Nasıl âlim olunur?

osm4nl1evl4d1

Kıdemli Üye
15 Mar 2017
4,776
10
T Ü R K
Niçin okuyoruz, neden ilim yapıyoruz sorusuna çok sağlam bir cevabımız olmalı. Dünyayı yaşamak için mi, şöhret kazanmak için mi yoksa Allah'ın dinine hizmet etmek için mi? Eğer temel ve belirleyici niyetimiz sonuncusu değilse bilim adamı olabiliriz ama asla âlim olamayız. Bu sahih niyetin sadece dini ilimlerde olması da gerekmiyor, bugün bilim denen alanlarda da âlim olunabileceğini önceki yazımızda söyledik. Hiç endişe edilmesin ki, böyle sağlam bir niyeti olanı Allah dünyalık konusunda da diğerlerinden geri bırakmaz. Şu hadisi şerif bizi düşündürmelidir: 'Kim sıradan insanlarla tartışmak, âlimlere çalım satmak ya da insanların teveccühünü kazanmak için ilim tahsil ederse onun gideceği yer ateştir' (Tirmizî). Niyeti tashih o kadar zordur ki, bu konuda insan kendisini bile kandırabilir. İlim, âlim olmak için dahi yapılmaz, Allah için, O'nun dinine hizmet için yapılır. Çünkü âlim olacağım niyetinde gizli bir nefis-perestlik bulunabilir. Oysa 'Kişi neye niyet ederse onun karşılığını bulur'.
Ortam önemlidir. Âlim olmak sağlam bir geçmişe ve müsait bir ortama sahip olmaya bağlıdır. Âlim kültür mantarı gibi akşamdan sabaha yetişmez. Yaşadığı toplumda âlim olmak istenen konuda belli bir ilmi birikimin ve dünya görüşü haline gelmiş bir yaşama biçiminin bulunuyor olması gerekir. Bu açıdan toplum ne kadar ileri ise, âlim adayı da o kadar yüksek bir seviyeden yol almaya başlamış olur. Öğrenci iken Büyük Doğu mecmuasında okuduğumu sanıyorum, Necip Fazıl biraz abartılı olarak diyordu ki, 'Kanuni çok büyüktür ama Everest Dağı tepesinde bir kibrit çöpü gibi büyüktür'. Ancak hedef büyük âlim olmak değil, Allah için ilim tahsil etmek olunca bizler de gayretimiz ve niyetimiz ölçüsünde Allah indinde büyük sayılabiliriz. Ayrıca her zamanın en büyük âlimi kendi şartları el verdiğincedir.
Eskilerin ifadesiyle, âli himmet sahibi olmak çok önemlidir. Bu, hedefini ve himmetini yüce tutmak demek. Elde etmek istediğimiz ilimde insanoğlunun ulaşacağı en ileri nokta ne ise onu hedeflemeliyiz, Allah'tan isterken mütevazı olunmaz. İslam ahlakının önemli bir edebi olan tevazuun yeri burası değildir. Efendimiz (sa), 'Allah'tan istediğinizde en büyüğünü isteyin, Cennet isterken Firdevs'i isteyin. Çünkü Allah'ın vereceği hiçbir şey O'nun için büyük değildir' buyurur. En büyük müçtehit, en büyük mütefekkir ya da en büyük âlim olmayı istemekte hiçbir sakınca yok. Hedef bu olursa ilim talibi şartları ve kabiliyetleri itibariyle aslında ulaşabileceği son noktaya kadar çıkabilir. Peşinen, biz kim ilim kim, mağlubiyetine girerse aslında ulaşabileceği noktanın da çok altında kalır.
Günahlar ilmi kemiren virüslerdir. Bu sebeple günah işlemekten olabildiğince uzak durmak gerekir. 'Unutarak ya da hata' ile işlenenler olursa onlardan da derhal tövbe etmeliyiz. Tövbe bir virüs tarayıcısıdır. Fakat bilindiği gibi virüs programları temizleyemedikleri bazı dosyaları hepten siler. Yani hutbelerde hep okunduğu gibi, 'tövbe eden günahsız gibi olur', ama hiç günah işlememiş gibi olmaz. Efendimizin beyanıyla 'haram bir lokmanın insanda kırk gün kötü etkisi vardır'. İmam Şafiî'nin şu beyitleri meşhurdur: 'Hocama hıfzımın kötü olduğundan yakındım. O halde günahları terk etmelisin dedi ve ilave etti: İlim Allah'ın nurudur, O'nun nuru asilere gelmez'. Haramlar kul hakkı şeklinde olursa silinmeleri daha da zorlaşır.
Helal ve temiz, (helalen Tayyiba) yemek, özellikle duru bir zihin, ilim ve nafiz bir anlayış için çok önemlidir. Bu sebeple gıdalarımızın helal ve temiz olmasına azami dikkat göstermeliyiz. İnternete zekâyı öldüren gıdalar diye girerseniz alkolün yanında işlenmiş et ürünleri gibi pek çok gıdanın zararlı olduğunu görürsünüz. İşte böyle gıdalar, kesimi meşru ise helal olabilir ama tayyib değildirler. Tayyibin zıddı habistir. Habis gıdalar maneviyatımızı zedeler, anlayışımızı köreltir, hassasiyetimizi öldürür. Rahmetli babamın Hafız Edhem Mollaömeroğlu adlı Rizeli şair bir dostu vardı. Babama bir gün: 'Molla Ali, senin yemeğini yerim, çünkü bazılarının yemeğini yediğim zaman şiir kabiliyetim köreliyor ve yazamıyorum' demişti.
Bunlar işin özellikle manevi boyutu. Bir de işin çalışma ve okuma sistemiyle ilgili maddi boyutu var. Onları da yazmalıyız. Biraz uzattık ama uzatmaya değer olduğunu göreceksiniz.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

