayarın en küçük yapı taşlarından biri sayılabilecek mantıksal kapıları gösterebiliriz. Yine ikili sayı sistemi ile çalışan bu kapıları kullanabilmek için, kapıların girişlerine ikili sayı tabanında bir veya birden fazla değer gönderilir. Eğer kapıya 1 değeri gönderilecekse girişe elektrik verilir, eğer 0 değeri verilecekse kapıya giden akım toprağa bağlanır. Modern bilgisayarların karmaşık yapısı, en temelde bu prensibe dayanır.

İkili sayı sistemi özünde sadece iki seçenek sunabildiği için, çalışma mekaniklerini bir sonraki aşamaya taşıyabilmek için dizgileri kullanırız. İkili sayı sistemindeki her bir bit veya rakam tek bir 0 veya 1’dir. Her biri devre üzerindeki bir anahtarı temsil eder. Devreye birden fazla anahtar eklersek, aynı sayı sistemini ikiden fazla sayıyı temsil etmek için kullanabiliriz. Örneğin sadece bir bit kullanmak yerine, sekiz tane biti bir araya getirip 1 Byte oluşturabiliriz
.


Neden ondalık sistem kullanılmıyor?



Yukarıda belirttiğimiz gibi dizgiler sayesinde ikili sayı sistemini kullanıp ikiden fazla sayıyı ve seçeneği temsil edebiliriz. Ancak sayılar büyüdükçe, görünürde kullanılan alan da artmaktadır. 255’in ikili sistemdeki karşılığının 11111111 olduğunu görüp, ikili sayı sisteminin daha fazla bit alanı kapladığını ve neden doğrudan ondalık sistemin kullanılmadığını merak edebilirsiniz. Bu noktada depolanan veri ile ekranda gösterilen veri arasındaki farkı bilmek gerekiyor.

Görünürde ondalık sistemde yazılan bir sayı, sadece 3 bit yer kaplarken aynı sayının ikili sayı sistemindeki karşılığı 8 bit yer kaplıyor. Ancak gerçekte bir sayıyı ondalık tabanda da ikili tabanda da yazsanız, sayı ikili sayı sistemi kullanılarak depolanacağı için, görünen bit farkı sadece ekranda göründüğü ile kalacaktır.

Teorik olarak daha yüksek bir sayı tabanı kullanmak, herhangi bir sayıyı daha az rakam ile temsil etmemizi sağlayacaktır. Ancak devrelerde ikili sayı sisteminin üstüne çıkmak neredeyse imkansızdır. Zira kuantum bilgisayarlar hariç hiçbir devrede, açık ve kapalı dışında bir durum yoktur.


Sekizlik ve onaltılık sayı sistemleri


Sayı sistemleri hakkında bir miktar bilgisi olanlar, söz konusu bilgisayar teknolojileri olduğunda sekizlik (octal) ve onaltılık (hexadecimal) sayı sistemlerinin bahsinin geçtiğini fark edecektir. Bu iki sayı sisteminin sıklıkla tercih edilmesinin sebebi ise, ikinin katları olmalarıdır. Örneğin 1 byte’lık işlemleri ikili sayı sistemi yerine sekizlik sayı sistemi kullanarak gerçekleştirmek programcılar için daha işlevsel olacaktır. Aynı zamanda 32-bitlik renk değerlerini 11111111000000001110111010011001 gibi ikili sayı sistemi yerine FF00EE99 gibi onaltılık sayı sistemi olarak kodlamak daha etkilidir.

İkili taban dışı bilgisayarlar


Günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların tamamı ikili sayı sistemini kullanıyor. Bu da devre üzerindeki her anahtar iki farklı durum değeri alabilir anlamına geliyor. Teorik olarak bu anahtarların daha fazla durum değeri alabilmesi durumunda bilgisayarlarımız ikili sayı sisteminin ötesine geçebilir. Ancak böyle bir olasılık günümüzdeki elektronik parçalar ile mümkün değil.

Elbette işin bir de kuantum seviyesi var. Günümüzde kuantum bilgisayarlar, ikili sayı sistemi dışında kübit adı verilen özel bitler sayesinde hem 1 hem de 0 değerini aynı anda taşıyabiliyor. Kuantum bilgisayarlar, kübitler sayesinde tüketici seviyesi bilgisayarlardan binlerce kat daha hızlı işlem yapabiliyor. Bu sebeple ikiden fazla durum değeri alabilen anahtarlar, teoride bilgisayarların inanılmaz bir işlem gücüne sahip olmasını sağlayabilir.

Bilgisayarda Bilinmesi Gereken Bazı Kavramlar:


RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)


Ram, bilgisayardaki dosyaların hızla yazılıp ve hızlıca okunmasına sağlayan depolama bellek aracıdır. Örneğin yazmakta olduğunuz bir Word belgesinin, bilgisayarınızı RAM’ inde saklanır.


ROM (READ ONLY MEMORY)


Rom, (sadece okunabilir bellek) olarak tanımlanmaktadır. Hafızaya iletilmiş program sadece bir kez atılır ve kullanıcı tarafından bir daha değiştirilemez bellek türüdür. Örneğin bilgisayarın başlatılması ve çalışmasını etkileyen kodlar Rom’ da saklanır.

CPU (CENTRAL PROCESSİNG UNİT)

CPU, aritmetik ve mantıksal işlem yapan işlemci ya da bilgisayarın verilerin işlendiği ve kullanıcı tarafından verilen yazılım komutlarını çalıştıran bölümdür. CPU, makine dili olarak bilenen Assembly ve 0 ve 1’lerden oluşan kod sistemleriyle çalışmaktadır.


COMPİLER

Compiler, basit bir dildeki kodu istenilen başka bir kod haline çeviren programlardır. Üretilmiş bu kod ortama göre çalıştırılabilir kod anlamına gelmektedir. Örneğin C dilinde yazılan bir programı Assembly diline çeviren programlara derleyici(compiler) adı verilebilir.


BUG

Bug, programda veya ilgili donanım kısımlarında ki elektrik sistemlerinde meydana gelen hatalardır. Debugging işlemi ise bu hatalarının düzeltilmesidir.


BUFFER

Buffer, bilgisayarda veri ya da bilgilerin geçici olarak depolandığı yerdir.


DOS (DİSK OPERATİNG SYSTEM)

Dos, bilgisayardaki disk ve onunla ilgili işlemleri yapabilmesi için kullanılan programlardır.


CURSOR

Cursor, bilgisayar ekranında üzerinde işlem yapılan yeri gösteren işarettir.



Bir Bilgisayarın En Önemli 5 Parçası



İster bir oyun sistemi ister bir ev bilgisayarı olsun, günümüzün tipik bir bilgisayarını oluşturan beş ana bileşen şunları içerir:


  • Bir Ana kart
  • Merkezi İşlem Birimi (işlemci)
  • Ekran kartı olarak da bilinen bir Grafik İşlem Birimi
  • Geçici bellek olarak da bilinen Rasgele Erişimli Bellek (RAM)
  • Depolama: SSD veya Sabit Disk Sürücüsü (HDD)

Zaman Çizelgesi:

  • 1822, Charles Babbage Polinom hesaplarında kullanılmak üzere Fark Makinesi adını verdiği makinenin yapımına başladı.
  • 1832, Fark Makinesinin ilk çalışan versiyonu tamamlandı. Ertesi yıl Ada Lovelace'in annesi Lady Byron makineyi gördü ve hatıralarında yazdı.
  • 1837, Charles Babbage programlanabilir, logaritma ve trigonometri hesabı yapabilecek, ilk mekanik bilgisayar tasarımı olarak kabul edilen, Analitik Makine adını verdiğini makinenin yapımına başladı, ancak makine hiç tamamlanamadı.
  • 1842, Ada Lovelace Analitik Makine ile Bernoulli sayılarını hesaplayabilecek, tarihteki ilk bilgisayar programı olarak kabul edilen, bir algoritma geliştirdi.
  • 1854, George Boole kendi adıyla anılan Boole cebrini yayınladı.
  • 1890, ABD nüfus sayımında Herman Hollerith'in geliştirdiği delikli kart sistemi kullanıldı.
  • 1911, IBM kuruldu.
  • 1936, Alan Turing bilgisayar bilimlerinin başlangıcı kabul edilen "On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem" isimli makalesini yayınladı ve Turing Makinesi kavramını ortaya attı.
  • 1941, Konrad Zuse'nin tasarladığı Z3 isimli ilk programlanabilir elektro-mekanik bilgisayar Almanya'da tamamlandı.
  • 1942, Atanasoff–Berry isimli ilk elektronik ancak programlanamayan (tek amaçlı) bilgisayar tamamlandı.
  • 1944, Colossus bilgisayarı hem elektronik hem kısmen programlanabilir olarak İngiltere'de kullanılmaya başlandı ancak 1970'e kadar dünyaya duyurulmadı.
  • 1944, Harvard Mark I isimli hem programlanabilir hem elektro-mekanik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1945, ENIAC isimli ilk hem programlanabilir hem elektronik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1946, John von Neumann kendi ismiyle anılan Neumann mimarisini yayınladı.
  • 1947, Transistör icat edildi.
  • 1949, Assembly programlama dili yayınladı.
  • 1951, Alan Turing yapay zeka alanının başlangıcı kabul edilen makalesini Mind dergisinde yayınladı ve Turing Testi kavramını ortaya attı.
  • 1957, Fortran programlana dili yayınlandı.
  • 1959, COBOL programlama dili yayınladı.
  • 1964, Douglas Engelbart bilgisayar faresini icat etti.
  • 1969, İnternet'in atası kabul edilen ARPANET ağı kuruldu.
  • 1972, Dennis Ritchie C programlama dilini yayınladı.
  • 1973, Dennis Ritchie ve Ken Thompson önderliğinde hazırlanan UNIX işletim sistemi duyuruldu.
  • 1974, Altair 8800 isimli ilk kişisel bilgisayar tanıtıldı ve satışa sunuldu.
  • 1975, Microsoft kuruldu.
  • 1976, Apple kuruldu.
  • 1989, Tim Berners-Lee İnternet'in altyapısını oluşturan WWW bilgi paylaşım sistemini icat etti.
  • 1995, JavaScript programlama dili yayınladı.
  • 1998, Google kuruldu.

Bilgisayar ve Bilgisayarı Oluşturan Parçalar:







Bu bölümde, bilgisayarı oluşturan parçaları tanıyacağız. Bu parçalar ve görevleri nelerdir? Ayrıca, bilgisayar ve bilgisayar parçaları alırken nelere dikkat etmeliyiz, bunları öğreneceksiniz.



Bir masa üstü ya da diz üstü bilgisayarı oluşturan parçalar:



1- Kasa ((Casing)-Bilgisayar bileşenlerini içerisinde barındıran gövde).

2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).

3- Güç Kaynağı (Power Supplay).

4- İşlemci (Cpu)

5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

6- Ram (Hafıza Katı).

7- Hard Disk (HDD).

8- Monitör (Monitor).

9- Klavye (Keyboard).


10- Fare (Mouse).


1- Bilgisayar Kasası (Computer Case) (Bilgisayarı içerisinde barındıran gövde).



Bilgisayar kasaları, bilgisayar parçalarının bir arada derli-toplu durmasını ve bilgisayarın bir açma kapama düğmesi ile, açılıp-kapanmasını sağlayan plastik ve metal malzemeden yapılmış, bir çeşit gövde görevi görmektedir.







Aşağıdaki resimlerde gördüğünüz şekilde, birçok kasa çeşidi bulunmaktadır. Aşağıdaki gördüğünüz kasalar, biçimlerine göre çeşitlendirilmiştir.










2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).



Ana Kart : Bir bilgisayarın en önemli parçasıdır. Bütün işlemlerin üzerinde gerçekleştiği ana parçadır. Aşağıdaki ana kart resmi, bir masa üstü bilgisayar aittir.







Aşağıdaki resimlerde ise, bir ana karta bağlanan parçaların ve bu parçaların bağlandığı noktaları görmektesiniz.









Ana Kart (Mainboard) alırken dikkat edilmesi gereken noktalar.


1- Ana kartın Markası ve Üretildiği yer.

2- Üzerindeki Harici Donanım Slot sayısı.

3- Üzerindeki on board(dahili) VGA yuvası.

4- Üzerindeki USB 2.0 ve 3.0 yuva sayısı.

5- Desteklediği maksimum İşlemci(CPU) modelleri.

6- Desteklediği maksimum Ram(Hafıza Kartı) miktarı.



Dünya da üretilen en iyi ana kart markaları, Gigabyte, Asus, MSİ ve İntel markalardır. Bu markaların, Avrupa da üretilmiş olanları, en iyi ve en kaliteli olanlarıdır. Aşağıdaki gördüğünüz ana kart, bir laptop ana kartıdır.


3- Güç Kaynağı (Power Supplay).



Bilgisayardaki donanımların çalışması için, gerekli olan elektrik enerjisini üreten parçadır. Gelen akım AC olarak 220V şeklinde gelir. Power Supply bunu DC akıma dönüştürerek, elektrik enerjisini bilgisayara uyarlar. Power supply, her bilgisayara ya da her ana karta uymayabilir. Mesela bir ATX kasa için ATX güç kaynağı gereklidir. Kasaların modeline göre, güç kaynağı değişir.


