Cumhuriyetin 85.yılı ve sonrası...

*666*

Katılımcı Üye
22 Eyl 2008
363
3
Graphic Team
A.Ö. - A.S. - GENE A.Ö. MÜ? Bu “Da Vinci şifresi” değil; Türkiye’nin şifresi: A.Ö (Atatürk’ten önce)- A.S. (Atatürk’ten Sonra) - Gene A.Ö.!

Dünya tarihinin “Milat’tan Önce” – “Milat'tan Sonra” dönemleri var. Bu devirler “Hazreti İsa’nın “doğumundan önce” ve “doğumundan sonra” diye ayrılır…

Tarihimizde, Selçuklulardan sonra, Osmanlı döneminde, devirler ; “Kuruluş dönemi” –“Yükseliş Dönemi”, “Duraklama Dönemi” ve nihayet ,“İnkıraz-Çöküş” Dönemi”…

Bu “çöküşün” enkazı üzerine “Modern Türkiye Cumhuriyeti” kuruldu… A.Ö.; Atatürk ve Cumhuriyetinden öncesi, Osmanlı ve daha eskiler! TC ise, A.S. Yani Atatürk’le başlayan, “Yeniden Doğuş” dönemi!.. Kısacası; Türkler için, Türkiye için, “milat”, Mustafa Kemal Atatürk!

ATATÜRK ve SONRASI

Osmanlı İmparatorluğunda, “Fetret devri” –(Saltanatlar arasındaki zaman) -“Lâle devri” gibi, geçici dönemler vardı!

Atatürk “Miladından” sonraki yıllarda, darbeler, krizler, yaşandı, ama bu devirlerde – yorumlar değişik olsa bile, krizler esnasında mücadelelerde “alan”ı –“ ortak payda, gene “Atatürk” ve temel ilkeleri idi! Ancak şimdi, sanki yeni bir “fetret” -alaca karanlık- dönemi yaşamaktayız; bundan sonra, A.Ö., Atatürk Öncesi “Karanlık çağ” başlayacak gibi! Cumhuriyetin bu 85.yıldönümünde bunu ciddi olarak düşünmek durumunda, zorundayız!

Kısacası; “Atatürk Sonrası” (A.S) 2.Cumhuriyet mi, “Ilımlı İslam Cumhuriyeti” mi olacak. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti, tamamıyla, ortadan mı kaybolacak? Atatürk sonrası, 1.Cumhuriyet dönemi, tarihteki eski uygarlıklar gibi, kitaplarda, etnografya müzelerinde, ANITKABIR müzesinde, mi kalacak? Bunu düşünmek bile dehşet verici!

“Hiç olur mu?” demeyin; şu son bir kaç senede, “ne olamazlar” oldu ve oluyor!.. Mesela, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olacağı, kimin aklına gelirdi?

Ama Mustafa Kemal ne kadar ileri görüşlüymüş ki, bütün bunları, bu tehlikeleri, 1927’de, Cumhuriyetin ilanından dört yıl sonra görmüş, yazmış ve Cumhuriyetini Türk Gençliğine emanet etmiş! Bugün de tehlike, tam onun tarif ettiği gibi:

Ülkeyi bu Cumhuriyetten mahrum etmek isteyen, iç ve dış, düşmanlar var. Ve dış düşmanlar, çok güçlü! Ülkenin bütün kalelerini, (kurumlarını ) cebren ve hileyle düşürmek üzereler”. Daha vahimi, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içindeler… Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, yabancıların siyasi emelleriyle tevhit ediyorlar… Millet, fukaralık ve zaruret içinde, sadakaya muhtaçtır!”

İşte Mustafa Kemal, o ahval ve şeraite rağmen, Türk Gençliğine inanmış ve Cumhuriyetini onlara emanet etmişti!

Bizim kuşaklar, Cumhuriyetin “altın yıllarında” bunları okur ve ant içerken, bu şartların asla gerçekleşemeyeceğine, Cumhuriyeti savunma gücünün de, “damarlarımızdaki asil Türk Kanında” mevcut olduğuna, yürekten inanırdık!

Ya şimdi? Sözde liberal aydınlar gençlerin kafalarını karıştırıyor, bazı profesörler de onların beyinlerini, sağdan, soldan “yıkıyorlar”. Ve hatta o “asil kana”, ”zehirli Türk kanı” diyenleri, nerdeyse, ilah yaptılar! Bu adamlar, bütün kutsal bildiğimiz değerleri yıkıyorlar! Karamsarlığımın kusuruna bakmayın; bu gençlik, artık Mustafa Kemal’in güvendiği, o “Türk Gençliği” mi? Şimdilik, büyük çoğunluğuyla, öyle… Onlar, bu kafa kargaşası içinde, Atatürk’ü kitaplarda arıyorlar!

Türkiye Cumhuriyeti bu, 85. Yıldönümünde “bıçak sırtında”; Atatürk’ün Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde, umduğu gibi “Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde”, kutlayacak mıyız? Yoksa ülkemiz, A.Ö. (Atatürk Öncesi”) “Karanlık çağlara mı” dönecek?

Ve Atatürk, gene Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz… Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak azmindeyiz. . Yurdumuzu dünyanın en mamur, uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız.” Demişti! Fakat bunları “AB sürecinde ve yabancıların plan ve projelerine göre yapmayı” asla düşünmemiş, reddetmişti!

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Atatürk bu nutkunda, özenle,Ne mutlu Türküm diyene sözleriyle noktalamış, bölücülüğe karşı, Türkiye'nin, Türk milletinin, “bölünmez birliğinin” simgesini koymuştu! Şimdi bu “tılsıma” ne oldu? İşte asıl mesele budur!

Ben, gene de, Türk Gençliğine ve “düşürülmesine” çalışılan “kalelere”, “Türk Ordusu Kalesine”, güveniyorum. -Cumhuriyetin 85.yaşında- kendi 84 yaşımda, gözümün “arkada” kalmayacağına, güvenmek istiyorum!


Altemur KILIÇ'tan alıntıdır.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.