14 Temmuz 1959 tarihinde Komünist Kürtlerin, Türkmenlere karşı Kerkük’te uyguladıkları acımasız katliam, artık Türkmenlerin kanayan yaraları haline gelmiştir.
Her yıl olduğu gibi bu yılda vahşi katliamın yıl dönümü yaklaşınca, Türkmen halkının da katliamı uygulamaya geçiren teşkilat ve milislerine kin ve nefretleri yeniden uyanmaktadır.
Bu yıl katliamin 50. yıldönümünde Türkmenler, mücadeleci şehitlerini asla unutmıyacaklarını ve onları bir meşale görerek izlerinde yollarına devam edeceklerini yeniden vurgulamaktadırlar......
Kuşkusuz ki Irak Türkmenleri, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, çeşitli dönemlerde bir çok katliam ve soykırımlara maruz kalmışlardır, ancak üstüne basacağımız bir gerçek vardır oda, bu katliam ve soykırımların en çoğu, bugünkü Irak iktidarını Arap partileriyle paylaşan Celal Talabani ve Mesut Barzani çetelerinin partilerine mensup milislerce gerçekleştirmesi veya onların Türkmen bölgelerini işgal ettikten sonra terk ederek, Saddam rejimi güçleri tarafından işlenmesidir.
21. çağın ilk yıllarında Irak halkına karşı uyguladıkları cinayet, katliam ve soykırımlardan dolayı tutuklanarak yargılanan Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve yoldaşları’nın adil cezalarını bulduklarına sevinen Türkmenler, bir onlar kadarı bu cezayı hak eden Celal Talabani ve Mesut Barzani’lerin de bir an öncesi tutuklanıp yargılanmalarını beklemekteledir.
50. yıldönümünü canilere lanet yağdırarak, karşılamakta olduğumuz, 1959 Kerkük Katliamı ve Türkmenlere uygulanan diğer katliamlardaki, şehitlerimizin kanı yerde kalmamak için, canileri bir an öncesi mahkemelik yapmalıyız. Bu milli vazife, başta Irak Türkmen Cephesi ve kendisini Türkmen davasın içinde bilen tüm parti ve kuruluşlarımızın ve onların dışında kalan mücadeleci insanlarımızın üstüne düşmektedir.Irak makamlarına başvurarak davalar açmak yasal hakkımızdır. Bunu siyasetçilerimiz hepimizden daha iyi bilmektedirler. Böyle bir davayla Irak mahkemeleri ilgilenmezse, davayı Holanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesine kadar ***ürebiliriz.
50. yıldönümünü acı ve üzüntülerle karşıladığımız kanlı 1959 Kerkük katliamı sırasında, Ata Hayrulla, İhsan Hayrulla, Selahettin Avcı, Osmam Hıdır, Züheyir Çaycı, Şakir Zeynel, Nihat Fuat Muhtar, Cihat Fuat Muhtar, ve Emel Fuat Muhtar gibi kahraman şehitlerimizi srf Türkmen oldukları yüzünden onlara, acımasız bir şekilde her türlü işkenceleri yaptıktan sonra, vahşı bir şekilde katletmek, temiz bedenlerini araçlara bağlayarak kerkük’ün caddelerinde sürüklemek, sonra parçalanmış bedenleri, eliktirik direklerine asmak ve o sıcak Temmuz yazında günlerce asılı terk etmek hangi insanlığa yakışırmı ki bizde bu canileri cezasız bırakıp, her şyin tadını çıkartmalarına ve halkımıza karşı mezalimlerini devam etmelerine izin verelim.
Dileğimiz Irak Türkmen Cephesi ve tüm siyasi kuruluş ve partilerimiz, Saddam kadarı Türkmenlere zulüm soykırım ve katliamlar uygulayan Kürt canilerini de cezasız bırakmazlardır ve bir an öncesi onları Allahın adaletine kavuşturacklardır. Tanrıdan başta 1959 katliami şehitleri olmak üzere, Tüm Türkmen şehitlerine mağfiret ve cenneti mekan dileriz.
Tanrı halkımızı düşmanlarından korusun.
Yüce Allah Irak Türklerini ve tüm Türkleri, her zaman ve her yerde yüceltsin.
Her yıl olduğu gibi bu yılda vahşi katliamın yıl dönümü yaklaşınca, Türkmen halkının da katliamı uygulamaya geçiren teşkilat ve milislerine kin ve nefretleri yeniden uyanmaktadır.
Bu yıl katliamin 50. yıldönümünde Türkmenler, mücadeleci şehitlerini asla unutmıyacaklarını ve onları bir meşale görerek izlerinde yollarına devam edeceklerini yeniden vurgulamaktadırlar......
Kuşkusuz ki Irak Türkmenleri, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, çeşitli dönemlerde bir çok katliam ve soykırımlara maruz kalmışlardır, ancak üstüne basacağımız bir gerçek vardır oda, bu katliam ve soykırımların en çoğu, bugünkü Irak iktidarını Arap partileriyle paylaşan Celal Talabani ve Mesut Barzani çetelerinin partilerine mensup milislerce gerçekleştirmesi veya onların Türkmen bölgelerini işgal ettikten sonra terk ederek, Saddam rejimi güçleri tarafından işlenmesidir.
