Tutankamon Acil Bak Sırrını Çözdüm

Anonymous

Katılımcı Üye
25 Kas 2006
849
5
İstanbul Geceleri
Tutankamon'un esrarı... http://javascript<b></b>:****(0)
printButton.png
[/URL]http://javascript<b></b>:****(0)
emailButton.png
[/URL]
tutankamon.jpg
Mısır’ın başkenti Kahire’deki Mısır Medeniyetleri Müzesi’nde 1996 yılında araştırma yapan İtalyan arkeolog Vincenzo de Michele, Tutankamon’un sarı-yeşil renkli bir kolyesini incelemeye aldı. De Michele, değerli bir taş olduğu var sayılan bu kolyenin aslında camdan olduğunu ve Mısır uygarlığından dahi çok daha önce yapıldığını ortaya çıkardı. Bu tespit Mısır arkeologları arasında şaşkınlık yarattı. Mısırlı jeolog Ali Bereket de söz konusu camın, doğada Sahra Çölü’nün gözden ırak bir bölgesinde kumun içine karışmış şekilde bulunduğunu ortaya çıkardı. Tutankamon’un kolyesini süsleyen bu taşın nereden geldiği, kimler tarafından şekillendirildiği ise bir soru işareti olarak kaldı.
DÜNYA DIŞINDAN KAYNAKLI
Avusturyalı astronom Christian Koeberl, söz konusu camın ancak çok yüksek bir sıcaklıkta meydana gelebileceğini, bu sıcaklığa ise yeryüzünde ulaşmanın mümkün olmadığını öne sürdü. Koeberl, camın uzaydan Dünya’ya geldiğini iddia etti. Ancak, camın bulunduğu bölgede meteor düşmesine kanıt sağlayacak herhangi bir bulgu yoktu.
ABD’li jeofizikçi John Wasson ise camın solüsyonunun Sibirya menşeili olduğunu öne sürdü. Wasson, uzaydan gelen göktaşlarının daha önce gökyüzünde şiddetli patlamalara yol açtığını ve benzer bir patlamanın da Mısır çöllerinde gerçekleşmiş olabileceğini belirtiyor.
240423.jpg




ATOM BOMBASINDAN DAHA GÜÇLÜ OLMALI
İlk atom bombası için 1945 yılında yapılan denemelerde yapılan patlamalardan sonra New Mexico Çölü kumlarında incecik bir can tabakası meydana gelmişti. Ancak Mısır Sahra Çölü’ndeki kumlardaki cam tabakasını atom bombası deneylerinin yarattığından çok daha kalın. Bilim insanları, çölde atom bombasının etkisinden daha kalın bir cam tabakası yaratacak patlamanın ne olduğunu sorguluyor.
Böylesine bir patlama ilk kez 1994’te, Shoemaker-Levy kuyrukluyıldızı Jüpiter’le çarpıştığında meydana geldi. Hubble Teleskobu bu çarpışmada Jüpiter’in atmosferinde oluşan şimdiye dek bilinen en büyük ateş topunu gözlemledi.
TARİHTE ÖRNEĞİ VAR
John Wasson, Güneydoğu Asya’da 800.000 yıl önce gerçekleşmiş doğal bir patlamada Sahra Çölü’nde meydana geldiği düşünülen patlamadan çok daha büyük bir etki yarattığını ortaya attı. Bu patlamadan sonra da 750 kilometre kare’ye yayılan bir alan yüzeyinde cam tabaka bıraktı. Patlamada herhangi bir krater deliğinin olmaması göktaşı ihtimalini de devre dışı bırakıyor. Wasson, bu patlama esnasında bölgedeki insanlar dahil tüm canlıların da öleceğini vurguluyor.

Wasson’a göre, benzer bir olay Sibirya’nın Tunguska bölgesinde de gerçekleşti; hatta Hiroşima’ya atılan bombanın da benzer bir etkisi olmuştu.

