Nükleer Santral Nasıl Çalışır ?

SerdarCoruk

Uzman üye
17 Ağu 2015
1,302
8
127.0.0.1
Atom enerjisi, bizlere fosil yakıt bağımlılığını azaltarak temiz enerji alternatifi sunmaktadır. Temiz enerji sunması, bizlere atom enerjisinin güzel bir yönünü yansıtsada Çernobil ve Japonya nükleer santrallerinde gerçekleşen facialardan dolayı insanlar nükleer enerjiye şüpheyle yaklaşmaktadırlar. Fakat gelişen teknolojiyle beraber var olan santraller veya yapılmakta olan santraller geniş güvenlik önlemleri alınılarak donatılmaktadır. Bu önlemler nükleer santralleri daha güvenilir hale getirmektedir.
D30Nno.jpg


Nükleer Fisyon : Reaktörün Kalbi
Tüm kozmik veya evrensel enerji bize adeta “Nükleer” kelimesini çağrıştırır. Nükleer santrallerde enerji, bir nevi çeşitli kömür santrallerinin çalışma biçimlerine benzemektedir. Her ikisinde de ısınan basınçlı su buharı türbinlere yönlendirilerek enerji açığa çıkartılır. Fakat nükleer enerji ile kömür santralleri arasındaki en önemli faktör bir nevi suyu ısıtma yöntemidir. Nükleer fisyon doğal olarak her gün olmaktadır. Uranyum, sürekli olarak çok yavaş bir hızda kendiliğinden fisyona uğrar. Bir süre sonra radyasyon yaymaya başlar. Bu yüzden nükleer santrallerin indüklenen fisyonu gerçekleştirebilmek için ne kadar önemli olduğunu görürüz.
E34avz.jpg

Uranyum dünyada bilinen bir elementtir ve dünyamız oluştuğundan beri bulunmaktadır. Uranyumun birçok çeşidi olmasıyla beraber, uranyum-235 (U-235) en çok bilinen ve nükleer enerji için en önemlisidir. Doğal yollardan bozulan zenginleştirilmiş U-235, ortama 2 nötron ve proton yayar. Yayılan bu nötronlarda başka bir U-235 in çekirdeğine çarpar. U-235’in çekirdeği gelen nötronu emerek U-235’in kararsız hale gelmesini sağlar. Kararsız hale gelen bu U-235 bölünür ve çok yüksek bir fisyon enerjisini açığa çıkarmış olur. Böylelikle ilk fisyon tepkime zinciri başlatılmış olunur. Çıkan bu enerjiyle beraber ortama daha çok nötron yayılır. Bu nötronlar ortamda bulunan tüm uranyum çekirdeklerine çarparak tepkimeye devam eder. Ortaya çıkan enerji o kadar büyüktür ki kontrol edilmediği takdirde sonuçları ölümcül olacaktır. Kontrol içinse fazla fisyon enerjisini absorbe eden ve uranyumun tepkimeye girmesini engelleyen üniteler vardır.
oERDB9.jpg

Ortaya çıkan enerji, suyu çok yüksek sıcaklıklarda buharlaştıracak kadar güçlüdür. Buharlaştırılan su buharı türbindeki kanatlara çarparak türbin şaftını döndürür ve jenaratörün elektrik enerjisi üretmesini sağlar. Üretilen enerji iletim hatlarıyla trafolara yönlendirilir. Türbinde kullanılan sıcaklığı ve basıncı düşmüş su buharı tekrar yoğunlaştırılıp bir döngü halinde tekrar kullanılır. Bundan dolayı nükleer santraller deniz, göl, nehir gibi yapıların olduğu yerlere inşaa edilirler. Tek bir U-235 bozulması ile yaklaşık olarak 200 MeV (200 mega elektron volt) enerji açığa çıkar.


Nükleer Santralin İç Yapısı ve Güvenliği
Zenginleştirilmiş uranyum genellikle 1 inç (2,5 cm) uzunluğunda peletler (yakıt çubuğu) halindedir. Sonra, peletler uzun çubuklar halinde toplanır ve bir demet haline getirilir. Bu demetler suyun dibine, basınçlı bir kazanın içine yerleştirilir. Burada su, soğutma görevi görür. Kendi haline bırakılan uranyum aşırı ısınır ve eriyip fisyon tepkimeleri başlatır. Nötronun, uranyumun aşırı ısınmasını veya aşırı soğumasını önleyecek bir mekanizma olarak kontrol çubukları adı verilen yapılar pelet demetleriyle beraber su altında bulunurlar. Operatörler nükleer reaksiyonun hızını belirlemek için, örneğin sıcaklığı yükseltmek için kontrol çubuklarını biraz kaldırarak ortamdaki nötronların salınımıyla beraber sıcaklığı artırıp fisyon tepkimelerini başlatır. Eğer sıcaklığı düşürmek istiyorsa kontrol çubuklarını indirerek sıcaklığı düşürüp sistemi stabil tutarlar. Bu şekilde nükleer santralde kontrol sağlanmış olunur. Aynı zamanda sıcaklığı korumak için, santral içindeki su pompalarıda önemli bir rol oynar.

