Vecihi Hürkuş
Türk havacılık tarihinin en önemli kişilerinden biri, pilot ve aynı zamanda da mühendis olan Vecihi Hürkuştur.
1896 yılının Ocak ayında, İstanbulda doğmuştur. İstanbullu bir ailenin çocuğu olan Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, Vecihi Hürkuşun babasıdır. Annesi ise, Vidinde doğmuş, küçük yaşlardayken İstanbula getirilmiş olan Zeliha Niyir Hanımdır. Daha bebek sayılabilecek yaşlarda iken babası ölmüş, annesi ve geriye kalan geniş ailesi ile birlikte yaşamıştır.
Ardından, amcası Ahmed Şekür Beyin yanına sığınmışlardır. Amcası Ahmed Şekür Bey, Harbiyede eskrim ve resim hocasıdır. Sonraları ise, kardeşleri ve annesi ile birlikte Üsküdara taşınmışlardır. Vecihi Hürkuş, 3 kardeşin ortanca olanıdır. İlkokulunu Bebekte okumuş, sonra ise sırasıyla Üsküdarda Füyuzati Osmaniye Rüştiyesinde ve Üsküdar Paşakapısı İdadisinde öğrenim görmüştür. Bir süre sonra, sanata olan merakı ve isteği nedeniyle de, Tophane Sanat Okuluna geçmiş ve burayı bitirmiştir.
1896 yılının Ocak ayında, İstanbulda doğmuştur. İstanbullu bir ailenin çocuğu olan Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, Vecihi Hürkuşun babasıdır. Annesi ise, Vidinde doğmuş, küçük yaşlardayken İstanbula getirilmiş olan Zeliha Niyir Hanımdır. Daha bebek sayılabilecek yaşlarda iken babası ölmüş, annesi ve geriye kalan geniş ailesi ile birlikte yaşamıştır.
Ardından, amcası Ahmed Şekür Beyin yanına sığınmışlardır. Amcası Ahmed Şekür Bey, Harbiyede eskrim ve resim hocasıdır. Sonraları ise, kardeşleri ve annesi ile birlikte Üsküdara taşınmışlardır. Vecihi Hürkuş, 3 kardeşin ortanca olanıdır. İlkokulunu Bebekte okumuş, sonra ise sırasıyla Üsküdarda Füyuzati Osmaniye Rüştiyesinde ve Üsküdar Paşakapısı İdadisinde öğrenim görmüştür. Bir süre sonra, sanata olan merakı ve isteği nedeniyle de, Tophane Sanat Okuluna geçmiş ve burayı bitirmiştir.
--------------------------------------------------------------
1912de yaşanan Balkan Savaşına, eniştesi olan Kurmay Albay Kemal Beyin yanında gönüllü olarak katılmıştır. Bu savaşta, Edirneye giren kuvvetlerin içinde yer almıştır. Balkan Savaşından sonra ise, Beykoz Serviburundaki esir kampına kumandan olmuştur.
5305_vecihi-hurkus-cenazesiVecihi Hürkuş, gençliğinden bu yana tayyareci olmak niyetindeydi. Yaşının küçük olması sebebiyle, makinist mektebine alınmıştır. Burayı bitirerek, Tayyare Makinist Mektebinden Küçük Zabit olarak mezun olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında, makinist sıfatıyla Bağdata gönderilmiştir. Gönderildiği yerde, 1916 yılının Şubat ayında bir uçak kazasında yaralanarak İstanbula dönmüştür.
Savaştan yaralı olarak döndükten sonra, Yeşilköydeki Tayyare Okuluna girmiş, burada tayyareci olmuştur. Vecihi Hürkuş, pilot olarak ilk uçuşunu 21 Mayıs 1916 tarihinde gerçekleştirmiştir. 15 Kasım 1916 tarihinde ise, tayyarecilik tahsilini başarıyla noktalamış ve pilot diplomasını almıştır. 1917 yılının sonbaharında, Ruslara karşı savaşmak üzere Kafkas Cephesine, 7. Tayyare Bölüğüne atanmıştır. Burada oldukça başarılı keşif ve bombardıman uçuşları gerçekleştirmiştir. Kafkas Cephesinde girdiği bir hava muharebesinde, bir Rus savaş uçağını düşürerek, uçak düşüren ilk Türk tayyareci olmuştur.
--------------------------------------------------------------
1912de yaşanan Balkan Savaşına, eniştesi olan Kurmay Albay Kemal Beyin yanında gönüllü olarak katılmıştır. Bu savaşta, Edirneye giren kuvvetlerin içinde yer almıştır. Balkan Savaşından sonra ise, Beykoz Serviburundaki esir kampına kumandan olmuştur.
