Kod:
[COLOR="Red"]يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَى نُورُهُم بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِم بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِي[/COLOR]مُ
O gün, mümin erkekleri ve mümin kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. Bugün sizin müjdeniz, orada ebediyyen kalacağınız, altından nehirler akan cennetlerdir. İşte o, fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur).
Kod:
[COLOR="red"]يَوْمَ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ لِلَّذِينَ آمَنُوا انظُرُونَا نَقْتَبِسْ مِن نُّورِكُمْ قِيلَ ارْجِعُوا وَرَاءكُمْ فَالْتَمِسُوا نُورًا فَضُرِبَ بَيْنَهُم بِسُورٍ لَّهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فِيهِ الرَّحْمَةُ وَظَاهِرُهُ مِن قِبَلِهِ الْعَذَا[/COLOR]بُ
Münafık erkeklerin ve münafık kadınların, âmenû olanlara: Bizi bekleyin, sizin nurunuzdan bir parça alalım. diyeceği gün, onlara: Haydi arkanıza dönün ve nur arayın. denir. Artık onların arasına, kapısı olan bir duvar çekilmiştir. Onun iç kısmında, orada rahmet ve onun dış tarafında, ondan (duvardan) önce azap vardır.
Kod:
[COLOR="red"]يُنَادُونَهُمْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ قَالُوا بَلَى وَلَكِنَّكُمْ فَتَنتُمْ أَنفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّى جَاء أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُو[/COLOR]رُ
Onlara seslenirler: Biz, sizinle beraber olmadık mı? (Onlar): Evet, fakat siz kendinizi fitneye düşürdünüz, beklediniz ve şüphe ettiniz. Allahın emri (ölüm emri) gelinceye kadar emaniyye sizi aldattı. Ve garur (aldatanlar, şeytan ve avaneleri), sizi Allah ile (Allah Gafurdur, Rahîmdir, sizi affeder. diyerek) aldattı. dediler.
Kod:
فَ[COLOR="red"]الْيَوْمَ لَا يُؤْخَذُ مِنكُمْ فِدْيَةٌ وَلَا مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مَأْوَاكُمُ النَّارُ هِيَ مَوْلَاكُمْ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ[/COLOR]
Artık o gün, sizden bir fidye (bedel) alınmaz (kabul edilmez) ve kâfirlerden de. Sizin mevanız (sığınağınız) ateştir, sizin mevlânız (dostunuz) odur. Ve ne kötü varış yeri.