PATLAMANIN KAYNAĞI SORU İŞARETİ
Sandia Ulusal Laboratuvarı’nda görevli Mark Boslough, Jüpiter’i etkileyen söz konusu dev patlamayı süperbilgisayarda Dünya için bir simülasyonunu yaptı. Boslough, böylesi bir patlamanın yüzeyde 1.800 santigrat derece bir sıcaklık yaratacağını vurguluyor.
Simülasyonda böylesi bir patlamanın Sahra Çölü’nde bulunan ve Tutankamon’un kolyesini süsleyecek kalınlıkta bir camın da meydana gelebileceği ortaya çıktı. Simülasyonla ilgili olarak Boslough şunları söyledi; “Tutankamon’un kolyesindeki camın oluşması için atom bombasının tesirinin on binlerce katı bir patlamanın meydana gelmiş olması gerekiyor. Şimdi esas soru bu şiddete ulaşacak patlamanın yeryüzündeki kaynağı nedir?”
 
Son düzenleme:

TuT@NK@M0N

Uzman üye
3 Tem 2006
1,288
5
tutankamon1.jpg
TUTANKAMON

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Mezarındaki inanılmaz zenginlik bulunduğu halde Tutankamon (MÖ: 1361-1352) hala hakkında en az bilgi bulunan firavundur. Tahta çıkma hakkını, ünlü kral Akhenaton (MÖ.1379-1362) ile kraliçe Nefertiti’nin kızı Prenses Ankhesenpaaten’le evlenerek elde etmişti. Tutankamon’un ebeveyninin kimler olduğu konusunda, bazı uzmanlar bu firavunun, ”Akhennaton’un Nefertiti dışında bir kadından olan oğlu” tezini ileri sürüyorlar. Bazı uzmanlara göre de Tutankamon, Akhenaton’un babası III. Amenofis’in (MÖ.1417-1379) birinci karısı Tiy’den doğmuştur. Kesin olan, Tutankamon’un III.Amenofis ve Akhenaton’şa akraba ve soylu olduğudur. Dokuz yaşında tahta çıkan ve adı 12 yaşına kadar “tutankaten” olan Tutankamon (Güneş tanrısı Amon’un yaşayan temsilcisi) krallar arası savaşlarını en yoğun olduğu dönemde doğmuştu. Kralların fethettikleri toprakların genişlediği ve komşu ülkelerden de altının ülkeye aktığı bu dönemde Mısır, dünyanın en zengin ülkesiydi Firavun vaktini, daha çok yönetimin bulunduğu Memphis’le geçiriyordu ama Mısır’ın başkenti Teb şehriydi. Tutankhamon’un tahta çıktığı sırada Mısır’ın bütün tapınakları bakımsızlıktan kırılıyordu.[/SIZE][/FONT]
nmsakhe2.jpg
akhnefer.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Yönetimdeki karışıkların önü alınamıyor, Suriye’ye düşmanla çarpışmaya giden ordu sürekli yeniliyordu. Tutankamon “babası” Amon’un Ptah’ın ve diğer tanrıların altın heykellerini yaptırdı, çözülmüş olan rahiplik kurumlarını düzenledi, tapınakların hazinelerine büyük bağışlar yaptı. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
akh.jpg
Akhenaton Güneş tanrısı Aton’a bağlı tek tanrılı bir düzen kurdu ve Mısır’lıları diğer tanrıları bırakmaları için zorladı. Başkenti Teb’den, Akhetaton(şimdiki Amarna) ya taşıdı. Firavun Akhenaton’un tersine “Eski Rejim”i canlandırdı ve III. Amenofis zamanında bitirilmemiş olan anıtların tamamlanması işine girişti. Bu işlerin arasında Luxor tapınağı da vardır. Bugün, Tutankamon’un tahtta kaldığı dokuz yıl boyunca askeri bir harekata katılmadığı düşünülüyor. Sadece keşif için general Horemhem komutasında Filistin’e ve Lübnan’a asker gönderdiği sanılıyor.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
akhenaton.jpg
Tutankhamon 19 yaşındayken aniden öldüğü için geride vasiyet bırakmamıştır. Kafatasında sol kulağın arkasında tahribat bulunduğu için, ölümünün bir kaza sonrasında olduğu sanılıyor. Ancak, şu anki Mısır bilimcilerin ürettiği senaryolara göre Tutankamon’un generali Horemheb, iktidarı ele geçirmek için Tutankamon’un kafasının arkasına sert bir cisim ile vurmuş ve ölümüne neden olmuştu.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
sideshow.jpg