Bilgisayarda power supply’e de bakmamız gerekir. Kaç wat olduğu önemli. Bilgisayarımızın iyi bir performans vermesi için, çok iyi bir güç kaynağının olması gerekir. Türkiye’de voltaj oynamalarının çok sık olduğunu biliyoruz. Türkiye şartlarını göz önünde bulundurup, güç kaynağımızı seçmeliyiz. Bilgisayarımızda güç kaynağı yetersiz olduğunda;


  • Sistem gerektiği düzeyden daha düşük bir performansla çalışır.
  • Sistemimiz kendini başa alıp, resetleyebilir.
  • Güç kaynağımız yanabilir.
  • Sistem anormal şekilde çalışabilir.











4- İşlemci (Cpu)


Bilgisayardaki işlemci, tıpkı bir insandaki beyin gibi, hangi bilginin nerede olduğunu bilir, gerekli işlemleri gerçekleştirir ve gerekli yerlere gönderir. Bilgisayar üzerinde yapılan her işlem ve hareket, işlemcinin bilgisi dahilindedir. İşlemciler mekanik parçası bulunmayan birer entegre devrelerdir. Bilgisayarda yapılmak istenen bütün hareketler ve işlevler, işlemci tarafından yapılmaktadır.


Günümüzde, piyasada bir çok çeşitte işlemci bulunmaktadır. Aslında işlemciler, sadece bilgisayarda bulunan donanımlar değildir. Birçok elektronik aletinde içinde bulunmaktadır.
AMD, Cyrix, IDT, Intel, Motorola, Zilog, Mostek, NexGen gibi birçok firma, işlemci üretmektedir. Intel bu markalar arasında en iyi olanıdır.




1- AlacağImız işlemciyi, hangi maksatla kullanacağımızı bilmeliyiz.
2- İşlemcinin cache (bellek) ve core (çekirdek) değerlerine dikkat etmeliyiz .
3- Fiyat ve performans değerlerine dikkat etmeliyiz.











5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

Bilgisayarımızda yapılan işlemleri, bilgisayarımızın ekranına yansıtan elektronik parçadır. Monitörde gördüğünüz ne varsa, ekran kartı tarafından işlenip, sonrasında monitöre aktarılmaktadır. 3D modelleme, tasarım ve video montajı gibi yüksek çözünürlük isteyen işler için Nvidia'nın Quadro, AMD'nin FirePro serisini tercih edebilirsiniz. Oyunlar için ise, Nvidia'nın GeForce GTX ve AMD Radeon serisi yüksek kapasiteli ekran kartı modelleri, istediğiniz performansı almanızı sağlayacaktır. Metin yazımı, raporlama gibi günlük ofis işleri için, standart özelliklere sahip herhangi bir ekran kartı yeterli olacaktır.

Nvidia, Gigabyte ve AMD temel üretici olarak, en popüler ekran kartı modellerini üretirler. Ekran kartı alırken, Asus Nvidia GeForce GTX soğutma fanlı modelleri almaya dikkat edin. Giga byte ekran kartları da iyidir. Amd işlemcili ekran katları, sıcak ortamlarda ısınıyor ve ciddi oranda performans kaybı oluşturuyorlar. Bu probleme dikkat etmelisiniz.

Ayrıca, yüksek performans elde etmek için en az 4Gb Paylaşımsız ekran kartlarını tercih edin. Paylaşımlı ekran kartları, performanslı görüntü vermek için bilgisayarın Ram'ini kullanırlar. Ayrıca, üzerinden işlemci soğutma fanı olan ekran kartları alın, çünkü; işlemciler ne kadar az ısınırlarsa, o kadar performanslı ve sağlıklı çalışırlar.











6- Ram (Hafıza Katı).

RAM ise, işlemci üzerindeki işlemiş olduğu verilerin tutulacağı geçici bir depolama alanıdır .
Bilgisayarınızda kullanmakta olduğunuz program ya da veriler, kullanılır olmadığı zamanlarda, depolama alanında tutulmaktadır. Bu alana sabit disk adını veriyoruz. Bu bir USB bellek veya CD ya da DVD gibi ortamlar olabilir. Program ya da uygulama talep edildiğinde ise; depolama aygıtı üzerinden RAM üzerine kopyalanır ve çalıştırılır.

Dünyada satılan en kaliteli RAM'ler, Kingston firması tarafından üretilmekte ve satılmaktadır. Kingston firması, ürettiği RAM'lere ömür boyu garanti dahi vermektedir. Bu RAM'leri almanızı tavsiye ederim. Diyelim ki, 16 Gb Ram kullanmak istiyorsunuz. Bu miktardaki RAM'leri 8 + 8 = 16Gb olarak slotlara takıp kullanın. Biri bozulduğunda, diğeri sağlam kalır. Corsair ve Gskill RAM'leri de kalitelidir.










7- Hard Disk (HDD).

Bilgisayarlarda ki bu parça, bilgisayarlarda çalışan işletim sisteminin depolandığı veri saklama alanlarıdır.

Teknoloji olarak Hard diskleri üç gruba ayırabiliriz. PATA (IDE), SCSI ve SATA Hard diskler. Üçü çeşidinde görevi aynı olmasına rağmen, farklı özelliklere sahiptirler. PATA (IDE) eski bir teknoloji olup, halen kullanılsa da yerini SATA’lara bırakmış durumda. Veri aktarım hızı oldukça düşüktür. SATA Hard diskler ise, artık hemen hemen tüm yeni bilgisayarlarda mevcut olan bir donanım. SCSI İngilizcesi Small Computer System İnterface (Türkçe: Küçük Bilgisayar Sistem Arabirimi) kısaltması olup, genellikle “SKAZİ” diye okunur. Yaygın olarak Apple ve Unix İşletim sistemine sahip bilgisayarlar tarafından kullanılan bir paralel ara birim standardıdır. Neredeyse Macintosh bilgisayarların tamamında bu teknoloji vardır.
PATA ve SATA ATA Teknolojisidir. Ayrı olarak değerlendirmede, bazı otoriteler karşı çıkmaktadır.









8- Monitör (Monitor).

Monitör, görüntü meydana getirmek için kullanılan dijital görüntü cihazlarıdır. Bilgisayarda ki verileri ekrana gönderir, işler ve görüntü haline çevirir.


Monitör Çeşitleri

Monitörler genellikle iki tiptedir. Eski tip kullanım olan ve televizyon gibi büyük olabilen CRT, daha ince yapıda ve yeni nesil olan LCD Monitörler ve özel kullanım için üretilen Plazma Monitörler.

  • CRT (Cathode Ray Tube)
  • LCD (Liquid Cyristal)
  • Plazma Monitörler


CTR (Tüplü Monitörler)

Eski bilgisayar döneminde, en çok kullanılan ve muhtemelen sizin de hala bir yerlerde görme şansınızın olduğu, en yaygın monitör tipi CTR (Cathode Ray Tube) yani tüplü monitörlerdi. Düşük ekran kalitesi sağlayan bu monitörler, hem fazlasıyla enerji tüketimine yol açıyor, hem de kullanıcılara istediği performansı sunamıyordu. Tabii içerisindeki tüpü nedeniyle, bu ekranı bir yerden farklı bir yere taşımak için de, baya gelişmiş bir kas yapınız olması lazımdı. Büyük inç yapısına sahip monitörler, ortalama olarak 15-20 KG'a kadar ulaşabiliyordu. Daha sonraki dönemlerdeyse, monitörler flat bir panel üzerine oluşturuldu ve tüm bu dezavantajların hepsi ortadan kaldırıldı. Flat ekran üzerinde oluşturulan bu yeni nesil avantajlı ekranları, LCD Monitör veya LED Monitör olarak tanımlıyoruz.







LCD (Liquid-Crystal Display) Monitör


LCD Ekranlar, CTR monitörlerden sonra geliştirilmiş ve başta laptop bilgisayarların içerisinde kullanılmaya başlanmış bir monitör tipidir. Bilgisayar kullanımında elde edilen başarıdan sonra, bu ekran tipi telefonlarda, hesap makinelerinde, dijital kameralarda ve daha birçok farklı üründe kullanılmıştır.
LCD monitörlerin yapısı içerisinde, polarize iki katmanlı madde yer almaktadır. LCD ekranlar CTR ekranlara oranla hem daha iyi bir ekran kalitesi sunabilme, hem de alandan ve taşınabilirlikten dolayı sağladığı avantajlarıyla, en çok tutulan monitör tipi olmuştur. Ayrıca, uygun ve hesaplı fiyatları nedeniyle de LCD Monitörler, bugün dahi hala kullanıcıların önde gelen tercihleridir.







LED (Light Emmiting Diode) Monitör


Led monitörler ve LED ekranlar, flat bir ekran ve panelden meydana gelen, hem bilgisayar hem de televizyonlar için kullanılan bir monitör tipidir. LCD monitörler ile LED monitörler arasındaki en büyük fark, arka aydınlatma sistemidir. LED Monitörlerin daha az elektrik tüketimine ihtiyaç duymaları, yüksek taşınabilirlik ve dinamik kontrast oranı gibi bazı avantajlara sahiptirler. Yine de LED teknolojisi LCD'ye oranla daha az tercih edilen bir teknolojidir.

Kaliteli monitör üreten belli başlı bir kaç firma vardır. LG, Philips, Asus, Msi gibi üreticiler, bu firmaların başında gelmektedir. Bu firmalardan her hangi birisinin ürününü alabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, ana karta bağlanan kablonun VGA mı ya da HDMI'mi olduğudur.











9- Klavye (Keyboard).



Klavye, üzerinde harf, rakam, özel karakterler ve özel fonksiyon tuşlarının bulunduğu bir bilgisayar giriş birimidir. Bilgisayar temelde klavye aracılığıyla yönlendirilir ve kumanda edilir.


Membran ve mekanik klavye olarak 2'ye ayrılır.


Membran (Membrane) Klavyeler:


Tasarımında çok esnek olan 3 farklı katman kullanır. İlk katmana üst Membran katmanı denir, üst kısmın altında iletken bir iz vardır. Tuşa basıldığında, deliklerden oluşan ikinci tabakadan geçerek her tuşun altında bulunan basınç yastıklarının geçmesine ve alt Membran tabakasının üzerindeki iletken izler ile temas etmesine izin verir. Membran klavyeler, ikisi arasında daha yaygın olanıdır. Membran klavyelerde, basılan tuşu kaydeden bir devre katmanına ince bir zar basar. Mekanik muadillerine göre daha hafif, genellikle daha taşınabilir, daha ucuz ve daha sessizdirler.






Mekanik (Mechanical) Klavyeler:

Mekanik klavye, günümüzde kullanılan en eski klavye türlerinden biridir. Geçmişinin 1980’li yıllara kadar dayandığı düşünülen bu modeller, temelde daktilolarla aynı çalışma prensibine sahiptirler. Öyle ki bu modellerde, takımdaki her tuşa ait bağımsız bir mekanik anahtar bulunur. Yani her tuşun kendine ait bir mekanik anahtarı vardır. Her tuşa ait ayrı bir switch yer aldığı için özellikle bilgisayar oyuncuları tarafından sıklıkla tercih edilir.

Mekanik klavye çeşitleri, genellikle ses çıkaran donanımlar olarak tanımlanırlar. Çünkü çoğu model, kullanım sırasında yoğun bir tıklama sesi çıkarır. Son yıllarda geliştirilen ürünlerle bu ses minimuma indirilmiştir. Bu modellerin oyuncular tarafından sıklıkla tercih edilmesinin de önemli sebepleri vardır.

Mekanik Klavye Switchleri Ne Anlama Gelir?

Mekanik klavyelerin birbirleri arasındaki fark, switch türü ve özellikleri ile anlaşılır. Bu tür klavyelerde kullanılan çok sayıda switch vardır ve renklere göre sınıflandırılmaktadır. Fakat temelde 3 ana switch türü vardır. Bu ana türler şöyle sıralanabilir:

  • Switch hareketlerinde tıklama sesi çıkaran Clicky switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettiren Tactile switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettirmeyen Linear switch


Mekanik klavyelerde kullanılmak üzere switch üreten birkaç farklı firma bulunmaktadır. Bu firmalar switchleri genellikle kırmızı, siyah, mavi, yeşil, kahverengi ve beyaz (ya da renksiz) olarak sınıflandırır. Her firmanın sunduğu değerler farklı olmakla birlikte bu switchlerin sınıflandırılmasında hissiyat, klik sesi, atlama noktası ve tuş vuruşu ömrü gibi detaylar dikkate alınır.






10- Fare (Mouse). (Maus veya Fare okunur)

Fare: Klavyenin yerini almak için geliştirilmiş bir aygıt değildir. Aksine, kullanıcının imleci hareket ettirme kabiliyetini geliştiren bir aygıttır. İki veya üç tuşlu ekrandaki ögeleri seçmeniz ve hareket ettirmenizi sağlayan bir bileşendir.


Kendi içinde birden çok çeşidi barındırır. Ana Katmanda 2'ye ayrılır. Normal mouse ve oyuncu mouse olarak:


Bağlanma Çeşitlerine Göre Fareler:


Kablolu Fareler:
Bunlar, kablo yardımıyla veri gönderen farelerdir. Kablo içerisindeki iletken teller, USB portuna bağlanarak cihazın işlemcisine verileri aktarmaktadır. Günümüzde daha çok ofis ortamlarında kullanılsa- da artık yerini kablosuz çeşitlere bırakmaya başlamıştır.


Ledli Fareler:
Bu fareler ise en yaygın kullanılan fare çeşitleri arasındadır. Led ışığın hareketi algılaması sonucu çalışırlar.


Kızılötesi Fareler: Bu fare türleri de kızılötesi ışınlarla veri göndermektedir. Ancak bu fare çeşitleri de günümüzde işlevsel olmadığından pek kullanılmamaktadır.


