Kimsenin Umurunda Değilsin - Spotlight Etkisi Nedir?

Will Graham

Katılımcı Üye
14 Eki 2022
581
489
Kimsenin Umurunda Değilsin - Spotlight Etkisi Nedir?
- Yalnız yemek yiyen kadınlar bana biraz garip geliyor.
+ Pardon da yalnız yemek yiyen kadın neden garip geliyor sana?
- E, garip işte. Kim yalnız başına yemek yer ki.

Friends dizisinin gayet masum görünen bu sahnesinde aslında milyonlarca insanın hayatını ciddi ölçüde etkileyen psikolojik ve sosyolojik bir olgu ele alınıyor. Bir kadının yalnız yemek yemesi gibi gayet olağan bir durumun bile konu olabildiği bir olgu. Spotlight etkisinden bahsediyorum. Bir diğer adı ile sahne ışığı etkisinden. Basit tanımı ile insanın başka insanların kendisini gerçekte olduğundan daha fazla umursadığını, izlediğini düşünmesi. Spotlight yani sahne ışığı altında olduğunu, herkesin kendisini izlediğini sanması olarak tanımlanabilir.

SE-760x760-1.jpg
Her gün günlük yaşamımızda her an karşılaşabildiğimiz bir durum bu. Olumlu ya da olumsuz da olabilir. Çok iyi bir iş yaptıktan sonra insanların size gıpta ile baktığı, sizi inanılmaz taktir ettiği yanılgısı da buna dahildir ya da tam tersi bir hata yaptığınızda herkesin tüm dikkatini bu hataya verdiğini düşünmenizde. Örneğin bir arkadaş toplantısında elinizde ki içeceği baştan aşağıya üstünüze döktüğünüzü düşünün. Banyoya üstünüzü temizlemeye giderken içinizden tüm insanların ne kadar da sakar şeklinde arkanızdan konuştuğunu düşünebilirsiniz. Bir kaç gün sonra aynı arkadaşlara bu olaydan bahsettiğinizde, olayı hatırlamadıklarını gördüğünüzde bunun böyle olmadığını anlarsınız. Aslında o kadar da sahnede değilsiniz. Bunu bilsek bile neden böyle davranmaya devam ediyoruz peki. Spotlight etkisinin altında ne yatıyor? gelin bakalım.

Sürekli başkalarının bizimle ilgilendiğini düşünmek aslında sürekli kendimize odaklanmakla sonuçlanır. Bu etkinin altındayken de her anlamda önümüze çıkan fırsatları yargılanacağız ya da ayıplanacağız korkusuyla kaçırabiliriz. Bunun ötesinde spotlight etkisi sosyal anksiyeteye de yol açabilmektedir. O nedenle sürekli izlendiğimiz algısını değiştirmek, anksiyete ile başa çıkmak konusunda yardımcı olabilir. Bunu nasıl yapabileceğimizi konuşmadan önce nedenlerine bir bakalım isterseniz. Spotlight etkisi benmerkezci önyargı olarak da bilinen bir tür bilişsel yanılgıdır. Bu yanılgılar kendi bakış açımıza gereğinden fazla önem atfetmemize neden olarak başka görüşlere ve olasılıkları hesaba katmamızı önler. Bunun en yaygın örneği aslında etrafımızda ki herkesin tam anlamı ile bizim görüşümüzü paylaştığı, bizim gibi düşündüğü yanılgısıdır.


Daha ekstrem durumlarda bu etki altındakiler diğer insanların onların nasıl hissettiğini, nasıl düşündüğünü, neler düşündüğünü direkt anladığına inanabiliyor. Sanki düşünceleri bir vitrin camından görülebiliyormuş gibi. Özünde aslında toplum içinde hepimiz amatör birer sosyal psikolog olabiliyoruz. İnsanların neden böyle davrandıklarını analiz eder, anlamlar çıkarırız. Fakat benmerkezci yanılgılarda bu analizlerin merkezine kendimizi koyma eğilimi ağır basar. Bunu çoğunlukla farkında olmadan yaparız. Referans alabileceğimiz tek bakış açısı kendi bakış açımız olduğu için. Yani tüm algımız kendi filtremizden geçerek şekillenir.