TCCT

Üye
15 Mar 2018
81
0
yazınızdan ve yazında geçen zaatlardan ilham aldım eline sağlık...
 
Son düzenleme:

osm4nl1evl4d1

Kıdemli Üye
15 Mar 2017
4,776
10
T Ü R K
Haramlar kul hakkı şeklinde olursa silinmeleri daha da zorlaşır. yanlış anlamadıysam böyle bi ifade kullanılmış 3. paragrafın sonunda yanlış olduğunu düşünüyorum. rica etsem düzenlermisiniz...
ayrıca yazından ve yazında geçen zaatlardan ilham aldım eline sağlık...

Yanlış bir söz yok dostum.
 

Ceen

Üye
29 Tem 2017
219
0
Hocam keşke her şey yazılan gibi olsa ama olmuyor işte. Cihad yapabilmemiz için önce b8z kendimize çeki düzen vermemiz lazım ama olmuyor.
 

osm4nl1evl4d1

Kıdemli Üye
15 Mar 2017
4,776
10
T Ü R K
Haramlar kul hakkı şeklinde olursa silinmeleri daha da zorlaşır. yanlış anlamadıysam böyle bi ifade kullanılmış 3. paragrafın sonunda yanlış olduğunu düşünüyorum. rica etsem düzenlermisiniz...
ayrıca yazından ve yazında geçen zaatlardan ilham aldım eline sağlık...

Özelden gerekli açıklamayı yaptım ss olarak buraya atabilirsin diğer arkadaşlarda anlasın :)
 
Son düzenleme:

AXPA

Kıdemli Üye
13 Ocak 2018
2,340
152
New World
Merhaba,

Konu içeriğinde çok güzel anlatmışsınız ve tebrik ederim.

Ancak aşağıda ki hususlarda düşüncemi belirtmek isterim;

"Eğer temel ve belirleyici niyetimiz sonuncusu değilse bilim adamı olabiliriz ama asla âlim olamayız."

Sözünüzden hemen sonra;

"bugün bilim denen alanlarda da âlim olunabileceğini önceki yazımızda söyledik"

Sözünüz birbiri ile tutarsız ve ters köşe kalıyor...

Yani Bilim adamı alim olabilir mi? Olamaz mı?


Devam;


"Kim sıradan insanlarla tartışmak, âlimlere çalım satmak ya da insanların teveccühünü kazanmak için ilim tahsil ederse onun gideceği yer ateştir"

Bu hadisin aslı olmadığı gibi,
Teveccüh demek; güler yüz, yakın ilgi gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme anlamına gelir ki; dinen Teveccüh sahibi olmak ve insanlara güler yüzümüzü göstermek daha doğrusudur. Elbette sıradan insanlarla tartışmak ve alimlere çalım satmayı ayrı tutuyorum.

Devam;

" O'nun dinine hizmet için yapılır."

Bu durum tespiti yanlıştır. Dine hizmet için değil, topluma ve insanlığa hizmet etmek için ilim yapılır.

Devam;

"Âlim olmak sağlam bir geçmişe ve müsait bir ortama sahip olmaya bağlıdır."

Yanlıştır. Çünkü bu aşamada size Bişri Hafi Hazretlerini okumanızı öneririm. Alim olarak nitelendirilen bir kişinin öncesi sorunlu olabilir. Alim olan kişi bu yaşadığı sıkıntılar neticesinde gerçeği kavrayıp aydınlanmış olabilir. Unutmayın ki; Hz.Musa peygamber olmadan önce arkadaşının isteği üzerine adam öldürmüştü.

Devam;

"Bu açıdan toplum ne kadar ileri ise, âlim adayı da o kadar yüksek bir seviyeden yol almaya başlamış olur."

Yanlış. Alim adayı diye bir şey yoktur. Ayrıca Alim'i sıfatlayacak olursak, topluma yol gösteren ve o toplumda en deruni bilgiye sahip kişi olarak nitelendirebiliriz. Bir kişiye "Alim" ünvanı o toplum ve ilimde derece sahibi olan ülamalar tarafından verilir. Belgeye dayalı Alim olunmaz...

Devam;

"Allah için ilim tahsil etmek"

Haşa... Allah tüm ilimleri yaratandır. İlim yalnızca insanlık için tahsil edilmesi gerekir ve Kuran'da bahsi geçen ve özellikle okunması önerilen 3 kitaptan biridir.