Radyo Dalgalı Fareler:
Uzun mesafelerde bile algılama yeteneğine sahip farelerdir. Radyo frekansı aracılığıyla veri gönderirler. Ev ortamında pek kullanılmamaktadır.

Kablosuz (Bluetooth) Fareler

Bugün telefonlarımızda kullandığımız sistemin aynısını fareye yerleştirip farklı bir fare kullanımını gerçekleştirmişlerdir. Bütün bu farelerin yanında birde günümüzde alternatif fareler üretilmiştir. Bunlardan ilk olanı Touchpad dir. Bu fare genelde laptoplarda İsmindende anlaşılabileceği gibi dokunarak hareket ettirilen farelerdir.İkincisi ayak faresidir.Bu fareler engelli insanlar için üretilmiştir. İki tane basmaya yarayacak pedaldan oluşmaktadır. Son olarak ise TrackBalldır. Bu mouse avucunuzun içine oturan bir topla çalışmaktadır. Genelde bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz fare çeşididir.









Optik Fareler

Optik-mekanik farelerden farklı olarak ışık emen ve yayan diyotlar vardır. İki çeşidi vardır; Ledli optik ve lazerli optik olmak üzere. Ledli optik fareler gezdikleri yüzeyleri led ile aydınlatır. Bu fareler bulunduğu yüzeyin an ve an görüntüsünü çeker ve hemen eksen hareketine çevirip bilgisayara yansıtır. Bu yüzdendir ki Mousepad kullanmak gerekmez. Lazerli fareler ise kullanıldığı yüzeyi daha çok aydınlatır , daha hızlı fotoğraf çekip bilgisayara yani imlece hemen yansıtır. Optik farelerin en kötü yanı şeffaf yüzeyleri algılayamamalarıdır.



Lazer Optik Fareler:
Lazer optik fareler, gaming mouse olarak da bilinmektedir. En ufak hareketleri dahi algılar ve oyunlarda büyük bir avantaj sağlar. Fiyatları da binlerce lirayı bulmaktadır.

Oyuncu Fareler:
Normal bir Mouse ile karşılaştırıldığı zaman oyuncu Mouseları ekstra tuşlar ile donatılmaktadır. Bu tuşlar fareye ekstra görsel bir güzellik katmanın yanı sıra bir çok fonksiyon da eklemektir. Klavye ile halletmeniz gereken bazı işler Mouse ile kolaylıkla halledilebilmektedir






Kullandığım kaynaklar:




https://www.hizliresim.com/

Mouse Nedir? Mouse Çeşitleri Nelerdir?

Renk Kodları - Dr. Abdulilah ECE

DeepL Translate: The world's most accurate translator

Bilgisayar Sistemleri ve Tarihçesi






Okuduğunuz veya göz gezdirdiğiniz için teşekkür ederim. Saygılarımla. Teşekkürler
 
Son düzenleme:

gostking

Katılımcı Üye
29 Nis 2020
358
685
Vatan

BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ VE TARİHÇESİ


Bilgisayar Nedir?
Bilgiyi hesaplamak, düzenlemek ve değiştirmek için kullanılan yazılım ve donanımların tarihsel gelişiminden bahsetmektedir. Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani bir hesap aracıdır ve veri işler.



6tni9wl.png



Abaküs

Bazı kaynaklarda basit hesap makinesi olan abaküs, ilk bilgisayar olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayarın geçmişi yaklaşık 2000 yıl öncesine dayanmaktadır. 1642 yılında Blaise Pascal tarafından yapılan hesap makinesine her ne kadar sayısal dendiyse de bugünkü anlamda sayısal kavramından çok uzaktı. Kaba tuşlarla sayı girişi yapılarak toplama ve çıkarma dışında bir işlem yapılamıyordu.

1671'de Gottfreid Wilhelm von Leibniz tarafından tasarlanan gelişmiş hesap makinesi, ancak 1694 yılında hayata geçirilebilmiş olup, özel dişliler aracılığıyla dört işlemi yapabiliyordu. Ancak Pascal ve Leibniz tarafından yapılan bu aygıtlar yaygın kullanım alanı bulamamışlardır.

Ticari anlamda kullanılabilen ilk mekanik hesap makinesi 1820 yılında Charles Xavier Thomas tarafından yapılmıştır. Charles Babbage ise, uzun araştırmalar ve birkaç denemeden sonra buharla çalışan otomatik hesap makinesini 1823 yılında yapmıştır. Bu alanda ilk büyük gelişme; 1890'da Hermann Hollerith tarafından yapılan ve delikli kart sistemiyle veri girişi yapılan bilgisayar olmuştur. Bu sistemde işlem hızının artması ve hataların azalması büyük bir ilerleme sayılmıştır.

Asıl büyük ilerlemeyi Howard Hathaway Aiken, 1937'de Mark 1 adını verdiği bilgisayarda yarı elektronik devreler kullanmakla yapmıştır. Mark 1 de delikli kart sistemiyle çalışmasına karşın; daha önceki benzerlerinden farklı olarak, logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını da hesaplayabiliyordu. Yavaş olduğu halde, tam otomatik olarak çalışması ve uzun işlemleri çözebilmesi ona büyük avantaj sağlıyordu.





Çağdaş bilgisayarların tarihi 4 döneme ayrılarak incelenir.

  • 1. Kuşak (1950-1958): Lambalı teknolojiye dayanan Eniac benzeri çok büyük aygıtlar.
  • 2. Kuşak (1958-1964): Transistör kullanan bilgisayarlar.
  • 3. Kuşak (1965-1971): Transistör yerine Tümdevre kullanan bilgisayarlar. Bu dönemde bilgisayarları kendi aralarında iletişim de kurabiliyorlar.
  • 4. Kuşak (1972-günümüz): Günümüz bilgisayarları








İlk Bilgisayar Eniac

II. Dünya Savaşı sürecinde, ordunun daha hızlı bilgisayarlara gereksinim duyması, bilgisayar tarihinde bir devrim yaratan ENIAC'ın yapılmasına yol açmıştır. ENIAC, J. Presper Eckert ve John W. Mauchly ekibiyle 1945 yılında yapıldı. En büyük özelliği; bugünkü çiplerin atası sayılabilecek elektron tüpleri ve RAM bellek kullanılması olmuştur. Tasarlanmış programları çalıştırabilme özelliğiyle ENIAC, geniş bir ev kadar (167 m2) yer kaplıyor ve saatte yaklaşık 180 kW elektrik harcıyordu. ENIAC'ın ardından kısa ömürlü olan ve DEVAC adı verilen bilgisayar ve ticari anlamda satışa sunulan ilk bilgisayar olan UNIVAC'ın yapılması 1952 yılına dek uzanmıştır.





İlk Ticari Bilgisayar Univac

1960'lı yıllardan sonra elektron tüplerinin yerini önce transistörler, daha sonra da yüzlerce transistörün birleşimi olarak tarif edilebilecek entegre devreler yer almıştır. Bugün bilgisayar teknolojisinde kullanılan mikroçipler ise, birçok entegre devrenin birleşip küçültülmüş halidir.






Kişisel Bilgisayar

Bilgisayarların çalışma prensibi; matematiksel işlem temeline dayanır. Çeşitli programlama dilleri ile hazırlanmış olan yazılımlar sayesinde birçok alanda kullanılabilmektedir. İnternetin insan hayatına girip yaygınlaşmasıyla bilgisayarın önemi daha da artmıştır. Güncel bilgisayarlar kişiselleşerek kişisel bilgisayar (PC) adını alarak, cebe sığacak kadar küçülmüş büyütülmüş ve hızları büyük aşamalar kaydetmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte bilgisayar fiyatları da giderek düşmektedir.




Bir Bilgisayar Nasıl Çalışır ?


Bilgisayarın tarihi çıktığı ilk andan beri her geçen zamanda değişmiş ve değişmektedir ancak bilgisayarın gelişmesinde 4 temel öge hep aynı kalmıştır.

Bilginin Girişi; Verilerin dış ortamlardan bilgisayarın içine girmesini sağlayan elemanlardır. (Örnek: fare, klavye, kamere vb.),

Bilginin Saklanması; Verilerin kalıcı ya da bir süreliğine saklandığı kısımdır. (Örnek: Hafıza işlemleri, Har disk vb.)

Bilginin İşlenmesi; Girişten giren verilerin merkezi işlem biriminde işlenir ve çıkış birimine aktarılır. (Örnek: Beyni kısacası CPU)

Bilgininin Çıkması; Bilgisayar çeşitlerinde işlenmiş verilerin dış ortama aktarılmasını sağlayan elemanlardır.(Örnek: Çıkış Birimleri Monitör/ekran, Printer/yazıcı)


Bilgisayar Hakkında Önemli Bilgiler :

Kuşakların hepsinde bulanan ve en önemli yazılım parçası olan işletim sistemidir.(DOS)Dosyalarınızı kopyalamak, dosyalarınızı silme ve diğer dosya işlemleri gibi ya da programlarınızı çalıştırma, bellek yönetimi, donanımlarınızı yönetme ve bunun gibi birçok önemli özellik işletim sistemlerini kapsar. Tabi ki bilgisayarınızla işletim sisteminizin uyumlu olması gerekmektedir. En çok tercih edilen işletim sistemlerine örnek verecek olursak Windows XP, Windows2003, Windows Vista, Windows 7 çeşitli Linux sürümleri, Unix ve Mac OS verilebilir.
Bilgisayar aritmetik işlemler olarak toplama, çıkarma, çarpma, bölme, atama vb. veya mantıksal işlemler olarak ve, veya, değil vb. işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Tüm veri yapılar sayısal, sözel, resim veya ses vs. barındırsa da, bilgisayarda bu veriler üzerinden işlem yaparken sayısal ve mantıksal eşdeğerine çevrilerek işlemler yapılmaktadır.




Bilgisayar temel olarak DONANIM ve YAZILIM olmak üzere 2 yapıda ele alınmaktadır.



Donanım:
(Hardware): Bilgisayarın fiziksel yapısını oluşturan parçalardır. Başka bir ifade ile donanım, bilgisayarı oluşturan mekanik ve elektronik parçaların tümüdür.

Yazılım:
(Software): Donanımsal parçaların çalışma ve işlemleri gerçekleştirme prosedürlerini belirleyen ve kullanıcı ile iletişimini sağlayan yapıdır. Bilgisayarın hem çalışma prosedürlerini belirleyen hem de kullanıcı ve diğer programların donanım ile iletişimini sağlayan işletim sistemleri yazılım yapısında ele alınmaktadır. Ayrıca bir işlemi yapmak için bilgisayara kurulan tüm programlar da yazılım olarak adlandırılmaktadır.


Bilgisayarların en temel seviyede 0 ve 1 ile çalıştığını artık herkes biliyor. Peki bu ikili sayı sistemi neden kullanılıyor?


1 ve 0’dan oluşan ikili sayı sistemi, çoğu zaman bilgisayarlarla ilişkilendiriliyor. Peki neden bilgisayarların ikili sayı sistemi kullandığını veya neden 10 tabanında işlemler yapmadığını merak ettiniz mi?

Modern bir dijital bilgisayar, geçmişin analog modellerinden farklı olarak iki durum prensibi ile çalışır; açık veya kapalı. Bu durumlar, elektrik akımının ortamda var olup olmamasına karşılık gelir. Eğer elektrik akımı varsa, anlık durum 1 değerini alır, yoksa 0 değerini alır.

Bu duruma örnek olarak Boole Cebiri prensipleri ile çalışan ve bir bilgisayarın en küçük yapı taşlarından biri sayılabilecek mantıksal kapıları gösterebiliriz. Yine ikili sayı sistemi ile çalışan bu kapıları kullanabilmek için, kapıların girişlerine ikili sayı tabanında bir veya birden fazla değer gönderilir. Eğer kapıya 1 değeri gönderilecekse girişe elektrik verilir, eğer 0 değeri verilecekse kapıya giden akım toprağa bağlanır. Modern bilgisayarların karmaşık yapısı, en temelde bu prensibe dayanır.

İkili sayı sistemi özünde sadece iki seçenek sunabildiği için, çalışma mekaniklerini bir sonraki aşamaya taşıyabilmek için dizgileri kullanırız. İkili sayı sistemindeki her bir bit veya rakam tek bir 0 veya 1’dir. Her biri devre üzerindeki bir anahtarı temsil eder. Devreye birden fazla anahtar eklersek, aynı sayı sistemini ikiden fazla sayıyı temsil etmek için kullanabiliriz. Örneğin sadece bir bit kullanmak yerine, sekiz tane biti bir araya getirip 1 Byte oluşturabiliriz
.


Neden ondalık sistem kullanılmıyor?



Yukarıda belirttiğimiz gibi dizgiler sayesinde ikili sayı sistemini kullanıp ikiden fazla sayıyı ve seçeneği temsil edebiliriz. Ancak sayılar büyüdükçe, görünürde kullanılan alan da artmaktadır. 255’in ikili sistemdeki karşılığının 11111111 olduğunu görüp, ikili sayı sisteminin daha fazla bit alanı kapladığını ve neden doğrudan ondalık sistemin kullanılmadığını merak edebilirsiniz. Bu noktada depolanan veri ile ekranda gösterilen veri arasındaki farkı bilmek gerekiyor.

Görünürde ondalık sistemde yazılan bir sayı, sadece 3 bit yer kaplarken aynı sayının ikili sayı sistemindeki karşılığı 8 bit yer kaplıyor. Ancak gerçekte bir sayıyı ondalık tabanda da ikili tabanda da yazsanız, sayı ikili sayı sistemi kullanılarak depolanacağı için, görünen bit farkı sadece ekranda göründüğü ile kalacaktır.

