BTK Sosyal Medya Suçları

Konu Önemli ye Taşınmalı mıdır ?

  • Evet

    Oy: 8 72.7%
  • Hayır

    Oy: 3 27.3%

  • Kullanılan toplam oy
    11
  • Anket kapatılmış .

MBeyTHT

Kıdemli Üye
8 Eyl 2016
3,257
7


SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN İŞLENEN SUÇLAR VE 5651 SAYILI YASA


Av. Şebnem AHI
Geleneksel olarak adlandırılan medya, yazılı ve görsel basın (Gazeteler, Dergiler, Televizyon) kitlesel olayları bu kanallar vasıtasıyla insanlara haber olarak duyuran ve bu yolla iletişim kurulan ortamdır. Basının araç olarak kullanılması yoluyla işlenen suçlar 5237 Sayılı TCK’de ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanun’unda düzenlenmiştir.

5237 s. TCK md.6/g fıkrasına göre ‘Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayın’ anlaşılır. Bu tanıma göre, internet ve sosyal medya ortamları da elektronik kitle iletişim araçları olarak tanımlanmış kabul edilmektedir. TCK’ye göre suçun basın yoluyla işlenmesi, daha geniş kitlelere ulaşması sebebiyle, ağırlaştırıcı sebeptir ve bu yolla işlenen suçlarda hapis, güvenlik tedbiri ve adli para cezası gibi yaptırımlar getirilmiştir.

Ayrıca 6112 s. Yasa ile de bu yolla işlenen suçlar, idari para cezası ve idari tedbir yaptırımına bağlanmıştır. Bu yolla işlenen suçlarda cezai sorumluluk bakımından açılacak kamu davalarında hak düşürücü süreler ve sorumlu kişiler ise 5187s. Basın Kanunu’nda belirtilmiştir. Bu suçlar sosyal medya üzerinden işlendiğinde aleniyet unsuru gerçekleşmiş sayılır ve basın yolu ile işlenmiş gibi ceza alırlar. Bunlar; basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçu, hakaret, hedef gösterme ve nefret söylemi olarak sayılabilir.




Sosyal medya üzerinden işlenebilen suçlar, normal hayatta işlenen suçlardan sadece soyut ortamda işlenmesi bakımından farklılık gösterebilir. Hususi olarak bu yolla işlenebilecek suçlar kanunlarımızda düzenlenmemişse de normal hayatta işlenebilecek ve geleneksel suç kabul edilen ‘özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ya da ele geçirme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama, kanunlara uymamaya tahrik suçları’ ceza kanunumuzda düzenlenmiş ve sosyal medya üzerinden işlenmesi halinde mevcut kanun maddeleri uygulanır olmuştur.

Diğer yandan yine sosyal medya üzerinden veya bu vasıtayla işlenebilecek bilişim suçlarından bahsetmek mümkündür. Ceza Kanunumuzda bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçlar sayılmış ve nitelikli dolandırıcılık ve nitelikli hırsızlık suçları yaptırıma bağlanmıştır. Ayrıca bilişim alanında suçlar başlığı altında; bir bilişim sistemine girme, sisteme girmeyi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.

5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun, sosyal medya ve internet üzerinde yapılan yayınlar bakımından hem kişilerin sorumluluklarını belirler, hem de internet ortamında işlenen belirli suçlarla bu birimler üzerinden mücadele eder.

5651 Sayılı Kanun; 2007’den beri mevcut olan bir yasadır, ilk halinde” uyar-kaldır” (notice and take down) ilkesi benimsenmiş idi, yani mahkemeye gitmeden evvel öncelikle içerik sağlayıcıya, yer sağlayıcıya ve hizmet sağlayıcıya başvurulur, içerik kaldırılmaz ise mahkemeye başvurulurdu. Sadece mahkemeler erişim engelleme kararı vermeye yetkiliydi. Bunun tek istisnası katalog suçlardı, bu suçları içeren içerik mevcutsa, BTK başkanı erişim engelleme kararını vermeye yetkili idi. Bu suçlar; intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar için yer sağlama, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlardır.