Mezarının yanında bulunan iki küçük tabuttaki ölü doğmuş bebeklerin, Tutankamon’la çok sevdiği eşi Ankesenamun’un çocukları olduğu sanılıyor. Bunun yanısıra hayvan mumyaları da bulunmuştur. Tutankamon’un mezarında bulunan lambada ise gün ışığı ile birşey görülmeyen, ancak zifiri karanlıkta görülebilen, ikisinin burun buruna figürleri bulunmaktadır. Tutankamon’un ölümünden sonra, tahta çıkan General Horemheb, Tutankamon’un tapınaklarını kendisine aldığı gibi, onun aldığı gibi, onun adını da unutturmak istemiş, ama bilinmeyen bir nedenle Tutankamon’un lahdine dokunmamıştı. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Bunun, kendisinin işlediği cinayeti dikkat çekmemek üzere örtbas yöntemlerinden biri olduğu söylenebilir. İşte bu lahit,1922 yılında Lord Carnarvaon ve Howard Carter adlı iki İngiliz ejiptolog tarafından bulundu. Tam 3000 yıl sonra Horemheb’e ilginç bir oyun oynamış, sonunda yine Tutankamon üne kavuşmuştu. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]TUTANKAMON’UN LANETİ[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Eski Mısır Uygarlığı büyük ilgi çeken gizemini sürdürüyor. Kazılar, arkeoloji araştırmaları sürdükçe ortaya yeni bilgiler çıkıyor. Bulunan her yeni kalıntı, bilinenleri değil, bilinmeyenleri çoğaltıyor sanki. Mısır’a yaşayan en ilginç olaylardan biri de Firavun Tutankamon’un mezarının açılmasıyla ilgiliydi. Her şey Carnavon Lordu’nun ölümüyle başladı. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
antech.jpg
İNGİLTERE ‘DE BİR CENAZE TÖRENİ[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]1923 yılının 30 Nisan günü İngiltere’de Hampshire bölgesinde Beacon Tepesi’nde sade bir cenaze töreni düzenlendi. Törene katılanlar heyecanlıydılar. Çünkü toprağa vermek üzere oldukları Carnarvon Lordu George Edward Stanhope gizemli bir biçimde öldürülmüştü. 3000 yıllık lanet… Herkes, Lord’un Eski Mısır’ın 18. Sülale firavunlarından Tutankamon’un lanetine uğradığına inanıyordu. Lord, bu firavunun mezarının açılması için para harcamış ve bizzat kazılara katılmıştı. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
entrancetuttreasure.jpg
Carnavon Lordu’nun ölümünü başka ölümler izledi. Tutankamon’un mezarına girip çıkan ya da bu işe karışan birçok insan anlaşılmaz bir biçimde yaşamını yitiriyordu. Firavun Tutankamon öleli 3000 yıldan uzun süre geçmişti. Yani 3000 yıl sonrasına uzanan bir lanetten söz ediliyordu…[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]LORD MISIR’A GİDİYOR[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Bu esrarengiz “mezar açma” olayını aydınlatabilmek için, işe Carnarvon Lordu’nun Mısır’a gidişinden başlamak gerekiyor. Parası bol, yapacak işi pek olmayan İngiliz soylusu Carnarvon Lordu dünyayı dolaşıyor, keyfine göre yaşıyorken,1901 yılında Almanya’da Bad Schwalbach kaplıcalarında bulunduğu sırada bir araba kazası geçirdi. Göğsü çok kötü zedelendi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]İngiltere’ye döndü.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
goldcoffin.jpg
Soluk almakta güçlük çekiyordu. Bir süre tedavi gördükten sonra iyileşti. Ama özel doktoru ona tedbirli davranmasını tavsiye etti. Özellikle kış mevsimlerini soğuk İngiltere yerine, ılıman ve kuru bir iklimin egemen olduğu ülkelerde geçirmeliydi. O günlerde Mısır, Avrupalılar için çok gözde bir ziyaret yeriydi. Lüks oteller ve tarihsel kalıntılar çok sayıda turisti buraya çekiyordu. Özellikle Krallar Vadisi denilen yerde yapılan kazılara Lord büyük ilgi duydu. [/SIZE][/FONT]