Teorik olarak daha yüksek bir sayı tabanı kullanmak, herhangi bir sayıyı daha az rakam ile temsil etmemizi sağlayacaktır. Ancak devrelerde ikili sayı sisteminin üstüne çıkmak neredeyse imkansızdır. Zira kuantum bilgisayarlar hariç hiçbir devrede, açık ve kapalı dışında bir durum yoktur.


Sekizlik ve onaltılık sayı sistemleri


Sayı sistemleri hakkında bir miktar bilgisi olanlar, söz konusu bilgisayar teknolojileri olduğunda sekizlik (octal) ve onaltılık (hexadecimal) sayı sistemlerinin bahsinin geçtiğini fark edecektir. Bu iki sayı sisteminin sıklıkla tercih edilmesinin sebebi ise, ikinin katları olmalarıdır. Örneğin 1 byte’lık işlemleri ikili sayı sistemi yerine sekizlik sayı sistemi kullanarak gerçekleştirmek programcılar için daha işlevsel olacaktır. Aynı zamanda 32-bitlik renk değerlerini 11111111000000001110111010011001 gibi ikili sayı sistemi yerine FF00EE99 gibi onaltılık sayı sistemi olarak kodlamak daha etkilidir.

İkili taban dışı bilgisayarlar


Günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların tamamı ikili sayı sistemini kullanıyor. Bu da devre üzerindeki her anahtar iki farklı durum değeri alabilir anlamına geliyor. Teorik olarak bu anahtarların daha fazla durum değeri alabilmesi durumunda bilgisayarlarımız ikili sayı sisteminin ötesine geçebilir. Ancak böyle bir olasılık günümüzdeki elektronik parçalar ile mümkün değil.

Elbette işin bir de kuantum seviyesi var. Günümüzde kuantum bilgisayarlar, ikili sayı sistemi dışında kübit adı verilen özel bitler sayesinde hem 1 hem de 0 değerini aynı anda taşıyabiliyor. Kuantum bilgisayarlar, kübitler sayesinde tüketici seviyesi bilgisayarlardan binlerce kat daha hızlı işlem yapabiliyor. Bu sebeple ikiden fazla durum değeri alabilen anahtarlar, teoride bilgisayarların inanılmaz bir işlem gücüne sahip olmasını sağlayabilir.

Bilgisayarda Bilinmesi Gereken Bazı Kavramlar:


RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)


Ram, bilgisayardaki dosyaların hızla yazılıp ve hızlıca okunmasına sağlayan depolama bellek aracıdır. Örneğin yazmakta olduğunuz bir Word belgesinin, bilgisayarınızı RAM’ inde saklanır.


ROM (READ ONLY MEMORY)


Rom, (sadece okunabilir bellek) olarak tanımlanmaktadır. Hafızaya iletilmiş program sadece bir kez atılır ve kullanıcı tarafından bir daha değiştirilemez bellek türüdür. Örneğin bilgisayarın başlatılması ve çalışmasını etkileyen kodlar Rom’ da saklanır.

CPU (CENTRAL PROCESSİNG UNİT)

CPU, aritmetik ve mantıksal işlem yapan işlemci ya da bilgisayarın verilerin işlendiği ve kullanıcı tarafından verilen yazılım komutlarını çalıştıran bölümdür. CPU, makine dili olarak bilenen Assembly ve 0 ve 1’lerden oluşan kod sistemleriyle çalışmaktadır.


COMPİLER

Compiler, basit bir dildeki kodu istenilen başka bir kod haline çeviren programlardır. Üretilmiş bu kod ortama göre çalıştırılabilir kod anlamına gelmektedir. Örneğin C dilinde yazılan bir programı Assembly diline çeviren programlara derleyici(compiler) adı verilebilir.


BUG

Bug, programda veya ilgili donanım kısımlarında ki elektrik sistemlerinde meydana gelen hatalardır. Debugging işlemi ise bu hatalarının düzeltilmesidir.


BUFFER

Buffer, bilgisayarda veri ya da bilgilerin geçici olarak depolandığı yerdir.


DOS (DİSK OPERATİNG SYSTEM)

Dos, bilgisayardaki disk ve onunla ilgili işlemleri yapabilmesi için kullanılan programlardır.


CURSOR

Cursor, bilgisayar ekranında üzerinde işlem yapılan yeri gösteren işarettir.



Bir Bilgisayarın En Önemli 5 Parçası



İster bir oyun sistemi ister bir ev bilgisayarı olsun, günümüzün tipik bir bilgisayarını oluşturan beş ana bileşen şunları içerir:


  • Bir Ana kart
  • Merkezi İşlem Birimi (işlemci)
  • Ekran kartı olarak da bilinen bir Grafik İşlem Birimi
  • Geçici bellek olarak da bilinen Rasgele Erişimli Bellek (RAM)
  • Depolama: SSD veya Sabit Disk Sürücüsü (HDD)

Zaman Çizelgesi:

  • 1822, Charles Babbage Polinom hesaplarında kullanılmak üzere Fark Makinesi adını verdiği makinenin yapımına başladı.
  • 1832, Fark Makinesinin ilk çalışan versiyonu tamamlandı. Ertesi yıl Ada Lovelace'in annesi Lady Byron makineyi gördü ve hatıralarında yazdı.
  • 1837, Charles Babbage programlanabilir, logaritma ve trigonometri hesabı yapabilecek, ilk mekanik bilgisayar tasarımı olarak kabul edilen, Analitik Makine adını verdiğini makinenin yapımına başladı, ancak makine hiç tamamlanamadı.
  • 1842, Ada Lovelace Analitik Makine ile Bernoulli sayılarını hesaplayabilecek, tarihteki ilk bilgisayar programı olarak kabul edilen, bir algoritma geliştirdi.
  • 1854, George Boole kendi adıyla anılan Boole cebrini yayınladı.
  • 1890, ABD nüfus sayımında Herman Hollerith'in geliştirdiği delikli kart sistemi kullanıldı.
  • 1911, IBM kuruldu.
  • 1936, Alan Turing bilgisayar bilimlerinin başlangıcı kabul edilen "On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem" isimli makalesini yayınladı ve Turing Makinesi kavramını ortaya attı.
  • 1941, Konrad Zuse'nin tasarladığı Z3 isimli ilk programlanabilir elektro-mekanik bilgisayar Almanya'da tamamlandı.
  • 1942, Atanasoff–Berry isimli ilk elektronik ancak programlanamayan (tek amaçlı) bilgisayar tamamlandı.
  • 1944, Colossus bilgisayarı hem elektronik hem kısmen programlanabilir olarak İngiltere'de kullanılmaya başlandı ancak 1970'e kadar dünyaya duyurulmadı.
  • 1944, Harvard Mark I isimli hem programlanabilir hem elektro-mekanik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1945, ENIAC isimli ilk hem programlanabilir hem elektronik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1946, John von Neumann kendi ismiyle anılan Neumann mimarisini yayınladı.
  • 1947, Transistör icat edildi.
  • 1949, Assembly programlama dili yayınladı.
  • 1951, Alan Turing yapay zeka alanının başlangıcı kabul edilen makalesini Mind dergisinde yayınladı ve Turing Testi kavramını ortaya attı.
  • 1957, Fortran programlana dili yayınlandı.
  • 1959, COBOL programlama dili yayınladı.
  • 1964, Douglas Engelbart bilgisayar faresini icat etti.
  • 1969, İnternet'in atası kabul edilen ARPANET ağı kuruldu.
  • 1972, Dennis Ritchie C programlama dilini yayınladı.
  • 1973, Dennis Ritchie ve Ken Thompson önderliğinde hazırlanan UNIX işletim sistemi duyuruldu.
  • 1974, Altair 8800 isimli ilk kişisel bilgisayar tanıtıldı ve satışa sunuldu.
  • 1975, Microsoft kuruldu.
  • 1976, Apple kuruldu.
  • 1989, Tim Berners-Lee İnternet'in altyapısını oluşturan WWW bilgi paylaşım sistemini icat etti.
  • 1995, JavaScript programlama dili yayınladı.
  • 1998, Google kuruldu.

Bilgisayar ve Bilgisayarı Oluşturan Parçalar:







Bu bölümde, bilgisayarı oluşturan parçaları tanıyacağız. Bu parçalar ve görevleri nelerdir? Ayrıca, bilgisayar ve bilgisayar parçaları alırken nelere dikkat etmeliyiz, bunları öğreneceksiniz.



Bir masa üstü ya da diz üstü bilgisayarı oluşturan parçalar:



1- Kasa ((Casing)-Bilgisayar bileşenlerini içerisinde barındıran gövde).

2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).

3- Güç Kaynağı (Power Supplay).

4- İşlemci (Cpu)

5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

6- Ram (Hafıza Katı).

7- Hard Disk (HDD).

8- Monitör (Monitor).

9- Klavye (Keyboard).


10- Fare (Mouse).


1- Bilgisayar Kasası (Computer Case) (Bilgisayarı içerisinde barındıran gövde).



Bilgisayar kasaları, bilgisayar parçalarının bir arada derli-toplu durmasını ve bilgisayarın bir açma kapama düğmesi ile, açılıp-kapanmasını sağlayan plastik ve metal malzemeden yapılmış, bir çeşit gövde görevi görmektedir.







Aşağıdaki resimlerde gördüğünüz şekilde, birçok kasa çeşidi bulunmaktadır. Aşağıdaki gördüğünüz kasalar, biçimlerine göre çeşitlendirilmiştir.










2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).



Ana Kart : Bir bilgisayarın en önemli parçasıdır. Bütün işlemlerin üzerinde gerçekleştiği ana parçadır. Aşağıdaki ana kart resmi, bir masa üstü bilgisayar aittir.







Aşağıdaki resimlerde ise, bir ana karta bağlanan parçaların ve bu parçaların bağlandığı noktaları görmektesiniz.









Ana Kart (Mainboard) alırken dikkat edilmesi gereken noktalar.


1- Ana kartın Markası ve Üretildiği yer.

2- Üzerindeki Harici Donanım Slot sayısı.

3- Üzerindeki on board(dahili) VGA yuvası.

4- Üzerindeki USB 2.0 ve 3.0 yuva sayısı.

5- Desteklediği maksimum İşlemci(CPU) modelleri.

6- Desteklediği maksimum Ram(Hafıza Kartı) miktarı.



Dünya da üretilen en iyi ana kart markaları, Gigabyte, Asus, MSİ ve İntel markalardır. Bu markaların, Avrupa da üretilmiş olanları, en iyi ve en kaliteli olanlarıdır. Aşağıdaki gördüğünüz ana kart, bir laptop ana kartıdır.


3- Güç Kaynağı (Power Supplay).



Bilgisayardaki donanımların çalışması için, gerekli olan elektrik enerjisini üreten parçadır. Gelen akım AC olarak 220V şeklinde gelir. Power Supply bunu DC akıma dönüştürerek, elektrik enerjisini bilgisayara uyarlar. Power supply, her bilgisayara ya da her ana karta uymayabilir. Mesela bir ATX kasa için ATX güç kaynağı gereklidir. Kasaların modeline göre, güç kaynağı değişir.


Bilgisayarda power supply’e de bakmamız gerekir. Kaç wat olduğu önemli. Bilgisayarımızın iyi bir performans vermesi için, çok iyi bir güç kaynağının olması gerekir. Türkiye’de voltaj oynamalarının çok sık olduğunu biliyoruz. Türkiye şartlarını göz önünde bulundurup, güç kaynağımızı seçmeliyiz. Bilgisayarımızda güç kaynağı yetersiz olduğunda;


  • Sistem gerektiği düzeyden daha düşük bir performansla çalışır.
  • Sistemimiz kendini başa alıp, resetleyebilir.
  • Güç kaynağımız yanabilir.
  • Sistem anormal şekilde çalışabilir.











4- İşlemci (Cpu)


Bilgisayardaki işlemci, tıpkı bir insandaki beyin gibi, hangi bilginin nerede olduğunu bilir, gerekli işlemleri gerçekleştirir ve gerekli yerlere gönderir. Bilgisayar üzerinde yapılan her işlem ve hareket, işlemcinin bilgisi dahilindedir. İşlemciler mekanik parçası bulunmayan birer entegre devrelerdir. Bilgisayarda yapılmak istenen bütün hareketler ve işlevler, işlemci tarafından yapılmaktadır.


Günümüzde, piyasada bir çok çeşitte işlemci bulunmaktadır. Aslında işlemciler, sadece bilgisayarda bulunan donanımlar değildir. Birçok elektronik aletinde içinde bulunmaktadır.
AMD, Cyrix, IDT, Intel, Motorola, Zilog, Mostek, NexGen gibi birçok firma, işlemci üretmektedir. Intel bu markalar arasında en iyi olanıdır.




1- AlacağImız işlemciyi, hangi maksatla kullanacağımızı bilmeliyiz.
2- İşlemcinin cache (bellek) ve core (çekirdek) değerlerine dikkat etmeliyiz .
3- Fiyat ve performans değerlerine dikkat etmeliyiz.











5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

Bilgisayarımızda yapılan işlemleri, bilgisayarımızın ekranına yansıtan elektronik parçadır. Monitörde gördüğünüz ne varsa, ekran kartı tarafından işlenip, sonrasında monitöre aktarılmaktadır. 3D modelleme, tasarım ve video montajı gibi yüksek çözünürlük isteyen işler için Nvidia'nın Quadro, AMD'nin FirePro serisini tercih edebilirsiniz. Oyunlar için ise, Nvidia'nın GeForce GTX ve AMD Radeon serisi yüksek kapasiteli ekran kartı modelleri, istediğiniz performansı almanızı sağlayacaktır. Metin yazımı, raporlama gibi günlük ofis işleri için, standart özelliklere sahip herhangi bir ekran kartı yeterli olacaktır.

