TOPAL ASKER
Ey saçları alagarson kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye ?
Sen Şişlide dansederken her gece, gündüz
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dansederken bizler savaştık.
Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden Hatta kendimden
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben
Neyim? Bir hiç işe güce yaramaz, topal
Sen sağlamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken Biz de tipi, fırtına, yağmur,
Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık
Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık
Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız,
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan
Anam, babam, karım, kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında Gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!
Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda
Ey nankör kız, ey ****** unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.
Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki Şehit canımız
Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!
Gerçi salonlarda yıldız dı senin adın,
Hakkikatte ******sin ey alçak kadın!
Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
Değerli arkadaşlar bu şiirin hikayesini yazacağım buraya çok etkileyici.
anadolunun bi köyünden savaşa giden bi asker savşta bacağını kaybeder savaş bitince memleketine gelir ama ne evi ne ailesi yoktur. Yola çıkar İstanbula komutanının yanına gitmeye karar verir. İstanbulda vapurla karşıya geçerken vapurda fransız çalımlı yada fransız giyimli dediğimiz iki kadın topal askerin üzerindeki savaş artığı hırka ve topal bacağına bakıp alay edercesine gülerler. Topal asker bu duruma çok içerlenir ve der ki ben bu bacağı kimin için feda etmişim. komutanına varır olup biteni ne bir eksik ne bir fazla tam olarak komutaına anlatır. Topal asker bunları anlatırken bunu 7 yaşında bi çocuk dinler ve bu şiiri yazar o 7 yaşındaki çocuk da ???????
Ey saçları alagarson kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye ?
Sen Şişlide dansederken her gece, gündüz
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dansederken bizler savaştık.
Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden Hatta kendimden
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben
Neyim? Bir hiç işe güce yaramaz, topal
Sen sağlamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken Biz de tipi, fırtına, yağmur,
Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık
Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık
Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız,
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan
Anam, babam, karım, kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında Gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!
Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda
Ey nankör kız, ey ****** unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.
Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki Şehit canımız
Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!
Gerçi salonlarda yıldız dı senin adın,
Hakkikatte ******sin ey alçak kadın!
Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
Değerli arkadaşlar bu şiirin hikayesini yazacağım buraya çok etkileyici.
anadolunun bi köyünden savaşa giden bi asker savşta bacağını kaybeder savaş bitince memleketine gelir ama ne evi ne ailesi yoktur. Yola çıkar İstanbula komutanının yanına gitmeye karar verir. İstanbulda vapurla karşıya geçerken vapurda fransız çalımlı yada fransız giyimli dediğimiz iki kadın topal askerin üzerindeki savaş artığı hırka ve topal bacağına bakıp alay edercesine gülerler. Topal asker bu duruma çok içerlenir ve der ki ben bu bacağı kimin için feda etmişim. komutanına varır olup biteni ne bir eksik ne bir fazla tam olarak komutaına anlatır. Topal asker bunları anlatırken bunu 7 yaşında bi çocuk dinler ve bu şiiri yazar o 7 yaşındaki çocuk da ???????