- 1959 katliamı Talabani’nin de o zamanlar yürütme kurulu kadrosu arasında yer aldığı Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani’nin yönettiği Kürt Demokrat Partisi ( KDP ) milislerince gerçekleşmitir.
- Saddam döneminde 1991 yılı ayaklanmasından sonra, Kürt milislerinin işgal ettikleri bölgelerden çekilmekle bölgeye gelen Saddam askerleri Tuzhurmatu, Tazehurmatu ve Altınköprü kasabalarında Türkmenlerden hıncını çıkararak hunharca kurşuna dizerek katletmiştir.
- 1996 yılında Erbil kentini Talabaniler’den almak için, Irak lideri Saddam Hüseyin’le iş birliği yapan Mesut Barzani’ye bağlı Kürt milisleri, Türkmen liderlerini Saddam güçlerine teslim ederek idamlerine sebep olmuşlardır.
- 1998 yılında Mesut Barzani’ye bağlı Kürt asayışı, Erbil kentindeki Türkmen kuruluşlarına saldırıp tahrip etmiştir ve bir çok Türkmeni katletmiştir.
- 2003 yılında Celal Talabani’nin partisine bağlı ırıkçı Kürt asayışı, Tuzhurmatu ilçesinde bir katliam işlemiştir.
- 2003 yılından bu yana Türkmen kenti Telafer’de işlenen tüm mezalim, katliam ve soykırımlarda Mesut Barzani’ye bağlı Kürt asayışının parmağı olduğu tespit edilmiştir.
- 2005 yılında Barzani asayışı Irak Türkmen Caphesi’nden ayrılan hain Abdulkadir Bazirgen’e destek sağlıyarak Türkmen Cephesi’ne bağlı tüm kuruşlara el koymuştur.
- 2006 yılında Tuzhurmatu’nun Aksu çayhanesi ve 2007 Amirli kasabası katliamlarında aynı Kürt asayışının parmak izleri ortaya çıkmıştır.
21. çağın ilk yıllarında Irak halkına karşı uyguladıkları cinayet, katliam ve soykırımlardan dolayı tutuklanarak yargılanan Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve yoldaşları’nın adil cezalarını bulduklarına sevinen Türkmenler, bir onlar kadarı bu cezayı hak eden Celal Talabani ve Mesut Barzani’lerin de bir an öncesi tutuklanıp yargılanmalarını beklemekteledir.
50. yıldönümünü canilere lanet yağdırarak, karşılamakta olduğumuz, 1959 Kerkük Katliamı ve Türkmenlere uygulanan diğer katliamlardaki, şehitlerimizin kanı yerde kalmamak için, canileri bir an öncesi mahkemelik yapmalıyız. Bu milli vazife, başta Irak Türkmen Cephesi ve kendisini Türkmen davasın içinde bilen tüm parti ve kuruluşlarımızın ve onların dışında kalan mücadeleci insanlarımızın üstüne düşmektedir.Irak makamlarına başvurarak davalar açmak yasal hakkımızdır. Bunu siyasetçilerimiz hepimizden daha iyi bilmektedirler. Böyle bir davayla Irak mahkemeleri ilgilenmezse, davayı Holanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesine kadar ***ürebiliriz.
50. yıldönümünü acı ve üzüntülerle karşıladığımız kanlı 1959 Kerkük katliamı sırasında, Ata Hayrulla, İhsan Hayrulla, Selahettin Avcı, Osmam Hıdır, Züheyir Çaycı, Şakir Zeynel, Nihat Fuat Muhtar, Cihat Fuat Muhtar, ve Emel Fuat Muhtar gibi kahraman şehitlerimizi srf Türkmen oldukları yüzünden onlara, acımasız bir şekilde her türlü işkenceleri yaptıktan sonra, vahşı bir şekilde katletmek, temiz bedenlerini araçlara bağlayarak kerkük’ün caddelerinde sürüklemek, sonra parçalanmış bedenleri, eliktirik direklerine asmak ve o sıcak Temmuz yazında günlerce asılı terk etmek hangi insanlığa yakışırmı ki bizde bu canileri cezasız bırakıp, her şyin tadını çıkartmalarına ve halkımıza karşı mezalimlerini devam etmelerine izin verelim.
Dileğimiz Irak Türkmen Cephesi ve tüm siyasi kuruluş ve partilerimiz, Saddam kadarı Türkmenlere zulüm soykırım ve katliamlar uygulayan Kürt canilerini de cezasız bırakmazlardır ve bir an öncesi onları Allahın adaletine kavuşturacklardır. Tanrıdan başta 1959 katliami şehitleri olmak üzere, Tüm Türkmen şehitlerine mağfiret ve cenneti mekan dileriz.
Tanrı halkımızı düşmanlarından korusun.
Yüce Allah Irak Türklerini ve tüm Türkleri, her zaman ve her yerde yüceltsin.