Nvidia, Gigabyte ve AMD temel üretici olarak, en popüler ekran kartı modellerini üretirler. Ekran kartı alırken, Asus Nvidia GeForce GTX soğutma fanlı modelleri almaya dikkat edin. Giga byte ekran kartları da iyidir. Amd işlemcili ekran katları, sıcak ortamlarda ısınıyor ve ciddi oranda performans kaybı oluşturuyorlar. Bu probleme dikkat etmelisiniz.

Ayrıca, yüksek performans elde etmek için en az 4Gb Paylaşımsız ekran kartlarını tercih edin. Paylaşımlı ekran kartları, performanslı görüntü vermek için bilgisayarın Ram'ini kullanırlar. Ayrıca, üzerinden işlemci soğutma fanı olan ekran kartları alın, çünkü; işlemciler ne kadar az ısınırlarsa, o kadar performanslı ve sağlıklı çalışırlar.











6- Ram (Hafıza Katı).

RAM ise, işlemci üzerindeki işlemiş olduğu verilerin tutulacağı geçici bir depolama alanıdır .
Bilgisayarınızda kullanmakta olduğunuz program ya da veriler, kullanılır olmadığı zamanlarda, depolama alanında tutulmaktadır. Bu alana sabit disk adını veriyoruz. Bu bir USB bellek veya CD ya da DVD gibi ortamlar olabilir. Program ya da uygulama talep edildiğinde ise; depolama aygıtı üzerinden RAM üzerine kopyalanır ve çalıştırılır.

Dünyada satılan en kaliteli RAM'ler, Kingston firması tarafından üretilmekte ve satılmaktadır. Kingston firması, ürettiği RAM'lere ömür boyu garanti dahi vermektedir. Bu RAM'leri almanızı tavsiye ederim. Diyelim ki, 16 Gb Ram kullanmak istiyorsunuz. Bu miktardaki RAM'leri 8 + 8 = 16Gb olarak slotlara takıp kullanın. Biri bozulduğunda, diğeri sağlam kalır. Corsair ve Gskill RAM'leri de kalitelidir.










7- Hard Disk (HDD).

Bilgisayarlarda ki bu parça, bilgisayarlarda çalışan işletim sisteminin depolandığı veri saklama alanlarıdır.

Teknoloji olarak Hard diskleri üç gruba ayırabiliriz. PATA (IDE), SCSI ve SATA Hard diskler. Üçü çeşidinde görevi aynı olmasına rağmen, farklı özelliklere sahiptirler. PATA (IDE) eski bir teknoloji olup, halen kullanılsa da yerini SATA’lara bırakmış durumda. Veri aktarım hızı oldukça düşüktür. SATA Hard diskler ise, artık hemen hemen tüm yeni bilgisayarlarda mevcut olan bir donanım. SCSI İngilizcesi Small Computer System İnterface (Türkçe: Küçük Bilgisayar Sistem Arabirimi) kısaltması olup, genellikle “SKAZİ” diye okunur. Yaygın olarak Apple ve Unix İşletim sistemine sahip bilgisayarlar tarafından kullanılan bir paralel ara birim standardıdır. Neredeyse Macintosh bilgisayarların tamamında bu teknoloji vardır.
PATA ve SATA ATA Teknolojisidir. Ayrı olarak değerlendirmede, bazı otoriteler karşı çıkmaktadır.









8- Monitör (Monitor).

Monitör, görüntü meydana getirmek için kullanılan dijital görüntü cihazlarıdır. Bilgisayarda ki verileri ekrana gönderir, işler ve görüntü haline çevirir.


Monitör Çeşitleri

Monitörler genellikle iki tiptedir. Eski tip kullanım olan ve televizyon gibi büyük olabilen CRT, daha ince yapıda ve yeni nesil olan LCD Monitörler ve özel kullanım için üretilen Plazma Monitörler.

  • CRT (Cathode Ray Tube)
  • LCD (Liquid Cyristal)
  • Plazma Monitörler


CTR (Tüplü Monitörler)

Eski bilgisayar döneminde, en çok kullanılan ve muhtemelen sizin de hala bir yerlerde görme şansınızın olduğu, en yaygın monitör tipi CTR (Cathode Ray Tube) yani tüplü monitörlerdi. Düşük ekran kalitesi sağlayan bu monitörler, hem fazlasıyla enerji tüketimine yol açıyor, hem de kullanıcılara istediği performansı sunamıyordu. Tabii içerisindeki tüpü nedeniyle, bu ekranı bir yerden farklı bir yere taşımak için de, baya gelişmiş bir kas yapınız olması lazımdı. Büyük inç yapısına sahip monitörler, ortalama olarak 15-20 KG'a kadar ulaşabiliyordu. Daha sonraki dönemlerdeyse, monitörler flat bir panel üzerine oluşturuldu ve tüm bu dezavantajların hepsi ortadan kaldırıldı. Flat ekran üzerinde oluşturulan bu yeni nesil avantajlı ekranları, LCD Monitör veya LED Monitör olarak tanımlıyoruz.







LCD (Liquid-Crystal Display) Monitör


LCD Ekranlar, CTR monitörlerden sonra geliştirilmiş ve başta laptop bilgisayarların içerisinde kullanılmaya başlanmış bir monitör tipidir. Bilgisayar kullanımında elde edilen başarıdan sonra, bu ekran tipi telefonlarda, hesap makinelerinde, dijital kameralarda ve daha birçok farklı üründe kullanılmıştır.
LCD monitörlerin yapısı içerisinde, polarize iki katmanlı madde yer almaktadır. LCD ekranlar CTR ekranlara oranla hem daha iyi bir ekran kalitesi sunabilme, hem de alandan ve taşınabilirlikten dolayı sağladığı avantajlarıyla, en çok tutulan monitör tipi olmuştur. Ayrıca, uygun ve hesaplı fiyatları nedeniyle de LCD Monitörler, bugün dahi hala kullanıcıların önde gelen tercihleridir.







LED (Light Emmiting Diode) Monitör


Led monitörler ve LED ekranlar, flat bir ekran ve panelden meydana gelen, hem bilgisayar hem de televizyonlar için kullanılan bir monitör tipidir. LCD monitörler ile LED monitörler arasındaki en büyük fark, arka aydınlatma sistemidir. LED Monitörlerin daha az elektrik tüketimine ihtiyaç duymaları, yüksek taşınabilirlik ve dinamik kontrast oranı gibi bazı avantajlara sahiptirler. Yine de LED teknolojisi LCD'ye oranla daha az tercih edilen bir teknolojidir.

Kaliteli monitör üreten belli başlı bir kaç firma vardır. LG, Philips, Asus, Msi gibi üreticiler, bu firmaların başında gelmektedir. Bu firmalardan her hangi birisinin ürününü alabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, ana karta bağlanan kablonun VGA mı ya da HDMI'mi olduğudur.











9- Klavye (Keyboard).



Klavye, üzerinde harf, rakam, özel karakterler ve özel fonksiyon tuşlarının bulunduğu bir bilgisayar giriş birimidir. Bilgisayar temelde klavye aracılığıyla yönlendirilir ve kumanda edilir.


Membran ve mekanik klavye olarak 2'ye ayrılır.


Membran (Membrane) Klavyeler:


Tasarımında çok esnek olan 3 farklı katman kullanır. İlk katmana üst Membran katmanı denir, üst kısmın altında iletken bir iz vardır. Tuşa basıldığında, deliklerden oluşan ikinci tabakadan geçerek her tuşun altında bulunan basınç yastıklarının geçmesine ve alt Membran tabakasının üzerindeki iletken izler ile temas etmesine izin verir. Membran klavyeler, ikisi arasında daha yaygın olanıdır. Membran klavyelerde, basılan tuşu kaydeden bir devre katmanına ince bir zar basar. Mekanik muadillerine göre daha hafif, genellikle daha taşınabilir, daha ucuz ve daha sessizdirler.






Mekanik (Mechanical) Klavyeler:

Mekanik klavye, günümüzde kullanılan en eski klavye türlerinden biridir. Geçmişinin 1980’li yıllara kadar dayandığı düşünülen bu modeller, temelde daktilolarla aynı çalışma prensibine sahiptirler. Öyle ki bu modellerde, takımdaki her tuşa ait bağımsız bir mekanik anahtar bulunur. Yani her tuşun kendine ait bir mekanik anahtarı vardır. Her tuşa ait ayrı bir switch yer aldığı için özellikle bilgisayar oyuncuları tarafından sıklıkla tercih edilir.

Mekanik klavye çeşitleri, genellikle ses çıkaran donanımlar olarak tanımlanırlar. Çünkü çoğu model, kullanım sırasında yoğun bir tıklama sesi çıkarır. Son yıllarda geliştirilen ürünlerle bu ses minimuma indirilmiştir. Bu modellerin oyuncular tarafından sıklıkla tercih edilmesinin de önemli sebepleri vardır.

Mekanik Klavye Switchleri Ne Anlama Gelir?

Mekanik klavyelerin birbirleri arasındaki fark, switch türü ve özellikleri ile anlaşılır. Bu tür klavyelerde kullanılan çok sayıda switch vardır ve renklere göre sınıflandırılmaktadır. Fakat temelde 3 ana switch türü vardır. Bu ana türler şöyle sıralanabilir:

  • Switch hareketlerinde tıklama sesi çıkaran Clicky switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettiren Tactile switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettirmeyen Linear switch


Mekanik klavyelerde kullanılmak üzere switch üreten birkaç farklı firma bulunmaktadır. Bu firmalar switchleri genellikle kırmızı, siyah, mavi, yeşil, kahverengi ve beyaz (ya da renksiz) olarak sınıflandırır. Her firmanın sunduğu değerler farklı olmakla birlikte bu switchlerin sınıflandırılmasında hissiyat, klik sesi, atlama noktası ve tuş vuruşu ömrü gibi detaylar dikkate alınır.






10- Fare (Mouse). (Maus veya Fare okunur)

Fare: Klavyenin yerini almak için geliştirilmiş bir aygıt değildir. Aksine, kullanıcının imleci hareket ettirme kabiliyetini geliştiren bir aygıttır. İki veya üç tuşlu ekrandaki ögeleri seçmeniz ve hareket ettirmenizi sağlayan bir bileşendir.


Kendi içinde birden çok çeşidi barındırır. Ana Katmanda 2'ye ayrılır. Normal mouse ve oyuncu mouse olarak:


Bağlanma Çeşitlerine Göre Fareler:


Kablolu Fareler:
Bunlar, kablo yardımıyla veri gönderen farelerdir. Kablo içerisindeki iletken teller, USB portuna bağlanarak cihazın işlemcisine verileri aktarmaktadır. Günümüzde daha çok ofis ortamlarında kullanılsa- da artık yerini kablosuz çeşitlere bırakmaya başlamıştır.


Ledli Fareler:
Bu fareler ise en yaygın kullanılan fare çeşitleri arasındadır. Led ışığın hareketi algılaması sonucu çalışırlar.


Kızılötesi Fareler: Bu fare türleri de kızılötesi ışınlarla veri göndermektedir. Ancak bu fare çeşitleri de günümüzde işlevsel olmadığından pek kullanılmamaktadır.


Radyo Dalgalı Fareler:
Uzun mesafelerde bile algılama yeteneğine sahip farelerdir. Radyo frekansı aracılığıyla veri gönderirler. Ev ortamında pek kullanılmamaktadır.

Kablosuz (Bluetooth) Fareler

Bugün telefonlarımızda kullandığımız sistemin aynısını fareye yerleştirip farklı bir fare kullanımını gerçekleştirmişlerdir. Bütün bu farelerin yanında birde günümüzde alternatif fareler üretilmiştir. Bunlardan ilk olanı Touchpad dir. Bu fare genelde laptoplarda İsmindende anlaşılabileceği gibi dokunarak hareket ettirilen farelerdir.İkincisi ayak faresidir.Bu fareler engelli insanlar için üretilmiştir. İki tane basmaya yarayacak pedaldan oluşmaktadır. Son olarak ise TrackBalldır. Bu mouse avucunuzun içine oturan bir topla çalışmaktadır. Genelde bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz fare çeşididir.









Optik Fareler

Optik-mekanik farelerden farklı olarak ışık emen ve yayan diyotlar vardır. İki çeşidi vardır; Ledli optik ve lazerli optik olmak üzere. Ledli optik fareler gezdikleri yüzeyleri led ile aydınlatır. Bu fareler bulunduğu yüzeyin an ve an görüntüsünü çeker ve hemen eksen hareketine çevirip bilgisayara yansıtır. Bu yüzdendir ki Mousepad kullanmak gerekmez. Lazerli fareler ise kullanıldığı yüzeyi daha çok aydınlatır , daha hızlı fotoğraf çekip bilgisayara yani imlece hemen yansıtır. Optik farelerin en kötü yanı şeffaf yüzeyleri algılayamamalarıdır.



Lazer Optik Fareler:
Lazer optik fareler, gaming mouse olarak da bilinmektedir. En ufak hareketleri dahi algılar ve oyunlarda büyük bir avantaj sağlar. Fiyatları da binlerce lirayı bulmaktadır.

Oyuncu Fareler:
Normal bir Mouse ile karşılaştırıldığı zaman oyuncu Mouseları ekstra tuşlar ile donatılmaktadır. Bu tuşlar fareye ekstra görsel bir güzellik katmanın yanı sıra bir çok fonksiyon da eklemektir. Klavye ile halletmeniz gereken bazı işler Mouse ile kolaylıkla halledilebilmektedir






Kullandığım kaynaklar:




https://www.hizliresim.com/

Mouse Nedir? Mouse Çeşitleri Nelerdir?