Bu hali ile de eleştirilen kısmı, suç sayıldığı halde müstehcenlik tanımının kanunda yer almamasıydı. Bu durum geçtiğimiz senelerde, çoğu zaman sitelerin kapatılmasına yol açan en temel sebeplerdendi. Çünkü bir içeriğin açıkça müstehcen olmadığı durumlarda dahi, müstehcen olarak sayılabilmesine imkan verecek şekilde kanunda belirsizlik söz konusu idi.

2014 yılı ve sonrasında yapılan değişikliklerle de, “uyar-kaldır” sisteminin mahkeme öncesinde zorunlu yol olmasına dair düzenleme yürürlükten kaldırıldı. Seçimlik hale getirildi. Böylece doğrudan mahkemeye gidip erişim engelleme kararı aldırabilmenin, seri olarak siteleri engelleyebilmenin önü açıldı. Kişilik hakkı ihlali olduğunda doğrudan mahkemeye gitme hakkı düzenlendi ve mahkemelere 24 saat içinde duruşmasız olarak karar verme zorunluluğu getirildi.

Diğer yandan özel hayatın gizliliğini ihlal suçları için mahkemeye gitmeden evvel, tedbir olarak siteyi veya ilgili içeriğin bulunduğu sayfayı yani URL’yi TİB’e başvurarak 4 saat içinde engelletebilme imkanı getirildi. Bu tedbir sonrasında 24 saat içinde mahkemeye gitmek zorunlu oldu. Dolayısıyla bu durum hem mahkemede karar verilmesi gereken ve bir yargılama konusu olması gereken bir hususta, idari bir kurumu yetkilendirdi, hem de mahkeme kararı verilinceye dek, site ve hak sahiplerinin itiraz edeceği bir merci olmamasına sebep verdi. O aradaki süre, yasa ile 24-72 saatler ile belirlense dahi, uygulamada çoğu zaman siteler ticari zarara uğramaktadır. Ayrıca ne yazık ki mahkemelerdeki dosya yoğunlukları sebebiyle sağlıklı kararlar çıkamamakta, sitelerin içeriği yeterince incelenememektedir.

Nitekim 2014’teki düzenleme ile TİB’e, yani şimdiki BTK’ye, verilen erişim engelleme yetkisinin kaldırılması için CHP, Anayasa Mahkemesinden bu durumun iptalini istedi. Ancak Anayasa mahkemesi 2015 sonunda bu talebi reddetti.

Diğer yandan 2014’teki düzenlemelerden biri de; trafik bilgilerinin yer ve erişim sağlayıcılar için 2 yıldan az olmamak üzere kayıt altında tutulması zorunluluğuydu, bu süre eskiden 6 ay iken, 2014’te 2 yıla çıkarıldı.

Ayrıca 2014’de eklenen 8/A maddesi ile de kamu güvenliği ve milli güvenlik, can ve mal güvenliğinin korunması gereken hallerde, gecikmesinde sakınca olan hallerde erişim engelleme yetkisi doğrudan TİB’e verilmişti. 2016 Ağustos ayındaki KHK ile BTK başkanına bu yetki verildi. Nitekim aynı maddenin 2. Fıkrası ile de, başbakanlık ve ilgili bakanlıkların talebi ile yine BTK Başkanına erişim engelleme yetkisi verildi. Ancak yine bu kararı 24 saat içinde hakim onayına sunmaları zorunlu kılındı.

Olağan üstü hal sürecinde, bu kanunun pek çok noktada yetkilendirdiği TİB (kanunda başkanlık olarak geçer) kapatıldı ve BTK yetkilendirildi. Bu sebeple 671 sayılı KHK ile 5651 sayılı yasadaki yetkiler de devredildi.

Son dönemlerde yaşanan gergin siyasi olaylarda ve yaşanan üzücü toplumsal olaylar sonrasında verilen erişim engelleme kararların çoğunda ise 8/A maddesi gerekçesi ile erişim engellemeler yapılmaktadır. Bu kararların pek çoğu, https://lumendatabase.org/ sitesinden edinilebilir.



Konu Alıntıdır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.