5305_vecihi-hurkus-cenazesiVecihi Hürkuş, gençliğinden bu yana tayyareci olmak niyetindeydi. Yaşının küçük olması sebebiyle, makinist mektebine alınmıştır. Burayı bitirerek, Tayyare Makinist Mektebinden Küçük Zabit olarak mezun olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında, makinist sıfatıyla Bağdata gönderilmiştir. Gönderildiği yerde, 1916 yılının Şubat ayında bir uçak kazasında yaralanarak İstanbula dönmüştür.
Savaştan yaralı olarak döndükten sonra, Yeşilköydeki Tayyare Okuluna girmiş, burada tayyareci olmuştur. Vecihi Hürkuş, pilot olarak ilk uçuşunu 21 Mayıs 1916 tarihinde gerçekleştirmiştir. 15 Kasım 1916 tarihinde ise, tayyarecilik tahsilini başarıyla noktalamış ve pilot diplomasını almıştır. 1917 yılının sonbaharında, Ruslara karşı savaşmak üzere Kafkas Cephesine, 7. Tayyare Bölüğüne atanmıştır. Burada oldukça başarılı keşif ve bombardıman uçuşları gerçekleştirmiştir. Kafkas Cephesinde girdiği bir hava muharebesinde, bir Rus savaş uçağını düşürerek, uçak düşüren ilk Türk tayyareci olmuştur.
--------------------------------------------------------------
1917 yılının Ekim ayında, bir hava savaşında yaralanıp düşürülmüş, esir olacağını anlayınca, düşmana teslim etmemek için uçağını yakmıştır. Esir olarak Hazar Denizindeki Nargin Adasında tutulmuştur. Azeri Türklerinin yardımıyla adadan yüzerek kaçmış, adanın karşısındaki Bakü, Ruslar tarafından işgal edildiği için, savaşa girmeyen İrandan karaya çıkmıştır. Beraber esaretten kaçtığı istihkâm Teğmeni Salih Bey ile, 2,5 ay süren kara yolunu yaya olarak tamamlamıştır. Süleymaniye üzerinden Musula geldikten sonra yurda dönüp, 1918 yılı yaz başlarında Yeşilköyde bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğünde görev almıştır.
Bu zaman zarfında, bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Hürkuşun projesi, Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanması nedeniyle yarıda kalmıştır. İstanbul işgal edildiğinde, esaretten dönen askerlerin arasına karışarak, Haremden kalkan bir gemiyle gizlice Mudanyaya, oradan da Bursa ve Eskişehir üzerinden Konyaya geçerek Kurtuluş Savaşına katılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, Vecihi Hürkuş, Sivil Pilot olarak başarıyla görev yapmıştır. Özellikle İnönü ve Sakarya savaşları sırasında, çok başarılı keşif ve destek uçuşları yapmıştır. Bu uçuşlardan birinde, bir Yunan uçağını da indirmiştir. Ayrıca, Kurtuluş Savaşının ilk ve son uçuşunu yapan pilot olarak da havacılık tarihine geçmiştir. İzmir (Gaziemir Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi de, Vecihi Hürkuştur.
Vecihi Hürkuşa, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Bununla birlikte, TBMM tarafından 3 kez takdirname verilmiştir. Bu başarısı ile de, 3 takdirname verilen tek kişi olma ünvanına da sahip olmuştur. Kurtuluş Savaşı sıralarında, Akşehirde Jandarma Komutanı olan Ratıp Beyin kızı Hadiye Hanımla evlenmiştir. Gönül ve Sevim isimli 2 kızı olmuştur.
Bu zaman zarfında, bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Hürkuşun projesi, Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanması nedeniyle yarıda kalmıştır. İstanbul işgal edildiğinde, esaretten dönen askerlerin arasına karışarak, Haremden kalkan bir gemiyle gizlice Mudanyaya, oradan da Bursa ve Eskişehir üzerinden Konyaya geçerek Kurtuluş Savaşına katılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, Vecihi Hürkuş, Sivil Pilot olarak başarıyla görev yapmıştır. Özellikle İnönü ve Sakarya savaşları sırasında, çok başarılı keşif ve destek uçuşları yapmıştır. Bu uçuşlardan birinde, bir Yunan uçağını da indirmiştir. Ayrıca, Kurtuluş Savaşının ilk ve son uçuşunu yapan pilot olarak da havacılık tarihine geçmiştir. İzmir (Gaziemir Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi de, Vecihi Hürkuştur.
