Hezârfen Ahmed Çelebi Gerçekten Galata Kulesi'nden Karşı Yakaya Kadar Uçtu mu?

lurag

Üye
14 Ocak 2021
57
0
Osmanlı İmparatorluğu'nda bilimin durumu ile ilgili olarak insanlarımızın düşünceleri kabaca ikiye ayrılıyor gibi görünüyor: Osmanlı'da bilim çok gelişmişti diyenler ve Osmanlı'da bilim hiç gelişmemişti diyenler. Bu iki görüşün çok uç noktalarda olduğunu düşünürsek, gerçek bu ikisinin arasında bir yerlerde olmalı.

Osmanlı Devleti'nde bilimsel faaliyet yapanlardan biri ise 1600'lü yıllarda yaşayan Hezârfen Ahmed Çelebi'ydi. Efsanevî kişiliğinin ardında dünya havacılık tarihinin en önemli olaylarından biri yatıyor olabilir.




17. yüzyılda yaşayan Ahmed Çelebi'nin "Hezârfen" diye anıldığı bilinir. Hezâr, Farsça kökenli bir sözcük olup 1000 anlamına gelir. Hezârfen ise "bin fenli" (bilimli) yani "çok şey bilen" anlamına gelir.

1609 - 1640 yılları arasında Osmanlı Devleti'nde yaşadığı düşünülen Hezârfen Ahmed Çelebi Müslüman - Türk bilginidir. Yukarıda değindiğimiz gibi, çok yönlü bir bilgin olması nedeniyle kendisine Hezârfen denilmektedir. Onu bu kadar özel kılan ve adını bugünlere taşıyan ise kendi yaptığı, kanat biçimindeki (bugünkü "yelken kanatlara" benzeyen) hava aracıyla uçmayı başardığının söylenmesidir!



Hezârfen Ahmed Çelebi ilhamını Leonardo Da Vinci'den aldı![

İlk uçma denemelerinde, Leonardo Da Vinci'nin uçma konusundaki çalışmalarında kendinden çok önce bu konuda deneyler yapan 10. yüzyıl Müslüman - Türk âlimlerinden olan İsmail Cevherî'den ilham aldığı söylenmektedir.

İddiaya göre Cevherî'nin bulgularını iyice inceleyen ve öğrenen Çelebi, kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının dayanıklılık derecesini ölçmek için, Okmeydanı'nda deneyler yapmıştır.


Evliya Çelebi'ye göre, Hezârfen Ahmed Çelebi 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bıraktı ve uçarak İstanbul Boğazı'nı geçip 3558 m. ötede Üsküdar'da Doğancılar'a indi!

"İptida, Okmeydan'ın minberi üzere, rüzgâr şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu'nda Sinan Paşa Köşkü'nden temaşa ederken, Galata Kulesi'nin taa zirve-i belâsından lodos rüzgârı ile uçarak, Üsküdar'da Doğancılar meydanına inmiştir. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: 'Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil,' diye Gâzir'e (Cezayir) nefyeylemiştir (sürmüştür). Orada merhum oldu."

Yani Evliya Çelebi'nin anlattığına göre Sultan 4. Murad başarısından korktuğu H. Ahmed Çelebi'yi altın ile ödüllendirip, sürgün ediyor!

Hezârfen Ahmed Çelebi'ye ait tek tarihî kayıt ünlü Osmanlı seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme isimli eserinde geçiyor.

Şıkıntı şu: Evliya Çelebi "Seyahatnâme"de olayları biraz abartabiliyor hatta kulağa fantastik gelebilecek şeyler de anlatıyor. Bu olaya ilişkin başka hiçbir tarihî kayıt olmaması da şüpheleri arttırıyor.


Eğer Evliya Çelebi haklıysa bu dünya tarihinde kıtalar arası gerçekleşen ilk uçuştu!

Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. İlber Ortaylı gibi Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen Osmanlı tarihçilerinin birlikte hazırladıkları Osmanlı Külliyatı'nda “Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kanat takarak uçtuğu öne sürülen Hezarfen Ahmet Çelebi, sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anıldığı ve başka hiçbir kaynak tarafından doğrulanamadığı için efsaneden öte bir anlam taşımaz.” denilme gereği duyuluyor.

Ayrıca yine maliye kayıtlarına çok önem veren Osmanlı Devleti'nin arşivlerinde hediye olarak bir kese altın sikke verildiğine dair hiçbir bilgi yer almıyor.


Peki bu uçuş mümkün mü? Bilim ne diyor?

Olayı aerodinamik bilimi açısından analiz eden uzmanlar da böyle bir uçuşun gerçekleşemeyeceğini bazı parametreler ve hesaplarla ortaya koyuyorlar. Yukarıdaki temsili güzergâha göre, Galata Kulesinin tepesi ile Doğancılar Meydanı arasındaki yükseklik farkı yaklaşık 86 metre, iki nokta arasındaki mesafe de 3558 metredir.

Buna göre Evliya Çelebi’nin uçuşu gerçekleştirebilmesi için 1/41 süzülme açısıyla yol almalı. Yani yatayda 41 metre yol alırken düşeyde de en fazla 1 metre alçalması gerekiyor.

Oysa günümüzde en hafif malzemelerle yapılmış olan delta kanat/yelken kanat denilen uçuş aletlerinde bile bu orana ulaşmak neredeyse olanaksızdır.

Denizler ve büyük su birikintileri üzerinde termik hava akımları bulunmaz. Bu yüzden yapılan bir hatanın telafisi yoktur. Ayrıca, lodosun da uçuşa ters yönde etki etmesi bekleniyor.

Dolayısıyla konunun uzmanları teknik olarak bunun mümkün olamayacağını belirtiyorlar.

Hezârfen Ahmed Çelebi uçtu mu uçmadı mı bilemiyoruz ancak bu olayın tarihimize dair en çok merak uyandıran konulardan biri olduğu muhakkak...

Kaynak: https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/646330



Sizce Hezârfen Ahmed Çelebi uçmuş mudur?
 
Son düzenleme:

Dolyetyus

Özel Üye
21 Nis 2020
1,208
3
677
Delft
Benim düşünceme -Ve büyük çoğunluğa göre- Hezarfen Ahmed Çelebi Galata'dan üsküdara uçmadı. Motorsuz bir araç ile de uçmak mümkün değil.

Bu olay hakkında sadece Evliya Çelebi'nin Seyehatnamesi'nde bahsediliyor. Başka hiçbir kaynakta da yok. Osmanlının Vakanüvislerinin en sıkı çalıştığı dönemlerinde olan 4. Murad döneminde hiçbir ne osmanlı kaynağında ne de başka bir resmi kaynakta bu olay yer almıyor.

Aynı şekilde yapılan hesaplamalara göre galatadan üsküdara alacağı yolu, Galata kulesi ile indiği alandaki yüksekliğine bölerseniz saniye sanırsam 40 metrelik bir süzülme hızı gerekir ki bu da günümüz şartlarında bile neredeyse imkansızdır.

Son olarak IV. Murad neden bu Hezarfen'i ödüllendirip ardından sürgüne, ölüme gönderir ki? Burada tarih kitaplarında yazmayan bir tutarsızlık var.

İlber Ortaylı bu konuda asıl problemin Hezarfenin uçup uçmaması değil, gerçek olduğu muhtemel olmayıp efsane olan bir olayın tarih kitaplarında insanlara gerçekmiş gibi öğretilmesi olduğunu söylüyor.
Haklı mı? Bence evet.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.