[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]ARKEOLOG CARTER[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Carnarvon Lordu Mısır’da kısa sürede eski sağlığına kavuştu. Ama Mısır’dan bir türlü kopamadı. Sanki bir şey onu dürtüyordu.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
middle.jpg
Eski Mısır uygarlığını incelemeye başladı. Yapılan kazıları izlemeye koyuldu ve bir gün bizzat kendisi bu kazılara katıldı. 1907 yılında yine Mısır’da iken yurttaşlarından arkeolog Harold Carter’la tanıştı ve onu kendisine danışman yaptı. Carter 33 yaşındaydı ve 17 yaşından beri Mısır’daydı. Birçok kazıda bulunmuş, ünlü arkeologlara yardımcılık yapmıştı. Tarihi Kalıntılar Servisi’nde çalışmış ve Krallar Vadisi’ndeki kazıları denetlemişti; ama Mısır yetkilileriyle arasında anlaşmazlık çıkınca görevinden istifa etmişti. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Carnarvon Lordu kendisine rastladığı sırada,manzara ressamlığı yaparak hayatını kazanmaktaydı. O da, nedense bir türlü Mısır’dan ayrılamıyordu. Carnarvon Lordu, ona yılda 400 İngiliz Sterlini ücret ödemeye başladı. Mısır’da mezar demek, hazine demekti. Çünkü eski Mısırlılar ölülerini, öbür dünyaya en değerli hazineleriyle birlikte gömerek uğurlardı. Lord, bulunacak bir hazine ile Carter’İn ödediği parayı kat kar çıkaracağını inanıyordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Arkeolog Carter, Carnarvon Lordu’nun parasıyla 15 yıl boyunca kazılar yaptı. Birinci Dünya Savaşı sırasında bile araştırmalarını sürdürdü. Bazen çok ilgi çekici bir mezar bulduğu oluyordu ama, yapılan masrafı karşılayacak bir tarihsel yapıt ya da hazine ortaya çıkmıyordu. 1922’de Lord İngiltere’deyken, Carter’a bir mektup yazarak, aralarında anlaşmayı iptal etmek istediğini bildirdi. Oysa Carter o sıralarda önemli bir mezarın izi üstündeydi. İngiltere’ye gidip Lord’u kazılarına sürdürülmesine ikna etmeyi başardı. Ekim ayında Mısır’a döndü. Kazıların yapıldığı Luksor bölgesine yerleşti. Kendisine şans getirmesi için bir kanarya satın aldı… [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]CARTER MEZARIN İZİNDE [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]1 Kasım 1922’de o güne kadar hiç kazılmamış bir hektarlık bir üçgende çalışmalara başlayan Carter, 4 Kasım’da çökmüş bir merdiven girişi buldu. Bir gün sonra ise,bu girişin olduğunu kesin biçimde anlamıştı. İngiltere’ye telgraf çekmesi üstüne, Lord, kızı Lady Evelyn ile birlikte Mısır’a gelerek bizzat kazılara katılmaya başladı. 26 Kasım’da,yaptıkları kazının bütün molozlarını temizlemişlerdi. Ardından sanki içeriden kil
t_treasury.jpg
itlenmişçesine kapalı duran bir kapıyı açmayı başardılar. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]İçeri ilk giren Carter oldu.Gördükleri karşısında adeta dili tutuldu. Bu çok odalı mezarın giriş odası bile hazinelerle doluydu. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]LORD OLAYI THE TİMES’A SATIYOR[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Lord, o ana kadar harcamış olduğu paraları çıkarmak istiyordu. Mezardan ne kadar değerli şeyler çıkarsa çıksın, onlara sahip olması olanaksızdı. Çünkü Mısır hükümeti kazıyı denetliyordu. Lord, mezarla ilgili bilgileri The Times gazetesine para karşılığı sattı. Böylece İngiliz okurlar, kazı sırasında olan biten herşeyi günü gününe izlemeye başladılar. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]TUTANKAMON’LA BULUŞMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Lord, Carter, Lord’un kızı Lady Evelyn ve Carter’ın yardımcısı Arthur Callender ile birlikte bir gece, mezarın ana bölümüne girmeyi başardılar. Tümü gördüklerinin gerçek olup olmadığından kuşkuya düştüler. Her şey altındandı. Firavun’un mumyasının koskocaman bir altın sandukanın içinde olduğu anlaşılıyordu. Duvarlarda altın çerçeveli resimler vardı. Bunlar da firavunun ailesine aitti. Tanrı Osiris’İ sembolize eden parlak cilalı altın bir mask da duvarda asılıydı. Carter ve Lord ne bulduklarını biliyordu. Bu mezar 18. Sülale krallarından Tutankamon’undu. Tutankamon M:Ö 1346-1339 arasında bir tarihte ölmüş, o tarihten bu yana mezar hiç açılmamıştı. Varlığı bile bilinmiyordu. Carnarvon Lordu bulduklarını bütün dünyaya ilan etti. Kazı sırasında çıkan bütün molozlar temizledikten sonra resmi açılış yapıldı. Gazeteciler fotoğraflar çektiler. Olay bütün dünyaya duyuldu.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]“ÖLÜM GELECEK…”[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Kazılar devam ederken ilgi çekici bir şey olmuştu. Bütün vaktini kazı yerinde geçiren Carter, kaldığı eve pek uğramıyordu. Oraya nasıl geldiği bilinmeyen bir kobra yılanı evine girmiş ve Carter’ın kafeste yaşayan uğurlu kanaryasını yiyivermişti. Kazılarda çalışan Mısır’lı işçiler inançlı kişilerdi. Bu olayı duyunca çok heyecanlandılar. Bunu bir uğursuzluk belirtisi olarak kabul ettiler. Çünkü kobra yılanı Mısır hükümdarlığının simgesiydi ve Tanrıça Vadeet tarafından korunduğuna inanılan bir hayvandı. İşçiler aralarında olayı şöyle yorumladılar: ”Yakında ölüm gelecek…”[/SIZE][/FONT]