Devam;

"Haramlar kul hakkı şeklinde olursa silinmeleri daha da zorlaşır."

Bu söz ya yanlış ya da eksiktir. Çünkü Kul Hakkı yiyenler ancak ahirette hesap verir. Kul Hakkı yiyenler, kendilerini affettirmedikçe silinmez...

Özetle konunuzu zenginleştirmek adına; kişisel olarak bu yorumları eklemek istedim.

SaygılaR
 

Dudu Peri

Uzman üye
9 Ara 2017
1,215
0
Sin.
Müslüman,Müslüman Olmak İstiyenler İçin Ve Alimlik Hakkında Pek Bilgisi Olmayanlar İçin Güzel Bir Konu Olmuş Elleriniz Sağlık
 

osm4nl1evl4d1

Kıdemli Üye
15 Mar 2017
4,776
10
T Ü R K
Merhaba,

Konu içeriğinde çok güzel anlatmışsınız ve tebrik ederim.

Ancak aşağıda ki hususlarda düşüncemi belirtmek isterim;

"Eğer temel ve belirleyici niyetimiz sonuncusu değilse bilim adamı olabiliriz ama asla âlim olamayız."

Sözünüzden hemen sonra;

"bugün bilim denen alanlarda da âlim olunabileceğini önceki yazımızda söyledik"

Sözünüz birbiri ile tutarsız ve ters köşe kalıyor...

Yani Bilim adamı alim olabilir mi? Olamaz mı?


Devam;


"Kim sıradan insanlarla tartışmak, âlimlere çalım satmak ya da insanların teveccühünü kazanmak için ilim tahsil ederse onun gideceği yer ateştir"

Bu hadisin aslı olmadığı gibi,
Teveccüh demek; güler yüz, yakın ilgi gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme anlamına gelir ki; dinen Teveccüh sahibi olmak ve insanlara güler yüzümüzü göstermek daha doğrusudur. Elbette sıradan insanlarla tartışmak ve alimlere çalım satmayı ayrı tutuyorum.

Devam;

" O'nun dinine hizmet için yapılır."

Bu durum tespiti yanlıştır. Dine hizmet için değil, topluma ve insanlığa hizmet etmek için ilim yapılır.

Devam;

"Âlim olmak sağlam bir geçmişe ve müsait bir ortama sahip olmaya bağlıdır."

Yanlıştır. Çünkü bu aşamada size Bişri Hafi Hazretlerini okumanızı öneririm. Alim olarak nitelendirilen bir kişinin öncesi sorunlu olabilir. Alim olan kişi bu yaşadığı sıkıntılar neticesinde gerçeği kavrayıp aydınlanmış olabilir. Unutmayın ki; Hz.Musa peygamber olmadan önce arkadaşının isteği üzerine adam öldürmüştü.

Devam;

"Bu açıdan toplum ne kadar ileri ise, âlim adayı da o kadar yüksek bir seviyeden yol almaya başlamış olur."

Yanlış. Alim adayı diye bir şey yoktur. Ayrıca Alim'i sıfatlayacak olursak, topluma yol gösteren ve o toplumda en deruni bilgiye sahip kişi olarak nitelendirebiliriz. Bir kişiye "Alim" ünvanı o toplum ve ilimde derece sahibi olan ülamalar tarafından verilir. Belgeye dayalı Alim olunmaz...

Devam;

"Allah için ilim tahsil etmek"

Haşa... Allah tüm ilimleri yaratandır. İlim yalnızca insanlık için tahsil edilmesi gerekir ve Kuran'da bahsi geçen ve özellikle okunması önerilen 3 kitaptan biridir.

Devam;

"Haramlar kul hakkı şeklinde olursa silinmeleri daha da zorlaşır."

Bu söz ya yanlış ya da eksiktir. Çünkü Kul Hakkı yiyenler ancak ahirette hesap verir. Kul Hakkı yiyenler, kendilerini affettirmedikçe silinmez...

Özetle konunuzu zenginleştirmek adına; kişisel olarak bu yorumları eklemek istedim.

SaygılaR

Teşekkürler dostum ama yazı bana ait değil. Fetva verecek kadar ne bilgim ne yetkim var.
Sonda belirttiğin durumu birisi daha mesaj atmıştı bana bende açıkladım durumu. Kul hakkı affedilmeyen bir günah olduğundan ve öneminin büyüklüğünden böyle bir cümle kurulmuş. Eksiklik ve yanlışlık yok. Ama açıklayıcı olması için daha saade bir anlatım yapılabilirdi
Birçok insanda soru işareti oluştu.
 

Khapadi

Üye
25 Mar 2018
92
0
43
Eskişehir
Efendimiz (sa), 'Allah'tan istediğinizde en büyüğünü isteyin, Cennet isterken Firdevs'i isteyin. Çünkü Allah'ın vereceği hiçbir şey O'nun için büyük değildir' buyurur.

Daha geçen gün konuşmuştuk dostlar ortamında.Burada da görmek ayrı bir tevafuk oldu.
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.