lE6anQ.jpg

Pelet (Yakıt Çubuğu)

1NlQzB.jpg

Yakıt ve kontrol çubukları


Nükleer Santralin Dış Yapısı ve Güvenliği
Bir nükleer santralin çevresi ve santralin yapıldığı dış malzeme herhangi bir radyoaktif sızıntıyı önlemelidir. Beton astar genellikle radyasyon kalkanı olarak nükleer santrallerde kullanılır ve adeta basınçlı bir reaktör çevresi oluşturmaktadır. Aynı zamanda reaktörü çevreleyen çelik muhafaza, radyoaktif gaz ya da sıvı sızmasını önlemek için bariyer görevi görmektedir.

7Ar0RL.jpg

Resimde de görüldüğü üzere beton yapının üzerine çelik yapı yerleştiriliyor.

Bu betonarme ve çelik yapı, deprem hatta bir jet uçağının çarpmasından kaynaklanan büyük zararları önleyebilecek kadar güçlü bir şekilde tasarlanmaktadır. Aynı zamanda fisyonun gerçekleştiği reaktörde, beton ve çelik döşenerek korunur. Hem dış hem iç beton ve çelik yapıları, tamamiyle yüksek basınca, sıcaklığa karşı dayanıklı bir şekilde yapılmaktadırlar.



Nükleer Santralin Artıları ve Eksileri
Öncelikle artılarına bakacak olursak;
►Fosil yakıtlara bağlı değil bundan dolayı fiyatında çok bir dalgalanma olmuyor.

►Fosil yakıtlar atmosfere çok fazla miktarda karbondioksit yayıp havayı kirletmektedir. Fakat nükleer santrallerin karbondioksit emisyonu çok düşüktür.

►Fosil yakıtların verdiği zarara oranla nükleer santraller atmosfere çok az radyoaktif madde yayımlar.

►Az bir yakıt gereksinimi vardır.

►Nükleer fisyon, fosil yakıt alternatiflerine göre birim ağırlık başına yaklaşık bir milyon kat daha fazla enerji üretir.



Eksilerine bakacak olursak;
►Tarihsel olarak, uranyum madenciliği ve arındırıcı uranyum çok temiz bir süreç değildir. Nükleer yakıtı taşırken dahi radyoaktiviteden etkilenme olasılığı vardır.

►Ortalama bir nükleer santral, yılda yüksek seviyeli bir şekilde yaklaşık olarak 20 ton nükleer atık oluşturur.

►Bu atıkların hepsi radyasyon ve ısı yayar en sonunda onu tutan herhangi bir konteyner paslanmasına neden olur. Çünkü radyasyon malzemeye yaşlandıracak şekilde nüfus eder. Bu da bir yaşam formu için ölümcül olabilir.

►Aynı zamanda nükleer santraller, düşük seviyeli nükleer atıkta üretim boyunca oluştururlar.




Nükleer Felaket ve Reaktörü Kapatma
Radyoaktiviteli ve indüklenmiş fisyon tepkimeleri, her nükleer reaktörün kalbinde gerçekleşmektedir. Bu reaktör kontrolden çıkarsa sonuçları felaket olabilir. Uzun yıllar önce gerçekleşen çernobil faciası nükleer arıza üzerine belkide en iyi örneklerdendir. 1986 yılında, Ukraynada ki nükleer reaktör milyonlarca dönümlük araziyi yok ederek 50 ton radyoaktif madde yayılmasına sebep oldu. Felaketten en az 30,000 kişi zorla tahliye edilmek zorunda kalındı ve bu süreç içerisinde, kanser ve radyoaktif maddelerin sebep olduğu hastalıklardan dolayı bir çok kişi öldü.
PQZLXd.jpg

Çernobil Reaktörünün almış olduğu ürkütücü hasar


11 mart 2011 Cuma günü Japonya, modern tarihinin en büyük depremini yaşadı. Depremden kaynaklanan tepki Fukushima-Daiichi nükleer santralini vurmadan, hasarsız bir şekilde kontrol çubuklarını ve nükleer reaktörü 10 dakika içinde kapatmayı başardılar. Fakat hemen sonradan gelen tsunami felaketi ile Fukushima-Daiichi nükleer santralinde soğutucu pompalar arızalandı ve aşırı ısınmadan dolayı patlama meydana geldi. Çernobil ve Fukushima-Daiichi nükleer santralleri, bu santrallerin yıkıcı gücünü adeta gözler önüne sermektedir.
QQorbj.jpg

Fukushima-Daiichi nükleer santralindeki yangını söndürme çalışmaları

Sonuç olarak bu enerji üretme biçimi ne kadar riskli olsa da bir o kadarda ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaçtan dolayı bu santraller yapılırken ve yapıldıktan sonraki aşamalarda çok dikkatli olunmalı.