Spotlight etkisinin diğer bir nedeni de demirleme (Anchoring) etkisi olarak bildiğimiz etkidir. Davranışçı ekonominin kurucularından Tversky ve Kahneman'ın öne sürdüğü bu demirleme etkisi aldığımız kararlarda, sürecin en başında aldığımız bilgilere, elimizde olan bilgilere çok fazla bağlı kalma olarak özetlenebilir. Bu etki ile de gerektiğinde düşüncelerimizi/davranışlarımızı değiştirmemiz gerektiğinde buna direnç gösterme eğilimimizde artıyor. Kimi zaman bu demirleme o kadar güçlü oluyor ki aslında hedeflerimizle uyuşmayan bilgilere bile takılıp kalabiliyoruz. Örneğin bir deneyde insanlardan sosyal güvenlik numaralarının son iki hanelesini söylemeleri istenmiş. Daha sonra kendilerine bazı ürünler gösterilmiş: kitap, şarap, bilgisayar parçası gibi ve örneğin sosyal güvenlik numaralarının son iki hanesi 23 olan kişiye bu ürünlere 23 dolar ödeyip ödemeyeceği sorulmuş. Ardından bu kişilere numaralardan bağımsız bir şekilde bu ürüne maksimum ne kadar öderdiniz diye sorulmuş. Daha sonra verileri analiz eden araştırmacılar sosyal güvenlik numaralarının son iki hanesi daha yüksek olanların ürünlere daha yüksek fiyat teklif ettiklerini görmüş. Tamamen rastgele sayılarda bile demirleme etkisi çıkabiliyor anlayacağınız. Bunun spotlight etkisi ile alakası ne peki? Şöyle ki sosyal anlamda yargıya vardığımızda da aslında kendi bakış açımıza, düşünce ve davranışlarımıza, ahlak,etik gibi duygulara da demirlenebiliyoruz. Elimizde olan kendimize ait olan bilgileri referans alıyoruz. Bununla bağlantılı başka bir deneyde öğrencilerden, doksanlarda çok popüler olan Ice Ice Baby'yi söyleyen Vanilla Ice'ın resmi bulunan bir t-shirt giyerek başka öğrencilerin bulunduğu bir ortama gitmeleri isteniyor. Bu o zamanlar için özellikle öğrenciler arasında biraz utanç verici olarak algılanan bir olay. Kendilerinden içerdeki öğrencilerden kaçının giydikleri t-shirt'ü ve üzerinde ne olduğunu tahmin etmeleri isteniyor. Daha sonra içeride ki öğrencilere de fark edip etmedikleri soruluyor. T-shirt'ü giyenlerin tahminleri ile gerçek sayı ile arasında tahmin edeceğiniz üzere uçurum bulunuyordu. Tahminler ortalamada gerçek sayının iki katından bile fazlaydı. Her anlamda derken de bundan bahsediyorum.

Spotlight etkisi örneğin kendimizle alakalı bir değişik yaptığımızda okulda/işte herkesin bunu fark edeceğini düşünmemiz. Örneğin yıllardır ders veren bir öğretmen bazı günlerde normalden daha da kötü anlattığını düşünebilir. Fakat öğrencilerden aldığı tepki kendisini çok iyi hissettiği derslerde olduğu gibidir. Kimi zaman kendisini kötü olduğunu düşündüğü zamanlarda öğrencileri daha iyi anladığını bile söyleyebilir. Yani anlayacağınız kendi algımız ile dış dünya arasında ciddi bir uçurum söz konusu ve insanlar bizim düşündüğümüz kadar da umursamıyorlar. Bunun neden önemli olduğuna gelirsek; yine az önce söylediğim gibi elbette sosyal anksiyete en ciddi sonuçlarından biri olabilir. Verdiğimiz kararlarda da yanlış varsayımlar nedeniyle istemediğimiz kararlar verebiliriz ve bunun farkına varmak yani insanların bizi aslında umursamadığının farkına varmak hayatta varabileceğimiz en önemli farkındalıklardan da biridir. Kendinizi gereğinden fazla merkeze koyduğunuzu fark ettiğinizde bunun üstesinden gelmek için şunları deneyebilirsiniz: öncelikle herhangi bir durumda çok basit belki ama bir buluşmada dişinizde maydanoz kalmış olsun. Kendinizi karşınızdakinin yerine koyun. Siz nasıl tepki verirdiniz? Bu durum sizin karşınızda ki kişiyle ilgili fikirlerinizi kökünden değiştirir miydi ya da katıldığınız bir ders veya konferansta sözlerini unutan bir konuşmacıyla karşılaştınız mı? Bu sizin için ne kadar önemliydi? Hayatınızda bazen saçma davranan insanlar olmadı mı? Şimdi geriye baktığınızda bunlar çok umurunuzda mı? Sadece bu soruları cevaplamak bile bu konuda rahatlamak için ilk adım olabilir. Daha direkt bir çözüm olarak da genellikle anksiyete için kullanılan bilişsel davranışçı terapide kullanılan bir yöntem olan worksheet'ler yani çalışma kağıtları ya terapistin yönlendirmesiyle kendi başınıza ya da terapist ile birlikte doldurulabilir. Bilişsel yapılandırma adı verilen yöntemin bir parçası olarak bu çalışma kağıtlarında bulunan başlıkların altını sizde anksiyeteye neden olan olguları/düşünce biçimlerini yazarak öz farkındalığınızı arttırabilir. Çözüme giden en önemli adım olan farkındalık için bir adım atabilirsiniz. Sonra ki adımda da düşünce dengesini sağlamak için örneğin bir hata yaptığınızda herkes çok aptal olduğumu düşünüyor yerine muhtemelen hatamı fark ettiler ama o kadar da üzerinde durduklarını düşünmüyorum gibi bir düşünce tarzını benimsemek gerekiyor. Bu arada bu etki tahmin ettiğinizden de derin mevzularda da karşımıza çıkıyor. Bir ülkede toplum içinde azınlık olarak yaşayanlar bu etkiyi çok daha ciddi bir şekilde yaşayabiliyor ve sosyal anksiyete konusunda da daha fazla risk altıda olabiliyorlar.