Vecihi Hürkuşa, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Bununla birlikte, TBMM tarafından 3 kez takdirname verilmiştir. Bu başarısı ile de, 3 takdirname verilen tek kişi olma ünvanına da sahip olmuştur. Kurtuluş Savaşı sıralarında, Akşehirde Jandarma Komutanı olan Ratıp Beyin kızı Hadiye Hanımla evlenmiştir. Gönül ve Sevim isimli 2 kızı olmuştur.
--------------------------------------------------------------
Savaşın ardından, İzmir / Seydiköyde açılan tayyare okulunda, yeni tayyarecileri eğitmeye başlamıştır. 1923 yılının başlarında, İzmit bölgesindeki Tayyare bölüğüne atanmıştır. Ancak 3 ay geçtikten sonra, İzmirde görevli Binbaşı Fazılın, eğitim uçuşunda düşüp şehit olmasıyla, tekrar İzmire çağrılmıştır. Tüm bu eğitim ve görevlerin yanı sıra, fen işleri ile de uğraşmış, savaşta birçok sıkıntı ve yokluk çekildiğini bildiği için, bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla, havacılığı millileştirme düşünceleri zihnine hakim olmuştur.
5305_vecihi-hurkus-cenazesi
Yine bu yıllarda, Edirneye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilmiştir. Bu hizmeti karşılığında, o uçağa VECİHİ adı verilince, uçak tasarlama ve yapma düşüncelerine yoğunlaşmıştır. İzmir Seydiköy Hava Okulunda (bugün yerinde Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı bulunan askeri tesis), uçak yapımı projesine devam etmiştir. Kendi ürettiği ilk uçağında, 1923 yılında Yunanlılardan savaş ganimeti olarak elde edilen motoru ve bazı parçaları kullanmıştır. Aynı zamanda bu uçak, imal edilen ilk Türk uçağıdır. 28 Ocak 1925 tarihinde, VECİHİ K-VI adını verdiği uçağını uçurmuştur. Ancak, bugün gururla anlatılan bu olay, izinsiz uçuş yaptığı için, Vecihi Hürkuşa ceza getirmiştir. Uçuş için istediği izin nedeniyle bir heyet toplanmış, ancak havacılıktan pek de anlamayan kimselerce izin işi geciktiği için, çeşitli telkinlerle uçuş kararı alan Vecihi Hürkuşa, heyet tarafından ceza verilmiştir. Bu ceza, havacılık tarihi açısından, bir dönüm noktasıdır.
Ceza aldıktan sonra istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılıp, Ankaraya giden Vecihi Hürkuş, yenice kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyetine (T.T.C.) katılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün, İstikbal göklerdedir sözünden feyz alan bu cemiyet, çeşitli bağışlarla güçlenmek ve havacı bir nesil yetiştirmek için okul kurmak niyetindeydi. Vecihi Bey, bu cemiyete bağışlamak için yaptığı uçağı geri almaya çalışmış, ancak bunda başarılı olamamıştır.
1930 yılında Kadıköyde, bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ay gibi bir sürede, ilk Türk sivil uçağını, kendisinin de ikinci uçağı olan VECİHİ XIVü inşa etmiştir. Bu uçakla ilk uçuşunu, 27 Eylül 1930da Kadıköy Fikirtepede gerçekleştirmiştir. Ardından, VECİHİ XIV ile önce Yeşilköye, sonra da Ankaraya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikasını alabilmek için, İktisat Bakanlığına başvurmuş, ancak 14 Ekim 1930da Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir cevabını almıştır. Bu cevap üzerine, istenen belgenin alınması amacıyla, uçak sökülerek Çekoslovakya'ya gönderilmiştir. Hürkuş, 6 Aralık 1930da Praga vardığında, parçalanmış tayyare henüz gelmemiştir. Birçok prosedür, montaj ve çeviri işlemlerinin ardından, tayyarenin uçuş kontrolü tamamlanmıştır.
Savaşın ardından, İzmir / Seydiköyde açılan tayyare okulunda, yeni tayyarecileri eğitmeye başlamıştır. 1923 yılının başlarında, İzmit bölgesindeki Tayyare bölüğüne atanmıştır. Ancak 3 ay geçtikten sonra, İzmirde görevli Binbaşı Fazılın, eğitim uçuşunda düşüp şehit olmasıyla, tekrar İzmire çağrılmıştır. Tüm bu eğitim ve görevlerin yanı sıra, fen işleri ile de uğraşmış, savaşta birçok sıkıntı ve yokluk çekildiğini bildiği için, bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla, havacılığı millileştirme düşünceleri zihnine hakim olmuştur.