Renk Kodları - Dr. Abdulilah ECE

DeepL Translate: The world's most accurate translator

Bilgisayar Sistemleri ve Tarihçesi






Okuduğunuz veya göz gezdirdiğiniz için teşekkür ederim. Saygılarımla. Teşekkürler
eline emeğine sağlık detaylı ve güzel bir anlatım olmuş emek sarf ettiğin belli dikkat edilicek yerleri renklerle belirtirsen çok daha güzel bir konu olabilir
 

Synroxy

Üye
20 Haz 2023
121
70
TEGOTİÇIGOTİ
Eline sağlık sahmetli bir konu ve güzel değerleme
Teşekkürler hocam

abi bunu 4 yıl önce yapsaydın meslek kazanırdım :d
Yine kendini bu yolda geliştirebilirsin. Geç olsun güç olmasın.

Gayet hoş olmuş eline sağlık
Teşekkürler hocam, var olun.

Gayet hoş olmuş eline sağlık
Teşekkürler hocam.
 

ZuL-RaA

Kadim Üye
9 Ara 2017
5,551
838
Semerkant
Bilgilendirme açısından diğer konulardan iyi şekilde ayrılıyor. Üstüne değinmek yerine mantığı açıklamayı vermiş.

01 kısmı gayet açıklayıcı olmuş ek bilgi vermek gerekirse intel metoduna göre bir işlemci geliştirmek için transistörler yakılaştırılıp, sayısı arttırılmalıdır. Bunu güzel bir şekilde açıklamış sayıyorum konuyu. Enerji tüketimini de azaltır bu yol. Mesafesi yüksek olana göre.

Farklı taraflara değinince konu uzamış ve bazı kısımlarda bilgi sınırlı kalmış ama sıkmaması için gerekli miydi bunu düşünmek lazım. Yine de tercih edilebilir bir yol.

Elinize sağlık dileyerek sözümü bitiyorum.
 

rootibo

Kıdemli Üye
13 Mar 2023
2,168
1,460

BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ VE TARİHÇESİ


Bilgisayar Nedir?
Bilgiyi hesaplamak, düzenlemek ve değiştirmek için kullanılan yazılım ve donanımların tarihsel gelişiminden bahsetmektedir. Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani bir hesap aracıdır ve veri işler.



6tni9wl.png



Abaküs

Bazı kaynaklarda basit hesap makinesi olan abaküs, ilk bilgisayar olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayarın geçmişi yaklaşık 2000 yıl öncesine dayanmaktadır. 1642 yılında Blaise Pascal tarafından yapılan hesap makinesine her ne kadar sayısal dendiyse de bugünkü anlamda sayısal kavramından çok uzaktı. Kaba tuşlarla sayı girişi yapılarak toplama ve çıkarma dışında bir işlem yapılamıyordu.

1671'de Gottfreid Wilhelm von Leibniz tarafından tasarlanan gelişmiş hesap makinesi, ancak 1694 yılında hayata geçirilebilmiş olup, özel dişliler aracılığıyla dört işlemi yapabiliyordu. Ancak Pascal ve Leibniz tarafından yapılan bu aygıtlar yaygın kullanım alanı bulamamışlardır.

Ticari anlamda kullanılabilen ilk mekanik hesap makinesi 1820 yılında Charles Xavier Thomas tarafından yapılmıştır. Charles Babbage ise, uzun araştırmalar ve birkaç denemeden sonra buharla çalışan otomatik hesap makinesini 1823 yılında yapmıştır. Bu alanda ilk büyük gelişme; 1890'da Hermann Hollerith tarafından yapılan ve delikli kart sistemiyle veri girişi yapılan bilgisayar olmuştur. Bu sistemde işlem hızının artması ve hataların azalması büyük bir ilerleme sayılmıştır.

Asıl büyük ilerlemeyi Howard Hathaway Aiken, 1937'de Mark 1 adını verdiği bilgisayarda yarı elektronik devreler kullanmakla yapmıştır. Mark 1 de delikli kart sistemiyle çalışmasına karşın; daha önceki benzerlerinden farklı olarak, logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını da hesaplayabiliyordu. Yavaş olduğu halde, tam otomatik olarak çalışması ve uzun işlemleri çözebilmesi ona büyük avantaj sağlıyordu.





Çağdaş bilgisayarların tarihi 4 döneme ayrılarak incelenir.

  • 1. Kuşak (1950-1958): Lambalı teknolojiye dayanan Eniac benzeri çok büyük aygıtlar.
  • 2. Kuşak (1958-1964): Transistör kullanan bilgisayarlar.
  • 3. Kuşak (1965-1971): Transistör yerine Tümdevre kullanan bilgisayarlar. Bu dönemde bilgisayarları kendi aralarında iletişim de kurabiliyorlar.
  • 4. Kuşak (1972-günümüz): Günümüz bilgisayarları








İlk Bilgisayar Eniac

II. Dünya Savaşı sürecinde, ordunun daha hızlı bilgisayarlara gereksinim duyması, bilgisayar tarihinde bir devrim yaratan ENIAC'ın yapılmasına yol açmıştır. ENIAC, J. Presper Eckert ve John W. Mauchly ekibiyle 1945 yılında yapıldı. En büyük özelliği; bugünkü çiplerin atası sayılabilecek elektron tüpleri ve RAM bellek kullanılması olmuştur. Tasarlanmış programları çalıştırabilme özelliğiyle ENIAC, geniş bir ev kadar (167 m2) yer kaplıyor ve saatte yaklaşık 180 kW elektrik harcıyordu. ENIAC'ın ardından kısa ömürlü olan ve DEVAC adı verilen bilgisayar ve ticari anlamda satışa sunulan ilk bilgisayar olan UNIVAC'ın yapılması 1952 yılına dek uzanmıştır.





İlk Ticari Bilgisayar Univac

1960'lı yıllardan sonra elektron tüplerinin yerini önce transistörler, daha sonra da yüzlerce transistörün birleşimi olarak tarif edilebilecek entegre devreler yer almıştır. Bugün bilgisayar teknolojisinde kullanılan mikroçipler ise, birçok entegre devrenin birleşip küçültülmüş halidir.






Kişisel Bilgisayar

Bilgisayarların çalışma prensibi; matematiksel işlem temeline dayanır. Çeşitli programlama dilleri ile hazırlanmış olan yazılımlar sayesinde birçok alanda kullanılabilmektedir. İnternetin insan hayatına girip yaygınlaşmasıyla bilgisayarın önemi daha da artmıştır. Güncel bilgisayarlar kişiselleşerek kişisel bilgisayar (PC) adını alarak, cebe sığacak kadar küçülmüş büyütülmüş ve hızları büyük aşamalar kaydetmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte bilgisayar fiyatları da giderek düşmektedir.




Bir Bilgisayar Nasıl Çalışır ?


Bilgisayarın tarihi çıktığı ilk andan beri her geçen zamanda değişmiş ve değişmektedir ancak bilgisayarın gelişmesinde 4 temel öge hep aynı kalmıştır.

Bilginin Girişi; Verilerin dış ortamlardan bilgisayarın içine girmesini sağlayan elemanlardır. (Örnek: fare, klavye, kamere vb.),

Bilginin Saklanması; Verilerin kalıcı ya da bir süreliğine saklandığı kısımdır. (Örnek: Hafıza işlemleri, Har disk vb.)

Bilginin İşlenmesi; Girişten giren verilerin merkezi işlem biriminde işlenir ve çıkış birimine aktarılır. (Örnek: Beyni kısacası CPU)

Bilgininin Çıkması; Bilgisayar çeşitlerinde işlenmiş verilerin dış ortama aktarılmasını sağlayan elemanlardır.(Örnek: Çıkış Birimleri Monitör/ekran, Printer/yazıcı)


Bilgisayar Hakkında Önemli Bilgiler :

Kuşakların hepsinde bulanan ve en önemli yazılım parçası olan işletim sistemidir.(DOS)Dosyalarınızı kopyalamak, dosyalarınızı silme ve diğer dosya işlemleri gibi ya da programlarınızı çalıştırma, bellek yönetimi, donanımlarınızı yönetme ve bunun gibi birçok önemli özellik işletim sistemlerini kapsar. Tabi ki bilgisayarınızla işletim sisteminizin uyumlu olması gerekmektedir. En çok tercih edilen işletim sistemlerine örnek verecek olursak Windows XP, Windows2003, Windows Vista, Windows 7 çeşitli Linux sürümleri, Unix ve Mac OS verilebilir.
Bilgisayar aritmetik işlemler olarak toplama, çıkarma, çarpma, bölme, atama vb. veya mantıksal işlemler olarak ve, veya, değil vb. işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Tüm veri yapılar sayısal, sözel, resim veya ses vs. barındırsa da, bilgisayarda bu veriler üzerinden işlem yaparken sayısal ve mantıksal eşdeğerine çevrilerek işlemler yapılmaktadır.




Bilgisayar temel olarak DONANIM ve YAZILIM olmak üzere 2 yapıda ele alınmaktadır.



Donanım:
(Hardware): Bilgisayarın fiziksel yapısını oluşturan parçalardır. Başka bir ifade ile donanım, bilgisayarı oluşturan mekanik ve elektronik parçaların tümüdür.

Yazılım:
(Software): Donanımsal parçaların çalışma ve işlemleri gerçekleştirme prosedürlerini belirleyen ve kullanıcı ile iletişimini sağlayan yapıdır. Bilgisayarın hem çalışma prosedürlerini belirleyen hem de kullanıcı ve diğer programların donanım ile iletişimini sağlayan işletim sistemleri yazılım yapısında ele alınmaktadır. Ayrıca bir işlemi yapmak için bilgisayara kurulan tüm programlar da yazılım olarak adlandırılmaktadır.


Bilgisayarların en temel seviyede 0 ve 1 ile çalıştığını artık herkes biliyor. Peki bu ikili sayı sistemi neden kullanılıyor?


1 ve 0’dan oluşan ikili sayı sistemi, çoğu zaman bilgisayarlarla ilişkilendiriliyor. Peki neden bilgisayarların ikili sayı sistemi kullandığını veya neden 10 tabanında işlemler yapmadığını merak ettiniz mi?

Modern bir dijital bilgisayar, geçmişin analog modellerinden farklı olarak iki durum prensibi ile çalışır; açık veya kapalı. Bu durumlar, elektrik akımının ortamda var olup olmamasına karşılık gelir. Eğer elektrik akımı varsa, anlık durum 1 değerini alır, yoksa 0 değerini alır.

Bu duruma örnek olarak Boole Cebiri prensipleri ile çalışan ve bir bilgisayarın en küçük yapı taşlarından biri sayılabilecek mantıksal kapıları gösterebiliriz. Yine ikili sayı sistemi ile çalışan bu kapıları kullanabilmek için, kapıların girişlerine ikili sayı tabanında bir veya birden fazla değer gönderilir. Eğer kapıya 1 değeri gönderilecekse girişe elektrik verilir, eğer 0 değeri verilecekse kapıya giden akım toprağa bağlanır. Modern bilgisayarların karmaşık yapısı, en temelde bu prensibe dayanır.

İkili sayı sistemi özünde sadece iki seçenek sunabildiği için, çalışma mekaniklerini bir sonraki aşamaya taşıyabilmek için dizgileri kullanırız. İkili sayı sistemindeki her bir bit veya rakam tek bir 0 veya 1’dir. Her biri devre üzerindeki bir anahtarı temsil eder. Devreye birden fazla anahtar eklersek, aynı sayı sistemini ikiden fazla sayıyı temsil etmek için kullanabiliriz. Örneğin sadece bir bit kullanmak yerine, sekiz tane biti bir araya getirip 1 Byte oluşturabiliriz
.


Neden ondalık sistem kullanılmıyor?



Yukarıda belirttiğimiz gibi dizgiler sayesinde ikili sayı sistemini kullanıp ikiden fazla sayıyı ve seçeneği temsil edebiliriz. Ancak sayılar büyüdükçe, görünürde kullanılan alan da artmaktadır. 255’in ikili sistemdeki karşılığının 11111111 olduğunu görüp, ikili sayı sisteminin daha fazla bit alanı kapladığını ve neden doğrudan ondalık sistemin kullanılmadığını merak edebilirsiniz. Bu noktada depolanan veri ile ekranda gösterilen veri arasındaki farkı bilmek gerekiyor.

Görünürde ondalık sistemde yazılan bir sayı, sadece 3 bit yer kaplarken aynı sayının ikili sayı sistemindeki karşılığı 8 bit yer kaplıyor. Ancak gerçekte bir sayıyı ondalık tabanda da ikili tabanda da yazsanız, sayı ikili sayı sistemi kullanılarak depolanacağı için, görünen bit farkı sadece ekranda göründüğü ile kalacaktır.

Teorik olarak daha yüksek bir sayı tabanı kullanmak, herhangi bir sayıyı daha az rakam ile temsil etmemizi sağlayacaktır. Ancak devrelerde ikili sayı sisteminin üstüne çıkmak neredeyse imkansızdır. Zira kuantum bilgisayarlar hariç hiçbir devrede, açık ve kapalı dışında bir durum yoktur.