cow.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]TURİSTLER MISIR’A AKIN EDİYOR[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Tutankamon’un mezarı dünyada büyük ilgi gördü. Mısır’daki meraklılar yetmiyormuş gibi, binlerce Avrupalı turist Mısır’a akın etmeye başladı. Mezarın girişine her gün binlerce insan geliyordu. Arkeologlar, bilim adamaları, kaşifler, mezarı ve hazineleri görmek için birbirlerini eziyordu. Bazı serserilerin olay çıkardığı da oluyordu… Firavun Tutankamon’un 3000 yılı aşkın bir zamandan beri süren “ebedi istirahati” ne son verilmişti.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]LORD İLE CARTER’IN ARASI AÇILIYOR[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Carnarvon Lordu’u ve Carter’ın mezarı buldukları anda duydukları sevinç bütünüyle yok olmuştu. İkisi de çok sinirliydiler. Mısır hükümeti ile olan ilişkileri bozulmuştu. Carter mezarda bulunan eşyaları kaydetmek için günlerce çok kötü koşullar altında çalıştı. Bir akşam Carnarvon Lordu ile bir araya geldi ve aralarında çok şiddetli bir kavga çıktı. Lord İngiltere’ye gitti. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]1923 Şubat’ında Lord’un sağlık durumu bozuldu. Anlaşılmaz bir biçimde dişleri döküldü. Ateşi bir yükseliyor bir düşüyordu. Mart ayı başında Mısır’a döndü ve bir süre için durumu düzeldi. Ama daha sonra yeniden kötüleşmeye başladı. Ailesi Mısır’a geldi hemen. 26 Mart günü Carnarvon Lordu’nda kan zehirlenmesi olduğu resmen açıklandı. 4 Nisan günü Kahire’de Continental Svoy Oteli’de komadaydı. Ertesi sabah saat 2’de tüm hastalığı boyunca yanından ayrılmayan İngiliz hasta bakıcı , Carnarvon Lordu’nun öldüğünü bildirdi. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
tutcirc.jpg
Tam o anda oteldeki ışıklar titredi ve söndü. Otelin penceresinden dışarı bakanlar bütün Kahire’de elektriklerin kesildiğini gördüler. Kentte elektrik kesintileri çok sık olmakla birlikte Lord’un öldüğü andaki arıza için hiçbir açıklamada bulunulmadı. Aynı saatlerde Lord’un İngiltere’deki şatosunda bulunan İskoçyalı kahya da dehşet içinde irkildi. Lord’un köpeği titriyor ve uluyordu, biraz sonra da öldü. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
t_scarab_necklace.jpg
"MEZARA DOKUNANA ÖLÜM…”[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Lord’un ölümü bütün dünyada şok etkisi uyandırdı. Gazeteler Firavun Tutankamon’un mezarında bulunmuş yazılardan söz ediyorlardı. Eski Mısır yazısıyla yazılmış olan bu yazılardan biri şöyle diyordu: [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]“Mezara dokunanlara ölüm gelecektir”[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Bazıları da mezarda başka uyarıların bulunduğunu ileri sürdüler. Bunlardan biri şöyle idi: “Ölüm, firavunların huzurunu bozanı kanatlarıyla katledecektir” Arkeolog Carter ise Tutankamon’un mezarında bu türden bir lanetin bulunmadığını söyledi. Onu rahatsız eden bir tek şey vardı. Mezarın altın sandukasının önünde bir lamba bulmuştu. Bu lambanın üstünde şöyle yazıyordu: [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]“Gizli odaya girilmesini önleyeceğim. Benim görevim ölüyü korumak.”[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]GİZEMLİ ÖLÜMLER: Firavun Tutankamon’un mezarını ziyaret eden arkeolog ve turistlerden bazıları da kısa bir süre sonra hastalanarak öldüler. Mezarın iç odalarından birinin açılışında bulunan kişilerden biri olan James Henry Breasted, ateşli bir hastalığa yakalandıysa da mezarda çalışmayı sürdürdü. 70 yaşında kadar, yani 12 yıl yaşadı. Amerikalı Milyarder George Jay-Gould, mezarı ziyaret ettiği gün ateşlenerek aniden öldü. Arkeolog Carter’ın yardımcılarından biri olan A.C.Mace, ateş nöbetlerine tutulunca işi bıraktı ve 1928’de öldü. Bir başka yardımcısı Richard Bethell, 45 yaşında kan dolaşım yetersizliğinden( !) öldü. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
tut-x-ray.jpg
Bütün bu ölümler makul ve doğal nedenlerle açıklanır mı? Havalanan tozda bakteriler olduğu ileri sürüldüyse de bilim adamı Alfred Lucas, bazı bakteri örneklerini inceledi. Bunlardan bir tanesi dışında, aşağı yukarı tümünün zararsız olduğunu açıkladı. Bir süre, mezar duvarlarını kaplayan mantarın bir alerjiye neden olduğu sanıldı. Ama bu konuda da bir kanıt getirilemedi. Eski Mısır’lıların çok etkili zehirler ürettikleri biliniyordu. Açılan tüm mezarlarda böyle zehirler arandı. Ama bulunamadı… [/SIZE][/FONT]