5305_vecihi-hurkus-cenazesi
Yine bu yıllarda, Edirneye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilmiştir. Bu hizmeti karşılığında, o uçağa VECİHİ adı verilince, uçak tasarlama ve yapma düşüncelerine yoğunlaşmıştır. İzmir Seydiköy Hava Okulunda (bugün yerinde Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı bulunan askeri tesis), uçak yapımı projesine devam etmiştir. Kendi ürettiği ilk uçağında, 1923 yılında Yunanlılardan savaş ganimeti olarak elde edilen motoru ve bazı parçaları kullanmıştır. Aynı zamanda bu uçak, imal edilen ilk Türk uçağıdır. 28 Ocak 1925 tarihinde, VECİHİ K-VI adını verdiği uçağını uçurmuştur. Ancak, bugün gururla anlatılan bu olay, izinsiz uçuş yaptığı için, Vecihi Hürkuşa ceza getirmiştir. Uçuş için istediği izin nedeniyle bir heyet toplanmış, ancak havacılıktan pek de anlamayan kimselerce izin işi geciktiği için, çeşitli telkinlerle uçuş kararı alan Vecihi Hürkuşa, heyet tarafından ceza verilmiştir. Bu ceza, havacılık tarihi açısından, bir dönüm noktasıdır.
Ceza aldıktan sonra istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılıp, Ankaraya giden Vecihi Hürkuş, yenice kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyetine (T.T.C.) katılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün, İstikbal göklerdedir sözünden feyz alan bu cemiyet, çeşitli bağışlarla güçlenmek ve havacı bir nesil yetiştirmek için okul kurmak niyetindeydi. Vecihi Bey, bu cemiyete bağışlamak için yaptığı uçağı geri almaya çalışmış, ancak bunda başarılı olamamıştır.
1930 yılında Kadıköyde, bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ay gibi bir sürede, ilk Türk sivil uçağını, kendisinin de ikinci uçağı olan VECİHİ XIVü inşa etmiştir. Bu uçakla ilk uçuşunu, 27 Eylül 1930da Kadıköy Fikirtepede gerçekleştirmiştir. Ardından, VECİHİ XIV ile önce Yeşilköye, sonra da Ankaraya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikasını alabilmek için, İktisat Bakanlığına başvurmuş, ancak 14 Ekim 1930da Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir cevabını almıştır. Bu cevap üzerine, istenen belgenin alınması amacıyla, uçak sökülerek Çekoslovakya'ya gönderilmiştir. Hürkuş, 6 Aralık 1930da Praga vardığında, parçalanmış tayyare henüz gelmemiştir. Birçok prosedür, montaj ve çeviri işlemlerinin ardından, tayyarenin uçuş kontrolü tamamlanmıştır.
Vecihi Hürkuş, 1931 yılında, Türk Tayyare Cemiyeti yararına Türkiye turu yapmıştır. Tur güzergahları ise şöyledir;
Birinci Tur (02.09.1931): Ankara, Kızılcahamam, Gerede, Bolu, Ereğli, Zonguldak, Cide, Sinop, Samsun, Trabzon, Of, Rize, Gümüşhane, Bayburt, Suşehri, Zara, Hafik, Sivas, Şarkışla, Akdağmadeni, Sorgun, Yozgat, Sungurlu, Kalecik, Ankara.
İkinci Tur (09.11.1931) : Ankara, Gölbaşı, Bağla, Şereflikoçhisar, Aksaray, Konya, Beyşehir, Seydişehir, Alanya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Köyceğiz, Muğla, Göktepe, Kale, Tavas, Karacasu, Babadağ, Denizli, Çal, Çivril, Karahallı, Ulubey, Uşak, Kütahya, Eskişehir, Çukurhisar, İnönü, Bozüyük, Karaköy, Söğüt, Geyve, Adapazarı, İzmit, İstanbul.
1932 yılında, Vecihi Sivil Tayyare Mektebi isimli, ilk Türk Sivil Havacılık Okulunu açmıştır. Okulda, ilk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen ile beraber, toplam 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kalamış-Kadıköyde, ilk sivil uçağı VECİHİ XIV, ilk eğitim ve spor uçağı VECİHİ XV, 160 beygirlik Mercedes uçak motorlu deniz kızağı VECİHİ SK-X üretilmiştir. Nuri Demirağ, bir tayyare yapımı için 5000 TL vermiş, bunun sonucunda, 1933 yılında NURİ BEY adı verilen VECİHİ XVI kabin uçağı yapılmıştır.
