Kâzım Karabekir, M. Kemal Atatürk ile ilgili Gerçekleri Anlatıyor 3
O gün Ankarada tatsız bir gün yaşanmaktadır. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey ortadan kaybolmuştur. Mecliste, ikinci grup milletvekilleri kürsüden hükümete sert eleştiriler yöneltmektedirler.
Sonrasını Karabekirden öğrenelim:
Ne kötü tesadüftür ki, bugün Trabzon mebusu Ali Şükrü Beyin ortadan kaybolması ve bunun da M. Kemal Paşanın muhafız taburu komutanı Topal Osman Ağanın bir cinayeti olarak ortaya yayılması, Ankara havasında bir samimiyetsizlik ve itimatsızlık uyandırmaya sebep oldu. Yeni intihaba karar verildiği bir günde, Ankarada matbaa açmış ve gündelik bir siyasî gazete çıkarmaya başlamış bulunan bir muhalif mebusun ortadan yok edilmesi çirkin olduğu kadar tehlikeli bir işti. Bunu muhalif mebuslar, doğrudan doğruya Gazi M. Kemalden biliyorlar ve tevkif müzekkeresi çıkarmaya kadar da ileri gidiyorlardı.
2 Nisan sabahleyin ikamet ettiği daireden Başvekil Rauf Bey, Müdafaa-i Milliye Vekili Kâzım Paşa (Karabekir değil, başka Kâzım) telefonla yaverime şunu yazdırmış:
(Bugün saat 6dan beri Çankayada Gazinin köşkü civarında Muhafız taburuyla Osman Ağa taburu arasında müsademe (çatışma) başladı. Osman Ağa ve en kıymetli heyeti maktul düşmüş (öldürülmüş). Gazi M. Kemal Lâtife Hanım ile birlikte istasyonda Rauf Beyin yanında. İsmet ve Kâzım Karabekir Paşaların da gelmelerini istiyorlar.) Derhal gittim. Gaziyi çok müteessir (üzüntülü) buldum. Muhafız Nizamiye taburunun kendi dairesini delik deşik ettiklerini anlattı. Neticede Osman Ağa taburuyla anlaşır mı? diye endişe ediyorlardı. Karstan gönderdiğim bu bin kişilik Giresun taburunun talihinin sonunu böyle görmek beni çok müteessir etti. 14 Ocak günü trenle Bursaya ayrıldığımız gün Gazi M. Kemalin Cevat Abbas Beye, Ali Şükrü Bey ve matbaası hakkında Söylediği şiddetli sözler ve benim kendilerini teskinim gözlerimde canlandı. Bu aralık Muhafız tabur komutanı İsmail Hakkı Bey geldi. Gazi M. Kemal, endişesini ona da söyledi ve
taburundan emin misin? diye sordu. O da emin olduğunu söyledi. Nihayet mesele birçok masumun ölümü ile neticelendi. Ali Şükrü Beyin cesedi de ertesi gün ortaya çıktı. Ali Şükrü Bey de telefon telleriyle boğulmuş ve Çankaya gerilerinde bir yere gömülmüş. 4 Nisanda Ali Şükrü Beyin cenazesi İkinci Grupun elleri üstünde Meclis kapısına getirildi ve ikinci kurban gidiyor diye haykırışmalar oldu
O gün Ankarada tatsız bir gün yaşanmaktadır. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey ortadan kaybolmuştur. Mecliste, ikinci grup milletvekilleri kürsüden hükümete sert eleştiriler yöneltmektedirler.
Sonrasını Karabekirden öğrenelim:
Ne kötü tesadüftür ki, bugün Trabzon mebusu Ali Şükrü Beyin ortadan kaybolması ve bunun da M. Kemal Paşanın muhafız taburu komutanı Topal Osman Ağanın bir cinayeti olarak ortaya yayılması, Ankara havasında bir samimiyetsizlik ve itimatsızlık uyandırmaya sebep oldu. Yeni intihaba karar verildiği bir günde, Ankarada matbaa açmış ve gündelik bir siyasî gazete çıkarmaya başlamış bulunan bir muhalif mebusun ortadan yok edilmesi çirkin olduğu kadar tehlikeli bir işti. Bunu muhalif mebuslar, doğrudan doğruya Gazi M. Kemalden biliyorlar ve tevkif müzekkeresi çıkarmaya kadar da ileri gidiyorlardı.
2 Nisan sabahleyin ikamet ettiği daireden Başvekil Rauf Bey, Müdafaa-i Milliye Vekili Kâzım Paşa (Karabekir değil, başka Kâzım) telefonla yaverime şunu yazdırmış:
(Bugün saat 6dan beri Çankayada Gazinin köşkü civarında Muhafız taburuyla Osman Ağa taburu arasında müsademe (çatışma) başladı. Osman Ağa ve en kıymetli heyeti maktul düşmüş (öldürülmüş). Gazi M. Kemal Lâtife Hanım ile birlikte istasyonda Rauf Beyin yanında. İsmet ve Kâzım Karabekir Paşaların da gelmelerini istiyorlar.) Derhal gittim. Gaziyi çok müteessir (üzüntülü) buldum. Muhafız Nizamiye taburunun kendi dairesini delik deşik ettiklerini anlattı. Neticede Osman Ağa taburuyla anlaşır mı? diye endişe ediyorlardı. Karstan gönderdiğim bu bin kişilik Giresun taburunun talihinin sonunu böyle görmek beni çok müteessir etti. 14 Ocak günü trenle Bursaya ayrıldığımız gün Gazi M. Kemalin Cevat Abbas Beye, Ali Şükrü Bey ve matbaası hakkında Söylediği şiddetli sözler ve benim kendilerini teskinim gözlerimde canlandı. Bu aralık Muhafız tabur komutanı İsmail Hakkı Bey geldi. Gazi M. Kemal, endişesini ona da söyledi ve
taburundan emin misin? diye sordu. O da emin olduğunu söyledi. Nihayet mesele birçok masumun ölümü ile neticelendi. Ali Şükrü Beyin cesedi de ertesi gün ortaya çıktı. Ali Şükrü Bey de telefon telleriyle boğulmuş ve Çankaya gerilerinde bir yere gömülmüş. 4 Nisanda Ali Şükrü Beyin cenazesi İkinci Grupun elleri üstünde Meclis kapısına getirildi ve ikinci kurban gidiyor diye haykırışmalar oldu