tutof_head.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]ÖLÜMLERİN ARKASI KESİLMİYOR: [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Firavun Tutankamon’un mezarına ilgi gösterildikçe ölümler de sürüp gidiyordu. Kahire’de Carnarvon Lordu’na bakan İngiliz hemşire 1926 yılında 28 yaşında doğum yaparken öldü. New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nin temsilcisi Herbert Winlock Mısır’a geldi. Firavun Tutankamon’un mezarı yüzünden öldüğü sanılan insanların bir listesini yaptı. Kahire Üniversitesi’nden Dr.İzzettin Taha, yıllar sonra konuyla bilimsel olarak ilgilendi.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1] Arkeologların ve müzelerde çalışanların ciğerlerinde mantar hastalıkları olduğunu buldu. Eski mezarlara girmiş olanların da bu hastalıktan ölmüş olabileceğini ileri sürdü. Kısa bir süre sonra Kahire‘den Süveyş’e giderken, düz yolda kullandığı araba karşı yönden gelen bir arabayla çarpıştı. Yapılan otopside Dr.Taha’nın çarpışmadan saniyeler önce solunum yetersizliğinden öldüğü ortaya çıktı… Tutankamon’un mezarının kalıntılarını 1972’de Londra’da ve daha sonra da Amerika’da sergilenmesinde de gizemli ölümler meydana geldi. Bunlardan en üzücü olanı, Mısır Eski eserler Bölümü Müdürü Dr.Gamaleddin Mehrez’in ölümü idi. Mehrez, bütün bu gizemli ölümlerin, kuşkusuz kişiyi tedirgin edebileceğini, ama lanete kesinlikle inanılmaması gerektiğini söylemişti. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]
”Bakın bana” demişti, ”Bütün yaşamım boyunca mezarlar ve mumyalarla uğraştım. Bütün bunların bir rastlantı olduğunun en büyük kanıtıyım” Bu sözlerin üzerinden dört hafta sonra, sergilenecek eserler Londra yolundayken, 52 yaşında öldü. [/SIZE][/FONT]