1954 yılında ilk Türk sivil havayolu şirketi olan Hürkuş Havayollarını kuran da, Vecihi Hürkuştur. Türk Hava Yollarının seferden kaldırmış olduğu uçaklardan sekiz tayyare, Ziraat Bankasından kredi kullanılarak satın alınmıştır. Ancak kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar vb. aksilikler sonucunda, Hürkuş Hava Yollarının uçakları uçuştan men edilmiştir. Bu kötü gelişmeye rağmen, elinde kalan son uçağını (TC-ERK), Maden Tetkik Arama Enstitüsü adına kullanarak, Güney Doğu Anadoluda toryum, uranyum ve fosfat arama faaliyetlerinde görev almıştır.
Hayatının sonlarına doğru çok sıkıntı çekmiş, borçlandırılmaya sürüklenmiş, icra takipleri ve davalarla boğuşurken, vatana hizmet nedeniyle kendisine bağlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konulmuştur.
Ankarada anılarını yazdığı zaman diliminde, beyin kanamasından komaya girmiştir. Hayatı boyunca havacılıkla uğraşmış olan Vecihi Hürkuş, insanoğlunun aya ayak basmak üzere Dünyadan ayrıldığı tarihte (16 Temmuz 1969), Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde, hayata gözlerini yummuştur.
Ölümünün ardından, Ankara / Cebeci Asri Mezarlığına defnedilmiştir.
Türk 40 kişiyle çin sarayını basan , gemiyi karadan yürüten , OnBin kişi ile bir milyonluk haçlının ensesinden at koşturandır .
Ruhun şad olsun Vecihi Hürkuş...
İkinci Tur (09.11.1931) : Ankara, Gölbaşı, Bağla, Şereflikoçhisar, Aksaray, Konya, Beyşehir, Seydişehir, Alanya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Köyceğiz, Muğla, Göktepe, Kale, Tavas, Karacasu, Babadağ, Denizli, Çal, Çivril, Karahallı, Ulubey, Uşak, Kütahya, Eskişehir, Çukurhisar, İnönü, Bozüyük, Karaköy, Söğüt, Geyve, Adapazarı, İzmit, İstanbul.
1932 yılında, Vecihi Sivil Tayyare Mektebi isimli, ilk Türk Sivil Havacılık Okulunu açmıştır. Okulda, ilk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen ile beraber, toplam 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kalamış-Kadıköyde, ilk sivil uçağı VECİHİ XIV, ilk eğitim ve spor uçağı VECİHİ XV, 160 beygirlik Mercedes uçak motorlu deniz kızağı VECİHİ SK-X üretilmiştir. Nuri Demirağ, bir tayyare yapımı için 5000 TL vermiş, bunun sonucunda, 1933 yılında NURİ BEY adı verilen VECİHİ XVI kabin uçağı yapılmıştır.
1954 yılında ilk Türk sivil havayolu şirketi olan Hürkuş Havayollarını kuran da, Vecihi Hürkuştur. Türk Hava Yollarının seferden kaldırmış olduğu uçaklardan sekiz tayyare, Ziraat Bankasından kredi kullanılarak satın alınmıştır. Ancak kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar vb. aksilikler sonucunda, Hürkuş Hava Yollarının uçakları uçuştan men edilmiştir. Bu kötü gelişmeye rağmen, elinde kalan son uçağını (TC-ERK), Maden Tetkik Arama Enstitüsü adına kullanarak, Güney Doğu Anadoluda toryum, uranyum ve fosfat arama faaliyetlerinde görev almıştır.
Hayatının sonlarına doğru çok sıkıntı çekmiş, borçlandırılmaya sürüklenmiş, icra takipleri ve davalarla boğuşurken, vatana hizmet nedeniyle kendisine bağlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konulmuştur.
Ankarada anılarını yazdığı zaman diliminde, beyin kanamasından komaya girmiştir. Hayatı boyunca havacılıkla uğraşmış olan Vecihi Hürkuş, insanoğlunun aya ayak basmak üzere Dünyadan ayrıldığı tarihte (16 Temmuz 1969), Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde, hayata gözlerini yummuştur.
Ölümünün ardından, Ankara / Cebeci Asri Mezarlığına defnedilmiştir.
Türk 40 kişiyle çin sarayını basan , gemiyi karadan yürüten , OnBin kişi ile bir milyonluk haçlının ensesinden at koşturandır .
Ruhun şad olsun Vecihi Hürkuş...