 
Son düzenleme:

AJEXA

Adanmış Üye
22 Haz 2013
6,859
3
Jüpiter
Benim için özel olarak hazırlanmış gibi güzel bir makale, hoşuma gitti. Bilgilendirici. :)

Bi iki şey de ben ekleyeyim, santralin güvenliği için beton ve çelik korumadan ziyade eğer antimadde depolanabilirse tüm riskler ortadan kalkar. Heleki antiuranyum , ki günümüz teknolojisiyle yapılması çok zor, uranyumun vereceği olası hasarı ortadan kaldırabilecek tek çözüm.
+1-1=0 ;) denklem bu kadar basit ama uygulaması maalesef denklem kadar basit değil. HADRON veyahut LEP her santralin üstüne yapılacak hali yok. Çok masraflı, dünyada bi tek cernde var ki cern dahi bunları sadece araştırma için kullanıyor. Yani nükleer santral işine onlar bile girişmemişler. Kullanılabilir mi, evet zor mu evet, imkansız mı, elbette hayır.
 

SerdarCoruk

Uzman üye
17 Ağu 2015
1,302
8
127.0.0.1
Benim için özel olarak hazırlanmış gibi güzel bir makale, hoşuma gitti. Bilgilendirici. :)

Bi iki şey de ben ekleyeyim, santralin güvenliği için beton ve çelik korumadan ziyade eğer antimadde depolanabilirse tüm riskler ortadan kalkar. Heleki antiuranyum , ki günümüz teknolojisiyle yapılması çok zor, uranyumun vereceği olası hasarı ortadan kaldırabilecek tek çözüm.
+1-1=0 ;) denklem bu kadar basit ama uygulaması maalesef denklem kadar basit değil. HADRON veyahut LEP her santralin üstüne yapılacak hali yok. Çok masraflı, dünyada bi tek cernde var ki cern dahi bunları sadece araştırma için kullanıyor. Yani nükleer santral işine onlar bile girişmemişler. Kullanılabilir mi, evet zor mu evet, imkansız mı, elbette hayır.

Gelişen teknoloji ile olasılığı günden güne arta bilir. Ama nasıl artabilir? Nükleer Santral ne kadar çok kullanıma ihtiyaç duyulursa buna bağlı orantı ile dediğiniz "antimadde - antiuranyum" kullanımı üzerine araştırmalar, çalışmalar, projeler artıcaktır ki artmasan gereken bir şey zaten. Bir Nükleer Santralin olumsuz yollardan oluşan veya talihsiz dediğimiz durumlar meydana gelip ne kadar da seyrek bir patlama oluşmuş ise günümüze kadar bu bunun "antimadde - antiuranyum" üzerinde az çalışmasını gerektirmez. Verdiği hasar ilçe, ülke çapında değil. Bir şeyler yapılacak ise bununla beraber önlemleri kesinlikle alınmalıdır benim düşüncem :)

CERN'e yapılmasının sebebi belli sanırım :RpS_cool:
 

AJEXA

Adanmış Üye
22 Haz 2013
6,859
3
Jüpiter
Gelişen teknoloji ile olasılığı günden güne arta bilir. Ama nasıl artabilir? Nükleer Santral ne kadar çok kullanıma ihtiyaç duyulursa buna bağlı orantı ile dediğiniz "antimadde - antiuranyum" kullanımı üzerine araştırmalar, çalışmalar, projeler artıcaktır ki artmasan gereken bir şey zaten. Bir Nükleer Santralin olumsuz yollardan oluşan veya talihsiz dediğimiz durumlar meydana gelip ne kadar da seyrek bir patlama oluşmuş ise günümüze kadar bu bunun "antimadde - antiuranyum" üzerinde az çalışmasını gerektirmez. Verdiği hasar ilçe, ülke çapında değil. Bir şeyler yapılacak ise bununla beraber önlemleri kesinlikle alınmalıdır benim düşüncem :)

CERN'e yapılmasının sebebi belli sanırım :RpS_cool:

Hayır benim dediğim öyle değil, reaktörün içinde uranyum var. Eğer geliştirilebilirse reaktörün çevresine bir katman daha eklenip ana koruma kalkanı da en son eklenebilir. Olası bir doğal afette ilk olarak iç katman hasar alacaktır dolayısıyla uranyum ile antiuranyum arasındaki kalkan hasar aldığından ikisi de sadece birbirini yok edecek. Bu kalkanların yapılması için de hadron dan daha büyük çarpıştırıcılara ihtiyaç var. Hadronu tarif edecek olursak bi ucu isviçrede diğer ucu fransada. Ve de hadronda yalnızca proton antiproton çarpışması yapılıyor. Aynı anda elektron pozitron çarpışması yapılamıyor. Ve tek seferde sadece 2 zıt parçacık çarpışıyor. E normal şartlar altında uranyumda 92 proton 92 nötron 92 elektron var. Bunların antiparçacıklarıyla düşünecek olursak hadron bunu yapamayacak kadar küçük. Bu yüzden günümüz şartlarını bi tarafa bırak en az 100 yıl gerek
 
Son düzenleme:

zztri

Yaşayan Forum Efsanesi
9 Tem 2015
10,053
388
Ankara
Benim için özel olarak hazırlanmış gibi güzel bir makale, hoşuma gitti. Bilgilendirici. :)

Bi iki şey de ben ekleyeyim, santralin güvenliği için beton ve çelik korumadan ziyade eğer antimadde depolanabilirse tüm riskler ortadan kalkar. Heleki antiuranyum , ki günümüz teknolojisiyle yapılması çok zor, uranyumun vereceği olası hasarı ortadan kaldırabilecek tek çözüm.
+1-1=0 ;) denklem bu kadar basit ama uygulaması maalesef denklem kadar basit değil. HADRON veyahut LEP her santralin üstüne yapılacak hali yok. Çok masraflı, dünyada bi tek cernde var ki cern dahi bunları sadece araştırma için kullanıyor. Yani nükleer santral işine onlar bile girişmemişler. Kullanılabilir mi, evet zor mu evet, imkansız mı, elbette hayır.

Üstad troll müydü?

Madde ile antimadde birleşirse, hani Einstein'ın ünlü e=mc^2 denklemi var ya.. İkisi de anında enerjiye dönüşür. Nükleer bir bombada enerjiye dönüşen kısım sadece nötronlardır. Bunun yerine bütün uranyumun (bir de antisi var *2) dönüştüğünü düşün; bir atom bombasının yaklaşık 450 katı güçte bir patlama olacaktır.

Ayrıca daha üretilebilen maksimum antimadde antihelyumdur... Kütle numarası 3 olan antihelyum izotopu.. Kütle numarası 238 olan antiuranyumu oluşturmak daha hayal bile edilmiyor.

CERN ile epey ilgilenirdim, ne de olsa kimya takıntılı olduğum bir alan ve bu da nükleer fizik ile de ilgilenmeme neden oluyor. CERN'de antihidrojeni, yani olabilecek en basit antimadde atomunu başarıyla stabil tutmayı başardılar.... 17 dakika için. Antiuranyumu değil kullanmak, oluşturmak için bile daha önümüzde düzinelerce yıl var, bunu rahatça söyleyebiliriz. Ve böyle bir teknolojiye sahip olduğumuzda zaten antimadde reaktörü kullanırız, nükleer fisyon önemsiz bir güç kaynağı haline gelir, Allah bilir cep telefonu bataryalarında filan kullanılmaya başlanır.
 

AJEXA

Adanmış Üye
22 Haz 2013
6,859
3
Jüpiter
Üstad troll müydü?

Madde ile antimadde birleşirse, hani Einstein'ın ünlü e=mc^2 denklemi var ya.. İkisi de anında enerjiye dönüşür. Nükleer bir bombada enerjiye dönüşen kısım sadece nötronlardır. Bunun yerine bütün uranyumun (bir de antisi var *2) dönüştüğünü düşün; bir atom bombasının yaklaşık 450 katı güçte bir patlama olacaktır.

Ayrıca daha üretilebilen maksimum antimadde antihelyumdur... Kütle numarası 3 olan antihelyum izotopu.. Kütle numarası 238 olan antiuranyumu oluşturmak daha hayal bile edilmiyor.

CERN ile epey ilgilenirdim, ne de olsa kimya takıntılı olduğum bir alan ve bu da nükleer fizik ile de ilgilenmeme neden oluyor. CERN'de antihidrojeni, yani olabilecek en basit antimadde atomunu başarıyla stabil tutmayı başardılar.... 17 dakika için. Antiuranyumu değil kullanmak, oluşturmak için bile daha önümüzde düzinelerce yıl var, bunu rahatça söyleyebiliriz. Ve böyle bir teknolojiye sahip olduğumuzda zaten antimadde reaktörü kullanırız, nükleer fisyon önemsiz bir güç kaynağı haline gelir, Allah bilir cep telefonu bataryalarında filan kullanılmaya başlanır.

Bunun imkansızlığı şu an için ortada. (Güneş sistemi nasıl yok edilir formülünü vereyim dedim :trl )
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.