Sekizlik ve onaltılık sayı sistemleri


Sayı sistemleri hakkında bir miktar bilgisi olanlar, söz konusu bilgisayar teknolojileri olduğunda sekizlik (octal) ve onaltılık (hexadecimal) sayı sistemlerinin bahsinin geçtiğini fark edecektir. Bu iki sayı sisteminin sıklıkla tercih edilmesinin sebebi ise, ikinin katları olmalarıdır. Örneğin 1 byte’lık işlemleri ikili sayı sistemi yerine sekizlik sayı sistemi kullanarak gerçekleştirmek programcılar için daha işlevsel olacaktır. Aynı zamanda 32-bitlik renk değerlerini 11111111000000001110111010011001 gibi ikili sayı sistemi yerine FF00EE99 gibi onaltılık sayı sistemi olarak kodlamak daha etkilidir.

İkili taban dışı bilgisayarlar


Günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların tamamı ikili sayı sistemini kullanıyor. Bu da devre üzerindeki her anahtar iki farklı durum değeri alabilir anlamına geliyor. Teorik olarak bu anahtarların daha fazla durum değeri alabilmesi durumunda bilgisayarlarımız ikili sayı sisteminin ötesine geçebilir. Ancak böyle bir olasılık günümüzdeki elektronik parçalar ile mümkün değil.

Elbette işin bir de kuantum seviyesi var. Günümüzde kuantum bilgisayarlar, ikili sayı sistemi dışında kübit adı verilen özel bitler sayesinde hem 1 hem de 0 değerini aynı anda taşıyabiliyor. Kuantum bilgisayarlar, kübitler sayesinde tüketici seviyesi bilgisayarlardan binlerce kat daha hızlı işlem yapabiliyor. Bu sebeple ikiden fazla durum değeri alabilen anahtarlar, teoride bilgisayarların inanılmaz bir işlem gücüne sahip olmasını sağlayabilir.

Bilgisayarda Bilinmesi Gereken Bazı Kavramlar:


RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)


Ram, bilgisayardaki dosyaların hızla yazılıp ve hızlıca okunmasına sağlayan depolama bellek aracıdır. Örneğin yazmakta olduğunuz bir Word belgesinin, bilgisayarınızı RAM’ inde saklanır.


ROM (READ ONLY MEMORY)


Rom, (sadece okunabilir bellek) olarak tanımlanmaktadır. Hafızaya iletilmiş program sadece bir kez atılır ve kullanıcı tarafından bir daha değiştirilemez bellek türüdür. Örneğin bilgisayarın başlatılması ve çalışmasını etkileyen kodlar Rom’ da saklanır.

CPU (CENTRAL PROCESSİNG UNİT)

CPU, aritmetik ve mantıksal işlem yapan işlemci ya da bilgisayarın verilerin işlendiği ve kullanıcı tarafından verilen yazılım komutlarını çalıştıran bölümdür. CPU, makine dili olarak bilenen Assembly ve 0 ve 1’lerden oluşan kod sistemleriyle çalışmaktadır.


COMPİLER

Compiler, basit bir dildeki kodu istenilen başka bir kod haline çeviren programlardır. Üretilmiş bu kod ortama göre çalıştırılabilir kod anlamına gelmektedir. Örneğin C dilinde yazılan bir programı Assembly diline çeviren programlara derleyici(compiler) adı verilebilir.


BUG

Bug, programda veya ilgili donanım kısımlarında ki elektrik sistemlerinde meydana gelen hatalardır. Debugging işlemi ise bu hatalarının düzeltilmesidir.


BUFFER

Buffer, bilgisayarda veri ya da bilgilerin geçici olarak depolandığı yerdir.


DOS (DİSK OPERATİNG SYSTEM)

Dos, bilgisayardaki disk ve onunla ilgili işlemleri yapabilmesi için kullanılan programlardır.


CURSOR

Cursor, bilgisayar ekranında üzerinde işlem yapılan yeri gösteren işarettir.



Bir Bilgisayarın En Önemli 5 Parçası



İster bir oyun sistemi ister bir ev bilgisayarı olsun, günümüzün tipik bir bilgisayarını oluşturan beş ana bileşen şunları içerir:


  • Bir Ana kart
  • Merkezi İşlem Birimi (işlemci)
  • Ekran kartı olarak da bilinen bir Grafik İşlem Birimi
  • Geçici bellek olarak da bilinen Rasgele Erişimli Bellek (RAM)
  • Depolama: SSD veya Sabit Disk Sürücüsü (HDD)

Zaman Çizelgesi:

  • 1822, Charles Babbage Polinom hesaplarında kullanılmak üzere Fark Makinesi adını verdiği makinenin yapımına başladı.
  • 1832, Fark Makinesinin ilk çalışan versiyonu tamamlandı. Ertesi yıl Ada Lovelace'in annesi Lady Byron makineyi gördü ve hatıralarında yazdı.
  • 1837, Charles Babbage programlanabilir, logaritma ve trigonometri hesabı yapabilecek, ilk mekanik bilgisayar tasarımı olarak kabul edilen, Analitik Makine adını verdiğini makinenin yapımına başladı, ancak makine hiç tamamlanamadı.
  • 1842, Ada Lovelace Analitik Makine ile Bernoulli sayılarını hesaplayabilecek, tarihteki ilk bilgisayar programı olarak kabul edilen, bir algoritma geliştirdi.
  • 1854, George Boole kendi adıyla anılan Boole cebrini yayınladı.
  • 1890, ABD nüfus sayımında Herman Hollerith'in geliştirdiği delikli kart sistemi kullanıldı.
  • 1911, IBM kuruldu.
  • 1936, Alan Turing bilgisayar bilimlerinin başlangıcı kabul edilen "On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem" isimli makalesini yayınladı ve Turing Makinesi kavramını ortaya attı.
  • 1941, Konrad Zuse'nin tasarladığı Z3 isimli ilk programlanabilir elektro-mekanik bilgisayar Almanya'da tamamlandı.
  • 1942, Atanasoff–Berry isimli ilk elektronik ancak programlanamayan (tek amaçlı) bilgisayar tamamlandı.
  • 1944, Colossus bilgisayarı hem elektronik hem kısmen programlanabilir olarak İngiltere'de kullanılmaya başlandı ancak 1970'e kadar dünyaya duyurulmadı.
  • 1944, Harvard Mark I isimli hem programlanabilir hem elektro-mekanik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1945, ENIAC isimli ilk hem programlanabilir hem elektronik bilgisayar ABD'de tamamlandı.
  • 1946, John von Neumann kendi ismiyle anılan Neumann mimarisini yayınladı.
  • 1947, Transistör icat edildi.
  • 1949, Assembly programlama dili yayınladı.
  • 1951, Alan Turing yapay zeka alanının başlangıcı kabul edilen makalesini Mind dergisinde yayınladı ve Turing Testi kavramını ortaya attı.
  • 1957, Fortran programlana dili yayınlandı.
  • 1959, COBOL programlama dili yayınladı.
  • 1964, Douglas Engelbart bilgisayar faresini icat etti.
  • 1969, İnternet'in atası kabul edilen ARPANET ağı kuruldu.
  • 1972, Dennis Ritchie C programlama dilini yayınladı.
  • 1973, Dennis Ritchie ve Ken Thompson önderliğinde hazırlanan UNIX işletim sistemi duyuruldu.
  • 1974, Altair 8800 isimli ilk kişisel bilgisayar tanıtıldı ve satışa sunuldu.
  • 1975, Microsoft kuruldu.
  • 1976, Apple kuruldu.
  • 1989, Tim Berners-Lee İnternet'in altyapısını oluşturan WWW bilgi paylaşım sistemini icat etti.
  • 1995, JavaScript programlama dili yayınladı.
  • 1998, Google kuruldu.

Bilgisayar ve Bilgisayarı Oluşturan Parçalar:







Bu bölümde, bilgisayarı oluşturan parçaları tanıyacağız. Bu parçalar ve görevleri nelerdir? Ayrıca, bilgisayar ve bilgisayar parçaları alırken nelere dikkat etmeliyiz, bunları öğreneceksiniz.



Bir masa üstü ya da diz üstü bilgisayarı oluşturan parçalar:



1- Kasa ((Casing)-Bilgisayar bileşenlerini içerisinde barındıran gövde).

2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).

3- Güç Kaynağı (Power Supplay).

4- İşlemci (Cpu)

5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

6- Ram (Hafıza Katı).

7- Hard Disk (HDD).

8- Monitör (Monitor).

9- Klavye (Keyboard).


10- Fare (Mouse).


1- Bilgisayar Kasası (Computer Case) (Bilgisayarı içerisinde barındıran gövde).



Bilgisayar kasaları, bilgisayar parçalarının bir arada derli-toplu durmasını ve bilgisayarın bir açma kapama düğmesi ile, açılıp-kapanmasını sağlayan plastik ve metal malzemeden yapılmış, bir çeşit gövde görevi görmektedir.







Aşağıdaki resimlerde gördüğünüz şekilde, birçok kasa çeşidi bulunmaktadır. Aşağıdaki gördüğünüz kasalar, biçimlerine göre çeşitlendirilmiştir.










2- Ana Kart (Motherboard-Mainboard).



Ana Kart : Bir bilgisayarın en önemli parçasıdır. Bütün işlemlerin üzerinde gerçekleştiği ana parçadır. Aşağıdaki ana kart resmi, bir masa üstü bilgisayar aittir.







Aşağıdaki resimlerde ise, bir ana karta bağlanan parçaların ve bu parçaların bağlandığı noktaları görmektesiniz.









Ana Kart (Mainboard) alırken dikkat edilmesi gereken noktalar.


1- Ana kartın Markası ve Üretildiği yer.

2- Üzerindeki Harici Donanım Slot sayısı.

3- Üzerindeki on board(dahili) VGA yuvası.

4- Üzerindeki USB 2.0 ve 3.0 yuva sayısı.

5- Desteklediği maksimum İşlemci(CPU) modelleri.

6- Desteklediği maksimum Ram(Hafıza Kartı) miktarı.



Dünya da üretilen en iyi ana kart markaları, Gigabyte, Asus, MSİ ve İntel markalardır. Bu markaların, Avrupa da üretilmiş olanları, en iyi ve en kaliteli olanlarıdır. Aşağıdaki gördüğünüz ana kart, bir laptop ana kartıdır.


3- Güç Kaynağı (Power Supplay).



Bilgisayardaki donanımların çalışması için, gerekli olan elektrik enerjisini üreten parçadır. Gelen akım AC olarak 220V şeklinde gelir. Power Supply bunu DC akıma dönüştürerek, elektrik enerjisini bilgisayara uyarlar. Power supply, her bilgisayara ya da her ana karta uymayabilir. Mesela bir ATX kasa için ATX güç kaynağı gereklidir. Kasaların modeline göre, güç kaynağı değişir.


Bilgisayarda power supply’e de bakmamız gerekir. Kaç wat olduğu önemli. Bilgisayarımızın iyi bir performans vermesi için, çok iyi bir güç kaynağının olması gerekir. Türkiye’de voltaj oynamalarının çok sık olduğunu biliyoruz. Türkiye şartlarını göz önünde bulundurup, güç kaynağımızı seçmeliyiz. Bilgisayarımızda güç kaynağı yetersiz olduğunda;


  • Sistem gerektiği düzeyden daha düşük bir performansla çalışır.
  • Sistemimiz kendini başa alıp, resetleyebilir.
  • Güç kaynağımız yanabilir.
  • Sistem anormal şekilde çalışabilir.











4- İşlemci (Cpu)


Bilgisayardaki işlemci, tıpkı bir insandaki beyin gibi, hangi bilginin nerede olduğunu bilir, gerekli işlemleri gerçekleştirir ve gerekli yerlere gönderir. Bilgisayar üzerinde yapılan her işlem ve hareket, işlemcinin bilgisi dahilindedir. İşlemciler mekanik parçası bulunmayan birer entegre devrelerdir. Bilgisayarda yapılmak istenen bütün hareketler ve işlevler, işlemci tarafından yapılmaktadır.


Günümüzde, piyasada bir çok çeşitte işlemci bulunmaktadır. Aslında işlemciler, sadece bilgisayarda bulunan donanımlar değildir. Birçok elektronik aletinde içinde bulunmaktadır.
AMD, Cyrix, IDT, Intel, Motorola, Zilog, Mostek, NexGen gibi birçok firma, işlemci üretmektedir. Intel bu markalar arasında en iyi olanıdır.




1- AlacağImız işlemciyi, hangi maksatla kullanacağımızı bilmeliyiz.
2- İşlemcinin cache (bellek) ve core (çekirdek) değerlerine dikkat etmeliyiz .
3- Fiyat ve performans değerlerine dikkat etmeliyiz.











5- Ekran (Graphic Card) Kartı.

Bilgisayarımızda yapılan işlemleri, bilgisayarımızın ekranına yansıtan elektronik parçadır. Monitörde gördüğünüz ne varsa, ekran kartı tarafından işlenip, sonrasında monitöre aktarılmaktadır. 3D modelleme, tasarım ve video montajı gibi yüksek çözünürlük isteyen işler için Nvidia'nın Quadro, AMD'nin FirePro serisini tercih edebilirsiniz. Oyunlar için ise, Nvidia'nın GeForce GTX ve AMD Radeon serisi yüksek kapasiteli ekran kartı modelleri, istediğiniz performansı almanızı sağlayacaktır. Metin yazımı, raporlama gibi günlük ofis işleri için, standart özelliklere sahip herhangi bir ekran kartı yeterli olacaktır.

Nvidia, Gigabyte ve AMD temel üretici olarak, en popüler ekran kartı modellerini üretirler. Ekran kartı alırken, Asus Nvidia GeForce GTX soğutma fanlı modelleri almaya dikkat edin. Giga byte ekran kartları da iyidir. Amd işlemcili ekran katları, sıcak ortamlarda ısınıyor ve ciddi oranda performans kaybı oluşturuyorlar. Bu probleme dikkat etmelisiniz.