Yani özetle toplumda ki tabularla da şekillenen bu etki insanın günlük yaşamını ve geleceğine yönelik verdiği kararları, eş veya iş seçimini, kendi ile ilgili algısını derinden etkileyen ve çoğunlukla yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren bir etki. Tüm araştırmalar da aslında bize insanların bizi düşündüğümüz kadar umursamadığını, geceleri bizi uyutmayan hatalarımızın aslında sadece zihnimizde gittikçe gereğinden fazla büyüyen hatalar olduğunu unutmamak gerekiyor. Eğer bu etki anksiyete gibi sorunlara da yol açıyor ve sıradan fonksiyonlarınızı bile etkiliyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almanız gerektiğini de unutmayın.

Bu gördüğünüz yazı @bebarbilim youtube kanalının ürettiği içeriklerden biri olan '"Kimsenin Umurunda Değilsin" - Spotlight Etkisi Nedir?' videosunun yazıya dökülmüş halidir (evet ben yazdım).
 

ElChapoİpV4

Katılımcı Üye
10 Tem 2021
698
793
23
Ulan varoluşsal sancılar çektiğim bu dönemde okuduklarım yetmezmiş gibi bu konularla vefat ettim
 

Wodenn

Üye
17 Mar 2022
93
81
Azerbaijan
Kimsenin Umurunda Değilsin - Spotlight Etkisi Nedir?
- Yalnız yemek yiyen kadınlar bana biraz garip geliyor.
+ Pardon da yalnız yemek yiyen kadın neden garip geliyor sana?
- E, garip işte. Kim yalnız başına yemek yer ki.

Friends dizisinin gayet masum görünen bu sahnesinde aslında milyonlarca insanın hayatını ciddi ölçüde etkileyen psikolojik ve sosyolojik bir olgu ele alınıyor. Bir kadının yalnız yemek yemesi gibi gayet olağan bir durumun bile konu olabildiği bir olgu. Spotlight etkisinden bahsediyorum. Bir diğer adı ile sahne ışığı etkisinden. Basit tanımı ile insanın başka insanların kendisini gerçekte olduğundan daha fazla umursadığını, izlediğini düşünmesi. Spotlight yani sahne ışığı altında olduğunu, herkesin kendisini izlediğini sanması olarak tanımlanabilir.

SE-760x760-1.jpg
Her gün günlük yaşamımızda her an karşılaşabildiğimiz bir durum bu. Olumlu ya da olumsuz da olabilir. Çok iyi bir iş yaptıktan sonra insanların size gıpta ile baktığı, sizi inanılmaz taktir ettiği yanılgısı da buna dahildir ya da tam tersi bir hata yaptığınızda herkesin tüm dikkatini bu hataya verdiğini düşünmenizde. Örneğin bir arkadaş toplantısında elinizde ki içeceği baştan aşağıya üstünüze döktüğünüzü düşünün. Banyoya üstünüzü temizlemeye giderken içinizden tüm insanların ne kadar da sakar şeklinde arkanızdan konuştuğunu düşünebilirsiniz. Bir kaç gün sonra aynı arkadaşlara bu olaydan bahsettiğinizde, olayı hatırlamadıklarını gördüğünüzde bunun böyle olmadığını anlarsınız. Aslında o kadar da sahnede değilsiniz. Bunu bilsek bile neden böyle davranmaya devam ediyoruz peki. Spotlight etkisinin altında ne yatıyor? gelin bakalım.

