Arkadaşlar, günlerdir sitemizde Sultan Vahdettin için yazılan olumlu ve olumsuz yazıları okuyorum. Ancak, biliyorsunuz ki, Vahdettinin vatan haini olup olmamasının yanı sıra, hataları ve sevapları ile değerlendirmektense, arkadaşlarımız ya Vahdettini yerin dibine geçirmişler yada göklere çıkarmışlardır.
Vahdettin'in vatan haini olup olmadığını, M.Kemal'den başka kimse daha iyi bilemez. Faruk Rıfkı ATAY'ın "Atatürk'ün Bana Anlattıkları" adlı kitap, bizzat Atatürk'ün isteği ile kaleme alınmıştır. O kitapta Vahdettin ile ilgili Atatürk'ün çarpıcı beyanları mevcuttur.
Örneğin; Sultan Vahdettin'in ölüm haberi, Mustafa Kemal'e geldiğinde Faruk Rıfkı ATAY da Mustafa Kemal Paşa'nın yanındadır. Atatürk, ölüm haberini duyduktan hemen sonra, Faruk Rıfkı ATAY'a dönmüştür. ATAY, Atatürk'ü gördüğünde gözlerinin dolu olduğunu, çok üzüntülü bir hal içerisinde olduğunu yazar. Atatürk aynen şu kelimeleri söylemiştir:
"ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞAHIS VEFAT ETMİŞTİR. EĞER İSTESEYDİ, TOPKAPI SARAYINDAKİ KUTSAL EMENATLERİ ALIR VE ÖYLE BİR ORDU İLE ANADOLU'YA GELİRDİ Kİ, HİÇBİR GÜÇ ONUN KARŞISINDA DURAMAZDI, BİZ DAHİ..."
Yine Vahdettin ile ilgili bir çok beyanat orada kaleme alınmıştır. Okuyup araştırmadan yapılan tüm tahlil ve beyanlar, bize öğretilen resmi tarihin tekrarından ibarettir. Zira bize okullarda öğretilen resmi tarih o kadar çelişkilidir ki, kimin vatan haini kimin vatanperver olduğu birbirine girmiştir. Bunun sebebi, İnönü döneminde yapılan yanlışlıklar nedeniyledir.
Örneğin, bırakın Vahdettin'i, Kazım Karabekir Paşa, Milli Mücadele yıllarında Mustafa KEMAL'in en büyük yardımcısıdır. Hatta Mustafa Kemal'in bizzat kendisini tutuklamaya geldiğinde, "Emrinizdeyim Paşam!" diyerek selam duran bu insan, yıllar sonra vatana ihanet ve Mustafa Kemal'i öldürmeyi azmettirmekten istiklal mahkemelerinde yargılanmıştır. Son anda Mustafa Kemal'in girişimi ile kurtulan bu eşsiz kahraman komutan, şu an aynı Vahdettin gibi vatan haini olarak tanımlanmaktadır.
Yine bize okullarda yıllarca büyük bir birlik olarak gösterilen NATO'nun kuruluş yıl dönümlerini bile ders girişinden önce kutlamadık mı? Ama neyi öğrendik? PKK denen örgütün kuruluşunda dahi yer alan NATO, hala resmi tarihi savunan profesör eskileri ve sözde vatan sevdalıları tarafından savunulmakta. Okullarda resmi tarih ezbercileri tarafından çocuklara/kardeşlerimize öğretilmekte.
Araştıralım, ondan sonra konuşalım. Ezberlediğini okuyan bir robot gibi değil, ezberleri bozan, araştırmacı, analizci bir entellektüel olarak söz söyleyelim. Yoksa cehaletin karanlığında savrulur dururuz...
Vahdettin'in vatan haini olup olmadığını, M.Kemal'den başka kimse daha iyi bilemez. Faruk Rıfkı ATAY'ın "Atatürk'ün Bana Anlattıkları" adlı kitap, bizzat Atatürk'ün isteği ile kaleme alınmıştır. O kitapta Vahdettin ile ilgili Atatürk'ün çarpıcı beyanları mevcuttur.
Örneğin; Sultan Vahdettin'in ölüm haberi, Mustafa Kemal'e geldiğinde Faruk Rıfkı ATAY da Mustafa Kemal Paşa'nın yanındadır. Atatürk, ölüm haberini duyduktan hemen sonra, Faruk Rıfkı ATAY'a dönmüştür. ATAY, Atatürk'ü gördüğünde gözlerinin dolu olduğunu, çok üzüntülü bir hal içerisinde olduğunu yazar. Atatürk aynen şu kelimeleri söylemiştir:
"ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞAHIS VEFAT ETMİŞTİR. EĞER İSTESEYDİ, TOPKAPI SARAYINDAKİ KUTSAL EMENATLERİ ALIR VE ÖYLE BİR ORDU İLE ANADOLU'YA GELİRDİ Kİ, HİÇBİR GÜÇ ONUN KARŞISINDA DURAMAZDI, BİZ DAHİ..."
Yine Vahdettin ile ilgili bir çok beyanat orada kaleme alınmıştır. Okuyup araştırmadan yapılan tüm tahlil ve beyanlar, bize öğretilen resmi tarihin tekrarından ibarettir. Zira bize okullarda öğretilen resmi tarih o kadar çelişkilidir ki, kimin vatan haini kimin vatanperver olduğu birbirine girmiştir. Bunun sebebi, İnönü döneminde yapılan yanlışlıklar nedeniyledir.
Örneğin, bırakın Vahdettin'i, Kazım Karabekir Paşa, Milli Mücadele yıllarında Mustafa KEMAL'in en büyük yardımcısıdır. Hatta Mustafa Kemal'in bizzat kendisini tutuklamaya geldiğinde, "Emrinizdeyim Paşam!" diyerek selam duran bu insan, yıllar sonra vatana ihanet ve Mustafa Kemal'i öldürmeyi azmettirmekten istiklal mahkemelerinde yargılanmıştır. Son anda Mustafa Kemal'in girişimi ile kurtulan bu eşsiz kahraman komutan, şu an aynı Vahdettin gibi vatan haini olarak tanımlanmaktadır.
Yine bize okullarda yıllarca büyük bir birlik olarak gösterilen NATO'nun kuruluş yıl dönümlerini bile ders girişinden önce kutlamadık mı? Ama neyi öğrendik? PKK denen örgütün kuruluşunda dahi yer alan NATO, hala resmi tarihi savunan profesör eskileri ve sözde vatan sevdalıları tarafından savunulmakta. Okullarda resmi tarih ezbercileri tarafından çocuklara/kardeşlerimize öğretilmekte.
Araştıralım, ondan sonra konuşalım. Ezberlediğini okuyan bir robot gibi değil, ezberleri bozan, araştırmacı, analizci bir entellektüel olarak söz söyleyelim. Yoksa cehaletin karanlığında savrulur dururuz...