t_ptah.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]LANET DEVAM EDİYOR:[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Sergilenecek eserleri Londra’da ***üren RAF uçağının başteknisyeni Ian Lansdown, bilinmeyen bir nedenle, Tutankamon’un ölüm maskesinin bulunduğu kutuyu tekmelemişti. İki yıl sonra aynı bacağı garip bir kazada kırıldı. Mürettabattan başka kişiler de beklenmedik şekilde öldüler. Başka bir olay da,1980’de "Kral Tutankamon’un laneti “ adlı tv filminin çekimi sırasında ortaya çıktı.[/SIZE][/FONT]
egyptkenken.jpg
illusion.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]Mısır’da çekimin birinci günü tahıl yüklü bir araba bilinmedik bir nedenle devrildi ve filmin yıldızı Ian McShane’in bacağının 10 yerden kırılmasına neden oldu. Ian McShane’nin yerini Robin Ellis aldı, ancak başka yıldızlar yapıma katılma teklifini reddettiler. Belki de Tutankamon’un laneti, bir hileden ibaretti. Belki de halkın inançları böyle bir olayı yaratmıştı. Ya da ,Tutankamon, mezarında rahatsız edilmeden bırakılmalıydı.[/SIZE][/FONT]
 

TuT@NK@M0N

Uzman üye
3 Tem 2006
1,288
5
zaten ölümü onu bu hale getirmiş. birde bunu ekleyeyim 2003 te yapılan bir araştırmada mısırda lahitlerin üzerine zehir sürülürmüş hava veya dokunma yolu ile bu zehir etki gösterir. şimdi hiç düşünüyormusunuz bunlar bu teknoloji ile mümkünmü pramitler,lahitler vb. mısır tarihi çok karmaşık ve gizemli olması nedeniyle ilgi topluyor zaten. daha fazla bilgi toplamak için fravunlar tarihi olarak aratabilirsin. anonymous
 

Anonymous

Katılımcı Üye
25 Kas 2006
849
5
İstanbul Geceleri
Ben bunlarla İlgili Uzunca Bir Belgesel Serisi izlemiştim 8 Saat Falan Sürmüştü Firavunların Kendileri İçin Yaptırdıkları Piramitlerden Birini Anlatıyordu Piramidi Yapmak için Köylerden Çocukları Topluyorlardı Ve Pramit Adamlar Yaşlanınca Bitiyordu Anca Yada Onlar Yaşlanıp Ölüyorlare Coukları yapım işini Devralıyorlardı Karışık Bir Tarihi Var Ayrıca Şunuda Söyliyim
Mayalanmamış Sütü Piramidin içine Koyunca Saatler içinde Yoğurt Haline Geliyor
Güneş Her Yüzyılda Bir Sabit Bir konuma Geldiğinde Tek Bir Aynaya Düşen Ufak Işık Demeti 300 metre karelik firavunun ölüsünün olduğu odayı aydınlatıyor yanlızca yüzyılda bir oluyor bu olay ve bir karıncanın geçebileceği büyüklükte bir delikten geliyor bu ışık :D
 

bitscan

Katılımcı Üye
21 Ağu 2007
571
3
TURAN
eyw.paylaşım için saol....
avatar10730950oksj0.gif

BİR İNSANIN ONURU MENSUBU OLDUĞU MİLLETİN YÜCELİĞİ VE ŞEREFİ İLE EŞDEĞERDİR.

BİR P.Ç OLUP İMPARATOR OLMAKTANSA,ONURLU BİR HİÇ OLMAYI TERCİH EDERİM.


 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.