Sürekli başkalarının bizimle ilgilendiğini düşünmek aslında sürekli kendimize odaklanmakla sonuçlanır. Bu etkinin altındayken de her anlamda önümüze çıkan fırsatları yargılanacağız ya da ayıplanacağız korkusuyla kaçırabiliriz. Bunun ötesinde spotlight etkisi sosyal anksiyeteye de yol açabilmektedir. O nedenle sürekli izlendiğimiz algısını değiştirmek, anksiyete ile başa çıkmak konusunda yardımcı olabilir. Bunu nasıl yapabileceğimizi konuşmadan önce nedenlerine bir bakalım isterseniz. Spotlight etkisi benmerkezci önyargı olarak da bilinen bir tür bilişsel yanılgıdır. Bu yanılgılar kendi bakış açımıza gereğinden fazla önem atfetmemize neden olarak başka görüşlere ve olasılıkları hesaba katmamızı önler. Bunun en yaygın örneği aslında etrafımızda ki herkesin tam anlamı ile bizim görüşümüzü paylaştığı, bizim gibi düşündüğü yanılgısıdır.


Daha ekstrem durumlarda bu etki altındakiler diğer insanların onların nasıl hissettiğini, nasıl düşündüğünü, neler düşündüğünü direkt anladığına inanabiliyor. Sanki düşünceleri bir vitrin camından görülebiliyormuş gibi. Özünde aslında toplum içinde hepimiz amatör birer sosyal psikolog olabiliyoruz. İnsanların neden böyle davrandıklarını analiz eder, anlamlar çıkarırız. Fakat benmerkezci yanılgılarda bu analizlerin merkezine kendimizi koyma eğilimi ağır basar. Bunu çoğunlukla farkında olmadan yaparız. Referans alabileceğimiz tek bakış açısı kendi bakış açımız olduğu için. Yani tüm algımız kendi filtremizden geçerek şekillenir.

Spotlight etkisinin diğer bir nedeni de demirleme (Anchoring) etkisi olarak bildiğimiz etkidir. Davranışçı ekonominin kurucularından Tversky ve Kahneman'ın öne sürdüğü bu demirleme etkisi aldığımız kararlarda, sürecin en başında aldığımız bilgilere, elimizde olan bilgilere çok fazla bağlı kalma olarak özetlenebilir. Bu etki ile de gerektiğinde düşüncelerimizi/davranışlarımızı değiştirmemiz gerektiğinde buna direnç gösterme eğilimimizde artıyor. Kimi zaman bu demirleme o kadar güçlü oluyor ki aslında hedeflerimizle uyuşmayan bilgilere bile takılıp kalabiliyoruz. Örneğin bir deneyde insanlardan sosyal güvenlik numaralarının son iki hanelesini söylemeleri istenmiş. Daha sonra kendilerine bazı ürünler gösterilmiş: kitap, şarap, bilgisayar parçası gibi ve örneğin sosyal güvenlik numaralarının son iki hanesi 23 olan kişiye bu ürünlere 23 dolar ödeyip ödemeyeceği sorulmuş. Ardından bu kişilere numaralardan bağımsız bir şekilde bu ürüne maksimum ne kadar öderdiniz diye sorulmuş. Daha sonra verileri analiz eden araştırmacılar sosyal güvenlik numaralarının son iki hanesi daha yüksek olanların ürünlere daha yüksek fiyat teklif ettiklerini görmüş. Tamamen rastgele sayılarda bile demirleme etkisi çıkabiliyor anlayacağınız. Bunun spotlight etkisi ile alakası ne peki? Şöyle ki sosyal anlamda yargıya vardığımızda da aslında kendi bakış açımıza, düşünce ve davranışlarımıza, ahlak,etik gibi duygulara da demirlenebiliyoruz. Elimizde olan kendimize ait olan bilgileri referans alıyoruz. Bununla bağlantılı başka bir deneyde öğrencilerden, doksanlarda çok popüler olan Ice Ice Baby'yi söyleyen Vanilla Ice'ın resmi bulunan bir t-shirt giyerek başka öğrencilerin bulunduğu bir ortama gitmeleri isteniyor. Bu o zamanlar için özellikle öğrenciler arasında biraz utanç verici olarak algılanan bir olay. Kendilerinden içerdeki öğrencilerden kaçının giydikleri t-shirt'ü ve üzerinde ne olduğunu tahmin etmeleri isteniyor. Daha sonra içeride ki öğrencilere de fark edip etmedikleri soruluyor. T-shirt'ü giyenlerin tahminleri ile gerçek sayı ile arasında tahmin edeceğiniz üzere uçurum bulunuyordu. Tahminler ortalamada gerçek sayının iki katından bile fazlaydı. Her anlamda derken de bundan bahsediyorum.