Ayrıca, yüksek performans elde etmek için en az 4Gb Paylaşımsız ekran kartlarını tercih edin. Paylaşımlı ekran kartları, performanslı görüntü vermek için bilgisayarın Ram'ini kullanırlar. Ayrıca, üzerinden işlemci soğutma fanı olan ekran kartları alın, çünkü; işlemciler ne kadar az ısınırlarsa, o kadar performanslı ve sağlıklı çalışırlar.











6- Ram (Hafıza Katı).

RAM ise, işlemci üzerindeki işlemiş olduğu verilerin tutulacağı geçici bir depolama alanıdır .
Bilgisayarınızda kullanmakta olduğunuz program ya da veriler, kullanılır olmadığı zamanlarda, depolama alanında tutulmaktadır. Bu alana sabit disk adını veriyoruz. Bu bir USB bellek veya CD ya da DVD gibi ortamlar olabilir. Program ya da uygulama talep edildiğinde ise; depolama aygıtı üzerinden RAM üzerine kopyalanır ve çalıştırılır.

Dünyada satılan en kaliteli RAM'ler, Kingston firması tarafından üretilmekte ve satılmaktadır. Kingston firması, ürettiği RAM'lere ömür boyu garanti dahi vermektedir. Bu RAM'leri almanızı tavsiye ederim. Diyelim ki, 16 Gb Ram kullanmak istiyorsunuz. Bu miktardaki RAM'leri 8 + 8 = 16Gb olarak slotlara takıp kullanın. Biri bozulduğunda, diğeri sağlam kalır. Corsair ve Gskill RAM'leri de kalitelidir.










7- Hard Disk (HDD).

Bilgisayarlarda ki bu parça, bilgisayarlarda çalışan işletim sisteminin depolandığı veri saklama alanlarıdır.

Teknoloji olarak Hard diskleri üç gruba ayırabiliriz. PATA (IDE), SCSI ve SATA Hard diskler. Üçü çeşidinde görevi aynı olmasına rağmen, farklı özelliklere sahiptirler. PATA (IDE) eski bir teknoloji olup, halen kullanılsa da yerini SATA’lara bırakmış durumda. Veri aktarım hızı oldukça düşüktür. SATA Hard diskler ise, artık hemen hemen tüm yeni bilgisayarlarda mevcut olan bir donanım. SCSI İngilizcesi Small Computer System İnterface (Türkçe: Küçük Bilgisayar Sistem Arabirimi) kısaltması olup, genellikle “SKAZİ” diye okunur. Yaygın olarak Apple ve Unix İşletim sistemine sahip bilgisayarlar tarafından kullanılan bir paralel ara birim standardıdır. Neredeyse Macintosh bilgisayarların tamamında bu teknoloji vardır.
PATA ve SATA ATA Teknolojisidir. Ayrı olarak değerlendirmede, bazı otoriteler karşı çıkmaktadır.









8- Monitör (Monitor).

Monitör, görüntü meydana getirmek için kullanılan dijital görüntü cihazlarıdır. Bilgisayarda ki verileri ekrana gönderir, işler ve görüntü haline çevirir.


Monitör Çeşitleri

Monitörler genellikle iki tiptedir. Eski tip kullanım olan ve televizyon gibi büyük olabilen CRT, daha ince yapıda ve yeni nesil olan LCD Monitörler ve özel kullanım için üretilen Plazma Monitörler.

  • CRT (Cathode Ray Tube)
  • LCD (Liquid Cyristal)
  • Plazma Monitörler


CTR (Tüplü Monitörler)

Eski bilgisayar döneminde, en çok kullanılan ve muhtemelen sizin de hala bir yerlerde görme şansınızın olduğu, en yaygın monitör tipi CTR (Cathode Ray Tube) yani tüplü monitörlerdi. Düşük ekran kalitesi sağlayan bu monitörler, hem fazlasıyla enerji tüketimine yol açıyor, hem de kullanıcılara istediği performansı sunamıyordu. Tabii içerisindeki tüpü nedeniyle, bu ekranı bir yerden farklı bir yere taşımak için de, baya gelişmiş bir kas yapınız olması lazımdı. Büyük inç yapısına sahip monitörler, ortalama olarak 15-20 KG'a kadar ulaşabiliyordu. Daha sonraki dönemlerdeyse, monitörler flat bir panel üzerine oluşturuldu ve tüm bu dezavantajların hepsi ortadan kaldırıldı. Flat ekran üzerinde oluşturulan bu yeni nesil avantajlı ekranları, LCD Monitör veya LED Monitör olarak tanımlıyoruz.







LCD (Liquid-Crystal Display) Monitör


LCD Ekranlar, CTR monitörlerden sonra geliştirilmiş ve başta laptop bilgisayarların içerisinde kullanılmaya başlanmış bir monitör tipidir. Bilgisayar kullanımında elde edilen başarıdan sonra, bu ekran tipi telefonlarda, hesap makinelerinde, dijital kameralarda ve daha birçok farklı üründe kullanılmıştır.
LCD monitörlerin yapısı içerisinde, polarize iki katmanlı madde yer almaktadır. LCD ekranlar CTR ekranlara oranla hem daha iyi bir ekran kalitesi sunabilme, hem de alandan ve taşınabilirlikten dolayı sağladığı avantajlarıyla, en çok tutulan monitör tipi olmuştur. Ayrıca, uygun ve hesaplı fiyatları nedeniyle de LCD Monitörler, bugün dahi hala kullanıcıların önde gelen tercihleridir.







LED (Light Emmiting Diode) Monitör


Led monitörler ve LED ekranlar, flat bir ekran ve panelden meydana gelen, hem bilgisayar hem de televizyonlar için kullanılan bir monitör tipidir. LCD monitörler ile LED monitörler arasındaki en büyük fark, arka aydınlatma sistemidir. LED Monitörlerin daha az elektrik tüketimine ihtiyaç duymaları, yüksek taşınabilirlik ve dinamik kontrast oranı gibi bazı avantajlara sahiptirler. Yine de LED teknolojisi LCD'ye oranla daha az tercih edilen bir teknolojidir.

Kaliteli monitör üreten belli başlı bir kaç firma vardır. LG, Philips, Asus, Msi gibi üreticiler, bu firmaların başında gelmektedir. Bu firmalardan her hangi birisinin ürününü alabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, ana karta bağlanan kablonun VGA mı ya da HDMI'mi olduğudur.











9- Klavye (Keyboard).



Klavye, üzerinde harf, rakam, özel karakterler ve özel fonksiyon tuşlarının bulunduğu bir bilgisayar giriş birimidir. Bilgisayar temelde klavye aracılığıyla yönlendirilir ve kumanda edilir.


Membran ve mekanik klavye olarak 2'ye ayrılır.


Membran (Membrane) Klavyeler:


Tasarımında çok esnek olan 3 farklı katman kullanır. İlk katmana üst Membran katmanı denir, üst kısmın altında iletken bir iz vardır. Tuşa basıldığında, deliklerden oluşan ikinci tabakadan geçerek her tuşun altında bulunan basınç yastıklarının geçmesine ve alt Membran tabakasının üzerindeki iletken izler ile temas etmesine izin verir. Membran klavyeler, ikisi arasında daha yaygın olanıdır. Membran klavyelerde, basılan tuşu kaydeden bir devre katmanına ince bir zar basar. Mekanik muadillerine göre daha hafif, genellikle daha taşınabilir, daha ucuz ve daha sessizdirler.






Mekanik (Mechanical) Klavyeler:

Mekanik klavye, günümüzde kullanılan en eski klavye türlerinden biridir. Geçmişinin 1980’li yıllara kadar dayandığı düşünülen bu modeller, temelde daktilolarla aynı çalışma prensibine sahiptirler. Öyle ki bu modellerde, takımdaki her tuşa ait bağımsız bir mekanik anahtar bulunur. Yani her tuşun kendine ait bir mekanik anahtarı vardır. Her tuşa ait ayrı bir switch yer aldığı için özellikle bilgisayar oyuncuları tarafından sıklıkla tercih edilir.

Mekanik klavye çeşitleri, genellikle ses çıkaran donanımlar olarak tanımlanırlar. Çünkü çoğu model, kullanım sırasında yoğun bir tıklama sesi çıkarır. Son yıllarda geliştirilen ürünlerle bu ses minimuma indirilmiştir. Bu modellerin oyuncular tarafından sıklıkla tercih edilmesinin de önemli sebepleri vardır.

Mekanik Klavye Switchleri Ne Anlama Gelir?

Mekanik klavyelerin birbirleri arasındaki fark, switch türü ve özellikleri ile anlaşılır. Bu tür klavyelerde kullanılan çok sayıda switch vardır ve renklere göre sınıflandırılmaktadır. Fakat temelde 3 ana switch türü vardır. Bu ana türler şöyle sıralanabilir:

  • Switch hareketlerinde tıklama sesi çıkaran Clicky switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettiren Tactile switch
  • Switch hareketlerinde geri bildirim hissettirmeyen Linear switch


Mekanik klavyelerde kullanılmak üzere switch üreten birkaç farklı firma bulunmaktadır. Bu firmalar switchleri genellikle kırmızı, siyah, mavi, yeşil, kahverengi ve beyaz (ya da renksiz) olarak sınıflandırır. Her firmanın sunduğu değerler farklı olmakla birlikte bu switchlerin sınıflandırılmasında hissiyat, klik sesi, atlama noktası ve tuş vuruşu ömrü gibi detaylar dikkate alınır.






10- Fare (Mouse). (Maus veya Fare okunur)

Fare: Klavyenin yerini almak için geliştirilmiş bir aygıt değildir. Aksine, kullanıcının imleci hareket ettirme kabiliyetini geliştiren bir aygıttır. İki veya üç tuşlu ekrandaki ögeleri seçmeniz ve hareket ettirmenizi sağlayan bir bileşendir.


Kendi içinde birden çok çeşidi barındırır. Ana Katmanda 2'ye ayrılır. Normal mouse ve oyuncu mouse olarak:


Bağlanma Çeşitlerine Göre Fareler:


Kablolu Fareler:
Bunlar, kablo yardımıyla veri gönderen farelerdir. Kablo içerisindeki iletken teller, USB portuna bağlanarak cihazın işlemcisine verileri aktarmaktadır. Günümüzde daha çok ofis ortamlarında kullanılsa- da artık yerini kablosuz çeşitlere bırakmaya başlamıştır.


Ledli Fareler:
Bu fareler ise en yaygın kullanılan fare çeşitleri arasındadır. Led ışığın hareketi algılaması sonucu çalışırlar.


Kızılötesi Fareler: Bu fare türleri de kızılötesi ışınlarla veri göndermektedir. Ancak bu fare çeşitleri de günümüzde işlevsel olmadığından pek kullanılmamaktadır.


Radyo Dalgalı Fareler:
Uzun mesafelerde bile algılama yeteneğine sahip farelerdir. Radyo frekansı aracılığıyla veri gönderirler. Ev ortamında pek kullanılmamaktadır.

Kablosuz (Bluetooth) Fareler

Bugün telefonlarımızda kullandığımız sistemin aynısını fareye yerleştirip farklı bir fare kullanımını gerçekleştirmişlerdir. Bütün bu farelerin yanında birde günümüzde alternatif fareler üretilmiştir. Bunlardan ilk olanı Touchpad dir. Bu fare genelde laptoplarda İsmindende anlaşılabileceği gibi dokunarak hareket ettirilen farelerdir.İkincisi ayak faresidir.Bu fareler engelli insanlar için üretilmiştir. İki tane basmaya yarayacak pedaldan oluşmaktadır. Son olarak ise TrackBalldır. Bu mouse avucunuzun içine oturan bir topla çalışmaktadır. Genelde bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz fare çeşididir.









Optik Fareler

Optik-mekanik farelerden farklı olarak ışık emen ve yayan diyotlar vardır. İki çeşidi vardır; Ledli optik ve lazerli optik olmak üzere. Ledli optik fareler gezdikleri yüzeyleri led ile aydınlatır. Bu fareler bulunduğu yüzeyin an ve an görüntüsünü çeker ve hemen eksen hareketine çevirip bilgisayara yansıtır. Bu yüzdendir ki Mousepad kullanmak gerekmez. Lazerli fareler ise kullanıldığı yüzeyi daha çok aydınlatır , daha hızlı fotoğraf çekip bilgisayara yani imlece hemen yansıtır. Optik farelerin en kötü yanı şeffaf yüzeyleri algılayamamalarıdır.



Lazer Optik Fareler:
Lazer optik fareler, gaming mouse olarak da bilinmektedir. En ufak hareketleri dahi algılar ve oyunlarda büyük bir avantaj sağlar. Fiyatları da binlerce lirayı bulmaktadır.

Oyuncu Fareler:
Normal bir Mouse ile karşılaştırıldığı zaman oyuncu Mouseları ekstra tuşlar ile donatılmaktadır. Bu tuşlar fareye ekstra görsel bir güzellik katmanın yanı sıra bir çok fonksiyon da eklemektir. Klavye ile halletmeniz gereken bazı işler Mouse ile kolaylıkla halledilebilmektedir






Kullandığım kaynaklar:




https://www.hizliresim.com/

Mouse Nedir? Mouse Çeşitleri Nelerdir?

Renk Kodları - Dr. Abdulilah ECE

DeepL Translate: The world's most accurate translator

Bilgisayar Sistemleri ve Tarihçesi






Okuduğunuz veya göz gezdirdiğiniz için teşekkür ederim. Saygılarımla. Teşekkürler
Elinize Sagliik
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.