Keskin özlemlerle bir kulaç boyu daha yükseliyor sana olan aşkım.Arşınlanan diğer aşklar gibi değil,sadece senin olduğun bir aşk.Biricik her adımda biraz daha yürüyen bir aşkın gözleri var yüreğimde.Hiç kimseye aldırmadan,sadece seninle beslenen…Kaynağım sen,kendim sen…Toz bulutları arasından kaldırdığım aşkı meçhul bir firarda kaybediyorum.Biricik nereye gidiş bu firar.?Kime,kimlere isyan bu bekleyiş.?Ne kadar yaşarsam yaşayayım seni kendi içimde,yoksan tüm sıcaklıklar boğuyor beni.Tüm kırık parçalar çiziyor bedenimi.Binbir türlü lanetler okuyorum sorular Cenneti dünyaya.Tekrar tekrar umudu ellerimin dikenlerinde taşıyorum.Her tekrar da hedefi belli olmayan yürüyüşler gibi biraz daha göğe yaklaşıyor ellerim.Güneşin kızı,alevlerinin gölgesinde tüm bağların vefasız tutuşları akıyor.Tutamadığım ellerin ise seni bomboş bir odaya ***ürüyor.O odada bir başına kalıyorsun boğucu hayallerinle.Her hayalinse seni umudun suskun haykırışı yapıyor.Ateşin elleri,alevlerinin hedefinde kimler var şimdi.?Bırakıp gitmek mi senin göz alıcı güzelliğinin içindeki sır perdesi.?Biricik paslanmış bir demir parçasını kavuruyorsun yüreğimdeki damarların üzerinde.Çıkan cızırtıların kokusunda yaşıyorsun hayatını.Yaşayabildiğin kadar yaşa be…! Sorular,işkenceler beni bölük bölük ederken sen başka yüreklerde hüküm sür.Oralarda hisset nefesimdeki tutuşlarda SEN`i.Ders kitaplarında gör Cehennemde senin yokluğunun acısını çektiğimi.Biricik yas var bugünlerde buralarda.Yanlış anlama,benim sevgim hala sana.Yas ise sevgime değil,ölen bana