Spotlight etkisi örneğin kendimizle alakalı bir değişik yaptığımızda okulda/işte herkesin bunu fark edeceğini düşünmemiz. Örneğin yıllardır ders veren bir öğretmen bazı günlerde normalden daha da kötü anlattığını düşünebilir. Fakat öğrencilerden aldığı tepki kendisini çok iyi hissettiği derslerde olduğu gibidir. Kimi zaman kendisini kötü olduğunu düşündüğü zamanlarda öğrencileri daha iyi anladığını bile söyleyebilir. Yani anlayacağınız kendi algımız ile dış dünya arasında ciddi bir uçurum söz konusu ve insanlar bizim düşündüğümüz kadar da umursamıyorlar. Bunun neden önemli olduğuna gelirsek; yine az önce söylediğim gibi elbette sosyal anksiyete en ciddi sonuçlarından biri olabilir. Verdiğimiz kararlarda da yanlış varsayımlar nedeniyle istemediğimiz kararlar verebiliriz ve bunun farkına varmak yani insanların bizi aslında umursamadığının farkına varmak hayatta varabileceğimiz en önemli farkındalıklardan da biridir. Kendinizi gereğinden fazla merkeze koyduğunuzu fark ettiğinizde bunun üstesinden gelmek için şunları deneyebilirsiniz: öncelikle herhangi bir durumda çok basit belki ama bir buluşmada dişinizde maydanoz kalmış olsun. Kendinizi karşınızdakinin yerine koyun. Siz nasıl tepki verirdiniz? Bu durum sizin karşınızda ki kişiyle ilgili fikirlerinizi kökünden değiştirir miydi ya da katıldığınız bir ders veya konferansta sözlerini unutan bir konuşmacıyla karşılaştınız mı? Bu sizin için ne kadar önemliydi? Hayatınızda bazen saçma davranan insanlar olmadı mı? Şimdi geriye baktığınızda bunlar çok umurunuzda mı? Sadece bu soruları cevaplamak bile bu konuda rahatlamak için ilk adım olabilir. Daha direkt bir çözüm olarak da genellikle anksiyete için kullanılan bilişsel davranışçı terapide kullanılan bir yöntem olan worksheet'ler yani çalışma kağıtları ya terapistin yönlendirmesiyle kendi başınıza ya da terapist ile birlikte doldurulabilir. Bilişsel yapılandırma adı verilen yöntemin bir parçası olarak bu çalışma kağıtlarında bulunan başlıkların altını sizde anksiyeteye neden olan olguları/düşünce biçimlerini yazarak öz farkındalığınızı arttırabilir. Çözüme giden en önemli adım olan farkındalık için bir adım atabilirsiniz. Sonra ki adımda da düşünce dengesini sağlamak için örneğin bir hata yaptığınızda herkes çok aptal olduğumu düşünüyor yerine muhtemelen hatamı fark ettiler ama o kadar da üzerinde durduklarını düşünmüyorum gibi bir düşünce tarzını benimsemek gerekiyor. Bu arada bu etki tahmin ettiğinizden de derin mevzularda da karşımıza çıkıyor. Bir ülkede toplum içinde azınlık olarak yaşayanlar bu etkiyi çok daha ciddi bir şekilde yaşayabiliyor ve sosyal anksiyete konusunda da daha fazla risk altıda olabiliyorlar.

Yani özetle toplumda ki tabularla da şekillenen bu etki insanın günlük yaşamını ve geleceğine yönelik verdiği kararları, eş veya iş seçimini, kendi ile ilgili algısını derinden etkileyen ve çoğunlukla yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren bir etki. Tüm araştırmalar da aslında bize insanların bizi düşündüğümüz kadar umursamadığını, geceleri bizi uyutmayan hatalarımızın aslında sadece zihnimizde gittikçe gereğinden fazla büyüyen hatalar olduğunu unutmamak gerekiyor. Eğer bu etki anksiyete gibi sorunlara da yol açıyor ve sıradan fonksiyonlarınızı bile etkiliyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almanız gerektiğini de unutmayın.

Bu gördüğünüz yazı @bebarbilim youtube kanalının ürettiği içeriklerden biri olan '"Kimsenin Umurunda Değilsin" - Spotlight Etkisi Nedir?' videosunun yazıya dökülmüş halidir (evet ben yazdım).
Elinize sağlık.Başarılı olmuş
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.